17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 13 Msan 1973 ili HUNİ BEilM MütfTEREM BÜBAKINDAM tOfrMjfcAR &ufl£Htöz.&UItt NİKÂH KiyiP, ElİMİZt, İİ4 OLMAM'2 CERE^liPİR. ZATEMSANiMiZBD UüH "PuKiVAPAEV YAtflMAVl $A£llYA(Afc NÛFU5 P0l(WK«I Y 0 t ı / M M r ^ 5 l İFTı'tfA* i^'NOE K04AR APlM İLE M t i i Y ü I : KOÂMİMI &JPADA MÖL1A CAPKlHı'PfKl WNfcA,,p£YAM| îTCBİ 6&IE7t$i(1EPEKYATELEŞ;i^ı5î HEBtfi AliYMU YA^ıtıOĞUJ fcüftiİ , i r ^ M MÖUA fAWMİ B£yF£NE>iNiM. fcFAN DuLu. SÖLEft'NÎ WNt£P?K FE ... NE PtMEK FEfZ. AlDlK, iflfOArfP5MEK?.., 0 FEyı Kı OvGÜtfRE K 8fc KtlifArî MurcBEjgfc. BllOHu METH Mî İDEİutf.ZEMMİ İ İSTt İ5İH puFMOKIAil 8u N0?<TAPA KÖÜDUĞÜ «SÖ? YİGÎTLÎK DESTANLARI ALİ O vakıt, beylerden biri, korîca lcorka, «Adma Genç Osman derler a, devletlum, goren büen yok ıçunizde» dedı Husrev Paja«Admı bılmeyen yok ama kendınl kimse görmemış Nasıl oltır bu* Bunca asker içınde bdyle bir yiğıt, nasıl olur da forühnez'. Blr baska paşa, bn «aelerden yureklenerek söze kan?tı <Bu dellkanlıyı bulup geüılnek, an» ne yapaeaksımz, devletlum?» O böyle sorunca, Husrev Paşa, gültimser (ibl oldu" «Hele bir vfizfln gdrelim de Belki bafcîlarız.» «Oyleyse ben bulaeağım onu sıze, devletlum !• •Tez olann o halde, paaa'> «Bulmamna bulaeağım ama...» «Amaa ne, pafa?» «Canını bağiflayacakîinız . «Ona *oz verdık, bağışlayacağu» HUsrev Paça Ite böyle konuaan paşa, Zor Mustafa Paşa ıdl Zor Muıtaf* Paaa, Anadolu Beylerbeyi'ydi. Zor Mustafa Paşa, bu konuşmadan sonra dışarı çıktı Orada bulunan bütün paşaların, bevlerin gozleri kapıya dıkilmişti. Aradan bir süre geçü, kapı açıldı. Içerfye, Zor Mustafa Pasa lle birHkte, on altı, On yedi yaslannda gorUnen. arslan gibt bir delikanlı girdl. Yüzü, Zor Mustafa Pasaya çolc benzı>ordu Acaba bu dellkanlı Zor Mustafa Paşanm oğhı nroydu? Tarihler bu soruya keste bir karjıhk vermiyor. Her neyse.. DeHkanlı lçerl glrlnce, sert adımlarUı Hüsrer Pasava yaklastı, s«lam Terfp a«kerc« durdu. Husrev Pasa* cDehkanh» d«dl, «adm ne? Nejln neslsbıT» DeHkanlı • «Adun Oenc Osman... Slz yüce pasanun erlennden bir erım» karsıbguu verdl. O böyle deylnce, Hüsrev Paşa«Sakahna bıyığına tarak batmayanlar Orduya katılmaya' demiştım Bu buvrugâ aytan davrananın idam olunacağını bilmes mlsın'» dedl. Genç Osman: «Benım sakabtn ds bryığım da var» deytoce, HUsrev Pe?a taragmı çıkanp ona usattı* tAl öyleyse» dedl, «Bahr bıyığına bu tarağı da görelim'» O böyle dedl ya, Genç Osman'da saksl bıyık nerde? Bizlm sakal bıyık nerde dememlza kalmadı, Genç Osman, tarağı Hüsrev Pasanm ellnden kaptığı glbl, «Iste bıyık!» deyıp, ü»t dudağına" sspladı Bunun Uzerine Husrev Pasa, «Hadl glt PİCASSO İLE HAYAT... Yazan: Françoise GİLOT Türkçesi: Şevki ADALI PÜSKÜLLÜOĞLU 10 o£ul» dedl, «nadl glt. Canmı bagısladun, sörümü geri aldımj» î* böylece tatlıya baglandı îs boylece tatlıya bağlandı ve de bırkaç gün sonra. HUsrev Pasa komutasındald ordu, BaJdat kapılarına dayandı. Bagdat kalesi, topla tüfekle yıkılacak gibi değild! Sağlamdı k| ne sağlam. Kusatma günlerce sürdü Kent kenaıni yaman aavunuyordu Çarpışmanın vamaniıgını ınlatmava dıı gerek. Topçu ateşınin ksle surlarındft açtığı gedige saldıran Husrev Pasa askeıi, gedıkten giremiyordu arna, canını verivor gerı domnüyordu. GedıkJer asker Ö1Usüyte dclmuştu 8 Kasım 1630 akssmı da lndl yeryUzu:ıe. O gun de dılle anlatılmaz çarpısmalar olmuştu O aksam Husrev Paşa'aın haberolert bir bir dolaştı ordu içınde, «Yajın genel saldınya geçılecek, ona göre hazır olasınız» âıye Kale bedenıne bayrak dıkecek ngide de ödul venlecegı duyuruldu. Ertesi gun, yani 9 Kasım 1830'da, crdu genel saldınya geçtl. Korkunç bogusmalar, çarpısmalar oluyordu Kale surlanna çok yaklaşılmıstı Bassancactar oayragı kale bedenine dıkmek üzere 1leri faladı. Fırladı ya, sancagı tam bedene dikecegı Sıra vuruldu Bunu gören Genç Osman, koşarak, kaleyı koruyan bendeği geçtı. Duşen sancağı düştugu yerden aldı Düşman kurşunu yağmur gabı ya. ğıyordu Genç Osman'ın üstüne. Ama Genç Osman kelleyi koltuğa almıştı bir kez. A'dağı sancagı gütürup kale bedenine dıktl. Dikti ya, tara o sırada da jedığı bir kurşunla oracığa yığıldı. At üstunde doğan bir yığıt, kale us. tuade SlmuştıL Genç Osman'ın ölümune herkes yandı, günlerce adı soylendl. Agıtlar, tUrkUler yakıldı yı^ıtlığı ustune Kayıkçı Kul Mustafa derler bir ozan vardı, aldı sazı bakakm ne soyledl: Iptida Bafdat'a sefer olanda AtUdı hendeii geçtl Genç Osman, Vuruidu sancaktar, kaptı sanofı lletü bedene dlktı Genç Osman. Bafdat'ın kapısın Genç Osman açtı. GSren dufmanUnn tepdill ?s«tı, Kelle koltntnnda uç gün ssvaat Yigitlere serdar oldu Genç Osmaa, Knl Mnstafa karakolda. gezerken Gfille, Kurşun yafmur gibi yafarken. Tıkılası Bafdat eenl döğerken 9ehitlere serdar oldu Genç Osroan. (Devamı var) Sanatçının i Kadın,, temi dönemi lcasso'yu ıkınd zıyaretımızden sonra, P&ns'tekı ts tılınl bıtıren Genevieve beraber oturduğumuz evden aynldı ve aılesmın yanma dondU. Ben ıse nefsımle mücadele geçırıyordum. Son sıyaretımıade Pıcasso yaptığım tablolardan bazılarvnı kendısıne goturmemı ıstemıstı ama, buna peJc cesaret edemıyordum Sonra aklıma hap şu soru takılıp duruyordu* «Aca ba o gece Le Gatalan'da tek başıma olsaydım, ünlü ressam benun varlığımın farkına varır mıydı' » den «Ağacın daundakı şeftalılerı koparmak ıstedı ama, olgun laşmadıklarını anlayınca, bundan vazgeçtı» dı>e geçırdım. Baba evini terkettim O >az Mıdı'ye, aüemın bulundugu yere dondum. Babam ressam olmak nıyetımı, hele Pıcasso ıle arkadaşlığımı duyunca buyuk bır ofkeye kapıldı Aramızdakı tartışma sertlesınce, Uzerıme yiırudu .e benı dov raege başladı. Meslek sahibı ve ıvı yetıçmış bır ınsan olduğu halde muhafazakâr goruşler vardı. O dayak olayından sonra, aıle bağlarımı koparmağa karar verdım ve bır gece gızlıce trenle doğduğum kasabadan aynldım Babamla annemin hiçbır seyden haberleri olmamıştı. Parıs'e tekrar geldığım zaman büyükannemın, benı çok seven bu yaşlı kadının evıne yerleştım. Artık ıstedıgım gıbı vaşıyabilecektim ama, para sorunu karşıma butun heybetiyle dıkilmişti. O gune kadar babam benım gelırımın tek kaynağı ıdı Şımdı bu kaynak kesılmışti. Artık bır taraftan resım çalışmalanma devam edecek, bır taraftan da otede berıde çalışarak hayatirru kazanmağa uğraşacaktım Buvukannem ıse benı rahatlıkla destekleyebıleceğını, ikımıze de yetecek kadar parası olduğunu soyleyerek benı tesellı etmege çalışıyordu. Gerçekten de maddî durumu çok ıyıydı ve Parıstekı yalnızlık gunlerımde bana buyuk yajdımları dokundu. P «İki kadın temi» Onun ozellıkle 1930larda yaptığı tablolarda. daıma «İki iadın temi» g ö » çarpar ~BeHÎ JJe îlk karşılaşmamızda Genevieve'de mükemmel kadın örneğını, ben de ıse bu mukemmelıyete sahıp olmayan kadın ömeğını bul muştu. Kendısınl tekrar zıyaret konusunda duştUgum tereddütlerm sebebı de buydu. Bu tereddütlerim uzun surme di Kendi kendıme karşı yenılgıve ugradım ve tekrar GrandsAugustıns'e gıttım. O gün Pıcasso'nun bir davranışı dıkkatımı çektı. Hemen her zaman zıyaretçılerı oluyordu O zıyaretım sırasında da kendısıru gormeğe gelen bırkaç dostu vardı yanında Pıcasso ıse bır taraftan dostları ıle meşgul oluyor, bır taraitan da bana bır şey gostermek bahanesıyle benımle yalruz kalmağa çalışıyordu. Bır aralık, bana bır kaç kutu boya vermek bahanesıyle ıçendekı çalısma odasına gotürdu benı. Sekreterı Sabartes, boyaian kendısmın getırıp bana verebıleceğını soyledığı zaman, ünlü ressam şu cevabı verdı ona. «Matmazel Gılot, kendısıne yapacagım bu ufak bedıye ıçın bırkaç adım yurume zahmetın^ severek katlanacaktır sanırım Sabartes Senm yorulmana gerek yok » tutumun karşısmda, seni nasıl bastan çıkarabumm? Ben dırenen, karşı koyan kadınlara alışığım Sen madem kı, dırenmemekte ısrarlısın, o zaman ya pacak başka şey yok demektır benım ıçın.» Picasso bunları söyledıkten sonra ayağa kalktı ve kendısını bekieyen zıyaretçılerının yanına gıttı. Istedığımı yapmış, kendısını şaşkınlığa uğratmıştım Bir kaç gun sonrakı zıyaretimde aynı konuyu açtı gene Artık konuyu dostça konuşuyorduk Hızı kesılmışti. Davranışımı benımle tartışarak yorum lamağa çalışıyor, sonra gene resım ve heykel konusuna donttyordu Sonra bır gün karşihklı otururken «Ilennı uzatArale göfüslenftii tuttu tfutflme bıle bakmıyordu. Ben gene hareketsızdım. Bır sure sonra ellerını gogüslenmden çektı ve sankı hıç bır şey japmamış gıbı başka konulara yöneldı. İçım ÇİÇEK,, KAVF* i Ficasso'nan fırçasıyle François çük Jeannot'cuk» dıye bahseder, Maraıs nın %ğe1öCekte" Fran sa'nm en bUyük aktörlerinden bırı olacağını soylerdı. hkte, bu orgütte görevlı kisılere elınden geldığlnce yardım etme ğe çahştığıru ögrenmıştlm. Bır gun Pıcasso'ya, neden Almpn işgalınden once kaçıp, örnefn Amerıka'ya gıtmedıgını ve tehlikeyı goze alıp Pans'te yaşamaga devam ettlğıni sordum. Şu cevabı verdi bana: «Ben sandıgın gıbl bır kahraraan falan değUım. Ama terör ve kaba kuvvete de aldırdıgım yok Burada yaşıyorum ve burada yasamağa devam edeceğım însanlar bıraz da kadercı olmalıdırlar bence. Ben bır şeyi, ancak yapmak istedığım zaman yaparım. Başkalannın zoru ile veya korku yüzünden degil Bu nedenle sonucu ne olursa olsun burada yaşamaga devam edeceğım» Ünlülerle buluşmalar... Pıcasso ile tekrar buluşmağa basladık Artık ayrılmaz hale geımıştık. Beni deger verdıgi bütun dostlarına yenı sevgılısı ımışım gıbı takdım edıyordu O ılk yıl içınde Andre Malraux, JeanFaul Sartre ve Sımone de Beauvoır, Andre Duboıs gıbı pek çok ünlüyle Picasso'nun evınde tanışmıştım. Bunlardan Andre Duboıs, o yıllarda henuz sanat hayatına atılmamıştı ve Fransız Içışlerı Bakanlığının nüfuzlu memurlarından bınydı. Nazüer Picasso'yu rahatsiz ettıklerı zaman mudaha le eder ve kendısını bu dertten kurtanrdı Picasso'nun evınde tanıdıklanm arasında en ılgi çekıcı çift ıse Jean Cocteau ' ıle unlu aktor Jean Maraıs idi. Cocteau Maraıs'den daıma cKÜ Direnme örgütünde Daha pek çok unlu vardı Pıcasso nun evıne gelenler arasında Bessamlar, keykeltraşlar, ünlü fotoğrafçüar, sahne ve perde sanatçılari îşın tuhafı, Pıcasso bu sanatçılarla sanattan başka her şeyi konuşur eskı çapkınlık hikâyelenm anlatır, orüannldnı de sabırla dınlerdı Arada sırada hep bırlikte Pans'ın Bohem lokantalanna gıder bol bol, şarap ıçerdık Nazı işgalıne rağmen de, hepımız gUnU günune yaşamava bakıyor ve mutlulugu bulmağa çalışıyorduk. Bu arada Picasso'nun Fransız direnme teskilâtı ıle ılgilı olduğunu, doğrudan doğ ruya görev aiTnamı; olmaida bır MALKOÇOĞLU yazan veçizenrAyhan BAŞOGLU François Gilat Yann: Kubizmin gerekçesi.^ DİŞİ BOND Picasso'nun şaşkınhğı O gun Pıcasso ile daha dostça avnldık Ve bu uçuncu zıyaretı dıgerlerı izlemekte gecıkmedı Hemen her fırsatta evıne gıcuyor, kendısınden resım sanatı hakkında dersler alıyor, bazan da bırlıkte çalışmalar yapıyorduk Bana dığer zıyaretçılerine göstermedığı eserlennl gostenjTir, fczellıkle 1931 yılında yaptığı küçük kadın heykeU cıklerı ıle övünuyordu Bır gün gene atelyesmde yaptıfı resım ve hevkellennı gosterırken, bana daha yaklaşmakta olduğunu hıssettım Sonra elınde tuttugu bır eskın umursamaz bır tavırla yere attı ve uzanarak benı dudaklarımdan optü Hıçbır tepkı gostermemıştim. Pıcaeso ıse şaşırmış gorunüyordu «Hajatımda ılk kez boyle şey goruyorum Sem optuğum halde, en ufak bir tepkıde bıle bulunmadın » «Neden bulunayım' Hem tepkı göstermem şart mrydı?» «Korkunç bır şev bu Benı hiç değılse itebılır, bundan hoşlanmadığını soyleyebılır, ne bıleyım bir se>ler yapabılırdın. Ben boylesıne alışık değılım » Oysa kendısını şaşırtmak, muhtemel dırencıni kırabılmek ıçın yapmıştım bunu. Koca ressam şımdı karşımda şaşkın bır lıse oğrencısı gıbı oturuyordu. Sdze gene ben başladım «Emrınıze amadeyun efendlm» diye alaylı alaylı konustum. «Söyle Françoise, bana aşık mısm yoksa'» «Bunu garanti edemem ama, senden hoşlandığlmı da gızleyecek degüım. Bu da, ılışkılerımızde sana zorluk ç <mamam ıçin yeterll bir sebep.» . (SUN BUEA f 7ÜCSELBM TİFFANY JONES GARTH Hayal kınklığı «Françoıte korkunç s«yler soyluyorsun. Daba finoe de söy ledim, alışık değıllm bu tür davranışlara. Bir Ispanyoîum ben. Hem ba şartlar ve senıa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle