12 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 Aralık 1973 umhuriyefin Uk 50 yılı, ülkemizde meydana gelen toplumsal değişmeler açısından belli bir doğrultuyu izlemektedir. Böylece, çıkış noktası ile ulaşılmak istenîlen amaç arasında, hızı ve yaygınlık alanı tartışma konusu olsa büe, sürekli bir değişraeler dizisi söz konusudur. llk bakışta değişik kökenli, fakat kendi araiarında bağlantılı clan toplumsal değişmeler, hayatımızın bütün alanlarını kapsayan bir •geçiş» i biçimlendirmektedir. Buna dayanılarak, Cıımhuriyet Türkiyesinin bir cgeÇİs toplumu» olduğu rahathkla söylcnebilir. Toplumsal hayatımızdaki degişme olavını : çevreieyen 50 yıl, Tüıkiye de yaklaşık olara* bir insan ömrü. gclismiş ülkelerde ise ömrün üçte ikisidir. Bireyler için oldukça uzun sayılan 50 yıl, toplumlar için kısa bir zaman aralığıdır. Ne var ki. son 50 yıl, toplumumuz için, durukluktan dinamizme yönelmeye başlatan önemli itici güçlorin tarih sahnesine çıkışına rastlamaktadır. Bur»ların ilki, Ulusal BagımMzIık Savaşı'na dayanan Türk Devrimi, ikincisi, yüzyıllardır özlemle beklenen uzun banş yılları, üçüncüsü de Anadolu'nun bugüne deği.n tanık olnıadığı bir nüfus arîısıdır. Toplumçal olanla iktisadi olanın. bir kuma?ın iki yuzü gibi, birbirinden ayrılmadığını ve karş.Iıklı bir etkileşim içiıule buîunduğunu gözeterek, iktisadi gelişme için öne sürülen bir aşamalar dizisinin, toplumsal hayat için de geçerli old'uğunu öne sürcbilinz. Eu takdirde, ünlü iktisat tarihi profesörü W. \V. Rostc\v'un ikti?adi bakımdan bütün toplumları içine yerleştirdiği beş kategori, toplumumuzun aşamaların; da açıklamamıza olanak hazırlayan şu beş aşamaya dönüşecektir: Geleneksel toplum Hazırlık aşamasındaki toplum Harekete geçme aşamasındaki toplum Toplumsal olgunlaşrr.a yolundaki toplum Kitle tüketimi çağmdaki toplum. Bu şemadan yola çıkılarak. 193T'!erde harekete geçme aşamasma varan Türkiye'nir. 1973" lerde olgunlaşma yolunda ilerlediği söylenebilir. Elbette, bir aşamadan başka bir aşamaya geçiş, toplumların bütün kesimleri için geçerli olmamaktari"ır. Toplum yapısı ve doku;u, bazı kesimlerinde değişmeye ve yenileşmeye daha C golüşler Türkiye: Geçiş Toplumu Prof. Dr. Cavit Orhan TÜTENGİL yatkın, bazı k??imlerinrie ise, yeterince hazırlıklı dejildir Bunun bir sonucu olarak. 1973'lerin Türk toplumu, oranları değişik dört bölumiü bir toplum görüntü>ü vermektedir: Önemi gittikçe azalan «geleneksel toplum», henüz «hazırlık aşarnasmda» bulunan bir toplum bölümü, «harekete geçme aşamaiında» gördügümüz önemli bir bölüm ve büyük kentleri çevreleyen bir ada göriinüsünde de o'.sa «olgunlaşma yolunda toplum». Hemen belirtelim ki, Cumhuriyetin £0. yılında toplumumuzun goze çarpan belirgin nıteligi bir geciş toplumu olmaktır. Geçiş ç.iğı'nın temel özelligini ise şöyle özetlevcbiliriz: Tarım kesimine dayanan toplumurı verin° ssınayi, ulaştııma, ticaret ve hizmet kesimlerini egemen kılmak. • Tekçi (monisf) bir toplumdan çoğulcu (plüralist) bir topluma, # Yasal eşitlikten ve özgürlükten, gerçek bir eşitliğe ve ozgüriüse, • Içe dönük ve görece kapah bir toplumdan, dışa cfönuk ve açık bir topluma, • UlaştırmESiz haberslz örgütsüz ve birbirinden kopuk bir yasanîıdan, toplumsal bütünleçmeye ve crçütler.miş bir topluma, # Padişahlann, kişilerin ve dar çıkar çevrelerinin buyrugundan, halkın hükümdarlıŞma, ynni genel seçim mekanizmasırja dayalı demokratik bir topluma, # Kaderci, gelenekçi, «bir lokma, bir hırka» toplumundan, akıîcı, yenilikçi ve sosyal özlemlcrle dolu bir topluma. On noktada topladıpmız «geeiş»ler, bize kalırsa, Cumhuriyefin ilk 50 yılır.d'a, vazımızın başında söz konusu ettigimiz «itici güçler»in derin etkisiyle meydana gelen yapısal değişikligi dile getirmektedir. Olaya iktisadi bakımdan bir yaklaşım, kumaşın öteki yüzünde «kapitalistleşme süreci»nin buîunduğunu, Izmir'de 1923 yılırda toplanan «Türkiye İktisat Konjresi»ne bağlanan umutîar boşa çıkınca devletin iktisadi hayat üzerindeki etkiîinin arttığmı, 1950den bu yana ria yapısal değişikîikleri hızlandıran. gittikçe p'.ana bağlayarak yürüten bir • büyük hurjuva7İ.vi oluşturma ve cülçendirme çabalarını su yüi'üne çıkarmaktadır. 1923 yılında nüfusu 1 mflyon olan Türk 0 toplumu, 1973 yüır.da 38 ır.üyona varmıştır Nüfusumuzun sayıca ve nitelikçe değişmesimn yanı sıra. yukarıda sırala:iığımız «geçişkrde «kişi» ya da toplumsal bir kurumun «üye»si olarak kazandığı özeüikler, gereksinmeleri ve özlemleri sit'ikçe büyüyen bir toplumu da ortaya çıkarmış bulunmaktadır. Ne var ki, çeçıs döneminin en büyük özelüği olan ikili değerlencŞrme ve bakış açısı henüz çözüme ulasmış nlmnktan uzaktır Bu nedenle. toplumumuzun her kesiminde karşılaştıgımız ıyim=erlik / fcötümscrlik. huzursuzîuk / mutluluk, eskiye bağlıhk / yenileşmeye istek. düzeni tutma ve koruma / düzeni deöiştirme çabalan. «seçiş olgusj» karsısmda takınılan tavırların kişilere ve kurumlara yansıması olarak değerlendirümek gerekir. Canına Okundu • ki gün once bu köşede Can Vücel'm :kı ?iiri ayımI landı. Birincisine riıyeceîım:/ yi'k; aniü .ikinci ^iirde • sondan iki dıze Yazıişlerince sakıncah bulunmuş; arkadaşlar: Oza Kanumı 153'uncu m?dde kapsamına °irer mî? cfiye kuşkulanmıçiar. Ve «korkulu rüva gcrmfktensr ı:y;?nlk durmak cviâdır» âtasözür.c uyarsk sor.'ian iki di??y'. çıkarmılar. Okurlarınıız şıiri eksik okuduiar, ben de sabah gazeteyi elime alır.ca : Eyvah! dedim. Bizler y?.zıîarım:z'd'a bu tür sümrük muamfle^ine alışkınız. Ben Cs'.elik bu aluiıda açjk bono vermlşimciir. Arkadaslarımı yüreklendiririm, dPretlemeyi tam uyculama!ar:nı İFterim. Doştluk hatırına. ya da başka kaygılarla yazılarıma ilişmekten «afcınmasınlar tfcrim Çünkü bu işin ucu mahpu*h:ınrye ciipr. îki «ntır, İ17 rürr.lcden v:llarca yatmak var. Vatmasan bile. Adliye koricorları ömür torpüsü. Ama bu tutura kendi yazılarım içindir, Caa Yücel gibi ozanın şiiri için de§ildir. Şimdi Can'ı düşünüyorum: Birader, şiirin canına okumus=ıın! Ya tümünii ray;mla, ya hiç yayım'.ama! Zaten hen sana yayımlayasın diye cör.dermeriim ki.. cüve konüşuypr. Bir yanrian atıyor voltasını... Özür dilerim Can'dan. Olriu olacak. k;r;!dı nacak. Şimdi bu fır=s'tan yararlanarak bir gerçegi ortay» koymaya çalışalım. Yazıişlerinde çalışan arkada^lanmıı haklıd:rlar Hem Can Yiirel adına, hom benim adıma. hem de sazete hesabına riüşünmek zorundariırlar. Ama bir yazıda neyin ?uç oîd'usuru. neyin oîmndiRinı kp'tirmetc buqünkıi ya^alsrımıza göre kolay deüüdir Sucla sııç olnıayan arasına kosin bir çizqi çekilrr.cmi^tir. Bıı karısıkhktan vararlanan da, (ikir özgürlüSüne düşman siyasf iklidarlar oluyor. Türk Ceza Kanununun 151 ma'idpei der ki: «Tiirklüiü. Cumhurivrli. RüviiU Millet Mfrlisi'ni. hükiimptin manevî sahsivrtini. Baknnlıklan, devletin askerî veya emniyet mtıhnfaza kuvvetlerini veya adliyenin manfvî sahsiyptini tahkir \e tczyif cdenler bir scncdon altı seneyp kadar afır hapislc cfzalandırılır. Bn cürümIrrin irtikâbında muhatap sarah.itrn zikredılmemiş bile olsa onlara matufiyetindf tereddiit rdilmiyecek derecede karineler varsa, tecavüz sarahaten vukubulmuş addolunur.» Maddenin Türkçesini çıkarmak için önce «matnfîyet» ne demek anlamak gerek. Matuf. esilmiş, bir tarafa çevrümiş birine yöneltılmiş demektir. Demok kı, Bas.n Savcısı bir yazıyı okurken 159'uncu maddede yazılmış kurumların ndı yszılmasa bile. satır aralarında bunlara yörtelik hakaret egilimı keşfetti mi davayı açabilır. Bulanık suria balık avlamak isteyen siyasi lktiriarlar için bu madde birebirdir. Basın Savcılıklanna yapılan baskılarla yazarlara üstüfte dava'ar açtırılır Diyelim kl, vaktiyle Istanbul Başssvcısı Adalet Partilidir, gonlü rte savcılık kcltuğundan mebusluk koıtuguna yöneliktir. Adalet Partisi iktidarına «matufen» Adalet Partisı Hükümetini eleştiren yazarlara dava üstüne dava bfndirmesi işten midir? 159'uncu maddenin btr başka snkıncası da «tahkir ve tMyif» ile «eleşliri» nin sır.ırlannı kesinlikle çekmemesidir. Sert bir eleştiriyl tahkir saydtp mı, yandı basın özgürlüğü... Bizdeki uygulama şimdiye dek böyledir. Böyle olunca o a Yazıişlerinde arkadaşlar hepimiz ariına uyanık bek" çilik yapıyorlar. Ve bu arada kaynamıştır iki dizesi Can'ın.. Ke yapalım, Can ımız (ağolsun. Canlı Umut İcin.. «Vanlan N'okta» yı merak ed'enler, aradıklan csvabı, 1573 yılında yayımlanan «Türkiye'dc Toplumsal ve Ekonomik, Gelişmenin 50 Yılı» adlı kitabın 4S8. sayfasmda bulacaklardır: «Türkiye Cumhuriyeti'nin 50 yıllık ömrünü gecircîiği zaman ara'.ıjı dünyanın üeri toplumları için büyük atılımların perçekleş;irılrii§i bir döncmriir... Türkiye'yi çelişmiş toplumlarla kaı>çılastırarak belli ölçüde karamsarlıga düşmek yerine elli yıllık kslkınmanın somut örnekleri üzerinde dıırmak daha gerçekçi olacaktır. Bugün Türk toplumu umutlanyle. yaşarr.a düzeyiyle ve özlemleriyle 1923'lerin toplumunu çok geride bırakmıştır. 1973lerin Türk toplumu sanayileçme sürecine çirmiş, ekonomik ve sosyal ölçüleri büyümus. hızlı gelişmenin ortaya çıkardıjı toplumsal devinimin sorunlarırvı çözmeğe çalışan yepyeni bir toplumdur.» 1973 Türkiye si, bir yandan 50 yılın somut verilerini objektiflikle dejerlenrftrirken, bir yandan da, karam?arl:2a düşme pahasına olsun, gelişmiş ülkelerle bir karşılaştırmayı gözden uzak tutmamnlıdır ki, ikinci 50 yıl, sereken atılıma V yönteme kavuşma umudunj e canh tutabilsiü. Gecisler Genel doşrultusunu işaret ettigimiz bu degisrrıc. toplumsal hayatımızı dört bir yarnnrian kuşstan şu «geçiş>leri ortaya çıkarmaktadır: # Tarım toplumundan sanayi toplumuna, 9 Kırsal yerleşmelerden kentsel yerleşmelere. • Biçim kazanmamış, İki kath sosyal yapıdan, çok kath ve tabakalı sosyal sm;f yapısına. 6 Teokratik bir toplumdan layik bir topluma, OLUMDEN DE BETER. OKTAY AKBAL Evet Hayır 7 Güötin ardıhdaa MEVZİLERDEN ÇEKÎLMEMEK! Diyalog kesildi İki taraf kuv\etlerinin 22 skim deki mevzilerine çekilmelsrini ör.pören ateşkes anlaşınasım uyEUlamak için Misır Generali Muhammet Gamasi ile İsrail Generali Aharon Yarıv arasında, Kahire Süveyş yolunun 101. kilometresinde yapılan görüşmeler olumlu bir sonuç vermemiş ve temaslar kesilmiştir. Güvenlik Konseyinin karan ve Isıail'in 11 kasımda ımzaladığı ateşkes anlaşması. açık olarak, 22 ekim Prof. Dr. Ahmet Şükrü ESMER mevzilerine çekilmeyî gerektirdiği halde İsrail, belirli mevzilerin bulunmadığı gerekçesiyle kuvvetlerini çekmemekte direniyor. Fakat General Yariv, çekil dan tanınan Gine Bissau'nun ör dünyayı etkilemiştir. Sadsce Ame menin, barış görüşmeleri çıkma giite üye olarak almmasına ka rika ve Hollanda için ambargo za girdiği takdirde, İsrail kuv rar verümiştir. Böylece, Afrika uygulamakta iseler de, bu yüzvetlerini Mısır'a çok kolay bir Birliği örgutünün üye sayısı, 42' den Avrupa ülkeleri ve Japonya hedef haline getireceğini söyle ye varmıştir ki Amerika Devlet da bunalım içine atılmışlar ve leri Teşkilâtınm (O. A. S.) üye her biri, kendi koşullarına özgü mekle, asıl gerekç^yi almıştır. Pazarları otomuşfUr. İsrail, 2? binilmesi yasaklanmışişgaf çttiği haldeJkMdJBİ* ştr|j ^ # 3 n » «üfvyu^Iiında buı : tejik Ustün'.ük sağfayan rrievzı lunan 4 küçük Afrika ülkesinden tır, evler daha az ısıtıhyor, ıştklerden çekilmek istemiyor. Bu başka tüm Afrika ülkeleri İsra lar daha az yanıyor. Federal Alarada yer yer silâhlı çatışmalar il ile diplomatik ilişkilerini kes manya'nın yabancı işçilere kapıda başlamıştır. Bu olumsuz ge mişlerdir ve bu kez yapılan top sını ka sması, bu garip savaşın lişme, konferansm toplanmasını lantıda. Arap toprakları işgalden etkisini bize de ulaştırmıştır. Inengelleyebileceğinden korkuluyor. kurtulmadıkça îsrail ile ilişki ku Eiltere ve İsveçte benzin karneye rulmamasına karar verümiştir. bağltnmıştır. Nixon. yaptığı te..rrikalılar. petrol ambargosunun levizyon konuşmasında, pazar Konferans Hazırlığı sömürgeci Portekiz ile ırk ayı günleri benzin satılmamasını Amerika konferansm Cenevre' n^ıcısı Güney Afrika ve Rodezya önermiştir. Sava? uzun sürerse, de 18 aralıkta toplanmasına ka hoklunda da uygulanmasmı Arap Avrupa'nm ekonomik çöküntüye rar vermiş ve baskı altmda isgideceğinden korkuluyor. Petrol rail bunu kabul ettiği gibi. Mı lardan istemişler, Avrupa'yı da üretimi şimdiye kada "«25 oraAraplarm dâvasma yardımcı olr .r ve Suriye de gideceklerini nında azaltılmıştir ve her ay o.ı5 bildirmişlerdir. îsrail, konferan maya çagırmışlardır. Böylece Af oranında azaltılmaktadır. Savasm, 31 Aralıkta yapılacak seçim rikalılarla Araplar arasında bir ş n liderligini Kıral Faysal yaplerdeu sonra toplanmasını öner kade r birliği kurulmuş ve Israıl maktadır ve İsrail, Arap toprakmişti, fakat Kissinger Araplarla jalnızlık içine atUmış oluyor. lanndan çekilinceye kadar (1967' İsraillileri bir masa etrafında de işgal ettiklerinden) sürdüreacele oturtmaya önem vermekte Petrol Savaşı ceğini de geziye çıkardığı Petrol dir. Açılış töreninden sonra göAraplarm büyuk ustalıkla yü Bakanı Zeki Yamani aracılıgıyla rüşmelerin, îsrail seçimlerinden Avmpalılara bildırmiştir. Hedef, sonraya v'rakılması tasarlanıyor. riittükleri petrol savaşı. tüm Kissinger, konferansa Amerika ve Sovyeîlerin de katîlacaklarırıi ve B. M. Genel Sekreteri Waldheim'in da gözlemci olarak toplantılarda bulunacağını söylemişAmasya'nın Gümüş bucağından, Karakadızade Şefik Efentir. Böylece Kissinger Ortadoğu di ve Emine Hanımın oğlu, Behice Türeli'nin eşi, Aydın, AyKonferar.smı geçen ocakta Pahan ve Gürhan'ın babaları, Lyn ve Suna'nın kaymdeperi, Teriste topladığı Güneydoğu Asya oman ve Leylâ'nın sevgili dedeleri, Mülkiye Mektebi 1914 yılı Konferansma benzetmek niyemezunu tir.dedir. Fakat sonucu da ona EMEKLt VALİ ben=emesin. Zira Paris Konferan sı banşı kuramamıştır. İsrail M. A S I M TÜRELİ Dışişleri Bakanı Abba Eban da konferansa büjük devletlerin yi 30 Kasım 1973 günü kaybetmiş bulunuyoruz. Cenazesi 3 Ara'Amerika, Sovyetlert katılmalarılık 1973 Pazartesi fyarın) günü öğle namazmdan sonra Hacına karşı çîkmıştır, İsrail, Arapbayram Camiinden kaldınlarak, Cebeci aüe kabristanında '.a başbaşa kalmayı tercih edıtoprağa verilecektir. AİL E S I yor, fakat Kissinger istegini yapacaktır ve hazırlıklan tamamlamak için yakmda Ortadoğu'ya (Cumhuriyet 9968) gelecektir. «Dünya çok kalab«Iıkla|h. Bir savış çıkmah... Başka çare kalmadı» dedi adam yanındakine. Başını salladı, onayladı öieki de. «Ne olacak bu kadar insan? Hangisine iş bulunacak? Hele dıfardaki işçiler de döaünce?» Nüfus artıyor, kırk yılda on beş milyondan kırk milyona çıktık.. Dünya nüfusu da ççyrek yüzyıl önceje oranla en az bir kat arttı. Teknik uygarlık alabildiğine ilerledi, tıp büyük aşamalar yaptı, ölümler azaldı. doğumlar çoğaldı. Dünya küyüldükçe küçüldü. Yer yuvarlağında sıkıştıkça sıkışıyoruz günden güne. ltişe kakışa yaşıyoruz. Birinin ekmeği, ötekinın ağzında. Soluk almak güçleşiyor, yaşamak sürekli bir kavga haline giriyor. Madem ki her şey çokluktan oluyor, kalabalıktan oluyor, öyleyse öldürelim insanları, kırdıralım birbirine, savaşsa sava.;, kıyımsa kıyım. Biraz soluk alsın insanlık, rahatlasın... Ölümler, işkenceler, acılar. insanın insana uyguladığı çirkin davıanışlar tümen tümen... Yazılıyor. çiziliyor, anlatılıyor, kimsenin kılı kıpırdamıyor. Şaşanlar, üzülenler de var, ama onlar bile kanıkEiyor böyle hBberleri. Hani büyük savaşlarda ölmek, yaralanmak nasıl alışılmış olaylar haline geür, kimsenin kılı kıpırdamaz, her gün duyulan şu kadar adam öldü. şu kadar uçak, tank yok edildi, binleıce insan yıkıntı alnnda kaldı haberleri hiç bir etki yaratmaz, şimdi de öyle oldu, öyle!.. Gc?çenlerde bir Boğaz semtinde sokak ortasında bir cinayet işlendi. Nerdeyse gözümün önünde... Tabanca sesini duydum, kalabalığı gördüm ardından, halkın konuşmalarını, olayın yankılarırıı dinledim. Erfesi gün, daha" ertesi gün baktım, 'gjrzetelerîn pek çoğunda haberi bile yer aimadı, bir ikisinde üç beş satır, o da yalan yanlış. Eskiden böyle bir cinayet, sokak ortasında, kadın yüzünden işlenmiş bir cinayet günlerce sütunlan kaplardı, resimlerle, uzun, öykülerle... Anılmadı bile, yazılmadı bile!... Sonra şu işkence olayîarı: Bir yazı okudum.. sağcı bir yazar nerdeyse «oh ne iyi olmuş» diyecek. İşkenceyi açık açık savunmak insanlık dışı bir davTanıştır, diyeceksiniz. Bunu da yapıyorlar artık. Örneğin eski bir Bakan açıkça savunuyor bu tür işleri. İnsan inanamaz! Bir polıtikacı, hem de doktor bir kişi. İçişleri Bakanlığı yapmış bir kişi, belgelerle, tanıklarla ortaya atılan işkence savlarına böylesıne karşı çıksın! Dünyada eşi benzeri az görülmüş bir durumdur bu. Sağcı da olsa, solcu da olsa, •işkence» olaylarını ayıplamaları, nerde olmuş, nasıl olmus diye sormaları gerekmez mi? Hem de Anayasa'ya bağlı kalacaklarına ant içmis kimseler bunlar! O Anayasa ise 2. maddesinde •Türkiye Cumhuriyeti insan haklarma dayanan bir hukuk devletidir» demiş, 14. maddesinin 3. fıkrasında "Kimseye eziyet ve işkence yapılamaz» demiş. Böyleyken kalkıyor bay Sükan «büyük fedakârlıklarla hizmet ve vazife gcTenlerin korunmasını ve onlara sabip çıkılmasını» istiyor Başbakan Talu'dan.. Hizmet görenler korunsun, ama Anayasa dışı davranışlara girişenler, eziyet ve işkence yapanlar, onlar da mı korunsun?. İşkenceler, ölümler, yoksulluklar, acılar... Gündelik durumlar oldu bunlar. Katılaştık. sertleşük, acımasız olduk. Bakıyorum kimse kimseyi sevmiyor. Kimse kimseye aldırmıyor. Bir yağmur yağsın, biraz kar düşsün, akşam iş dönüş saatlerinde taşıt olmasın, o zaman görün hallerini! Ne acımak var. ne başkasmı düşünmek, kırıyor geçiriyorlar birbirlerini... Konuşmalarmda da görülüycr bu. İlgisizlik, kayıtsızlık. umursamazlık. Ne demiş bir yetkili kişi sanıklardan birine, daha doğrusu bir çoğuna: .Otuz «Itı milyonun bir milyonunu feda ederiz.» Bütün bunlar bir temele dayanıyor, birbirimizi sevmiyoruz, gereksiz buluyoruz, «çok buluyoruz! Karşımızdaki oıtadan kalkmah, ezilmeli, yok olmalı... Ki bizler yaşayalım rahatça, her seyi bol bulalım, keyfini çıkaralım dünyanın! Bu bencilliğin admı da jurtseverlik koymuş kimü. «Bir savaş çıkmah», «ya da bir kıyım».. Sokaktaki adam da ahştı bu tür düşünmecelere.. Işkencenin en korkuncu budur, ölümlerden beter olan da budur: İnsanın, kendi benzerine karji bu vurdumduymazlığı, bu kayıtsızlığı, bu acımasızlığı. MISIR İSRAİL ATEŞKES GÖRÜŞMELERİ KESİLDİ BARIŞ İÇİN KİSSİNGER'ÎN ÇABALARJ FİLİSTİNLİLER, BARIŞ KOKFERANSINA KATILABİLECEK Mİ? YUNAK ORDUSU POLİTİKAYA BULANMIŞ DURUMDA lsraili Arap topraklarından çekümeye zorlaması için Avrupaülann Amerika'yı etkilemeîerıdır. Watergate SkandRİda rolii olup olmadıgını aydmlatacak olan Beyaz Saray ses bantlanm. Nixon. kanıuoyunun baskısı altmda yargıç Sirika'ya vermeye razı olmuş ve bantlar incelendıği zaman, gizlenecek hiç bir şeyin meveut olmadığmın meydana çıkacağını da iddia etmişti. Fakat sonra bantlardan, aranan iki tane'i eksik çıktı. Bunlardan biri olayı örtbas ettirmek için damşmanı Dean ile »rasındaki göriişmeyi. ikincisi de yine ayni konuda Mitchell ile konuşmasını kaydeden bantlardı. Nixon. bunlann mevcat olmadığmı iddia etmiş ise de, halk el çabuklugu ile yok etmiş olduğuna anladı. Şimdi de danışmanlarından Haldeman ile 20 haziran 1972 günü, yani Biaydan hemen sonra, yaptığı görüşmeyi kaydeden bantm 18 dakika süren bir kısnmnın silik çıktıgı görülmüştür. özel sekreteri Bn. Woods bu kısmı «yanlışhkla» kendlsinin silmiş oldugunu söylemiş ise de, bunuii da Nixon'ın yeni bir elçabukluğu olduğu sanılıyor. Bu arada Başkan Yardımcüığına atanan Gerald Ford. senato tarafından onaylanmıştır ve bugün. yann Temsilciler Meclisince de onaylanıp görevine başlayacak, Agnew'den boşalan yer de dolmuş olacaktır. Bu. belki Nixon'.n azlini de kolaylaştırır. Maskesiz Diktatörlük Öğrenci ve işçi ayaklanmasını tanklaıla bastırıp dinlenmeye çekildiği bi r sırada, Papadopulos kansız bir darbe i!e düşürülmüş ve Başkanlığa Birincı Ordu Komutanı Fedon Gizikis geçmiş, Andrutsopulos başkanlığında bir hükümet kurmuş, Yunan ordusundakı generallerin hemen hem?n yarısmı görevden uzaklaştırmıştır. Gizikis'ın ılımh bir asker olduğu söyleniyorsa da darbeyi tertip eden kimsenin polis askerî şefi Gnl. Yuannidis olduğu ve perde arkasından herşeyi onun yönettiği söyleniyor. Darbeciler, demokrası kurmakta acele ettiği ve ülkeyi Kaosa sürüklediği gerekçesiyle, Papadopulosu düşürdüklerini ve 1957 nisan darbesizun ilkelerine bağlı kalacaklannı ileri sürmektedirler, yanl :naskeli diktatörlük yerine maskesiz diktatörlük kurulmuş demektir, yeni Başbakanın Amerikaya çok yakınüğma hattâ Amerika'da 1 yıl avukatlık yaptığı2 na bakılara!: darbede Amerika'nın da parmağı olduğu söyleniyor. Herhalde Yunan askerleri iyice siyasîleşmişler ve Yunan Ordusu artık Lâtin Amerika Ordulanna benzemiştır. Haska darbeler de beklenir. V EF AT Mad«ni «şya dalında Holding haltnd* çalışan bir kurutuşun. kalita kontrol . konutunda Genel Koordinatttr* karşı sorumlu ve bağh olarak çahşacak aşaflıdaki nitaliklera halz eleman aranmaktadır. 1. Kalite kontrol konusunda geniş bilgi va ihtisas sahibi, Türkiye'de veya Avrupa'da bu konuda en az 1 O yıllık tecrübeye sahip bulunmak. 2. Kalite kontrol tekniğinin toplulukta yerleşmesi va devamını sağlayacak. kadar yeterli bilgide olmak. 3. Imalat akimında devamlı kontrol vedenetim organizasyonu kurabilacek ve uygulatabilecek özelliklera sahip olmak. 4. Denetim ve organize etma esnasında topluluk içindeki üst kadema ile yapılacak temaslar İçin gerekli idarecilik nosyonuna sahip olmak. Müracaatçıların özgaçmialarini va talep •ttikleri Ucreü belirtan fotoğraflı bir mektubu PK. 148 Kadıköy adraslna "K.K. rumuzu" ile göndermeleri rica olunur. KALİTE KONTROL KOORDİNATORÜ ARANIYOR iergun dershanelere taşmanlarda^aha az zaman ayırdılar ve binlerce lira yerine sadece 200 T.L. ödediler. llşte Ünitest Birincisi Ünitest İkincisi Erdinç ÜNLUER Berrin YILMAZ Araolar Zirvesi lfi Arap devletinin katıldığı Cezayir zirvesi Irak ve Libya*nın katılmamalarma rağmen bundan önceki zirvelerden daha başarılı olmuştur. Irak ve Libya toplantıya katılmamakla Araplar birliğinin dışmda kalmışlardır. Konferans Ortadoğu barışı konusunda Sedat'a tam yetki vermiştir. Bildiride görüşmeden söz edilmiyor, zira Araplara göre B.M.'in 1967 2.'2 No.'lu kararı uygulanmahdır v^ «görüşmeye» lüzum yoktur. Sedat, konferansta petrol silâhını da kullanabilecektir. Zirve, Afrikalıların daha önce Adisababa'daki dışişleri konferansında istedikleri gibi, petrol ambargosunun Güney Afrika, Rodezya ve Portekize de uygulanmasma karar vermiştir. Ayncâ, Kurtuluş Cephesi lideri Arafat'ın Filistinlileri temsil ettiğini de kabul etraiştir. Bu kara r Kıral Hüseyin, için ağır bir darbe olmuştur. Fakat Araplarm istediği gibi, Arafat'ın barış konferansma gidebileceği şüphelidir. Herhalde Filistinliler konferansa çağrılmamışlardır ve Israil gerillâ lideri olarak tanıdığı Arafat ile masa etrafında oturmak istemez. 518.02 A j T 502.34 puan ( H k Puan Sizde evinizde ÜNİTEST ile çalısarak hem sımfınm pekiyi derece ile geçiniz hem de Üniversiteye girişinizi garantileyiniz. 400 ün üstünde puan alan yüzlerce öğrencimizin isimlerı adresleri ve belgeleriyle süslü broşürumüzü isteyiniz. D.G.S.A. Uygulamalıj Endüstri Sanatları Yiiksek Okııl Müdürlügünden Aşağıda görev yeri, barem derecesi ve nitelikleri yazılı personel almacaktıı. îsteklilerden 657 sayılı kanunun 48. maddesindeki şartları haiz olanların okul müdürlüğüne müracaatları. Barem Yüksek Ok. veya Lise mezunu Yönetim Büro Şefi 7 Lise, Ticaret Lisesi veya dengi Yönetim Büro Sekreteri 12 okul. Yüksek Okul vey» Lise mezunu Idare Âmiri 10 » » » » Gece îdare Âmiri 10 İlkokul ıneruna Gece Bekçisi 16 Hademe (3 kiji) 16 (Basın 27183) 9948 Japon Bunalımı îkinci Dünya Savaşından sonnt süratli kalkmmasiyle mucize yaratan Japonya, son zamanlarda gittikçe ağırlaşan bir iktisadî bunalım ve dış politikada da yalruzlık içine atılmı? bulunuyor. Enerji bunr.lımı, enflâsyon, son günlerde petrol, Japonya'nın eko nomisini sarsmış, Ithalât ve lhracatı otkilemiştir. Tanaka bu kış aylarmda kabinesinde değişiklik yapacaktı. Maliye Bakanı, ve «mucizenin» yaratıcılanndan Kiİ3i Aisi'nin ölümü bu değişikliği hemen yapması için fırsat vermiş, Tanaka hükümeti içindeki 20 bakamrı 12'sini değiştirmiş, Başbakan olurken, karşısına rakip olarak çıkan parti içinde başka bir grubun lideri Fukuda'yı da Maliye Bakanlıgma getirmiştir. Bu arada Araplarm isteklerine de uyup, Ortadogu sî"raşındaki tutumunda, Ame»ıkan paralelinden ayrılarak, Araplara kaymıştır. Bu yüzden Amerika ve İsrail tarafından eleştirilmis ise de, Arap petrolüne muhtaç oldugundan baska türlü hareket edemezdi. Simdl Tacaka başkanhgındn veni ekip, bun?Iıma aare arayacak, bulunamaz ve geleeek yıl yapılacak senato seçimlerinden «Liber' Dpmokratik» parti T<mf çıkarsa Tanaka çekilecektlr. .(Ilâncılık: 4749/9970) unıtest LİMASOLLU NACİ Ege Üniversitesi ve Mimarlık Mühendislik Yüksek Okulu Müdürlügünden Okulumuz Kimya ve tnşaat Mühendisliği böICmlerinde açık bulunan asistanhklara 1327 Sayılı Kanunla değişik 657 sayılı kanunla belirtilmiş şartları taşıyanlar arasında sınavla înşaat ve Kimya Yük. Mühendislari alınacaktır. GSreve alınacaklann lisan sınavlan 10 Aralık 1973 Pazartesi günü saat 10'da Meslek büim sınavlan aynı gün saat 14.00'de yapıl»cskhr. Sınava girmek isteyenıerin iki fotoğraf ve diplomaları ile birlikte en geç 7 Aralık 1973 günü saat 17.00'ye kadar Okul Müdürlüîüne müracaatlan rica olunur. CBasın: 1 523S 27208) 9%4 ItMASELVtLER CADDESt 61 TAKSÎM İSTANBLLİ (Reklâmcılık 3849) 9966 • • • • • »• • • • • • • • • • •» • • • • • Muayenehane Nakli • DİŞ DOKTORU FUZULİ AŞAR • Amerika'dan dönmüş ve Muayenehanesini Şişli, Halâskârgazi 4 Caddesi 360 numarada (Yapı Han) kat 6, daire 10'a nakletmiş• tir. Sayın hastalarına ve dostlarına duyurur. Telefon: 48 43 09. ^ Muayene, tedavi ve randevu saat 10 19 arası. • ••»••••••••»•»••••••••••••••••••••••••••••< (Cumhuriyet 9944) Araolar ve Afrikalılar Geçen hafta Cezayir'in çağnsı üzerine Adisababa'da dışişleri kademesinde toplanan Afrika Bir li&i örgütü Konferansında Afrika ülkeleriyle Arap Ulkelert arasında dayanışma iyice perçinleşmiştir. Toplantıda, geçenlerde, Portekizden bagımsızlıgını koparan ve 60'tan fazla Ulke tarafuı • • • • • • • • • • • •• • • • • • • • • • •••••••••••»••••••••• • CIHANGIR'de SATILIK • • J • «, • 1 salon, 1 hol, 3 oda. Sıraselviler Cad. 181 Ulus Apt. Da. 6 x Tel: 44 59 09. + •••••••••••••••»•••••••••••••••••»»»•••••»• (Cumhuriyet 9 6 J 9Ö Kaloriferli Daire
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle