Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
2 CUMHURÎYET 13 Nisan 1973 bdülhamit tahta çıktıktan cfört ay »onra hükümetçe şu büdiri yayımjanıyor: «Bir süreden beri Türkçe gazetelerin çoğunda zihir.lerin ve düşüncelerin zaten tasavvur edilmeyen bazı teşebbüslere olan eğilimlerini teşvik edecek birçok yazılar görüldüğü için... bu gibi havadis yaymlayanlara karşı siddetli tedbirler almmasma mecburiyet duyulacağı...» Ikinci Meşrutiyetin Matbuat Kanununda söyle deniyor: «Basın yolu iie halkı suç işlemeğe kışkırtraalarda dava sonueunu beklemeden hükümet, güvenliği korumak amacı ile gazeteleri kapatabilir.» 1931 yılının Matbuat Kanununda şu madde var: «Ülkenin genel politikasına dokunacak yayınlardan dolayı Bakanlar Kurulu karan ile gazete ve dergiler geçici olarak kapatılabilir.» 1956'da basın özgürlügünü kısıtlayan DP'nin yasalannda şöyle deniyor: «Kötü niyetle veya özel maksada dayanan yayında bulunmak veya devletin ve hükümetin dışardaki itibar ve nüfuzunu kıracak sekildc.» Milli Birlik rejiminin 1962 tarihlt Tedbirler Kanununda ise şu madde var: €27 Mayıs Devrimini söz, yazı, haber, havadis, resîm, karikatür ve başka araçlarla yersiz, haksız veya gayrimeşru göstermeğe çahşanlan...» AP'nin 1967 tarftli Temel Hak ve Hürriyetler Kanunu tasansında şu hükürn yer almıştı: cToplum içinde kamu düzeninl veya güvenliğini bozabilecek mahiyette her türlü bölüeü faaliyette bulunanlar veya bu maksatla söz. yazı, haber, havadis, resim, karikatür veya başka araçlarla...» Ben tfilimizin yüz elli yıldır neden sürekli bir değişim içinde olduğunu şimdi anladım: bu değişim olmasaydı. yüz elli yıldır aynı yasalarla yönetildiğimiz çok çabuk çıkacaktı ortaya. YukardaM parçaları, Hıfzı Topuz'un, Gerçek Yayınlan arasmda yeni basılan «Türk Basın Tarihi» adlı kitabından derled'im. Bu kitapta basınımızm 1831'den günümüze değin ge!en terüvenint okurken, toplumumuzun bu dönemini en özlii olaylan ile yaşadım. «Türk Basm Tarihi>nin bence en ilginç yanı da budur: basın mesleğinin tarihçesi olmaktan çok 6te, herkesin ilgisini çekecek bir kitap. Toplumsal, siyasal olaylan. ünlü klşileri. A Olaylar ve görüşler YÜZELLİYILLIK BUNALIM Melih Cevdet ANDAY çeşitli anlayış biçimleriyle yakm tarihimiz geçiyor gözler önünden. Talât Paşanın gazete satıcılanna kızraası, tştirakçi Hilmi'nin boyuna kırmızı gömlek giymesi gibi ayrıntılar ise onu daha da çekici kılıyor. Kitapiann yakılması parçası bir Kafka romanı denli îlgınç. Gerçi basın gibi, olaylarla doğrudan ilişkili bir çalısma alanı inceleme konusu olarak ele alındığına göre, böyle bir izlenimi doğal karşılamak gerektiği löylenebüir. Ama bunda, Hıfzı Topuz'un konuyu işleyişi, belgeleri değerlendirme ve bilimsel araştırma yöntemini uygulamadaki baıarısının da büyük payt var. çalışanlar rfevlet memurluğu yapmamışlar, kendilerini mesleğin koşullarına bağlı gerçek gazeteci saymışlardır» diyor. Basının doğuşunu hazırlayan Takvimi Vakayii saymamakla, gazeteciliğimız, tarihinden yirrni dokuz yü kaybetmektedir. «Devlet eliyle kurulduğu..» gerekçesiyle sıra dışı bırakılan bu gazetenin, yine devlet eliyle, Abdülhamit zamanında kapatılmasına ne demeli? Birinci bölümün bendte bıraktıgı ilginç izlenimleri şöyle sıralayabilirim: Gazeteciliğin başlaması ile, basına hükümet bsskısı da ortaya çıkıyor, konan yasaklarla birlikte gazetecilere Çikar sağlanması yolu tutuluyor, her şeyden önce padişah ve hükümet üyeleri basına karşı korunuyor. kışkırtma var diye, suç işleyen kişilere verilecek ceza kadar gazeteciye de ceza veriliyor, hükümet icraatını eleştirmek fesatçılık sayılıvor ve arkasından sansür bastırıyor. llk sansürün dikkat ettiği birkaç konuyu da alıvereyim yazıma: Birtakım kötü sanılara ve kafaları karıstırmaya yol açabilir diye, yazılarda boşluk bırakılmamasi. Bir vali veya nuıtasarrıfm hırs.zlık yaptığı. para yediği, ad»m öldürdüğü veya ayıplanacak bir iş yaptıgı söyleırecek olursa saklanması; ki?ilerin ve vilâyet ahalisinin hükümdara verdiklert di'.ekçelerin yayımlanmaması... Şu sözler vasak: Grev, suikast, ihtilâl, anarşi, sosyaHîm... Abdeihamitin «Istibdat dönemi»ni başlatan sıkıyönetim kararnamesinde, «Zihinleri kurcalayacak yayın yapan gazeteler derhal kapatılır, gerekli kişilerin gece ve gündüz evleri aranabilir..» d'eniyor. In »anın, 'bunlan okuyunca, «Peki ama, basma neden müsaade edildi öyleyse?» diye soracağı geUyor. Üstelik o dönemde çıkan gazetelerin sa . yısı üç • besl geçraemektedir, okur.tayısı da çok sz. Sansürle llgili olarak, Servet1 Fünun sahibi Ahmet Ihsan'ın bir anısı: «Sansür son dereceyl bulmuştu. Hamidiye suları akıtılmış ve çeşmeler açılmıştı. Dr. Besim ömer Paşa sular hakkınrfa bir makale yazdı; çeşme başında bir ihtiyar adamın dua ettiğinl gösterir artistik bir renkli reslm de basılacaktı. Sansür buna soru işareti koydu ve ben şaşırdım. Baş sansürcü beye bir tezkere yazdım. Gelen cevap şudur: Azizim, çeşme resmi hakikaten pek eüzel ve dua herkesin nazannda «üphesiz ki kutsaldır. Lâkin bugünlerde gazetelerden neyi çıkartacaSımı, neyi bırakacagıml bilmlyorum. Çunkii koril düşünceli kimseler bu güzel resmi görür enrmez, «Hah, lşimiz duaya kaldı» dcmek i«tedi|inizi sanırlar. 1lerde uygua bir zamanda • 27 Mayıs ve Korutürk 27 Mayıs devrimi aradan 13 yıl geçmesine ragmen bugün de toplum yaşamında önemini koruyor. Denebilir ki: Ne kaldı 27 Mayıs devriminden? Evet, 27 Mayıs Anayasası budandı, 27 Mayıs'ın getirdiği özgürlükler kısıtlandı, 27 Mayıs'a karşı çevrcler tırmanma politikasını ustalıkla uygulayarak topluma hâkim tepeleri ele geçirdiler. Bugün Senato Başkanı bulunan Sayın Arıburun bile 27 Mayıs'a karşı çıkmış, hattâ bu yüzden emekü edilmlştir. Ne var ki 27 Man' Hevrimi. devirdiği siyasî güçleri toplum yaşsmınfian silerek tek partili bir yönetim getirmeyip çogulcu bir düıeni benimsediğine göre bu sonucu beklemek doğaldır. T1 " sonuca ve budanmış 27 Mayıs Anayasa'sına rağmen, genc de 27 Mayıs devrimi ve Anayasası toplumun yaşamında ortadirek oluyor. Bugön 27 Mayıs'a karşı olan kişi ve çevreler bile. 27 Mayıs'ı hiç olmazsa bir oldu bitti saymak zorunda kalıyorlar. Hiç kuşkusuz 27 Mayıs başlangıçta Ordu hareketiydi ye gençlikle özdeşleşiyordu. Ne var ki Devrim. gerçeklestiği gün, halk çogunlugunca desteklendi. 27 Mayıs Anayasası da halkoyuna sumılup onaylanınca yeni hukuk düzeni kurulmuş oldu. Devrime karşı tepkilerin tırmanmaya dönüşmesi bu hukuk düzeni içinde olanak kazandı. 27 Mayıs 1960 günü ordunun önemli kişileri devrimi kendi karakterlerine göre degerlendirmişlerdî. Hava Ku\vetleri Kumandanı Orgeneral Tekin Arıburun devrime karşı çıktı. Genel Kurmay Başkanı Rüştü Erdelhun c a karşıydı 27 Mayıs'a.^ Genel Kurmay İkinci Bsşkanı Orjteneral Cevdet Sunay sustu, açık bir tutum almadı. Deniz Kuvvetleri Kumandanı Oramiral Fahri Korııtürk 27 Mayısçılardan yanaydı. Sayın Korutürk. 27 Mayıs devrimi konusundaki fikirlerini 1971 yılında Senatoda dile getirmistir Tutanaklardan o bölümü birlikta okuyalım. Diyor ki Sayın Korutürk: « Ben, 21 Mayıs 19«0'ta üç seneden beri Oeniz Kuvvetleri Komutanı bulunuyordum ve muvazıaf Oramiraldim. 27 Mayıs 1960 tarihinde ihtilâlin Hk Duıiı KorauUnı olarak vazifeye devam ettim. Evet. hiç bir sivas. pattiye mensırp deçilim ve olmadım. fakat 1960 senesı 27 Mayıa ihtilîlini doğuran şartların zaruretine ve W Mayıs'ın rnhnnda yatan nin Atatürkçülüge dSnme hedefine do|ru bir askeri 'ahale olduğuna «amımivpt'e uıanan esld bir askerim. Hâtı/.ılanmızı yoklarsak hahrlanz; o zaman askerî idare >urt içinde kısa zamanda iktidara sahip olmuş ve yurt dışmda da vabancı memleketler tarafmdan derhal tanınmıştı. Tnrt içinde, Doğu'da, Batıda. Güney* de, Kuzey'de, kadınerkek sivil Dötün va'andaşlar Ihtilâli «ipsteklemişlerdi. Aakerler ikridan en ktw :zamanda sivil ıdareye devretmek vaadi ile işe baslamış art ı. Mem. leket. kardeş kavgasına ve bir iç savaşa kapılrcaktan mırtanlmıştı. Ben ihtilâlden birkaç av sonrı vnrt dısiDda vazife aldım ve beş takvim yılı dünyamn en üıılfi «yaset merkezlerinden birinde en seçkin siyaset adamlartTİe temas etmek fırsatmı bnldum. Ediııdicfm kanaat şudor kt, Türkiye'de 27 Mayıs 1960 fhtilâli, Dünv» <Kr*hinöe ve Dfinyamn hiçbir yerinde Rörülmemiş bir askerî mvdahale olmnştur. Çünkü 27 Mayıs. millî birliği ve milıî fcütünlüfcü korumak Için yapümıs'tır. Çünkü o tarihte Törta»e'd> askerler, memleketi içine diişmüs oMuğu donundan artıfc onu siyasi partilerin ve siyaset Uderlerinin çıkarantrvaeağmı biliyor ve bu husustalü ümitıerinı tamamtn vitirmi? bulunuyorlardı. Meralekette blr karde? kavpıfinın önüne Beçmek zanıretini çörmüşlerdi, iktidara eı tovmuslardı. bir Kurucu Meclis toplamışlardı. bir Aüayasa tsmim etmişlerdi, bir referandum yaptırmışlaıdı ve bn iktidan, kendi istekleTiyle, hemen hemen bir sene içrrlsind^. çok kısa bir camanda »ivil idareye devrctmişlcrdı ve ÖD tutum yurt içinde ve yurt dışmda, kamuoyunda tun bir lakdir yaratmıştır. Btttün Tfirk vatandaşlan ve bütün dünya efkSn 27 Mayıs 1980*1 millî bir ihtilâl olarak nertn bir hayranlıkl» takip etmistir^ Cumhurbaşkanı Sa>ın Korutürk'ün 27 Mayıs devrimi konusundaki düşünceleri işte bunlardır. Bunalım'arda Artış îstibdat döneminin bu kara gülünç olaylan geçtikten sonra, Ikinci Mesrutiyetle basının daha sağlam temellere oturabileceği gerekirken, bu kez gazetecilerin 51ö*ürülmesi biçiminde ter* bir gelişim görülüyor. Yazımı Hıfzı Topuz'un son tümcesiyle bağayacağim: «Basın güç bir dönemdedir. Ama 142 yıldan beri ne bunalımlar görmiij, neleT geçirmemiştir batın: Sultan Aziz döneml, Abdülhamit'in istibdat yıllan, sansür, tttihat Terakki terörü, Takriri SGkun Ka"nunu ve tstiklâl Mahkemeleri. tkind Dünya Savaşı yıllanndaki baskılar, DP döneml, tutuklamalar, Pulliam davalan, Tahkikat Komisyonu, gazete kapatmalar. yasaklamalar... Bunlar basının gelişmp bunahmlarıdır. Gazeteler ekonomik, sivasal baskılarla susar, susturulurlar, •ma bir de gazeteciler var: basın özgürlüğünü, ekonomik işletmeciliğe yönelen gazeteler degil, gazeteeiler savunur.» Sayın Hıfzı Topuz'u, bu güzel ve yararh çalışmalarından ötürü kutlarım. «Türk Basın Tarihi» herkesin kitaplığında bulunması gereken bir yapıt. İlginç İzlenimler Basmla ilgill yasaları, kararnameleri', kararlan, kronolojik sıra ile gösterip incelemekle kalmamıs. bunlardan herbirinin hangi nedenlerden, nasıl doğdugunu ve ne gibi sonuçlar doğurtfuğunu anlatırken, belgeleri, olaylann ay> rıntılarına ışık tutabilecek biçirade değerlendirmiş. Bu yüzden de, kitap, canlı bir tarih, ya da bir tarihsel roman gibi okunuyor. Tanzfmat Döneml bölümüne girerken Hıfzı Topuz'un ortaya attıgı bir tartışma konusu var: Takvimi Vakajd, devlet yönetimlnde çıkan bir gazete olduğu için, bizde gazeteclliği Tercümanı Ahval ile başlatanlara karsı (1960'ta bizde gazeteciliğin yüzüncü yıldönümü kutlanırken Terciimanı Ahval'in çıkışı başlangıç olarak alınmıştı), Hıfzı Topuz, bunun yanlıshğını öne sürüyor, bence de haklı olarak. «Burada CHP YALNIZ MIDIR? JALE CANDAN A | l | | b i r k s z d a h a k e n d i bağlaşıklan (mütt*flkleH> Uo I H U k a r ş ı karşıya göründü. Bozuştıuar. *se)Kl de bir stl. " " • • re için küsüştüler. Bir süre için diyorum çünkü güttükJeri eş amaç, bunlar; n birbirlerinden kopmnıannı dün olduğu gibi yarın da engelliyecektir. Kimdir CHP'nin bağlaşıkiarı? CnP'ye k;zrp Kiat> onu bırakamjyanlar, CHP'nin, yerden yere vtırup Dir türlü vas geçemedikleri? Doğrusu dilim vanp cia, bunlara «sivil asker aydmlar>, bürokratik devrimciler diyemivecegim CHP'nin baglaşıklanm, bu tür kahplar içinde görmek bence çok yanlıştır. CHP'nin bağlaşıkları, brneğin bir «işçi hakları ile ilgili sorun» ortaya çıktıgı zaman işçinin ve işçiniu yanıpdald CHP* nin yanında olanlardır. CHP'nin bağlaşıkları yine örnefin bir «taban fiyatlar sorunu» karşısında» ezilen köylü ile bcraber ezildigini duyan, kafalan, bu yoldaki CHP ile birlikte işleyen, kalpleri bu yoldaki CHP ile beraber &tsjılardu Kısacas: oıkıp usanmadan, çıkar çevrelerinin karsısına dıidl«ı, yer aıtı, yer üstü kaynaklanmızın ellere peşkes ç*>kitaıesin» karşj koyan, ögretrnen krjnmına, gençliğin harcanmasına, kitap öüşrnanhgı, özgür düşünce korkusuna ve er gec faşızmö dönüş. mey yargılı dikta'>a hayır diyebilen kimsejerdir CHP'nin bağlaşıkları. Ama bunlann zaman zaman düşman Kaıdeşler gib: birbirlerini yedikleri ds bir gerçektir. Bu küskthüük niç $üphe yok ki CHP'nin amaca ulaşmak irın seçt'Jh yoldan demokratik sol çirgiden, halkçı h«weketten değ>l, ou çıagi tizerinde izlenen basn yöntemlerin farklUıgradaa iterı gelmekteTek partili siyasi hayattan çok parfjli «löneme gaçişt* CHP'nin karsısına çıkan DP ve 27 Mayiâ dovriminden aonra onun yerini alan A.P. egetnen güçlerin temsilcılen oldf.klan halde halkta bıraktıkları imaj tam tersid^r. HaUc hareketi olarak nitslenmektedir. Bunun başlıca nedenı. şüphesi2 DP* nin demokratik sisteme geçerken tek partjı devrinln doğ*l aksaklıklanm dile getirerek, halkı bu konu«roa lîyandırma söa ve oy sahibi etme durumunda gözükmesiair. Bu dtoemde baxı siyasal baskılar dile getirilerek halk siviı fcsker aydmlara karşı alabildigine kışkırtılmış, yeni üp poütikacılar tüm halkçüık anlayışlaruıı, yarattıklan bu düşmanhk temeline dayatarak gerçek sorunu, ekonomik nedenlere oaŞu sömürO düzenini gözlerden kaçırmış, başta toprak ağaian olmak üzer? tüm egemen güçlerle işbirliğl yapmışlardı. Haıka vad«dilen nurlu ufukların ucunda «sandık başı özgürtlpii» vardı, «camide namaz. vardı, Ankara'da bakan odasına dayanmak. Meclis koridorlaiinda iş takip etmek vardı. Bunlar. halkın karnını pek doyurmuyordu ama Jandarma dipçiğinin tadmı tatmış. ağzı laf yapan, açıkgöz birkaç köy uşağınm, yakasına demir kır at rozetini oturtunca böyle bazı olanaklar da sağlanıyordu. Bir yandan ağa, bir yandan politikacı bu politika aracılan ile artık iş birliği yapma zorunluğunu duyuyorlar, bunun da adına «halkçılık. diyorlardı. CHP'nin altı oku. CHP'nin içtenlikle bağlı bulunduğu halkçılık ilkesi böylece karganın ağzmdaki peynir gibi tilkinin agana düşüvermişti CHP işte özellikle son yıllarda egemen güçler temsflcisî partilerin bu halkçı görüntüsünü yıkma çabasındadır. Bunun için sorunları ekonomik temele indirmeye çalısmakta, halka gerçek boy hedefini. aracıyı. tefeciyi. ağayı. çıkar çevresini göstermekte, demokratik sol çizgi üzcrinde onu bilinçlendirmekte ve bu yolda tutarlı bir politika izlemektedir. Partinin içmdeki«yeni akımcılar> bir yandan partinin demokratik «jldaki yerini iyice saptarken bir yandan da bu politikayı halka mal edecek yöntemlerı elbette ki anyacaklardı. Ne var ki CHP'nin bağlaşıklan ile arasmdaki anlaşmazlık dönüp dolaşıp bu noktada patlak vermektedir. Çünkü bir siyasi parti olan CHP'nin oy mekanizmasını hesaba katması, kendi bağlaşıklarını halkla bütünleştirecek yöntemlere kavuş.turması, tek parti döneminden kalma «tepeden inmecilik» görüntüsünü silmesi ne kadar yararh ise, olan «bürokratik devrimciler» deyimi altında bir çuvala doldurup halkın karşısmda bir yere oturtması o denli yanlıştır. Bu politika, en azından, ekonomik sorunları ön plana alraa gibi isabetli bir karara aykırı düşer. sınıfsal çıkar aynlıkları bulunmayan sosyal güçleri bir kez daha haksız yere, karşı karşıya getirerek, sâmürü düzenine karşı açılan gerçek mücadeleyi örter. gölgeler, geciktirir. Bu parlak düşünceye göre. örneğin toprak ağası da çıkar ağası ile yönetim arasmda mekik dokuyan «politika aracısını» ileri aydmdan daha mı halkçı savmamız gerekecektir? Hayır CHP bugün halkçı politikasında, siyaset alanmda değil, yalnızca Parlamentoda yalnızdır. Bu yalnızhğı yenebilmesi ise büyük çapta 1973 seçimlerine. bağlaşıklan ile elele girebilmesine bağlıdır. dir. •• •• ' • " • ' '.' .. c flT.: ^ •... ; , • r KAFALAR ÇÖKÜP GlDfYOR eçenlerde «KUtüphanecilik Haftasunı ktttıadık. Bia her şeyi kutlar ve her haftayı bir konuya ayırınz. Hava kırlenmesine, vereme, kitaba, Atatürk'e... birer halta ayırmıçızdrr ve bu haftalar içinde bu konulann yüzeyseı de oısa sözü edilir. Ama valnız sözU Miilir. Bilmiyorum yıhn elli i*i haftan dolrouş mudur? £ger dolmamıssa, bu haftalardan birini da «Ele alınan konunun gerçekten işlenmesi ve çdzümıpnmesi için nasıl çalışmalı haltası» yapmak hiç de kötü oımıyacaktır... «Kütüphanecüik Haftası» dolayısiyle, yurdun g^lecegi ol&rak gördüğümus çocuklanmızla onlar için yazılar, kıtaplar yapılan edebiyat ustünde kısaca durmayı