13 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 30 Aralık 1973 aznun başlıgı biraz ozan'ca olmıış, dlyeceksiniz belki. Doğru. Ama ben bu pazar sohbeti için isteyerek seçtim bu başlığı. Zira Ikl güu sonra yıl dönecek, 1974'e gireceğiz. Rahmetli İnönü adım atmak istemedi bu yıla. Zarnanca uznn, anlamca heybetli olan ömrünün son yaprağını 1973"te kapadı. Gidişiyle, Cumhuriyet tarihinden ve Türk toplumundan biiyük bir parça götürerek ve yerinde geniş bir boşiuk bırakarak. Sanki bir Ararat, sanki bir Erciyeş dağımn bir anda kökünden budanıp gitmesi gibi. her an duyulacak bir boşiuk. Büyük meziyetleri, seçkin ve belirgin bir kişiliği olan înönü'nün, her ölümlü insan gibi özellikle politika yaşamında yamlgılan da olmuştur. Ama ölümde kiısurlar bir yang. itilip büyüklüklerin hakkını vermek, gerçek insanlıi gereğidir. Bazı aşağılık yaratıklar müstesna olmak üzere. büyük Türk ülusu onun hakkını verdi, ve verecektir. Meziyetîeri çok üstün olan büytik bir devlet adamı oiarak tarihe geçecek, îaonü. Çok şey yazıldı ve yazılacak. göçüp giden bu tarih parçası içln. Yukanda «Başlık biraz ozanca oldu» dedim. Smyorsunuz, gün, ay. yıl gibi zaman birimlerini ozrnlar. yazarlar. çoğu zaman, bir romanm yapra'darına benzetirler. Bu roman, urun veya kısa, vs = intılı veya biteviye, zengin veya yoksul, mutIu reya mutsuz olmak üzere, herkese göre değişer insan yaşamınin romanıdır. Yaprakları çev.ü!e çevrile biter bir gün. Yeni yaşamlar filizle'nir ve böylece birbiri üzerine istiflenen yeni romanlar yazılır «zamansın yapraklarına. Bu romanların hepsi, tıpkı parmak izleri gibi. ayn ayrıdır; birbirine benzemez bunlar. Yeryüzünde ne kadar insan varsa o kadar ayrı parmak izl olduğu gibi. her insanın da kendine özgu bir yaşam romanı olur. Bununla birlikte hangi ülkeden, hangi ulus veya ırktan olursa olsun. insan ömrünün birtalam ortak yazgılan, ortak noktaları vardır. Toplumsa! yazgıdan değil, tek insandan söz ediyorum. Bu ortak noktalardan en önemlisi romana benzetilen ömrün yapraklarının iltt yıllarda çok vavaş dönmesine karşılık, sonralan hızlanmağa başladığı izlenimidir. Hele romanın sonuna dofm sanki sert rüzgarda bir yel değirmeninin birbirini kovalayan kanatlan gibi, birbiri üzerine devrilmeye başlar, bu yapraklar. Her yaşh insan, kendinden 5 10 yaş küçük olanı daha genç görür. Rahmetlj İnönü son zamanlarda kendisini ziyaret ederüerden birine yaşını sormuş. «Paşam, yettniş beş» cevabını alınca: «Gençliğinin kıymetini bil!» diye ögüt vermiş. Oysa Paşa herhalde o ziyaretçiden çok daha gençti, kafa bakunından. Y Olaylâr ve gönişler Şu Ömrün Yaprakları Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU Inğn» başlıklı şiirinin bir yerinde, gittikçe hızlanan yıilar içiı bakınız ne diyon «\eler yok o halının örgülerimie neler / Hayatımı o örgülere bir rcsim gibi nakşeden seneler / Önce yavaş, sonra hızlı tüker.en mumlar gibi yana yana / Katılmış gitıniş dönüşü olmayan zaman kervanına.» Katılmayan var mı, baslangıcı ve bitimi olmayan o sonsuzluk kervanına: İşte İnönü de katıldı. Bütün sorun, kervana, tıpkı onun gibi, kafa ve gönül ışığını yitirmeden katılmakta. Eğer bitirilecek öRemii ışleriniz varsa (Dünya işi biter mi?). veya insanlan seviyorsanız (İnsanlar sevilmez mi?). ya da âşıksanız (Seksenine yakiaşan Goethe âşık değil miydi?), ya da politikaya vurgunsanız (İnönü büe vurgundu) o zaman, şu yapraklann dönmesi dursun, roraan biraz daha sürsün istersiniz. Goethe ölürken «Mehr Liclıt» (Biraz daha ışık) deroişti, yanındakilere. İnönü «Hükümet kuruldu mu?» diye sormuş. Ömrün aşamalanyle ibadet vakitleri arasmda paralellik kuran başka bir ozan, «Beş Vakit» başlıklı dörtlüğünde, sonuna yaklaşan ömür akışının giineşe yakınlaştıkça hızı artan kuyruklu yıldızlar gibi çabuklaşuğını ve sonra bir gönül rastlantisı yüzünder bu hızın kesilmcsi doğrultusundaki özlemini şöyle dile getirmiş. «Sabab uzun sürdü. oldu öfle, hızlandı ikindi /Sonra ne çabıık kılındı »kşam!... derken / Altın bir ırmak çıkıverdj karşıma, tam ben mor dafUrm ardında sonsuz yatsıya hazırtanırken. / Ne tuhar!... Dağa yaslanan solgun giineş çabuk batmasın istiyonım şimdi.» Elindeyse batırma, «sonsuz yatsı»ya giden solgun ömür güneşini! İş ömür romanmın yapraklarmı durdurmağa veya yavaşlatmağa uğraşmakt?. değil, (çünkü olanağı yok), mor dağın ardında son ısın parçacığı da kaybolup gidene değin. ışığı yitirmemekte ve ömürden bezmemekte. Fuzuli bir şirinin basında şöyle demiş, neredeyse 450 yıl önce. «Öyle sermestem ki idrâk etmezem düııya nedir / Ben kimem, saki oUuı kimdir mey ü sahba nedir? / Gerçi canandsn dili «eyda için kâm isterem / Sorsa canân bilmezem kâmı dili şeydâ nedir?» (Öyle sarhoşum ki, dünya nedir, ben kimim, kadeh sunan kimdir, şarap ve arkadaş meclisi nedir? Akıl erdiremiyorum. Gerçi deli gönül için sevgiliden isteciiğim dilekler var. Ama sevgilim sorsa, deli gönlünün dileği nedir diye onu da bilmiyorum.) Az aşağıda şöyle devam ediyor: «Hikmeti dünya rü nıâfiha bilen ârif değil ' Ârif oldur bilmeye dünya vü mâfiha nedir?/Ah ü feryadın Fuzuli ir.cidüpdür ilemi / Ger belâyı aşk ilc hoşnud isen kavgaa nedir?» (Dünya ve ötesinin gizli nedenini bilen kişi anlayışlı değildir; arüayışh kişi odur ki, dünya ve ötesinin ne olduğunu bilmeye. Ey Fuzulî, senia çığlıklann herkesi rahatsız ediyor. Eğer aşk bölâsından memnun isen, bu yaJunma nedir?) Kendisinden ve yöresinden yakınan «Şikâyetname» yazarı koca Fuzuli, sıra aşka gelince, yaşammdan memnun olduğunu, dolaylı oiarak itiraf ediyor ve yakınmalariyle sevgilisini rahatsız ettiği için. kendi kendini eleştiriyor. Şu halde gönlündeki ışığı yitirmeyen ve ömrün yapraklarının çabuk dönmesini istemeyen ozanlardan biri de o. Ama sonunda o da >*zgısına boyun eğdi ve ömür yapraklannı bitirdi. Kocamustafapaşa'dan Boşaziçi'nden, Süleymaniye'den, Erenköy'deki bahardan da rervkli ve eşsiz tablolar çizmiştir. Ne var ki, oralarda yaşayanların sorunlarma eğilmeyi sanat dışı sanmış ve ömrüniin sonbahannda «hulyâ»sı kalmadığı, bir ülküsü olmadığı için, bu sonbaharı sürdürmeyi «beyhüde» (boş) saymış, bunun bir an önce bitmesini düemistir. Bu bir karam?arlıktır. Geçmiş zaraanın Türk Osmanlı dünyası üzerinde olduğu kacîar, kendi iç dünyası üzerinde de söyleyecek'.erini tükettiğinden ve başka insanlar için bir diyeceği olnıadığından, ozanın artık bir «hulyâ»sı kalmamış ve Yahya Kemal, ömür romanının son yapraklarını işte bu nedenle karamsar mısralarla bitirmiştir. Biz ömrün 1973 japrağını. ir.sancü Alman ozanı Câsar Flaischlen (1B64 1920Vin «Gönlunde Güne^n Olsun» başlıklı iyimser bir şiiri ile bitirelim: «Güneşin olsuı> gönlunde, / Kar bile yağsa, ya da fırtına ol&a, / Gök bulutlarla / ve düriTa kavca Ue dolsa! Güneşin olsun jrönlünde, ,' O zaman gelsin, ne gelirse! / Doldurur ışıklarla / En karanlık gününü. Bir şarkın olsun dudaklarında. / Sevinçli nagmelerie / Seni çünlük tasalar / Bunalıma bnğsa hile! / Bir şarkın olsun dudaklannda, ' O zaman gelsin, ne gelirse! / Yardım edcr savuşturmağa / En yalnız ffünanü. Başkalan için de bir diyeceğin olsun / Tasad* ve bunalımcîa. / Ve ne ki senin kendi rnhunu senlcr.direcek / Söyle onlara da. / Bir şarkın olsun dudaklarında, / Yitirme sakın >"üreklilisini. / Güneşin olsun gönlünde / Ve her şey iyi olacak! Bu şiirin Almancasını birkaç ay önce bana değerli yazar Rauf İnan iütfedip eöndermişlerdi. Kendisine yürekten teşekkür borçluyum. Yukanki çeviriyj Yeni Ufuklar Dergisinin Kasım 1973 sayısından alıyorum ve bu yıhn son yaprağını penceresi denıir kafesli dört duvar arasında çeviren sanat, bilim ve düşün adamlarına yolluyo rum. Onları içtenlikle düşünerek ve sabırsızlıkla beklediğimiz bir genel af ile bir an önce özgürlüklerine kavusmalanm yürekten dileyerek. Şu ömrün son yapraklarını bı ülkede böyle dileklerle çevirmek zorunda kalmak gerçekten hazin olsa bile! KLTLAMA: Yeni yıl ve ardından gelen bayram, vatanımız, tüm halkımız ve sevgili okurlanm için kutlu ve mutlu olsun. Bu dileğim. bana tebrik yazmak inceliğinde bulunanlarca lütfen cevap oiarak kabul edilsin. Ayrı ayrı cevap ya»mıyorum çünkü. H. V. V. 'Okuyucu Mektuplaii Okul ve öğretmen istıyoruz Şahsi. ailevî ve toplumsal dertlerin çokluğuyla, maddi vç pSfc. kolojik problemleıin ağırlığıyle ezilen bir toplumun bir ferdi oiarak sesleniyorum... Hemen hemen, bütün üniversite ve akademiler yeni ders yı .işin. çaresine bakalım, ya bu tür ekulları bir bütün halindç toplına başladüar Fakat, maalesef layacak bir üniversitenin temelbizim okulumuz ve aynı durum lerini atalım, ya da başka uyda bulunan diğer bazı okullar gun çareler arayalım demedi. yeni ders yılına başlayamadıDaha dogi"usu, dedi de . şesini lar. Yeni Üniversite Kanunu, duyuramadı.' hoca tedariki için zaten kısıtlı Bütün bu moral b<feucu şartolan olanaklanmızı iyice kısılar altînda dahi, • gajreti elden, yor ve varolan sayısız problemlere rağmen, içindeki çahşma . .bırakmslyar» bizlere, yeni sorunve öğrenme azmi kınlmayan lar' doğurulmaya başlandı. Kıyüzlerce genç okulunun açüma saca, okuma azminde olan gerçek talebelerin varlığını unutsını bekliyor. madsn, onları bir an e\"\rel okul Okullarımızın elinde, toplarrf. larına' ve değerli höcalarına kaders saatlerimizi dolduracak sa Vuşturmalarmı, ilgili kurullaryıda hoca bulunur ve buna rag dan rica ediyorum. Saygılar. men bizler başka fakültelerden Galatasaray tktisat ve hoca çağırmakta ısrar edersck, İşletmccilik Yüksek ancak o 'zaman böyle bir karar ahnabilir. İçinde bulundjyğuÖkulu öğrencisi muz durum ise, değil böyle bir (İsîm saklı) karar, bilâkis tam bunun ^ksi teşvik edici kararlar almayı gerektirir. Mantık ve hak bunu emreder. İCİŞLERI Ben, okulumuz devletlesip ÎTİ Akademisine bağlandıktan aonra, hileyle değil, hakkımla" al BAKANLIĞINA dığım puan karşılığında kaydımı yaptırdım. Ve dışardan ge AÇIK MEKTUP len satıcı seslerinin, otomobil seslerinin, v i . seslerin giirüftü"Sayın Bakan, sünde derslere devam ettik ' ve T.C. İçişleri Bakanlığı Huüçüncü sınıfa geldik. Ve şimd^susf İdareler Zat Maaşlan ye kadar kimse çıkıp da, bu oSandığı idaTesi Kurulu Başkul; bina ve semt oiarak verimkaalığıhd'an 3 ayda bir dul li ders yapmaya engeldir. Bu maaşı alan ^hasta ve yaşlı bir hanımın vekiliyim. Eylül, ekim. kasım üç »ylığının l ödenme zamanı 1 eylül 1973 SİRKECİ iken. 19 ekim 1973 tarihinde (49 gün gecikme İle) ödcnGARI di. Ömürlerinin son yıllannı süren az maaşn yoksul ve Gazetenizin 3.7.1973 güri ve yaşlı olan bu insanlan gün17570 sayilı nüshasının 2. sahilerce banka kapılarında süfe. 6. sütununda «SİRKECÎ GAründürmek çok acı ve üzüRI DEMODE OLDU» bashğı ile cü olmaktadır. ,1973 arallk çıkan yazı incelenmiştir. Sirkeocak ,ve şubat 1974 üç ayci'de modem şekilde yem hif lık'Tnaaş zamanı . gelmiştir. ga r binası yapılması konusunda Bu gecikmelere sebep olan, Istanbul şehri nâzım plan çagörevlerİDİ zamanında yaplışmalarının sonuçlandırılmasımayanları .gerekiyorsa cena intizar edilmektedir. zarandırmarnzl1. gecikmeyi Ancak, bugünkii gar binasımn cnleyici tedbirîerin alınması da yolcularımıan ihtiyaçlarını için llgililere gerekli emri karşılayacak ve modern . hale vermenizi mı kurumdan maaş getirilecek sekilde, bütçe imkân alan emekli dul ve yetimler larımız ve teknik olanaklar nisadina rica ile saygılarımı betinde gerekli onanm çalış'masunanra. larına başlanmıştır. İHSAN ILBAŞ Bılgi alınmasını arz ederiz. 1672/1 Sok. No: J5/2 TC DDY tŞLEmiESt .. .Karşıyaka / İZMİR GENEL MtDtRLtGÜ Karamsarlık; İyimserlik Buna karşıhk ömrünün son yapraklarından bezginlik duyduğunu saklamayan (oysa yaşamına çok bağlıydı) Yahya Kemal. «Düşünce» başlıklı şiirinin sonlarınd'a şöyle diyor: «Gördöm ve anladım yaşamak mâcerisını, / Bâkiyse ruh eğer dilemezdim bekâsını / Halvâsı kalmayınca hayâtın ne zevki var? / Bitsin, luyırlısiyle, bu bcyhude sonbahar!» Kendi aç'.sından bılki doğrıı söylüyor Yahya Kemal. Çünkü o, geleceğin ozanı değil, gev mişin ozanı, toplumun ozanı değil, kendi bireysel dünyasının ozanı olmayı yeğlemîşti. Mısıalarıyle bize yalnız tarihten değil, ÜsVüdar'dan, Gönüldeki Işık Kendi ömrünü koca bir meydan halısına ve d.urmadan akıp giden yıllan da. yana yana eriyip bıten raumlara benzeten bir ozan «Havat Yolcn İNÖNÜ'NÜN SON BAŞARISI. OKTAY AKBAL Evet Hayır 7 Günün ardından Huzıır Getirmeyen «1973» Giderken.. 1973 yıh girerken vaadettiŞi huzuru getirmediğinden arkasıncfan kimse gözyaşı dökecek değildir. Girdiği günlerde, Vietnam savaşının sonu görünür gibi idi, nitekim 27 ocakta, Pa ris'te Amerika, Güney ve Kuzey Vietnam ile Vietkong arasında ateşkes anlaşması imzalandı. 1972 kasımında seçimi ezici çoğunlukla kazanan Nixon da, 20 ocakta ant içerek ikinci dönera görevine başladı. Bu Nixon, ^972 yılında Sovyetler ve Çin'i ziyaret ettiğinf natırlatarak, 1973'ün 6!e «Avrupa Yı lı» olacağını söyledi ve Avru pa'ya yapacağı gezi için Avrupalı liderlerle ikili temaslara başlandı. Nisanda Kissinger savunmayı ticarete bağlayan «Ye ni NATO» planını ortaya attı. Watergate skandalinin meydana cıkması ve «Yeni NATO» plı nının Avrupa ve Japonya'da soğuk karşılanması, Nixon'ın Avrupa gezisini engelledi. Bundan sonra da bir takım gelişmeler, hele Ortadoğu savaşında Nixon'ın tutumu Amerika i!e Avrupa arasındaki ilişkileri daha ö*a bozdu. Brejnev'in haıi rarvda Amerika'yı ziyaretiyle Sovyetler, Amerika'ya daha yakın gelirken, Avrupa, Amerika' dan uzaklaştı. Amerika. Çin ile de iyi ilişki sürdürmüş, fakat Çin ile Sovyetler 1973'te «Soğuk Savaş. dönemi günleri ni yaşamışlardır. erçekte biz birbirimizi seviyoruz. Bunu anlamak için büyük acılar, büyük sevinçler gerekiyor. Büyük tarih anlan .. Tek bir vücut gibi oluyoruz, ayrılıKlar, düşmanca duygular, öfkeler, kırgınlıklar yok oluyor. ÖzeılikJe ölümün gölgesi düştüğü zarr.an üstümüze . Bunu Înönü'nün ölünıünde yeniden yaşadık, duyduk. Butün ulus tek bir insan gibi üzüldü, ağladı, •iuygulfndı bu ölüm Karşüincia. Ya.şı doksanı bulmuş bir yaşu dt'vlit adamım yitirmek bir anlamda doğal bir olaydı. K'şil^r sonsuza dek yasamazlar. Bir politika adamımn eüi altmış yıl ulusunun hizmetinde çalışması yeterli bir mutluluktur, bir oaşarıdır. Bu bakımdan İnönü görevini yapmış, tarihm yap. aklarına daha yaşadığı yıllarda geçmiş bir kişidir. Böyle birine ölüVTte yapâbiHr?' Dofal yaşamınBiHşldirbu, okadar... olan înohütiün ölüMünOn"büttln Vtfftta; »bütün* yurttaslaraa yarattığı ortak duygudur: birbirimize yaklaşma, bir acıda birleşme, ulus olduğumuz bilincini duyma. Geçen gün Meclis kürsüsünde birbiri ardına çıkıp duyguıarını dile getiren parti genel başkanları bu ortak bilincin en güzel örneğini verdiler. Daha geçen yıllara kadar türlü çatışmalar, tartışmalar, şiddeüi çekışneler geçmişti aralaıında. Kürsüde konuşanlarm hemen hepsi bir noktada «ters» düşmüştü onunla. Kimi başka partilerde, başka görüşlerin ardındaydı. kimi de kendi partisinin içinde... Demirel'i dinlıyorum, belli bir acı var yuzünd2. Ecevit gözyaşlarmı gizleyemiyor. Feyzioglu birlikte çalıştıklan günleri yaşıyor. Bozbeyli, Erbakan, Türkeş her açıdan karsısında olduklan devlet adamımn kisiliğinin, tarihteki yerinin önemini, ağırlığını belirtıyorlar. Bütün parlamento. yurtseverlikte, kahraınanhkta. demokrasi tutkunlugunda, barışçılıkta, savaşçılıkta her zaman önder olmus bir büyük adamın önünde saygıyle eğiliyor... İnönü'nün her krizli anımızda öne atılıp bir çıkar yol bulmasına alışmışız biz. İşte yeniden ulusal birliğı kuruyor. Ölümüyle kuruyor bu birliği, beraberliği... Son dakikalarına kadar hep yurt, ulus işlerini düşünmüş bir kişi. Ne dedi damadı Toker TV'de: Ruslarla Amerikalüar arasmdaki yakmlaşmanın Türkiye aleyhir.e sonuçlar vermesinden kuşkuluymuş. Yeni bir pazarlıkta Türkiye'nin sırtından birşeyler» kopanlmasından . Bir yandan da hükümet in bir türlü kurulamamasmı düşünüyormuş. Kendine gelmce ilk sözü şu olmuş: «Ne kurulmaz şeymiş»... Böyle bir liderin ölümü bir şeyler anlatmalı hepimize. Özellikle politika adamianmıza... Herşeyin üstünde yurt, ulus yararı vardır, particuik, kişisel çıkar hesaplan çok çok daha gerilerde Beş yüz bin Ankara'lı sabaha k?dar İnonü'nün önünden geçmiş. Cenaze törenüıde bulunmak için on binlerce insan Ankara'ya koşmuş. Partili partisiz, seven sevmeyen, beğenen beğenmeyen, ona oy vermiş vermemiş yurttaşlar. Hepsi büyuk bir acda birleşti de ondan. Bir öksüzlük acısında. Hepimizin babası, dedesi öldü sanki. En tehlikelj anda bizi bir sözüy!e, bir işaretiyle kurtaracak kişiydi o. Burda hangi birini "saymalı! Nice nice atılımları, davranışlan. sözleri... Hepsinde de yurduna, ulusuna yararlı olmak istemişti. Herçeyin başında görev sorumluluğn, ulus sevgisi, devlet yaran vairaı onun için. Bizlere. gelecek kuşaklara ders alınacak pek çok şey bıraktı . Hersejin başmda devletin, ulusun çıkan, yararı için kişisel duyguları yenmeji. . G 1973'ÜN ARDINDAN KİMSE GÖZYAŞI DÖKMEYECEK 19/4'E DÜNYA, PETROL BUNALIMI İLE GİRİYOR ASIL KONFERANS, GELECEK AY BAŞLAYACAK PETROLDE VURGUNCULUĞA YÖNELİŞ. Prof. Dr. Ahmet Şükrü ESMER I süren görüşmeden sonra yıldırım konferansı gelecek aya erteîenmiştir. Bu dönemde elde edilen tek sonuç iki taraf askerlerinin birbirinden ayrılma konusunu görüşmek üzere askerler arasında görüşmelere girişilmesmden ibarettir. Mısır ve İsrail askerleri arasında Kahire Süveyş yolunun 101. kilometresinde bu görüşmeler yapılıyordu ve anlaşmaya varılamadığından Mısır çekilmişti. Şimdi 101. kilometredeki görüşmeler Cenevre'ye nakledildi demektir. Mısır sıkışmış, fakat İsraıl'de yarınki pazartesi günü yapılacak seçimlere kadar Golda Meir iktidarı İsraili bağlajncı anlaşmalara girişemiyordu. Asluıda, Ortadoğu Konferansı Ocakta baslayaçaktır. de enerji probleminl cektir. çözemiye Ortakpazar Bunalımı Enerji bunalımı, Ortakpazarı da bunalım içine atmıştır. Pon.pi'dou'nun isteği ile Kopenhag'da toplanan zirvede birleşme yolunda olumlu adımlar atılmış ise de, enerji bunalımı üzerinde ar.laşmaya vanlamamıstır; zira enerji bunalımı petrol ambargosuna, petrol ambargosu da üye ülke'.erin Araplarla sürdürdükleri ilişkilere dayanmaktadır, Araplar «düşman> saydıkları HoHanda'ya ambargo uygularken, «dost» saydıkları İngiltere ve Fransa'yı ambargo dışında tutmuşlardır. Malların üye ülkeler arasında »erbest dola$ma5i ilkesini ileri süren Hollanda, petrolün paylaşılmasın; ileri sürmüs, İngiltere buna karşı çıkmış, Almanya ise, dayanışınada HoHanda'ya hak vsrmiştir. Böylece karar verücmiyen enerji sorunu birkaç gün sonra, örgütün muhtaç olan ülkelerine yardım için kurulacak .bölgesel fon. ve para somnu ile biılikie Brüksel'de Ortakpazarın Dışişleri Bakanları ele almışlardır. Yararla nacak olan İngiltere, ltalya ve İr landa fonun en aşağı 3 miiyar do lar olmasmda direnmişler, en çok para verecek olan Almanya ise 800 milyon dolardan fazla olması na yanaşmadığından, eneıji konu su üzerinde de anlaşmaya van'amanıış ve toplantı * ocak gününe bırakılmıştır. ması zor veya olanaksız birçok kararlar veriyor. 28'inci dönemde 150 karar vermiştir. Günde niı.de olan Arap tsrail savaşını ise görüşmemiştir. Gündeminde olan 110 madde arasında tedhişçiliğin uluslararası tedbirlerle önienmesi konusu görüşülmüş, fakat bir ka rara varılamayarak erteknmiştir: zira kimlerin «tedhişçi. olduğu üzerinde görüşbirliği yoktur. Araplara göre Filistin tedhiîçil^ri • Kurtarıcı», Afrikalılara göre Ro dezya'daki tedhişçiler •ÖzgürKMc savasçılarıdır.^ Bu arada Sovyetler, 5 büyük devletin '(Arr.eriRa, Sovyetler, İngiltere, Fransa. Çinı bütçelerindeki savaş giderlerinden "a 10 kesintiler yaparak fakir ül kelere verilmesini öngören bir ka rarı Genel Kuruldan geçirnıi; ise de, Çin'i hedef tutan bu kararın uygulanma olanağı yoktur. Fropa gandadan ibaret , ».,« ,»...«..» DARÜŞŞAFAKA CEMİYETİNDEN gjj kıymetli bağışçılarından Sayın SABRİYE AKTOĞU 28.12.1973 günü Hakkm rahmetine kavuşmustur. Azlz naaji, 30.12.1973 pazar günü, Valide Camiinde kılınacak öğie, namazını müteakip Edirnekapı Şehitiiğindeki aile kabrinde toprağa tevdi edilecektir. ". , Kederli ailesine, dostlarına ve Darüşşafaka başsaglığı dileriz. Tanrt rahmet eylesin. Cumhuriyet: 10S3S topluluğuna VVatergate Amerikan Kongresi önceki hafta kabul ettiği bir kanunla Watergate olayını soruşturan Senato Komisyonunun yetkilerini genişletmişti. Nixon vetosunu kullanarak bu kanunun yüriirlüğe ginnesini engelliyebilirken, «Beyaz Saraysın açıkladığına göre, «dedikodu olmasın diye» e n gellememiş ve Komisyon, geçen hafta bu kanuna dayanarak Beyaz Saray'dan 481 ses bandı ile içerlerinde evrak kayıt defterleri, çekler, makbuzlar da bulunan bir çok belgenin kendisine teslimini istemiştir. Komisyon, aynca, Nixon"ın geçen yılki seçim kampanyasına büyük katkıda bulunarak süt fiyatlarını arttıran süt endüstrisi ile olan ilişkileri konusunda bütün bilgi ve belgelerle ilgılenmektedir. Bundan başka milyarder Hovvard Hughes un Nixonm dostu «Bebe» Ruboza'ya verdiği anlaşılan 100 bin dolarla ilgili belgeleri de aramaktadır. Komısyonun istediği belgeler arasında Nixon'm 1 Ocak 1970'ten 19 Aralık 1973'e kadar kimlerle görüştüğunü gösteren randevu defreri de bulunmaktadır. Beyaz Saray henüz bu isteklere ce\"ap vermemiştir. Savaştan Vurgunculuğa Kuveyt'te toplanan Basra Körfezinin 6 petrol üreticisi İran, Irak, Suudî Arabistan, Kuveyt, Katar ve Abudhabi petrol fiyatlarına c ı 100'den fazla zam yapmaya karar vermişlercir. Petrolün fiyatı varil başuıa 5.11 dolardan 11.65 dolara yükseltiliyor. Daha üç yıl kadar önce fiyatın 1.80 dolar olduğu hatırlanacak olursa, üç yıl içinde fiyat 6 mislinden fazlaya yükseltilmiş oluyor demektir. OPEC'in (petrol ihraç eden ülkeler örgütü) öbür 7 ü\esi de. ıCezayir, Libya, Endonez>a, Ekvatör, Nijerya, Venezüelâ, Gabin) gelecek ajin ilk haftası sonunda toplanıp, petrol fiyatlarını, Basra Körfezi üreticilerinin fiyatlarına göre ayarlıyacaklardır. Yani petrol savaşı, r petrol vurgunculuğuna çe%rilmiştir. Fakat Kuveyt Petrol Bakam Atiki zamnun «adil ve ölçülü» olduğunu söylemiş «Sattığımız petrolün karşılıgında aldığımız para ile ihtiyacımız olan mallan malzemeyi, yiyeceği, gijeceği, ilâçları, silâhlan ve teknik bilgiyi sağlarnak arzusundayız» demiştir. Petrol satışı, Basra Körfezi üreticilerine gelecek yıl 60 miiyar dolar gelir sağlayacak ve Bakanın saydığı şeylerin tümünü alabüecekler, fakat petrol tüketen ülkelerin hali ne olacak? Savaşın sona ermesi 1974'e Girerken Yeni yıl girerken Amerika ile Avrupa. aralarındaki karşılık'ı ilişkilerine arttk morfası geçmiş NATO yerine, başka düzen aramak çabasındadırlar. Nixon, Sovyetlerle iyi ilişki sur dürüyorsa da, Amerika'd'a bazı nüfuzlu politika adamlan ve haîk buna karşı gelmeye başlamıştır. Sovyet Amerikan ya kınhğından doğan «yumuşama» nın Sovyetlerin yararına oldu ğu iddia ediliyor. Avrupa ise tek sesten konuşabiîmek için birleşme çabasındadır ve bu yolcla bir kaç adım İleri, bir adım da geri yürümektedir. Amerika'dan kopan Japonya, ken dine yeni bir yol aramaktadır. Sovyetlerle Çin de çatışma halindedirler. Sovyetler, 4 yıldan beri «Asya Barış Planı» etikati altında sürdürdükleri Çin'i sarma politikasına hız vermişler ve bu konuda yardımını sağlamak için Breinev, Hindistan'a gitmiş ise cfe, Asyalılar, Moskova'mn arkasından yürümüyor. Avrupayı uzakta tutan Amerika ile Sovyetler, Arapları Israil ile barıştırmak çabasmdadırlar. Arapların Amerikayı hedef tutan petrol savaşı ise, tüm dün yayı etkilemiş ve Amerika'dan ziyade Avrupa'nın hele Japon ya'nın ekorıomilerini zedelemiştir. Dünya 1974 yılının eşiğinne, petrol savaşının yarattığı enerji bunalımı içinde basmaktadır ve yannın ne getireceği kaygısı içindedir. 1973 vaadetlı ği huzuru getirmedi. Samnm hükümetin kurulması daha çok gecikmeyecektir. Bu ulusal acıda buluşan politikacılarımız birleşip hükumeti kuracaklardır. Sen olursan ben girmem, o olursa ben yokum, o bana kızdı ben ona, bu çeşit bencil düşüncelere artık yer yoktur. Böyle düşünenler İnönü'nün öiüm acısı içmde geçirdiğimiz son gunler içinde ulusal yarar, yurtseverük nedir bir kez daha duymuş, anlamışlardır. Milli Şeflikten muhalefet liderliğine kendi isteğiyle geçen ilk devlet adam: odur. Böyle bir büyük insanın ardından, ona yakışan bir politikacı kuşağı yetiştirdiğimizi dosta düşmana ispat etmek zorundayız. Evet, biz ulus oiarak birbirimizi seviyoruz. Bundan daha doğal ne olabilir? Ama bazan yanılgılara düşüyomz, küçücük hesaplar, oyunlar acıyor aramızı sanki uçurumlar varmış gibi... Oysa hepimiz bu yurdun çocuklanyu. Partiler yurt, ulus hizmetindeki değişık öneriler sunan topluluklardır. hepsi yurt ulus yaıarına çahşmakla görevlidir. Öylejse bu krizli günleri uzatmak niçin? Yeni bir genel seçime kadar iş başında kalacak bir hükumeti bir an önce kurmalıyız. İnönü'nün anısına yakışmak için... Ulusumuzu bu öksüzlük, yalnızlık duygusundan kurtarmak için. . Atatürk'ün, İnönü'nün umutlarını, güvenlerini boşa çıkarmamak için... Dünyaya Türkiye'nin sağlam temellere dayandığını göstermek için... Genel Kurul: 1973 Eylülde açılan B. M. Genel Kurulunun 28'inci dönemi aralıkta sona ermistir. îki Almanya'nın da girmeleriyle, B. Mjn evreiisclüği artık tamamlanmı; demektir. San Francisco'da 1945'te kuruld'jJu za man B. M.'in üye sayısı, 51'den ibaretti. Şimdi 135'e varmıj, fakat Genel Kurulun kalabaiıklaşması sakıncalar da doğurmuştur. Aslında, yasa barışın kurulması görevini Genel Kurula değil, Oü venlik Konseyine vermektedir. Konsey ise 5 bü;ük devlete tanınan veto yüzünden felce ıığramış durumdadır ve beşi de anlaş madıkça karar verilemiyor. Öte yandan Genel Kurul da uygulan Vietnam 1973 yılı girerken Kissinger ile Kuzey Vietnam politbüro üyesi Le Duc Tho, Vietnam'da savaşı durdurmaya çalışıyorlardı ve nihayet 27 Ocakta ateşkes anlaşması Amerika, Güney ve Kuzey Vietnam ile Vietkong arasmda imzalanmış, Amerika da askerlerini Güney Vietnam'dan çekmişti. Bu «başarılan» yüzünden Kissinger ile Le Duc Tho'ya Nobel Banş Ödülü de veriimişti. Kissinger ödulünü almiş ve bir hayır örgütüne vermiş, Le Duc Tho ise, aslmda ateşin kesilmediğini ileri sürerek, kendi ödülünü almamıştı. Gerçekten Güney ve Kuzey Vietnam arasında silâhlı çatışma sürüp gittiği gibi, 27 Ocak anlaşmasının diğer maddeleri de uygulanamamıştır. Bildirildiğine göre, yıl içinde 50 bin Vietnamlı ölmüştür. Bu arada, Kuzeyden Güneye 60 bin asker kaydıran (daha önce Amerikalılara göre 145 bin, Güney Vietnama göre 300 bin asker de varmış) Kuzey Vietnam'ın büyük bir taarruza geçmek üzre bulunduğu bildirilmektedir. Bu haberler üzerine Kissinger ile t * Duc Tho, geçen hafta yine Paris'te buluşmuşlar ve 1973 başında «durdurdukları» savaşın tekrar başlamasını önlemeye çalışmışlardır. Fakat 1973 yılı sonundaki çabalarmm, 1973 başına dek çabalarından daha başarıh olacagı da söylenemez. Aslında Nixon Kbvaşı «Vietnamlaştıracağınıj) söy lüyordu. İşte «Vietnamlaşmıştır.» llâncılık: 518110833 ETİBANK GENEL MÜDÜRLÜĞÜNDEN Teknik Eleman Âhnacaktır inşaat Dairesi Başkanlığımızda çahştınlmak üzere 857 sayilı kanun iie ek ve tadillerinde saptanan şartlan haız olan ve askerliğini yapmış bulunan aşağıda branşları ve miktarı belirtilen personel almacaktır: Miktan 1 2 3 4 5 6 Makina Mühenrfisi veya Yük. Mübendi'si Elektrik Mühendisi veya Yük. Mühendisi Makina Yüksek Teknikeri Elektrik Yüksek Teknikeri Makina Ressamı Elektrik Ressamı , Herkesin bekledigi 1 ^ VEFAT Merhume Mediha'nın annesi. merhum Ahmet Ragıp Aktogu'nun çok kıymetli muhterem eşi salihatı nisvandan, hayırsever Yıldırım Konferansı Amerlka ve Sovyetlerin girişimi, hele Kissinger'in çabasiyle Mısır ve Ürdtin ile İsrail, Cenevre'de bir masada değilse de, yanyana yerleştirilmiş masalarda bir araya gelebilmişlerdir. Toplantı kısa sürmüş. taraflar yıllardan beri söylediklerini tekrarlamışlar, Gromiko Araplardan yana. Kissinger de tarafsız biçke (üslup) taşıyan birer nutuk söylemişler ve sonra da kapalı fospılar arkasında görüşmüşler, hepsi de kapıdan iyimser oiarak çıkmıştır. Ertesi gün de 20 dakika Meyva ve Yogurt bir arada PEK YAKINDA BAKKALINIZDA İlâncıUk: /1083C MEYVALIOMUR OESER Sabriye Aktoğu ELEMAN ARANIYOR Hakkın rahmetine kavuşmustur. Cenazesi, Aksaray Valide Camiinden 30 Aralık 1973 Pazar jrtinü ögle nanıazından sonra cenaze namazı kılınarak Edirnekapı Şehitiiğindeki ebedj yerine kaldınlacaktır. Mevlâ rahmet eylesin. TAKINL.4RI Cumhuriyet 10857 Büyük bir şirketin Personel Servisinde calıştınlmak Uzere aşagıdaki şartlan haiz eleman aranmaktadır. 1 Ücret tahakküku, Sosyal Sigortalar ve îş Kanunu mevzuatma vakıf olmak, 2 Erkekler için askerliğini yapmıs olmafc. Adres: Biçkiyurdu Sokak Dr. Şevki Bey Han Kat: 2 CAĞALOĞLü/ÎSTANBUL. Cumhuriyet 10«66 Makina BSlümünde gösterilenlerin, sıhhî tesisat, ı?ıtma, havalandırma ve klima tesisatı: Elektrik • Bölümündekilerin, aydınlatma ve telefon tesisat konularında, en az üç yıl, fiilen çalışarak, tecrübe sahibi olmalan şarttır. Atanacaklara, mükteseplerine göra, Personel Kanununun ve yürürlükteki Kararnamelerin öngördüğü aylık »• zamlar verilecektir. İsteklilerin, Bankamız inşaat Dairesi şahsen müracaat etmeleri ilân olunur Başkar.hğır.a, ETİBANK GENEL MÜDÜRLÜK Basın: 2815« 10S3O
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle