Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CUMHURÎYET 1 Nisan 1973 ugün Nisan'ın Bir'i; herkesin birbirini aldatmasının mübah sayıldığı bir gün. Bu âdet, 350 yil önce Fransa'da geçen bir olaydan sonra, «Nisan Balığı» formülüyle, orada yerleşmiş ve biitün dünyaya yayılmış. Bizde de, özeüikle büyük kentlerde, son 50 yıldan beri yavaş yavaş yerleşti. Ben bunu ilk kez, yarım yüzyıl önce Ankara'da öğrendim. Orada rahmetli Yunus Nadi tarafından yaymlanmakta olan YENÎGÜN gazetesinde, sanırıra 1 nisan 1923'te şöyle bir haber çıktı: «Dün Çw buk Çayında, 100 kilo ağırhğında büyük bir bahk yakalanmıştır. Şimdiye kadar bu çayda, bu büyüklükte bir bahk göriilmediğinden, meTakhlar bunu görmek için Çubuk Çayının etrafını doldurmuşlardır.» B Olaylar ve 1 Nisan Ve Bir Oy Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU let Meclisinde yenilgiye uğraması tfolayısiyle aklıma geldi. Bu sürpriz «Bir Nisan» şakasına benzedi. Ne yazık ki bu şakada aldanan büyuk parüler, durumu hoşgörü ile karşılayarak gülüp geçecek yerde, oya katılmayanları güya parti içi disiplinini sağlamak amaciy]e cezalandırmaya gidecek kadar büyük bir öfkeye kapıldılar. Hem de haksız yere. Bence 299 rakamını 300'e çıkarmayan Meclis üyesini kutlamalı ve ona ceza değil, ödül vermeü. Çünkü büyük partilerimiz bir yand'an «demokrasiyi kurtarma» çabası içinde olduklannı, liderlerinin ağzmdan açıklayıp duruyorlar, öbür yandan da kontenjan senatörlügü sıçrama tahtasından gelmiş olan Sayın eski Cumhurbaşkanmın süresini uzatmak için Içtüzükte, Anayasa'da bir takım olumsuz değişikliklerle bu Anayasa'yı bir kez daha yaralayıp zedeleyerek, demokrasiyi, dolayh yoldan, tahrip etmek istiyorlar. Doğrusunu isterseniz Fransa Kralı XIII. Louis gibi. benim de bu Anayasa muhafızlanna: «Bu nasıl iş?» diye bağırasım geldi o zaman. Neyse ki verilmeyen o bir tek oy, siyasal tarihimizde çok olumsuz bir biçimde geçecek olan bir olaydan ülkemizi korudu. manşetleri, yalnız ÇUMHURİYET'ten degil, her birini bir başkasından olmak üzere, tam sekiz gazeteden aldım. Bunlan tarih sırasiyle yazı yorum: 2 MART: Demirel: Bunalımı Anayasa çözeeektir. 3 MART: GUrler'in adaylığı kesiniik kazandı. Sunay: Gürler, komutanlar ve Melen ile konuştu. Parlamentodan aday aranıyor. 4 MART: Gürler'in Mecliste büyük bir çoğunlukla seçileceği sçıklandı. MGP + CP + Bağımsızlar = CGP: Üçüncü büyük partl doğdu. Sunay, partilerin anlasacağı kanısında. 5 MART: Orgeneral Gürler'in senatörlügü İçin tormalitelere başlanıyor. 6 MART: Gürler'in başkanlıgı kesinlestl. 7 MART: Gürler kontenjan senatSrlüğüne geürildL Sancar Genelkurmay Başkanı Akıncı Kara Kuvvetleri Komutanı oldular. Ecevit GUrler'in Cumhurbaskanlığı konusunu kritik olarak niteledi. 8 MART: Gürler Senato'da and içtL 9 MART: Gürler: Parlamentodaki muhterem zevat kabul ederse adayhğım konur, dedi. 10 MART: Demirel: Seçime giren sonuca katlantr Sonuca katlanmayan seçime talip olmaz. dedi. tzmir eski Sıkıyönetim Komutanı Koramlral Süer AP'ne girdi. Gürler: Her sey Meciisin iradesine bağlldlr. 11 MART: Demirel: Tek ve meşru olan hakem mll lettir. Gürler: Millet bunalımı asscak durumdadır 12 MART: Başkan seçiml yarın. Cumhurbaskanı adayları bugOn belll olacak. 13 MART: Türkiye'nin 6. Cumhurbaskanı bugfln se« çilecek. • Burada biraz duralım. Bizim hamra 13 rakamını sevmez. O gün bana: «Keşke Cumhurbaşkanı yarın seçilseydi» dedi. Ben güldüm. Çünkü böyle şeylere inanmam. Hatta yataklı trenle seyahat ettiğim zamanlar 13 numarah kompartımana binerim; çünkü vagonun ortasınd'adır, çok sarsmaz. Hem de ülkemizde 13 rakamım sevmeyenler azımsanamayacak kadar çok olduğundan, bu kompartımana bilet kolay bulunur. Ne çare ki olaylar bizim hanımı sanki haklı çıkardı. Şimdi gazete manşetlerini izlemeye devam edelimt 14 MART: Dün Cumhurbaşkanı seçilemedi. Dördüncü turda da Başkan seçilemedi: «Tekin Arıburun (276) Faruk GOrler (200) Ferruh Bozbeyli (48) oy aldılar. 15 MART: Baskan aranıyor: AP ve CHP yönetldlerl görüstü. Sunay Demirel'e mektup gönderdi. Baskan seçimi yarına kaldı. 16 MART: Sancar; Ecevit, Feyzioğhl ve DP yönetlcileriyle ayrı ayrı görüstü. Henilz kesin karar yok. O tarihte Türkive Büyük Millet Meclisi kaleminde çok önemli ve acele işim olduğu için, müdürden izin alıp bu balığı görmeye gidemedim. Arkadaşlardan kimisi gitmiş. Ertesi günü onlann anlattıklarına göre, yüzlerce, hatta binlerce Ankaralı, Çubuk Çaymı saatlerce aramışlar. Bizim arkacfaşlar da aramış. Tabiî, hep boşuna! Ertesi günkü YENİGÜN gazetesi, 1 nisan'da çıkan haberin şaka olduğunu, bunun Avrupa'da bir âdet haline geldiğini, bu şakaya inanan yüzlerce kişinin, balığı görmek üzere, Çubuk Çayını ta uzaklara kadar aradığını yazıyordu. Işin Kökeni Ondan sonra, Fransıziarın «Poisson d'Avri!» dedikleri bu nisan balığı şakasının nereden geldiğini çok merak ettimse de, Türkiyede bunu bilene rastlamadım. Avrupa'daki hukuk öğrenimim sırasmda, Fakülte arkadaşlarımdan biri, bana bu şakayı yapınca, işin kökenini araştırmağa başladım. Şakayı yapan arkadaşım da bunu bilmiyordu. Geniş kültürüyle tanınmış olan hocalarımızdan Devietler Hukuku Profesörü Beguelin'e sorduk. Onun verdiği bilgiye göre, Fransa'da Kral XIII. Louis tarafmdan 1624'te Başvekilliğe atanan ünlü Cardinal Richelieu, Fransa'daki feodalitenin kalıntılannı ortacfan kaldırmak için soyluların nüfuzunu kırıp deviet idaresini kral etrafında merkezüeştirmek doğrultusunda çaba harcamış. Onun bu düşüncesini yerinde bulan ve paylaşan kral, kendisine karşı gelen soylularl tutuklamağa başlamış. Bunlardan Düc François yı yakalatarak Nancy şatosunda göz altına aldırmış. Fakat Düc, bir yolunu bulup oradan kaçmış ve yakındaki lrmağı yüzerek geçip kurtulmuş. Bunun üzerine Kral, Düc'ün muhafızlarını huzuruna ftetirtmis ve onlara öfke ve şaşkınlıkla: «Bu nasıl iş böyle. Size saklamanız için büyfik bir bahk emanet etmiştim. Balık sizi aldatıp kaçmış. Ke demek bu?» dlys bağırmış. Işte bu olay, orada Nisan'ın birinci günü geçtiği için. ondan sonra o gün «Poisson d'Avril» (yani Nisan Balığı) olarak anılmağa başlamış ve herkesin birbirinl şaka yollu aldatması âdeti bundan doğınuş. Şaştığımız Bir Nokta Daha Bugünlerde bir haber daha «Nisan Balığı* gibi şaşırtıyor bizi. O da, Sayın Nihat Erim'in Cumhurbaşkanlığı adayhğından söz edildiğini bildiren haberdir. öbür adaylar neyse ne; fakat 27 Mayıs Anayasasını ilk kez kendi kalemi ile lebdil ve tağyir eden ve bunu Parlamentodan geçirten; olağanüstü durumlar karşısında Anayasa'da öngörülmüş olan mekanizmayı hemen yürürlüğe, daha doğrusu işletmeye geçirraeyip, 1961 Anayasasını «ltlks» olarak ilân eden; çok uzun yıllar önce hürriyet heykelinin üstüne «şal» örtmekten ve üd yıl önce de; Başbakanîığı sırasmda kafalara «balyoz» indirmekten söz eden kendini reformcu hükümet Başbakanı ilân ettikten birkaç ay sonra reformcu Bakanlarını feda eden ve sonunda da sinirleri bozulduğu için Başbakanhk görevinden çekilmek zorunda kalan; Avrupa însan Haklan Komisyonu üyeliğine adaylığı. Avrupa bilirn ve politika çevrelerinde büyük tepki ile karşılanan bir zâtın adı, nasıl oluyor da Cumhurbaşkanı adaylan arasında söz konusu edilebiliyor! Bu, «Nisan Balığı» ş&kasından daha çok şaşırtıyor bizi. 17 MART: Gürler adayhktan çeklllp çekilmeyecegini soran gazetecilere: Ne çekilmesi? Bunun sorulcıaması gerekirdi. 18 MART: AP Sunay'm görev süresinin uzatılmasını kabul etti. Sunay içis Anayasa ele alınıyor. 19 MART: Orgeneral Sancar. Cevdet Sunay'm görev süresinin uzatılması için partüerin anlaşmasını istedi. Sunay formülü için önce tçtüzük sonra Anayasa değisecek. 20 MART: Başkanlık seçîmi ]975'e erteleniyor. AP •ertelemeıyi onayladı. CGP ve DP Ise Sıddetle karşı çıktı. 21 MART: Gürler ve Arıburun adayhktan çeklldl. 22 MART: Millet Mecüsi Anayasa ve Adalet Komisyonu Sunay'ın süresinin uzatılması teklifini kabul etti. Bunun için Anayasa defiştirilecek. Komisyonda DP'liler 2 AP'liyi dövdü. 23 MART: Anayasa değısikliği bir oy farkLa reddedüdi: Evet: 239; Hayır: 82; Gelmeyen: 5S. Millet Meclisi Başkanı Sabit Osman Avcl, teklifin bu dönem bir daha görüsülemeyecegini belirttikten sonra: clsırgan otu içinde bulunuyorum ve alev alev yanıyorumj dedi. Turlara devam edilecek. 24 MART: Millet Meclisinde reddedilen uzatma isi Senato'da. Senato komisyonu teklifi kabul etti. 25 MART: Senato Genel Kurulunda bugün görü«ülecek olan oSunay formülüınün kaderi bağımsızlara bağlı. 26 MART: Senato da reddetti: Kabul: 104, Red: 51. Çekimser: 4. 27 MART: Oç lider (Demirel Ecevit ve Feyzioğlu) Anayasa Mahkemesi Başkanı «Taylan»ı adav gösterdl. Partilerin adayı Muhittin Taylan'ı Sunay reddetti. 28 MART: Melen, Akıncı ve Sunalp, dün Demirel ile 2 saat görüstü. Etkili çevreler Gürler Inönü ve Erim'den öaşka aday Istemiyor. Ecevit: Taylan'da ısrar ediyoruz. Kllldl açacak yeni aday aranıyor. Cumhurbaşkanı seçimi «Pehlivan tefrikasıtna döndü. Ecevit: «Artık bizden seçinıce hic k'mje oy beklemesin* dedi. Tekin Arıburun oyla seçilemedigi koltuğa vann vekil olarak oturacak. 29 MART: Sunay görevinden ayrıldı. Cumhurbıskanlığına Arıburun vekâlet edecek. Ci'mhurbaşkanlığı seçimi «Dalgalanmayj bırakıldı.» 30 MART: Tekin Arıburun. Çankaya'da göreve başladı. Demirel'e göre Baskan seçimi Içio artıfc aceleye gerek yok. And içen Sunay Tabii Senatör oldu. Sunay'ın İlk demeci: Halkımu demokrasiye sahip çıkmıştır. AP 10 Haztran'da seçim istiyor. 31 MART: AP'de yeni bir aday bulma ihtiyacı belirdl. Güvenlik Mahkemesi Tasansı Hükümete verüiyor. Hollanda'da Türk çocuklarına işkence yapılıyor. Gelinlik giymek kısmet olmadı: Nurten düğününe bir hafta kaia öldürüldü. Entlasyon DevalüasYon Düzeni Masamn başında yazı makinesine bakarak tcormlan bibirer aklımdan geçirir, ve : Hangisini yazayım? derken vazıişıeriraeD arkadaşımız Bülent Dikmener ıçeri girdi. bir ajans bülterü uzattı. Teleksin seyrek yazısıyle dizilmiş satırlan okumaya Daşladım : • rer «ANKARA Eski emekli Işçilerm syljaannı vuzde 1040 arasında ve işveren . işçi sUorta trimierini de yÛ2de 1 oranında artıran feannn bueür vürür'üğr fireveKtir. 16 Mart 1973 tarihli Keşmi (îazetefie vav mıanaı, ba kanuna göre 1 Nisandan itibaren işçılercen vt i^verenlerden ayrı ayrı yüzde 1 oranında fazla sıgorta prımi kesılecektir. Kanuna göre 1968 ve daba önceki nlıarda emekli olanlara yüzde 40, 1969'da emekliye ayniacıanD maaşlarına yüzde 30. 1970'te emekliye avnlanlara vüzde 2\> ve 1971'de ayrılanlara da yüzde !0 oranında mva uytnılanacuktır * Emeklilerin bn konudaki intibak ısleralerinİD u ay içinde tamamlanmasını öngörcn kanunla aynra ou ıslemlerin «üratle yürütülmesi için Sosyai Sigortalar Kurunu nıtmurlanna fazla mesai vapma iznj de verilmekt<djr.» Bu haberin anlamı nedir? Emeklileri korur giDl görünen bu kanunun gerçek anlamını araştırdıgımızda bambaşka bir görünüm ortaya çıkar. Şöyle M : Bir işçi çalışırken Ucretinden her ay kesilen belirH bir para Sosyai Sigortalar Sandığına yatmlır Aynı sürede işveren de her ay belirli bir parayı gene Eosya^ Sigortalar Sandığına işçi nesabına yatırmakla yükümJtıaür Bu yatırılan paralar. emekli yaşlamp çauşamaz uale g&ıince kendisine ödenecektir. BUtün Türkiye'deki ıççıieruj amekü kesintileri böylece Sosyai Sigortalar Sanoıgmaa toplanır. Milyarlar birikir. Biriken paralann hepsi işcılere aittir. Emeklilik mekanizmasırnn hesaplan öyiesme yapılmıştır ki, zamanı gellnce bir işçi kendi adına ötnker Daralan alarak hayatımn sonuna kadar rahatça yaşayabilsin... Ancak, paramn değeri de öylesine bir nızl» dUşmekte ya da fiyatlar öylesine bir hızla artmaktadır Kİ işçilerin emeküliği için biriktirilen paralar gerekli 3macı sa?!ayacak güçten yoksun kalmaktadır. Vatandas elınae Darasi olunca, ya altın almakta. ya bir arsaya yatırmaktadır Böylece yükselen fiyatlar karşısmda bir tedbü oulmaKtadır. Sosyai Sigortalar Kurumu veya öteki ercekülik kurumlan ne yapsmlar? Ya ellerindeki parabui vüksek kâr getiren işlere yatıracaklar, ya arsaya, avartımiina kaoatacakla/;, ya da para giderek yokuş aşağı j'uvarlaDdığmdan lflâs haline düşecekler. Işte sorun budur. Demek kl emekli vatandas fki yandan sıkıstınlıyor Bir yandan her. ay aldığı emekli maaşı kendisine yetmez oluyor, fiyatların artışına yetışemiyor. öte yandan vaktlyle çalışırken avlıgından Kesilen ve sandığa yatırılan Dirikmiş parası değerini yıtiriyür. Enflasyon devalüasyon derken olan budur ve kabak gene dar gelirli vatandaşın başına patlamaktadır. Pahalılık arttıkça, fiyatlar hızla yükseldikçe enflasyon... Bu enflasyon sonunda Türk parasının degerini düşüriince devalüasyon... Devalüasyon sonucu önce ithal mallannda başlayan flyat artışlannın zincirleme bütün fıyatlara yansımasıyla gene enflasyon... Ve ardından gene zoruniu olarak devalUasyon... Buna ne can dayanır, ne ekonomt dayanır, ne Emekli Sandıgı dayanır, ne de emekli dayanır. Anlaşılan iktidarda bulunan «muteber zevat» bir çare olarak demişler ki: Emeklf aylıklanna zam yapalım, bu rammı bugün alınan emekli kesintilerinin oranlannı yükselterek karşılarız. îyi ama bozuk ekonomi politikasının yükü nlçin bugünkü kuşaklara yükleniyorî Kural olarak her işçi aylıgından yapılan kesinti, o işçinin kendi gelecegini ve emeküliğini sağlamak içindir. Eski Kuşaklar zaten gençken ve çalışırlarken kendilerine düçeni ödemiş değiller miydiT Yeni kanun hem dün çahşmış olanlar, hem de bugün d için k ^ k î Bir Fıkra Geçen gün birisi bana bir fıkra anlattı. Bir adam, sokak başında oturan bir ihtiyara: «Efendi ağa, bu sokak nereye gider?» diye sormuş. Ihtiyar biraz düşündükten sonra: «Vallaha bir yere gitmez; ben beni bildim bileli burada durur» cevabını vermiş. Çok güldüm. Birisi de bana: «Bu politika davranışlannın sonu nereye gider?» diye sorsa, sanırım ki vereceğim cevap şöyle olurdu: «Hiç bir yere gitmez, ben beni bildim bileli döner.döner aynı yere gelir.» Nereden Aklıma Geldi Bu pazar sohbetinde, cBir Nisan» şakasını anlatmak yalnız bugünün 1 nisan 1973 oluşundan değil, bugünkü Türk demokrasisinin en büyük iki partisinin bir tek oy yüzünden Mil Kuş Bakışı Şimdi olaylara, gazete manşetlerinden, kuş bakışı olarak bakalım. Aşağıya aktardıgım EZBERE YARGILAR OKTAY AKBAL Evet Hayır 7 Günim ardından SAVAŞIN SONU üm tutsaklar geri den.sonuncu Arnerjkan.a^ked ri r de geçen Perşembe günü Vietnam'dan aynlmış, savaş resmen sona ermiştir. Bu vesile ile Saygon'da tertip edilen törende, Amerikan askerleri, «Kabahat işlenmişse, Tann affeder» ilâhisini okumuşlar, Amerikan ve Vietnam marşlan çahnmış, bayraklar indirilmiş ve sonuncu grup asker de uçaklara binmiştir. Arkada Amerikan Büyükelçiligini korumak için sadece 150 Amerikan askeri ile onbinlerce piç ve yakılmış, yıkılmış bir Ulke kalıyor. «Kurtancılann» elinden kurtulan Vietnamlılar şimdi kurulacak rejim için kendi aralannda savaşacaklardır. Bu bakımdan savaş sona ermemiş bir aşamadan, başka bir aşamaya geçmiştir. Gerçi rejimin tayini konusunda Paris'te Saygon hükümeti ile Vietkong arasında görüşmeler yapılıyor, fakat Vietnam' da savaş Paristeki görüşmelerden uzun sürecek. Bu arada Kamboç'ta savaş devam ediyor. O nce liüyüklerimiz bir varsalar kavram sçiElıfıiıa1 Ağızlarından çıkan sözlerin sorumlulugunu. duvsalar! Bırkac yıfa • s önce savundukian görüşlere birkaç yıl sonra lrerşı çıkmasalar! Birbirlerine yakışıksız suçlandırmaiar vapmasalar! Bir parti lideri başka bir partinin lideri için Dirkaç yıl önce «Ona sosyalist diyenin ağzını yırtanm» diyeceE, aralan açılır.ca arkadaşım aşırı solcu olmakla suçlandıracaK! Sosyai reformlar taraflısı başka bir lider, bu çeşit reformlan durmaksızın baltalayan başka bir partinin lideriyle işfcirLğine girişip, ortak kabine kurma düşlerine daiacak! Bırbırim tutmayan, birbirine yakışrnayan davranışlar. eyıemle». sözler!. Kötü niyetten mi gelir, bilgisizlikten mi, kendJni zeki, oaşkalarmı çok aptal saymaktan mı? Kâğıda geçen. tarilı savfalfnna yazılan, insan belleklerine kazınan sözlcr, davranışlar uçar gider mi bir çırpıda? Hatırlayan hatırlatan taç çiKmaz mı bunlan günün birinde? Belki yazmıştım, unuttum, tekrarlavacagutı <^aresiz: Bir Fransız yazarı gelmişti üçbeş yıl önce. Bir veruekte Karşılaştık. llginç izlenimler anlattı. Solun bin bir cepheye böıiindügü, sağın alabildiğine örgütlendiğl, herkesin berkesi solcu, aşırı solcu diye suçlandırdığı, ya da yerdiği günlerdeydi. Fransız yazarı bir sanatçı hanımla görüşmüş, içmişler konusnouşlar. Hanım marksist olduğunu söylemiş gururla Adam marksizmden ne anladığını sormuş, «Yani siz Türki^e'de neler yapümasım îstiyorsunuz?» Hanım bankalarm dış ticaretin devletleştirilmesinden, toprak reformundan vb. söz etmi$. Fransızın yanıtı, «Bunlan istemek marirsist ülmayi eerektiımez. General De Gaulle bunlardan daha çpğunu gerçeklfeştirmek istiyor, ama marksist lalan değil» demış. Gazeteci devamla, «Ertesi gün tanınmış bir yaşlı yazarla karşılaştım» oedi Bizim yaşlı yazar «Kimlerle görüştünüz?» diye sormuş ona. Fransız da önce o nanımın adını vermiş: «Birden ayağa fırladı sizin yaşlı tanınmış yazarınız, sizi kızılların icine düşürmüşler, o hanım tam bir kızıldır diye bağudı • Fransız yazarı şöyle tamamladı sözlerini: «Garıp bir ülke burası. Kendini kızıl sanönlar kızıl mızıl de?ıl, onlara kızıl damgası vuranlarsa ne solu, ne sağı biliyorlaı.» Gülüyordu Fransız yazan. Pek acı geldi bu gülüş bana. Kavram kargaşalığımn sonucuydu bu, anlamım bilmedigimız sözcü!tıen r a hatlıkls, umursamazlıkla kullanmanın bizi içine düşürdüğil gülünç bir durum... Şimdi söyleyin bana, bir profesör, bir aydın kişı, kitaplar yazmış bir düşünür, yüksek öğrenim görmüş insanlar sol nedir, nerden başîar nereye gider, kime komünist denir, denebilir, kime denemez, Türkiye için ne bıçim sol tebıikelidir, ne biçim sağ zararlıdır?.. Bunlan bilemez mi, bilmemeli midir? Bilmiyorsa nasıl aydın diye geçinir o öğreninJi kişi? Hele bilerek. isteyerek önüne gelene «kızıl» diımgasuu vııruyorsa o daha kötü, daha aşağıhk bir iş değil mi? Kım sana karşı, kim sana engel, kim seninle iş birliği yapmıyor basarsın «kızıldır, karadır» damgasını, olur biter. Büyük çogunluğa da bu tür sözcükleri açıklamadan, aniamım öğretmedraı korkulu birer umacı diye gösterir kabul ettüirsin. tamamdır işin... Şu komünist, anarşist sözcükleri anlamlarının dışına çıktı çoktandır. Birkaç yıl önce Fenerbahçe'nin yaoancı bir takımia yaptığı bir maçı seyrediyordum açık tribünde. Bir oyuncu vardı çok yaman. Önümde oturan tcabnk kafaıı «Bu adam tshlikeli, golü atarsa o atar, göreceksiniz Fener bundan bir gol yiyecek» deyip duruyordu. Oysa koyu Fenerliydi. Derkea o futbolcu Fener'e bir gol atmaz mı' Yanımda oturan iri kıyım geaç kalkıp yumruğunu uzattı öndeki adama, «Ulan komünist misin nesin, söyler durursun atacak ttacak diye, ne istiyorsun ulan?» diye basladı bağınnaya. Beti benzi a t a kabak kafahnm, araya girdiler. barıstırdılar. O feorrünist sözcüğü dinamit gibi patlamıştı tribünde Kim o. ıiedir, ne yapmış? sesleri geldi ordan burdan. Az sonra Fener golü atuğında iki kavgacı sarmaş dolaştı. Böyleyiz biz. Hepimiz. En başta büyüklerimız Zaten büyüklerimiz böylesine ıçtensiz olraasalar, DU çeşit sözcüklerin, kEvramlann ne anlama geldiğini bildikleri halct salt Karşılarına çıkarıı alt etmek için gelişigüzel kuBanmasalar! Kimi büe bile yanlış kullanıyor bu tür sözcükleri. kötülük olsun diye. Kimi de bilmeyerek kullanıyor, iş olsun diye. tkis' de aynı kapıya çıkıyor. Bir kargaşalık, bir sis. bir düşmanlık bir korku havası yaygınlaşıyor böylece. En suçriız kişileı kalıyor bu tür suçlamalann altında, gerçek suçlular ise yakayı kurtanyor... T """tEÖteftV $İMDİ DE ABDORTAKPAZAR JAPONYA TİCARET SAVAŞI HELSİNKİ VE VİYANA'DA İŞLER DURGUN BRANDT AŞIRI SOLU İSTİFA İLE TEHDİT EDİYOR MISIR'DA HER ŞEY AYNI «NE MUTLU KUVEYTLİYİM DİYENE» LİBYA'NIN HEDEFİ «DESPİNA» YI AL GİT. PROF. DR. AHMET SÜKRÜ ESMER ' '«KABAHAT IŞLENMIŞSE TANRI AF ^ııııııııııııııııııııııııııııımııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııu İ TF.SF.KKİÎTt 27.3.1973 günü Kasımpasa Deniz Hastanesinde ayrılan. ailenıizin büyüğü. değerli varlığımız; EMEKLÎ TÜĞGENEHAL aramızdan I 1 Halit Karakullukçu'nun | E son anına değin llgi ve çabalanıu esirgemeyen: Baştabip Kd. E S Alb. RÎFAT YETKÎN, Opr. Tb. Alb. NECDET ATAÇ, Dahili = = ye Mütehassıslan Tb. Alb. YILMAZ ÜERELİOĞLU ve Tb. = = Alb. BEKİR SÖNMEZ ile întanl Hastalıklar Müt. Bnb. VU = = RAL GÜVEN'e servislerinin tüm iyüiksever hemşireleri adına E İslâm Konferansı: E HATtC^:, GONÜLAY, YILMAZ ve ALtîE hemşirelere nasttv E E îslâm Konferanslan Mecsidi E nın bakımında ödenmez emekleri geçen tüm personele VE E Aksa'nın yakılması sorununu gö E rüşmek üzere 1969'da Rabat'ta E merhumun hastalığı süreslnce lnsancıl ilgilerlne tanık olduğu E yapılan zirve konferansı ile baş E «nuz Genelkurmay Başkanı Orgnl. SEMtH SANCAR'a Şişli E lamıştır. Müslüman ülkeler ara = Camisindeki törene katılan Istanbul Valisi VEFA POYRAZ'a E sında işbirligi kurmak lçin za S büyük yardımlannı gördUğümüz Tuğgnl. FUAT KANDEMtR = man zaman toplanılmasına ka E ile Alb. ÖMER ÖMÜR'e Jandarma Genel Komutanı Org. OR = rar verilmiş ve 1970 Martmda E HAN YlĞtTin kişiliginde tüm komutanlık mensuplanna, S Cidde'de, 1970 Arahkta Karaşı" E îstanbul Jandarma Levazım Amirliği ve cenaze törentnl yö E de, 1972 Martında da gsne Cidde' ş neten Merkez Komutanlığı mensuplanna protokol görevlisi E de Dışişleri Bakanlan Konferans E subay ve assubaylara ayrıca, cenazesine gelerek, çelenk gön = lan toplanmıştı. Bingazi'de top' E dererek. telgraf. telefon ya da mektupla acımızı paylaşan = lanan dördüncüsüdür. Bu konfe E görevli ya da görevden aynlmış tüm SÎLÂH ARKADAŞLA E ranslarda tutucular agtr basıyor 'Z RINA sevenlere, eş.dost ve akrabalanmıza en derin şükran E du. Iibya Başbakanı Calud'un ZZ duyfulanmızı sunariz. AİLESt E açış nutkuna bakılacak olursa, Kaddafi, İslâm konferanslarını nıııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııır: Müslüman Arap devrimciliği uğCumhuriyet 2130 runda kullanmak düşüncesindedir. Fakat, politikalan, çıkarlan ayrı dağınık ülkeler arasında cephe birliği kurulması olağan değildir. MUslümanlar öldürülüyor diye Filipin hükümetinln kınanmasmı komşu ve müttefikleri Malezya ve Endonezya engellemişlerdir. Verüen kararlar büyük önem taşımıyor. Aslmda TürKeynes Galbraith Marks Palkowski Tanrn Bekiye layik olduğunu ve verilen kaformu Röpke Sosyalist iktisatçı Palkowski, Tanm rarlara ancak kendi özel durumu Reformunda büyük modern arazj mülkiyetinin muhafave dış politikasına uyarlığı orazasını tavsiye ediyor. Diğer bütün .ekonomik konular. mnda katılabileceğini belirtmistir. Yazan: Vehbi BELDA mez ve her türlü sosyai hizmetten yararlanırlar. Nüfus başına gelir Amerika'dan da daha yiiksektir. «Ne mutlu Küveytliyim diyene.» = (193642) r E I Başka Savaş: Vietnam'da savaşa son verlrken, Nixon, Ortakpazar ve Japonya ile ticaret savaşı için hazırlanmaktadır. Dolann doğurduğu para bunalımı, önce Ortakpazar Maliye Bakanlan, sonra «10 zenginlers Maliye Bakanlan ve nihayet Washington'da 10 zengin ve 10 fakir (Nezaketen gelişmekte diyorlar) ülkeden kurulu Yirmiler Komitesinde görüşüldü. Hastalık için her birinin reçetea ayrı. Ortakpazarcılar paralan dalgalanmaya bırakırken, «Yirmiler» sabit, ancak ayarlanabilir paritelere dayanan reform yapılmasını önermişlerdir. Amerika ise, her şeyi kendi ticaret dengesinde açığın kapanmasına baglamıştır. 1972'de 6 milyar 400 milyon açık verdi ve bundan sorumlu gördüğü Japonya ile Ortakpazardan tedbir almalannı istiyor. Girişeceği savaşta, silâh olarak kullanmak için Kongreden gümrük vergilerini indirip yükseltmek, ithalâtı kısıtlamak konulannda yetki istemiştir. İki Konferans: Helsinki'de toplanan Avrupa Güvenlik ve tşbirliği Konferansı ile Viyana'da toplanan Karşılıklı ve Dengeli Silâh Indirimi •••••>•••••••«' TEŞEKKVR Hastalığımm isabeSH teshisi ve tedavisi ile beni yeniden sıhhate kavusturan SUU Cocuk Hastanesi 2. Hariciye Klinigi Sefi Op. Dr. ve 1. Dahiliye Klinigi Se^l D o ktor Konferansından haber gelmez ol muş, Kabinesini de kurmuştur. du. Aslmda, her iki konferans Zeyyad Dışişleri ve H. Ismail da asıl konferanslar için hazırlık Savunma bakanlıklannda kalıgörüşmeleridir. Helsinki'de günyorlar. Başbakanlık görevini üzedem meselesi görüşülmüş ve rine alırken Mecliste söylediği gündeme alınacak maddelerden nutukta Amerika'yı kmamış, bir biri olan «İnsan, bilgi ve haber karış toprak vermiyecegini, bunaleşmelerin serbest dolaşımı» kolım getirebilecek kısmî, geçici nusunda anlaşmazlık çıkmıştı. çözümü reddedeceğinl açıklamış, BJ.lJM.'in bütçe müzakereleri sı fakat huzursuzluğu yaratan «Ne rasmda söylediği nutukta Dışiş savaş, ne barış» durumuna nasıl leri Bakanı Bayülken, Türkiye' son vereceğini bildiımemiştir. nin görüşünü şöyle açıklamıştı. Bu duruma son verilmesini iste«Bizim bu konudaki tutumumuz, yen ögrenciler gösteri yaparken, prensiplerini tasvip ettiğimiz bu polisle çatışmışlar, hükümet üniesasların, yabancı ülkelerde yıkı versiteleri kapatmıştı. Parti üyecı faaliyetlere girişmek için bir leri arasında da «Temizlik» yaperde ve bahane olarak kullaml pılmış, bir çok gazetecüer partimaması merkezindedir.» Görüş den atümıştır. Sedat tehditler melere 6 Nisanda ara verilip, 26 savuracak, fakat İsrail ile savaşı Nisanda tekrar başlanacakttr. göze alamaz. 1971'de de ya savaş, NATO ve Varşova Paktı üyele ya uzlaşma İle duruma son vererinin Viyana'daki görüşmelerinde tefini söylemişti. Yapamadı. Şimise hiç bir ilerleme yoktur. Bu ' di de yapacağa benzemiyor. ülkede üslenen 40 bin askerinde indirim yapılmasın diye SovyetKuveyt Irak: ler, Macaristan'm konferansa sadece gözlemci olarak katılmaIrak'ın KUveyt'e karşı saldınsmda direniyorlar. ya geçişi ve sınır boylannda işgal ettiği yerlerden çekilmemesi, Fed. Almanya: Araplararası Uişkilerdeld bunalıFed. Almanya'da Sosyai Demok mı daha da agırlaştırmıştır. Harrat Partisinin Kongresi 10 Nisan tum'da üç diplomatm «Kara Eyda yapılacaktır. Konferans yak lül» tarafından öldürülmesi yüzünden Sudan'ın da Iibya ile laştıkça, partinin sol egiümli arası açılmıştır. Güney Yemen gençleri ağır basmaya başlazmşlardır. Ilımlı Sosyai Demokrasi uçaklan da Suudî Arabistan topraklarma saldınnişlardır. Irak'ı den aynlarak Sosyalizme gidilmeKuveyt ile uzlaştırmak için Arap sinden yanadırlar. Oysa ılımlı Birliğinin giriştiği arabuluculuk sosyai demokrasi programı 1959' sonuç vermemiştir. 1961 yıhnda da Godesberg programı ile bebağımsızlığına kavuştugu «tn^nn nimsenmişti ve bu program parOsmanlı İmparatorluğu zamatiyi iktidara, son seçimde de parlak zafere götürdü. Bir kaç haf nında Bağdat vilâyetinin parçası olması gerekçesiyle, Irak'ın Kuta önce toplanan Gençlik Kollan Kongresinde, solcular ağır basın veyt'i benimsediği hatırlanacak ca Brandt, hükümet programın olursa durumun daha da yogurjladan ayrılmak^ansa istifa edece şabileceği anlaşılır. Kuveyt çok zengin bir petrol ülkesidir. Nüğini söylemişti. Bu 10 Nisanda Hanover'de toplanacak Kongre fusu bir milyondan daha az iken, bir milyardan fazla petrol geliri için bir uyandır. İşçiler de desteklemediğinden solun zafer ka vardır. Kuveytliler hiç vergi verzanması olağan olmadığı gibi, parti de ikiye bölünemez. Aslında bazı solcu) ar partiden aynlmaya başlamışlardır. Umutlannı kaybeden 30 genç Uye geçen gün partiden istifa etmişler ve bildirildiğine göre Komünist Partisine gireceklerdir. MİLLETLERİN YAŞANTISINI DEĞİŞTİREN İKTİSATÇILAR Yunanistanda: Cunta rejirni, altıncı yüını bltirip yedinci yılına basarken, öğrencilerle çatışmaya başlamıştır. Cuntamn disiplini dışına çıkan öğrenciler yalcalanıp askere yollanınca da, gösteriler yapıldı, Üniversite işgal edildi, polisle çatışmalar oldu. Bunlar 6 yıldan beri ilk gösterilerdir. öğrenciler Papadopulos'a «Desplna'nı al da git» (Despina eşinin adıdır) diye bağırmışlarsa da diktatörün böyle bir niyeti yoktur. Ünlversiteye giden Papadopulos, sert btr nutuk söylemiş ve «Yunan milletinin siyasî eğitimi tamamlanmadıkça» çekilmiyeceğinl büdirmiştir. Görünüşte Yunan halkının çok küçük bir azınhğı Cunta'ya karşı ve gene çok küçük azınlık Cıintadan yanadır Yunan halkı bütün olarak kayıtsızdır. Ekonomik yaşantı da düzenlidir, nüfus başına gelir bir dolan aşmıştır. Cunta tehlikede görünmüyor. ZIRAAT BANKASI ESKt KAMBtYO MÜŞAVİRİ Genel Dağıtım: BATEŞ Cumhuriyet 2139 TEŞEKKVR Müessif bir kaza sonunda kaybettiğimiz, deîimiz ve eşim, evlâdımız, kar Nurettin Apaydın'a Nadire Güresin'e Sevin YAŞAT ile Eczacı Selçuk AKINCI Nlkâhlandıiar. Belediye Salonu 31 Mart Cumhuriyet 2132 U O & 1U B BİLİM VE TEKNtK'İN 65. Nisan Sayısı Çıktı. Bütün bayilerde bulunur. NOYAN BAŞER'in tedavisi için büyük gayret sarfeden ve devamlı alâkalan ile bizleri minnettar kılan Haydarpaşa NUmune Hastanesi Reanimasyon Servisi Şefi Dr İSMAÎL TDNCEL ve personeline, İstanbul Göğüs Cerrahisi Merkezi Dcktorlarından Doçent Dr. MEHMET ABtÇ, Doçent Dr TDĞRÜL ÇAVUAR. Başasistan Dr. SÜMER TARCAN. Kimyager NERİMAN PüLATCAN ve lâboratuvar personeline tcşekkür eder. Aynca, Izmit'te yapılan cenaze törenine katılan. telgral, telefon ve çelenk göndererek büylik acımızı paylaşan bütün akraba dost ve müesseselere de sonsuz şükranlanmızı sunanz. Atl.ESl Cumhuriyet 2141 Tarık Z. Kırbakan Uerl Sac ve Zfihrevi Hastslıklan MStehacmsı tstlklal Cad Parmakkapı No «fl I'KL • «4 10 73 ayrıca 2. Hariciye Kliaıginln Şef Muavini Op. Dr. SAİT ÖNER'e, basasistanı Op. Dr. OLCAY DERMAN'a, klinigin bütün asistan hemsire ve personeline candan tesekkurO blr borç bilirim. Hamıa TÜBKDOGAN Cumhuriytt 2098 Mısırda: Mısır'da, «Ne savaş, ne banş» durumunun yarattığı huzursuzluğa, bir çare bulacak gibi görUnmek için Enver Sedat'ı, yönetiml, dofrudan doğruya kendi eline almaya itmiştir. Aziz Sıtkı çekümiş ve Sedat Başbakan ol TBTAK (Basm: 131312127)