yararlı buluvoruz. e BÎR YAZAR, DURUP DURURKEN YALNIZ ÇOCUKLAR İÇİN OTURUP KÎTAP YAZMAZ, YAZMAMALI DA! İYİ, TUTARLI, YURTSEVER BİR YAZARIN YAZDIKLARINI ÇOCUKLAR DA OKUR Mahmut MAKAL deyte cini yapacagız çocuklan. Amerika, iliski kurdugu ülkelere bu yanını da yaydı. Bunun kültür emperyalizmiyle de bir ilişkisi olmadığına göre, cinayet emperyalizml falan gibi bir ad bulmalı buna. Kültür emperyalizml, burada kısaca geçişürüemiyecek kadar ayn ve uzun bir konudur. Ama birçok yayınevi, dostumuı Amerikayla ortak çalışıp çocuklara kitap yetiştirmişlerdir. AmerikaH yazarlann krtaplannı özellikle basıp bir kısfcnını onlara satmak bir yana, çocuklar İçin masal ve hikâye kitaplarını ortaklasa basarak en uzak köy okuluna kadar sokmuslardır. Eğitim Bakanlıgıyle işbirliğl yaparak özel yayıncılara bastınlan bu kitaplann baş taraflannda, Amerikan bayrağının küşesiyle Türk ve Amerikan dostluğunu simgeleyen bir resim de yer almaktadır. Bu resimdV Iki dost, elleri kenetlen miş bir durumda görülmektedir. Köy okullannm kitaplıklarında bizzat gördüğümüz bu kitap ların ilk yapraklannda ayrıca şöyle bir yazı var: «Bu kitaplar Türk Amerikan işbirliğiyle özellikle okulunuz kitaplığı için hazırlanıp bastırılmıştır». Ama kitaplar su ya da bu özel yayın evinin damgasını tasımaktadır. Dostluk dedigin de lâfla olmaz, böyle olur. Bu fririşimler olmasa belki bu haitalann çoğunu yapamazdik! netimto onlemek de düşünülmüyor.. Aslında, durup dururken oturup da çocuklar için kitap yazmaz bir yazar. Ya da yasmamalı. Yurdunun geleceği olan çocuklann iyi yetişmesi İçin düşünen, duygulanan, onlara güzel, insancıl ve ulusal duygulann, yeryüzü gerçeginin, yurt gerçeklerinin derinden ve olduğu gibi yansımasi, onlan etkilemesi için eser yazabllir bir yazar. Bunun için de, fince yazann kendisisin sağlam, duygulu bir yazar olması gerekir. Tevfik Fikret bu alands iyi bir ömektir. Bunu, Tevfik Fikret'in yurtseverliğiyle, içinde bulunduğu köhne düzene karşı oluşuyla açıklamak mümkündür. Çocuklan uyarmak, yetiştirmek isteği, o gUzelim «iirleri yazdırmıştır ona. AUn Haluk'un defterini, öteki kitaplanru, hiç de çocuklar için yazılmış sayılmaz o şiirler. Işin püf noktası buradadır. Duyan, düşünen bir sanatçı, yazdıklannı kUçükleri dUşünerek yazsa da büyükleri de aynı derecede etkiler. Bir de bu günkülere bakalım. Bir çoklan, seviyesiz manzume ve sozUm ona hikâyelerle çocuk avutuyorlar. Çocuklar için edebiyattan, çocuk kitaplanndan söz etmek, san ki ticaretle eş anlamlıdır bizde.. Çocuklar çok olduğu için kazancın da çok olacağı düşünülür. Burası kesinkes doğrudur. Değilse, araştırıp bakm, çocuklann sevdifi, beğendiği yerli ve yabancı eserleri aynı saraanda büyükler de severek, beğenerek oku maktadırlar. Durum bu olunca, nerede kaldı bunlann «Çocuk edebiyatı» diye direnmeleri? Kara edebiyatuı içine sokulup bir uçtan da bu seviyesiz manzume ve hikâye kitaplanyle beslenen çocuklar, yirmi yaşma gelip geçtikten sonra da cinayet ro "anlanndan yakalanm kurtaramıyorlar. Kafalar çöküp gidiyor böylece. Kafa gücü bulunmayan bir ulusun doğuşuna kadar gidebilir bu yol.... Çocuk edebiyatı. çocuk kitabı 6"eyimleri, bir anlamda «evlere şenlik yayınlar» anlammda kullanılmaktadır. însanları düşün ce löğurdü yapmanm, dfişüncede çocuklaştırmanın yolu da buradan geçmektedir. Buna çocuklaştırma edebiyatı demek de mümkün. Cicili bicili gazetelerin çok okunmaıı da, kafaların kolaya, yeğniye ayarlanmasıyle, ahştırılmasıyle ilgilidir. Ama, çocuklan «ömürmek için ne Idüğü belirsiz hikayeler ve manzumeler çırpıştıranlara sorarsanız, çocuk okusun da ne okursa okusun, yararlıdır. İşte sözünü ettiğimiz kötü sonuçları yaratan da bu düsüncedir. lyiyi seçmek. kötüyü ileri «ürmemek, iyi basmak diye bir ley yok mudur? Sonuç Son İki yılda kitap üstünde, kitabın önemi üstünde çok duruldu yurdumuzda. Yeni ve değisik kitaplar basıhyor, okur sayısı da artıyor. Yaşam koşullarınd>an dolayı catışlann durgunlaşması, okur sayısımn çogalmadıgınl ve kitaba karşı 11gisizliği göstermez. özellikle böyle zaman ve durumlarda genel kitaplıklarm önemi artmak tadır. Teker teker herkesin kitap alıp okumast bazen olanak dışıdır. Kltaplıklann vardığı da bu gereksinmeden doğmuştur. Bu hafta dolayısiyle radyoda, TV'de yapılan açık oturumlarda, çekilen söylevıerde, kltaplıklann ve kitap »ayısının çoğaldığını ileri sürenler oldu. Bunlar daha çok yukardan aşagı bu işin başında bulunanlardı. Dedikleri elbette doğrudur. Ancak, bu işin nicelik yönüdür. öteki yönüne gellnce, dünya yazarlarının yarattığı her tür iyi eserlerin kitaplıklarda gereği gibi değerlendirilmedîğini, yerleştirilmediğini. hatta en bCyük ana kitaplığımızda bile bazı eserlerin kullanılmaya hazır tutulmadığını biliyoruz. Bu arada bazı dergilerin de dergi gösterme yerine konmadıklan oluyor. Isin nitelik yanının da sayı hesabından geri tutulmaması Bakanlığır.. kîtaplıklar Için daha çok suya »abuna dokunmayan kitaplan sstın aTmaktan vazgeç mesi de gerekir.. Çocuk kitaplıklan d'a aynı şekilde seçme eserlere acılmalı ve seçkin kentlerin seçkin semtlerinden uzaklara, en uzak köylere de «erpistirilmeli... özellikle köy çocuklarınm susuzlugunu gidermenin yolları aranmalıdır. Bir de, kitaplıklarda çalışanların. kitap dostu, okur do*tu olarak yetiştirilmeleri, olumlu düşüncelerle donatılmalan, *eçmesini ve okutma«nnı bilmeleri. okuyan kişilerden nem kapmayan aydmlar olmalan.. şart. Çocukları Zehirleme Çocuklar İçin yazanlara ve bu yazılanlan yayaniara sorarsanız, çocukların iyi yetişmes.ini, lyi eserler okuyarak ıyi ınsan, iyi vatandaş olmal&rını, olumlu ktiltür almalannı İsterler. AsImda çoğunun yaptığı iş, çocukları, giderek top.urtıu zehirlemekten ibaretcir. Bir Ahmet Bey var çocuk yıyım yapıyorum diyen. Komşu Ali Beyi arıyor her sabah. Ali kı. arayan kolay kolay bulamaz. Bir gün kâğıt yazıp bıraktı Ali Bey için. Meğersem, Ali bu arkadaşm çıkardığı korku dergileri için çenri yaparmış. Daha doğnuu, Amerikada çıkan korku dergilerinin diyaloglarıru çevinrmiş. Ali sabaha karşı fitiı gibi fiehp sonra da işe e.ttiji için bu işi zamanında yapamıyordu. Bir keresinde işe giriçmiş. makine}« kâgıdı takmıştı oa günlerce iki satır yazıvla maklnede beklemişti kâgıt «Derjfi bu hafta da yattı.» dtye mektup bırakmaya baslamıştı Ahmet Bey. Sordum bir gelisii/de: «Başka birine çevirt madem?» «Olmaz» dedı. «AH'den başkası veremiyor oraoaki korkunun öozunu. Herkes diyalog kuramaz sonra...» Çocuklann zehirlenmesine böyle köşelerden başlanıyor. Amerikan d'ergileri, Amerikan filmleri derken, bir vurkır ortamına geldik. Çocuk, taklit eden yaratıktır. Onlara bu kara dergileri, kitaplan, filmleri irkilmeden sunuyoruz. Eli bıçaklı. eli silâhlı olmayan bir film afişi görmek bile mümkün değil. Pekos Bill, Killing türünden ne varsa, Adam öldürme Şirketi, Cinayetin Tam Vakti çeşidinden polisiyelere kadar hepsini yuttura yuttura, nere Okuyucu Mcktupları "Ben kimin çocuğuyum,, Anr.fm, Trahzon, Akçaabat kazası Kalınos köyü baUrndan ve Mehöi ojJuUan diye anılan, 1314'te Asiveden aopma Sükrü kızı Halime £rgen. Ben dogmadan önce Istantnu Katih sjehremini, .Seyit ömer mahallesı Sormagır sokaK 13 no>u eve verleşiyor Ksdıköy'de kayıkçılık yapan, lsmıni oilmedıgım bırisl ile evlenip 12.5.J937 tarihtnde beni dünyaya getiriyoı. Bakırköy Ruh ve Siı,ır Hastalıklan Hastanesi 5. koguşunda Vefik adı ile. Annem hastaıanjp 4 sens Akıi Hastanesınde tedavl görmüş. Bu arada ı942 yılında an. nem veremaen ölünce, beni ( Akıl Hastanesi, önceden S gün,' Gazetenizin 20^.1973 tarihlük bebe&Ken baKilmam ıçin nüshasında yayımlanan düzenlediği bir teskere ile Da li rülaceze'ye bırakıyonar '12.5. «Kadıköy. Kazıköy oldu» başurafından 1937 tarih 1917 noru teskere). lıkJı yazı Ugililer 6 yaşına kadar orada büyü incelenmiştir; «Bağdat caddesinde Kadıköy düm. Haiiç Fererınde oturan. çocukları ounayan tsmaıl ve pis su sorununu çözecek Dogu Saniye Dünerav Sevugec çil Bölgesi pis su kollektörü tnşa Kazınm derin. ti beni evlâtlık alıp büyütü edilmektedir. yorlar. Bu araaa ısimierinl zeminin kaya oluşu ve şehinçj trafikte sonradan ögrerdigim anıala imkânlan nedeniyle rım şunlarmış: Biri Saglık sıkısmalar olmaktadır. Ancak memuru ' Kütaiıya.ı Mustafa Bağdat cadrlesinrie açık Kanal Öğmen ile evli Nimet Ogmeıi inşaatı bitmek Uzeredir. GüErgen. tkıncısi dr Kütahya zergâhm (600 mt.) ömeTpaşaüi £met ılçesi Asuye HukuK Serafet sokak arasmdaki kısHâkimiıği yapnxş ve bılâhare mı tünel olarak inşa edileceIzmir Adliyesinde avukatlık ginden vasıta ve yaya trafiSiyaptığını öğrendiğırn oüyük n) hiç bir şekilde etkilemeyeablam Hikmet. Kücük , olan cektir. General Asım 'Gündüz ve İzmır ıli Narrık KemaJ Ll caddesinde ise lnşaat devam sesi Edebiyaı öğretmenl'.fı de etmektedir.ıı yaptığını ve Nimet Hoca diye Bilgilerinizi 've gazetenizde anıldıgını ögrenaıgım Nımet müsaadeleriablam, öen beş vH^ında mon yayımlanmasına evlâtlık edinenlerin evine gel nizi rica ederiın. Saygılanmla. miş, almak istemiş. f akst ver memişler. Bunun üzerins an(I lam komşulara buıundufu . ve Saytn gazetenızde «Sular îre ait bilgıler Dırakıp ortadan daresi düzenlı su vermiyorı kaybolmuş. başhklı yazı tlgililer tarafınBütün aramitianm btr so dan incelenmiştir; Yerinde yapılan tettdk ve tnuç vermedz. Kadıköy'de kayıkçılık yapan Dabanu ve ab daremizce alınan tedbirler sayesinde bahis konusu binamn ialanmı bulmama vardımcı ol manızı ıstiyonun. Ruhen her ve civarmdakj bütün binalagün biraz daha ç^kmekteyim. nn katlannm eün aşın su al36 yasında 6 çocuk babası bir ması saglanmıştır. basın işçısiyim Uginize ıhtiBilgüerini7i ve eayetpnJzdç yacım var. yayımlanmasına müsaadeleriniBabam ve atıalarum oula zi rfca ederim. madan ölürsem, gözlerirt' açıa Saygılanmla. gidecek. Çok ürüüvoıum Basın • Yayın v > e Üvey annem Saniye. 1967 Turizra MüdUrii yılında Esnal Hastanesınde şeker hastaiığından ölünce, mesele su yüzUne çakrnış oldu ve bu suretle tıakıkati ögrenMuhterem gazetenizin 13 3.973 dim. Şimdi kanş kans ner ye tarihü tıüshasının '2. sayfa 7. n anyorum. Benim babam, sütununda yayımlanan «Nümuannem kim acaba? Hakikaten ne Hastanesi santralı ihtiyaca ölmüş mü armem Halime Er kâfi gelmiyor» başhklı yasa gen? Dayananuyorum anne için cevap. nıin, babajniD ve abıatarırrun Nümune Hastanesi santralı hasretine. Aile ocaguidan koc SİEMENS firması tarafmdan muşum. tekrar bu ocagı arı10 haricî 100 dahilî abonelik bi r yorum. santral ile tevsii edümekte olAdresime mektup oekliyoduğu ve bir ay sonra servise rum: verilece&i ögrenilmiştir. Kefik Dünfrav (Kskj isMontaJ sonunda santralda mim Vefik Meiunet) halen kullanıîmakta olan • tiç MüceUit, Müıî tntim harirî <~>t Mnasitesi artırılmak Basımevi. lsakpftM cadde surrtivle thtiyaca cevap veresi Not 7. SultanatıiDct cek bir duruma eelehiieeektir. isUnbul. Bilgilerinizi rica ederiz. Po«U Kutusu No: 47, Saypılanmızla. Utanbtü. PTT Genel MüdürlüfB İSTANBUL BELEDİYESİNİN İKİ AÇIKLAMASI: ı Fikret Gibi Doğru dürüst bir çocuk edebiyatından söz edebılmek bile, bu aşın etkilerden kurtulmaya bağh. Güzel çevirilerin yanında, kendi çocuklanmızın edebiyatım, kendi koşullarunız içinde ya ratmalıyız. Köklü masal geleneğimize dayalı olarak bunun yürütülmesi aslında zor değil. Bütün sorun bu kara edebiyatı etkisiz duruma getirmekte. Koca koca yayınevlerinin, işi gücü bırakıp depolar dolusu zehirli kitapçılık yayınlaması üzücü bir şey ama, bunu yasalarla ve de EYÜP İCRA MEMURLUGUNDAN: GAYRİMENKUL SATIŞ İLÂNI Hissedarları arasmda taksimi kabil olmadığından âlenî Müzayede ile satılmak suretiyle şuyuun izalesine karar verilen: Eyüp'de Kemerburgaz Köyü, Köyiçi mevkiinde kâin ve tapu sicilinin CUt: 21. Sahife: 2216, Pafta: 63, Parsel: 2230 numarasiyle kayıtlı Ü025.00) m2. miktarındaki Kayden Bahçeli kârgir ev ve garajı olan gayrimenkulün tamamı açık artırma suretiyle satılacaktır. GAYRblENKÛLÜN HALt HAZIR OCRUMV: Parselde mevcut kârgir evin yalnız dış duvarları kârgir olup iç taksimatı ahşaptır. Cepheye bakan kısımda bir dükkân mevcuttur. Garaj olarak gösterilen kısım halen yıpranmıj ahşap çatı il« kapatılmış açık bir yerdir. Dışı kârgir. içi ahşapolan ev, oldukça yıpranmış bir bina olup iki kısımdan ibarettir.. Birinci kısım girişinde zemin katta: Ahır, mutfak ve tuvalet bulunmaktadır Birinci katta. hol. iki oda ve el yıkama mahalli olarak ayrılmış, bir yer mevcuttur. tkinci bölüm girişinde: Zemin kat mevcut olmayıp birinci kata çıkılmaktadır Burada bir hol ve holden sonra iki oda ve mutfak ile tuvalet mevcuttur. Cephe kısmmda ufak bir dükkân bulunmaktadır. Garaj olarak gösterilen kısım, üstü yıpranmıı, ahşap çatı 0* kapatılmış açık bir yerdir. Binanın her iki kıtmında ve dükkânda Elektrik mevcut olup su yoktur. İMAR DURITMU: E>üp tlçesi, Kemerburştaz Belediye Başkanlığının 30J.1973 giin ve 127'665 sayılı Fen îşleri işaretli yazılarmda: (Belediyemiz yeni teşekkül ettifinden benüz imar durumumuz tasdikden gelmemışür.t denümektedir. YÜZ ÖLÇITMÜ: Eyüp Kazası Tapusuna kayıtlı Kadastronun 63 Pafta, 2230 Parsel savılı tesbitJle Arsa (1025.00) M2 dir. DEĞERİ: Parselin bulunduğu mevki, vıziyeti hazuaıı, evsafı iîe injaat Dosya No. su: 1973/2. tzalei Şuyuu Satıs. bakımmdan tabi bulunduğu imar şartları ve emsali emlâkin alım satım rayici nazan itibara alındıkta bu yerin üzerindeki bina ile birlikte tamamına cem'an (101.250.00) TU yamız yüz bir bin iki yüz elli lira kıvmet tahmin ve takdir edilmi|tir. SATK ŞARTLARI: 1 Karar dairesinde satısa arzedilen bu gayrimenkulün birinci açık artırması 15. Mayıs. 1973 Salı günü saat: 14'den 15'e kadar Eyüp lcra Dairesinde yapılacaktır. Bu artırmada tahmin olunan kıjmetin °,i 75 ini ve rüchanlı alacaklar ile satış masraflannı geçmek şartı ile en çok artırana ihale olunacaktır. O gün böyle bir bedelle alıcı çıkmadtğı takdirde en çok artıranın yüklenmesi yerinde kalmak şartı ile onuncu 25. Mayıs. 1973 Cuma günü aynı saatte ve aynı mahalde yapılacak ikinci açık artırmada rüçhanh alacaklar ile satış. masraflannı aşmak şartı ile en çok artarana ihale olunacaktır. 2 Ipotek sahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin bu gayrimenkul üzerindeki haklarım, dayanağı belgelerle birlikte onbej gün içerisinde dairemize bildirmeleri gereklidir. Bildirmedikleri takdirde hakları tapu sicili Ue sabit olmadıkça paylastırmadan hariç bırâkılAcaklardır. 3 Artırmaya iştirak edeceklerden gayrimenkule tahmin olunan değerin yüzde onu nisbetinde güven akçası alınır. Satış bedelinin hemen veya verilen mehil içerisinde ödenmesi gereklidir. Ödenmediği takdirde llK.nun 133'üncü maddesine uyularak ihale feshedilir. İki ihale arasındaki farkdan ve yüzde on faizinden alıcı ve kefilleri sorumlu tutulacak ve aynca hükme hacet kalmaksızın kendilerinden tahsili cihetine gidilecektir. * Satış ve artırma şartnamesi dosyasmda g5rülebileceği gibi sair bilgi memurluğumuzdan öğrenilebüir. Talep halinde ve masrafı verildi^i takdirde »artnamenin örneği isteyene gönderilebilir. Satışa Jştirak ed«cek olanlann: Dosyayı, şartnameyi görmüş, tetklk etmiş ve münderecatmı kabul etmiş sayılacaklan, başkaca bilgi almak isteyenlerin 1973/2. İzalel Şuyu dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmaları lüzumu ilân olunur. (Bann: 25792538) İNŞAAT İLÂNI 1 Bankamızm Van ilinde yaptıracagı suDe bırü'sı Jisaatı blrim fiyat esası üzerinden ve kapalı zari usulü ı\e tettlil alma suretiyle ihale edilecektir. 2 Işin tekribi keşif bedeli TL. 7.0OÜ.U0O aır 3 Isteklilerin ıştirak belgesi almak üzere aşag dak' oeıeeıeri Bir dilekçeye eklı olarak 24 Nisan i9?2 baiı giınü «aat 17.30'a kadar Bankamız tdare Merkez (Haberlasme ve Arşiv Müdürlügüneıne vermelerı lâzımdır a) Kanunı ıkâmetgâh adresi, b) 1973 yılına ait Ticaret ve Sanayi Oaas be:gesı, c) B grubundan TL. 7.000.000. lık niüteahiuüiJt sarnesi. d) Teknik personel bildirisı. e) Henüz bitirilmemiş durumdakl bütün ışieri gösterir bildiri. i) Banka şube binaıarı, otel, çarşı, uyatro. Oliro tMiıaa, büyük korrut siteleri gibi benzerl bir ısi hn deteda vmpıp bitirdiğine dair beige. g) Tuzel kişilerde ortaklığa ait tescil beıgesı 7b ortajtlıgj temsil ve ilzama vetkili kişilerin usulünce tasdıkb ımza örnekleri, h) Sermaye ve kredi ımkânlannı bildirun man durum bildirisı. 4 Iştirak belgesi verilip verilmemesı oanKanazın tekatnde kalmıştır. 5 Postada olabilecek geciicmeler kabul TtRKİ*fc MfcRKEZ KANKASI tcUre Merke*> (Basın: 136182538) PH'DEN...