Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
«"UMHURİYET 26 Ocak 1973 e eçende. bir dergiden, «Şiir nedir?. diye sormuslardı, sonra ben cte sordum kendime, açık seçik bir karşılık bulamadım; daha doğrusu, kaıamın içinde türlü türlü karşılıklar belirdi. O zaman, ünlü Amerikan romancısı William Faulkner'in buna benzer sorulardan hoşlanmadığım düşündüm, hak verdim. tDeği?ir kanılanm.» demisti Faulkner. Belki konuşmacılar. dergileri, gazeteleri içın kesin bir tamm bekliyorlar, konu da böyle bir kesinliğe elverişli değiltfeondan doğuyor güçlük. Çok yıl önce, Prof. Ali Nihat Tarlan'a. «Şiir nedir?» diye sormuşlarriı da, cŞür. ufuklarda sallanan nazenin bir balondur.» demişti üstat. Böylesine ise yarar, kuliamlır bir yanıttır beklener.. Müzigin «ruh besini» olduğunu kim bilmez! Yasara boyu orta malı görüşlerle konuşup eden kimselerin durumunu anlayışla karşılamak gerekir. Bunca corun, bunca olay içinde kolay mıdır kişisel görüşler yaratmak, başkasma benzememek. öz^ün olmak? Dahası, kiifel cörü?lerirr.iz olarak bildigimiz düşüncelerin hiç biri bizim tfeğildir. Aydınlann ya da ba?if insanlann söylediklerini, şöyle bir can kulası ile dinleyin, o sözlerin ardında. kiml zaman açık seçik. kimi zaraan da bulanık olarak. başkalannın kanılarını bulursunuz. O başkaları için de durum yine budur. Basit insanlarda elbeîte öyle olur. demeyin: orılar. adlannı M)e duymadıkları filozofların rlüşüncelerini özümsemislerdir bilmed'en, çünkü o düşünceler yaj* lekesi gibi bütün beyinleri jarmıştır zaman içinde. Ayriın diye tanınmış olanlar ise, çoğunlukla. ad vermekten kaçmırlar, kendi EÖrüşleri olarak ileri sürerler kanılanm. çünkü kişilik ardındadırlar. Oysa inançla bağlandığımız düşüncelerimizi nası! edindigimiz konusu, ÖJISMne çaprasık bir konu değildir: Kişiyi koşullancfıran. oluşturan aile çevresi, okul, toplumsal iliskiler, yasamımızı sürdürmek için gereksedigimiz araçlann sağlanması yolundaki tutıımumuz. çabalanmız, bizden önceki kuşaklardan kalmış kesenke* doğrudur diye bellenen kamlardır görüşltrimizi belirlfyen. Bu durumda, nsml olup da kişisel düsünceİTİmizden, irançlanmızdan jöz açabiliyoruz? «Benim <f:isünoeme. benim inanışıma göre» diye konusrr.ak yerine, «Şu düsünceye, şu inanışa göre» Bizde Mehmet Akif'in, şapka giymemek için yurdunu bırakmayı bile göze alışını övenler tadece bağnaz dinciler değildir, ben ilerici diye tanınanlardan da kaç kez dinlemişimdir bu övgüyü. Demek bağlanılan inancın niteligi değil burada önemli olan, sadece bâğlanma olayı, değişmeme direnci. Ikinci Dünya Savaşı'ndan önce, Yugoslavya'dan bir geçişim sırasında, Belgrad'da cralı bir Türkle konuşmu?tum, Atatürk'ü yermiştl. başmda fes vardı, «Bunu başıma babam koydu, onu kimse çıkaramaz,« demişti. Atatürk'ün bize şapka siydirmesini biçimci bir değişıklik sayanlann yanıldıkları. Melih Cevdet ANDAY şanınm, bundan da çıkar ortaya: «öyle ki. biçim özü etkiler, boş vermemeli. Montaigne diyor kf, «Nice insanlar, kendilerınin olmayan inanışlar için, başkalanndan aldıkları. ne olparmak ısırır o düşünce değljtlrenln düîtüğü duğunu bilmedikleri 'düşünceler için ses çıkardiye konuşmağı yeğlemek daha doğru olmaz duruma. Bizde en çok Ataç'ı «uçlamışlardır madan diri diri yanmışlardır.» «Bunun ter?i mı? düşünce değiştirmekle. Ataç ise,tfüşünce« e i davranışlar' da görülrnüştür: IV. Henry, FranAncak şunu da belirtmek gerekir ki, inanğiştirmenin çok zor bir iş olduğunu söylerdi: sa tahtına oturabi'mek için bir gecede din dlğımız, doğru diye belledığimiz düşüncelerin, «Hiç kolay olur mu?» derdi, tönce bir dü?