27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 17 Ekim 1973 ır yurek daha durdu Anadolu Anadolu diye çarpan, Anadolunun sesını dunyarmza duyurmak ıçm taşan, ışıl ışU, pırıl pınl bır yurek daha Yırmıbeş yıldır tanıdığım dostlugunun sıcaklığında ısındıgım Balıkçı'nın yuregı bu îçı ınsan sevgısıyle, \nadolu tutkusuyle, yurttaşlarını karanhktan avdınlıga çıkarman'n ozlemıyle dolan Balıkçı Akdenızm, Egenın ışıyan mavıhğınde en eskı Anadolu uygarlıklarının. ınsanlığın gerçek atalarının yarattıklan dü 5ünce urutüerının gulumsedığım bıze ılk kez ogreten Balıkçı Insan mı ınsan Balıkçı. B Olaylar ve görüşler Halikarnas Balıkçısı İsmet Zeki EYÜBOĞLU uysrarlığının beşığ1, Yunan Roma, çağdaş Avrup3 uvgarlıklarınm kaynagı oldugunu Horneros'la, Henxiotos la soydaşlığımızı ondan ogrendık Ondan oğrendık eskı Anadolu ınsanı lie gumrauz ınsanı (Anadolunun bugunku yerlıv) arasında kopmajan. ıçın ıçın surup gıden ozlu bır bağın bulundugunu Balıkçı konuşan Anadoludur..Onda ınsan sevgısı tcrorakla, ağaçla çıçekle, bıtkıyle başlar Duşuncesı mavı olan Bahkçı'nn dunyası ışıyan yeşıldır Yaşadığı gı bı dusunmejı duşunduğu gıbı vaşamavı kendırıe ılke eaınen, ınsanı gerçek butunluğu ıçınde topraçıyls, ta=ıyle, anlamanın yolunu açan bır avdındı Ona gore Anadolu ınsanı, Anadolu topragı Anadolu topragı Anadolu ınsanı olmanın sağladıgı bolunmez bır butundur Insan ancak jaşadığı toprakla kışılık kazanır Gerçekçı duşuncenın, ayaklan yerden kesılmış, duşler evrenınde uçuşan kuruntularla en kuçük bır bağlantısı yoktur ona gore. Inanmak yapmak kendını bır butunluk ıçınde ortaya koymaktır onun duşuncesmde. Insan, doğayı seven, değerlendıren yaşadığı toprakla yureğı arasında kopmayan bır bağlantı kurandır Sınırlı bır anlamda da olsa ınsan dogadır. Balıkçı bu sonuca Ege kıvılarını Akdenız kentlerının estaçağ uvgarlık ururüernı. buluntulannı ınceleyerek duşuncenın suzgecmden geçırerek vardı Anadolunun her bucağında canlı bir övkünun, mithos un yaşadıgma ınanır tanhımızı, düsunce dünjamızı onlarla aydınlatmaya çalışırdı. Öram hangı yaşta gelırse gelsın, sevılen, msanın ıçmı dolduran, yuregını ışıklandıran bır kımsenın aramdan el yazmaya, dıl sojlemeve varmıyor Bır boşluk duyar gıbıyım ıçımde bır yalnızhğ'n bır ez'lmışlığın baskısı altmdayım şımdı Bırer bırer goçup gıdı>or dostlar Toprak Anarun kucağında sonsuzluğa doğru. Ayaınlığmda ısmdığırmz bügı pmarlarından susuzlu. ğumuzu gı^ermsje çalıştıgımız canıar gonuldeşler gıdıvor, bır daha ışıklannda ıçımızı yıkajamacağ mız, tatlı soluklannda sercnleyem:yeceğmız canlar gıdıvor. llkin Sabahattın Eyuboglu açtı bu yolu, beklenmedık bır kış gunu, sessız sessız, kımsecıklere duyurm*k ıstemezcesıne Sonra Âşık Vejsel uvdu ona, derken tuz bıber ektı kanayan vuregımıze Balıkçı Şımdı, ınsanın kulakların: dolduran o babacan «merhaba>larının ışıyan arasında balıkçı, bahçıvan, demircl, ^azar, ozan ko>lu, kentlı dışı e'kek b r yurek butunlugun de bırle^ır, bır can sıcaklığında ka\naşırdı ir sanı duşuncede degıl de gerçek yaşamı. gunlık davranıslan ıçınde sevmesı onda humanısme anlaiisının avdınlığa çıkan belırtısıdır. Onun dunyasında ağa, paşa bılgın bılgı^ız sojlu, duş kun dıve jalancı a> rımlasmalar değll, va^avan, sıcaklığını, soluğuru ozurıuzde duvduğumuz ın ^anlar vardır Bu bakımcîan onda da Sabahattın Ejuboğlu'da oldugu gıbı chumanısme» ınsan sevgiMdır Balıkçı ıçın geçerlı olan ınsanı vorumlarrak, açıklamak degü, an'amak, se\meıi, onun butunluğurde kendını, kendı butunlugunde onu bulmaktır Onun duşuncesmde ınsan 5e\gı«ı brıhkte \asaiıa\a lç ıçe oz oze olmaia daianır. Ancak seven anlar, a n ^ a n sever ona gore tnsan bır «e\gı varl.ğıdır onca. Az Pişkin Olsun kım 1973 seçımleı ı CHP \ ı bırıncı parü yapb Sımdı gozumun onunden bır dızı pohtıkacı geçıjor En başta agır agır İsmet Paşa, ardmdan sallana sallana Salevmar Bev onun arHından kızara kızara Feyzı Bey, ve ardından otekıler Acep ne du=unuvorlar? CHP nın başansındakı anlam nedu"1 Yoksa mıllî ırade Moskova jonunde mı tecellı ettı* Hafazanallah, mdazallah neuzıbıUah dıyelım. «Toprak Islivenin, su kullananın. dıven Karaoğlan'ın «rdına nasü dujtü halk 0 Bu halk nasıl olur da toprak ıslemeyenin, su kollanmavanın. dıyenlerın ardında değıl* Ne oluvoruz dostlar1" Adam ismet Paşa vı ıkı kere yendı, hem partı ıçınde, hem partı dışmda Fevzıoglunu da ıkı kere yendı hem partı ıçınde, hem partı dışmda Suieyman Beve bır sarma, bır terskepçe, tamam: o anda yıkıldı Sulevman O\sa o SulejTnan ne Sulevman dı Daha bır gun once bır kuhevlandı Seçım mevdanlarında dort duvar ardındakt kader mahkumlarmın ozgurluklerını bıle açık artırmava çıkarıyor: Ecevıt af çıkarabılır mı ? dıje bağırıyordu. Kalabalıktan bır sada cevap verryordu Çıkaramaz Sulevman Bev kafasını arkaya atlyor magrur bir ba kı«!a süzuvordu dunvavı, ve polıtıka mevdanlanndan demır parmaklık ardındaki ınsanlara İM ulastınp Elımdesımz hepıniz deme>e jretırivordu Lezzetını çıkanyordu zu'mun Genç insanlann bedenlerı ve cesetlerı üstünde tepınen bır polıtıkanın çıkar çevrelenvle pazarlığmda sürdürtryordu 7evkıni Yırmı vaşmdaki penç kızın suçlanması on sekiz yaşındaki lıselırıın kahroluşu ustune devlet sivasett kurmava çabalıvordu Kıtap yakma donemının parlamento çopunluğu lıderi olarak tanhe geçırmıştı adını Ülke duzevınde bır cadı kazanı kaynatıyor, fokurrulanru dınlıyordu zevkle ve Fevzi Bevle . 12 Mart tan sonra Mıllî irade böyle istivor.. dıve Anayasa'yı değıstlrmiş, ozgurluklerın çanına tıkavabildığınce ot tıkamıstı. Memduh Tağmaç'la beraber ve bırllktl am»cr < Halkın sosval avanm pkanomik gelifinevi afmiftır, Svlevse sosval nyanıs dnrdarnlrnalı.» dhorlarch Bır ulusun sosyal uvani'im gecıktırmek ıçın Anava«asını değıştırmek veball hepsının bovunlarmdadır, ve çocuklanna mıras kalacaktır î?te bo>lesine bır olav C^enne halkm CHP'ye oy vermesı neji anlatır, nevı ortaya koyar? Her şeyden 5nce halkın 27 Mavıs Anaya«a«na Uyık olduğunu . Sonra Anayasa'vı luks «ayanlann, bizzat halkm tepesınde bir luks olduklannı . Ecevıt« Fikir özgdrlufune sınır tanımıyonız» demiştir. Boyle konuşan bır parti liderınin bugunku başarıyt varması, demokrasi yasamında bır aşamadır. Fıkjr ozgürlugune kendı kafalannın sınırlan kadar mnır tanıyan darkafalıların yasakları bu seçımle »şılmıjtır Elbel bu olay, sınır ısteyenlerın sınırlerıni bozacaktır tftar sofralarında polıtıka nutlcu atıp yuce Tanrıyı oy goygo>culuğuna ilet etmek ısteyenler, 14 Ekım'dekı nafüe namazında iecdej» gelmı$lerdır. E Yaşadığını Yazan Aydın Bal kçı bu»un \azı!arını kendi ozunun sıcak hğında ısıtarak, kencîınce va^avarak, du\arak yazardı. Turk jazınına denız >;evgı«ını, denız ınsanlarını. denız evrenını getıren odur Ö%ku mu \azacak ya«amıştır ola\ı, bır suvun başında, bır dağın doruğunda olusan mltho«u mu anlata cak, onun s caklıgını duimuştur Bu bakımdan gerçekçıdır Gerçek, ınsan sevgısnle olu=an ozumlenen bır \a«am olavıdır orun \azılannda So\levış gucuiun bolluğunda ınsanlar bırbırıne karışır, blrbın\İ9 kaynaşır. OkuyuCu bırden seçemez olur vapıtlannda kışılen, nıtellklennı. Bu ınsan kalabalığı, bu başdondurucu kaynaşraa çevresını saran ınsan bolluğunun sonucudur Balıkçı ıçln jazmak yaşamak, yaşamak yazmak demektı bır bakıma Butun yazılan sınır tanıma%an, coskun bır ınsan sevgısinde duğumlenlr, duşuncesınin ozunü ınsan sevgısi yoğurur Bu derm, bu guçlu sevgı eskıça* Anadolu ınsanından gunumuze kalan duşunce urunlerinde blçımlenır, \oğunlaşır Yazılannı okuyunca yurepıni kartalla«an Anadolu sevgısmln ovrfuği' bır Prometheus o arak çıkar karşımız» canlar canı Balıkçı. merhabaaa Konuşan Sular Sular konusur, ırmaklar sovleşır, pınarlarla denızler gülüsurdu Bahkçının dılınde «Su perısi Salmakıs» ten Irıs denen <GoKkuşağı> na aeğm toprakla, goklerle îlgılı butun duşunce varlıkları onun elınde vuğrula vuğrula bır uvgarlık urunu guçlu bır ınsan varatmaiı oîarak bıçım lenır, Anadolunun eskı, karanlık çağlarını a\c?ınlatan bır ışıldak oluverırdL Suları konuştjrur, dağları, tepelerl konusturur, denizlerln dıbınden çıkan eskı ujgarlık urunlerını konuşturur, onlarla bugune değın bılmedığımız bır »v renden kucak kucak sevgıler, gerçeklerl ortava kovan, sorunları çozCmleven ı«ıklar getırırdı bıze Anadolu toprağına duyduğu derın, guçlu se\gı ozlu saygı onu bır yandan felsefeye, bır jandan tanhle arkeolojıye yonelttı Onun anla>ışına gore, en kuçuğunden en buyüğune değın, Anadolu'nun bütun «ulan, dağlan bırer canlı tarıh, bırer ozlu mithos nıtellğındevdj. Bunlar anlaşılırsa Anadolu anlaşılır, bunlar bılınırse Anadolu bılınır. Çevresınde toplanan ınsanlar Çığır Açan İnsan Halıkamas Balıkçısı bır yeni çığırdır bır guzel duşunceıun baslangıcıdır bızım ıçın. Anadolunun eskı uygarlıkıarmı bılmenın kavramanın Anadoluvu Anadolu ınsanını, kendımızı anlama olduğunu, ılk uygarlık urunlennın, doğacı, gerçek dusüncenın, bıltmın Anadolu topra. ğında füızlendıgmı eşkın eşkın boy attığını onaan oğrendık llkın o gosterdı bıze Anadoluda eskı çağlardan gunumüze degın uzayan, geçmışımıze, geleceğımıze ISIK tutan kaynaklara va. ran yolu. O gosterdı bıze Anadolunun dunya AR GÜNLER POĞARKEN... OKTAY AKBAL Evet Hayır Araştırma ve Yol Göstericilik eviet olarak, dunjamn ekonomık, sosyal ve teknolojık gelışımlerını yakından ızlemek ve bu gelışımler doğrultusunda sağlıklı bır toplum olarak \aşamımızı surdurebılmek ıçın ne gıbı tedbırier aimamiz gerektıgmi yıne sağlıklı bır bıçımde saptamak zorundavız özellıkle sanayıleşme surecıne gırmış olmamız nedenıyle ağırlık kazanan teknokrat kesım, sosysl bılıncı ve ekonomıcılerı de yanına almak zorundadır Kımya Muhendıslerı Odası tarafından geçen ay düzenlenen 50. <ıl sanayı kongresınde Türkıye özel ve kamu sanayı kesırnını ılgılendıren sorunlar enıne boyuna tartışıldı Genış kapsamlı konulardı bunlar örneğ n a) TeknoIojı transferınde gozetılecek hususlar, b) Sanayıieşme, c> Ortakpazar, ç) Teşvık tedbırlen, d) Enerjı, e) Eğıtım vb. gıbi . Genellıkle kongrelerde, tartışmalar bırbır.mızi suçlamak seklınd, sıvrıleşıverır; ıçınde bulundugumuz ekonormk, toplumsal, teknık ve pohtık koşullar karşısında ılle kabahatı bırıne yuklemek yerıne, bu koşullar ıçınde durumumuzu en lyıye göturebılecek yontemlen arayıp bulma çabasına pek gırılmez. Bunu, şunun içın soylılyorum; bugün artık Ortakpazar'a gırmekle ıyı mi ettık kötıi mü ettık tartışması, havanda su dovrneye benzer; çünkü, iyı ya da kotü, bu adım artık atıİTiıştır Bundan sonra D B ıten tukenen sora eren bır takım «şeyler» var Turkıjede Başlajan canlanan guçlenen başka bır takım «şeyler» de Bır takım jeylerın bımıesı ne denlı ıyıyse >enı bır takım şeylerın başlaması o denlı ı>ı, o denlı umut verıcı . SANAYİ KESİMİ İÇİNDE, YA DA DIŞINDA (FAKAT DESTEĞİNDE) YER ALAN ARAŞTIRMA VE GELİŞTİRME ÖRGÜTLERİNİ DEVLETİN DESTEKLEMESİ BİR ZORUNLUKTUR. Kısmet BURİAN yapılacak olan, «Ortakpazara Katılnuş Turkıye» olarak ekonomtcılenmızm olsun, teknokratlarımızın olsun, ozel ve kamu sanayı kesımının bu geçıs donemıni Türkıye içın en yapıcı bıçimde nasıl sürdurebıleceğıru düsünmektir. ne kenetlenmesinin gereklıhgine ve gerçekleşebıiirlığıne ınanıyoruz. Bu süreç ıçınde, Devletten bekledığımız: Sağlam venlere dayalı tncelemelerı temel alan, toplumsal ve ekonomık yonüyle de tutarlı açık seçık bır Teknoloji Polıtikasının çizılmesı Ümversltelerden bekledığımlz: Türkiye ıhtıyaçlanna cevap verecek bır eğıtim reformunu ele almanın yanısıra, Arastırma faalıyetlerınde sanayıımızın gelişimi doğrultusundaki bolüge daha fazla pay ayrılması Sanayiimizden bekjedığimiz Teknoloji ıthali sırasında edındıği kısıtlı bılgüerle yetınmevıp, kuvvetll bır rekabet ortanuna kendıni hazırlamak içın teknolojisıni bılmeje, daha ıyi bılmeye çaba harcaması, kısaca araştırma \e gelıştırmenin gereklılığı bilmcme varmasıdır. Endüstnnin kendı ıçınde ya da endustrı kuruluslannca desteklenen fakat endüstrınin dışmda jer alan «Araştırma ve Gelışürme» örgütlerıni devletın desteklemesı bır zorun olarak ortaya çıkmaktadır Teşvık tedbırlerınde, gonül ister kı, bır Araştırma Bınmı kurmavı ongoren endustrılere de kolaylıklar tanınsın, orneğın araştırma harcamaları verpden muaf tutulsun öte yandan, araştırma ve geliştırme konusunda kaynak ısra fına yol açmamak ıçın, Turkıye' dekı araştırma potansıyelıni kurulus, konu ve ınsangücü olarak kesın bir şekılde saptamak ve bu kuruluşlar arasmda, tekrar edıcı değıl fakat bırbınni tamamlayıcı, bır çalışma duzeyı sağlayacak koordınatıf tedbırle' almBk, önemi inkâr edılmeyecek bır zorunluktur. Kışıler eskıd' degerler eskıdı Bugun Turkıye kırk mılyonluk bır devlet Asva ıle Avrupa nın köprusu uygarlığın beşıgı Mustafa Kemal'ın temelını attığı \em bır topluma, yenı bır uygarlığa, yenı b'r duzene dayanan bır ulke Sureklı atılımlarla batuıın en ılerı ulkelenne eş olması gerekırken durmuş, durdurulmuş, jerınde hatta gerı jonlere çevrılmış zaman zaman. Uyumuş, uyutulmus Topluma ters duşen çozum yolları arayanlar, onerenler olmuş, halk yığınları suçlanmış, aydmlar bırbırıne gırmış. 1946 dan ben seçım yolı\le ış başma getırdığımız ıktıdarlar çoğunlukla halk varannı duşunmemış, hep bır azmlığm çıkarını korumuş Seçmen vığınları da nedense hep ckendıne karşı» parülere oy \cmis' rialka \a r arlı ı^lfr aeçım yoluyle olmaz, yapılamaz dıyenler çıkmazlara gırıp kaybolmuş, toplum duzenı sarsılmış . Darbeler darbe hazırhkları gızn tertıpler, orgutler, sıkıyonetımler, surup gıden karışıklık, duruîmalar, ıdamlar, tutuklamalar vb. 14 ekım 1973 seçımlerı bır donum noktasıdır Turk toplumunun kısır donguden ktırtuluşu Kendı vazgısına egemen olabıleceğını dosta duşmana, en başta kendıne sonra da halka tepeden bakanlara, aydınlara pohtıkacılara partıcılere ıspatıdır Hasan Dede «Halka ta'n etmek nemız Cumle kustahhk bızdedır» der. Turk ajdını a\dın geçınenı, sız, ben. hepımız ders almalıyız 14 ekım seçımlerınden Bır anlam var ıyıce behrlenen, bır gerçek adamakılh goze batan Halk yıgmlarının bılınçlenmesı hızlandı, lyılık nerde kotuluk nerde, doğru nedir yanlış nedır, guzel nasıl olur. çnkm rssıl hutun bunlan halkımız anladı artık, oylarıyle ıktıdarları devırebılecciını ovlanyle yenı iktıdarlar yaratabıleceğını Yarınkı Turkıye'nın yolu vontemi bellıdır artık. Her şey seçım joluyle olacak, halk ınandırılacak bır konunun onemıne, değerıne, kendı yararına olduğuna, ondan sonra o yolda ılerlenecek Başarı halkla beraber olunca kazanılır ancak. Halklasmak, halkla beraber olmakür Halka tepeden bakmak değıl . Buyuk çogunluğunun vararını one almakti' Mutluluğu yaygınlaştırmak, bıreylerı guvenlı bır duzende vaşatmaktır Tek tek ve hep beraber Turkiye Cumhurıjetı tarıhının en önemll halk liderl Ecevıt tır îçtenlıkle, ınanarak, severek haîkın janında ^er alma^ını bılmıştır. «Ben »vdınım, ben şaırım ben bılgın'm, ben ustun kışıyım» dememıştır polıtıka alanına atıldığı gunden bu yana, hatta gazete jazan olarak kalemı elıne aldığmdan ben En güçlü yanı, inandtrıcı, ıçtenlıkli bır kısı olmasıdır Duymadığını sovlemez. ınanmadığını, gerçekten bağlı olmadığını sojlemez o . Halk yığınlannı ınandırmak özel lıkle yıllardır hep aldatılan. hep \amltılan bır halkı O halk kı, bır Mustafa Kemal'e ınandı aldanmadı bu ınanışmda Sonrakıler hep ıçtensızlık orneklerı verdıler şo\le \a da boyle . Yapacaklarını soyledıklerı ışleri \apmadılar tam tersı bır • o tuttular Artık zordu bu yanıltılan <l aldatılan \ ığınlan bır hderın çevresınde toplamak, bır ınancın ateşınde yakmak, guçlu bır yumruk gıbı indırmek sorunların üstune.. Ecevıfın lıderhğlndeki tarıhı partı CHP bu manılmaz i«ı başardı Zor oldu bu ış CHP'nın sozde sahıplen vardı bırtakıra jillanmış polıtıkacılar Tek tek onlan altetmek jterektı hepsını partı dısına kaçmak zorunda bırakmak kendılıklennden Gıttıler, partıler kurdular. kendı oz partılerını •«.ııtmak ıçın uğrastılar; hatta Mustafa Kemal'ın sağ kolu înönu bıle katıldı onlara CHP değısmış, venılesmış başka bır partı olmus değıldı CHP kendını bulmuştu, Kemalıst De%nm çızgısıne donmuş, o>adan \em atılımlara eırışmıştı Kırk 1 Ml once.vi ^er.nde duracak değıldı \a hep Mustafa Kemal de bunu ı=teme?aı zaten Ama çijcarları bozulanlar serçek halkçı, devnmci anlamına kavuşan CHP'vi Mkmaya çalıştılar 1 Başeramadılar ışte Kendıleri vı^ıldı, kendıleri tasfıve oldu, polıt.ka alanırdan cekılıp gıttıler br daha ortava çıkmamak uzere Bır ıkı jıl daha gorunecekler polıtıka sahnesınde etkısız, guçsüz Sonra kaçınılmaz yazgılarına gıdecekler unutulma>a Seçım sonuçlanna bakıyorum Ecevıt'çı CHP ıktıdardadır Yandan çogu saglajamadı, ortaklıklar denenecek, belkı Kemalıst d»' rım >olunda bır sure daha gecıkılecek Ama gelecek, devrımcı kışılığıne kavuşan CHP'nındır înandırıcı. toplayıcı lıder Ece\ıt bu mucızevı başarmıştır. yıllardır halktan kopmuş bır partıyı haVIa kajmastırmış halkın malı vapmıştır Ecevıt'çı CHP, Ataturk ten bu \ana donmus. dondurulmuş «devrım»ı, yenı, ılerı atılımlarla canlandıracak guçlendırecek. gerçekleştırecekür. Cumhurıyet ın ellıncı vılmda Turk ulusu bılmçlenme yolunda buyuk bır aşama japtığını dunyaya gostermiîtır Demokrası. ozgurluk, ınsanca > aşama. çağdaslaşrr.a, butun gerılıklerden kopma, kısacası ıyı, guzel yararlı n* varsa hepsı ancak bu yolla gerçekleştırılecekür. halkla beraber, halk ıçm, halkın ehyle Evet boşa değılmıs umudumuz »ak gunlere» ınancımız Halkın bıhnçlenmesını en guvenılır, en sağlam guç, dayanak saymamız.. Zorunluklar öte yandan, devletın de Türk toplumunun bu kesımlerinden gelecek «yapıcı», «yardım • edıcı» önerılere kulagim tıkamaması, ulusal çıkarlarımız içın kaçınılmaz bır zorunluk olarak ortaya çıkmaktadır. Dışanya karşı verecegımız bır ekonomı ve sanayı savaşının eşığmdeyı?; Kurtuluş Savaşımızda, kışısel husumetlerı unutup, kendı çıkarlannın üstune çıkmasmı bılmış oUn Türk toplumunun, bu Ekonomık Kurtuluş Savasında da devletıyle aydmlarıvle. halkıyle bırbırı Istanbul Devlet Senfoni Orkestrası 19 Ekım 1973 Cuma Saat 21.00 Şef: Derairhan Altuğ Solist: Tomris Öziş Program A Borodm W A Mozart Mendelssohn Orta Asya Steplerınde 23 Pıyano Konçertosu Kv 488 La Major 5 Senfoni (Reformatıon) Op 107 Re mınor 20 Ekım 1973 Cumartesi Saat 16.00 Şef: Demirhan Altuğ Solist: Ali Doğan Program A Borodın . Haçaturjan Mendelssohn Orta Asya Steplerınde Vıvolonsel Konçertosu 5 Senfoni (Reformatıon) Op 107 Re mın6r Endüstrınin Sorunları Bugun Türkıye'dekl muteşebbıs (ozellıkle orta ve kuçuk) nereye yatınm yapması gerektıği konusunda çaresızdır, jol gosterıcısı yoktur, moda oluveren sa nayı sektorlerinde mantar gıbl bitneren sanayi kuruluşlan, bilgısızce yatırımlanndan oturu er \e>a geç buyuk zararlara uğraya caktır Bu nedenle devletın teknoloji polıtıkası paralelında ol mak kaydiyle muteşebbıse yol gosterecek, Bürokrasıden annmış, Modern sevk ve ıdare anlayışını benımsemış, Teknolojının yanısıra sosjal \e ekonomık yapunıza da agır lık veren, Turkıjenın teknık potansıyelıni kurulmuş endustnsını, dogal kaynaklannı yakından tanıj an, Gerek sanayı yatınm sektorlerıni, gerekse ıthal edilecek teknoloji tercıhlennı yapacak, Optımal buyuklukleri saptayacak kıvrak bır yapıya sahıp bır kuruluş, ja da kuruluşlar grubunu tezelden şekıllendırmelı ve vurdumuzun butun bılgi ureten kaynaklan (bılımsel, teknık, ekonomık ve sosjal) venlenni bu kuruluşun kullanımına açık tutmalıdır Turkıye dekı bılgı ve beceri potansıyeli, kendını sürdürecek ortam ve koşullardan yoksun olduğundan, yurt dışına kayma egjlımındedır Araştırma ve gelıştırmenin desteklendığı bir Türkıyede ıse Araştırma ve Gelıştırme sonuçları kısa surede endüstrımızın geiışımmde yankı bulacagından yurt dışına kayan bılgı ve beceri akımım ters yone çevırecek bır ortam yaratılmış olacaktır Turk bılım adamını Turkıvedekı Araştırma Merkezlerınde, Turk ışçısını Türk Endüstnsınde çanşir gorebıleceğız Tanma bağlı endustrılerın ozel lıkle tarım bolgeierınde kurulması ıle bu bolge halkının yorelerınde değerlendınlme olanagı sağlanacağmdan, buvük şehırlere \e endustrısı yoğun kesımlere akımın onu aiınarak, aşın buyük şehırleşme ve bunun peşisıra sürukledığı toplumsal sorunlar da ortadan kalkacaktir Burada söy lemek ıstedığım, teknoloıı pohtıkasının saptanmasmda sosyal ve ekonomık yonlenn de gözden uzak tutulmaması ve bır yandan Türkıyeyı sanayıleşmeye ıterken öte yandan tanm Ulkesı oldugumuzu da dıkkate alarak tutarlı bır polıtıka izlenmesı gerefıdır Burada, «Politıka saptama» ıle «Polıtıka Yapma»mn arasındakı farkın bılıncıne varmak durumun davız «Turkıve nuı çıkarlann» 6n pianda tutan bır devlet polıtikasmın muhalefetı dahı yapıcı vönde etkıleyıcı ve ekonomik savaşımızda hepimızı bır araya getırıcı tek yol olduğuna inanıyoruz Bunları nıy» yazdık? Demokrasıde seçımler vardır, seçunde kszanmalc ds vardır, kavbetmek de .. tkısıru de rejımm olağan sonucu dıje karfüamak gerekmez mı? Batı demokrasüerinde öyledu. Çunku ıktıdjıra gelen hıç bır parü fıkır özgurluiunü rok etmevı düşünmez. Bizde ıse fıkır Szgürlüfu ddsmanlan seçım sandıjını demokrasınin sandukası olarak kullanmak ısterler. Böyle kı»ıl«' re buyrun cenaze namazına demek, okurlar adına kacmlacak bır zevk değıldır. Evet, olağanustü rejımden olağan'a geçtık bu cecımle~ Olagan'a buyrun beyler. PTT Genel Müdürlü^ünden: 1969 Dun\a Posta Kongıesmde 1İU 19ÎJ tarıhınden ıtıbaren butun dunya memleketlerınde 9X14 Cm den kuçuk boyuttaki zarfların kabul edılmemea kararlaştırılmiîtır Bu durum, >ıllardan beri tart lmalâtcılarına onemle duyurulmustur. Yabancı Posta ldareleri bu boyu'tan küçuk zarflan dağıtmamak veya gecıktırmek hakkına sahıp olduğundan vatandaîlarımızın haberleşmelennın aksamamasi ıçın yurt dışına gondenlmek uzere dahs kuçuk zarflann bu tarıhten ıtıbaren ve yurtiçı postalarında da 1 şubat 1974 tarıhınden lü baren kabul edılmıjeceğını Posta Kanunu •un 5 maddesme dayanarak muhterem ha) kımuın bılgılerıne sunanz. Basın 24413 837a Teknik Üniversite Maden Fakültesi Salonu Maçka Bıletler Radyoevı Karşısı THY Umum Mudurluk gışelerınde ve Cuma 20 00'den Cumartesi 15 00'den »tıbaren Maden Fakul*»sı gışelermde. (Basın 24828) 8386 gıııınııııııımııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııımııııııııııııııııtııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııııınııııııııı^ | | Ş = E = = Ş = = = İ Siyasal Bilgiler Fakültesi Dekanlığından: Aşağıda sınıfı, ünvanı kadro derecesl yazüı Fakulte Sekreterlığıne sınavla memur almacaktır. Devlet Memurlan Kanununda aranan şartlardan başka, vuksek öğrenım vapmıs ve en az 10 yıl memurıyette çalısmış bulunrra«ı gerekmektedır Yonetıcıhk tecrubesi bulunanlar tercıh edılecektir. Isteklılenn 10 kasım 1973 saat 13 00 e kadar S 3 f . Dekanlığına başvurmaları geregı duyurulur. Sınıfı G t H. K Ünvanı Fakulte Sekreteri Dereced 4 | | ğ = = p = = § = = 1 Savın Abonelerimize Herhangı bir sebeple 1972 • 1973 Telefon Rehberlenni almamış olan abonelenmi/ feırkecı Buyuk Postahanedekı Rehber Ser\ ı sıne muracaatla Rehberlenni temin edebı Mrler. Gazetesinde Cumhurıvet 8388 Muhtelif Malzeme Alınacak T.C. Devlet Demiryolları lstanbul Alım ve Satım Komisyonu Reisliğinden 1 AşaŞıda yazılı malzeme hizalarındaki gun ve saatlerde Sırı£ecı'dekı Komısyon bınasıncla kapalı zarf u^ulu ıle satın alınacaktır Tekliflerın en geç ıhale saatıne kadar Komısvona venlmıs veva gelmıs olması sarttır 3 Geçict teminat tefelif edilen bedelin vu?n> beşı olup sartnameler Komisvonrian bedelsı? »lınabılır 3 TCDD ıhaleyi yapıp yapmamakta veya kısmen yapmakta ve tercıh ettığı talıbe vaümakta tamamen serbesttır C i n ı 1 Mıktan Günü Saati 1) 5 kalem yangın sontfürme cihazı 45 adet 2/11/1973 15. 2) Muhteiıf torna tezgâhı ve k.vnak makinası 7 kalem 5/11/1973 15 3) Muhtelif cıns demır 24 kalem 7/11/1973 15 4) Elektrojen Grubu 2 adet 9/11/1973 15 ı Basın 24M11 8385' İLÂN ^ııınınıımuıımınımııtuıııiHiiiiııııuHiııımıınııııııııııııııııııiMi'iııııııııııııııııııııııınıııınnıımıııtıııni/ Basın • 24394 8381 İSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜ 40 Ton Rafine Külçe Bakır Almacaktır Teklıfler en geç 24/10/1973 gunö mesaı saatl sonun» k«dar Bahçekapı 27 Mavıs Han 3 kattaki Satınalma Komisyonuna verilecektir Şartnamesi Malzeme Muduriuğu \eznesınden temın edılebihr Dos No 1973/1147 DENtZCİLİK BANK4S1 T.A.O. (Baıın 24689) 8383 I.E.T.T. İşletmeleri Genel Müdürlüğünden 1 îdaremlz Taşıt İşletmeleri Otobuslerinde ışçı statu sunde biletçi olarak çalıştmlmak uzere ortaokul mezunu askerliğini yapmış ve 35 yaşını geçmemi? isteklıler arasın rlan musabaka ımtihanı ile bıletçı alınacaktır. 2 Bu ıse istekli olanların I? ve tşçl Bulma Kurunu lstanbul Şubesinden alacakları kartla en geç 20 10 1973 gunu saat 12'ye kadar Şışlı Taşıtlar Personel Sefligıne murac»at Un duyurulur. (Basın 24644) 8382 (Basın 24816) 8387
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle