28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHTJRÎYET ~ 14 Kasım 1973" Tü^UiVAMJN ıLK düHLE^ıNPE PAMÛNA'VA V£ $ErWtTiNE SAHı'p ulM/<3Zl£ MİyiE, KiPAN KiftANA yAfıLAN Bu PÜfrü^LtRC ACEMİ D£L!KANliiA£, rlAYALPBZtÜ ^VAHüTADAMAKıUl RAMuMA MESUTTü ... BîJyÜK Bı£ZtVK îç İ KARAT£(ıNIN|l A Toz Duman İçinde TALİP APAYDIN 54 Ali'nJn hiç güleeeğl yokken güldü: O kadar da değil gayri. Kendl köylün tanimn* olur mu? Ya ne? Çoktandır ajTiay» bakmadım mnnuı haitmm kendim da «»rnynmttm heıhalde. Ali gene güldU: Ulen arJrideş yok musun ya* Şakanm sırası mı şimdı? Of Allah: Içımde can kalmadı be. Tükendim hepten. Heie şu ayaklar... Sorma, benimkiler de öyle. Nerelerden geçip geldik. Meğer ne büyükmüş bu dünya? Derlerdi de inanmaadım. Gıt gıt bitmiyor. Deli mısın, elbet büyük. riele bizim gibi aç susuz yürüyunce, bıtmez tükenmez ag. zına tükürdügum. Kül Hamıt sol bacağına vurdu: BUlyor musun, benım şu ayak acımaa oldu gayri. Taş çakıl batıyor da hiç aldırmıyorum. Duymadığın iyi. Canın yanmaz hiç değilse. Keşke benimkı de öyle olsa. Gecenln içinde ses soluk yoKtu. lki yanda kapkara dağlar görünüyordu. Binsi deve horgucü gibi çıkmıştı yıldızlara aoğru. Yıldızlar çok uzaktılar. Kıpır kıpır kaynaşıyoTİardı. Ulen bır iş yaptık emme, dur bakalım ne olacak, dedi Hamit. Yol boyu belki yüz kere söviemisti. Ali karşılık vermedi. Çok konuşmuşlardı bu konuyu. Kızıyordu artık. «Madem böyle dı yecektın nlye kaçtın? dedi içinden. Kaçmaktan başka çare mı vardı? İyi ettılc Herkesin enayisi bız miyız? Kbyümü yurdumu bir daha %6 receğim ya. gerisini boşver. Ne olursa olsun. Dünya gözüyle şöyle ..» Hişt. gelen var, pıs! îkisi bırden döndüler. Dikkatle baktılar Ueriye. Ayak sesleri vardı. Karanlıkta belli belirsiz hayvan karaltılan görünüyordu Bu tarafa geliyorlardı. L'sulca yoklan saptılar. Bir kayanın dıbina yan yana gızlendiler. Kim ola bunlar? d:ye fısıldadı AU. »."* Ayıngacılardır, başka kim olur? Kaç kişiler acaba? Soyahm mı şunlan? Yok yavu, deli misin? Sılâhlan vardır, çeker vururlar. Sus .. Kayanın gerısinden uzanıp baktılar. lyl yüklenmis iki at farkediliyordu. Geride iki kişi. bıdır bıdır konuşarak yürüyorlardı. Geçip gidmceye kadar sustular. Sonra arkalarından baktılar. Huh, yaptı Hamit. Biraz tütün lstesek verirler miydı acaba? öyle canım çekti ki. Burnuma kokusu geldi. Boşver. Sabret. az kaldı. Başımıza belâ çıkarmayalım şurada. Yürü hadi. Hamit yerinden zor kalktı. Uy uy uy... Ne ayak kaldı, ne bacak. YUriiyecek halım yok arkideş. Bugün de buralarda kalsak. Yok yavu, dsll misin? Bi vanmlık yolumuz kaldı, yüru! Hamıt yüzünii buruşturarak kalktı. Caru yanıyordu. Açlıktan bitkindi. Ama birkaç adım atınca bıraz rahatlar gibi oldu. Sopasına dayanarak, topallayarak yiırüdü. Ağır ol Alı, dedi. Gıttıkçe hızlanıyorsun be. Koyunün kokusunu aldın herhalde. öyle okiu arkıdeş, he. Şurada bir saatlık yolumuz kaldı. Katır düzünü geçtik mi tamam, ınış aşağı kayıveririz. Yalmz bu Kesek koylusünun elıne geçmiyelim. Pek gâvur olur buranın adamı. Xe yaparlar? Bir kuru canımızdan başka neyimiz var? Ksyif içın adam öldurilr bunlar. Sen bunları bılmezsın. Boşver. Şımdi kıçlannda pireler uçuyor. Köy ilerde dagın yamacmdaki bir koyakta belli belirsiz görünüyordu. Karmakanşık bir karaltıydı. Bunlann bostanlan falan nerede acaba? Acıktık iyice. Kavun mavun bulsak. Bırak! N'9 arıyor bunlarda bostan? Bil. mezler öyla sey. Yedikleri dağ eriği. O da kalmamıştır şimdiye, çoktan tuketmışlerdir. Yaban adamlar desene Hem de nasıl. ayıdan farklan yok. Köyun hizasmı geçmişlerdi. Yol iniş aşagı gidiyordu. îki yanda çalılıkıar. kuru otlu kırlar vardı. Ta ilerde, yandaki derede bir çağıltı duyuluyordu. Ne bu, su sesl mi? He. İlerde bir değirmen var, unuttun mu? Kül Hamit düçündü, belli belirsLs hatırladı.. Tamanv dedi. Blr değirmen olacakö buralarda. tTmıbmlSföm be. Vay canma. Ayrıl»ü kaçjalokiu arkıdeçî Dört yıl oldu. Unuttuk memleketı. Kimındı bura AU? Keseklilenn. Keseklilerin öyle ya. Uğrasak azıcık ek mek verirler mi bize? Yok yavu, ne etaneği? Yürü. az kaldı. Başımıza iş açarız şimdi. Nene gerek? Kül Hamit durup baktı: Değirmen çöreğini öyle özledim kl ar. kideş. Bir tane verseler de jiyerek gitsek Gel bir isteyelim. îsteyenin bir yüzü kara. vermeyenin iki yüzü kara. (Devunı Vnr1 Atatürk Günlerinde Sosyal Demokrasi Prof; Dr: Muammer AKSOY EKONOMİK DEĞİŞIMLER SİYASAL DEĞIŞÎMLER KADAR HIZLIOLMAZ «SOLDAN SAĞA DOĞRU» 2 (Hâkimiyeti Milliye, 631921) Dünya eereyanlarının sağdan sola doğru akışıru dünkii ıtııkalede siyasal bir inceleme ile tahlile çalıstık. Bu yüniyüş, yalnız sıyasal desil, aynı zamanda ekonomiktir de Gerçekten ekonomik degişimler, siyasal degişimler kadar hızlı olmaz; bir ihtilâl. hir hükümet darbeRİ; devletin idaresini devirip yerine kolaylıkla zıddını koyabilir. Fakat insanların abstıkları, çıkarlarına uydurdukları ticaret, üretim ve tüketim nsullerini defistirmek nispeten daha güçtür. Ne var ki, bn değişim esasen kendi kendine gerçekleşmekte, toplumun üretim ve tiiketim işleri yavaş yavaş bireysellikten çıkıp ortaklık ve birlikteliğe (iştirake) doğrn gitmekte oldnçn için, ekoçom'.k olayların yonünü (İstikametinı) de, sağdan sola giden dünya siyasetine paralel görmek, hiç de hata olmaz. Bunn saptamak için, makinelerin sanayj hayatında yaratlığı defişimi kısaca gözden gcçirmek yeter. Makine yokken insanlar tamamiyle «bireysel» (tek baslanna) çalışırlardı. Makine onları «müşterek» çalışmaya mecbur etti. Tekstil fabrikalan kuralmazdan önce, tekstil sanayiî nihayet evlerde, küçük dükkânlarda ayrı ayn çalışan insanlann eserinden başka bir sey değildi; fakat miihendisin kurduçu büyük tekstil fabrikasının makineleri, çevrede ayrı ayrı çalısan bu işçilcri, aynı binanın çatısı altına topladı; her birine aynı işin, aynı tümün, küçük bir parçasını verdi. Ve böylece onların dısarıda geçen «bireysel» çalışmalarını, «ortak» (müşterek) çahsmaya çevirdi. Vn fabrikalan yokken, yeldeğirraenlerini döndürenler, nihayet kalelerine saklanmış, yalnız ve münzevî birer adamdan ibaretti. t n fabrikalannın ortaya çıkmasıyle beraber, o değirmenler yavaş yavaş azaldı ve değirmencıler un fabrikalarında toplanan bir küme işçi oldu; yani değirmencilitin bireysel isleri, aynı fabrika için. de «ortak» (müşterek) iş haline geldi. tek «münferit» ellerde kaldı. Mensucat evleri kalkmış, mensucat işçileri büyük bir fabrikada toplanmış; fakat yüzlercı işçinin kân, yine bir fabrikatörün oluyor. Büyük ticaret müesseseleri k£ çük dükkânları yutup ortadar kaldırmış. fakat eski varlıklı dük kiıı sahibi. bu büyük ticarethanede âdi, muhtaç bir işçi haline gelmiş ve büyük pazarın kân