19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHTTRİYET 14 Kasım 1973 ntellektüel ve ülkücü açıdan isteyeüm, istemeyelim bir CHP • MSP koalisyonu kurulmak üzere idi. Bunun, ancak bir açıdan ciddi bir anlamı olacaktı: Özgürlük düzeyinden düşmüş, kısıtlı bir parlamenterizrn içinde. ekonomik tekelcilik faîizminden ötesine yasama ve gelişme hakkı Uınımayan bir sermaye diktasına «dur» tiiyebilmesi olasılıgı... Böylece ülkenin yeniden lflfil'in özgürlükçü halkçı • tophımca tüm kalkmmacı barışçı bir raya oturtulması olanagı öoğacakfı. Bunda, belki, modernizasyonun Türkiye çağdaşlaşması açısmdan çok ciddi ögesi olan lâyiklik konusunda bir tleri atılım noksanı oİKcaktı. Fakat Türkiye'nin, 1961 olanaklan ile. yapısal degişmesini modern yolda kanalize etms yolunun olasılığı açılacaktı. Cünkü. e*er taraflar sahteci değil idiyseier, ilerj sürdükleri özgürlük • cülük halk katlarını birinci plâna alan ulusçuluk tercaları öne alınacaktı. Bunlar siyasal olarak başlayıp ekonomik ve sosva! nitelik kazanacak bir modernleşrnenin i!k koşullan idi. Fakat son dakikada, zümre tekelcisi kuvretler. Ankara'ya bir baskın yapıp koalisyonu bozdurdular. E aylar ve ggirüşfe* CHP'SİZ KOALİSYON Prof. Bahri SAVCI yî verfTnli yolda kanallze etme o!anağını getiremeyecek nitelikte, arkaık kalıyordu. Tarihimızin bu evresine ters düşüyordu. Gerçekten, adı geçen iki elementin dışmdaki blr bilesim, 1973 seçimlerinin belirledıği halklasma, halkın özgürlük içinde kendini arama irade»ine ters düşerdi. Onun için hükümetin. bu ikl kuvvetin birleştiği noktada aranması doâald:. Bunun da kendine göre zorluklan. çıkmazlan e!bette vardı. Böyle bir biîesimin mutlu bir isleme olasıhğı tarüşılabilirdi. Ama. zümrecilik tek?Hnden ve kaoitalizmin Demirel merkezcisi örneğinrien kurtulma olanağı aranıyor?a ki 1973 seçimleri bunun arandıgının seçim sosyolojisince bir kamtıriır. 1973 seçirrüerimn bize sunduğu bu bileşimin denenmesi gerekirdi. Fakat dedigimiz ?ibi, bu, özelHkle emper>'alizmcilik kapitülâsyoncu'.uk akımlanr.ın ve merceklerinin işbirliği ile palaıîanmış tekeJciügin işine gelmezdi. Onun için Ankara'ya moral ve sivasal baskılannı yapnlar vts bileMmi bozduiar. (Buna belki Erbakan'ın makyavel ikiciligi ile ojntn ovnaması da çok yardım etti, ya da, onun giicü de baskıyı önlemeye yetmedi). çını çeken CHP'siz olamaz. Ona da"anarak bir gerçek koalisyon kuruiacak ise. bu. ancsk. o da ashnda büyük bir istikrar vadetmese de, kendi içinde türlü problemleri olsa da 1973"te. ondan lazia uzağa düşmemiş bir ortak ile olabilir. Eğer MSP tüm riyacı bir ikilemenin politikacısı değilse ortaklığın doSal üyesidir. Realist açıdan bakmca, bir koalisyonun kunı!abilme prensibi budur. Bağışlanmamızı dileyerek pneliyelim: CHP'siz bir seçenek. 1973 iranesine aykırıdır. Doğal olan. tarafların doğmatik bağnazliktan kurtularak özgür!üV:ciı eşîtci sosval ve siyasal güvenceci • kitlp sömürülerinden annarak kitlelerp pkonomik bü>oime ve sosyal banş vadedici bir noktada birleşmeleridir. Bu birleşmenin ikinci elementi de o'.sa olsa MSP olabilir. Öyle görünüyor ki. tekelcı bile^imin karşı çıkmasınm ötesinde entellektüel ve ülsücü açımn bir çok yanhlan da. bunu beğenmemekîedirler. Bunun yamtı bir t»k sözcük ile şudur: 1973 iradesi. bu seçenekten başkasını getirmemiştir. Onun için bir gerçek koalisyonun birinci 11kesi olarak, özgürlükçü eşitçi • sosyal ve siyasal güvenceci kitle sömürülerinden annarak kitle>re ekonomik büröme ve sosyal barı? vadedicı ekımların bileşimini ileri sürdükten sonra, koalisyonun ikinci ilkesini araştırma işme sirişelim. Kanımızca bu da siyasal gücün dinci ideolo^i ile beslenmesi olayım realist re bilimsel çerçevesi içinde görmek. ve ancak bu çerçeve içinde görerek önemini abartmamak. bundan sonrakl j:elişme!ere o açıdan bakmak ya kendinizi alıştırmaktır. Yani MSP bilmelidir ki onunla birlikte onu zihinîerine bir türlü kabul etmeyen modernlcşme ülkücüleri de bilmelidir ki siyasal iktidan elde etmede ve o aracı kullanarak toplumlan defistirmede, din artık, ne tek başma tek beürleyici bir etkendir; ne de değismeyi saglayan etkenler demeti içinde en önernli etkendir. Çünkü din siyasal iktidar ve sosyal değişroe oîayında, oteki etkenler içinde en statik bir ilkedir. On« göre bir rol oynayabilir. Modem gelişme değişme araçlannm dünyamıza getirdiği aydınhk içinde, öteki sosyal • ekonomik layik kultürel etkenler, onun rolünü de s:nır!amaya başlamıştır. Adı geçen öteki etkenlenn tümü, Modernleşme sürecini başlatıp hızlandırdjktan sonra, din, artık, toplumlan durdurmaz da.. Atallı dinci akımlar bunu bilir ve ona göre davranır. Kaddaficilik, Bati ekonomisinln somflrücü kapitalist morieline karşı gelmenin. gerçek kanalını bulamamasının yarattığı bir geçici duraklamadan başka bir şey değildir. Bir sözcük ile ve sayet realist oîarak • söyleyeüm: Din. tekelci sermayp tahakkiunüne karşı kendini korumak rorunda olanların aravacakîarı bir yaratıcı ideolo.ji ösesi olma volunda ve gücünde değildir artık. TekPİci «ermaye tahakkümüne karşı gelen akımiann. halkı uyumuşlukta tiıtmak. ya da haîkçı görüsü saptırmak gereksinrresi de voktur ki. dinı bu kez bunun aracı olarsk kuîlansmlar. Zaten din. bu alanda da bir verimlı ve sürekli ideolo.ji olmaktan gittikçe kaymaktadır. Öylevse. CHP'siz kurtılamavacak oian. CHP İle rie. ancak bir özsürlükçü halkçı halk ekoromisici • barışçı plâtformda birleşerek yaratılacak olan koalisvonun alcak eönüllü elementi durumuna vükselen MSP. din üzerindekl feisefesini. bağnazlık ötesi kurma zorundadır. Bövle yaparak. kendisini suvun listüne çıkaran lfl"3'e ihanet etmeden. 1973'tin öncüsü sivasal akım ile u\iısmazlık kav?asma giremez. Tekelci sermave gurubu ile de bir baska birleşmpve ciremez. riaha doftrusıı eriremem»si gerekir Cünkü bu srurup ondan riinin yukarda eö«terdiğimiz bilimsel verine P'jdrı b r bagnazlıfrn sampiyonlufunda devam etmesini is'evecektir. Cünkü onun yck o'.masını, onu ancak böyle saptırarak elde edecektir. EOHHHIİ Kırılan Vazo 5 Böylece, insansal degerlerde geleneksel arkaik olan, ekonomik anlayışta zümre tekelcisi olan kuvvetlerin hükümeti kurma çabalanna girişildi. Bu, 1973 seçimlerinin kırdığı, bozdugu, küçülttüfü ve böylece demokratik yönetim iradesi olmaktan uzaklaştırdığı bölünmüş kuvvetleri: biçimsel demokra=i kuraliannın yedeğinde. seçimle yitirdikleri yönetici irade olma olanaklannı bu kez, siyasal manevralarla elde etme ugraşısı lçine sokmaktı. Evgt 1973, önce 1970lere kadar. yanıltılmn halk kitlelerinin özlemlerinin temsilcisi gibi gözüken AP'yi bu tahtmdan asağı indirmiştir. Ayrıca DP'ye de büyüme oiacağı tanımamıştır. Cünkü onun da aym soydan kopma olduğunu. olsa clsa oriun, ancak, teke'ci sermayecilifin, ticaret burjuvazisi ve büyük toprak sahipleri kanadından ibaret oldugunu görmüştür. Bu yüzden ona da şans tanımamıstır. Ancak, 1973. bu arada. yine sermaye gnrplarırcn dinci ideolojiye yaslanarak ve fakat Süleyrr.an Demirel'den başka bir odakta birleşerek >arattığı Milll Nizsm Partisinin devarnı olmasına karşın, MSP'ye bir kredi vermiştir. Bu kredinin psiko sosya! kökeni ileride daha aynntıh olarak kavranacaktır. Yalnız şimdi<?en şu kadan söylenebüir: Bu parti, bu seçimlereîekl sloganlsn ile siyasal özgürlüklerin, demokratik hakların savunuculuğumı CHP ile paylaşıtııştır. Ulusun sırtuıdan toplanan birikimlerin, tckelci serrnaye yaranna kullanılmasınm karşısında gözükmüştür. Böylece zümresel merkezcilik ekonomisinin. daha küçük sermaye çıkarlanm yoketme istidadının gelismesinden ürken tabakalara, halklaşacak bir ekonomi vadetrnlşttr. Bu nedenle kredi toplamıştır. Böylece 1973; AP ve DP müıverini silkeleyip, Türkiye'nin yeni gidişini. CHP, MSP'nin etkilemesi ve yönetmesi ufkunu açmıştır: Entellektüel v« tilkücü açıdan bunu begensek de. beğenmesek de böyle olmuştur. Çünkii baska seçenek olarak karşımıza çıkacalc olan birleşim, yapısal ve ekonomik değişme Ters Düsmemeli Bir baska rievimle tekelci ekonomik kurret vp tahakküm akımi. sivasal hukukun eösteMifi «dsmokratik hiikümet kurma vönfemleri» gerel Tjrensibinin ancak biçimsel kıırailanna dayanarak Türkive'de veniden yönetici irade olma ve bıınu sürdürrne savas; içindedir. Bu savasta MSP' vi kendine rioğal ortai saymaktadır. Fakat a«l'nda onu bir el ulagı olarak kullanma niyetindedir. Eğer MSP buna kanarak, lP73'ün lradesini» doga! sonucu oîan CHP'li bir Hükümeti siîme i^inde dayatırsa. bu Türkiye'ye zararlı olacaktır. Cünkü ülkenîn amacı. kendi teknolojisini yaratan modern sanayie geçmektir. Bunun ön koşulu. halk Ü7erinden vaoılan birikimleri. tekelci «ermayenin, ckendi teknolo.üsini varafma» boyutlannı kavramavan zümreci sömüriisüne ve tahakkümüne kurban eitmektpn alakovmaktır. Bugünkü koşullar MSP'vj bu ise vardımcı olma zorunlulugu yerine getirmiştir. Nitekim CHP'vi de sivasal açıdsn özgürlükçü. ekonornik açıdan halklasmacı, politiko • sosval açıdan ulusallaşmaeı modernleşmenin liderliğine getirmiştir. Bu gerçegi görmeyerek yeni CHP'siz bir tertibe gitmek 1973'e ters düçer. Yeni CHP'siz bir koalisyon, meydanuı; özgürlük dostu olmayan. zümresel çıkarcılık şampiyonu olan kısıntılı bir parlamentenzm içinde tahakkümcülügü yogunlaştıran kuvvetlerin at oynatmasma bırakır ki bu. seçimleri bile yenilemeye engel olacak sonuçlar doğurma istidadı H« iüklü bir barışsızlık evresi teşkil edecektir. irndi Ankara'da kırılan vazoyu yapıştırmak için çsbnlar sürdürülüyor. Diyelim ki yapıştuıldı, tutucu bir iktidar kuruldu, işe başladı. Ne yapacak bu iktidar? Nereye dek yürüyecek? Dünyada ve Türkiye'de bazı şeylerin değiştiğini hesap ederneyenlerin, ya da etmek istemeyenlerin 'kSıdan. Parlamentodaki güçlü sol muhalefet karşısında kısa sürede jnkılmıyacak mı? Solu kökünden kazımak olanaksız kaldığı türece, yerli sermaye sınıfı Türkiye soluyla birlikte yaşamak zorundadır. Oysa Latin Ozanı Ovidius'un dediği pbi: Seninle de sensiz de imkânsa yaşimak Portekiz, lspanya, Yunanistan, îran kuşağına Türkiye'vi de katacak ölçüde bir faşizm, Ecevit'i ve CHP'yi de tasfiye edccek bir operasyonun harcıdır. Bu operasyon salt ıç değil, aynı zamanda dış sorunlar ortaya çıkanr. Avrupa hsritasmda Türkiye"yi siyaha boyamak lekelci sermayenin işire .geliyorsa. göziinü kırpmadan bu karan verecektir. Ne var ki Milli . Kurtuluş Savaşındari süzülen bir mirasa sahip CHP. son seçimlerle 3.5 milyon oy almutır. Böyle bir partiyi tasfiye edecek bir maceraya giriçmek kolay değil, hesaph da değH. Çünkü bu serüyen, Türkiye'de beklenmedik bir ivrne yaratabilir. Ülkeraizde ve dünyanın Steki ülkelerinde her akım, dıj ve iç lcuvvetler dengesinde desteklerini bulduğunca ayakta durabilir. Mustafa Kemal. Milli Kurtuluş Savaşıru sürdürürken, 1917 devrimiyle değişen dünya dengesinde Batı emperyalizmine karşı Sovyet desteğin! arkasma aldı. Para ve silâh yardımı gördü. Hindistan'a dek mazlum uluslar da kurtuluş savaşına katkıda bulundular. Bu evrensel çelişkinin dengesinde Lozan'a gidildi. l»50'de iktidara geçen Demokrat Parti. Amerüca'y» <*»yanmıştı. Bayar Menderes ikilisi, maddl ve manevl destekJerini Washington'dan sağladılar. Bayar «Küçük Amerika ofacağız» diyordu. Tek parti yönetiminin basküarıyla beslenen iç muhalefet, dünya dengesinde dayanağını bulmuştu. Dış ticaretimlz. ysrdım ve kredi kaynaklarımız Batı blokurıun tartışümaz patronuna bağlıydr. Filipind demokrasi'nin önderleri, böylece tam on yıl iktidarlarını sürdürdüler. Miraslarını da Süleyman bey yedi. Aradan geçen bunca yıl içinde Batı blokunun durumu değişmiştir. Amerika tek patron olmaktan çıkmış, Türkiye üstündeki tekelini yitirmişrir. Bir Avrupa gücü ve Avru^ gücünde bir Almanya ağırlığı ortaya çıkmıştır. Bugiin ülkemiz dış ticare», dış yardım ve emek ihracatı açısından Almanya'ya büyük ölçüde bağımlıdır. Batı bloku nasıl iç çeli?kileriyle bölünmüşse, yerli serrnaye sınıflanmız da bSlünmüş, birkaç siyasi partiyle parsellenmiştir. CHP'deki Ecevit eylemi. Batı dünyasmdaki bu gidişe parale! bir'çizgi çekiyor. Avrupa'daki sosyal demokrat akımın nefesi smırlarımızın • içinde duyuluyor; sosyal demokrat iktidarların maddl gücü Federal Almanya'da somutlajıyor. Yeni patsonun daha uygar görünen bir yüzü var. Bizim yerli sermayedar. yeni efendinin düşüncelerini hazmedemiyor bir türlü... Çünkü Avrupadaki sos>'al demokrat Skımın Türkiye'deki benzerine güveni yok. Türkiye ekonomik yapısının solu iceren bir demokrasiye tahammülü var nu? Kısscası Ovidius'un dediği gibi: Scninlc de, sensiz de Imkânsız yasamak.» Milll Selâmet'e gelince... Petrol silâhıyla Avrupa'yı teslim alan bir dıa gücünJçe. riye yansımasıdır Erbakan'ı ayakta tutan.. Suudi Arahistan. ya da Libya'nın dolar kuvveti. vaktıyle dudak büktüğümüz Ortadoğuyu haylı cazi'oeli bir merkez niteliğine eriştirmiştir. Evet, dünya değışti, bizimkiler hâlâ kırılan • vazoyu yapıjtırmaya Ancak CHP ile... Bimdi elimizde element olarak iki büyük ikl küçük bir de ufalak parti vardır. Tekelcilik. bunlardan sonda gelen dördü ile bir koalisyon arar. Kendilerince eerekirse ve olanağını bulurlarsa, 1973'ün özgürlükçülük • demokratik gelişimci'.ik • halkçı ekonomicilik güderek başı kazanan ve başı çeken CHP'yi de kombinezonlardan biri içine sokarak nöîralize etmede sakınca görmez. Fakat geri kalan dört elementin türlil kombinezonlan ile siyasa! gücrü yeniden eline eeçirecek bu tekelciîik, aslmda. halkçı özgürlükçü uvamşım karsıstnda. uzun siire ayakta durma olanağını ve gücünü bulamaya^aktır; onu. gittikçe yitirecektir. Onun, bundan sonra ayakta durmada tek dayanagı zecir ve tahakküm olacaktır. Çünkü kitlelerin öncü destegini elinden kaçırm:ştır. Çünkü CHP'nin yeni temalan karşısında hiç bir tutarlı ve inandıncı hukuksal • siyasal ekonomik yeni tema ileri sürememiştir. Bu yüzden, CHP merceğinrte oluşmayan. ve açılan bu veni çıgtrda yürümeyerek olan bir bileşim. hatta çok büyük bir sayı«al heybet gösterse bile. ayakta duramaz. BugUn blr jjerçek koaüsyon, yeni çığırm ba YİTİRDİGİMZ FARUR NAFlZ. OKTAY AKBAL Evet Hayır KONUT SÜRUNU UZERİNE ürkiye'de sanajileşmemenin TÜRKİYE'DEKİ KONUTLARIN STANbaşlıca nedenlerinden biri de sanayıye aynlacak kayDARTLARI DÜŞÜKTÜR VE BUNLAnakların konut ve benzeri kolay RIN BÜYÜK BİR ÇOĞU ESKİ kar getiren alanlara gıtmesıdır. Gerçekten 1960 yıiından bu yaYAPILARDIR. na konut sektöründeki gelişmeler planlarla smırlandırılmış olmasına rağmen bu sektördeki gelişme plan hedeflerini geçmiş, buna karşın s<>n?yi sektcrimiia ç plan hedefleri gerçekleşmemistir. 1963 1972 yılmda konut sektöründe jnllık gelişme hızı " » 5 6 dolaylannda tutulmak lebe cevap veren konut üretil dar olanaklan ile bu konutlan istenmiştir. Ancak gerçek geliş mektedir. Yüksek gelir gruplan tefrış edememekte, en önemlisi me »o 8 dolaylarındadır. Bu dö na cevap veren lüks konut, ya yaşam biçimlerine ters düsen nemde sanayı sektörünün büyü da kent standartlanna uygun ko bu evleri kısa bir süre sonra me hızı "• 12 olarak planlanmış, nut üretimi. Söz konusu konut terk edip, gelirine ve smıfsal ama gerçekleşrrı* ",'t S dolayla üretimine yönelen talep toplu yapısına uyum gösteren gecekon nnda kalmıştır. duya tekrar dönmek durumunda mun küçük bir bölügü olan yükkalmaktadırlar. Hatta düşük geKonut alanında gelişmenin bu sek ve orta gelir gruplanndan lir gruplanna giren işçilerin sosdenli hızlı, bu alana yöneltil gelmektedir. Oysa milli gelirin yal sigorta kredilerinden yarar°» 40'ııu paylaşan toplam hane mek ıstenen yatınmlann çok lanarak yaptırdıklan kent stanhevesli olmasma ki.ış' Türkiye' halkının ' i 80'inin talebi lüks bir konut üretimi ile karşılanama dardındaki konutlan kısa deki konut sıkıntısı ve bannma süre sonra kiraya vermek ya da maktadır. Bu durumda özellikîe koşullannda mevcut standart dü elden çıkartmak suretiy'.e bu nekentlerde kent standartlanna uyşüklügü dikkat çekicidir. Kardenlerle terk ettikleri yapılan agun olarak yapılan konutlarda şılanamayan gereksinmeler çooturamayan geliri düşük vatan rastırmalarla saptanmış bulunğımlukla gecekondu yapımı ile maktadır. telafi edümektedir. Bunun ne daşlar kendi başîannın çaresüıe kendileri bakmaktadır. Gecedenlerine inildiginde iki ayrı kondu yaparak ya da gecekondu sorun alanının buıvı dugu anlasıl Plana Göre esnafının yaptıfı gecekondulan maktadır. kiralıyarak bannma gereksinmeO halde bilinçli bir yaklaşımın lerini karşılamaktadırlar. Sorugecekondulan yaratan temel etNüfus Artışı nun esası budur. menleri ortadan kaldırmayı amaç laması gerskir. Başka bir anlaTürkiye'nin nürıiâu ^ızla artŞimdi bu soruna çözüm yolu tımla lüks konut yapımına yol maktadır. Aşm nüfus yığılmalaaçan yüksek gelirli küçük grupları biçimmde göriilen kentleşme arayanlar lüks konut yapımını önlemek ve de gecekondu stannn ve gecekondu yapımına yol o!gusu nüfus artışına ek büyük bir bannma gereksinmesini kent dartlannın iyileştirilmesini öner açan geliri düşük büyük kitlelerin varhğına neden olan temel lerde yaratmaktadır. Oysa mev mektedirler. Oysa gecekonduda yaşayan nüfusun daha iyi bannüretim ilişkilerinin değiştirilmecut 5 milyon üzerindeki konut kavuşrurulması sine yönelen bir yaklaşım bu sos'oku bugünkü gereksinmeyi kar ma koşullarına yukarda değinilen temel sorunlarunlann çözümünde ancak yarşılamaktan uzaktır. Konutlann dımcj olabilir karusmdayız. standartları düşüktür ve bunlar nn çözümüne bağlıdır. O da bu kesimde yaşıyanlann verimli isçogunlukla eski yapılardır. YeBunlar yapılmadığ1 sürece, lsn; konut yapımlarmın büyük bir tihdam alanlanna yerleştirilmesi. gelirlerinin yükseltilmesi ve tendıği ölçüde kurallar konsun, bölügü eskiyen KoriMıtnn yeriyönetmelikler ve gecekondu kanı almakta ve geniş ölçüde kent gelir güvencelerinin sağlanmasınunian çıkarılsın, polisiye yaptıtalebinin belirli kesimlerine yö dır. Satın alma gücünü yükseltmeksizin, verimi yüksek gerçek rimiar uygulansın, gene de sonelmektedir. sanayi işçisi ya da onun örgütrun ortada kalacaktır. lerinde çalışan beyaz yakalı işOysa bazı sorunlann üstünde Nitekim Üçüncü Beş Yıllık çi haline getirmeksizin, gecedumlurken, bakış açısımn ve Kalkınma Planı da temel üretim konduda yasayanlann yaşama yaklaşımın büyük önem taşıdığı ilişkilennde bir değişme öngörkoşullarmı vükseltmek. onlan bilinmelidir. Ömegin Türkiye'de meksizin, öteki sosyal alanlarda mutiu kılmak olanaksızdır. Bu issizlık vardır. tşsizhk sorunuolduğu gibi konut alanında da gedurumun en güzel örneğini gecenu çÖ7mek için mevcut ıstihdaçerliligi tartışılabilecek bir yaklakondudan çıkartılıp kent stanmuı niteliğine ve türüne bakdartlanna uygun konutiara (a şım ıçine girmiş bulunmaktadır. maksızm işsizlerm tümüne ayak Kiralık ve müik konut sahibi partmanlara) yerleştirilen ailelerkabı boyacıiıfı. sımit satıcıhğı de sörmekteyiz. Söz konusu ai olamıyacak düsük gelirli gruplave benzeri işler sağiavarak tam ra arazi ve alt yapı olanaklanlelerin ugraş ve gelirlerinde bir istihdama ulaşmayı düsünmenin nın kamuca saglanması, kiralık; değişme saglanmadıgından. bu yanlış bir vaklaşım olması gibı. konut uygulamasına geçilmesi, kişüer yüksek standarttaki kotoplu sosyal konut yapımı ve bu Konut sorununda da durum nutlann bakım ve konıma masalana aynlacak kamu fonlanmn aynıdır. Türkiye'de orsanize olaraflanna dayanamamakta, kendi tek elden sözü edilen amaçlara rak geneîlikle \alnız bir tip tadönük yönetimi gibi... Eğer plan temel ekonomik ilişkilerde kökene inen değişmelere getirmiş olsa idi konut alanmdaki önerileri geçerli saymak olanagı dogabilecekti. T C ajaloğlu yokusundan a?aSi iniyordu, ağır adımlarla, vitrinlere kaçamak bir göz atarak. Tek bir kişiyle selâmlasmadı. tek bir kişi yolunu kesmedi, tek bir kişi onu tanımadı... Bir zamanlarm en ünlü. en sevilen şairiydi oysa. Şiirfpri okul ki'plarındaydı, en azından çcyrck yüıyıl boyunca bütim ortaokul, lİ9=e ösrencilerinin ezberindeydi. Başlasam jimrli sİ7e «Han Duvatlart» nı okuyabilirim baştan baja: «Ya*ız atlar ki?nedi / Meşin kırbsc şakladı / Bir dakika araba / Yerinde duraklariı» diye. Ya da «Çoban Çeşme» sini «Dc•rin^en derin? ırmaklar akar / Uznktan uzaga çoban çeşmesi» diye, ya ö*a «At» ı, «Bir gemle baglanan yağız at faha kalkıyor» u .. Dluşturarak, satın alma gücünü »rttırıcı olanaklan vererek, kö:ü bannma koşullanndaki insanlara daha iyi bir yaşam fırsatı ve eşitliği sağlamak yaklaşımı içinde olmalıdır. Böylesine bir yaklaşım yalnızca konut sorununa değil, yaşam düzeyinde göriilen öteki sosyal sorunlara da çözüm yolu getirecektir kanıstndayız. • » * « . Unıırulmustu. Okul kitaplannda, birçok edcbivat ojretmenlrrinin dilınricydi. yine rlız:Wi e'berletiîivordu belki, ama fîğının gerisinde kalnııstı. ^iirlerivlc. sanatçı kişıliğiy1? Nive bövle oHu' Her sanatçının kcsinlikle egemenliğini dııyurctıi'jıt bir dönrm vardır. Yükselir yük?elir doruğa, en uç noktaya Ya bir füre orrfa durur, ya da hızla inmeye br<;lsr. Okur çabıık bıkar. deftişiklik, yenılik ifter. Zaman altiisl pdrr bepcnileri. y?r!e5miş değerleri, karuları. Bir sannir; diren;r5ç otuz kuk yıl öncenin havasında, geçer gi(Jer otuz • kırk yıl gpriye... Fsrıı'î Nafiz Çamlıhel yelnıis bes yaşırida öldü. Bir vapur g»zisire çıknıış, ka!p kıizl yakalsmiş onu yolun yarısında. FJİr sairm ü'türe kapsnmış ysşam kitabının Son yapraüı. Eticbiya'ımızdaki etkinliğıni 1910lardan beri yitirmişti zaier». C;:mhuriyetin ilk »anatçı kusajı, Tarancı'lar, Kanık'lar, Necaüşil'ler Külcbı'l?r v.b yetişmişti. siirde bir bcğeni devrimi olmnş'.u. Hccccilcr'm şiiri SIB bir limanda sıkışıp kalmış eemilsr? d'rinmüsierdi. Çsmlıbel'di en güçlüsü Hececilerin, h e c vrznini ha^ari.vla kullanmıştı. o kalıba engin bir duyarlık katmiftı. Dizelerı belleklerdrydi. 1940a kadar sürdürdü «Şiiçlü çair» havasını... Nâzım Hikmft, Necip Fazıl. Yahya Kemsl'in var!:j;ı bile onu bii'bütiln. ikinci plana İtemedi, ama l!)!O'taki «Yeni Şiır» akımıyja kopuverdi yaşayan edebıyat dünyasından... 1^!5 sîçimlerind» Manhul miretvetili seçüdi. 19">0'de, 1^'de, 1937'de bir daha bir daha.. Tam dört dönem Istanbul'u tem=il etti B'yük Î.TFclis'tc. Kim h?tır!ar Frruk Nafiz'in. hcm de yıüar yılı liıe öğrotmcnliği yapm:ş, eğitimci. yazar. fair Faruk Nafiz'in M?cl's kürsüsiindfn hiç deeilse pnladıâı bildiği konularda çıl;ıp elkili bîrkr7 söz söyiediâini? Hsitâ Komisyonlarda «bir şcyler» ypptıâını? Hryır Fsruk Nafiz tek partili dönemin sanatçı. yazar milletvokilleri RİbiyHi. aydan aya aylık alan, arada bir Meclis'te görüien bir kişi DP çıkmazJara girdiğinde. yanlış batakhklara gömüldüğünde bile sezsmedi, göremedi önccden bunu. En küçük bir uyarnıa büe yapmadı. böyle bir şeyi sklına bile getirmedi. Boğaz Iok^ntalarında. kahvelerinde oturmak. ysprakları dökülen yollarda dolaçmak. o kadar. Yeni şiirl« yazsaydı. oyunlar yazsaydl, hiç değılse çağdaş edebiyat üzerine eleş"irmeler yazsaydı, anılfinnı yazsaydı, kısacası «edpbiyatçı» olarak bir şeyler yapsaydı barü... O da yok ortada. Bir gölgeydi Faruk Nafiz kendi sairlik anısını taşıyan. Tam dört dönenı. onaltı yıl sürdü milletvekilliği. bir tek kez sesi duyulmadı. ne olumlu. ne olumsuz bır çeye kalkışmadan, sesini çıkarmadan hattâ yazı. şür de yayınlamadan... Faruk Nafiz'den güzel şiirler saldı edebiyat dünvamıza Sayılan çok değil. ama bir şair bin şür bırakmaz arılında öeson çiir yoter adını vaşatmaya. Çamlıbel sağlıgmda vapt: bu seçmeyi, «Han Duvarlann adlı kitabında en güzel şiirlerini bir araya getirni Zaman gerekli ayıklamayı yapar. bir avuç da olsa ağırlığı o'.an dizeier kalır yanna. Hiçbir degerli şair biisbütün yok olup gitmez yasamdan. Faruk Nafiz'in de en kaIıcı dizeleri bir araya getirilir, yeniden basılır. şiirseverlerin kitaplıgında yerlni alır. «Evvelâ köylülerden doğmalıdır inkilâp» di5ordu «Canavar» oyunun kahramanı Ahmet. Faruk Nafiz «Kuvvetle hak. Bu iki büyük düşman vakında çarpışacak» diye bagınyordu. Atatürk devriminin en coşkuiu yıllanydı. Sonra herşey değiştı, Çamlıbel bıraktı devrimci coşlrasunu. hatta şairliğini.. Boşa mı sitti bunca yıl. b'anca zaman?... Kimbilir belki de gizliden gizlıye. yayımlamadan yazdı yazdı. bir takım yeni şürler, oyunlar. ro•manlar... Belki de anılarını bıraktı gelecek kusaklara... Bılmiyoruz bunları... «Tarihe karıştı eski sevrialar» demişti ünlü bir şiirinde. Faruk Nafiz de tarihe karış*"! şimdi. Güzel dizelerini okurlanna bırakarak... TÜRKİYE 15 BANKASI A.$ GENEL MüDÜRLÜGUNDEN: Bankamız îktisadî Araştırmalar Müdürlüğü kadrosunda iktisadîve mali olay ve konulann cözümlenmesi ve araştınlmasma ilişkin jş ve hizmetlerde çalıştırılarak iktisatçı olarak yeliştirilmek üzere smav ve mülâkatla yeteri kadar eleman ulmacaktır. Adaylann, ' İktisat, Işlctme, Siyasal Bilgiler Fakültcleriyle Egc, Boğaziçi, Ortadoğu ve Atatürk üniversitelerinin İdari ilimlcr, İş İdarcsi ve İktisat ve Hacettepc ünivcrsitesi Ekonomi Bölümleri, İktisadî ve Ticarf iiimler Akademilcri ile bunların Milli Eğitim Bakanlığınca tanınmış Türkiye ve yabancı ülkelerdeki eşitlerinden mezun olması, 2 I Aralık 1973 tarihinde 30 yaşını doldurmamış bulunması, 3 ingilizce, Fransızca, Almanca dillerinden birini iyi derecede bilmeleri, . , 4 Askerliğin.i yapmış veya sınav tarihinde en az iki yıl erteletmiş olmaları,.* 5 Herhangi bjr daire veya kuruma karşı mecburî hiz* met taahhüdü altında bulunmamaları gerekmektedir. Adaylann yabanc» dil sınavları I Aralık 1973 cumartesi günü yarılı olarak Ankara ve İstanbul'da v'apılacaktır.1 Adaylar, Genel Ekonomi (İktisadî Doktrinler ve tatbikî iktisaf d a n 'l) ' Maliye (Bütçe ve Arnme Kredisi dahil) ParaKredi ve Banka ve yukardaki konulann Türkiye'deki uygulatna ve sonuçlan ile , • . Istatistik ' konularından 2 Aralık 1973 pazar'günü Ankara ve İstanbul'da yazılı meslekl sınava tabi tutulacaklardır. Yazıiı sınavlarda başarılı olanlardaha sonra mülâkata çağrılacaklardır. .' Ay'rııjtılı başkaca bilgî almak ve sınava katılmak isteyenlerin Ankara'da Dışkapı Şubemiz binasındaki İktisadî Araştırmalar Müdürlüğü'ne'veya istanbul'da Beyoğlu Şubemiz ile İzmir de İzfnir .Şubemiz. binalarındaki İktisadî Araştırmalar Müdür Muavinliklerine bizzat veya özgeçmişlcrini ve sınava girecekleri yer vc yabancı dilleri belirtcn bir dilckçc ve iki fotoğrafla birlikte en geç 15 Kasım 1973 (dahill'e kadar basvurmaları ' rica olunur. KERMESE DAVET İstanbul Hasta Çocukları Koruma Derneği Kermesi 17 Kasım 1973 Cumartesi saat 10da zengin çeşitli elişleri ile Hüton salonlarmcia açılacaktır. Cumhuriyet 9375 SATILIK KAT Göztepe. Santrsl durağı. Ömer Paşa Sok.d» Üç yatak oda, bir salon, bir yemek odası, gömme banyolu. üçüncü kat dairesi acele satılıktır. Fiyatı 200 bin lıra, ödemede kolavlık gö^terilLr. Başvurma adresi: Plâj Yolunda Tekel Bayii Muzaffer, Tel: 55 26 71. (Cumhuriyet 9370) Galatasaraylılar Derneğinden (Cemiyetinden): Derneğimizce, uzmanlar yönetiminde her yıl düzenlenmekte olan Galatasaray Lisesı ve emsall okullara giriş test kurslanna 19 Kasım 1973 sününden itibaren başlanacaktır. Sınırlı sayıda yer olduğundan. ilgililerin. Beyoğlu, Tüneı. İstiklâl Cadriesi Suriye Pasa.iı Kat 3'deki dernek merkezine her gün saat 14 • 19 arası başvurmalan rica olunur. Tel: 44 18 54. Cumhuriyet 9369 I1 I1 I» I1 I1 I1 I1 Ancak bu tedbirlerin gerçekleçmesi özellikle üretim ilişkilerinde ve büyük kentlerde yapısal değiş meleri gerekli kılmaktadır. örneğln sanayileşmeye dayanmıyan bir kent dokusunun sürdürülmesi, bir yanda düşük belir ye tüketimi bir yanda yüksek geiir ve tüketimi yaratacaktır. Bunun mekândaki görüntüsü ise bir yand» lüks konut, 8te yanda gecekondu olacaktır. Ya da yapısal bir sorun olan kent arazilerl Uzerindeki spekülâsyonlann sürdürülmesi planuı yukarda belirtilen tedbirlerinin başansını daha dogrusu başarısızüğmı şimdiden belirlemeye yetecektir. Bu nedenle bilinçli blr plünlamanın amacı, soruna görüntüde bakarak gecekondulan daha sağlıklı bir duruma getirmek, lüks konut yapımını önlemek olmamaUdır. Saihkiı üretim iliskileri 4 5 S I1
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle