14 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CüMmmÎYET 23 Mart 1973 ok yıl oluyor, blr giin Antakya çarşısmda (kentin pazan idi o gün) bir güzel görmuştüm, yakm köylerden birinden gelmis oimalıydı; hiç unutmam, halk iki yana ayrıldı idi çarşıda, o da uzun jpek giysilerl içintfe ağır ağır, salına salına geçti gittiydi. Naili'nin, «Kadem kadem gece teşrifi Naili o tnehin. «Cihan dhan elemi intizara değmez mi» beytini her okuyuşumda o güzelin çarsı ortasından yürüyüşünü düşünürüm; Nailî'nin betimlediği sevgili böyle yürürdü her halde derim kendi kendime, acelesiz, ağır ağır. Fakat sevenin duyduğu bekleyiş acısına değer o adım adım yürüyüş. C Olaylar ve görüşler KADEM KADEM.. Melih Cevdet ANDAY mıyormuş yatağından, her yanı ağrıyormuş, iştahtan kesilmiş, elleri titriyormuş... «E... karadğer dayanmıyor, baş kaldınyor artık.» cfedi. Benim, «Kessen içkiyi ya da azaltsan,» d°mem üzerine de hemen yanıtladı: «Yo .. o kadar uzun boylu değil,» diye karsıhk verdi, «seviyorum içkiyi, ne yapsa razıyım, yakınıyorum sanma.» Ben de ona, Naili'nin dizesini, bir sözcüğünü değiştirip onun durumuna uydurarak okudum: «Neler çeker bu ciğer söylesem sikâyet olur» Bir şarap düşkününe, «Şarap iyi hoş ama, sabaha kaTşı su içiriyor.» demisler de, adam, «Sabaha karsı su içirmeyen şarabı ne yapayım ben!» dive saşmış. Sevda çekenin. sevgiliyi değil, sevgiliden gelecek acıyı yeğleme«i, rakı içenin halsizlikten, istahsızlıktan. sarap içenin susuzluk yangınından hoslanmaaı, amaç ile aracın yer değisttrdiğinl göcteren örneklerdir. Cimrilerin paraya düşkunlüğünde, temiz, katıksu bir sevginin niteliklerini bulnuışumdur hep. Neden derseniz, clmriler paranın yalnızca acısını çekerler. sağlavacağı lyillklere, mutluluklara bos verirler. Para kazanmayı amaç edinen kişi ile, cimri arasındaki «yrım burad* olsa gerektir. Cimride aracın gücü, amacın değerini asar. Balzae'm cimrisi ölurken, baş ucuna gelen papazın göğsündeki haça sarıhr. Düsünün, ölümü bile aşan bir sevgi! Plautus'un «Çömlek» adh oytınundaki cimrl, bir âçığın sevgilisini eve kapaması gibt, paralarını toprağa gomer. Moliere'in cimrlsi, nerdeyse yardımına koşmamız gereken, dünyasmdan geçmiş bir acılıdır; çöllere düşmüş Mecnun gibi bağırır çağırır. Parasız pulsuz, acı çeken. çektiği acıdan mutluluk duyan kişilerdir cimriler. Kumarbazlara bir bakın; uykusuz, bitkin, sabahlara değirr oynaTİar da, ertesi gün yine buluşurlar. Doştoyevski'nin «Kumarbaz» adlı romanı. bu tutkuyu en iyi anlatau bir yapıttır. Gerçi kazanmak tutkusu vardır kumarda, ama yıllarca oynamıs da hiç kazanamamış olanların durumuna ne diyeüm? Kuraara düşkün bır arkadaşım, (Senin arkada*ların da ya içkiye, ya kumara tfüskün diyeceksiniz, ne yapayım!) almıs eüne kalpmi, geçen yılın hesabını yapmış, «Geçen yıl kavbetmisim.» dedi. «Ondan öncekl yıl?» diye sortfum, «önceki yıl da kaybettim.» dedi, sonra düşündü ve «Ben hep kavbederim.» diye ekledi. Sevgilinin çektirdiği acıyı sevroeğe benzer blr bağlılık yok mu bunda? Bir bakıma. kazanmavı sonu gelmez bir bekleyişle bekleme sevgisidır kumar; bekledikçe, kaybettikçe, üzCldükçe artar tadı. Evlenni kumarda yerais olanlan dinleyin, yitirdikleri şeyteri sayıp dökerken sizden aferin bekler gibldirler; onca saygılan vardır oyun uğrun da katlandıklari sıkıntüara. Kazananda ise o övünmeyi, o sevinmeyi bulamazsınız. Isa, «Yitiren kazanacaktır» demisti; gerçi kumarbazlar için söylenmiş değildi o söz, ama aşkta olsun, parada, içkide ya da kumarda' olsun, yitiren kimsetfe, kutsal bir bağlılığın ve özgeçınin mutluluğu sezilir. «Politikacı» Yassıada mahkemesinde baskan, Demokrat Partili bir tanığa, «Uğraşınız nedir?» diye sormuştu da, adam, «Politikacıhk,» diye kar51lık vermis ve bu uğurda nelere katlandıSını arrtattnistî. Sesi bugün gibı kulağımdadır, «Ben baska bir şeyden anlamam,» dıyordu, oradan oraya kosarmış, karsılama törenlerı. sıyasal toplantılard'a sövlevler, seçimlerde partisine oy kazandırmak için türlü çabalar... Ama başka bir şeyden anlamıyor. Demek poütika tek başına, bağımsız bir iş, bir ugraştır. Öyle ise, katıksız durumunda ele alındığmda, başka bir ?eyden anlamayıp yalnız politikadan anlamak diye tanımlavabileceğimiz bu ugrasın knnusu, «ulus sevgisi», «yurt sevgisı» dir diyeceksiniz, ulusunu, yurdunu herkesten daha çok seven politikacı olur. Öyle ise bu ise girenlerde d'e, konudan ayrı bir uğraş sevgisinin bulunabileceğini düşünmemiz gerekir. burada da amaç'.a araç yer değistirebilir. Ba=k^ bir devışle, asığın, sevgilisini unutup çektigi acıvı sevme^ine benzer bir tutku vardır poiitikada Çünkü kişinin, ulusunu, yurdunu sevmesi, ama baska hiç bir ugrasa vüz veremevecek gibi sevme^i buıu gerekli kılıyor. Neden derseniz. acı çekmeden yasamaya. çağlığını korumava, çoluğunu çocuğunu geçinriirmeye yöneliktir genellible insanın çabaM. Bütün bunlara boş veren bir davranıs, hele bunca yaygın oldu mu, daha büyük mutluluklann varlığmı gerektirir. Bunlar da olsa olsa, bu uğurda katlanılan acılarda, sıkmtılarda, yokluklarda gizlidir. «Yurdun gelür hemîşe cefası Nesimî'ye «Sen sanma kim Nesimi'ye yurdun atâsı yoh» Ya da, «Kadem kadem gece te«rifi Nail! o cy'un «Cihan cihan elemi iHıara değmez mi» Bir Kadı Hikâyesi skiden mahkeme baskanlarına kadı denirmiş. Blraz hukuk yalamış olanlar bihrler kı kadılar Tanzimat'a kadar her tür davava bakarlardı. Kadı her şeyi bılirdi: Ticaretten cezaya, mirastan nafakaya... Tanzimat'tan sonra kadılar yalnız evlenme, boşanma, miras, cafaka davalarında yetkilı kılındılar Çünkü «Nİ7amiye» mahkemeleri kurulmus. Avrupa'nın isterlıŞi biçimde adlive'ye doğru yöneliş baslamıstı. Ne var ki Metfeni Kamınun geçerli olusuna dek kadılık ülkemizde «üregeldı: 1924 yılında Şer'ı mahkemelerin kaldırılmasmdan sonradır ki kadılık kalktı. Hiç kuskusuz kadılık çağımıza uygun biçimde adalet dagıtamazdı, günlercfen bir gün yok olacaktı. tnsan toplumlan gelişiyor, yeni koşullara uyumlu bir hukuk olıısuyordu Yeni yeni hukuk dalları çıkıvordu ortaya .. Gök hukuku diye bir şey voktu düne dek .. Uçak icat oldu, gök hukuku çıktı Uzay hukuku diye bir şey yoktu, düne dek Füze icat oldu. ıızav hukuku çıktı. Yarın Öbür gün kimbilir neler çıkacak? însanhk gelistikçe hukuk tfa gelişecek. Ne vsr kı kadıhk ve kadılar diinde k.lmssa da. aiıları tazedir. Hukuk tarihinde ünlü kadılar vardır. Fıkralar, hikâyeler bellek!erimİ7de kadılar için.. Düsünün bir kere: Kadı dedln mi. altı okka sakal. derin gözler. ve kara kaph kitap Her tür hikmet kadı efendinin sözünde, her tür adalet kadı eferdinin kararınria Çagı gelmiş, kadılar namus anıtı gibi dikılmisler topluman ortalık yerinde. çagı gelmis hilei ser'ive sanatının usta«ı olmuşlar. Tarihimizin yücelme, ve çöküş kesimlerinde nice karfı hikâyesi var. Ben bugün birini anlatacafiım. Vakitlerden bir vakit, bir kadı varmış. Heybetli, sakallı. vakarlı, âlim, fazıl. ense kulak yerinde ve maşallah yüz okka bir beden üstüne koca bir kafayla çakmak çakmik gözleı zekâ projektörleri Ribi fışkınrmı? Ne var kı bu kadı efendi biraz garip tahiatlı imiş. Hukuka vukufuna, yasalara hâkimivetine. muhakeme kabiliyetine diyecek yokmuş ama: bazı kereler ve bazı riavalarda para veya hapis ce?asına iltifat etmezmis Suçu belli nldugunda sanığı iki mübasire tutturur, eeri Eeri eittikten sonra olanca hızıyla kosarak herifin karnına to^larmış. Bu tos sonucunda ne olacagını artık «İ7 haval erfin! Gcl zaman git zaman bu garip ceza ve ınfaz biçimi şikâyetlere vol acmış. Kadıdan vakınan eşral takımı bir kurul r.alınde Vali'ye çıkıp hazı olavlar finlatmışlar Kadı' nın panp cezasından mahvolan bağnvanıklann dıleklerini duyurmu'lar ETTIIT buyrun, bu nsulün önüne geçln... diye rica etmiîler. Vali, bir münasip biçimde Kadı'ya haber eylemiş ki, kara kapl: kitapta olmıyan by gibi davranışlardan vazgeçsin. Kadı sakalmı sıvazlayıp düşünmUş: Emirleri başüstüne ama, Vali hazretleri blr gün teşTif Ptsirüer. bir davayı lütfen izleyebuyursunlar... diye cevap yoliamış. Vaıı, Kadı'mn çağrısım kabul edip, eünjerden birgün mahkeTicye varmış, oturmuş. Tam e sırada bir yargılanma sürmekte .. • ." Ve Kadı sormakta imiş: Şu yanındaki adama on lira borcun olup bunu on yıldır vermediğin doğru mu? Su senettekı ımza senın değil mi? bavalı yerinde tUM surath bir mel"un, davaa yerinde yoksul bır mazlum. Tilki suratlı mel'un: Evet, Kadı Efendi, diye cevap vernıiş, aramızda senet var. borcum borcumdur bunu vereceğim. Sen bu senedi imzalarken pek yakm zamanda vereceğini Föylemişsin, zaten senet böyle yazıvor. Evct Kadı Efendi ama. yakm zaman biı sene olur, elli sen»> olur... PeM ödeyecek halin de var! • Hs'.inı vaktim yerinde, bu sehrin zenginlerirjden sayılınm. ıeki niye ödemiyorsun? , Paralanmın istifini bozamam. Neden? Dlizenimi bozamam. • Hiç değilse takside bağlıyalım, ^verfiyim... ^.Z,:**~Z"~ .«„,... zleyea Vali dayanamayıp ayağa E Bİ7İm divan ozanlarımn, sevgili yüzünden çektiklerini bunca yüeeltmeleri, övmeleri, giderek o acıyı sevmeleri. okuru saşırtır önce, inandıncı gelmez de ondan. Sevgiliye kavu?»ak, dbymak dururken, ayrıhk acısını yüceltmek neye? Ama divan siirinln ortak bir konusudur o; gerçi içtenliği yoktur, başka bir deyişle, o ozanlar gerçek bir sevgiye düşüp de başlarından geçeni yazıyor değillerdir, ama yazdıklarında yine de gerçeğin özü vardır. «Aşkın belâsı yoh deyuben aşka düşme var«Kira âşık oldu kim cTedi aşkın belâsı yoh» Hangi âşık, doktora gidip de. kendisini aşktan kurtaracak bir ilâç ister? öyle bir ilâç olsa satılmaz. «El çek ilâcıradan tabib.. > dizesi de bunu anlatmak İçln söylenmiştir. Nesimi" nin, «Yarim gelür hemîşe cefası Nesimi'ye «Sen sanma ldm Neslml'ye yarin atâsı yoh» beyti de bu konuyu daha başka bir bicimde anlatıyor; ozan, sevgilisi yüzünden çektiği cefayı, sevgilinin bir «rmağanı saydığını sövlıiyor. Ama bence bu ömeklerin en güzeli, Şeyhülislâm Yahya Efendi'nin şu dizesidlr: «Neler çeker bu gönül söylesem sikâyet olur» Gönlünün çektiğini söylemekten, «jikâyet» sanılır diye korkuyor. Gerçekten de bütün sevgilerde, sevginin getirdiği acılara katlanma niteliği vardır. lçkiye düşkün bir arkadaşım, geçende, bu yüzden çektiklerini anlatıyordu: Sabahları kalka Amaç Araç Bu köşeden Tartişaıa Eski Plâk Ama, Bu Defa Devri Hiç Tutmuyor ALTAN ÖYMEN 12 Mart'a «relinmesîrJn baş sorumlasu kim? Uemlrel değil mi? Hayır, solcolar.. Birinci Erim Hükümetinin basansızhgının sebebl neT ll'ler, yanı sclcul&r... Refonnlar ciçin çıkamadı? Çünkü oniarı solcular hazırladı... Eağmlar hazırlasaydı, förürdunüz, ne reformlar çıkardı... Hayat panalıhğı nıçin artıyor? Çünkü temelinde ll'lerin aldığı tedbirler var... Yanl solcuların .. Yatıu ll'ler gideli neredeyse iki yıl olacak! Onlar öyle sınsıce yaptılar ki yaptıklan içi, daha 10 yıl geçse temizJenemez kola7 kolay... KurakJıkî... Tabü olur... Barajlann yapumnı geciktiren solcu mühendisler vardı da cr.cU.n... Yağmur t a yağıaadı ama!... Tabü yağmaz. Kanada firmasının APH Senatörle blrIikte getiraıgı \agmur bcmbasına karşı yiktı soicular .. tran' dan uçak saün alınıp bu bombalar patlatıîsaych, bugün yağmur meselesi âi hailecjJmışti. Oğlun Easıl. dcrsien jyi gidiyor muT Sorma... Cin gıb! oğlaru çaktırdılar gene... öğretmenl solcu tabü. Bakanlığa şiiâyet ettim, gönderdikleri müfettiş de solcu çıkmaz mı? Ama şimdi bizzat Bakana çıkacağun. Belgelerim var: Adam, evinde Soret diye bir herifin Fransız thtilâli kitafc;m okuyormuş... tşleri güçleri ihtilâl tabü. Bizim ogla.ı da iikrine yatıramayınca .. oglan müliyetçi çünkü, yutar mı?... gelsin 2, gelsm sıfır... * * * Kafa bu olunca, ya da kafalara bunu şırınga etmenin, ki«osel, ya c?. toplu çıkarlarını savunmak için en mUnasip yol olduğunu hesaployanlar, ortalıkta cırit atmaya devam ettikçe, Cur>huröa5kanlığı seçimı işinde de aynı metodun uygulanacagı belliydı. Nitekjm dün de belirttik, başladılar gazetelerinde, iki yıldan beri çalıra çalma bayatlamış, bu, yavelerden ibaret plâğı, hu defa da bu komı için çevirmeye .. Cumhurbaşkanı seçimindeki kilitlenmelerin, çıkmazların, açmazların sorumlusu kimdir? Solculard'j... Niçın?... Çünkü, Irfan Tansel'i de, Inönü'yü de, Tekln Anburun"u da, Sunay formülunü de destekjemediler. Gürler'ın adaylıgına itirazlan yoktu. Çünkü onun adaylığından bır seyler umuyorlar dı... Iddia bu... DünkU belirli gazeteler. bunu aiiayıp pullayıp Işlemeye devam ettiler. Iddia bu . Ama bu iddianın, şu gerçekJer Karşısmda çoculüarı biie kanmrmasına imkân var mıdır? 1 AK'li kalemlerin, 1520 gün öncesine kadar baş soleu saydıklan Sayın Ecevit, bu konuda, şimdı kendi destekledikleri Sunay formülünün baş savunucusu olmuştur. 2 Gene aynı kalemlerin solcu diye belledikleri yazar arkadaşlannızrian bir kısmı, CHP'ye hiç yakm olmadıklan halde, Kcevit'jı poktikasınm doğru olduğuna inanmışlar. onu destekiemiî'erdir. 3 G.re solcu diye bellenen bazı yazar arkadaşlar, ayn bir görüş iizerınde durmuşlar, «Acaba herşeye rağmen Inönü seçilse Gaha iyi olmaz mı?» diye düşünmüşlerdır. 4 CGP ve DP gibi, solun her türlüsüne karşı müsamabasız, ar.ayiEadaki son değişiklikler de dahil, hak ve hürri. yetleri kmtıayan her tedbirın yanmda olmuş partiler de, Sunay formükine karşı çıkmışlar ve kendileriyle siyasî düşünüş bakımınvibn taban tabana zıt olan Mill] Birlik Grubu Uyeleriyle aynı paralelde oy lnilİPrıflCRk1^T'r'1 açıklamışlarciır. Demek ki. bizzat APTi, ya da AP'nin dümen suvundaki gazetelerin, «Soicular» diye nitelendirdiği polıtıkacılar, yazarlar arasmda, Cumhurbaşkanlığı seçımi sırasında takınılacak tavır batamından bir görüş birliği yoktur Sagcılar diye bilinen siyasî gruplar arasmda da bir görüş bırliğı olmadığı gibı... Çünkü Cumhurbaşkanhğı konusu bir sağcüıksolculuk konusu degildar. Partiler için, politikacılar için bir sivasî strateji, bir siyasi hesap konusudur. Demirel düşünür kı, seçimlercte benim partim kazanınca, beni kim Başbakan yapacaksa, o, Cumhurbaşkanı olsun.. CGP der ki, AP + CHP işbirliği gelişirse, bana devlet yönetiminde ihtiyaç kalmaa.. öyle ise «Sunay iormülü»ne karşı çıkayım. DP, AP ile aynı paralelde görünmemeyi, seçmenden oy almanın baş şartı sayar... vs... Partiler için, politikacılar için bu böyledir. Böyle olmah mıdır, başka mesele.. Bıze kalsa, partiler daha Gürler'in adaylığı bahis konusu olduâu z»mandan itibaren, kendilerine hıç de zararı cfökunmayacak, belki de seçimlere gidilip seçim sonrasına ulaşılmasında daha dsngeli bir geçiş sağlayabilecek olan bu formül üzerinde olumlu bir şekilde düşünselerdi, daha iyi ederlerdi.. Özellikle Ecevit böyle yapsaydı, isabetli olurdu. BugünkC demokrasiyi koruyup korumamakla hiçbir ilgisi bulunmayan, aksine belki d'e demokrasi inancma zarar da venniş olan kargaşalığa, huzursuzluğa gerek kalmazdı.. Ama bunu şimdi geçelim. Partiler, politikacılar böyle düşünmüstür. Cumhurbaşkanlığı seçiminde siyasî cıkarlarına uygun bir yolu aramışlar, bazıları bulmuşlar, bazılan bana göre bulamamışlardır. Yazarlara, gazetecilere gelince... Aynı zamanda politikacıhk yapanlar bir yana, ama «objektifim» diyen bir kısım yazarlara, gazetecilere gelince... Bu Cumhurbaşkanı seçiminde, işte, onların yaptığını, objektıflikle de gazetecilikle de, bağdaştırmak mümkün değildir. Gürler'in acfayhğı konusu ortaya çıktığı andan itibaren •karşısına kimi çıkarmah» telâşına önce onlar kapılmışlardır. Kimsenin aklına gelmeyer bir ismi, bir akşam vakti bizzat icat edip, «Tansel'in adayl'Pı ihtimali kuvvet kazandı» diye kocaman manşetli haberler imal etmislerdir. Demirel'in evinden aldıklan işaretlerle, haber politikası tayin etmisler ve (Devamı 7. sayfada) Tarih, Olaylar ve Yanıltıcı Eserler ıp bayrarm konusunda, bu sayfada, Dr. Erdal Atabek ile Doç. Sırn Akıncı'nın iki yazısı yayımlandı. Kendi açılanndan ikisi de guaeldi. Ancak bu bayramm nereden, nasıl geldığini belirtip tartısmalıyız: Bilindigi gibi Ikinci Mahmut tarafından 14 Mart 1827'de Saraçhane'de Tulumbacı Konağı'nda «Tıphane ve Cerrahhane» denilen Tıp okulu açılır. îşte, bu Tıp Bayrarm, ilk kez 14 Mart 1919'da; mütarekenin o acı günlerinde reaksiyon olarak kutlan maya başlanmıştır. O jünlerde bunu düzenleyen tıp fcgrefıcileridir. Devrin Tıbbive hocalanndan Dr. Pevzi Paşa, Dr. Besim Ömer Paşa (Akalm), Dr. Akil Muhtar (özden), öbürleri ve aynca tngiliz îşgal Ordusu Başhekimi de hazır bulunur. T Bu gün zaman zaman kutlanırken şu acı olay meydana gelir: 1928 yıh Aralık ayırun 30. günü devrin geaç ve enerjik Milll Eğiü n Bakanı Mustafa Necati Bey bir apandisit krizi geçirmektedir. Hasta Ankara'da bulunan Ekrem Şerif (Egeli), Şevket Halit (Pek), Yusuf Hikmet (Oktar). Pahrettin ve Rifat Beyler tarafından tedavi edilir. Aralık 1928 Eünü saat T'de Mustafa Necati Beyin evinde, Sağlık Bakanı Be fik"in fSaydam) başkanlıgında, Askerî Hastane Cerrahı Şevket Haüt (Pek), Nümune Hastanesi Cerrahı ömer Vasfi (Aybar), ayni hastanenin Dahilive Mütehassısı Yusuf Hikmet (Oktari, Sa*lık Müsteşan Prof. Dr. Hüsamet tin ve Ekrem Şerif (Egeü)nin bulunduğu bir konsültasyon yapılır. Hastanın durumu ağırdır. Peritonit teşhisi konulur ve mlidahaleye karaT verilir. Bu arada, Istanbul'dan Prof Dr. M. Kemal (Öket davet edilmiş ve özel bir trenle yola çıkmıstır. Saat 3'e kadar beklenir. O sıralarda tren Eskişehir'dedir. Bunun üzerine, Mustafa Necati, Dr. Ritat'm yeni acılan ve Ankara'nın ilk SaŞlık Yurduna nakledilir. Saat 17'do Dr. Ömer Vasfi (Aybarl ve Şevket Halit (Pek) tarafından kann açılır, delinmiş apandisit ve genellesmiş peritonitle karşılasıhr. Hasta ertesi gün, 1 Oeak 1929'da bitkinlik içinde ölür. Bu acı haber başta Atarürk olmak üzere, bir çok kimseve gözyası döktürür: ve, olay kamuoyunda geniş teokiler yaratır. Gazetelerde yapılan eJestirüer, hektmler arasmda şiddetli tartışmalara ve suçla malara dönüşür. Tıp Fakültesi dışmda bulunan bazı hekimler, dısardan hekim getirilmesi tekIifini öne sürerler. Olay Avrupa basımnı da etkiler. Paris'te «Le Temps», Londra'da «The Ti mes» gazeteleri, kapitülasyonlann kalkması yüzünden yabancı hekimleria Türkiye'den ayrılmak zorunda kaldıklannı, esasında Türk hekimliğinin tenoelinin çürük olduğunu yazmaya kadar ile ri giderler. 6 zamanki adı ile «Etibba Mnadelet Cemiyetirade konu ile ilgili heyecanlı toplantılar yapılır. Âkil Muhtar (Özden), M. Kemal Cöke) Beyier Ankara'da uygulanan tedavinin uygun olduğunu belirtirler. Vakit gaze rd bir edebiyat türü olan Roman ın geüşme süresınce işledıği konulan anlatarak günümüzdeki GEÇİRDİĞİ SERÜVEN TARİH YA bir roman tarzına değiniyor. Aktüel roman adı venlen bu DA SİYASETİ YALNIZ ROMANLARyeni tarzda özellikle Amerika'da doğmuş olan bir roman tipi ve DAN ÖĞRENMENİN TEHLİKSİ roman türü tanıtılıyor: «Bu tür roman yazarı önce işleyeceği konuyu seçiyor. Bunuıı üzerinde derin araştırmalar yapıyor. Son nü seçilmestoi söylemesi uzertteslnln Başyazan ve ayni sara da kahramanlarını yaratıp, ne, ilk bayram 12 Mayıs, 1929'manda Giresun Milletvekili Hak bunlar aracılığı ile okuyucuya da Haydarpasa Tıp Fakültesi kı Tank'ın (Us) bir önergesi ile, çok önemli bir siyasal olayı ya (Şimdiki hastane) salonunda devrin Sağlık Bakanı Refik (Say da bilimsel bir sorunu tafsilâtı kutlanır. Bu münasebetle, Fa» dam) konuya dair Türkiye Büile anlatıyor» diyerek trving Wal külte Dekam Dr. Neşet ömer yük Millet Meclisine bilgi verir. lace ve Leon Uris'in eserierini (îrdelp) ve Tıp öğrenci Dernebu türe örnek gösteriyor yazar. Gazetelerdeki yazılara Fuat (Köp ği Başkanı Dr. Talât Vasfi (öz) Giderek de şöyle bir yargıya varülü), Falih Rıfkı (Atay) cevap de birer konusma yaparlar. Bu rıyor: «Bu romanlar çok süyetiştirmeye çalışır. îşte bu tar kutlama 1937 yılına kadar derükleyici olmakla beraber okutışmalarm sürdügü sıralarda, Tıp vam eder, bir çok tartışmalaryanın bu romanlan okurken dik ögıecct, Darneği BasJcanı Dr. dan sonra; 1937 yılında nedenka1: etmesi gerekiyor. Çünkü yase vine 14 Mart'a dönüldü. Aca» TaMkt Va«fl (Öz), Fahretti Kezsr ele aldıgı konunun gerçek İ dahi r i m i (Gökay) ziyareta gelir ve g yanı ile kendi kafasındaki dUşün ögreTcîîertn çöRU2lIlflUfi3erini Dr. tbsau ÖZKAT&' celeri belli etmeden birleştiriyor. söyler. Pahrettin Kerim (Gökay) Araya bilinen ünlü isimleri de «Tıbbiye ruhunun okul sıralarm kanştınnca sanki belgesel bir da başladıgım, son nefesimizi ve açıklama yapmıs gibi oluyor.» Ve «Tarihî ve Aktüel rerek fâni âleme vedamıza kadar sonunda şu mizahi gerceğe değinerek bitiriyor vazısını: «Sonbu ruhun devam ettiğini, tesaRoman» ra da ortaya bu romanı okuyanüt fikrtnin zaman zaman maşerak bir siyasi olayın içyUzUnü rl topluluğa belirtilmesi ve bir öğrendiğini sanan ve tartışmaTOPLÜMSAL, TARİHSEL TJD Bayrarm ihdas edilmesim», lara gıren insaniar çıkıyor.» «Bu bayramın da tarihi bir güGERÇEKLER SIRF ROMAN«Tarihî ya da aktüel roman oku ne raslamasının ayrı bir deger LARDAN ÖĞRENÎI/ıtEDİĞÎ nurken bunun bir roman oldutasıyacagına işaret» eder. O zaGtBİ ROMAN BİÇÎMÎNDE ğu, yazann kişiliğini ve düşünmarı Tıp Fakültesınde Tıp TariYAZILMIŞ BİLİMSEL ESER cc biçimini yansıttığı unutulma hi Enstitüsü henüz kurulmamısmalıdır. Tarih ya da siyaset saLERDEN DE ÖĞRENÎLEtır. Dr. Talât Vasfi (öz), TUrk dece romandan öğrenilemez.» MEZ Tıp Tarihi üzertne yanlan ile ta Barlas çok haklı. Gerçekten nınan Dr. Osman Şevki (IHudağ) bu kanştırma tehlikeli bir şeyile görüşür. Bursa'da ilk TürkMehmet Barlas'm 9 Mart 1973 dir. Bir eserde gerçek yada ger ce Tıp Oğreniminin başladığı 12 tarihli Cumhuriyet'te «Tarihi ve çek clmayanı insanlar okurken Aktüel Roman» başlıklı makaleMavıs 1400 tarihinin bayram güperektiği gibi değerlendirmeyebilirler. Ve bunun sonucu !*ayet yanlış sonuçlara varabilirler. Yalnız, gerçekleri bilimsel eserlerden öğrenmek isteyenler için de böyle tehlikeler vardır. Çünkü bugün edebiyattaki aktüel roman türüne paralel olarak, bir takım aktüel bilimsel eserler diyebileceğimiz tarzda, konulan m toplumsal ve tarihsel gerçeklerin teşkil ettiği eserler de var YAVRUSUNU cır ki, bunlar gerçek olgularla, arzularuı biçimlediği hayali olYİYEN guların birbirine kanştırümasm KEDİ r"an meydana gelmişlerdir. Ya d* gerçe1' olaylar yazarın fikir ve his dünyasının etkenleriyle 1 1 1 zumsuz panltılarla ışıklandmlarak recıV değiştirmiş bir vaziyette okuyucu; \ sunulmaktadır. TIP BAYRAMININ BüGÜNE KADAR Kacn Efendi tosss!... MEVLtT •Eczacı ve Ecza Tüccan Hacı Cemal Nevrolcu'nun vefatmm kırk mevlidl, 25 Mart 1973 Pazar günü Beyazıt Camii Şerifinde öğle namaTinı müteakip, Sa>ın Hacı Hatız Gonenli Mehmet Efendi, Hafız Necati özer, Hafız Ahmet Bolulu. Hauz ömer Aycan, Hafız Halim Bilgi, Hafız İsmail Bolulu, Hafız Selahatün Yümaz, Hafız ömer Akar, ve duahan Hacı Hafız Yahya Eskişehirli, tarafından kıraat olunacaktır. Kıymetli akraba, dost ve ahbâblar ile kendisini tamyan bütün meslekdaş ve din kardeşlenmize saygı Ue duyurulur. E Ş t : SABİHA NEVROLCO İlancılık: 1513/1346 | = E E = ~ E E TEŞEKKÜR Büyük bir endişe ve ızdırap veren hastahğımi, zamanında teşhis ederek, Istanbul Hayat Hastanesinde yaptığı çok isabetli ve başanlı cerrahî müdahale sonunda beni tekrar normal hayata kavuşturan kıymetli meslektaşım . | = E E E = = E partiler ve demokrasi (Cumhuriyet J841) V E F A Emekli Elçi, 1950 MilletvekiU T Merhum Mustafa Şükrü Menteşzade ile, tnerhume Fatma Zehra Hanımeıendinin oğulları, merhume Ayşe Menteş ve merhum Sabri Menteş'in kardeşleri, Fatma Fasiha Menteş'in eşi, merhume Bercis Menteş ve Rıdvan V. Menteş'in babalan, Nıl Menemencio|lu ile Ayşe Menteş'in büyükbabalan, VASFİ MENTEŞ Beyefendl 21 Mart 1973 Çarşamba günü Hakkın rahınetine kavuşmuştur. Aziz nftşı 23 Mart 1973 Cuma günU (bugün) öğle namazını müteakip Şişli Camiinden almarak Feriköy Aile Kabrıstanına defnedilecektir. AtLESİ NOT: Çelenk göndermek isteyenlerin Türk Egitim Vakfına teberruda bulunmalan riea olunur. Şimdi aktüel romanı okurken \r takım tarihse! toplumsal ger çeklerin içyüzlerini öğrendiğini san&rak tarüşmalara girenlere gülmemek elde değil de, okuduğ bilimsel eser, romansal fantazilere ve hayali yakıştırmalara dayanan ve bunlardan kalkarak da bir takım sentezlere ulaşanlara ne denir acaba? Bugün bir takım ideolojlk savunmaların bilimsel ttvırlı masal veyr romaVara yapıMığı bır gerçektir. Ozelikle kendilelerine miilici adım veren görüşler üzerinde yazüan bu tür eserler de bilimsel diye anlatılan şeyler deki gerçeklik payı tarihi filmlerde yaratılan ve çok kisa bir zaman süresini kapsayan pınltılı ve zengin dekorlardaki gibldir. Bunlar* dayana •V t i r tarfim so n; nuçlar e!de edenler üstelik bilime dayanıyor sandıkları iddialan üzerine değil tartışmalara girmek, kuşkuya bile kauılmazlar. Sonuç: toplumsal tarinsel gerçekler sırf romanlardan öğrenilmez oğrenilmesine ya; roman gibi yazılmış bilimset kisveli eser lerden asla öğrenilemez. Ve işte üstünde durulması gereken çerçek tehlike budur Avse CANAY 2 • Opr. ürolog DOKTOR ile değerli mesai arkadaşlan. DOÇE>fT DR. KENAN KARABAY ve DR. HALİM HATTAT. E 'Ansstezi sahasında temayüz etmiş bir otorite olan E Prof. Dr. Gıyas Korkut = İ E Ş E E E = S E E S ~ E E Ş 5 Anesteziyolog' Dr. Cahit Bergil VE Anesteıiyolog Dr. VAHİDE AKKILIÇ ve Anesteıiyolos Dr. RAİFE TORim ile hastanede uzun süre tedavim sırasında bir gün bile alâkasmı esirgemiyen • OP. DR. NUREDDlN APAYDIÎıra minnet ve teşekkürlerimi bildirmekten büyük blr zevk duymaktayım. Tam teşekküllü bir hastane oldugu kadar, bir aile yuvası havasını veren Hayat Hastanesinin Başhekimi Op. Dr. Nevin özen başta olmak üzere bütün yardımcı Doktor, Hemşire ve Hastabakıcılanna minneöm sonsuzdur. Her gün bizzat ziyaret ederek veya telgraf ve telefon fle kıymetli alâkalarını esirpemiyen bütün dostlanma ayn ayn teşekküre imkânım olmadıfı için bu vazifenin ifasında kıymetli Gazetenizi tavsit ederim. J ) n HaZlltl BuiTlİn E = E E = ZZ E E E Ş ZZ E S | ^ıııııiıiııınııııımıııııııııııiHiıııııııııııııııııııııııııııııııııııııuıııııııî? =.*ıııiHiııııııııi!iııııııııııiMiııımıııııııııııııııımımııııııııııııııuııtııu E ~ = = Geçirdiğim büyük cerrahî müdahalenin en müsait şartlar E altında cereyan edebilmesini temin maksadıyle, ameliyata haE zırlanmam hususunda, bütün ilral kabiliyet ve imkânlarını E benden esirgemiyen kıymetli mesai arkadaşım S E Prof. Dr. SİYAMİ ERSEK . E E E TEŞEKKÜR •••••••••••»••••••»•• E • = Kardiolog Dr. AYHAN CANER Op. Dr. Sümer Tercan VE ve kıymetli çahşma arkadaşlan i 1 zz E Ş s = İ; Süreyya ATAMAL J | 2 Almanyada mesiekî ince • 2; lemeler yaparak yurda dön J * S müs ve hastalarım kabule <, S başlamıştır. '> j; Sıraselviler 69. TAKSÎM <> = Telf: 44 57 44 I Kardiyolog Dr. Sümer Karamustafa'ya minnet ve teşekürlerimi sunarım. Arneliyattan sonraki bakım devresinde yardı'mlarını bir dakika olsun esirgemiyen Hemçın» Cahide Avşar. Miinurp Ci naloğlu, Ayse Arda ve Aysen Sayar'a hayatım Dovunca minnettarım. DR. HAZIM Bl M»v Cumhuriyet 1843 ••••••••••••••••••••• nıımıııııııııııımıııııııııııııııııııııııuıiiiııııııiiiıııııııuııııııııııııııı.^
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle