27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHUTVİYET 26 Aralık 1973 ir hükümet kurmanın türlü forrnülîeri arandı. Bu işte Sayın Devlet Başkanı açık toplum kurallarımn gereğıne uygun bir davranış gösterdi. Ama buna karşın, «osya! açıdan geleneksel, siyasal açıdan eskil arkaik) duruma diişmüj olan sağcı bölümler ve onlann altındaki tekelci kap:tali?tık güçler. bu açık toplum kurallarının lojık sonuçlarının elde edilmesine engel olduiar. B Olaylar ve görüşler SANDIGA YÖNELÎŞ Prof. Bahri SAVCI söz açtı. Bunun gerekip gerekmediği artık tartışılamaz. Ama bu formiüe kimi anayasal teamüllerin ötesınde vanldığını belirtmeliyiz. Teamül şurada :di: Sayın devlet başkammızın. birinci turda ve onun arkasından yaptığı genel sormadan fistimzaçtani sonra ikinci turu işletmeleri, önaeleri bırakılmıs kimı korr.binezonlan ve formülleri ac.rjiUğe ulaştırma yo!unu açabilirdi. En aşağı. ı formüllerin geçersizliğini saptamak için bir 2. tura başvurmak zorunluluğu vardı. Belki biraz daha zarr.an geçmiş olurdu ama, böylece hep objektifliği aramaya yönelmiş anayasal espriye daha yaklaşünuş olurdu. Böyle bir ikinci turdan sonra vanlacak ulu?al ya da seçim geçici hükünıeti. kareuoyundan daha sağlam bir kabul görürdü. Sonra. kesin olarak bir ulusal ya da geçici seçim hükümetine vanlınca da uyulacak anayasal teamül neyi gösteriyorsa ona uymak gerekirdi. fcu kural al'mda olmuştur. Fransa"da, ulusal hüfcümetten daha realist formüller aranır. Orada, içine komünıstleri de alan geniş blok hükümetleri yeğlenir. Ama belii bunahmlardan çıkmak Uıere. ulusal hükümet etiketıne başvurunca da, tarihsel kişiliği olan ve siyasal kariyprinrie başarısı tarıh olarak saptanmış bulunan "iksek kişıliklerin başkanhğı sağlanır. Bu başkanlığa «Fransa'run kurtancıhğı» sibi etkinhklerden geçerek gelinir. Ya da basarıh bir ülke liderllgi, tarihe tescil ettirilerek bu yere gelinîr. Bizde. bu nitelikte lider bulma zorluğu olac^ğmı sanırım. Onun için. «her hükümeti bir styısal kefaîete baglama» kuralı dolayısiyle başbakanlığı en büjalk partinin kefaletinde ve dolaMsiyle liderliğinde aramak gerekir. Anayasanın anlamı ve teamülü buradadır. II Durumun «CHP'nin hakkı» bakımından ir.celenrvıesi: 1973 seçimleri. uyanmamışhğm ve so«yal duntkluŞTm ı'ataletin) kitleset (sücünden ba^ka halk dayanağı olmayan. sosyal açıdan şeleneksel. siyasal açıdan eskıl. ekonomik açıdan zümreci ittif=kı bozmuştur. Hem de ufalamıstır. Bu ittıfak. zümresel bir kapitalistleşme yolu ile kendi ekonomik büyumesini saglamağa ve o yol ile de tüm ekonomik büyümevi elde etmeye yönelikti. Bu nedenle halka ulusa yaramıyordu. Türkiye'nin gereksınmesi olan modernizasyanu vermiyordu. Halkm içinde büyük bir uyanı«ım oldu. Halk bu ıttifakın kendine yaramadığını Itısa bir süreO dp n33'ten "»37"ye yükselen bir oran içinde deyimledı. İttıfakı da c*c48'den °29.9a ındirerek ufaladı Bunun yerine halkçı ulusçu •. sosyal açıdan alt kategorıler yenileşmecisi; siyasal «çıdan tüm kurumların, ınsanı ve gruplarını \oksulluktan Ubere etmeye (azade kılmaya. serbest kıl Bu tekelci zümreci ekonomik büjrüme yanlılan, kendi aralannda birleşik nokta olması gereken «zümresel kapitalistle^meyi büyütme yolu ile ekonomik büyüme sağlama» politikasının işlemesindeki ve gerçekleşmesindekı yönterr' ve bu isin liderliği konusunda anlaşamamışlaro. Bunun için, sayın devlet başkanınm actığı açık toplum ortamının kurallarını çürüttüler, ve kendi hükümetlerini de kuramadılar. Bu doğaldı da... Zümresel 'kapitalistleşme yolu ile bir bürüme, ülkenin değil, ancak kendi!*»rinin bü'.iimesi oluyordu. Bu da topluma vetmiyordu. Bu nedenle toplumun eğihmleri, bsyenileri eğik yüzeyinde (sathı mailindei boyuna asa?ı düşüyorlardı. Bumın telâsı içinde an'.aşmalan zor oluyordu. Her brri sadece kendisinı suyun üstüne çıkaracak bir yol anyordu. İşte bu nedenle anlaşamadılar. Ama tüm telâşlanna karçın, halkçı uluşçu bir ekonomi ve sosyal banşçı bir modemizasyon yanlıUrmm. hem ülkedeki sosval agırlığmı parcalamak; hem de. onların «hükümet etmeanin eksenl olmasını önlemek için, eabalanm pek güzel birleştirebildiler. CHP'ye hükümeti kurdurtmadılar. Onun azınlık hükümetini ve hattâ onun ekseni üzerinde, onun liderliğinde bir seçim hükümetini büe hazmedemediler. Çünkü bu, onlars, halkçı ulusçu ekonomi ve sosya! banşçı modernizasyonun bütün ağırlığı ve görkemi ile pelıp yerleşiverecegi korkusu veriyordu. Bunu da kendilerinin sonlannın bası sayıycrlardı. Onun icin. önce bu egilimi çürlitmek, sonra onun çöküntüsü üzerinde. kendi zümresel büyümeci ve anti sosyalci iktidarlarmı kurma yollannt gerçeklestirmeye cabalamaktan başka bir şev yapmarnaları gerekirdi. Onun için, CHP'yi hem doğal liderliğinden atmak, hem de kendi içlerine alarak burda eritip zayıflatma demefc olan bir tarafsız başkan liderliğinde bir karma hükümeti zorladılar. Böyle bir sonucun yöntem ve temel bakımlarından doğa dışılığım belirtmek isteriz. I TJlusal hükümet ve tarafsız başbakanlığın yöntem bakımından eleştirisi: Sayın devlet başkanı, bir ulusal hükümetten maya) yönelik çalışmalannda özgür kılıcı; «osyal banşçı ve modemizasyoncu akıma avans verdi. Nedir bu ıvansın değeri? Bunu. Batı toplumlannm içindeki sosyal hareketliliğin dinamiğini gönnesini bilenlerin bilimsel gözü ile deyimlemek gerekir: Bu avansın deferi. <"<48"den "«29.9'a inis ile, e i27'den 0b33 ve hemen arkasından ^37'ye çıkışın arasındaki illiyet (neden sonuç) ilişkisindedir. Özetlersek şunu söyıemek gerekir: CHP. halk dileklerinin, eğilimlerinin gittikçe büyüyen dinamik temsilcisı verine çelip oturmuştur. Bir demokraside siya«al erk. en asagı Amerikan ve Fran^ız ihtilâllerinden beri shalk» ekseni üzerinde ise. bir hükümet olmanın, bir hükümet bulmanm. bir hükümet isletmenin ekseni de, yukardaki duruma göre CHP'dir. Bu haS CHP'ye «ittir. Tüm kuruluşlar. eğer demokrasiye sadık iseler, davranışlannı buna göre belirtmek zorundadirlar. Okuyucu Mektupları «DEVLET OKLMAMl İSTEMİYORMU? 196« • 1969 vılmda Elâzığ Erkek Sana* Enstitüsü metal lslerini bitirdim. Aynı vıi >az tatilinde Istanbul'a gelip bir ış arayıp bu.mak gayemtii İs bulunca sündüz çalışıp şece de okuvacaktım. Uzun müdr'.et iş arayıp durdum ve bir glin çeşitli zorluklardar. =onra 1970 vılının Ocak ayında Çayırova demir, saç galvaniz fabrika^ına işe sirriim. ^^ O zamanki madd; ve manevi ^P durumuma göre Ana'iolu vaıkasında bir tek yüksek okul vardı oda 1. Kaiıköv Mühendıslık Yüksçk O.<u!u Bu okulda aksam kısmmda inşaat ve elektrik kısmı vardı. BeGazetenizin 3.S 1573 tarihli nim Sanat Okuiu bıranstm ms nüshasmıp 2. sayfa, 7. sütunun kine oldugu halde ben mecbuda yayımlanan «öğretmen Yoîren insaata ka^t oldum Giinlukları» başlıklı yazı incelendüz çalışıp gece okum?.' a başmiştir. ladım. Velhasıl Uçüncü smıfa Mus ilinde görevli bulunan kadar »eldim. Üçüncü sınıf*.T iöğretmenlerin düyuna kalan ken 19721973 Şubat sömesîre ödeneklen ile ilgili düvun ılirr.tihanlarında kapıda bir va7.1 ben ve dört arkadasm nak • mühaberi Bakanlı&ımıza intilint vatan mühendisliftin» yol 1 kal etmiş olup, düyun faslından ödenek bulunmadıgından, ladıklarmı vazıvordu/ Bizım çe sıraya alınmıştır. şitli itirazlanmı? üzerıne tekÖdenek temin edildiğinde, rar okulumuzda kalrtık. Fakat çok uzun sUrmedi 15 6.1973 ta düyun ümühaberine göre. isrihl: bir vazı Ue t. Isık Mü' tenilen ödenekler adı geçen tl DeftenUrlığına gönderilecekhendislik ükuluna bağlı Aysztir. ,ğa Mühendtslik Okulıın» gittiğı vazısı teblig olundu. Bilgllerinizi ve açıklamanın buna göre vapılmasını saygı Ben Kadıköy MUhendislik ile rica ederim. Okuiuna ımkan'.anmı zorlayaOrhan Dengiz rak paramla eirdim. Okul daMilli .Efitim Bakanı A. ha sonra OzelKen devletlesttrildi. Şimdi dfvlet beni keyfi olarak Gebze'den Avazaga'ya o',''la uitmeye zorluyor. SIRAYA ALINDI Halk'a Düşüyor! Aslmda seçime gitmeye gerek bile voktur. Türkive'n'n sosyal dinamitine tercüman bir CHP. ortakh da. ortaksıı da, ülkevi halkçı fizeürlüğe • sosyal ve ekonomik liberasvona vönelik olarak yönetebilir. Seçime »idilecekse. bu da bılimsel olarak CHP ekseninde olmalıdır Ama neyleyelim kl. vukarda s üzere. so«yal açıdan jteleneksel. si3'asnl açırian eskil, ekonomik açıdan zümreci sruplar ile bunlann altlanndaki »ümreci büyüme yolu ile kalkmmacı tekel kapitalistcileri, bu hakkm ona verilmesine direniyorlar. Ayrıca bu hakkm. onun elinden kayıp gitmesi için de önce fnrmut üstüne formtU vamtıp sonradan da bun'.ardan v«zgeç;p. sürdürülen kaosu. zaman içmde kendi vararlarına meyvalandırmava uğra^ıvorlar. Ama neyleyelim ki. CHP'nin kendısi de halkın kendisini getirdigi o verın dinamigıne uygun bir voltat ile hakkını istemıvor. Hakkını böyle bir voltaj ilt işlemeyi «çelebiliğe» uyar saynııyor. III t ş yine halka düsüyor: Öyle lı« iş yü» halkımıza düşüyor Adı geçlci seçim hükümett de. ulusal hükümet de olsa. CHP ekseni üzerinde olmadıgı !çin. aslında bir huzur getiremiyecegi bilimsel olarak belli olan herhangi bir hükümet formülüne kar?m: «andığa dofnılu?.. Seçlmden Wr htlkçı • ötgUr'ükC" siyasal erk çıVarmak Uzere sandıfa vönelis.. BUHln kombınazonlan ters yüz etmek ıçın sandığa ko En Büyük Parti Kefilliği Kı=aca belirtelim ki ulusal hükümet, herseyden önce en büyük partinin kefaleti altında kurulur. Çünkü her hükümet gibi bir ulusal hükümet d£. bir «po!itika»dar> ibarettir. Bu po'.itika, ulusal bir gereksinmenin karMİığını verecektir. Ama, töyle bir politika v e ekibi, en büyük ölçüde kabule deftecek bir eğilim (trend) eksenini ihmal ederek bulunamaz. En büyük kabule değecek eğilim (trend)de en büvük partide bulunacağından, ulusal hükümet, en büyük parti ekseninde kurulur. O zaman, tarafsız basbakan formülü değil, en büvük partınin lideri söz konusu olur. Geçerli formülü o teşkil eder. tngiltere'de savaş gibi en ulusal gereksinme niteliği gösteren olaylar ve durumlar sırasında kurulan ulusal nitelikteki hükümetler. "Çağınız Başlıyor Ey Hatıralar...,, OKTAY AKBAL Evet Hayır ZULÜM VE İŞKENCE n geniş anlamıyle işkence, insana maddi ve manevî elem vermektedir. Bu tanım manevi işkenceleri de kapsamma almaktadır. Bu elemler psıkolojik anlamdaki hazların karşılığı, alelade elemler değil, insanda dayanılmaz, tahammül edilmez çok şiddetli acılar meydana getirmekdir. Işkencenin sözlUk anlamı azap vermek ve eziyet etmektir. Zulüm de bir işkencedir. Biraz aşağıda açıklayacağımiz farklarla iskenceden ayrılsa bile neticede yine birleşir. Abdülhamit devrindeki sözlüklerde zulmün gerçek bir tanımı yapılmamış sadece «Bir şeyin mahalli hakikisinden başka bir yere vazı, adalete mâgajur* JuJto ket» olarak tanımlanmıştır ki, zulmün tanımı bu degıldır. Zulüm geniş anlamda, maddi ve manevi işkence olduğu halde, işkence bizde daha ziyade, maddî zulüm ve maddî işkence anlamında kullanılmaktadır. Fakat her ikisinin de gayesi ve neticesi birdir. O da insanda maddî ve manevi şiddetli elem, ızdırap, teessür, üzüntü, korku meydana getirmek. insanı ruhen ve bedenen çökertmek, yaralamak veya insan ruhunda ve bedeninde geçici veya daimî izler, yaralar, sakatlıklar bırakmaktır. (Tırnalc sökmelerde, kızgm demirle dağlamalarda, dayakta mütevelht sakatlamalarda ve manevi işkence neticesinde tımarhanelere düşmelerde görüldüğü gıbı.) E nı yazmak yayçınlaştı. Belü. kusak olarak anılannı yazmak çagına gelmisiz. Yaşı elliyi bulmuş, azıcık da geçmiş * bir kuşak bu. 1940'larda «genç nesil» adı verilen bir kuşak .. Uzun yıllar bu gençligi hiç değılse kâğıt üstünde yaşlandıramadı bir türlü! Sait Faik bile kırk yedi yaşında genç hikâyeciydi öldüğünde, Çelebi 51, Orhan Kemal eUialtı yaşında hep «gençutiler... Şimdi başladı anılar yazılmaya .. Düıamo, Taşer, Birsel... Otuz yıl öncenüı olaylannı, kişilerini sunuyorlar anılar torbasından çıkarıp çıkanp... «Edebijat Cumhuriyeti» derler Fransızlar edebiyat dünyasına. Ortak bir dünyadır bu. Bir edebiyatçı başka bir ülkenin edebiyatçısiyle apayn bir ulusun, ülkenin yurttaşlan gibidir. Beş dakikada dostluk kurulur ikisi arasında. Edebiyat cumhuriyetinin vurttaşlandır hepsi. Kendi aralannda fırtınalar kopar, sorunlar biiyUtjUUr,.. aözilmlenü.,. akımlar dofar. akımlar batar. Başkalan anlayamaz bütiîn bunlan. şaşar kâhr b:r dize, bir cümle Ustüne gırişilen •k«ygamsı tartışmalara, kırıcı çekişmelere. Ojsa doğal yasamı büclur edebiyat adammın, sanatçınm... Durvp geçmise bakmak. . Gelecekten umut kesildiğinde olur bu. Bitmiştir, tükenmiştir, ya da sonu az çok görülmuştür yolun. Saır, yazar yaşamım düşünür, yanılgılarını. yitirdipi güzel anları, kaçırılmış fırsatları. An an dirilir hepsi gözünün önünde. Bir zamanlar kızdığı arkadaşı, ya da tartışma bakar ki pek de önerrüi değilmiş. Bir yaşam tadı bulur o eski serüvenİPrde. Ellisinden sonra döner geçmıçteki olaylan düşünmeye, yeniden yasamaya yaşatmaya. Geçmişe dönüstür bu, geçmişten güç alıştır. Kimı de daha yirmısinde otuzundayken yaşantılan gün gün yazmak. yarına bütün sıcaklığiyle bırakmak ister. Sanatının özü yapar geçmişteki yaşantılan. Mademki hersev geçmı«tir, geçecektir, öyleyse bir an öncesj de anı olur. Cumalî'nın ilk öykülerinden birinuı adıdır sanırım. «Bütün Bunlar Anı Olacak». Dize gibidir bu ad. Kişi. düşünen duyan kişi, yani sanatçı, daha yasarken tadar burukluğunu zamanla savaşmanın. Tarancı'yı okurken geçmişte buldum kendimi. Bir anlığına .. Daha çok dönemeyiz geçmiş yıllanmıza. Bir an... Bazan bir yıldan uzun sürer bir an. Insanına göre... Tarancı «Çağınız başkyor ey hatıralar» demişti. Yaşı otuz beşe gelince yaşlılık açmazı büyüyüvermişti içinde. Yolun 5ansı diyordu. Karamsar bir şiir demişlerdi. O günlerde Nahit Sırn ile konuşurken «Beyefendi neresi karamsar, adam yetmlş yıl yaşamayı gözune kestirmiş. bundan daha iyimser şiir mi olur?» deyivermişti. Hatıra sözcüğti egemendi o günlerde, anı İse arada bir görünurdü. 1950'lerde «anı» diye yazdın mı yazı müdürü sılerdi hemen. Tercüme Bürosu'nda Ataç'ın bir çevırisi gelmişti: Balzac'ın «tki Yeni Gelinin Anüan». Kıyamet koptu, üyeler «anırmaktan gelıyor bu anı» diyerek bu söacüğün hemen değiştirilmesini istediler. Yoksa gerı çevrilecekti Ataç'ın çevıriEi! Anı kalktı hatıra oturdu yerine, kitep da geçti kuruldan, öyle de basıldı klâsikler dizisinde. Ama zamanla anı aldı hatıramn yerini. Zor tutunuyor hatıra sözcüğü, süresini tamamlayınca yitip gidecek, eski bir anı olacak... Birssl'in «Ah kahve, Vay kahve» başlığı altında yayınlayacağını sandığım anılannı okuyorum. Daha çok kahvelerde seçen anılar çevresinde dolanıyor. Kahveler, gazinolar, meyhaneler olmasa nerde buluşurdu şairler, vazarlar? Her birini ayrı ayn yazmalı... Birsel de bunu yapmak ıstiyor, Suna'sından. Elit'ine, Haylayf'ından. Cennet bahçesine, Eftalofos'undan Küllügüne dek geçmiş yıllann edebiyat ortamlarını anıyor, yaşatıvor. Taşer de, Dınamo da öyle... Bellekler yanıltır kimi kez. Ovle defil de şöyledir, aynntılarda ayrımlar olacaktır çaresiz. Hepsi bir çağı yaşatacak. kitaplarda, gelecek kuşaklara verecek o günlerin tadmı, güzellığini... Evet, anılar çağı başladı. Tarancı kırk altısmda ölmüştü. Yolun yarısım on yıl ancak geçti. Türkiye'de yol nerde bıtiyor, kaç yaşında? Galiba ortalama insan ya^am süresi elli bile değil. Yarım rozjılı doldurdunuz mu geleceğin kapılarını kapatıp geçmişte mi yaşayacaksmız, yol bitti nasıl olsa diye?... Yok yok. kişi soluk aldıkça ya.şam sürer gider. Geçmişi bir yaşantı birikimi diye görerek. kendini geçmiş;n tozunda yitirmeyerek, hep içinâe olduğumuz anın anlamını duyarak. kısacası geçmişte ya da gelecekte değil, içinde olduğumuz anda. bu en değerli zaman parçasında yaşayarak... Anılar bıze yapışmamalı, bizi çekmemeli eskiye. arkada kalana. Bir anı valnızca bir anıdır, geçip gitmiş. yok olmuş elle tutulmaz bir bulut. DünU yazmak. dünü korumak. dünli özlemle anmak. düne bağlanmEk değildir, dündeki güzellikleri bugüne getirmek ise hiç değildir. Yaşamı duymaktır. dün bugün yann diye aynm yapmadan tanımaktır, anlamaktır. DEVLET VE HÜKÜMET BAŞKANLARININ ZALİM OLDUĞU ZAMAN ZAMAN TARİHTE GÖRÜLMÜŞTÜR, FAKAT, DEVLET (HELE GÜNÜMÜZDE) ZALİM, İŞKENCECÎ OLAMAZ Remzi BALKANU Cumhuriyet Savcısı funflfiiî thrüttn uj'ga^ Wı âevletin İşkencenin ba^lıca sebeplerinden sayılan husumef, kin ve intikam insanlaça özgü hisler oldukin ve intikam güttüğü ve bu yüzden kendi halklarına işkence yaptığı kabul edilenr.ez. Cünkü hemen hemen bütün Anayasalarda işkenceler yasaklanmıştır ve nefret edilmiştir. Devlet ve hükümet başkanları, Krallar ve Hüktimdarlar zâlim olabilirîer. tarihte böyle devlet adamları görü'.müştür. Fakat Dev. let zâlim olamaz. Nitekim Machiavel; mcşhur Hukümdar adlı eserinde iyi bir hükümdann zâlim olmasını ve sevilmekten ÇOK korkulan bir adam olmasını savunmaktadır. Machiavel'e göre insanlar sevmede kendi arzularına, korkmada ise yönetenlerin arzusuna bağh olduklanndan bir Hükümdar aklı b»şınd» !se, baskasına baglı seye değ.l, ancak kendine bağlı şeye süvenmelidir. Yalfn*. k*rku »açarken kin yaratmaması lâzımdır. Machiavel, Hükümdann sevilen bir zalim ol masuu istemekte, eger Hültümdarda bu ikl nitelik bir arada bulunmaîsa korkulan bir adam olmasını tercih eylemektedır. Machiavel yanlış anlaşılmamalı dır. Machisvel bir Hükümdann ustün vasıfiannı sayarken zâlim olma niteliğim de bunlara eklemekten kendini alamamaktadır. Burada başlıca iki erek gö^s çarpar. 1 işkence ile intikam ve>i söyletroek. Ikrar ve itiraıta bulundurmak ereji. 2 İşkence ile öldürmek eıeği. Birinci erekte öldürmek yeri İşkencenin vasıtalan ise. insanda acı duyuracak, ıztırap meydana getirecek; bıçak, hançer. tabanca, ip, kirbaç, zehir, zıncıre vurmak, dar odalara kapamak, uyku uyutmamak, vahşi hay\'anlarla karşılaştırmak gibi seylerdır... Tarihin her döneminde zulüm ve işkenceler v e hattâ bu yolda yargılama yapan yani zulüm ve işkence yapümasma karar veren rnahkemeler görülmüştür. İşkenceler dünyanm her yanında nefretle karsılanmış, insan haklan beyannamelerinde de şıddetle kınanmıştır. Zulüm ve işkence dinlerde de fena ve çirkm kabul edilmiş ve daima lânetlenmiştir. Hazreti Isâ'nın çarmıha gerümesı hazin bir işkencedir. Hazreti İsâ'nın kiliselerde. evlerde çarmıha gerilmts resımleri ve heykellen bu ışkencenın unutulmamasını ve daıma lânetlenmesini sağlamaktadır. İslâm dini de zulüm ve işkence>'i şiddetle kınamıştır. Bu hususta âyetler hadisler vardır. Meselâ, mazlumun (zulüm görmus) bedduasının (Allahtan c°za?ını ıstemekl müstecab (kabul> olacağı, zalım ile mazlum arasınd? bir farkın kalrr.ayacağı, yani mazlum ne kadar feci durumda ise zâlimin de ayni durumda bulunacağı. Allahın en ziyade sevmedîğ: kimseler husumetinde zâlim ve şedît oîanlardır gibi... Hattâ dinimiz zâlimlere yardım edenlerin ttdairei tslâmiyenden çıkmış sayılacağmı da kabul etmişîir. Dinimiz zulme ve işkenceye mu halefet, mukavemet (karşı gelme) etmeyı de emretmiştir. Nitekim Hazreti Muhammet bir hadisınde «Ümmetim zulme ses çıkarmaz ve zaiime zalim demekten çekinecek bir hale gelirse ınayeti ilahiyye (Allahm 1 yilikleri) kendilerüıe veda' eder» demektedir. Eski ^MERTKAN DERSANESt binasmda, «ynl çalışan idareci ve öğretmen kadrosuyla YUCEL DERSANESİ'nde tkinci dönem, hazırlık kursu, Ingilizce, :a. Almanca, Muhasebe, Spor Fransızderslerine 10 Ocak da başlamak uzere, kayıtlar yapümaktadır. ne sadece işkence ile kinini. ;htırasını tstmın elmek. ın'ıkdin almak, bir suçu ya da kendi çı kariyle ilgili bir hususu »öyletmek, ikrar ve ıtiraf ettlrmek haü vardır. Maddi ve manevi zulüm ve tşkenceler hep DU kabildendir. l?kence ile öldürmek de, intikama bağlı olup bir şeyi o«Tenmek veya soyletmek ereîı yerine hasmmı bir tuzaga du?urüp işkence ile öldürmek amacı vardır. İşkence ile Öldürmek ise; hasmını vahşl hayvanlara parçalatmak, yedirmek, zehirü >ılanlara sokturmak, gözünü çıkarmak, karnını deşmek, elini, kolunu, bacağînı, kulagını, tcnasul uzvunu kesmek «ııretıy le olur. Hunharca ve canavjrca işlenen bütün einayetler hep bu kabildendir. Çagımızın ceza kanunları: canavarca bir duygu sevki veya işkence ve azap ile öldürmelercîe faillere çok daha ağır cezalar vermektedir. Nitekim bizım ceta kanunumuzun da 450. maddesinin 3 numaralı bendi böyledır. l?kence; bir ki.Mnin yalnız başka bir kişiden intikam alrra sı için hunharca ve canavarca oldürmesl suretiyle olnıaz, bazan devletin infaz kanunlannria da ve infaz araçlarında da işkence ile öldurmeler vardır. örnegin, cendere ile yapılan idamlnrd» olduju jibi.. Cendere Ue ıdamda, hükümlü, bir iskemleye oturtularak boynu bir ip halkamn içerisine esçırilir ve bu ipın uçlan birbirir.e saıılıp burulmsk surettyle bo ğularak öldürülür. Bu usul'e idam olunın hükümlüler bogulmak turetiyle tepinerek can verdiklerinden can çekişme (agoni) uzun sürmektedır. (Çeyrek saat veya yanm saat). İspanya'da son ihtüfcle kadar devam eden bu feci ve kckunç idam usulü Cumhuriyetln ilânın dan sonra kald'.rılmış ise de, bu gün Orta ve Güney Amerikanm bazı hükümetîerinde halâ uygu lanmaktadır. Hemen ekleyelim ki, Cendere kadar korkunç olmamakla beraber bütün Idamlarda az çok hir işkence hali vardır. Idamların daha mutedil ve insanhk haysıyeti ni kırmayacak biçimde ve daha Rz ıstırap verecek usullerle uyçu lanması gerekir. Çünkü amaç. suç lunun eza, cefl ve işkence Ue öl dürülmesi değil, sadece öldürüime si, yani yok edilmesidir. Ben Gebze'de oturuyorum. Tuıla t«ep fabrikasında çalışıvorum. Sarıyere g.dıp gelmem içm eünde altı «aate ihtiyacım var. Bir de bunun maddi yönü var. Sorarım ılgıli mercilere. Ben dördüncü sırufa gel mi; bir talebeyim. Bu durum karşısında okulu bırakmak mec buriyetinde kalacagım. Acaba okulu bırakmak zorunda kalırsam tlgililerin vicdanlan hiçmi sızlamayacak. Yoksa devlet bizim okumamuı isterruyor mu? Enis ÖZTt'RK 1013. Ord Jeep Fb. Demir, Kaynak Ks. Amiri Tıuüa ^ taUuıbul KİTAP YOLLANDI Gazetenizin 3.11.1973 sün nüshasının 2. sayfa. 8 sütununda yayımlanan (Büyükavşar Kasabası kütüphanesine yardım isteniyor) başlıklı yazı incelenmlştir. 44 çeşitli (dtap. AnkaraDellce Büyükavşar llkokulu Müdürlügüne göndertlmtştir. Bilgilerinlzi ve açıklamanın buna göre yapılmasıru saygı ile rica ederim. • Milll EjHtim Bakanlıiı Müstesan Nüsret KARaOÛLU GÜZEL HAYÂT, İyi bir viskiyle Vısk^e dıştıkca BALLANTINES daha çok seversimz. (Radar Reltlâfn: 2^8b) 106S4 Sultanahmet, Alemdar cad. 23 Tel: 22 17 37 Suçlutar Bulunmali Bazan emniyet tedbirleri ve em niyet kuvvetlerinin »oruşturması, zulüm ve işkence mahiyetini taçımaktadır. Ömeğin karakollnrda, soruşturma ve emniyet tedbirîeri bahanesiyle adam çağırmalar. sdam dovmeler ve işkence yapmalar gibi .. Oysa. emniyet tedbirleri ve <oruşturmalar ki?isel emniyet ve insan hürriyetinin teminatı i!e sosyal düzenin korunması, uçların önlenmesi amacım gütmelıdır. Sanığın çefitli iskencelerle eöy> letilmesi her taman gerçeği ke;fs yaramaz. Çünkü hukukta ikrah insan irade.«ini fesada uğraten belli başh faktörlerden biridir. İkrah suretiyle irndesi fesada uğrayan bir kimsenin invzaUdığ: belge ve sözJeşmelfrin hiç bir hükmü olmadığı gibi emniyet dairelerinde işkence ve dayak altında jtöyletmeler v» yaptınlan itiraflar ve ikrarlar çoju kez soru;tumnyı gerçege ulajtıracağı yerde hataya «ürükler. Hafistardtr gateteterde yer alan işkence iddialan eğer dofruy sa, aslında zâlim olmayan ııygaT ve erdemli bir devletin şeref, hay «iyel ve itibannı zedelemekten ve toplumun huzurunu kaçırm»k*»n ve toplumu lcufkuya düşürır.ckten ba;ka bir y»r«r aailamaz. Gereken «oru«turma derhal yapı'mah »uçlular meydana çıkanlmalıdır. Tüıkiye Demîı VeÇelik îşletmeleri Genel l?!etmelerimizin Ankara. îs Izmir. Eskışehır Dermce, Samsun Adana^ Erzurum Demir Satış ve Tevz., Depolannda eörevîendirilmek Uzere veteri kaaar aşa'âma belirtilen rasıfta yanşma sınavı Ue erkek eleman alınaaaktır. Isteklilerin: 1 657 sayılı kanunun 48 madrlesinde bellrtilen şartıan naız bulunması. 2 Sıvasal Bilgıler Hukuk İktlsat, Ortadogu Tekn;k Üniversıtesl. ÎOarı Billrnler Fakülteıeri ile* îktısadı ve ricari İlımler Akadetnilerınden veya ounlann muadilı >lan Yüksek Okullardan birinden mezun olması. 3 Fıin askerlık «örevlnı üa 'etmlş bulunması. 4 1 5 gün ıçır.de Karabük'tekı Personeı MUdürlüğümüze «ahsen veya posta 11e müracaatı gerekmektedir. IUrkive Oemlr ve (,*ltk tşletmelert (ienel Müdürlüfü Cumhuriyet 10705 Atatürk, Ağaçlı ve Bozhane Yetiştirme Yurdlarını Koruma Derneğinden Bildirilmiştir: Dernegimizin olağanüstU Genel Kurul toplantısı 6.1.1974 Pazar günü saat 10.30'da Karakolhans caddesi No. 79, Yeldegirmeni Kadıköydeki Idare Merkezinde yapılacaktır. Gündem' 1 Kongre Başkanlık Divanı seçimi. 2 Yakacık Yetiştirme Yurdunun, Dernefin faaliyeti sr.hası içine alınması ve buna göre Uuükte tadilit yapüması. 3 Kapanış. Derneğin olağan yıllık Genel Kurul toplantin da olağanustü toplantıyı mütea'iip aynı gün, aynı yerde, saat ll.Ofl'de yapılacaktır. Gündem: 1 Açılış ve Başkanlık Di"anı ?eçimi. 2 Yönetim ve Denetleme Kurullan r»p..rlaıının okunması. 3 Raporlar Üzerinde müsakerB v« Yonetım ve De. netleme Kurullannın ibraı. 4 1074 yılı bütçesinin kabulü. 5 Yönetim ve Denetleme Kurullannın seçimi. 6 Dilekler. Voltaj Regülâtörü Satın Alınacaktır Rankamızca 2'rt) KVA sucünde bir adet otomatik voltaj regülâtnrü sat:n alınaeaktır. Bu ış Ue HEİII Teknık ve Jdırl Şartnameler Ankara'da Genel Müdürlükten ve lstanbulda Uılson Oteli Müdürlüğunden ücretşız olırak temtn ertılebilir T.C. TlRt/M RANKASI A OKNEL (Basıu: 2/82U) İ0700 İ a o D Kin İntikam İşkencenin ve zulrr.ün sebebi; kin. husumet. intikam, ihtiras giJ b psikopatolojik hislerdir, temayüllerdir. İşte bu \iizdendir ki. zulme ve ışkenceye maruz kalan kişiler de küı ve intikam hıslerivie dolup taşarlar. hattâ bu intikam ve kin nesiller bovunca devam ve ailelere, sülâlelere kabilelere ve bütün silsilelere kadar sirayet eder; kan gütmeye kadar gider. IÖNETİM KUBULD fcS (Cumhurtyet: 10707) (Basın: 28üiv) 10698
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle