Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 18 Nisan 1973 «Aynı ülkede yaşayan ve ortak çıkarlarla birbirine bağlı kişılerın tümü» dıye tanımlar sözlükler «halk» kavramını. «Bır ulusun belli bir çevre içınde yaşayan kısmı (ör. Anadolu halkı. Balkanlardaki Türk halkı) tanımı da aynı kavramı içerir. Bazı kaynaklar da «aydınların dışmda kalan topluluk» dıye tanımlar halkı. Bu tanımı benimseyenler «Halk sanatını» da «sanatçisı ve müştensi halk smıfından olan sanat» diye anlatırlar. «Bu sanatm amacı hoşa gıtmek, basıt duygu ve düşünceleri dıle getirmektir ( . 1 Halk sanatı çok eski bır temel tizerinde çağdaş veya yakın bir geçmışe aıt ünlü eserlerden alınan ilhamların toplaşmasından meydana gelir, fakat ilgiyi çekme ve hoşa gitme kaygısı, yücelık ve guzellık kaygısına üstün gelır.» diye tanımı genişletirler. Bu tanımlarda doğru olan yanlar elbette vardır. Yalnız gözden kaçmaması gereken yan gürellık kavrammın görece oluşudur. Ayrıca halk sanatı guzelden çok faydaya yönelık bir sanat koludur. Faydanm güzellığe üstünlüğü ise tartışılmaz. Bu tistünlük çagımızda çeşıtli biürr.sel tezlerle de savunulmaktadır. Nısan ayı, gtizel bir rastlantıyle halk sanatınm çeşıtli kuruluşlar tarafından incelendıği, derlendıği, çağdaş yorumlarla yeniden yaratılışınm sergılendıgi ay oldu. Avusturya Başkonsolosluğunda Anadolu'nun etnik malzemeleri sergılendi. Ayni gunlerde Istanbul Teknik Ünıversitesı Mimarlık Fakültesi top lu programlannda «Anadolunun konut mimarisinin özellik Halk sanatı Nisan ayı, güzel bir rastlantıyla halk sanatının çeşitli kuruluşlar tarafından incelendiği, derlendiği, çağdaş yorumlannm sergilendiği ay oldu. Sennur SEZER leri» konusunda konferans ve sergiler hazırladı. Ilk program Güneydoğu Anadolu vu içerıyor. 220 Nisan arasmdaki sergıde Prof. Muzaffer Sudalı'nın 1960 yılıyle ılgıli incelemesine ait fotoğraflar (peyzaj. ıns>an, doğal ve yapı karakteristiklen ıle Güneydoğu Anadolu) ve Prof. Doğan Ergınbaş'ın 1952 yılmda Diyarbakır evlerı ile ilgili araştırmasmm rö'evelermin bir kısmı (Tiirkıye'de iklim ıle dengeli mimari bzellikler kapsamı içinde) sunuldu. Konferans dızisi Doç. Dr. Metin Sözen'in «Özellıklenyle Güneydoğu Anadolu» konulu konferansı ile başladı. Son gunlerde Sofya'daki «Ormanlar üstüne çeşitlemeler» konulu yarışmada birincilik a!an ressam fotoğrafçı Ersin Alok'un çektiği fotoğraflann eşlığindeki konferans gördügti ilgi yuzünden 20 Nisanda ÎTÜ Mimarlık Fakültesi 213 nolu salonda tekrarlanacak. Aynı salonda Prof. Tuğnıl Akçura, Prof. Lütfi Zeren, Orman Bakanlığından Zekai Bsyer ve Halk Müziği Uzmanı Mehmet Özbek'in konferanslan yer aldı. Program 18 Nisanda bölgeye aıt halk oyunları gösterisiyle son bulacak. Mimarlık Fakültesi her 15 günde bır, yeni bir bölgesini ve halk değerlerını tanıtacak Anadolu'nun. Istanbul Devlet Tatbıki Guzel Sanat lar Yuksek Okulunda da 21 Mart . 5 Nisan arasında «Ortaanadolu Gezisi» adıyle bir baş ka sergi jeraldı. öğretim üyelerınden Mustafa Pilevneh ve Ismail Türemen'ın hazırladığı sergi: fotoğraflar, o çevreye ait özellik taşıyan eşyalar ve o çevrede çalışilmış resımlerden hazırlanmıştı. Cumhuriyetimızin 50. yılını kutlama gösterileri serısinde yer alan bu sergıdeki en ilginç parçalar, Pilevneh ve Türemenin tepme keçe ustalanmn yanında çalışarak yaptıklan modern desenlı tepme keçelerdi. Aynı günlerde Eğitim EnstıtUsü öğrencileri de Ortaanadolu'ya yaptıklan bir gezinin fotoğrâflarını sergılediler. Tatbıki Güzel Saatlar Yüksek Okulu Seramik Sanatları kumı da 50. yıl onuruna bir dizi sergi hazırlamış. Yurdumuzun ünlü seramik bölgeleri olan Çanakka le, İznik ve Kütahya Seramikleri sergileri. Çeşitli koleksivonlardan toplanan parçalardan oluşan ser gilerde çoğunlukla 19.20. yüzyıl parçaları yer alıyor. 31 Mart 10 Nisan arasındaki Canakale seramikleri sergisini Kütahya ve \z nik seramikleri sergisi izleyecek. Bu sergilerin amacını en iyi Seramik Sanatları Bölümü Başkanı Erdinç Bakla'nm sunu yazıst yansıtıyor: «Günümüzde yaşamını sürdüren pek az geleneksel halk sanatı kaldı. Türk sanat ta rıhinin esasmı teşkil eden bu halk sanatları birbiri ardına kay boldular. kaybolmaktalar. Bu yok olusun başlıca sebeplerinden biri endüstrileşme ise, diğerleri halk sanatlarını küçümsememiz, ona değer vermememiz onun için hiç bir tedbir almamamızdır. (..) Sanatçı genç neslin görevlerinden biri de kaybolan halk sanatlarına arka çıkmaktır.» Amerikan Kültür Merkezinin, Türkiye Cumhuriyetinin 50. yılı onuruna bu ay sunduğu sergi, T.C. Cannon ve Fritz Scholder'in (518 Nisan). «1960 yıllarmda ortaya çıkan ve sanatm sükun verici bir mü kemmeliyet ve estetik bir düşünce alemi olduğu fikrinc karşı olan, bugünkü yaşantımızm iç ve dış alemlerini inceleyen resimler ortaya koyan bır sanatm ressamlanndandır» Scholder ile Cannon. Kızılderili aslmdan gel mektedirler. Fakat Amerikalı eleştinnenler onlardan «Kızıldenli ressamlar» diye söz etmenin ha talı olacağı düşüncesindeler. On ları Amerikalı saymaktadırlar. Bu eleştirmelerden Robert A. Ewing «Kızıldereli, bu kıtanın ruhunu kendisinde toplayan ve Amerikan kültür karısımımn en zorlajicı ve en etken elamanlanndan biridir.» (...) €Heyecanh bir ırktan doğan ve zamanımızm devrimci ihtirası ile beslenen Yeni Kızılderili Sanatı Amerikan sanatınm önemli bir hareketi olmak istidadmdadır. diye tammhyor sanatçılarm yap tiklarını. Kmlderili halkm tarih boyunca yaşadıklarmı yansıtan ressamlar zaman zaman «etnik uğruna kişiliklerini feda etmek» le suçlanıyorlar. Bu da Cannon ve Scholder'in «halk sanatı»ndan vaıarlanışlannı ispatlıvor. Çünkü halk sanatmda gelenek modadan daha etkindir. Nisan ayı Anadolunun ağır bas tığı bir ay oldu. Kızılderili ressamlar bile (ortaasya kökenli o\dukları savı düşünülerek) bu Anadolu sergilenmerine katıldüar. Melda Kaptana Sanat Galerisi köy elislerinin yeniden deser 40 YIL ÖNCE CUMHURİYET 18.4.1934 SİLÂHLAR MESELESİ vabt notada ortfu bütçesinîn 172 milyon mark fazlalığın 1933 • 34 mali senesınde Rayistagın kısa hizmetli bir orduya tahvili görüşüldüğü, bu paranın silâhlan bırakma meselesinin halline yarayacağı ve sınıflannı kaybetmiş Alman gemilerinin yenilenmesl, mürettebatımn emniyeti bakımmdan elli milyon liranın sarfı icap ettiği ve artık bunun geri bırakılamayacağı bildirilmiştir. NoAlman kara, deniz ve hava taya, hava hücumlanna karşı orduları bütçelerinin arttınlmüdafaa edilebilmek için hava bütçesine aynca elli milyon masına ait izahat talebinı hakonulması icap ettiği de ilâve vl îngiltere hükümetinln notaOlunmuştur. sına Almanya'mn verdiği ceStYASt faaliyetlerde bulunmamak sartiyle Kor«ika Adasmda ikametine müsaade edilen Troçkinin vaadini bozarak Cç gün evvel Paris civarınrîa Fondenblö ormanında bir köçke gizlice geldiği ve siyasi islerle uğrasmakta olduğu da snlasıldığmdan Fransa'dan çıkanlmasma karar verilmiştir. ONDRA, 17 (»*.) Silâhlan bırakma meselesi hakkında Öanimarka, Isveç, Norveç, Ispanya ve Isvlçre'nin verdikleri, Hollandanın da uygun bulduğu beyanname Londra'tfa ilgiyle karşılanmıştır. Beyannamenin aktedilecek her muahedede silâhlan bırakma tedbirleri alınmasını kaydeden kısmı Londra'da iyi bir kabul görmüştür. I Ortaanadolu'dan tepme keçe Foto: Pilevneli Türemen lendirilmelerini sergiliyor (9 Ni sandan başhyarak). Anadolu ya şayışını ve insanını yansıtan lyem de sergisini Kültür Kolejinde tek rarlıyor. Aydınlarımızın ve sanatçılanmızm halk sanatlarımıza daha yakın ilgi göstermeleri dilefyle.. BÜLMACA 1 23456789 TOKARDAN AŞAGIYA: 1 Sofra hizmeti veya kamu, halk hizmeti yahutta dairelerde sube mânâsına Rev. 2 Damga veya düz seki'.den deri mukavva gibi sevlerden yapılan aslının kalıbı veya mühür damga gibi seyler İçin mürekkebi olan kab. 3 TERSÎ bevaz renk TERSÎ bir şeyl diğerlerinden ayıran onu belli eden özellik (Eski dill. 4 TERSt aksinin ne olacağıni da hesaba katarak bir ?ey için şöyle veya böyle bir inanç sahibi olmak, zan Hindlstan'da birbirine kapalı sınıflar sisteml. 5 TERSt Mmyada kalay TERSt besteli yüksek sahne eseri. 6 Binek hayvanlannda oturacak yer Bir nota. 7 Dudaklan büzerek veya ağzına parmak sokarak çıkanlan ince kesJdn ses Göl taşıtlanndan. 8 Tamamlama, eksiğini giderme. sonuna getirme (Eskl dil) TERSt yumurtanın bir kısmı. 9 Hatay*da bir nehir Bir konu üzerine bütün ügililere gönderilen yazı. Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası gelişme yolunda Selmi ANDAK stanbul Devlet Senfoni Orkestrası, değerli müzisyen, flütist Mükerrem Berk'in yönetıminde bu mevsim kurulduğundan bu yana, birbirl arkası başanlı konserlerle çok önemli gelişme kaydediyor. Türkiye'nin evrensel müzik hayaünda, uzun yıllar öncesi, sayılı müzik otoritelerimizden Cemal Reşit Rey'ın unutulmaz hizmetleriyle, ilk kurduğu «Yaylı Çalgılar Orkestrası» ve sonra Türkiye Filârmoni Dernefi'nin ve Konservatuar'ın çalışmalan v e desteğiyle oluşan «Şehir Senfoni Orkestrası» run değeri hiçbir zaman küçümsenemez. Ülkemlzde Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın yanısıra, geniş dinîeyici kitlesine çok sesli klâsik ve çağdaş müzik sanatını aşılamak ve sevdirmek yolunda Konservatuar ve Şehir Orkestrasınm oynadığı rol daima hatırlardadır... îşte, Şehir Orkestrasının kaldığı yerden, gene onun (bu kez Devlet desteğiyle) bir devamı sayılan «îstanbul Devlet Senfoni Orkestrası» nın henüz ilk kuruluş yılmda, her hafta Teknik Üniversite Maden Fakültesi salonunda uyguladığı repertuarın ulaştığı seviye, ve böylece, iki gün üstüste verilen ayni konserde salonu baştanbaşa dolduran dinîeyici kitlesinin gösterdiği ilgi, mutlu btr başlangıcın gelecek için daha umut verici işaretidir. Istanbul Devlet Senfoni Orkestrasınm, özellikle çsğdas Tflrk bestecilerinin bugüne kadar ya hiç tanınma imkânı bulamamış veya az tanmmış bestelerine repertuannda yer ayırmasının önemi ve yaran büyüktür. TUrk orkestra îeflerinin yönettiği, Türfc solistlerinin katıldığı konserlerm vatniMia; tesnınmış yabancı şef ve solistlerin yer aldığı konserlerin tümü, bu mevsimin panoramasını verimli ve ilginç kılmaktadır! Mevsim başındanberi eserlerini dinlediğimiz Türk bestecileri arasında: Ulvi Cemal Erkin'in «Sinfonietta», tlhan Usmanbaş'ın «Küçük Gece Müziği», Adnan Savgun*un «1. Senfoni Op. 29», Bülent Arel'in «Eski Tarz Süit», Okan Demiriş'in «Doğu Süiti», ve Nevit Kodallı'nın «Telli Tuma (orkestra süiti)» adlı besteleri bugüne kadar ilgiyle lzlediğimiz ve tanımak fırsatını bulduğumuz değerli yapıtlardır. Gene bu mevsim, Türk orkestra şefleri arajında Hikmet Şimşek'in, Demirhan Altuğ*un yönettiği başanh konserleri, bir süredenberi tngiltere'de ve îtalya'da orkestra vöneticiliği eğitimi görerek parlak başarılara erişen Gürer Aykal'ın yurda döndükten sonra ilk kez yönettiği konseri izledik. Yabancı sefler arasında, Cumhurbaşkanlığı Senfoni Orkestrası'nın yöneticisi Prof. Gotthold E. Lessing'in, evvelce de konserlerine tanık olduğumuz Rolf Agop'un, Istanbul Devlet Operası ve Ba lesi Orkestra ve Koro'sunun değerE şeflerinden Gustav F. Kuhn'un, Bulgaristan'ın ünlü orkestra yöneticilermden Vassil Stefanov'un, Viyanalı şef Thomas Christian Davıd'ın ve Yugos lavya'nın değerli orkestra şefîerinden Gıfca Zdravkoviç'ın yönettiği konserler, Istanbul Devlet Senfoni Orkestrasma, değiçık* stilleri ve türleri uygulamak, olgunluk ve tecriibe kazandırmak bakunlarından çok yararlı oluyor. Türk virtüozlan arasında: çellist Reşit Erzin, vıyolonıst Suna Kan, piyanist Bedii Aran, viyolonist Güldcn luralı, piyanist Arın Karamürsel, piyanist Ayşegül Sanca, viyolonist Yusuf Güler Aksöz, piyanist Tuvana Alton, piyanist HClya Saydam, piyanist Verda Erman, piyanist Ergican Saydam, viyolonist Oktay Dalaysel, piyanist Gülay Uğurata, klârinetist Aykut Doğansoy, piyanist îdil Birefin solist olarak katıldıklan konserler, sanatçılanmızm ulaştıklan klâs söstermesi bakımmdan ilginçtir. Yabancı virtüozlar arasmda ise: Macar viyolonist Josef Sivo, Amerikalı şef ve piyanist Leo Smıt, Avusturyalı genç ve parlak viyolonist Roswitha Randacher, Romanyah ünlü ?ıyolonıst Ion Voıcu'yu Istanbul Devlet Senfoni Orkertrası esligınde izlemek, muzikseverlere unutulmaz anlar yaş£.tmıştır. Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası'nın fcurulmasında büyük emeği geçen Mükerrem Berk'in, şimdı de bu orkestranın müdürlugüne atanması, hem orkestranın yönetirpı bakımmdan çok yararlı, hem de Istanbul'un müzik hayacı açısından çalışmalara ve repertuara düzen ve canlıhk getirme bakımmdan olumlu ve sevindirici bir olaydır. Istanbul Devlet Senlonı Orkestrası'nın bütün sanatçılarını (konzert meister Semıh Argeşo ve Gülden Turalı ile birlikte tüm elemanlarmı), ilk mevsimm olumlu semerelerinden öturü şimdıden kutlamak ve övmek gerekir... Hafta nın filmleri Macbeth Atillâ PORSAY TÖNETMEN: ROMAN POLANSKİ/OYUNCULAR: JOHN FİSCH. FRANCESCA ANNİS MARTtN SHAW/RENKLİ COLUMBİA FİLMÎ (AS, MARMARA, VS.) Shakespeare'i sinemalastırmak, sessiz sinemanın ilk yülarmdan beri (yani sinemada henüz «söz» ün, «metin» in değeri, önemi yokken bile) uğraşılan bir konu olmuştur. Sesli sinemadan sonra ise, özellikle tiyatrodan sinemaya geçen bir çok sinema adamı, 4 yüzyıl önce soylenebilecek hemen herşeyi sdylemiş ünlü tngiliz'in anlam yüklü, güzellik yüklü, gerçek yüklü deyişlerini sinemasal bir hareket ve canlılıkla eşlemenin yollannı aramışlardır. .Hemen akla gelenler, kuşkusuz bir Laurence Olivier, bir Orson Welles, bir Kurosawa'dır.. Polanski (Türkiye'de nihayet bir filmi gös terilen ünlü Polonya'ü yönetmen), bu yönetmenler zincirinin son halkası oluyor... Magazin yazarlanna göre, kansı Sharon Tate'i ünlü Manson cinayetinde kaybeden Polanski'nin uzun bir süre filim çe virme gücünü bulamadıktan son ra «Macbeth» e el atmasının nedeni, «Macbeth» in herşeyden önce bır ıtcinayet» filmi olmasıdır... Gerçekten de Macbeth, yazılagelmiş en güzel cinayet öyküsüdür kuşkusuz... İktidar hırsiyle ellerini kana bulayan îskoçya dükü Macbeth ve kansının öyküsü, kötülüğe bulaşan insarun artık bir yerde duramıyacağını, cinayetlerin birbirini izleyeceğini anlatır, bu dönüşü olmayan yolda, insanın nı hunu ve aklını yitirişini tasvir eder.. «Macbeth», bir cinayetin ve iki caninin anatomisidir... Shakespeare'in bu en karanhk, en kötümser eseri, iktidar hırsına kusursuz bir teşhis koyarken, vicdan azabı dediğimiz duy gunun nefis bir görünümünü de verir... Polanski'yi çeken temalardır bunlar, «Sudaki bıçak» ta, «Igrenme (Repulsion)» de veya «Rozmari'nin bebeği» nde kötülüğün çeşitli biçimlerde yansımasım vermlş olan Polanski için, «Macbeth», doğallıkla çekici bir kaynaktır... Polanski ne getirmiştir «Macbeth» e? Son Cannes şenliğinde filmini sunarken, daha önce Welles ve Kurosawa tarafından yapılmış olan «Macbeth» leri befenmediğini söyleyince yuhalanmıştı Polanski... Polanski • Mac beth, diğerlerinden öncelikle büyük, görkemli, gösterişli bır «gösteri», «spectacle» olmasiyle aynlmaktadır. Polanski, Shakespeare'e bir üstünyapım'ın olanaklanm getirmiştir. Tıpkı îtalyan meslekdaşı Franco Zefirellı" nin birkaç Shakespeare uyarlamasmda yaptığı gibi.. Metinden tek kelime çıkanlmaraıstır (film de ünlU oyunun baa bölümlerinl, ömegin ziyafet sırssında hayâl gören ve krfz geçiren Macbeth'in tiradım bulamıyanlara, bu bölümlerin, 2 saat 20 dakika süren filmi seans saatlerine uydurmak isteyen sinemacılar tarafından makaslandığını hatırlatalım.) Ancak, metin, renk li, canlı, görkemli bir sinemanın eşliğinde sunulmuştur. Welles'in az aydınlatılrmş, eğri büğrü duvarlan karanlığın gblgelerinde büsbütün şekilsiz gözüken iç mekânlan, Kurosawa'mn tragedyaya geometrik bir düzen getiren Japon Uffulü evsaray dekorlan, Polanski'de yerini Walter Scott romanlannı hatırlatan bir şatoya, geniş mekânlara, at Shakespeare'e yer yok u hafta Beyoğlu sinemalannda «Macbeth» i bulamıyacaksınız. Film, Harbıye As ve Be>"azıt tarafında birkaç sinemada gösterilmektedır. Çünkü sinemacılar, bir ShakespearePolanski fılmıni yeter derecede ticarî bulmamışlar ve hem de ortalıktaki film sayısının azaldıgı şu gunlerde sinemalarına almamışlardır! Onun yerine Beyoğlu'nda oynayan şu fılmlere bir bakınız: «Sevişerek öldür», «Amansızlar», «Şeytan Kan Kusturacak», «Kızın Var mı Derdin Var», «Alçaklar Cehenneme Gıder», «Maymunlar Cehenneminden Kaçış», vs.. Binlerce smema seyircisı, sınemacılann çıkar hesaplan yuzünden, önemli bir film seyretmek ve Shakespeare'e Polanski gözüyle bakışı tanımak yerine, «Sevişerek öldürenler» in veya «Cehenneme Giden Alçaklar» ın serüvenlerini sakız çiğneyerek seyretmek zorunda kaJacaktır... Bu küçük olay, gerçek bir kültür tragedyasını ortaya koymaktadır ve «DoğuBatı» diye birbirinı yiyenlerin bu olayı görmeden geçmemelen gerekmektedir. Devlet kontrolu? Belediye? Onları tatlı uykularından Lady Macbeth'in çığlıklan veya Macbeth'ın kılıç şakırtüan. değil, Hamidlye'nin topları bile uyandıramaz. B SOLDAN SAĞA : 1 Duygulanmızı inciten hallerin verdiği geçici tedirginllk, yoksulluğa yakın geçlm zorlugu. 2 Bitkilerden çıkartılan veya kimya yolu ile elde edilen güzel koku Havayı kaplayan ince su zerrecikleri. 3 TERSİ Türkiye'nin trafikteki rümuzu Kardeş kanlannın birbirine hitabı. 4 Bir olayı veym olaylan açıklayabilmek için gerçek gibi kabul edilen prensip, ilke veya deneyle henüz yeter derecede temellenmemiş fakat temellenecek fikir ipotez, faraziye (Yeni dilde). 5 Dolayısiyle anlatmak Nsmazm kısımlanndan. 6 Radyoda kcnuşma görevlisi Mşi Su (Eski dil). 7 TERSİ eskiden büyük bir rütbe ldi. 8 Bir çeşit mermer. 9 tnsanın doğup bü\üdüğü yer veya bir ulusun fizerinde bağımsız, egemen yasadığı toprak parçası Mahkemece aunan bir karan. blldiden resml vesika. I etkileyici bğe katmış olur.. Ünlü piyeste, oyun/ojTincu ile tek dekor arasmda metnin canlanmasiyle doğan o büyülü hava, o bir tür «içtempo» diye adlan dınlabilecek ritim, Polanski'de gösteriş, kılıç şakırtısı, at koşturmasma fedâ edilir. Shakespeare, alısılmış çekiciliğini yitirir belki biraz, ama yepyeni, ^göncel (aktüel), çağdaş bir çekicilık kazanır... Filmi, konusunu, gelişiminı, ünlü deyişlerini ezbere bildiğıniz halde soluk soluğa seyretmek olanağuu yaratır sıze .. Polanski, yıne çok önemli bır yenilik olarak, Macbeth çıftini alır, gençleştirir, olgunluk çağındaki bir Orson Welles'in, Toshiro Mifune'nin veya Maurıce Evans'ın yerini, gencecık bir John Finch, perdede unutulmaz bir Lady Macbeth yarattığında 50 küsur yasında olan Dame Judith Anderson'un yerini körpe bir Francesca Annıs ahr. Böylece tragedyanm ruhuna bir ğer ve amaçladığı daha geniş bir seyirciye erişme açısından başanya ulaşmış bir film olarak önemlidir. Filmin sonuna Polanski'nin ekledıği ve yeni kıralm en yakın arkadaşının, iktidar konusundaki kendi kaderini öğrenmek üzere cadılara gidişini gösteren epilog, Polanski'nin tra gedyaya «iktidar hırsıaın bir fa sit daire olarak sürüp gideceği» yorumunu katması açısından ay nca dikkate değer... 1 Görmemlş. 2 Ebcet. Mas. 3 Le, Sipahi. 4 Ekel, Amin. 5 Renk, Ta. 6 Etlket. 7 Kum, Kle. 8 Rehin. Ok. 9 Hakem, tri. YÜKARDAN AŞAGrYA : 1 Gelenk. 2 öbek. Tura. 3 Rc, Erimek. 4 Meslek, He. 5 Eti, Nedlm. 8 Pakt. 7 îmam. 8 Şahit, Iıor. 9 Sinamekt DÜNKÜ BÜLMACAN1N ÇÖZÜMÜ: SOLDAN SAĞA : RADYO ISTANBUL 0555 06.00 07.00 07.05 07 30 07.40 07.45 08.00 0810 08 30 KAHRAMANLAR ALAYI (TOO LATE THE HERO) / YÖNETMEN: ROBERT ALDRİCH / OYCNCU1AR: MİCHAEL CAlNE . CLİFF ROBERTSON • HENRÎ FONDA • İAN BANNEN • DCNHAM ELLtOTT / RENK Lt ABC FÎLMİ (FÎTAŞ, KONAK, VS). Aldrichin «Hucum»la antimılitarıst sinemaya, «Asi Cengâver» veya «Vera Cruz»la westeme, «Bebek Jane'e ne oldu?» ıle korku fılmıne yeni bir içerik ve tad getirdiği günler geride kaldı. Şimdi, o, kendi firmasmin ve stüdyolarınm başmda, kâp getirecek filmler peşinde koşan zengin bir yapımcı • yönetmen... Bu filmi, yme eski bır sakızı gevelıyor, 1942lerin Pasıfık kıyılarında Japonlann elindeki bır radyo istasyonunu ele peçirmek için yola çıkan bir îngiliz birliği ve bir Amerıkah subayın serüvenlerini anlatıyor. Fılmde öz olarak, tema olarak hiç bir yenilik yok... Gerılim yanı ise, aslında Cinerama olarak çe\Tilmiş 144 dakikalık film, teknik niteliğinl ve 30 dakikasını kaybedince, iyi ce aksamış... Velhâsıl Aldricb. cephesinde yeni birşey yok... • 09 00 09.15 09.30 09.45 ıooo 10.05 10.25 10.40 1140 12.00 12.10 12.25 12.45 13 00 1315 14.00 14.15 14.30 14.45 1500 15.05 15.20 15.45 18.0O 1A.1S 16 30 17.00 Açılıs v« program Haberler Köye haberler Sabah müzitl Haberler Günun progranüan Türküler geçidl ÇevTemizde bugün ÜnlU yorumculv Beraber, (olo jarkılar S. Özbllen'den tUrkülcr Hayatın içinden Haflf melodller A. Yavajça'dan tırküar Haberler Arkası yarın Çesltli müzik Okul radyosu Türküler, O. havtlan Haberler R. Erten'den tarkılar Küçük orkestra M. Özbek'ten tttrkül«r Haberler Şarkılar Vasfi Uçaroğlu orkestrası N. Bayram'dan türkuler Oyun havaUrı Z. Apaydın orkestrası Haberler G. Yapar'dan tOrküler Ülkelerden müzik H. Peksen'den sarkılar M. GeceyatmsLZ'dan türkuler S. Tur Gülerman'daB sarkılar Her hafta bir besteel Haberler Açılıj ve program Haberler Köye haberler TCrküler, O. havaUrı Haberler Gunün programlan Sabah müzlgi Ankara'da bugün Reklamlar Sarfcılar. O. havalan Cesltli müzik Hayatın İçinden Beraber. »olo türkuler Arkası yann Haberler B. Pakahn'dan »arkılar Okul radyosu Konser saaü Haberler N. Co;kun'dan türküler Sarkılar Haberler Haflf müzik Reklâm programlan Bando müziği A. Şenozan'dan tarkılar Gençler için 17.05 17.20 17.50 19.00 19.30 19.55 20.00 20.15 20.30 21.00 21.15 21.35 21.55 32.00 22.45 23 00 23.45 24.00 00.55 01.00 16 55 17.00 17.05 17.30 18.00 18.15 18.30 19.00 19.30 2015 21.00 22.00 2210 23.30 24.00 00.55 01.00 15.00 15.05 16.05 16.20 16 35 17.00 17.05 17 35 19.00 19.30 19.55 20.00 20.30 Î0 45 21.00 21.15 21.30 21.45 22.00 22 30 22.45 23.00 23.45 00.55 00.55 0100 Günden gün» ErkeMer faslı Reklâm proEramlan Haberler Saz eserlerl. farkıUr Bir varcnıs M. Akkuş'tan tOrküler Spor dergisl Sarkılar gecldl Haberler Türtülertmlıle basbata * Beraber, solo garkılar Hafif mOzlk Reklâm programlan Haberler Dıinya radyolanndan Hafif Batı muzUM Gece ve müzik Haberler , Program ve kapamı ISTANBUL ÎL Açılıs ve program Haberler Dlskoteglmlzden Küçük konser Haflf müzik Yabancı dil deral Senfonik müzik Jeanne Moreau soylüyor Plâklar arasında Aksam konseri Klâsik Batı müzl» Haberier Fausto Papettl «alıyor Marino Marini topluluğu Gece için müzik Haberler ' Program ve kapanıj Haberler Okul radyosu Küçük konser M. Yıldızdojan'dan sarkılar Albümlerden seçmeleı Haberler v/urttan sesler • Günden gıaıe Haberler Türküler gecldl Bir varmış Türk müzigl dinleyld IstekJeri Sohbet Türk haflf müzlgl Haberler T. Toper"den sarkılar Spor dergisl Baglama takınu TBMM saati CeslUİ müzik Haberler Konser salonlarından Hafif müzik Haberler Haberler Program ve kapanıj ANKARA 05.55 0600 07.00 07.05 07.30 07 40 07.45 08.00 08.05 08.10 08.40 0900 09.15 09.40 10.00 1010 10.30 1130 12 00 12.10 12.30 13^)0 13.15 13 30 14.00 14.15 KEIMT OYUNCULARI TURNE DOLAYISI İLE Darüşşalaka'da konser Daruşşafaka Cemiyeti'nin kültür ve sanat çalışmalan arasında düzenlediği «Çoksesli müzik konserleri»nin sekizincisi, 20 Nisan Cuma saat 21.30'da Darüşşafaka Lisesi konser salonunda verilecektir. Konserde, ünlü Romanyah orkestra şefı Mircea Basarab, Istpnbul Devlet Senfoni Orkestra^ı'nı yönetecek ve tanmmış piyano virtüozlanmızdan Ayşegul Sanca solist olarak katılacaktır. Programda jse, Romen bestecisi D. Popovid'nin «Yaylı Sazlar Orkestrası için Suit»i, Schumann'ın «La minör Piyano Konçertosu (solist: Ayşegül Sarıca) ve Schubert'in «6. Senfoni» si çalınacaktır. Sinem» Urihindckj çeşitli Macbethlerin en rencini ctnlandııan John Finch, Lady Macbeth rolttndeld Francesca Anıüs'le... koşturmalara, «Scaramouche» u aratmıyan düellolara, etkili bir hareket ve canlılığa bırakmıştır. Polanski, çıldıran Lady Macbeth'i çınlçıplak dolaşırken, veya Macbeth'ın kopmuş kafasını merdivenlerden yuvarlanırken göstermekten çekinmez. Bu cüretli buluşlar, filmin kan ren gini belirlerken, «Macbeth» e Shakespeare'den uzak düşmüş çağdaş seyirci için de geçerli ve ölçüde ihanet artarken (iktidar hırsı, bu kadar genç yaşta gelip te insanda yasama sevincinin yerini alır mı?), geniş seyirci yığmlan için çekicüık arttınl mış olur... Polanski • Macbeth, kuşkusuz Welles • Macbeth'ın veya Kurosawa Macbethin belleklerimizdeki yerini silemez.. Ama Shakespeare'in sinemalaştırılması konusunda, ilginç, saygıde MAYMUNLAR CEHENNEMİNDEN KAÇIŞ (ESCAPE FROM THE PLANET OF THE APES) / YÖNETMEN: LEE J. THOMSON / OYUNCULAR: BRADFORD DİLLMANN • KtM HUNTER • RODDY MAG DOWALL RİCARDO MONTALBAN / RENKLİ FOX FtLMİ (Y. MELEK. TAN'DA) ıtMaymunlar Cehennemi» serisinin ilk etkisi kaybolunca, bu kez, ayni seriyi ticari nedenlerle sürdürmeyi uygun bulan yapımcılar, fılmlere yeni bir boyut eklemişler: Komedi boyutu... Gerçekten de, bu kez, dünyaya inen 3 «maymun astronot»un serüvenini anlatan yeni filmde, güldürü ögesi egemen... Binnin ölümüyle ikiye inen kaırkoca maymunlar, insanlar tarafmdan düşmanlıkla karsılamyor, geleceğe ait bir kehanet yuzünden bu konuşan maymunlann ortadan kalkmasl gerektiğine inananlarca yok edilmek isteniyorlar. Sonunda ölüyorlar. ama kurtuian bebekleri, serinin gelecekteki filmlerini haberliyor... Artık ciddiyo aljıacak bir yanı kalmıyan bir serinin en hafif, önemsiz filmi. Nodbabayı SON10TEMSİL Cumartesi 18.15 21.15 »Pazar 18.15 21.15 Pazartesı 2115 İETT Insandenen garîphayvan SON 2 TEMSİL Cuma 21.15 tŞLETMELERt VMUM MÜDÜRLÜĞÜNDEN İSTİMLÂK İLANI Aksaray Millet caddesinde bulunan 2233 No. lu Muhavvile merkezinin naklı için Fatih, Molla Şerif mahallesi, Fındıkzade sokağında 434 pafta, 1985 ada, 11 parsel sayılı 118^0 M2. yüzölçümlü ve Tapu kaydında maliki hanesi boş olan arsanm 6830 sayılı kanun gereğince idaremizce istmılâkine 16.5.1972 tarih 10383 sayı ile karar verilerek amme menfaatine uygunluğu ilgili Bakanlıkça 26.6.1972 tarihinde tasdik edilmiş ve Belediye Kıymet Takdir Komisyonunca bu gayrimenkuie 177.300 TL. kıymet takdir edilmiştir. Keyfiyet aym kanunun 13. cü maddesi uyarınca tebliğ olunur. Müdürlugüne teveo Husumet ÎETT. Isletmeleri Umum (Basm: 133702657) cüh eder. Kabak SON 5 TEMSİL Salı 21.15 »Carsamba 15.00 21.15" Ankara reklâm< 309/26T1) Beşiktas Ortaokulu Koruma Derneğlnln genel kurul toplantısı 29 Nisan 1973 Pazar ıtünü saat 10.00 da. okul salonunda yapılacaktır. Üyelerlmlze duyurulur. Yönetim Knntla G ÜNDEM: 1 Açılıs. 2 Kongre divamnın seçlml. 3 Ydnetim kurulu ve murakıp raporUnnın okunması ve ibrası. 4 Dernck türOSilnün 1630 sayılı kanuna uydurulması. 5 KTiruIların ««çimleri. 6 Dilekler. Cumhuriyet a«M KONGRE İLÂNI 18.59 19.00 19.05 19.10 Açıhş ve program Haberler Reklâmlar Çocuklar için çjzgl filmi «Sahlnler» İMI Kadın ve ev <Ruh «aglığ» 19.45 1Xirk sanat müziJSİ SoUst: Saflye Filiz Okuyacağı «arkılar: 1 Kıs Geldi Firak Aemadadır Slnede Vare 2 Kopar Sonbahar Tellerinden 3 Geldi Ytne GUzelim Yaz 4 Bahar Geldl Gül Açıldı 5 Kabve Vemenden Gelir 6 Yauıyor mu YesU K05kttn LambaM 20.09 Guten Tag ' «Aimanca dil dersl» Reklâmlar Haberler Hava durumu Reklâmlar Uzay yolu ıGothos şovalyeslı 21.48 Reklâmlar 21.52 Türkiye'de fcâgıt endüstrlılnln gelislmi. Hazırlıyan ve sunan: Sere Tamkan 22 32 Stüdyo konseri «Tenor Carlo Mllliauro'nun resitall» 22.50 Reklâmlar 22.52 Haberler 23.03 Program ve kapanu 20.24 20.30 20.50 2053 21.00