ündeği?tirmiş. Protestan iken Katolik oluvermi=dinlerden, feîsefelerden. bıîimlerden gelmiş olceniz olacak, gonra bir düşünceniz daha o'.ati. O Katolikler ki. bir gecede, çoluk çocuk, duSunu (ki öyledir) bi'.sek de, onları kendi cak. sonra bir tane daha... ki deSistlrebilesini:».» yığmla Protestan kesmişlerdi» malımiz saymakta hiç de haksız değilizdir. DeYar.lış anlaşılmasın, boyuna düşünce değiştirmek kişiliğimiz. ortak düşüncelerden birinl ya Havalandırma mek gerektiğini savunuyor değildi Ataç, yaşam da bir kaçını seçip benimsemekle kurulur. Doğrusu afanırsa. düşüncelerle inançlann, boyu bir tek (füşüncede (ya da inançta diyeDeğişme Gelişme inançlarla çıkar kavgularının nered*. ne ölçüIim) ayak direyenlerin, bu baŞlılıga, seçerek, de birbirine kan?tısı. birbirini etkilediği kolay tartarak, deneyerek gelmediklerini belirtmek Buraya değin güçlCk çıkaracak bir durum ayır6*edilemez. Düsüncelerine'yariainançlanna İstiyordu. yok: çoğu zaman anlaşmazlıklara. kavgalara karşı olan kimselere cylesine cîiş bile>'enler, Bir inançta saplanıp kalmanın en korkunç yol açan sey. düsüncelerle inançlan birbirine eline fırsat geçince öylesine kötClük edenler örneklerinden biri, saşılacak şeydir, bilimda karıştırmakta ortaya çıkıyor. Kimsenin inangörülür ki. bir düşüncenin va da bir inancın olmuştur. Bu da, Aristoteles'in ortaya attığı cına karışılamayacağı için de konuşma çıkmakisiyi bunca lratı. bunca acımaz duruma sokbir yasanın. ta Galileo'ya değin, iki bin iki yür za saplanıyor ister isteraez. Bakıyorsunuz. amaşı, çözülemez bir şorıın nlarak dikiltr karyıl denenmemesidir. Bilindigi gibi. bu yasa, dam, gögsürü gere gere. •Ben kendimi bildim şımıza. Anasına sövüldüğü için adam öldürendüşen cisimlerle ilgiliydi. Aristoteles'in, «Çebileli bu kanıd'ayım.» diye öğünüyor. O kanıler bile, yareıç katında.«Ondan sonra ne yapsitli ağırlıktaki ikj cisim, e$it yükseklikten bıya sonradan gelmiş olsa ne çıkar sanki? Dütığımı bilmiyorum.» demek nezaketini gösterirrakılsa, acır olan, ağırlığı oranında çabuk dfişüncesini dejiştirmi« olsa ne cıkar? Demek esler. Hitler, Yahudi'vv düşman sayrfı diye. .Alşer» sözüne öylesine inanılmıştır ki, ' Galileo ki olmak istiyorlaT benim=edikleri düşüncede. manya gibi bfr ülkede onca iskerce uzmanı bunun doğru olmadığını Piza Kulesinde yapOvsa bunun olanagı yoktur, kurcaladıkça gerinasıl çıktı? Bunlar neyi diişünüvorlarHı? Hantığı bir denemeyle tanıtladığı gün bile, zamaye doğru gider düşüncenin kaynağı. Bademler gi düşünceleri, hangi düşüncelere yeglemişlernın düşünce değiştirmemekte direnen profeköylüleri. Berr Atatürkçüyüm!» diyene, «Hadi di? sörleri, arkalarını dönüp gitmişlerdi. Işte bucanım» diye karşılık verirlermiş. «Biz Hacı Okumak, düşünmek. öğrenmek. konusmak.. rada, düşüncenin, inanç kılığına girdiüni gnBektas'tan beri Atatürkçiiyüz » bunlar kafayı taze tutmağa yaradığı ölçüde rüyoruz. Gerçekten de, kilise, Aristoteles'i Bir düşüncede kazık kakmaktan hoşlanan»aygındırlar. Evlerimizin odalarj gibidir kafabenimsediği. Hıristiyanlıkla bağdastırdıjı İçin, lar. tfüsünce değistircnleri hoç görmezler. örlanmız da, temiz havayı gerekser. Bunun için onun ortaya attığı düşünceleri dokunulmaz ne5i çoktur, tartışmacılardan biri, karsısındakideğil midir Mevlânâ'nın, Dünkü düşünceler saymıştı. A Tanrının kulu, ne olur, bir de deni yenmek için. onun kırk yıl önce yazıp söydünle birlikte gitti.» demesi. nesen şunu! lediklerini bulur, koyar ortaya; okuyan da Olaylar ve gorüşler KAFALAR ve ODALAR Okuyucu Mektupları Teknikerlerm Çözüm Bekleyen Sorunlan Tekniker ve yüksek teknikerlerin halen eğitim formasyonları yelki ve selâhiyetleri, 637 sayılı Personel Kanununa göre uygulanmakta bulunan iş riski, iş güçlüğü ve teminindekr güçlük zamlarında uğramış olduklan mağduriyet ile Vll nci Millî Eğit;m Şurasında belirtilen şartlarla gece mühendislik okuUarına devam etmesı gibi sorunlan bulunmaktadır. Sayın, parlamenterlerimiz ve Millî Eğitim Bakanlığımız tarafından tekniker sorunlannm bir yasa teminatına alınması için 5 kanun tasarısı ve teklifi yapümıştır Kanun tasarısı ve tekliflerini yapanlarla bu konuda hizmeti geçcnleri bu toplumumuz şükranla anmaktadır. 22 Ocak 1373 sünü Î2.45 ha657 sayılı Personel Kanununun 36. maddesinin (dl bendine ber bülteninde. Atatürk Akademısinin kuruluş. .' gerekçesini göre tekniker yüksek okulları okuyan sayın spiKerin «Bu akayüksek statüsüne alınmış ise de çeşitli sorunlan devam etmekto d'vninin amacı Atatürk İNKİLÂP (J...1 lannı korumak ve dir. arastırmak olacaktır.» şeklindeÖzetle dileğimiz çuJur ki. uza yıp ^iden sorynlanmıza bir açık ki sözlerini içimiz burkularak dinledik. lık getirilmesi için ilgili BaSorari'; size savm ileililer, kanlıklarımızca, fî! Yüksek Teknikeı* ve tek «İNKILÂP» ile «İNKİL.'ıP kelimelerini birbirine karıştıran nikerlerin VIII nci Millî Eğive «inkılâbı». «inMlâp» diye tim Surasmdaki tavsiyelere uy gun olarak ya bu okullara da okuvan sayın spikerin dili «Ben yayınîıyorum. yalı gece mühendislik' okulları TUrkçe haber açılması veya Üçüncü Bes Yıl • Onun için bu kelime bana vabancı peliyor» dfye haykırmılık Kalkmma Programlarında bahsi edilen mühendislik okul yor mu? lannm 24 yıllık oârenim durum Atatürk Akademisinin daha larına paralel Millî Eğitim Ba kurulııs hazırlıklan icindevken kanlığınca yeni hazırlannııs bile O'nun dilde devrim ilkelebulunan Temel Eğitim Kanun rini ?snımavacak bicimde. hem tasarısı kapsamma alınması. de O'nun adıvla bahsedi'mpsi böylelikle Anayasamızın 41 inçi biz cençler icin utanç ve üzünmaddesi ile eğitimde fırsat eşit tü kavna*h olmuştur. liği prensiplerinden toplumumu Atatürk'ün gprcekleştirdiklezun istifade eitirilmesi, rinden biri de: Türkçenin arın(D Öğrenimleçine devam et masl. fizlestirilmesidir. Halbuki meyen Tekniker ve Yüksek ee'reeklestirdi?ı bu deyrimin de Teknikerlerin almıs olduklan bircnklan tarafmdon benimsenbilgi ve becerilerine paralel ola acıkca jrörülmektedir. m orii»i rak yetki v e selâhiyeUeri yuEvliil 1324. Samsun'da Atakarıda bahsi geçen kararlar ısı türk'ün dpvrimci eğitim ve dil * ğmda Uyin ve tesb.it edilerek konulu sövlevinden iste sire âdU bir yasa teminatına alınabir ciimle «Bir kere* ulusal eğirak bu topluluğ\ın teknik eletim. ilke nlarak slmdıktan sonman sınıfı içerisinde vazifesira onun dilini. yöntemini, araçnin nereden baslayıp nereden lannı da ulusal hale sokmanm bittiğinin kesinleşmesi, gerekliliiH tartisılamaz olur.» (5) Kamu kesimind* çalı$msk Atafürk Akademisi*nin kuruta bulunan yüksek tekniker ve lus kanununa imza koyanlar teknikerlere 18. Ağustos. İ972 onur bu devrimirıe ne ksdar tarihinde yayınlanan i$ riski, is "saygilıdırlar "aba? Adı saklı güçlüğü ve teminindeki güçlük • Icaramamesine göre 350408 li18 Yaşındakilere ra, mühendise 1000 lira verilmesi öngörülmektedir. Oysa uyOy Hakkı gulamada ait yatınmcı dairelerde, A inşaatın kontrolu tekTanınırıalı niker ise B inşaatın kontrolu Hepimîz biliyoru* kf seçimlemühendistir. Taşınan riskte ve re çok az bir zaman kaldı. 21 güçlükte bir fark yoktur. Bir yasmdan sonrakiler sandıktan . sorumlu teknik elemanın Perso adam çıkarma hakkına sahipler. nel Kanununa veya T.C. Kanu Ama va 18, 19 ve 20 yasmdakinuna RÖre vazifeyi ihmâlden ler.. Memür olııyorlar. vergi veuygulanacak. cezada bir ayırım riyorlar. ne " gariptir ki seçmen düşünülemiyeceği gibi tesvik ve olamıyorîar. mükâfatta da bir ayrun düşünül Bu nedenle sayın parlamenmemesi gerekir. Bu nedenle bah terlerimizin bu konuy« e#ilme si gecen yan ödeme uygulama* lerini ve gonucs bir an önce , nın öncelikle 8001000 lira gilri ulaşmalannı bekliyotuz. Simdaha âdil hale getirilmesini, ü diye kadar vaşhlan denedik de giliİerden beklemekteyiz. ne oldıı sanki? Simdiden sonra Fehmi TOPAL da gençleri deneyelim. Elekt. Yük. Teknikeri Neşe ESEVRtN ADANA ENEZ İNK1LAP, İ1SK1LÂP, DEVRİM NeoProteksiyonizm Arada Dr. Melih TÜMER KIDEM TAZMİNATI ÜZERINE umhuriyet Hükümetlerince kabul edilmiş ve çaüşma haj'atmı düzenleyen kanunların başlıca amacı şüphe yok ki, günlük kazancı ile geçinmek zorunda olan ve bu yiizden işveren karşısında zayıf durumda bulunan işçiyi himaye etmektir. Bugün, kabul edilmiş bulunan birtakım hükiimler sayesindedir ki işçi, kendi ücretinin tesbitinden sosyal haklannın derece ve hududunu tayine kadar pek çok konuda söz sahibidir ve işveren karşısında oldukça kuvvetli durumdadır. C KIDEM TAZMİNATININ HER YIL ÜR BANKAYA YATIRILMASINDAN S on günlerde Batı basımnda anlamlı dört haber birbiri ardında yayımlandı. Birinci haber: Amerika, Kanada'da üretilen «Micfıelin» markalı oıo lâstikleri için frtimrük duvarlarmı yiizde 4'ten. âni olarak, yüzde 10.6'ya yükseltmiştir. Aç.klanan r.eden: Bu büyük Fransız yatırımı 1971 yılmda Kanada'dp gerçekiesırken Kaftada hükümetinden çok büyük himaye gormesi ve boylece Amerikanın iç pazannda ulusal Amerikan saımviinin rekabet edemiyeceği koşullar yaratması. Tabii şu anda trankcfil basm bu karara ateş püskürüyor ve gelecek e^'lül ayında başlaj"acak olan «Nixon Round» görüşmelerini hatjrlatarak, Arcerika'ya «sen söriirsün» dİ3Tor. İkinci haber: Yine yayımlanan bir habere söre, bu haftalar içinde Amerika. Japon menşeli elektronik cıhazlar ithalâtına da sırarlamalar koyacaktır. Bu konuda Japoma'run ciddl tepkileri olacağı, yapılan yorumlar arasmdadır. tvçüncü haber: Yeni yıl ile birlikte Ortakpazar Uıkeleri, geri ka'mış ülkelerden yapacaklaıi ithalât için igenel tereih» listeîerini nenişlettiklerlni ilân etmişlerdir Bu gpnel tercihı öneren listelerden 77 ülkenin yararlanması öng'irülmüstür. Bu ülkeler arasmda Bengaldeş, bazı Arap ülkelen, Küba, Fiji adaları, Samon gibi Ulkeler bulunmaktadır. Ortakpazar ile ticaret andlaşmaları bulunan Türkiye, Yunanistan, tsrail. Malta. Yugosla\j'a ve Romanya"nın öurumlartnın ise henüz etüd safhasında olduğu belirtilmektedir. Ancak anl&şıMığına göre bü',ük gürültüierle ilân edilmesine rağmen açıkîanan tercihh listeler. normal artışlardan daha fazla bir şey getirmemektedir. Ortakpazar, tarımsai ürünlerini himayeve devam etmektedar. Dördüncü haber: Iran Şahı, kendi topraklan iizerinde petrol egemenliğini elinde tutan «Petrol Korsorsi>Timu»na savaş açmıştır. Şah, bundan böyle, Iran petrolünün tüm kontrolünü «îran Ûlusal Petrol Şirketiune vereceğini geçen yıl aralık ayında Konsorsijnıma bildirmiştir. Konsorsiyum ise cevabmı bu yıl sonuna kadar Şah'a bildirecektir. Bilindiği gibi Şah. geçen yıl sonundan ben «İran Ulusal Petrol Sirketi»ne Batı Avruyada bizzat bir petrol rafinerisi kurarak işletmek maksaöıyle etüdler yaptırtmakta, ayncî. İran, Baltık denizinde petrol sondajlorına yönelınış bulunmaktadır. Geçen yıl ekim ayında Ne« York'ta yapılan toplannda İran Körfezindeki şeyhliklere, ulusterarası petrol tröstleri, yüzde 51 oranında serma\e iştıraki hakkı tanımış bulunuyorlardı. îran'ın bu yeni tutumunun Körlez Şeyhliklerince de benimsenmesinden endışe edilmektedir. KENLER, BU NİYETİNDE TAZMİNATI ÖDEME OLMAYANLARDIR. Nuri EROĞAN (ISTANBUL MÎLLETVEKtLl) • Yukarıdaki dört haber, dünyadaki yeni ekonomık tutumlan bütün açıklığı ile yansıtmaktadır. Demek oluyor ki: (T) ffHimayecilik = Proteksiyonizm»i yeren ve «serbest dış ticaret» savunuculuğunu yapan bugünün zengın ülkeleri, kendi ulusal çıkarlan söz konusu olunca himavecinği uyşulamaktan kaçınmamaktadırlar. örr.egin, eski Demokrat Partı zamanında Türkıye'ye 1951 yümda serbest dış ticaret rejimı u}guiatarak, savasta biriken bütün döviz rezervserinin çarçur edilmesine sebep olanlar, bugün, kendi ulusal çıkarları bakırcından gümrük duvarlarına 5 1 0 tuğla koyuvermekten çekinmemektedirler. Işte Japonya da Fransız reknbeti karfısmda Amerika. îşte tarımsai ürünlerini himaye altında tutmaktan kaçınmayan Ortakpazar ülkeleri (2) Geri kalmış ülkeler dünyası hızlı bir bilinçlenme içine girmeye baslamıstır. Türkiye olarak bu gelişmeleri de çok yakından izlemek zorunluğunu duymalıyız. Üçüncü dünya. siyasal rejımlerinin yönü ve gücü ile orantılı hamleler yapmaktadır. Bu hamleler, çogunlukla cesur ve köklü kararları kapsamaktadır. Artık üçüncü dünya ülkeleri «lâklâk» dönemini aşacak olgunluğa erişmek üzeredirler. Bu tutumları, büımsel olarak ve geniş halk yığınlarının çıkanna uygun bir biçımds kanalize edilebildiği takdirde yanrun saygı duyulan topiuluklannı selâmlamaya hazırlanmalıyız. Yugoslavya. kendi rejiminin doğrultusunda İkinci Dünya Savaşından sonra yeraltı servetlerine tüm sahip çıkmış, sanayileşmesini büyük ölçüde tamamlamış ve bugün yani bir çeyrek yüzyıi sonra Batı'nın gerçekten saygı duyulan bir ülkesi durumuna geımiştir. Bugün. uyguladığı iaşist rejime rağmen, kom?umuz İran Şahı da kendi rejimi doğrultusunda hamleler içindedir örnekleri çoğaltmak mümkündür. Fakat asıl önemli olan Avrupanın dogusunda bulunan ve bölgede gelir seviyesi en düşük durumda olan memleketımizin dünyadaki ve komsularımızdaki bu gelişmeleri nasıl degerlendirdiği ve hangi yolda oldugudur. Açıktır ki bugunün «zenginler klubü» eski klasik himayeci dış ticaret politikasmı gerçekte defiştirmemiştir. Liberal bir görünüm arkasmda uyguladiklan strateji, bir «neoproteksiyonizm» dir. Gelişmekte olan ülkeler topluluğu içinde bunu anlayan ve anlamayan ülkelsr oîduğu gibi, ülkeler içinde de bunu anlayan ya da hiç anlayamıyan iktidara adayhğını koyan sıyasal partiler vardır. İkinci Dünya Savaşına kadar, skolastik fikirleri savunanlara çağdışı denirdi. Günümüzde, çağdaş gelişmeleri sezip anlamıyanlara çağdışı denmektedir. Bu yorumu şöyle bir soru ile sonuçlanduahm: Acaba, CHP'nin bugün savaşını vermekte oldugu radikal, sosyal ve ekonomik çağdaş politikayı iyi değerlendirenlerimiz çoğunlukta mıdır? Eğer bu sorunun cevabı olumlu ise Türkiye'njn de kendi toplum yapısınm özelliklerini gözönüne alarak dünyadaki yeni gelişmeleri ve bu gelişmeler içindeki yerini iyi değerlendirdiğini kabui edip müsterih olmak gerekecektir. Elbette ki bu gelişme, sosyal devlet anlayışmın bir sonucudur. Biz burada ne bu hakları tartışacak, ne de bu gelişmenin tarıhî seyrini tespit edeceğiz. Esasen bugün için bunun ne gereği vardır, ne de bu sütunlar buna yeter. Maksadımız. işçinin yarın endişesi üzerinde durmak ve bunu hafifleten hükümleri eleştirmektir. Şüphe yok ki, emeği ile geçinen içın yarın endişesi; işinden çıkanlmak korkusu ve işinden çıkanldıktan sonra yeni bir iş buluncaya kadar nasıl geçineceği hesabıdır ki, işveren • işçi ilişkileri kurulduğundan beri vardır. özellikle işsizlik sigortasmı kabul etmemiş ülkelerde büyük ehemmiyet taşır. Buralarda işçi tedirgindir, devlet bir takım patlamalann endişesi için dedir. Memleketimizde de yazık ki henüz böyle bir sigorta kurulmamıştır. Yetersiz olmakla beraber. çalışma hayatını düzenleyen kanunlarda kabul edilmiş birtakım hükümlerle bu noksan giderilmek istenmiştir. Bu hükümleri, yani işçiye yarin için emniyet sağlayan hükümleri; ışe girerken. çalışma esnasmda. isten ajTilma veya ayrılma halinde olmak üzere üç gruptn toplamak mümkündür. fe olurken öbür taraf için de hak olmaktadır. Ve kanun bu mükellefiyeti hem işverene, hem de işçiye yüklemiştir. İş Kanununun 13. maddesi, fesihten önce durumun öbür tarafa bildirilmesinde hizmet akdinin süresine göre değiçik sürelertesbit etmiştir. Böylece; süresi belirli olmayan sürekli bir hizmet akdinin feshini isteyen işveren, işçiye yeni bir iş bulma fırsatı vermiş, işçi tarafmdan bu hakkın kullamlmasında da işveren yeni işçi bulma imkânı sağlamış olmaktadır. b) Bildirisiz fesih: Bu hak hem işverene hem de işçiye tanmmıştır. Ancak belli hallerde mümkün oUnaktadır. Kanunun tayin ettiği bu sebepler dışında bildırisiz bir fesih iki taraf içinde söz konusu degildır. Aynca bu hakkın kullanılması süreyle sınırlıdır. İşten Çıkarılmada a) Fesih hakkınm kötüye kul lanılması: İşçinin sendikaya girmesi, şikâyete baş vurması ve benzeri halleri bahane ederek işçiyi işten çıkaran, bu suretle iş akdini, fesih hakkını kötüye kullanan işverer., genel olarak iş aktinin feshinde uyulması zorunlu sürelere ait ücretlerin üç katı tutarında bir tazminatı işçiye ödemeye mecburtfur. b) ts arama izni: işveren, is aktini feshedecefi işçiye, yeni bir iş bulma imkânı tanımalıdır. Bu sebeple feshi. ihbardan itibaren işçiye ücret kesintisi yapmadan is saatlerinde is aramasına izin verecektir. c) Kıdem tazminatı: Kanurda gösterilen sebepler dısmda is aktini fesheden işveren. işçiye her yıl için 15 günlük Ücret tutannda bir tazminat ödemekle vükümlüdör. Görüldüğü üzere tş Kanununun getirdiği birtakım hükümlerle (yukarıda ilk iki bent), gerek miinferit, gerek toplu olarak işçi çıkarmayı sert kayıtlara baÇlamak suretivle işçinin iş güvenligini sağlamakta, birtakım hükümlerle de (yukarıda İse Girerken ai Sözleşmenin yazılı olması: Belirli süresi bir yıl ya da daha uzun olan sürekli hizmet akitlerinin yazı ile sözleşmeye bağlanması mecburidir. bi Deneme süresinin sınırlı oluşu: Bu süre en çok bir aydır. toplu sözleşmelerle üç aya kadar uzatılabilir. 1475 sayılı kanunun 9. ve 12. maddelerinde ver alan bu hükümler sayesinde işçi. hiç olmazsa girdiği işyerinde en az ne kadar çalışacağını önceden bilebilmekte. sonrası için hazırhğını yapma imkâmna sahip bulunmaktadır. Çalışma Sırasında a1» Akdin feshinde bildirim: Bu büdirim bir taraf için vazi ton bent) işinden çıkarılan işçinin açıkta kalacağı günlerini em niyete almaktadır. Tatbikat göstermiştir ki, işçiyi ve haklarını koruyan bu hükumler arasında işçi yönünden en teminatsız olanı, 14. madıie ile «NtfHınmalHstcnen kıdem taz minatıdlr. Bu tazminat, işçinin böyle bir hakkı olduğunu bilme mesi, uzun süre çalıştıktan sonra unutması yanında, işverenin bazen büyük rakamlara varan bu meblâğı ödeyememesi, bazen de bu öa*emeden kurtulmak için başvurulan hileli iflâslar yüzünden işçinin eline geçememekte ve sonuç olarak da işsiz kalan isçi, bu dayanaktan mahrum kal maktadır. Işçiler yönünden nemma bir işsizlik sigortası olan bu tazminatı teminat altına almada şüphe yok ki büyük yarar vardır. tşte bu maksatla ve tam bir iyi nij'etle hazırlanmış bir kanun teklifi. çok geniş bir çalışanlar kitlesi tarafından raemnunlukla karşılanırken birkaç sendikacı tarafından (Teklifin altında gizli amaçlar aramak, sahibini gerçekleri bilmemekle itham etmek ve nihayet egemen çevrelerin çıkarları için. çalışanların iş güvenliğini tehlikeye atmaktan çekinmeyen bir insafsız olarak göstermeğe kalkmak gibi) sprt bir tepki ile karşılanması doğTU*U aklın alacagı sey ripgildir. Nedir teklifin mahiyeti? «İs kanunun 14. maddesi ve toplu sözleşme gereği olan kıdem tazminfltlarının avm kanunun 31. maddesinde söz konusu edilen zarar karsıhgı kesintile'r gibi işçi adına millî bir bankaya yatırılması..» Mesele bundan tbarettir.. Elbette ki bu meblağ her yıl için 15 günülk ücret karşılığı rutanndan ibaret kalmayacak. 26 mpddenin geregi olarak, bu maddede zikredilmiş bulunan menfaatler karşılıfı da eklen mek suretiyle elde edilecek top!am olacaktir. Ve bankaya yatınlan bu taramn faiz ve ba^ka Eelirlpri de işçiye ait olacaktır... tşçinin zararma olan ne var burada? Aksine işçinin bü yük yaran vardır; işinden çıkarılan işçi, lşverenden bazen alamadığı, bazen de binbir müşkülatla ve işe yaramaz taksitlerle aldığı tazminatı bankadan kolay lıkla ve toptan alabilecektir. Bu açıklığa rağmen, «Kıdem tazm4natlannı her yıl bankaya. yatıran bir İşverenin çıkaracağı tşçi için tazminat ödeme külfetinden kurtulacağı» tarzındaki garip muhakemeyi anlamak oldukça eüçtür. Bu meblağ işverenin kasasından çıkacaktır. Ama toptan değil de parça parça. Bunun bu şekilde elden çıkması hiç de işçinin işinden çıkanlması konusunda o nun aleyhinde bir durum ya: ratmaz. Esasen işveren bir işçiyi çıkarmava karar verirse ona ödeyeceği tazminatı da eözden çıkanr. Burada bir hakkın geriye alınması diyp bir sey de nasıl söz konusu edilir bilinmez. Bugünkü nalin. yani "töptan bir kıdem tazminatı ftdemenin işvereni ürküttüğü. bu sebeple eski işçileri cıkaramadıgı tarzındaki bir eörüşün vanında. işverenin calıştırmak istemediği İşçiyi işinden çıkanp. bankadakl birikmiş (Eski iscilerde azım sanmıyacak bir yekun tutan) parayı tazminat olarak verme yerine. işçinin normal yollarla avrıîmasını bek'emek ve bu parava tekrar sahin olmak görüsü de değer taşır. Tazminat vermeyi icab ettiren halin zuhuriyle (tsten çıkarmal bankadaki para işçinin mülkivetine çeçeceğine. aksi halde vani işinden cıkarılmadığı takdirde mülkivet. tekrar t? verene intikal edpcegine pöre. bu parayı eeri alma arzusunun iscivi işinden cıkarmaya engel olacak nitelikte bulunduğuna şüphe edilemez. TEŞEKKÜR Basarılı amcliyat ile b^nİ sıhhate kavuşturan, daırna minnettar oldugum sayın bocam GENjEL KURUL İLÂNI Şehir Planlama Mİmar ve Mühendisleri Odasından T.M.M.O.B. Sehir Plânlgma Mimar ve Mühendisleri Odasının i n . Genel Kurulu 9 Subat 1973 Cuma (riinü saat H.OO'te Mimarlar Odası konferans salonunda toplanacaktır. Sayın üyelerimize dujmrulur. YÖNETİM KÜRULU GtNDEM : 1) Açılı; ve Baskanlık Divanı seçimi. 2) Sayır.ı Kurulu teçiml, ıday ların tesbit ve llânı. 3) Ytinetim ve Denetlerae Kurulları raporlarının okunması. Eörüsülmesi ve hakla/ınd^' karar alınması. 4) Yeni vıl calısrr.a esasları nın tesbiti, 5) Seçimler 6) Yeni yıl bijtçe ve kadroUrının kabulü. T) Kapanıs. Prof. Dr. Nihat Dorken üe arkadaşım sayın Op. Dr. NEVİN ÖZEK. Narkozitör sayın Dr. NİLUFER ARAS ve ameliyat ekibine. telkiklerimi vapan sayın Radioloe Dr. SABRt ULUSOY'a ilgi va vardımları İcin Başhekim Dr. Nevin Özen îahsında Hayat Hastanesinin bütün doktorlarına. üeiincü kat hemsiresine ve personeline. l*&leli Teshis Kiiniei mensuplarına, sa£lık temennilerl İle benl güçlendiren dost, arkadaj ve meslektaşlarıma sükranlarımı sunarım. İşçi Yararlanacak Bu teklifin baska bir faydası da iyi nivet sahibi işverenleri toplu ödemeden kurtarmasindadir ve tabiî bundan vine işçi yararlanacaktır. Bu teküf hazırlaOp. Dr. AVSİMA ALTINOK nırken işci ve işveren birlikte düşünülmüştür. Biri Bbürüne (Cumhuriyet: 495) tereih edilmemiştir. Mükemmel olduğu iddia olunamaz. Elbette ki düzeltmeler vapılabilir. Ama ü II K I II R tüm karşısına çıkmak. teklif sahibini uluorta suçlamak. en azmdan insafsızlıktır. Bu hUkümDerl. Saç ve Zührevi den zarar görecek olanlar sadeee ve sadeee bugüne kadar bu tazHastalıklan Mütehassısi minatı ödememe yollanm bultstiklâl Cad. Parmakkapı' muş ve bundan sonra da fldeme No 66 TKL.: 44 1B73* niyetinde olmıyanlardır Elbette » • • • • • •# • • • ••••••» ••• ki bunlarla dirsek teması olanlar. görünürde ne kadar işçiden yana olurlarsa olsunlar. teklifi be*enmevecekler ve aleyhinde bulunacaklardir. Bundan tabii bir şey olamaz. Tarık Z. Kırbakan (Reknm . SS) 497 lstanbul Defterdarlığına Atınacaktır Gayrimenkııl Satış llânı Bakırköy İcra Memurluğundan Bir borcun temini istifası zımmında Bakırköv Çevkitiye mahaliesinin Fener mevkiinde kâin 47 pafta, 645 ada ve 1 parsel sayılı 930 M2. miktarındaki bahçeli kârgir viüânm 3 4 hissesi dairemizde açık artırma ile satılarak paraya çevrilecektir. Gayrimenknlfin evsafı ve kiynıeti: Mezkur parsel üzerinde bulunan bahçeli villâ süs ağaçlan giiller çiçeklerle bezenmiş ve mükemmel tarh edümiş parsel üzerinde bulunan bina. Zemin kat: Yan taraftan mermer basamakla s^hanhğa takılmaktadır. Haricl cilâll bir kapıdan girişte antre zemini parke çini döşeli sağda salon kapılı helâ ve bir oda ve bir kapı ile hole girildikte zemini ahşap cilâlı parke salon salomonje ve salondan mutfaga geçen kapı ve kalorifer inen merdiven mahalli mutfakta iki bölümlü bir kısmı ofis diğer bir kısmmda üzeri faj"ans kaplı eviyeli sabit masa. sabit dolaplar vardır. Mutfak zemini renkli karomozaik döşeli diğer kısımlar ciiâlı ahşap parke döselidir. Kapılar sert ağaçtan cilâlı ve camları bizoteli ve tezyinatlıdır. Birinci kat: Sert ve cilâlı ağaçtan yapılmıs merdiven ile çıkıldıkta geniş bir hcl. 4 oda banyo banyoda duvarlar fayans kaplı, ayaklı lâvabo gömme banyo. lüzumlu modern tesisler mevcuttur. Yatak odasında sabit dolaplar, balkon zemini sunmer kanlıdır bu katta duvarlar kağıt kaplıdır. Radyötörlerde cilâlı sert ağaçtan muhaıazalar mevcuttur. Halen helâda ayaklı lâvabo ve su ve diğer lüzumlu tesisler vardır. Duvarlar fayans kaolıdır. Merdiven başmda lüks ferli aydınlık mahalli mevcuttur. Bodrum kat: 4 oda helâ çamaşırlık, kalorifer dairesi garaj ve bahçeye çıkan kapı zeminin her tarafı karomozaik döşelidir. Çamaşırhkta mermer masalar, dolsplar, sabit dolaplar vardır. Bahçpde bes adet çam bahçe çevresi taş duvarlarla çevrilidir. Üzerinde demir parmaklık vardır. Binarın üzeri ahşap catı ve alafranga kirrvnit örtülüdür. Pencere dışlar.nda cilâlı ahşap istnrlar vardır. Bahçede elektrik tesi Sınavla Daktilo T. 1970/2078 TÜRKİYE AİLE PLÂNLAMASI OERNEĞİ DANIŞMA BÜROLARI VE POLİKLİNİKLERİ İSİANBLL !>LBtSİ: Osmanbey, Sair Nigâr Sokak, Kızılay Apt Kat: 4 l e l : 48 35 47 KADIKÖT ŞLHESİ: Keneryolu, Bagdat Caddeu, Feneryolu Apt., Kat • 1 BEStKTAŞ ŞUBKSİ: Besıktas, Dereboyu Caddes), Kıülay Uispanserı Tel: 40 S9 07 Cumhuriyet 489 satı ve elektrik direkleri dikilidir. Arsası ile birlikte kaimen 2^50.000.00 lira değerlidir. Imar durumu: İskân sahasıdır ve dört yıllık programda değildir. Bina yüksekliği 12.50 metre. bina "derinliği azaml 20.00 metre. Ön bahçe 5.00. yan bahçe 3.00 tür. Arka yok, inşaat nizamı ayrık bina. Sa. • 25 çatı yapılamaz. « Satış Şartlan: Satış 5.3.1973 Pazartesi günü saat 14.00 den 15.00'e kadar dairemizde açık arttırma ile yapılacaktır. Bu arttırmada tahmin olunan kıymetinin '.'« 75 ini ve rüçhanlı alacaklılar alacağını ve satış masraflarmı geçmek şartı ile en çok arttırana ihale olunur Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok arttıranın taahhüdü bâki kalmak şartı ile 15.3.1973 Persembe günü saat 14.0015.00 e ve yine dairemizde icra olunmak üzere ikinci arttırmaya bırakılır. Bu arttırmada rüçhanlı alacaklılar alacağını ve satış masraflannı geçmek şartı ile en çok arttırana ihale olunur. Arttırmaya iştirak edeceklerin tahmin olunan kıymetinin • 10 nispetinde pey • ' akçesi vermeleri lâzımdır. Satış peşin para iledir. tsteyene 20 güne kadar mehil verilir. Tellâliye alıcıya ait olup birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. Tapu harç ve masrafı ile ihale pulu bedeli alıcıya aittir. îpotek «ahibi alacaklılar ile diğer ilgililerin iş bu sayrimenkul üzerindeki haklannı hususi ile faiz ve masrafa dair ileri sürecekleri iddialarmı 15 gün içinde dairemize bildirmeleri aksi halde paylaşmadan hariç kalacaklan. satış bedelt hemen veya verilen mehil içinde ödenmezse İ.ÎJC. 133. maddesi gereğince ihale fesholunarak alıcı iki ihale arasındakl farktan ve gececek günlerden •'• 10 faizi ile mesuldür. Şartname ilfin tarihinden itibaren açîk OIUD arttırmaya iştirak edeceklerin satış ilânı ve şartnamestni görmüs \e münderecatmı kabul etmiş sayılacaklan ve satıs yerini terkedenlerin ihaleden vazsreçmiş sayılacaklan ve başkaca lüzumlu malumat almak isteyenlerin dairemizin 1970/3078 talimat dosyasına müracaatlan ilân olunur. (Basın: 456/485) Defterdarlığımızda münhal bulunan kadrolara atanmak fizere; 18 yaşım bitirmiş. 3Ş ya$ını ?eçmemiş, 'askerliğini yapmış, ilk ve ortaokul .mezunu erkekJer arasında yapılaca* sınavla dektilo almacaktır. Smav. 13.2.1973 Sah» günü saat 13.30'dadır. Mliracaat süresi, 12.2.1973 Pazartesi günü saat 16.30'a kadardır. Sınavda kazananların, memurjyete almıp • aîınmamalan hususunda. idarenin takdir hakkı mahfuzdur. Defterdarhk Sicil Bürosu Şefliğine (Cağaloğlu> müracaat edilmesi rica olunur. , (Basın: 10781486) İzmir Belediye Baskanlığından 1 Şehrin muhtelif yerlerinde yaptınlacak kanalizasyonlarda kullanılmak üzere font baca kapağı j'aptıniacaktır. Keşif bedeli 96.612. lira ve geçici teminatı 6080,60 liradır. 2 Üçkuyular 116 plân 6184 ada imar yolu ile 68 sokakta yeniden kanalizasyon inşaatı yaptırılacaktır. Keşif bedeli 86.740. lira ve geçici teminatı 5587. liradır. Yukarıda gösterilen işlerin ihaleleri 9.2.1973 Cuma günü saat 15.30 da kapalı zarflı eksütme suretiyle , Encümen salonunda ayrı avn yapılacaktır. îhaleye iştirak edecek olanlann her iki iş için ihale tarihinden Uç pün önce (Tatiller dahil) Pen İsleri Müdürlüğüne müracaatla Ihaleve iştirak belgesi almaları şarttır. Keşif ve şartnamelert mesai eünlert saat 9.0012.00 arasında Encümen k.aleminde eörülebilir. tsteklilerin 2490 sayılı kanunun tarifatı dairesinde haziTlavficaklar» teklif mektuplarım male günü en geç saat 14.30'a kadar Encümen Başkanlığına vermeleri i'ân olunur. (Bası İ. 17310705480)