bir veya birkaç hissedara inhisar ediyor. Köylülerin elindeki küçük arazi gittikçe birleşiyor, müş terek oluyor; fakat bu müşterek arazide eski kriylü artık muhtaç ve biçare bir işçiden başka bir şey değildir. Ve geniş arazinin geliri, eşrafın, sarraflann, mütegallibenin oluyor. Demek ki üretim ve üretim araçlan «bireysel» (münferid) niteligi kaybederek «müşterek» olmaktadır. Fakat onların «mülkiyeti» bu gelişmeye uyarak müşterek olamanuş, bireysel ve kişisel kalmıştır (...). Y r* j j 1 1 A'V ^ ^ 1«* >'jT ift ı^iAjl Jj^f 0^w* * J^^.>* MALKOÇOĞLU yazan veçizenıAyhan BAŞOGLU ŞÜPHEkİ ZAFER Üretim müesseselerinin kişiler elinde kalması, makinelcr sayesinds foçnimak lâzım gelen refahı imkânsızlaştınyor. Fabrikatörler çoju kez insanlığa yararlı olan şevleri değil, çok pa.^»guiijivTu. ra eden maddeleri üretmeye çacari teşebbüsleri için, bir kaç lışıyorlar. yüz lira kâfi gelmez. O zaman «bircjsel ve küçük sermayeleri Tacirler, stoklarını ülkenin Jd>t*.t birlestirerek «müşterek» ve bü muhtaç bölgelerine değil, çok yük sermayeler vücuda getirirpara eden yerlerine taşıyorlar. ^ . j l w > JUUİ ^iV ler. Makine hayatı, ticaret ve ik Bankaların sermayeleri, insanlan tisat işlerinin kapsamlı gelişnıe sefaletten kurtaracak zeminlerde, ] si. üretim ve tüketimin araçlarını insanların hayrı için değil, ihti^ . • ^U^.l."^^.jjdj) «>^U.j>4 £~'J'*&''} • , da «sosyalize» ediyor. kânn çok olduğu yerlerde ser ı «Bireysel» üretim ve değiş to maye sahiplerinin (sarraflann) menfaati için işletiliyor. Türkikuş araçlannın ortaklığa (işti• 'e rak'e) doğru, sola doğru gittiği « •d , ha'kın îTieııfaatınden ziyane kuvvetli bir misal de Banka de, hissedarlann kânnı düşünen şirketlerden canı yanan Türkler, lardır. bur.u pek iyi takdir ederler. Banka nedir? Fertlerin serveBu nedenle üretim ve üretim tini bir yere toplayan, «bireysel» araçlarındakj bu anormalliği kalparayı «müşterek» para haline getiren bir kuruluş .. İnsanlar, dırmak, üretim ve üretim araççalışmalanyla (işleriyle), fikirle lan gibi «menfaati» da müşterek bir hale gctirmek. yani ikrıyle, araçlarıyla öyle tabii bir surette birleşiyorlar, öyle zorun tisadî müesseseleri halkın hesalu bir sosyalizme doğru gidiyor bına, Devlet idaresine geçirmek W'l . ' * « t r V ^ u j l' A ! ' L *lar ki, bu zorunlu seferden, sos gerekir (•) yalizmi hiç de sevmeyen para biHükümetin görüşü le ayrı kalamıyor! Hâkimiyeti Milliyenin 6 Mart 1921 günlü sayısında yayımlanan Sanayi ve ticarette sağdan sola Iktısat Vekıli Celâl Beyefendlyazının fotokopisi« doğru, «infirattan» «iştirak» e nın birkaç gün önce yazanmıza doğru giden bu cereyanı tam ifa DEVLET SOSYALİZMININ FAY de etmiş olmak için, izahlarımı DALARINDAN bahsetmış olması, yazılan, şüphesiz Atatürk'ün ta görmek için, Anadoluyu baştan za cemiyctin tarunsal hayatındamamen tasvibinden geçmiş yazı başa inceieyerek, ürünlerini tür bu önemli< sorunda Hukumetın ki başkalaşmayı da ilâve etmek lardı. Eğer bizzat ondan esinleve derecelerine göre sınıflandırde bızımle hemfıkır olduğunu gerekir. Gerçekten diğerlerine nen yazüar değilse™ raak ve her türü için niteliğine gösterir. Bütün bu açıklamalaroranla en az olmakla beraber, dan anlaşılır ki, dünj'a olaylan, ve özel şekhne göre karar almak Celâl Beyin demeci toprak da «sosyalize» oluyor. politıkasmda oiduğu kadar ekogerekiyor.. Devlet sosyalizminin Türkiyeden başlayarak, en iler nomısinde de DEVLETÇİLİĞE kurallannı, çeşitli örneklerle doğ Yukarıda Hüseyin Ragıbın 2'nci lemiş memleketlere kadar arazi rulamak mümkündür.. Şu kadan SOSYALtZME, SOLA DOĞRU alım satımının istatistiklerini göz (İİT.MEKTLDİR. llu cihani ısti . yazısının sonunda yer alan Celâl nı söyliyeyim ki, Almanyada Dev Beyin demecıni arayanlar, bunu let sosyaüîminin uygulanması pek den geçiriniz; görürsünüz ki, kamete aykın gitmek için, insaHâkimiyeti Milliyenin 16 şubat güzel sonuçlar köylünün elindeki sımrlı toprak nın pek menfi bir yargıya sahip 1921 günlü sayısmın birinci saylar. her gün büyük arazi sahiple olması gerekir; bundan ötürü fasmda bulacaklardır. Celâl Berinin, sermayedarların, eşrafın her millet gibi bizim de, gideceyin cevaplanndan birkaç cümleyi (*) Üçüncü makaledeki açıklaelinde toplanmaktadır. ğimiz yoi. kendi kendine açılmış aşağıya aktarıyoruz: «Devlet Sosmalar ve özellı&le ulaşılaa oluyor. Huseyin Ragıp» yalizmine karsı olanlar, ferdi kuv Bonuç göstermektedir kı, yaKazanç ve menfaat vetli, sermayesi bol ülkçler ahaU zann bn sözlerı, genel olaBu yazılarm bizce en önemli Üretimde ve tüketim araçlarak Ueri surülen bir görüşü ve bugün ışık tutucu yan^ içın sidir. Tanzimaü hayriyeden beri, eşit olmayan koşullar altında Avnnda görülen ortak gelişme, eyansıtmaktadır. Sadece lüdeki gorüşlerin doğruluğundan zi rupa kapitalizminin ülkemize ımğer üretimin sağladığı «kazanç» yade, yazarının sosyal sorunlar zumJu, hatta zorunlu olan ata ve «menfaat»ta da hasıl ol üzerine rahatça eğilebilmesi, dü tiyazlı bir şekilde girmesinin, eko lanlarda üre'.ım araçlarmm saydı, bngünkü sosyalizm devri şundüğü çÖ2*imleri serbestçe orta nomık kaynaklarımıza hâkim budevletleştınlmesınin 'faydaminin vücuduna hiçbir sebep kal lunmasınm üzücü etki ve sonuç ya atabılmesi, deyimlerin birer sına i?aret edilmek lstenmişmazdı. Fakat yazık ki, üretim umacı saydraaması ve daha 50 ları gdzümüzün önündedir. Devt;r. Yoksa yazar. üretım araçkurumlannın ve üreticilerin ken yıl önce tam bir hürriyet içinde» let soyalizminin veyahut bu ilkelanmn tümünün devietleştidj kendilerine, tabii bir surette kullanılabUmesidir. A'atürk'ün em lere iliskin ekonomik ve sosyal rılmesmî kasdetmempktedir. «sosyalize» olmalarına rağmen, riyle Hâkimiyeti Milliyenin başıteorilerin, ülkemizde uygulanma üretimin büyük menfaatleri tek na getirilen Hiiseyin Ragıp'ın bu sından doğan faydalan yakmd'în YARIN: 3. yazı 552? +&>&*» DİŞİ BOND Bireysel üretim Makinelerin sanayi hayatında yarattıjı bu geüşmeyi, ticarette, ziraatta ve ulaştırmada da görebiliriz. Maddî medeniyetin fazla ilerlediği şehirlerde, her biri ayn ayrı birer şey satan dükkânlar kaybolmakta ve münferit satıcılar bütün ihtiyaçlan sağlayan ve hatıra gelebilecek her tür eş. yayı satan büyük mağazalarda toplanmaktadır. Demek ki, ticaret hayatı, bu uzmanbğa dayanan bireysel çalışmayı yavaş yavaş «sosyalize» ediyor. Sermaye de böyle defil mi? Ahalisi az, endüstriyel uygarhğı geri elan kasabalarda bir dülikân açmak, bir ticaret işine girişmek için lâzım olan sermaye, nihayet herkesin bulabileceği az bir paradan ibarettir. Fakat büyük şehirlerin ti GARTH COt GüEULTü .. U"ZGU
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle