17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 4 Kasım 1973 Bir Simge Ekim seçiminin kesin sonuçlarını öğreniik ve Cumhııriyetimizin 50. yılım da iUÜadık. Bugün bizde eskiden beri süregelen «İdarei maslahatçı. bir tutuma parmak basmak istiyoruz: Ben beni bildim bileîi, daha doğrusu olay. larm içyüzünü değerlendirebilecck bir çağa geldim geleli, bu ülkede, her iktidar döneminde, görülen herhangi bir uygunsuzluk, bir eksiklik, bir tehlike ya da üzücü bir olay üzerine hemen bir hükümet yetkilisinin gazete ve radyolarda (b!r süreden beri de televizyonda> demeci çıkar: •... Bıı hususta bütün tedbirler almmıştır.» Artık kamksadık bu klişe sözleri. Böyle bir demeç duyduğura veya okuduğum zaman kendi kendime gülüraserim. Milli Şeflik döneminde kurulup türlü demokrDsi şeflikleri dönemlerinde ürünlerini veren statik ve tutucu politika ekolünün bir tür simgesidir, .Bütün tedbirler alınmıştır» sözü. Bakalım yeni iktidar döneminde de bu «İdarei maslahatçılık» sürüp gidecek mi, yoksa hükümetçe alınacak .bütün tedbirler» g»rçekten inandıncı ve etkili olacakraı,bundan böyie? Göreceğiz. 14 Olaylâr ve gprüşter öykünün esnemesinl sürdCrerek hîç sıkılmarlan politika yapan kimi yetkililer gibi Istanbul Köp rüsü, üzerine taşan ağırlık altmda esnemiştir. Bütün TedbirJer Ve Ak Günler Hıfzı Veldet VELİDEDEOĞLU # Bir kolera salgını olur. Önce, türlü düşüncelerle halktan saklanır bu salgın. «Bağırsak enfeksiyonu» denilir. İş, mızrağm çuvala sığdırılamayacağı bir evreye gelince. hemen bir politika yetkilisinin ağzından: »Koleranın kontrol altına alınması için bütün tedbirler almmıştır» demeci. türlü yaym araçlarıyle yayımlanır. Oysa yine lâğımlar sokaklarda akar ve çocuklar lâğım suları karışan derelerde veya deniz kıyılarında yıkanriıayı sürdürür. Kolera bırakır gider, kurbanlarını yere serdikten sonra. Fakat onun her an ge.i gelmesine sebep olabilecek pislik ortamı sürer gider bu rnemlekette! Bütün politikacılarm her şeyi bir yana bırakıp üzerine eğilmeleri geıeken bir konudur bu. Ama onların kılı bile kıpırdamaz. Oysa hoşlarına gitmeyen bir kitap veya şiir çevirisi görseler, çuvaldız üzerine oturmuş gibi, birden hoplarlar yerlerinden. Demeçler, tehditler, bağır:p çağırmalar gırla gider. Orman yakan için af yasası, kitap çcviren için 30 yıl hapis yasası. Bir ara bir cılız ses çıkar hükümetten: <Orman yangınlarının önlenmesi hususunda bütün tedbirlerin alınması valiliklere bildirilrriştir. diye. Ve ateş, yüreklerimizi de yaka yaka, sürer. vatanın zaten çok azalmı; olan yeşillikleri ıçinde. 9 Pahahlık basmı alır gider. Baremin en üst derecesinden maaş alanların bile katlanamayacağı bir pahalılıktır bu. Sızlanmalar, özellikle rfar gelirliler yönünden yavaş yavaş feryat asatnasına uîaşır. Gazeteler yazar, çizer. Oysa daha aylarca önce «Pahalılığm önlenmesi için ithalât yapılmaFina karar verilmiş ve her türlü tedbir alınmıştır» diye demeçler verilmiştir hükümet katlanndan. Bu klişe sözü dinleyen var mı ki. pahahlık dursun! Pahalılığın baş yaralıcıları Avrupalarda. va da Türkiye'nin lüks yerlerinde, sağır kulakla ve büyük bir keyf içinde göbeklerini şişirirken. # Istanbul Boğaziçi Köprüsü'nün 30 ekim 1973 salı günü Sayın Cumhurbasksnınca açılacağı haftalardan beri Türk ve dünya kamuoyura duyurulmuş, açılış töreninin örovizyon arac;lığıyla bütün dünya televizyonlarında gösterileceği bildirilmiş, Köprü'nün güvenliği için özel eğitim gören 200 personelin görevlendirildiği ve bu konuda bütün tedbirlerin ahndığı ilân olunmuştu. Ama, TV'deki curcunada gördük ki, alınan tedbirler her zamanki gibi yetersiz olmuş, tören, sovlu bir ulusa yaraşır biçimde yürütülememiş, böyle günlercte «lutfen» le başlayan düzen çağnlarını dünyanın hemen her yerinde etkisiz bımksn «kitle psikolojisi» hesaba katılmadığı için, açılış törenir.de, hâlâ eski Atatürk'ce Tedbir Atatürk. Eje bölgesine trenle giderken, trer, hattının içinden geçtiği batak bölgenin «Cellât Gölü» adını taşıdığını ve bunun sebebinin de, bu gölde üreyen sivrisineklerin bulaştırdığı sıtmadan. göl yöresindeki halkm her yıl binîerce kurban vermesi olduğunu öğrenmiş ve bu bataklığın hemen kurutulması için emir vermiş. îşin arkasını bırakmaması sayesinde, Cellât Gölü'nün hemen o yıl kurutulması henüz unutulmadı. Din taas?ubunun hoıtlaması durumlarında. örneğin Menemen'deki Kubilây ve Bursa'rîakı Arapça ezan olaylarında Atatürk «gereken tedbirleri» hemen 7amanmda almış, bunları sürefter.leştirmemis (müzminleştirmemis), «Bir kişinin ölümü veya bir bağnazın Arapça ezanı ile Türkiye yıkılmaz», «Yürümckle sokaklar a?;nmaz» dememiş ve böylece birçok masum insanın baçının derde girmesini önlemiştir. «Gereken tedbir» böyle alınır işte. Ama Atatürk'ten sonraki poütika okulunda durum değiçmiş ve «gereken tedbirler almmıştır» lâfı, yukarıda beUrttiğim gibi, klişeleşmijtir. Halkır büyük çoğunlugu henüz uyanmış f>lmadığı için. gerçek Atatürkçüler, hak arama yolunda azınlıkta, hstta, kimi zaman yapayalnız kalmaktadırlar. Zira. elhak teslim etmok serrkir ki. Türk halkınm çojTinluÇunu u.vntmak için çpyrck yüzyıldan beri «jereken bütün trdbirler alınmış» ve nygulanmıştır, iç Te dış güçlerce. Ama şurası biline ki, bu uyku sürmez uzun zaman. însan kafası ve bilimin aydınlığı, kralların bütün zulüra ve baskılarına ve Engizisyon mahkemelerinin işkencelerine rağmen, ortaçaj karanlığını bile d'elmis ve bugünkü uvgar Batı c'üşüncesini yerleştirmiştir, birçok Hıristiyan ülkede. Bizde de ne denli karşı tedbir alınsa, Atatürkçülüğün devrircci aydınlığı asla söndürülemeyecek, Türk milliyetçiliği, sermaye sömürüsünün ve Arap ümmetçiliğinin duvarlarını er geç yıkacaktır. Son parlamento seçimleri, uyanmamn başladığmı gösterdi. Bu ülkenin ve bu halkın gerçekten «ak günlerinı» belki biz göremiyecegiz ama «kalan sağlar» görecektir. Bur*dan hiç şüphe etmeyelim. Dünizade ile Rifat Efendi • slâm birdir: ama tarihhnizde iki tür din adamı vardır: l l ) Sömürücünün hizmetinde din adamı. • 2> Sömürücüye karşı din adamı. Milli Kurtuluş Savaşında, 5 Nisan 1920 gününde, Şeyhülislâm Dürrizade, Mustafa Kemal Paşa ve «avanesinin» dffterini dürmek için şu fetvsyı yayımiıyordu: « adı çeçen kimselerin kötüliiklerinden memleketi temizlemek ve zararlanndan halkı kurtarmak vacip olup "FeKatilu elleti tebca hatta tefaa ilâ emerillah" âyeti kerimesi ;eregince katilleri çerekirse kitle halinde öldürülmeleri meşru ve farz olur mu?» «Beyan buyrula!» «Cevabı budur: Gerçesji Tanrı bilir ki olur.» Dürrizade, Mustnfa Kemal ve arkadaşlarım öldürenlerin eazi mertebesine yükseleceklerim'. millî kurtuluş mücahitlerini ölciürmek yolunda ölenlerin ise şehitlik mertebesine yükselip Cennete varacaklarmı söylüyortfu. Istanbul'un Dürrizade'sine karşı Ankara'da bir başka din adamı vardı: Müftü Rifat Efendi. 153 din adnmıyla birlikte Diirrizade'ye karşı bir fetva yayımlayan Rifat efendi ise emperyalizme baskaldırmanin kutsallıgı ve mesrulugunu ilân ediyor ve Istanbul'un fetvasma değgin şu deCerlendirmeyi yapıyorcTu: « düşman devletlerinin zorlamalan ve kandırrnaİ3rıvla olaylara ve gerreklere aykırı olarak çıkanlmış bulunan fetvalar, Islâm halkı için Şeriatça muteber olur mu?» «Beyan buyrula!» «Cevabı budur: Gerçeği Tanrı bilir kl, plmaı.» Istanbul'daki din adamına göre millicilerin katli vacipti. Ankara'daki din Erlamma Rnre bu savaşçılar kutsal bir uğrasın bayrağını açmıslardı. Istanbul'daki cfin adamına göre millicileri öldüren gazi, bu yolda ölen şehit olacaktı. Ankara'daki din ariamına göre millî kurtuluş yolunda ölen şehit, kalan gazi olacaktı. îslârn birdi ama, Ankara'daki Müslüman başka, Istanbul'daki Müslüman başka türlti düşunüyordu. Dürrizade. emperyalizmin hizmetindeydi, Rifat efendi emperyalizme karşıydı. İkisi de beş vakit namaz kı!ardı, ikisi de sarıklı din adamıydı. Bu çelişki yalnız Türkive'de ve îsiâmda değil, dünyanın öteki ülkelerinde ve dinlerinde de görülür. Rum Kilisesj Sen Sinod kurulunda. Makarios'la Baf Pi'=kot>oslan arasında bir mücadele sürmektedir. Güney Amerika'da çeşitli kiliselerde ayrılıklar başsöstermiş. kimi din adamlan sömürüye ve diktaya karşı b:r tutum almışlardır. Arap ülkelerinde ise sosyal adalete dönük nice din adamı var. İslâm, Suudi Arabistan ile Suriye arasında değişmese de, din adamları iki ülkede avrı düşünmektedirler Türkiye, dünyadan soyuManarak yaşayamaz. Yeryüzündeki bütün akımlann etkilerinden nasiplenecektir. Son çeyrek yüzvilda. ülkemizde din. sömürü oolitikası hizmetinde kullanıldı. Milli Egitim bu amaca araç edildi. İşbirlikçi sermayenin secim sandıgında çoğunluğu kazanması için, rjolitikacılar din yolunda az atraksiyon vapmadılar. İmamHatip ile Hafız Okullan çocuklanmızın beyinlerinı bu yolda vıkadılar. Sermaye çevrelerinin Çfcuklan, yabancı kolejlerde. özel liselerde okurken. fakir fukaranm çocuklan İmamHatip Okullannda sermaye smıfının militanı olarak yetlştirildi. Şimdiye dek bir zengi. nin: Ben çoeuğumu imam yapacağım... diye din adamlığını amaçladığı ve oğlunu tmamHatip Okuluna gönderdiği. ne görülmüş. ne de işitümistir. Ama devran değiştikçe herşey değişir. Türkive'deki son gelişmeler, din silâhınm tekelci sermayenin elinden alınıp, tekelci sermayeye do»rultulduğıınu işaretlemektedir. Bu gidişat büyük sermaye çevrelerini öylesine korkutmuştur ki: Layiklik elden gidiyor.. diye bağırıyorlar. İslâmı, tekelci sermavenin yabancı markalı arabasına akarrakıt yapanlann, yolda kalınca yükselen feryatlandır bunlar... 0 Istanbul, özellikle Anadolu yakası, her yaz sivrisinek salgınına uğrar. Kara sinekle herBir deprem olur, güzel vatanımızın bir bölkes artık haşir neşir olduğu ve kimse bundan gesindeki köyleri, kentleri yerle bir eder. Felâket yakınmadığı için, onu saymıyorum. Fakst uybüyüktür. Bizim Kızılay'dan çadırlar, uygar kuyu imkânsızlaştıran sivrisinek öyle değil. Şidüııya ülkelerinden ilâçlar, süt tozu ve yîyecek kâytler yükselir; o zaman sırtında mazot pomkonserveleri, battaniyeler yolianır, yardırn olarak. Türk vatandaşlarından bir kısmı da, iki pası ıle bir takım adamlar dolasır sokaklarda ve lâğım çukurlannı, su birikintilerini mazotlar, kazağı varsa birini, az kulianılmış elbiselerini, gösteriş olsun diye. Oysa sivrisinekle mücadele hattâ fazla yatağını bağışlar yardım toplayıcılamevsimi çoktan geçmiştir Ama onun da çaresi rına. Türlü makbuziarla ianeler de toplanır. Bir var: Bir yetkili çıkar: «Gelecek yıl sivrisineğin Bakan: .Deprem bölgesinde halka yardım edilkökünü kazımak için bütün tedbirler alınraıştır« mesi ve yıkılan meskenlerin yerine, kış gelmeder. bizler de ferahlarız! Ve yaz aylarını yine den önce, yenilerinin yapılması için bütün tedcibinlik veya bir takım ilâçlamalarla atlatmağa birler almmıştır diye demeç verir. Gelin gcçalışırız. rün ki. yardımlardan cn önemlileri, yerine ulaşmaz. Avrupa battaniyelerinin, süt tozu ve yiye0 Millet susuzluktan kavrulur büyük kentcek konservelerinin başka illerde el altından lerimizde. Ve hele bu yıl olduğu gibi doğu satıldığı duyulur. Bu işi yürüten bir şebeke varillerimizde. Otuz yıldan beri her Allahın yılı dır ve yakalanmamak için o da, rüşvet başta ol• Gelecek yıl daha çok su verilmesi için şimdiden mak üzere, bütün tedbirleriC) almıştır. Yardım bütün tedbirler alınmıstır» sözünü işitirsiniz yetkonusunda .bütün tedbirlerin ahndığını. yetkili küi ağızlardan. Ne var ki. susuzluk sürer gider ağızlarla söyleyen hükümet, büyük felâket kary.llar boyunca. İş yine Allaha kalır. Halk, geîisındaki bu alçakça suiistimali meydana çıkarleneksel yağmur duasına çıkar yer yer. Bunun mak için gerekii araştırma ve soruşturmayı şidresimlerinin altmda gerici gazeteler: «Doğuda det ve ciddiyetle yürütmez. Bir kısım gazeteler yağmur duasına çıkan halk> dcmez de Rahmet bir ara yazar, çizer, onun da tavsar arkası. Soiçin Rahman'a açılan eller» diyerek bir de din nunda kış gelir çatar ve deprem bölgesindeki sömüriisü yapar. Artık bütün tedbirler Tannya halk kendi kadeıi ve sızlanmalarıyle başbaşa kalmıştır. kahr. • Ülke çöle doner orman yangınlarmdan. Örnekler "TUZ VE EKMEK,, OKTAY AKBAL Evet Hayir 7 Günün ardından îki Büyükler ve Arap Israil Savaı 16 Gün Savaşı 1967 yılında İsrail'in saldırısiyla başlayan savaş, 6 gün; 1973te Mısır ve Suriye'nin saldırılarıyîa başlayan savaş 16 gün sürdü. Her iki savaşta da Araplar toprak kay bettiler: 16 gün savaşında İsrail yeniden 600 Km. kare, Suriye ve 1500 km. kare Mısır toprağı <kanal'ın batısında) eline geçirdi, buna karşılık Mısır da Süveys kana lmın doğusuna bir ordu geçirdi. Savaşın ilk aşamasmda başar.h olan Araplar, sonunu getiremediler. Mısır'm Kanal doğusuna geçirdiği ordu sarıldı ve teslim olmaktan Amerika'nın İsrail üzerine yaptığı baskı sayesinde kurtuldu. Amerika ve Sovyetlerin girişimi ile Güvenlik Konseyi 22 ekimde ateşin kesilmesine karar verdi ve her iki taraf da bu karara uyduğundan 6 ekimde baş layan savaş 22 ekimde sona erdi. Enver Sedat, Amerika'nın savaşa katıîması üzerine ateşkesi kabul ettiğini, Suriye Başkanı Hafız Esat da, İsrail'in 1967 smırlarına çe kileceği hakkında Sovyetlerden garanti aldığını ve bu nedenle ateşi kestiğini söylenıişlerdir. Doğ rusu her iki Arap ülkesi de savaşa devam edemezdi. Fakat yenil gi 1%7'de olduğu kadar ağır değildir. Araplar, israil ile savaşabileceklerini göstermişlerdir. ir solukta okunan romanlar vardır. Nerden alır ou özelliğini? Kimt zaman konusunun ilginçliğinden, güncelliginden; kimi zaman yazarın benzersiz anîatımından. Kitaplar vardır, konuları önemli değildir, hatta bize yabancıdır, ama öyle değişik, öyle içe işleyen bir anlatışla size seslenir ki bırakamazsınız elinizden. Bir de yaşanmış, bir çağı veren, duyuran, car.landıran romanlar vardır. bir yanmdan, bir köşesinden siz de kanlmışsınızdır, hiç değilse tanık olmıışsunuzdur o olaylara, okurken içinde yaşarsmız yeniden... Ömer Faruk Toprak'm «Tuz ve Ekmek»ini okurken 1940' lara dör.düm. Lise sıralan. yüksek öğrenimin ilk yılları. Şimdi ya«ı elüj'i bulmuş, hatta azıcık da geçmiş, bir kuşak, büyük kenr'.erde, daha doğrusu Istanbul ve Ankara'da, sanat, edeöiyat çevresinrie yaşayan bir kuşak, anlatıhyor bu romanda. Kendilerini toplumeu düşüncelerin etkisine kaptırmış gençler, içle:i a.lev alev yanan ajcdın kişiler. Savaşın. kapüanrruza kadar gelmesinin korkus'ü bir yandah.'tek" parti yönetiminin yanlış, yersiz kuşkusu bir yandan, bilgisiz kimselerin kraldan çok kralcılıklan bir yandan, genç yüreklerdeki ülkücülük ateşinin yakıcıhğı bir jandan... Kahveierde, meyhanelerde toplanan aydın gençler toplum sorunlarını en ilkel koşullarda, en ilkel bilgilerin sınırı içinde kcr.uşurlardı. Beş altı kişi bir araya geldi de Gorki, Istrati, Marx, Lenin. hatta Gide, Malraux adını andı mı, o üç beş kişir.in içinde muhakkak bulunan bir «muhbiri sadık» hemen yetiştirirdi bu «önemü» bilgileri yerli yerine! Ne demekmiş kahvelerde bir takım garıp adlardan söz etmek, sınıf'mış, kapital' miş. emek'mi.ş. bilmem neymiş!... Ömürleri boyunca tek bir kitabı piyasa romanları dışında okurnamış «yetkinliler adamlarını ko.şturur, geceyarıları, sabah karanlığı ;,"akals;ırlard: o gençler:. Sorgular başlardı, delikanlı mimlenirdi. adı solcuya çıkardı. Çîktı mı tamam, yakayı kurtaramazdı. Bu kez solculi'.ğun ne olduğunu daha iyi anlatmak ister. başlardı işin derinliğine inmeye. Hatnhyorum, yakın yıllarda önemli görevlerde bulunan biri o güDlerde öğrenci deı neklerinde, «bir kahvede toplar.ıp Piîigrilîi okuyan, masalarda beşer beşer oturan» genç şairleri, yazarlan tehlıkeli kimseler olarak jurnal etmi>ti kamuoyuna. Oysa o kahveye ben de giderdim. Asmalımescit'teki Eîit kahvesiydi. Bezik, piket, kaptıkaçtı gibi kâğıt ovnınları oynardık, edebiyat, sanat tartışmaları yapardık. Açık açık, gizliliklere kaçmadan... Jiöyleyken ilerde «büyük adam» olacak o genç öğrenci böyle suçlımalar ^apmıştı bize. Herhalde «ilgililer» de gelip gidiyorlardı Elit'e. Duyuyorlardı konuşmalan. anlamışlardı «tehlikeli» kişiler olmacüğımızı. O ilerde «büyük» olacağı bilmem nesinden belli gencin curnaline aldırış etmemişlerdi... Toprak'ın «Tuz ve Ekmek» ini okursanız bir ilginç çağın havasma gireceksinu birden. Konuları bakımından da, jazılış bakımından da sürükleyici bir yapıt. Romanın kahramanlannı nerdryse tanıyacağ'.m, şu şair. bu yazar, bu profesör, falanca İİEJÜİ, bilmem hangi yetkili hep tamdık, bilctik kişiler .. Hepsi otuz şu kadar yıl önce yaşamışlar, çile doldurmuşlar, bir şeyler aramışlar, bulduklarını sanmışlar. başkaları kuşkular duymuş onların bu arayışlarından. arkalarına adam takmış. izlettirmiş, kaçmışlar. saklanmışlar. yakalanmışlar, bırakılmışlar, yeniden aranmışlar, eşleri, çocukları acı gunler yaşamış. Yıllar akıp geçmiş, ezerek, unutturarak, eskilerinin yerine yenilerini, yaşîananların yerine gençleri koyarak. «Tuz ve Ekmek» teki kişiler Sabahattin., Osman Fuat, Ayşe, Sait Hüsnü, Leylâ, Ahmet Hulusi, Abdülhak hoca, vb.'ları tanıyorsunuz. Biliyorsunuz bunların hepsi canlı kişiler. Çoğu hâlâ yaşamakta aramızda. Romanda Sait Faik, Kemal Ahmet de var... Ömer Faruk Toprak'm romanı böylesine canlıysa, böylesine yaşam doluysa, yazarının bütün bu kahramanlarla dostluk etmesinden, hepsini yakından tanımasından.. «Tuz ve Ekmek» te sürekli bir kaçışın öyküsü var. Yakalandığı zaman belki de hemen bırakılacak bir suçsuzun kaçışı, saklanışı... Neden, niçin kaçıyor; neden, niçin bunca telâşla aranıyor; neden, niçin bir süre sonra bırakılıyor, tekrar aranmak, tekrar bulunmak için mi? Otuz şu kadar yıl cnceki birtakım işler bize şimdi nasıl anlamsız, nasıl gülünç geliyor. Otuz şu kadar yıl sonra bugünlerin garip, acı, üzücü ciayları da böylesine gülünç, anlamsız gelecek o günlerin insanlarma... Okuyun «Tuz ve Ekmek»i. DUnü, bugünü daha iji anlamak için... B YENİLGİ 1967DEKİ KADAR AĞIR DEĞİL İKİ BÜYÜKLERİN TARAFLAR ÜZERİNDEKİ E T K İ S İ UMUT VERİCİ YUMUŞAMA, ZEDELENME VE NATO'DA ÇATLAMA Prof. Dr. Ahmet Şükrü ESMER harekete getiren başlıca etken de budur. Şimdilik Arap petrolüne ihtiyacı az ise de, Amerika hem geleceği, hem de Avrupayı düşünüyor. Dünya nüfusunun °o 6'sma sahip olan Amerika, dünya petrolünün üçte birini tüketiyor. üslerinin kullanılmasma razı olmadıklanndan Amerika. A\Tupalı ortaklannı kınamış, Kissinger, Avrupalıların sadece kendi çıkarlannı düşündüklerini söylemiştir. Savunma Bakanı Schlesinger de, Amerika'nın Avrupada asker tutmaşuıı gözden geçireceğini bildırmiştir. Bu kınamalara, İngiltere Savunma Bakanı Lord Katılaşan Carrington ile Almanya Dışişleri Bakam Scheel cevap vererek, Yumuşaklık bunda da Amerika'nın kendileriSon günlerde danışma ve da ne damşmadığını, aslında savaş yanışma halinde hareket ediyor konusunda, Amerika ile Avrupa lar veya öyle görünüyorlarsa da, çıkarlannın ayn olduğunu söyleayrılıklan 6 Ekimden beri olup bitenler, A mişlerdir. Bu görüş merika ve Sovyetler arasındaki yeni değildir. Vietnam savaşında yumuşamayı zedelemiştir. Nixon kendine yardımdan kaçındıkları ve Brejnew. telefonla ve yazı ile gerekçesiyle, Amerika, Avrupatartışmış olacaklar, fakat her lı NATO ortaklanna gücenmişti. ikisi de bunu gizli tutuyor. Doların değerden düşmesinde Nixon'un Amerikan Silâhlı Kuv yardım etmemelerinden de öfkeAteşkes Sonrası vetlerini alârma geçirmesine kar lendi. Fakat o zamanki tartışmagöster lar gizli kalmış iken, bu kez Ateşkesle birlikte hemen Orta şı Moskova sert tepki doğuya B. M. Gücü yoUanmıştır. miş. bunun Watergate olayını ar Amerika açığa vurmuştur. AmeBunların görevi tarafları 22 ekim kaya atmak için bir manevra ol rika NATO'yu kendi politikası duğunu iddia etmiştir. Bu ıddi uğrunda kullanmak istiyor. Avdeki cephelerde tutmaktır. Fakat Süveyş'te 22 ekimde cephenin ne ada bulunan Amerikalılar da var rupalılar da bir sesle konuşamarede olduğu saptanamadığmdan Ts dır. Hele Avrupalıların çoğu bu dığından, Amerika bundan cena inanmıştır. Şimdi de Nixon, saret alıyor. Böj'le bir sesbirligi rail'in Kahire'den Kanala giden yolları kestiği anlaş.ı!ıyor. Süvey? Hind Denizine bir donanma yol oluş halindedir ve Pompidou lamış. Sovyetlere «en zıyade mü buna hız verilmesi için ortaklan kenti de işgal edilmiş ya da sarıl mış Ortadoğuya 7 bin kişilik B.M. saadeye mazhar» ülke statüsü zirveye çağırmışttr. Ne olursa ol nün tanınmasını öngören kanun sun, NATO artık gününü yaşamış Barış Gücü yollanacaktır. Şimdi görüşmeler için hazırhk yapıl tasansını da Kongreden geri al görünüyor. mıştır. Aslında, Kongre bu stamaktadır. Bu işi Amerika ciddi tünün tanınmasını, Yahudilerin olarak ele almış görünüyor. AteşSo\yetlerden serbest göç etmekeste Amerika'nın baskısı altında Nixon'ın lerine bağlamıştı. Sovyetler de kalan İsrail barış şartlannda da Akdenize savaş gemisini indirbaskı altında kalmamak için BaşEl Çabukluğu bakan Golda Meir'i Amerika'ya mekte devam ediyorlar, şimdi yolıamıştır. Mısır Dışişleri Baka sayıları 90'a yükselmiş. KarşılıkAğır baskı altında Nixon, kennı Ismaıl Fehmi de oradadır. Kis lı ilişkilerdeki yumuşama katılaş disinin Watergate skandalında rosinger de Çin'e giderken Fas'a, AIı mış ise de sertleşmemiştir ve lünü aydınlatacak olan ünlü ses her iki taraf de eskiden görüldü bantlarmı, yargıç Sirica'ya veresır'a Suudî Arabistana ve Pakistana uğrayacak yardımcısı Sisco ğü gibi, birbirini açıktan suçla ceğini söylemiş, herkes derin neda îsrail'e geliyor. Sovyetlerle maktan çekiniyor. fes almıştı. Bunlar 9 banttır ve danışma halinde olan Amerika, ba Sirica kendisine sadece 7 banrışın kurulması için koşulları eldm verildiğini söylemiştir. Biri NATO'da Çatlak verişli görüyor ve Araplar da İsDean ile, öteki de Mıtchell ile rail de savaşmaktan bıkmışlardır, Amerikan Sovyet yumuşama görüşmeyi kaydeden iki band vefakat barışa ulaşmak da kolay ol sı zedelenmiş ise, NATO çatlak rilmemiş, Beyaz Saray, «ÂJet bomayacak. Toprak sorunlan <izerir.zulduğundan» Dean ile göriişmede derin anlaşmazlıklar vardır. vermiştir. İsrail'e yardım için Aınerikan baskısınm İsrail üzerine, Sovyet baskısınm da Araplar üzerine etkili olduğu da görül müştür. Bir umut bu baskının ta raflan yola getinnesidir. nin banda almamadiğını Mitchell ile görüşmenin de telefonla yapıldığından banda geçirilmediği cevabını vermiştir. Oysa Beyaz Saray bantların eksiksiz olarak elde tutulduğunu bildirmişli. Kendisini suçlayacak olan bu iki bandı Nixon'ın elçabukluğu ile yok ettiği anlaşılıyor. Buna cesaret eder, etmez diye Amerikalılar daha önce aralarında tartışıyorlardı. Demek cesaret edertnl«. Haber bomba gibi patlartı. Astında Watergate'den . başka, '>..Jj^Hyı Seç^rrı kampany^ında '" |Wketlera^n" TCanuna aykırı para almak, aldığı paraların bir kısmiyle iki ev satın almak, vergi kaçakçılığı yapmak gibi suçlardan da araştırmalar yapılıyor. Özel savcı Cox, asıl bu nedenle görevinden azledildiğini söylemiştir. Nixon'ın Başkanlıkta kalması, daha da zorlaşmıştır. Kuvvet İndirimi Karşılıklı kuvvet indirimi görüşmelerine 12'si NATO, 7'si de Varşova Paktı üyesinin katılmasiyle Viyana"da başlamıştı. Fakat Orta Avrupa'daki NATO ve Varşova Paktı Kuvvetlerinin indirimi öngörüldüğünden NATO'da kanatlarda kalan 5 ülke, Türkiye, îtalya. Yunanistan, Norveç, Danimarka ile Varşova Paktından 3 ülke Romanya. Bulgaristan ve Macaristan, gözlemci olarak katılıyorlar ve kuvvetleri indirilmiyecek. Sadece güvenlikleri söz konusu olduğunda fikirlerini beyan edeceklerdir. Orta Avrupa'da olduğu halde topraklannda üslenen 40 bin askeri indirilmesin diye Sovyetler Macaristan' ın gözlemci olarak katılmasmda, geçen yaz da toplanan hazırlık konleransında direnmişlerdi. Sov yet blokunun bu bölgede asker ve tank sayısı üstün olduğu gibi. coğrafya bakımından .daha elverişli durumdadırlar ve bu üstünlüğü korumaya çalışacaklardır. Amerika öncelikle kendi kuvvetleriyle Sovyet kuvvetlerinin indirilmesini sağlamaya çalışıyor. Zira karmaşık problemler ortaya atacak olan görüşmeler çok U2un sürecektir. İspanya'daki Dünya Radyoloji Kongresir.den dönen DR. GÜRBÜZ AHISKALI ' Hastalannı kabule başlamıştır. Adres: Halâskârgazi Cad. 274. Tel: 47 47 93 Her saatte evlerde Röntgen çekilir. Tel: 4fi 76'18 Cumhuriyet 9025 Tesisatçı Yardımcısı Almacaktır Başmüd'ürlüğümüz servislerinde Genel ldare hizmetler sınıfından boş ve boşalacak Tesisatçı Yardımcısı kadrolarının doldurulmasını teminen 9/11/1973 günü sa^at 14.00'de yapıiacak sınavda kazananlar arasından yeteri" k! dar eleman almacaktır istenilen şartlara haiz olanların sınava girebilmeleri için nüfus cüzdanı, diploma ve bir adet'fotoğraf ile birlikte en geç 8/11/1973 günü me?aı bitimine kadar Gayrettepe Yıldız Posta Caddesir.dekı Personel Servisimizö şahsen müracaatları ilân olunur. ISTANBUL TELÇFO.N ŞARTLAR: 1 Orta veya Ilkokul mezunu olmak. (Ortaokul mezunları tercih edilir) 2 30 yaşından büyük olmamak (Tayin tarihinde 30 yaşını doldurmuş olmamak) , ' 3 Askerliğini yapmıs olmak. 4 Vücutça görünür herhangi bir sakatlıgı bulunmamak. 5 Eelgeleri ile birlikte şahsen müracaat etmeyenlerı'n dilekçelerine cevap veriimeyecektir. (Basın: 250529022) Portekiz'de Seçim Portekiz'de dürüst seçim yapılamayacağı gerekçesiyle muhalefetteki Demokratik Parti seçime katılmarrnş ve iktidardaki Ulusal Halk Hareketi Partisi kazanarak, 40 yıllık iktidarmı sürdürmüştür. Portekiz'de Olivera Salazar tarafmdan kurulan korporatif reijmin iki meclisi vardır: 1 130 üyeli ulusal asamble. 2 205 üyeli korporasyon meclisi ki sendika ve meslek gruplarının temsilcilerinden kuruludur. Ashnda rejim diktatörlüktür ve = iktidar seçimle değişecek gibi de = ğiîdir. Salazar 1932'den, hastalanıp ayrıldığı 1968 yılına kadar | iktidarda kaldı. Ondan sonra gelen Marcello Caetano da, Sa | lazar geleneğine bağlı kalmıştır. Ulusal Meclis içinyapılanseçimin E başka sonuç vermesi beklenmi p yordu ve Başkan Americo Tho ş mas 15 Kasun'da yeni meclis = = toplandığında Başbakanlığa yine Caetano'jiı atayacaktır. Bu ara | da Porteklz'in sömürgesi iken = = bağımsızlığını ilân eden ve 60 ülke tarafından tanman Gine = Bisau sorunu da B.M. Genel Ku = rulunda tartışılmaktadır. 62 ülke = «bağımsız» GineBisau'dan Por Ş tekiz askerlerinin çekilmesini ön 1 gören bir önergeyi Genel Kuru = la vermişlerdir. Portekiz bağım ^ sızlık ilânının bir propaganda Ş dan ibaret olduğunu ve kendi I ktıvvetlerinin aslında sömürge I değil. denizaşın Portekiz toprağı olan GineBisau'a hâkim olduğunu iddia etmektedir. Arapların Silâhı Araplar petrol silâhım kullanmaya başlarnışlardır. Tümü de Amerikaya ve «Siyonistlerden ya na olduğu» gerekçesiyle Hollandaya petrol ihracını durdurmuşlardır. Hollanda, Pazar günleri motorlu taşıt kullanılmasım yasaklamış ve petrol konusunda Ortakpazar ülkelerinden yardım istemiştir. Ortakpazar anlaşması her geçit malın, tüm ortaklar pi yasasında satüması gerekirse de Hollanda'ya petrol verildiği takdirde kendilerine de amoargo uv gulanacağını Araplar Ortakpazar ülkelerine bildirmişlerdir. Suudi Arabistan petrol üretimıni ° b İC oranında eksiltmişti. 1 Kasımda Kuveyt kararma uygun olarak öbür Araplar gibi, yeniden " o 5 / oranmda eksiltmiştir. îsrail, Arap topraklarından çekilmedikçe her ay "i 5 oranında eksiltilecek tir. Arap silâhı toplum vücuduna yavaş yavaş giriyor. Avrupa' r.m kaygısı bu olduğu gıbi. Ame rikayı barış kurmak konusunda PTT Ankara | Deniz Kuvvetleri Komutanlığı I SEYtK, HİDROGRAFİ VE OŞtNOURAFj OAİRE BAŞKANLIGINDAN BlLOİRlLMİŞlİR. 1 g v Maliye Bakanlığından Stajyer Bütçe Kontrolörlüğüne atanmak üzere, sınavla eleman almacaktır. Yazılı Sınavlar 4.12.1973 günü Ankara'da yapılacak ve yazılı sınavı kazananlara sözlü sınavın tarihi aynca vazı ile bildirilecektir. Smavlara: Siyasal Bilgiler, tktisat, Hukuk. Ortadoğu Teknik Üniversitesi İdari İlimler Fakülteleri, İktisadî ve Ticari İlimler Akademileri veya bunlara denkligi Milli Eğitim Bakanlığmca kabul edilen yabancı fakülte. akademi ve okullan bitirmiş olanlar katılabilirler. Gıriş şartlarım ve sınav konularım ayrıntılı clarak gösteren SINAV BROŞÜRÜ Bütçe ve Mall Kontrol Genel Müdürlüğü İdari ve Ma!l İşler Şubesinden sağlanabilir. İsteyeolerin adreslerine gönderilir. Smavlara girmek isteyenlerin dilekçelerinı, en geç 20 Kasım 1973 günü akşamrna kadar Ankara'da Maliye Bakanhğı Bütçe ve Malî Kontrol Genel Müdürlüğü îdarî ve Mall îşler t .oesinde olacak şekilde vermeleri gerekmektedir. »• ^ »• »^ ^ » X . ^ ^ . « . • • Başnıüdürlügünden Bölgemizde açık ve açılacak kadroların kapatılmasını teminen 8.111973 Perşembe günü saat 14.00'de memur sınavı yapılacaktır. Sınavda başarı gösterecek olaruar arasında lisan bilenler tercihan görevlendirilecektir. Isteklilerin enaz ortaokul mezunu, 3'J yaşını geçmemiş askerlikierini yâpmış (erkekler için) olmaları ve 1.11.1973 günü saat 17.30'a kadar Başmüdürmgümüz Personel Âmirliğine müıacaatla gıriş belgesi almaları gerekir. DENİZCİLERE VE HAVACILARA 138 SAYILI BİLDİRİ | | 5 ile 8 Kasım 1973 tarihleri arasında saat 0900'dan 1 17.00'ye kadar aşağıdaki noktaların bırleştişi saha içinde ş seyretme, demirlerrte, avlanma ve bu sahanın 6000 met = reye kacfar olan yüksekligi, can ve mal emniyetı bakımınş dan tehlikelidir. = KARADENİZ ŞİLE AÇIKI.AR1 5 1 inci nokta: E 5832 No.iu Şile fenerinden 268 derece ve 1 3.8 mil mesafede = Enlemi 41 derece 10 dakika ku^ey, § f Boylamı 29 derece 32 dakika doğu 3 2 nci nokta: Enlemi 41 rierece 19 dakika kuzey, ş Boylamı 29 derece 32 dakika doğu s 3 üncü nokta: Enlrml 41 rierece 19 dakika kuzey, § f = Boylamı 29 rierece 4 rtakıkadogu 5 4 üncü nokta: Enlemi 41 derece 09 dakika kuzey Boylamı 29 derece 45 dakika doğu DENfZClLERE VE .HAVACILARA Ö.NEMLE DUYL'RL'LUR. (Basın 25150902 j t (Basın: 254129018) (Basın: 252709021)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle