16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 2 Şubat 1973 OMUMCU fcJ5»MDAN D»ı F HAYATIM B " ''"MAKSAT MDlMLAfrMASl itf H&UflMlH İKİ OHLufcl X KlÇl KALKMA1 OîüjillMtP iÂZıMilOA .. DEM£K AMA $(L PİfyftP/E $ * OlUltyJN (ü(L juluU fOllâlı « t t * 7 EJuy^K RâNV^ $A6 K A5LANİ.ARA. MUHTAl SIS IÇINDE BEHZAT AY'IN ROMANI 22 Yastığı güçle sıkıp kucağına doğru çektl, sım sıkı sarıldı. Kendine doğru bastırdı, bastırdı... Me meleri ağrıyıncaya değin yastığı bastırdı. Yastığı Besim'in yerine kojuyordu. Kasıkiarına yavaştan bir sancı ç6reklendi. Kendinden geçmiş bir durumu vardı. Dudakları yarı açık, gözleri kapahydı. Öylece kaldı. Sonra sessiz sessiz ağlamaya bajladı... Sevil de gecenin uyuyanları arasına girdiffn. de, nerdeyse gafak sökuyordu *** Nesrin, bir düş görüyordu: Besim'le Sevil bir orman lçindeydi. Elele tutmuşlar, yavaş yavaş yürüyorlardı. Kendisi onları izliyordu. Onlar izlendiklerinden habersiz, ağtr ağır yürtiyoriardı. Nesrin peflerfodeydi. Onlar yürüyoriar, Nesrin jrürüyordu... Onlar yü rüyeuiar, Nesrin yürüyordu... Böyle o kadar uzun gittUer Jri, Nesrin'ın dizleri yoruldu. Amı yâoe dc peşjertni bırakmıyordu... tzliyordn onl*n .. En sonunda, büyuk bir çam ağacmın dibinde Besim'le Sevil durdu ve oturdolar. Nesrin, başka bir çam ağacuıın dibint, bir bafka çam ağacuu ciper alarak oturdu. Gizlenerek bakıyordu. Besim'le Sevil hiç bir şeyden htbenizdUer. Biribirlerine yadanınıîlardı. Konaşuyorlar, konuşuyoriar. tonufuvorlardı... Nesrin. konu?malannı dtıymak üasre, binz daha yaklaşb onlara Ve bir baska çamın arkastna gizlendl. An», konuşmalannı jrln* duyamıyordu. Biraz daha yürUdU. bir baçkm ç*mın arkasına gizlendi. Ylne olmadı, bir öndeki çamın arkasına gizlendi. tfte çımdt duyuyordu .. Biribirlerıne neler neler soylüvorlardı hele. Besım, Sevil'e. yıllar önce kendisine söyledöderiae yakın şeyler söylüyordu. Konuşmakla kalmıyorlar. kucaklaşıyorlar, birltirlerine sanlıyorlardı... Ve daha üerl gldlyor, dudak dudağa da eeliyorlardı... öpUsüyorlardı. Nesrin, yavaş yavaş üerledl. Onlar sevl oyunlanna dalıp gitmişlerdi... Nesrin bıras daha yaUaşh. Kendini gOrmelerinl istiyorthı Kf B onlar g6rmüyorlardı. Hep sevişiyorlardı. Sevişiyorlardı, sevışlyorlardı, sevişiyorlardı... Akçara karanlıgı bastırmıştı, gene sevişiyorlardı. Bıkmadan, usanmadan sevişiyorlardı Ara vermeden sevişiyorlardı... Sevişme sarhoştuğu, sevişme umursamazlığı içlndeydi'er . Nesrin, dayanamadı, ayağının önünde duran torlmıs çam dalmı aldı ve agır agır Türtldü .. Tam başlanna geldi. öksürdü yalandan. Yine ha berlerl olmadı. Yine öksürdü, onlar yine habersızdiler Nasnn'in öksürmesınden. Yüksek sesle, yalandan bir daha öksürdü ünlar yine duymadılar. Bakın bana! dedi, dtrymadılar .. Sopayı kaldırdı, ilösinın de omuzuna gelecek biçlmde ındırdı. îkisi de ürkeren sıçradılar. Bu kez Nesrin daha çok suıirleoâi. eliodeki dalı vargucüyle vurmaya başladı.. Durmadan vuruyorâu. Elindekı dal perça P*rç* oldu... Gözlerl gbrmez oldu. Besimle Sevil. ormanın içinde yıtip pittüer Nesrin bir ba$ma kaldı. Karanlıkta bir başına kalakaldı... Orman ufulduyor, korkunç sesler çıkarryordu.. Şaşırdı. Koşmaya başledı. Bagırarak koşuyordu. Besim diye bafınyordu. Besım nerdesinl diye Unlüyordu... Nearın, kendi sesine uyanmiftı... Yatakta düşündU k&Mı. Gördügü dtt$ten ber De kadar bıraz korktuysa da, sanki boçalmı« gibi bir durumu Tmrdı. BesimTe SerU'e vurdufa çam dalmın kınklan ssnki yatafm içine, dıvanın önüne, halının uzerine döKttlınii» gibıydi.. Saate baktı, sabmtun atasıydı.» Yatagmdan kalktı. IX Sabahleyin yağmur yağıyordu. Otobüsten indiler. Sevil: «Sabah Kadıkby'de yağmur yağmıyordu. Şemsıyeyi almadım,» diyerek Besim'is açtıtı şetnsiyerun aJtına girdi. Öteki öğretmenler önden yürüyorlftrdı RUzgâr esiyordu. DeŞi»ik sesler çıkanyordu. Şemsıyej'i güç zaptediyordu Besım. Kü?gârdan SevU'in eteği kajkıyordu. Bir de eteğlni düzeltme işi çıkmıştı yagmurda rüagârda yürürken. Zaten güçtükle yürüyor, nefesi kesilıyordu. Bacakları da ıpısıak olruuştu. Yine de yolun uzaraasını ıstiyordu ikısi de. Kestirmeden degil, dolambaçlı vola captılar, < t yerden gMelim diye... Ve yolda, sanMe ki gorUçmeyell aylar geçrniş gibi Konufnycrlardı.. Okula geldiklerinde ders eıli ç&onifO^ •»!>,, nun Jçin. öğretmenler odasmda oyalanmadan dersanelerine girdiler. Ders arasında Besim, oğretmenler odasına gitmemiş, öğrencileri salona çıkanp keadisl dersanede kalmıstı. Kalorıterin radyotörüne dizlerıni dayamış, pantolonunup p»çannı kurutttyordu. «DenHin nr) tlrk Sineması'cda yirmi iki yüdan beri senaryocu, yönetmen, yapuncı olarak görev yapan, luOtin üKrinde Iılm çenren. KemaJ Film'ın ve Sedeo Film'in sahibi Osman P. Seden, fılmcıliğımıze ilişkin sorunlan ve çözüm yollannı şöyle sıraüyor: « Törk Sineması bir bnnabm geçiriyor nm? Geçiriyorsa nedenleri?» I ' Türk Sineması nereye gidiyor?,, « Bunalım ölçüsünde geçirmiyor. Sadece film enflasyonuna gidildiğine dair belırtıleri var. Bence Türk Sineması ryiys gitmektedir. Gitmenuş olsaydı, bir şey yanlmaz. hakkında söz edilmezdi. Dışan çıkıyoruz. Şim dilik kamşulanmızdan Işe basladık. Türk Sineması, birikl milyon lirahk sabş yapmış. Dışardan talep yagmaya başladı. Enflasj'OC tehlıkesi var, fakat krus yok.» « Bugüne kmdar Sinema Kammu neden çıkmadı?» « Türkiye'de bir çok şey lüzumludur yapılmaz, lüzumsuzdur yapüır. Sinema Kanunu'nun ne getireccjtini bilemem. Kimler hazırhyor, bondan da haberim yok. Bence sinema bir kanun işi değildir, kanunla yönettlemez.» « TBrk Sineması'mn dftnymdaki yeri?» « Dış ilişkflerde gelişmeler olmustur. On yıl bnce film çevinneğe Avrupa'yjı, Afrika'ya gi deeeğiz dendi mi, gülerdi herkes. Şimdi bu ış oyuncak halıne geldl. Dünyanın her yerinde Türk filmi çevrüebiüyor. Eakiden değil Istanbul*un djsma, stüdyodan sokağa bile çıkılamazdı. Dış ülkelere satılan H!m lcimlz sayesinde de önemli bir merhale aşılmıştır. Müniiı'te Türk lilmlerinl geçen sinemanm kasiyeri bir üniversite öğrencisi, bizitn yapımlar için «Al man filmlerinden on kat daha iyi» dedi. Oysa bizimkiler süprüntü fümleTdi. Demek W, biz daha iyiyiz bu mezbelelikte. Biz de bir halta zor oynayan bir TUrk filml, Yunanlstan'da UçdOrt hafta oynuyor. Avustralva, Amerila TUrk fflmi istiyor. Hol landa, Beiçika da ayni şekilde... Birazcık ilgi sösterilse. yapılacak ivi seylere engel olunmazsa. ihracata prim verilse. çok daha ij'i sonuca erişilebilir. Eleştirmeciler. ithal edilen filmlerden Türk filmlen daha İvi, diyor. Bir dereceviz TUrk filml olarak. Türk filmi bir değer buKün. Tanju Korel'üı avantür filmi, ithal Ringo'lardan daha iyi. Fotograf makinesiyle film çekiyoruz ama, yine de iyi oluvor. ömefiin eeçen yıl covirdiSimlz «Cilâlı tbo Almanya'da» filmindeki sahneler Alman filmlerin<?e bîle yok » « Devietin «'remayla HlşIdsi nasil olmalı?» « Ortak • vapımlann hükümet kontrolu altmda çevrilmesl perek. Neeatıf kaçırıyorlar dışanya. Sonra filmi dısarda bastıno onbe? devlete birden satıyorlar. Türkive'ye on kurus yaran yok bu işin.. Bu alanda sıkı kontrol yapıhrsa. TUrk ekonomısine de büvük yardımı dokunur. Bir de devlet yöneticilerinin sinemava sahip çıkması dâ vası var. Sin^nanın ne derece büvük eğitim aracı olduğunu anladıklan an, dftvarun yarısı halledilmlş olacaktır.» « Sinema Enstitü?!' ya da Akademisi açılmalı mı?» « Güzel Sanatlar Okulunda sanat tarihi ö|renilir, resim tekniği ögrenilir. Kabillyeti olan ressam olur. Sinema okulundan sinema dehası çıkt'.gı görülmemiştir. Sinema kültürü çok gerekli. Fakat filmd okuldan yetişmez.» « Neden btrbirine benzer konuda film çevriliyor?» « Yapanın utanması gerek. Yurdumuzda utanmar adam çok olduftuna delftlet eder. Kendl kendini tekrarlamak b'aska, baş kasınınkini tekrarlamak yine başka. Bizde kendini tekrartayan o kadar çok.. tşln içinden kimse çıkamaz.* < Star sistemine taraftar mısınız?» « Star sisteminin yaratıcısı, günahkân hepsi bendenizim. t>i halt ettiğimi zannetmiyorum.» Oahiliye MfltebMsın D OK TO R yönetmen Oeman F. Seden Osnun F. Sedenin yönettiği «Çah Knşn» fUmlnde Serpil Gül, TBrk&n Şoray ve KarUl Tıbeu OSMAN F. SEDEN: "ORTAK YAPIM FİLMLERt, HÜKÜMET DENETLEMELİ 59 « Türk edebiyatı kavmk olur muî» « Türk edebiyatına değer veren adlann, sinemaya başka gozle bakmaları ve yararlı olmaları gerekir. Edebiyata lâyık olanlan kastediyorum tabü... An c&k TUrk edebiyatı, çok geniş bir kavramdır. Fecriâti, Tanziman gibi komik şeyler, sinemaya bir şey getirmez. Türk edebiyatına onur veren bir surU isim var. îki tarafın da kompleksten kurtularak bırbınne daha ınsancü gözle bakması gerek. Reşat Nuri Güntekin'in «Çalı Kuşu» ve «Akşam Güneşi» rjmanlarını sinemaya uyguladık ve bunun çok yaranm gördük.» « Türk Siheması çagda* seviyeye nasıl çıkar?» « Türk toplum ve ekonomlsinin çağdaş toplum ve ekonomiye ulaşacağı gün sinemarru» da ayni düzeye gelecektir. Türk seyircisi, dUnyanın en İyi film "seyırcisidir. Yılda 500600 filml önüne sırahyor ve hükUm veriyor. Yabana ve srerll en iyi eleştirmendır Sinema bizde y»zır. «n UCUB eğlence. kıçın da en iyi ısınma aracıdır. Kaide haline gelmiştir. Hakaret degil bu... Tezek yakılan bir Ulkede halkm dört saat ısındıfı sinema, elbette ki çok önemlidlr. Bu nedenle sinemayi toplumun bı> lunduğu seviyede aramalıyız.» « Film festlvallerl yararü mı. degil ml?» « Manav deyimleriyle llgfll degilim. Portakal badem, koza bana gRre degil. Evin alış verişini hanım vapıyor...» 4 0 Yıl Önce Cumhuriyet 2.2.1934 • • • MALKDÇOĞLU yazan veçizenrAyhan BAŞOGLU KILIÇ ARlHt yazılan ile tanmBUHRAN KELİMESİ mış yazar "M. Turhan Tan, Başhğımızda kullandıgımız alabiMiJine ketlfne hakkında bir flkra yasenra yımladı Bu fıkradan şu parça köklerini araştırarak bir tıp ka lardı. Son yıllarda bu tatsız kemusu vücude getırirken buhran lime o kadar urnumüeşti kı heyı aynen alıyonız: kehmesini de kullandı fakat he«Buhran kelimesi bütün mil kıınlerin dilinde kalıp halkın pımizin ağzında âdeta su hafıfliletler kamusunda en şişkın bir ağzına düşmedi. Gazete sütun ği aldı. Hangi konuya değınsek kolayca dilimizden dökülüvenanlamm adıdır. O kelimenin lanna geçmedi. yor. Dün de bir arkadaşımız çerçevesme girmeyen nesne yok Bu kelimeyi lisan bünyesine kitaba olan ıağbetsızligi ifade gıbı. Para buhraru. ts buhranı. Alış veris buhranı. Hizmetçı ahştıran Fuat ve Cevdet Paşa etmek için (kitap buhranı) tabuhranı va herşey buhranı. Türk lardır. Bu iki zat 1885 tarihinde birini kullandı. Yaa Molla GUçede bugunkü mânada kullanı malî duruma daır bir rapor ka rani ile Fatih Sultan Mehmet lan (Buhran) kelimesi eskiden leme alırken fransızca (kriz) arasındaki bir konuşma ile soyoktu. Ne Naima efendi. Ne kelimesi için karşılık aramışlar na ermektedir. Evlıya merhum. Ne Kitıp Çe ve haylı buhranlı bir münakalebı, cıltler dolduran yazılarında bu kelımeyı bir kere olsun # BUNDAN bir süre önce Tahran'daki Dilküşa Sarayının kullanmamışlardı. Tıbbî terımbahçesinde 500 oğrenciye ödül dağıtılırken ödüllerin lerın Turkçeleştinlmesi için yüz Nadir Şah'ın katili. Abdülhalik, askerî bir kıta tarafınsene kadar önce kurulan bir kodan süngülenerek idam edilmittir. T YARIN: HALİT REFİĞ DİŞİ BOND TİFFANY JONES A4ASEAPLuBf R Jcee ÛCCETİ, BtSLENl ıSOO GARTH <3İT Mustafa özdiler Lâleli Mesihpaşa Cd. N o : 11 : 27 88 40 KAY1P TC. Ticaret Bakanlığı Teşvik ve Uygulama Dairesi Genel MudUrluğünun vtrmtj olduiu 21S). 1972 tarlh ve TUGM/50243 noJu Döviz Tahsis Belgesinl zayi ettim. Hukumsüzdür. Isrlyo: VlENİZl Z S YE.B ATACAN TDHAFtTE HASAN AFACAN (Cumhuriyet 847)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle