Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURİYET 18 Nisan 1973 ff i i E R H A M E T * adalet değıldır. «Merha••••rnetlı hakım» makbul sayılmamalıdır " • ' ' • F a k a t «ınsaflı hakım»m adalete yaklaşabllme yeteneği çok daha fazladır «Kanun» ada let hızmetınde sadece bir araçtır; kanun, adalet demek değıldır Adaleti tumden maddl bır olav halıne getirmek çabasına da rastlanmaktadır Bu an'ayışa gore adalet çıkarlartn çatışması halıncfe, herkes tarafından kabulü ujgun gorulen b r hal seklıdır O halde adalet bir çeşıt «fa\dacı kavram»dır. Bu gorus vanhştır însan bılınci adaletm «adece bır denge sayılamayacağını fark edebılıniştır Herhangl bir memlekette ozgurluğun olııp olmad'ğı hakkında bır kanıya varmak ıçın ujgulanan kanuna bakmek da yeterh degıldir <:unu <=omak lâzımdır «F kır suçlan» ( ' ) hakkmda kjm karar ı e m o r ' «Hıddete burunmüs sdalet» gerçek adalet •.avılmaz «go^t«I adaleti>dır. bır tarafı nok san adale'tır Hıddeth adaletın «lntıkamcı adalet» halını almasından korkulur. Ovsa adalet «İntıkam»a karşıdır Aaalet, In^an toplumunun avrıcalıgıdır Fakat bu avncahk toplumdan gelmez Fert olarak «ınsan haysıjetı»n9 savgı, adaletm esaslanndandır, basta gelenlenndendır «Însan havsıyeti» fertlere gore değışen bir kavrarn sajılamaz, bu kavram insanlığa aittlr Toplumun nefret ettığı k ı r r e ıçın darı bu havsnet kabul olunur. Zıra bunu reddetmek ınsanlüa karsı bır davranıs olurdu Însan h a j s n e t ı ol çulemez, pavlara bolunemez Adalet «peşın hukum»lerden uzak kalmalıdır, bunlar arasmda en sakıncah olanı «koılektıf peşın hukumlpr»aır Mahkeme hukmu peşın hukmun tescüı demek degıldır. Araştırmak \ e doğruvu bjlmak gayreti sonunda verilen hukıne «mahkeme hukmu» denır Sokratı ölüme mahkum eden 501 Attnalı «Hakım»den hiç blrl bugüne kadar vaşavabılm'ş değıldır «Sanık ^okrat» hala kendıni savunuyor Adalet aynı zamanda sıyasal bir mez'\ettir. Bişka bır dejımle sıyasal kuvvetı, kaba kuvvetten ayıran bzelhklerın basınaa âdıl oımak gelır «Sıyasal adalet» tenmınıp isr bırtırıne n t ıki sozcükten kuruhı bir devım olduğu a Olaylar ve görüşler CEZA ADALETİ Faruk EREM TÜRKİYE BAROLAR BlRLlĞt BAŞKANI çıktır Sıyasate gore adalet tehl keli bır k a n şımdır Sıya«al konulu adalete her toplumun sıyasal şerılımının arttığı donemlerde rast an>r. Bu eerılımden adaletın zararsu çıkabı'me*. kolay değıldır Bunun ıçın «buyuk yargıçlar»a ıhtıyaç vardır Hukukun butun tanflerl eksıktır. Doğrusu çrudur Hukuk ınsanlıktır. Gerçek hukukçunun çabası bundadır. Onu b a ş a n ^ goturecek tek araç «Akıl Çafı» na yakışır olandır Geri kalana inanmamalı Gerı kalanı sahtedır «Eger orta çağ, derebevlenni yargılayabılse ıdi, orta çağ olmazdı Eğer bızım çağınıız da kendı derebe\Iennl yargıla\abılse bızım çağımız olmaktan çıkardı» ( S Auban). Hukukçu, hekım orneğı, haksızlığı tteşnıs» edebılendır Haksızlığın tedavısı bır başka şevdır Haksızlığj gorebılmek Içın haksızlığ» ugra•sanın şıkâvetıni beklemek tedavni çok kere ımkansız kılar Belki haksızlığa uğra\anın ondan henuz haberı dahi joktur Bır seje «haklı» demek, omı bo\le kabul ettırmek çabasına kapılmak denektır Zıra o şeyı haklı bulmayanlar da olacaktır. Bu yargı onlan ındtebıhr Bu kadar tncesine dü^ünmek yargı teknığınde alışümı? bir şey de olmavabıllr. Bununla bırlıkte kımseyl ıncıtmeden haklı olam başanya goturecek hukuk duzeni nlçln knrulma«;ın' «Zorba Hukuk» anlaşılır kavramlardan sayılmaz, kendmden maskelı hukuktan her gorundüğunde, kaçmak gerek Adaleti ancak mükemmel bır yargılama usuıü, kusursuz bir uygtılama haklı gosterebılır. «Suç ıle ceza arasrndakl oransızlık halkın sempatısını suçlunun uzerine çeker» (Laskı). Hak, haktan fazla bir şey değildır Haksızlık ise haksızlıktan çok fazla bir şeydır Bunun sa kıncalarını, jargılama gorevımn ruhunu sezmıs aydın ve umanıst hukukçular gıderebılir. Hukuk gerçek gorevıne ihanet e'memelldir Kandımıa aracı hukuk olunca, kandırılan ınsanın gucu kınlır Toplum umudunu bo^le >ıtın r Bundan otesınde hmç baslar korkulur. Adalet, konusu bakımmdan, bılmeden, hıssetmeden engızısyona kajacak durumdadır, bu suretle ortava çıkan u^gulamaya yenı bır buluş gozu ıle bakıldığı da olmuştur Oysa bu yolla «çağdaş engızısjon«a bır omek verılmiştır Ceza adaletınde ınsanlığın geçtığı jolun dönuşü yok tur «Insanhk fıkırlerı, içtıhatlan, örnek tuhım \e davranışları ıle temavuz eden ve bu turlu hızmetlen adaletle yuruten kışılere (=hâkîmlerel ötedenberı ıhüvaç duvmuş ve değer vermıştır. (Sunay. Yargıtay'ın 100. yrldonumu açış konuşfması). Seval'in Serüvenleri Soru Antep ın en unlü Crunu nedır? Cevap* Fıstık. Sa\ın okurlar Anteplı değlldi arra, Seval Antep fıstığı gibi bır kızdı Soru Turkne'nın başta gelen ıhraç urünu nedir' Cev ap Fındılt. Sayın okurlar, ıhracatçı değıldı ama, Seval vaman bır fındıkçıydı önemlı kavşaklardan geçe>ken Seval, en azından bır ıkı trafık kazası olur, Seval ın olçulerım gozlenjle avuçlamak ısteven bırkaç direksıvonzede bulunurdu Seval avnı zamanda zeki bır kızdı Tek ku«uru polıtıka>a duskunluğuydu. Sakm telâşlanmajın Seval ne anar^ısttı, ne de Sule'nın sıkmabaşlanndandı Gazete haberlenni okuva okuva polıtıkaya sarmıştı Steve McQueen'ı, Jane Bırkın'ı beğenırdı Fıfth Dimen sıon ı tutmamıştı Ajda'va dudak buker, Manço'yu sever, Rothmans ıçer Sam=un'd'a oksururdu ö l ç u l e n idealdi Seval'ın goğus ve kalça tek rakam bel o biçım 875787 Unutulma* an telefon numaralan gıbı erkeklerin aklından çıkmazdı Seval'in olçuleri Sevgılı okurlar, vazmın neredeyse dortte birlni bitirdik Seval'i bıtı°medık. Seval, anlata anlata bıtmez, Cstelık va7imızın kahramanı Butün oğlanlar Seval'm peşinde En ba<;ta Korav' Zıpkm gıbi delıkanlıvdı Koray Bir gun Seval'i sıkıstırdı bır ko=eye ve «Muhtıra»vı verdi* Bana bak, o Can olacak herıfle duşup kalkmaya ö*e\am edersen karışmam' Seval omuz sılkti Avağını denk al! Seval boşverdi Korav bozuldu: Elıroden bır kaza çikar »onra.ı: Seval baktı ki i« ciddi Dur bakalım, dedi, «zamanlama» denen b!r sey var. Koray şasırmıştı: N» demek ramanlamaT Seval cılvelendı: Her şeyın bır lamanı var, zorla güzellik olmaz, demokrası var; hem dun erkendı varın geç olabıhr, bugun de ben annemle sinemava gidivorum. Korav kafasinı kıçıdı, düşündü: Pekı, dedi. Seval, Korav'ı başından savınca Ayşim Aylin. Avşen, Tulav, Gulay, Senavia bulustu Bıhyorum ı«imler «istevın çaîalım» programındakı gıbi Ne vapahiı ki sayın o kurlar, radyomuzu dinleye dınleye biz de sartlandlk. S e . val, arkadaşlanna durumu anlattı Aysim: Ayol bu Koray deli mi ne! dedi. Aylın. daha kurnazdı Idare ediver camm, Istedığin) yapacalrmış gibl davrani Seval • Alkım"! da «devreye» sokacağım, dedL Kızlar saşırdılar: Ne demek o? Şeytan şeytan güldü Seval Sonra süslendl, taktı. takıştırdı. Bıraz Dıorıssımo surdü kulaklarımn ardına, boynuna, ensesıne Alkım 1 ! buldu yaklaştı, saçlana' «aUadı, (Dıonssımo) Dudaklarını büzüp işaret parmağını emdt ağzını açıp dılıyle dudaklarını valadı (Lolıtıs^ımo) Farkmda değılmış gıbi goğsünun ucunu Alkıma aokundurda Çocuğun nabsı 180'e tırmanınca Koray'dan yakmdı Seval. Alkım bozuldu • Ben gostenrim onal Seval: Sakın ha, dedi, elâlem ne der «an»? tbriflnf» yaparsın olur biter. Allum'ın arkadasıydı Koray, briflnge girdiler. O sıra Seval, Izgân'ı buldu. îzgân'ın Murafı vardı. Atılla'run Renault'su vardı ama, Izgân daha hızlıydı Atillâ'dan îzgSn*ı bir iyi doldurdu Seval Sonra Aysun, Ayhn, Ayşen, Tulây, Gulây, Senay'a koştu: îzgân'ı da devreye soktum, dedi îzgân, Korayla Alkım"ı brifıng'in en hararetH yerind» buldu Murat'a aldı ikisini Bogaz'a doğru gy!».iflılar Koray büsbütun fırttırmıştı; Izgân'a: Ulan suratım dağıtmm 1 dedi Alkım araya girdi. Koray bu sefer tekrar Seval'e bozuldu: Atalına namussuzu arabaya deninj vereliml îzgân: üğkım hangi çagda yaşıyorsun, kendine ırel dedi. Üç delikanlı baktılar ki birbirlerıne preretler «Allah belâsını versın» devıp vaz goçtıler bu ısten. O arada Eeval, Şener'l bulmustu. Şener*in BMWal var Senerie Seval'in Ekım'de evleneceklerl söyleniyor, Hem Seval Koray'a haber salmış: Atlayamayacağı çukura yanaşmasın.. dıye Gerçek Adalet ve Hükümet Gerçek adaletın bulunduğu yerde halkın en kotu bır Hukumete dahı tahammul ettığı gorulmuştur. Devletın kurulusunda, Hükümetın işlevışınde az \a da çok kusur bulunabıhr. Fakat adalet sosval vapıyı sağlıkta tutar Bır memlekette adalet kudreünı ve haysıyetını kaybeder«e «sosyal bağ» kopar «Mülkun temelı adalettır» dejımının bır anlamı da budur «Insanlan ınsanlar cezalandınyor» değıl. «insanları adalet cezalandırır» kanısım verebılmek Butun mesele budur (Carrara) Zaman zaman adlıvenın aczınden bah'edılır ve «Teskılâtlı tedhış sıstem>lerıne ısteklıler ortaya çıkar Bu istekler adliyeyi «zabıtaya» pek vaklaştınr Adlî tedhişın obu"lerlnden hıç bır farkı olmaz Suçsuz ınsanlar da korkuyorsa ortada adlıve >ok demektır. Zıra tedhı?, goturö adalet fikrme dayanır Arada haksız yere ceralandınlanlar da olsa suçu onlemek ıçın adaletsızlık mübahtır ıddıası ıçtenlıkten > oksundur «Ceza adaleti kîmın ellnde ıse ıktıdar ondadır» (Buch), sozü yargının neden obur jasama \e yürutmeden ayrı onlardan bağımsız bir kuv\et sayılmasj gereğ nı de açıklar Ceza adaletını «ele gecınnea» ıçın sarfedılen üstu kapalı ve teknıkle ortulu çabalar, boylece teşhls edümeh ve onlenmelıdj". Savcılara da Teminat « A d a l e t » olmazsa t^plum dağılır Inancı «adalet mulkun temelıdır>> kanısı ceza nsulünun devamlılıgını ızah edır Surekli olmayan, her olavda elde eduece£> kesın surette bılınmeyen adalet, yokluğuna eMttır Adalenn bazan olmaması, toplumda hıç, nlniadığı kanısına doner. Her şe>ın sonunda adu bır mankemenın mılunabıleceğı toplunıda en buyuk «emnıyet duygusu»nu sağlar. Bu bakımdan «adalete gmen» torjlumu tutan bagîarm başında gelır «Adaletın bulunmadıgı bır ulkede herkes suçludur» (Duverger). Oranı ne olursa olsun «yabarcı unsur» ıle derhal bozulan bırıcık kavram «ada)et»tır ö r negaı, • 90 altın, % 10 bakır tozu k a r ı ş m ı r „ da yıne "o 90 altın mevcuttur Fakat «o 1 dahı olsa yabancı unsurun mudahaje ettığı şey, «adalet» de^ıldır Bu sebepje ad&ıete müdahale yol ve olanakları kaldırümalıclır Bunun başında savcılığa dahı tam cenunat vermek gelır «Hukıtmet» adalet ıle ılgrıienemes, çünkü «adalet» Hukumetın ışi değıldlr. GORÜNEN KÖY... OKTAY AKBAL Evet Hayır PABLO RUlZ PİCASSO ÜSTÜNE esme kuçük vaşlannda heves duvdu Pıcasso, sekiz yaşına bastığında (1881'de lspanja'da doğdu) akademık an ayışta kusursuz desenler çızebılmek jeteneğıne enşmıştı. On yaşındayken bır yaglı boya k o m p o zısyonun üstesınden gelebılıyordu On dort yaşlannda, Barselona Guzel Sanatlar Akademısı nın gırış sınavmda, başkalannın bır ajda gilç hazırlayabıldığı, çalışmalan, o bır gunde tamamlayabıldi R evınenler var, oh oh ne n ı oldu, CHP yenıden muhalefete geçtı dıye' Sankı CHP muhalefetten başka bır \ere geçebılırmış gıbı' Yıl 1950, Mayısın on dördüydü, CHP seçımleri bır kaybettı, bır daha da kazanıp iktıdar olamadı Inbnu'nun üç kez ortaklık hukumetlerıne başkan oiması di'inda ıktıdann kapısından adımıru atamadı içen Aman ne iyi su muhalefet, dediler Seçimlere muhalefet partısi olarak gırmekte savılmayacalc kadar yarar var, dedıler Her seçımde de CHP'nm aldığı ov oranı vüzde otua beşın ü<;tüne çıkamadı Bakıyonım, duşünuyorum, CHP gene de en güvenilir parti „ Ham ne derler, ehveni şer' Gerçi Atatürk «Ehveni şer şerlerın en kötusüdur» dermiş \ani en az kotü olan kotülerin kötusüdur demek istermış bununla CHP'nin son yıllardaki tutumu, davramşı bana hep bu sozü hatırlatır Bu partıje güverursınir. dayanırsınız, översınız, desteklersıniz, b'r yere kadar ızlersınız, gucunuzü eklersıruz bırden bakarsmız CHP en Umuımadık işleri yapnermıs. umutlarınız da uçup gıtmış . Son Başkanlık seçlmlerinde CHP'nin politıkasmı anlavan beri gelsm' Şimdi birtakım kışıler Sayın Ecevıt'm ustaca taktiklennden soz edecekler, Demırel'i istedıgı yone çektığınden, onunla bırlıkte hükümet kurmaya kalkıştığı izlenımıni v e n p sonra onu tek başına ıktıdar koliuğunda bıraktığuıdan, bovleee d<* APyı istcr ıstemes CGP ıle ışhırlığme gırışmeic zorunda bıraktığından, boylece de Ekım 1973 seçlmlenne kadar muhalefet yapmak olanağım Demirel'e kaptırmadığmdan, buna benter şeylerden' . S PİCASSO, KENDİ TOPRAĞININ İNSANINDAN, KENDİ ULUSAL VARLIĞINDAN HER ŞEYE RAĞMEN KOPMAMAK MUCİZESİNİ GÖSTEREBİLM İ Ş T İ R. Nuri İYEM tırlatır dönüsler yaptığı çok görüldu Sonra, hevkel, seramık çalısmalan da önemlı ve ılgınç bulundu (Sanatın ne geçmısi ne de gelecc vardır Şımdı kendıni ka bul ettırmesıni bılmeyen sanat, hıç bır zaman kendme gelmıyecektir) dıyen Pıcasso, gerçekten de ona karşıt olanlann bütün ça oalarına rağmen, tüm olarak kendıni kabul ri lngıli* heykelrrası Henry Moore'u düsünUn bir yol, nasıl kılı kırk yarar' Nasıl agır ve zahmetlı arastırmr ara dalarak vapıtını dengeler Tam bır tngılız soğukkanlılığı. Ama Pıcasso, o unlu kocaman «Koyunlu Adam» hey kelıni bır kaç saat içmdp yarjıvermışti Evet duygularmı, duşünlerını, bır an önce bosa'tmanı> acel ı içinde tam bır Ispanvol .öyle ışte, o .kooBmaa Koyunlu Adam fievkrelınae* Bıçnfıleme tasalan, plâstık ogelerın dengesı ve benzerı ışlemlerın tumunü gerılere atarak, konu aracılığı ıle bır öz sunar. Belki yadırganacak ama, bılmem neden, ben o Koyunlu Adam'da, bizım âşıklar â<ığı Veysel Ustamız gıbı bır deyışı, ham «toprak» deyışındekı «Koyun verdi » deyışlermı arumsar olurum öylesıne rahat ve bıçım zorlamalarmdan arınmısça ına Bır bakıma Ispanyanın herhangı bir köyü, bizım koca âşığımmn köyü gıbı, taş yıfeınlanndan olusurmuş Ve Pıcasso Fransada tükettı*ı vasamı boyunca, kendi toprağının insanından, kendi ulusal varlığmdan, her seye rağmen kopmamak mucızesını "dsterebılmıstır Bağışlasın benl okurlar. kübızm gıbı bır ak'mp rağmen, bıle dıyeceğim. Yukarda belirlemege çabaladıfcım Uzre Pıcasso, özellıkle Paris'te gelısıp oluşan ve kammca bu tspanyol dehasma çok pahalıya malolan bır estetiğın dar çerçevelenn? sığacak, oradakı kule içinde vasayabilecek soydan bır sanatçı değıldır Bılındıgı ve bızım de kısaca belirttığımız Uz> re, Picasso kübizmı, Zencı st. tı O\sa Demirel'dir Ecevıt'i iktidar koltuğuna ortak etmeven. tlk seçımlerde CHP'ye gereği gıbi saldınlar yapabılmek olanaJmı yıürmek istemediğinden' Ortanın soîundan bir adım daha solda olmadığını tekrar tekrar sövleyen Ecevit'd CHP'ye birkaç ay sonra AP'H, CGP1İ hatıplerin ne gıbi suçlandırmalar yonelteceklenni düşünmek zor değıldır Demırel bo%le fırsa*! kaçınr mıydı h ı ç ' Seçimlere kadar iktldara ortak olan bir CHP*>e o ağır suçlandırmalan yapabılir mıydı o zaman' Detnezler miydı «Mademkı CHP solcuydu, şuydu buydu, ne dıye bırLkt« hükumet kurdun'» Buna fırsat vermedı Demırel . Başkan seçımlennde CHP'vle ışme geldıği oranda, surede işbırlıgı ettı Bırlıkte iktidar olmava gelınce sıra, «Herkes kendı partısıni ıdare etsm. dısardan oğut almava ıhtıyacımız yok» deyıverdı bay Demırel. Bılerek ısteyerek CHPyi muhalefete ittı, ortak olarak Feyzioğlu takımını seçti. Bö>lesıns açık ve yalın bir gerçek bu. Bunu ıyi bilelım önce. Demirel'in AP'si bugun iktidardadır. Her istedığı olmuştur Olacaktır Oysa Ecevıt'ın CHP'sının hıç bir istedığı olmamıştır Olmayacaktır. Demırel Anayasa'yB lstedığ' bıçımı. anlamı verdırebılmıştır. Ecevıt'ın butun önleme istekîeri, hatta Güvenhk Mahkemeslne üye aeçımınde yaptırma\a çalıştığı en ılımlı degijiklıkler bile AP'ce kabul edilmemışbr. Ecevıt, Savın Talu'vu Başbaian olarak istememiş, fakat Demırel kendıne, amaçlanna en uygun bır kışi saydığı Sayın Talu'nun Başbakan olmastnda i^rar etmış ve dilediğinl kabu! ettırmıştir Geriye ne kalıvor' Ecevit SıVıyonetım kalkmadan seçımlerıa v apalmamasından yanadır, SıkiyoueÜmlerin artık kaldınlma^ında varar görür, sözüm ona APlı Demirel de boyle duşunur gıbı gorunrnüştür bugune dek Özgurlukçü demokrasi deyıp durmuştur 1 Ama Talu kabınesının ılân edilmesmden sonra AP taraftan gazeteler hemencecık agız değiştırmışler, seçımlenn Sıkıyonetun altmda yapılmasında bır sakınca gormedıklerını yazmava başlamışlardır Hatta Ecevit «daha anarş'. olavlan tam olarak bastırılmadan» Sıkıvonetımi kaldırmak istemekle suçlandınlmaktadır. Gün geçtıkçe, seç mler yaklaştıkça Ecevıt'çi CHP daha ağır suçlandırmalann altında kalacaga benzemektedır Ecevit raı ağır bastı, Demırel m ı ' Goz ornnde gerçekler! Klmden saklamalı herkesuı gorduğunü' AP yannki kesin iktıdarma hazırlanmaktadır. Anayasa\ı istedıği bıçıme sokmuştur, Sıkıyonetımle birhkte iktidar olmavı hiç \ adırgamamaktadır, istedığı kişı>1 Başbakan \ aptırmıştır. Herşe\ı her yeri tam olarak ele geçırmıştir Ne 27 Mavıs devnmının ilkeleri kalmıstır ayakta, ne de 12 Mart muhtırasımn temel ıstekleri 1 . Şunun şurasında altı ay kaJdı, seçimlere nasıl gınlecek, nasıl çıkılacak sonuç Demıreî'ın mı yoksa Ecevıt'ın mı ıstediği gıbi olacak? Hepsıni hepsmı goreceğız. Çok kalmadı Çocuk denılecek kadar erken yaştan başlayarak, gençlığınde ve yaşamının sonuna defın, seyırcıye kendısını kabul etürmış olan yonu, o hemen her çeşıt teknığe egemen olabılen, az raslanır guçlu veteneğıdır Çeşıtli uygulamada fıcrada) gosterdığı buyuk us talığı ıle, en anlaşılmaz aşın donemlerınde bıle, vapıtma saygılı kalmaya zorunlu tutabılmıştır seyırcıyı. Sırası geldı, üyesı bulunduğu partının kımı yöneHetlefiyle arasınm açıldığı da oldu Gıderek onun resmınî p»rtı lokallermden kaldırma heveslen de doğdu Ama emekçıler bu gıbı heveslere güçle karşı koydular Ve elbette ki O"na devnmcı bır sanat adamı demek eorunluğu da vardır Parısi işgal etmış Almanların GUERNÎCA ıçın «Bu tabloyu sız mi vaptıruz'3» sorusuna, «Hayir onu sız yaptınız» cevabı unutulmaz. Ne var kı, Parıs ve orada egemen olan sanat anlayışlannın koklerınde yatan dolaylı sırurlamalar, kışı mantığını şeytanca alt . üst edebılpn, estetık ajak baflan ya da sarmaşıklan, bu büyuk ustayı da, çok güçlü ve acık seçık devrlmcı hamlelerden alakoymuştur Asırhk, yuce bır çmar gıbi yfUcseMr. Paris keşmekeşının ortasından ja, bır de bakarsmız, O"nun da, köklerinı dennlemesine saldığı topragından yucelışini sağlayan gtjrkemlı govdesme değm. her yanı yöresi. sarmaşıklarla doludur Ve onu nefes almamayan koca bır dünyada, hınçla, hırsla, kiml de umutsuz savaşını sürdürür gorünce; tüm ınsanlartn hep beraber, banş içmde, mutlu yasayabılecekleri düslenen, bır mümkün dünya özlemi içinde olduŞunu anlaranız Korp'de mazlum insanlann katliamı, Savaj . Ban ş gıbı vapıtlan buna örnek Pıcasso ıçin, aynı üslup içinde kalrroktan kaçındığı söylenır. Ay rıca o, sabırlı ve sebatlı davranışa karsı çıkar: «Duyu ve düsüncelenmi boşaltmanın acelesı içindeyım . Ben aramıvorum, buluyorum» der Yapıtlannda yankılanan düstlnlennın cokluk katı ve karşıtlığa eğüımlı oluyu Mnınra bundan. Buluşlannın çeşıtlılıği, kıml zaman da avkınlıgı, jalnız Pans'ı değü, tüm dünyayı şaşırtabılmıştır Buna bağlı olarak onun çekıcılıgı, saşkınlık duyumuüu uyarmasmdandır divenler olmuştur îşte, doğa gorünumlerıne bağlı olduğu kadar, El Greco'ya çağnsımlı ve mavı rengın egemen oldugu uvumlarla ışlenmış komıl a n ıle çaresiz kısıleri, sakat, dılerıcı ya da açlıktan avurtları çokmuş kadm ve çocuklan anlatan buruk, yürek ezıcı deyişler vanı; mavı donem; 1903 1905 ardınd'în rjembp don»m adını ala cak slpr Sonra Zencı sanatı, derken kübızm dive nıtelenecek olan resimlerm çıkısı Boylece İTOanva kubı^tlere cir öncü olarak Pıcasso'vu vermıs oluvordu Gerci kubist kavramlann e<st»fı 6ı diyebılecefımız bır takım ılkele'in, çok eskidenberi varlığı bı Iınivor Ortacs* mimansi ve tasvırcıliği, arkaik vazoların resım lorınde Zencılenn ilkel peomct rık bıcımlemelennde re benzerleri efbi Ama Kicasso baslangıç. ta Zencî sanatına ve ardtndan da Cezanne'ın koymus bulundufu kuram ve kurallara baSlı olarak Branue ve daha bırcok sanatcı Iarla, bırhkte sın^ılpn ortak ca lısmalar sonucu bır eylemın «n cıısa olri'i Ve kubı^m gıin geldı tahlı!" kübİ7m terkıbî kubızm s>nra da kübi7mın sentezı v» Neo Kııbi7Trı eıbi pelisımlerı ile Parıs'ten dunvava vavılmaya bas layan bir büyuk sanat akımı ol du övle ama. Pıcasso'nun yasamı boynnca geçtıği dönemlen ha volu ıle sezebıldı ama Oaun çağında resım sanatınin încıl'ı durumuna gelmış olan Cezanne'ın duyu ve düşünlen ile yolu yordamı hazırlanmış kapıdan kübızme gırdı Neydı Cezanne m yarattığı Salt kendi duyumlarından hareket ederek yalnız kendi duvuş çeşıdıne uvan bır form varatmak Elbet bu forma vanlmca her türlü konu, resımde onemıni yıtınyordu Günumuze .rasıya, Cezanne sanatınin sal tık (mutlak) ve ank bır sanat olarak kabul edıhş nedeni budur. Omeğın Cezanne, yasam ıçındekı etkenlerle oluşup gelıs mış bır köylü yüzüne bakarken, o kbylünun yaşamca yuzüne kazmmış ızleri. ancak kendısını ıl gılendıren bır daracık açıdan gcruyor ve o dar açınm hayranlığı ıle «An, ne ton » dıyordu /ma koylü vatandaşın vüzunde Cezanne'ın beğeneceğı renk tonu vucut bulasıya bu vatandaşın çektığ ç le, zorlu yaşam kosullan Cezanne ıçın konunun dışmda kalıyordu Bılındiğı üzre, natürmort denllen tur, Cezanne dan once onemtnmış değıldı pek. Cezanne, ı^e yaratış olduğu anlayışa en uyar yol olduğundan çok sık baş vurduğu bir tur olacaktır Ondan sonra da Cezanne estetıgını benımsemışlere uvar bîr tür ola rak gelişti, serpıldı. ömegin, elmalaruı renklı yuvarlaklar Oluşu armutlann ıse koniler ola. . » 1 n alınışı, yanı bıçımlen meyve oluşlarına üstün tutma egilirr.ı aldı vürüdü Doğa d&ki bır go runum yerıne, sanatçının kendi ıste^ ne göre, bır masa Ustürıe konulmuslarla duzenlenen geo metrık bıçımler ve biçimleırıeler Artık lımon, lımonl n çıkmış, rengi ve bıçırni lle ancak Ugılendırır olmuştu ressamı Meyvelen ya da eşyayı kendi üstlerme kapanmış anlamlann dan yaşamsal ılışkıden koparmak, bır bakıma seyircl ve sanatçı ıçm fazla bır dtreruş yarstmardı da Nıhayet bır natürmort ıdı Sımdı şuracığa Thomas Mann'm, «Tonıo Kroger» adlı ünlü romanırHan bırl""' s^""ük ak taralım «Üslup, $ekü ve ifade vergısı, her şeyden önce beşerı şeylere karşı soğuk ve i kal mayı, evet bir yoksullasma ve eksılmevı ınsanhk kalıbmdan sıy nlmayı icap ettirir.» Özü Yankılayış Yolu Bugun içın kubızm'e teonk bir yanılma dıvebılmek elbet olası Ama bu yargıya vardıktan sonra, tum kubıst sanat japıtlaruıı, 'anat dışı gormeğe kalkışmak da saçma olur Çunkü, çok kez sanatta te^rıye baghlık yüzunden do«muş yanılmalann janında baska değerlerın bulunabılmesı halmde, onlan kabul zorunlugu da doğar Bu da, kuşkusuz, bıçımsel ılışkılerm vanı sıra bj b.çımleme ıle bırlıkte olusen jriderek ona yon verebılen yanıtın ozü dıve nıt°]pdığımızdır Pı casso'yu, Pıcasso vauan, o bıçımsel ilıjkılerle kunılmus sıbı du ran hemen her vapıtrnda aslm'T bir ozü o yoldan yankılavabıl. mıs olmasıdır Pek çok ktibıst'm vuvarlandığı uçurumun, Pıcasso daıma btesmden geçebılmıstır örnegin kübıst Picasso tsnwn»ol bağımsızlık savasında, bir GOYA gıbıdır Ve bana oyle gelıyor kı, her zaman, her halıyle tam .r Ispanyoldur Atak. sıcak kanlı, daha mutlu bır dünva ıçın dövuşmevi goze alabılen, sabırsız ve hırslı . KÜLTÜR KOLEJİNE GiRiS SINAVI iCilf = 4 DÜYÜRü 'A B C Ç D £> X «. a. O O z ^ s Türkiye Demir ve Celik Fabrikaları Genel Müdürlüğü İskenderun Müessesesi Müdürlüqünden Başkaldırmadan Kaçınılmazlık Natürmort, adı üstünde Iste ölü doğa gıbı bır şey Ve Cezann«*'ın o he türlü konuyu 8nemsiz duruma getiren davranışına, estetığme çok uyıtun bır tür. ötede Pıcasso'nun Cezanne voluyla kubızme varısı Bakın kübıst Pıısso'nun Ch Zervos'la yaptığı Unlü konuşmasında snvlemi"; bulundukları: «Ben eşyaya aşklarima gore yer avınnm, bu belki felâketım belki neşem'dir. N e hazın talıhtır ressam Içm Iri.'Tanşınlan sevdıği halde, mevve sepptme uvtrun düşmuyor dıve onl a n tablosuna kovamaz. Elmalsrdan nefret eden bır ressarmn, bovuna e'malar i çahşmava mec bur olusu ne seTalettir Ben >evdifeim her seyı tablolanma koyujorum» Bana Byle gelnor kl Picasso içm sanatta baş kaldıncı olmak, kaçımlmazdı ve oldu da Ama bakın nanl: (aynı konuşmadan) «Eskıler Içın tablo bır ilâveler mecmuası ıdı Bende ıse, tablo bır tahrıbat jığınıdır» sonunda şunlan soylemıştr « Bizleri aldatanlan ortadan kaldırmak ıçın hılekârlan kapı dışarı etmek için, göz boyayan objeleri silıp süpürmek içın itiyatlan ilga için, çekıciyi tahnp ıçin, tarihı harf için ve daha bır sürü şeyler atmak için bir ressamlar diktatorlüğü. Fakat daima akh selim galebe çHacak özellıkle aklıselıme karşı bır başkaldın lâzım » Bır türlü uzlaşarnadığı halde, çok sevmekten de vaz geçemediğı bu dunyadan 92 yaşında aynlırken ınsanlığa bıraktıklan arasmda en ilgfnç, en düşündürücü yonu, bcnce kendi dramıdır Onun resmi ne güzel, ne deçirkındır. Yaşadığı büyük ve sürekli dramın aynasıdır sadece.. 19731974 öğretim yıîı îçin Kolejimîzin orta birınci sınıfına sıriavla oğrencı alına» caktır. Gırış sınavı Içın kayıtlar 14 Mayıs 1973 gunu başlıyacak 6 Temmuz 1973 gunü sona erecektir. Gırış sınavı 7 Temmuz 1973 Cumartesi gunu, saat 9.00 da Kultür Kolejinde yapılacaktır. ^ KÜLTÜR KOLEJİ MÜDÜRLÜĞÜ l Eleman Ahnacaktır Müessesemız İSKENDE3ÎUN t9 yerinde asajıda gosterilen pozısyonlarda çalıştınlmak üzere reterl kadar eleman ahnacaktır. Belirtilen evsafı halz Uteklilerln aşağıdBM belgelerle birlikte Müessesemız Personel MUdür'Uğü Seçme Şeflifine sahsen müracaatlan rica olunur. BRAN$I Porisyon dereces] ve verflecek fîCTVt, 1 TOPOGRAP Kadroln Brüt 1738. TL. arlık ücret, çalısılan günler içtn 6. TL. yeroek zammı, H 15 îstihsal Prlmi ve 5 DBnem Toplu t s Sözle$mesinin sağla dığı dığer tmkanlar. Tel: 713195» 713196711660 j. x >o S O H f l ö o a y z A A o n ı s s a do. Cumhurıvet 2680 BAGFAŞ Bandırma Gübre Fabrikaları A. Ş. İLÂN TEKNİSYEN AR1Y0R Bandırma Erdek asfaltı üzennde kurmus olduğu tesıslerde devamlı çalıştırmak üzere fosforlu gübre tesutferi tsletmesinde çalışmış, her meslekten tecrübeli teknısyen ve ustalara ihtiyaç vardır. Talıplenn, şahsen veya el yazısıyla yazılmıs rotoğraDı di. lekçelen ıle P K 7, Bandırma veya Emayetaş Genel Müdürlüğü Istanbul Bafcırkoy adresine müracaatlan nca olunur (Cumhunyet: 26h6) YEDEK PARÇALAR ÎMÂL ETTİRtLECEKTİR 1 Ford 3000 tıpi traktorlere aıt 5000 er ade* arka aks kovanı sag sol ıle 16000 adet fren kampanası ımâll ışi kapalı zarf usulü teklıf alınmak suretıyle ıhale olunacaktır 2 Ihale konusu olan parçalarla ılgıli ihale dosvalan a^n ayn 200 TL. mukabilınde Muessesemiz Satınalma Servnsınden temın edılebilir 3 Teklif verme günü 4 51973 grünü saat 16 00'ya kadardır. 4 thale ne Ilgıli geçici teminaüar teklıf tutaruun % 7^'u nlsbetinde olacaktır. 5 tmâl olunacak parçalar her gün mesal saatleri dahiUnde Müessesemizde görülebılır. 6 Müessesemiz 2490 sayılı kanuna tâbi olmayıp, üıaleyi yapıp japmamakta veya işı dıledığıne vennekte serbest» tir. 2 TOPOĞRAFÎK ALETLER OPER.\TÖRLUĞÜ Kadrolu Brüt 1517. TL aylık ücret çalısılan günler için 8. TL. vemek a m m ı H 15 tstihsal Pnml ve 5 Dönem Toplu lş Sözlesmeslnln sağladıgı dlğer Imkftnlar 3 ELEKTRtKÇİLER Şimdiük vapılacak Imtihanda almacak puana göre 3242 TL arasında vevmiye ve çalı şılan eünler için 6 TL yemek zammı verilecek Bilahare çalışma duramlanna göre stan dart kadrolara geçirilecekler dir. MENKUL SATIŞ İLÂNI Kadıköy lcra Memurluğundan: 972/2Tİ3 T. Mahçuz olup satılmasına karar verüen 100 000.00 n . muhammen kıymetınde 1 adet 34 NK 475 eı. 1971 modai KBC. 10 Tıpi, 680 461 Şaşe ve 6149073 Motor No lu BEDFCRl kasalı kamyon halen bulunduğu Kadıkoy Kızıttopak, rahrak'iprU caddesl No* 29 FİLÎZ Oto Galerısinde satılacaktxr Birınci açık arttırmanın 24 41973 günü saat 1616 J0 arasmda yapılacağı bu günde talıp çıkmaz veya vertıen oedeı tmıhammen kıyrnetinin yüzde yetmişbeşıni bulmazsa 25 * 1^3 ?ünü synl yer ve aynı saatte vapılacak ikincı içut arttırms t e en çok bedel teklıf edene ıhale edilecektir Beledıv? resımiennin ıhale damga pullannın müstenve ait ola3gı ı'an olunur 7 4 }f>7i Satıs trünleri ve saatı: Birınci günü 24 4 1973 saat 1616,dO'da lkinoi günü 2541973 saat 1616,30'da Z65Ö ARANAV EVSAF t 1 E S E mezunu askerliğıni yapmı» veya flö yıl tecHll ol mak 2 Meslekten vetlsmi* olanlar İçin en az illcolcul mezunu ve a«kerlık vapmış olmak 3 Kvrs eörmüs olanlar tercih edilir. LÜZ(JI>tLl) 6EUİELER : 1 Savcıhktan sabıka kaydı 2 Askerlik terhis veva tecıl belgesl. 3 Tahsil belgesi (Dıploma veya tasdikl) sureti) (Basın: 131592651) TÜRKİYE ZİRAÎ DONATIM KURUMU ZİRAAT ÂLETLERİ VE MAKİNALARI FABRİKALARI MÜESSESESİ ADAPAZARI (Basm: 140192653)