18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 3 Mart 1973 (xbzi.üKi.Ü 5AMİ BPVFENPİ, J U K ft MAN BEIFENpîdM, ELBfTTt N İMİ>EM &£lfcNİ yAPACAtfM EH.TAMAMDlP*., SİS İÇİNDE BEHZAT AY'IN ROMANI 51 cBeyln salata, yanm yenl rakı ve şış ızgara.» dedı garsona. Avokat: «Durgunsuz bugCn.» dedi. «Yorgunum » «EUenn de titrlyor.» «Dünden kalan iz,» diye yanıtladı Be>;im Üniversıteli birkaç soru sordu... Besim, duymarms gibi yapü. Buyuk Mudur: «Ne gunırlanıyorsun oğlum!» dedi bağırarak. Besim: «Gurur değil,» dedi. «Kibir> «Değil yahu?» «Ne bağınyorsun oğlum?» «BagınBiyorum... Yorgunum. sinirliyim...> «Nasl olursan ol; karşında baban yaşında adam var'» «Yalova kaymakamına bak.» Dördü de gülmeye başladı.Besim, yanm şişe rakıyı bitirmişti. Bir duble daha istedi... Bir dubleyi de içince, biraz rahatladı. Ama, yanıyordu... Bir şişe bira söyledi. Avukat: «Yıne karışürmaya basladm,» dedi. «Hararet var... Dinsin.» «Haydi bakalım!» «Yangın var' diye bağırasım geliyor.» Büyük Müdür: •Kudurma oğlum,» dedi. Besim: «Hadi be sen dee...» dedi. Büyük Müdür. «Dürüst konuş oğlum,» deyinee: «Büyük Müdür dedıkse, şişme'» dedi Besim. Büyük Müdür, sinirlenerek konuşuyordu Üçü de gülüyordu boyuna .. Besim, birayı da içmişti. Yerinden kalktı. «Nereye yahu'» dedi Avukat. «Gitmem gerekiyor.» «Otur yahu!» «Yorgunum çok..» °' • •"• «Sırtmla taş mı taşıdm?» «Daha afır geldî dflnkü içki» t\ i 'tzA un «Peki • •Hoşça kalın » Üçü de: «Gule güle,» dedi. Besim, çıkıp gitti... Evine gelmişti. Sessizce girdl. Soyunduktan sonra, buzdolabındaH «u | i | e lerinden birini alıp yatak odasına döndü. Yatağına yattı. Saatler geçiyor, uyuyamıyordu. Terliyordu boyuna... Terliyordu, su içiyordu... Su içiyordu, terliyordu.. Kalkü, iç çamasırlanm değıştirdi Yıne terlemeye başladı. Aynca, yureği sıkışıyor, midesi burkuluyor, gozleri kasınıyordu... Işığı söndürmuftü. Bır sure sonra, karanlıkta gozlerınin önünde göruntuler belirmeye başladı: Önce bir kadın Anadan üryan. Arkasından bir kelle; îkinci Ramses gibi... Sonra bir sakallı Sakalı göbeğine değin uzamış.. O da gdzük mez oluyor; ağzı burnu kan içinde, kavga yapan lki kişinin göruntüsü başhyor.. Besim, gözlerini kapıyor, yorganı başına çekiyor; bu kez bir ağırlık biniyor göğsüne. Yorganı üzerinden atıyor, gözlerini açıp eliyle üzerini yokluyor. Kimsecikler yok! Birden otunımuna geliyor, başucundaki lambasını yakıyor. Oda şavkıyor. «Düs mü bu?» diye söyleniyor. Uyumadı ki duş görsün... «Gerçek mi?» diye düîünüyor... O da değfl. Olamaz. Hangi kadın anadan üryan olup, karşısma geçecekti bu odada? Ya tkinci Ramses kelleli?.. O da yok 1 Uzun sakallı? Yok! A§zı burnu kan içinde kavga yapanlar? Yoklar. Ürerine oturan kimse? Öyle kimsc yok evde. Olsa olsa Nesrin olabilir; o da uyuyor çocukların odasında.. Görüntüler üzerinde düşünmemeye çalıştı. Ama, anadan üryan gördüğu kadını unutamıyordu. Ne güzeldi... Yülarea önce trafik kazası geçirıp kaldırıldığı hastanedeki bemşireye benzetti görüntüyü... Tıpatıp benziyordu. Hemşireyi düşünmeye bafladı. tyi olup ayağa kalkınca, Hemşire birkaç kez odasına götürmüştü. Uzun uzun konuşmuşlardı her gidişinde. Saçları ne kadar da guzeldı.. Sarışındı.. Bir kezinde, elini uzatıp okşamıştı... Ses çıkarmamıştı hemşire... Bunun için o günden bu yana hemşireleri seviyordu.. Onlarda bir yakınlık bulurdu hep. Besim, bütün düşünceleri kafasmdan kovmaya çaliîtı.^ Uyuyamıyordu bir türlü... Komodinin çekmeccsini çekti, kutudaki uyku hajfınaah' iRîsitıi agzm«f"âldı, arkâsuıdan su Sişesini dıktt. Belki ikı bardak kadar içmUti. • tki hap daha içsem..» diye düşündü.. «Daha çok. daha çok hap ıçsem ve uyuyup gitsem .. Bir daha uyanmamak üzere uyusam,. diye söylendı içinden... Sonra, Aydınia Aynil aklına geldi.. Ve vazgeçti. (Devamı vsr) BİR ŞEHİR, DÖRT MEVSİM Yves Saint Laurent'in Modacı Küskün Amma da kind şu Yves SalntLaurent. Bızi hâlâ affetmiyor. Bir gazeteciye yazılarından ötü rü kustü ya, hepimize kapalı kapısı. Kurunun yanında yaşı da yakıyor. Gazeteci dedıler mi, tüyleri diken diken. Gene de bir yolunu buldum, gir dım defilesıne. Deve kini var, kaprisli şu bu ama, büyük modacı Yves Saint . Laurent. Sezarın hakkj, Sezar'a şundi Ustabğına, ince zevkine diyecek yok. Yaptığı ne bu mevsim?.. 1930'ların modasını gunümüze aktarmak. Ama kolay bır iş değil bu. Yepyeni bir modayı lânse etmek ten daha da zor bir yerde. Moda dünyası, bır garip dünya. Zalim kuralları var. Bır mevsim once baş tâcı ettiğini, bir mevsim sonra yerin dibine sokuyor. defilesinde Genç modacının. yakada kare açılmıs bir başka tmprime modelL. Laurent. Son derece zarif, son derece şık ve havalı pantolon takımları. Pantolonlar bol. önde ıki pens. Yan dikişte cepler. Paçalar röverli. Üstte şomızye bir bluz. Duz ya da empnme kumaştan. Kollan bol, tasmalı. Yaka çoğu kez irı bır üyong şeklinde bağh. Kravat yakalı bluzlannda kravatların ucunu kemerın altından geçiriyor modacı. Kemerler hemen daıma zıncırden. Önü yuvarlak para şeklinde bir metal toka ile tutturuluyor. Pantolonlannda ve tayyorlerinde cekeUer hafifçe vatkalı. 30 değil de, 40 yülannın esmtılerı bunlar Önde ve arkada robadan aşağı hafıf büzguler. Yakalar dar, bir zamanların demode erkek yakaları. Ama Yves Saint • Lourent'ın suzgecınden geçınce, son moda oluveriyor hemen. tnsan pantolonla pantolon, cekerle ceket, elbıseyle elbıse arasında ne fark oldugunu, olabılecegini onun koleksiyonunu seyrederken bir kez daha anlıyor. Kuşla kuş arasındaki farktan daha belırgin birşeyler var arada Kartalla serçe farkmdan çok daha buyUk örneğin. Krepdoşını de unutulduğu koşeden çekıp çıkarmı? modacı. Ondan şomızye bluzlar yapmış, dopıyesler, tayyörler, elbiseler, tuvaletler yapmış. Araya emprime krepdoşın pıjamalar katmış değışik, orijinal. Bu eskı kumaş yenıden hayat bulmuş 73 koleksiyonunda. Gece kıyafetlerınde muslınler ön plana çıkmış. Kımi kez büzgu bır omuzda toplamp bır omuzu açıkta bıraionış, eski Yunan ılâhelerı gıbı Kımi kez puantıye desenlerle bezenip yakası bele kadar sivri açık, uzun bol tasmalı kollu, çok bol etekli bır gece elbisesi olmuş. Belde aynı kumaştan bir fiyong kemer, boyna dolanmış panları arkadan yere kadar uzanan upuzun bır şal.. l'ves Saint Laurent'in yaka kenarı ve tnansetleri lâdvcrt bir'bordünle çevrili sık bir bı6zn. * . • lar misali ceketler giydirralş. ÜstC tas, boncuk ve pullarla şikır şıkır yün desenleri işlf. Ve güzel!.. Boyunlarda bır zincıre takılı beşibiryerdeler (ama belki beşi değil de, altısı, yedisi biryerdedır, lyi saymadım). AtkJİı lâme pabuçlar, başa bağlanan turban eşarplar. En sonra da duvaksıt bir gelin. Uzun şömizye kollu, plise etekli, kapalı yakah sapsade gelinlıği, omuzlarında dalga dalga saçlan ve kucağında bır demet yapma, beyaz zambağı ile bir gelln.. Bir albümün yaprakl a n arasından fırlamışçasına eski, ama demode değil. Alabildiğine romaatik, altbfldipî» ırli. îl Yüz akı, yüz karası Hele yanm yuzyıla yakm bir zaman da geçmişse aradan.. Sararmış albüm yapraklarında kalan moda sadece gulunç gelir insana. Nasü gıyıldığıne boylesıne komik tayafetlerin nasü moda olduğuna jaşıhr. Oysa onları bir zamanlar gururla giyenler vardır. Ama geçmiş yıllarda o kıyafetler içinde duyulan gurur, utanca döner zamanla Böyle komık bir kılıkta günumüzde sokağa, insan içine çıkmak?.. Düpeduz yüz karası!.. İste o yüz karasını yüz akına çeviriyor Yves Saint Laurent. O devrin modasına yenıden ha\at verıyor, yeniden şiir katıyor kendine özgü bir metod, kendıne oıgu bır ustahkla. Insan yenıden o geçmış devirlerin modasını ala bildiğine şık, zarıf ve çekıcı buluyor, böyle bır kıyafete sahıp olmayı istiyor. Hüneri burada. MALKOCOĞLU yazan veçizenrAyhan BAŞOGLU îsterse bize ktts olşun, isterse bız ona kapısını yüzümüze kapıyor diye tutulalım biraz. Ama büyük modacı Yves Saint • La» rent, ölrnüş bir modaya yeniden can veriyor, en güzel koleksıyonlardan bınni o sunuyor bu mevsim. Bu gerçegi görmezlıkten gelmek mümkün değil. . • • . Olent*dirlltmenin çaresi hiç bulunamıyaçak belki. Ama ölen modayı dıriltmenin sıtnnı Yveı Saint Laurent biliyor! KILIÇ Duvaksız gelin Uzun etekli krep elbiselerinin üstüne yelekler, yün hırka ARK^SI YARIN DİŞİ BOND TİFFANY JONES î v e s Saint • Lanrent'in emprime krepdösinden bir elbisesi. Bel kesik, etek asağı doğrn genisliyor. Şu fiyong yakalı elbiseler, şu şomızye kollar, şu yukardan düpeduz ınıp kalçadan aşagı etek ucuna doğru açılan yanm kloslar.. Sade, afırbaşlı, kadjnca ve şık. Renklen de öyle Yves Saint • Laurent'in. Lâcıvert koleksiyonunun gözdesi. Sonra be yaz, bej ve sıyah. GrUer, morlar, maviler var arada. Emprimelen de bu tonlann çevresüv de dolanıyor. Bu renk karmala nna zaman zaman yeşiller portakal turunculan, pembeler de katılıyor. Ama az Ağırlık gene de ağırbaşlı, karanlık tonlarda. Pantolonlara geniş bir yer ver miş yeni modasında Yves Saint GARTH
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle