18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURİYET 21 Ocak 1973 Y \\\W &UOİI4 LÂfl Ml OLuP. ^AHU... > 'PuYMA^tNıi M» ?..."PoSTLAH>, \ UZZAI^TAM AUe.MN... A « )dyi£P.T!w£0 kuMPA^yASıMOA ] AMMA FAYW& PuSTUAKTOftAft EftMKNİM Kt$JÎ CİHANYAHD 1 / HU UNÜTU£SEH* * tıı khll rVT4 XıllAi*A RfrıD CLIÎUAÛ.I AD 1' *V*W ™ ANtnl fl 1711 İT^ufnıyi/r^iAfC». ERTESı (rÜHÛM AtTl OVüNlAHiNPA " P0SfLA^uflüSÖYlftTıKuMPAhJVASlk'lN KAHKAHAU FEDAf^A^tl^IAİÎtA FPİLEM, MACcPANiN KıRAU ( &ı'lcfr/ v/f KAf A^ UMLÜ AHMfTMEKlM BtY VEEE İLÂVETEtfhi pÜNYA ĞtİZEL. MEVİMt PiiMAMEPFH.KAHTOlARKeALkcSİ ÇİHAIJYANPHII .' tyl MfMNU, VAH^i itfTıHAS.ftTMtVtN Mu KAFAYA KOYPUM ^ t M 8İTİfi.KE > llı J ^ * ^ . iftl«V SIS IÇINDE BEHZAT AY'IN ROMANI 10 «Dü?ünüyorum.» «Sagol.» El sıkıştılar. Ayrıldılar. Gözükmez oluncaya değin, arkalanna baka baka blribirlerlnden uzaklattılar... öğle paydoau zili çalmıştı. öğrendler, kovanlarmdan çıkmış arılar gibi, okuldan gecekondulara koşuşmuşlardi. Sevil, Besim'in dersanesine girdi. «Bugün ne yiyeceğiz?» dlye sordu. • Gel bugün birac geeekondulan gezelim, gelirken bir şeyler alır yeriz.» «lyi.» Birlikte okuldan çıktllar. Bir süre yürüdüler. Yukarlarda, Besim'in tanıdığı bir bakkal vardı. Oraya kadar gidip, tepeden çevreye bakmayı, dönüste peynir ekmek almayı düşuncfüler. Bakkala yaklaşmışlardı. Bir kalabalıkla karşılaştılar. Kaynaçıyorlardı, bagınyorlardı; ağlayan kadınlar vardı. Bakkalın çevresindeki iki gecekondu yıkılmıştı. Bir üçüncüyü yıkıyordu görevliler. Polisler, jandarrnalar, zabıta görevlileri gecekonduyu hem yıkıyorlar hem de yıktırmamak için didinen kadınlarla uğrasıyorlardı. Gecekondu mahallesinde oturan erkeklerden işi olanlar, sabahleyin erkenden ise gidiyorlardı. Olmayanlar lse lş aramaya çıkıyorlardı. Birer ikişer odalı evlerde kadınlar kalıyordu. Bunun için, görevlilerin karşısına kadınlar çıkıyordu. Yıkılan iki gecekondunun okuldan dönen çocuklan, yıkıntılar karşısında şaşmp kalrr.ışlardı. Barındıkları gecekondular yerle bir olmuştu. Onlar da ağlıyorlardı analarıyle, ablalarıyle birlikte. Yıkılmakta olan gecekondunun kadır.ı bağırıyordu: «Yıktırmam! Cesedimi çiğnemcden evirnî yıkarr.azsınız! Utanmıyor musunuz? Erkeğim yok! Tuttnayın kolumu! Evimi yıkmaym! Önce blzi öldtlrün!» Bağırmakta olan kadının gelinl, başını kiremitlere çarpıyor, ağlıyor ve söyleniyordu: «Yıllarca dişimizden. tırnağımızdan arttırdlk; para bulmak için dört dbndük; sonra bu gecekonduyu yaptırdıkl Nasıl yıkarsınız? Vicdanınız hiç mi sızlamıyor? Utanmıyor musunuz?» dedikten sonra vargücüyle ileri atılıp, gecekonduya girdi. Arkasından polisler de içeri daldı. Biraz tonra surüyerek dışan çıkardılar. Sevil'le Beıim, ayakta, üzüntü ile olayı izliyorlardı. Beşinci sımftan bir erkek öğrencl, öğretmenlere yaklattı: «Geçen yıl kanlı kavga olmustu öğretmenim.» dedi. Besim: «NaBil olmuştu?» diye sorunca, öğrenci anlatmaya başladı: «Böyle ev yıkmaya gelmislerdi gene. Ama daha ânceden haberlmiz olmuştu geleceklerinden. Bunun için erkeklerden işe gitmeyenler olmuştu. Sabah erkemîen üniversiteliler de gelmiçlerdi. Üniversiteliler, geeekondulan yıkmak için gelenlere karşı koymuşlardı. Babalarımız, ağabevlerimiz de gençlerle birlikte kar»ı koydular. Bir çocuk da aralannda ezllip ölmüstü.» Öğrenci anlatırken, bir zabıta görevlisl yaklastı öğretmenlere. öğrenci anlatmayı kesip, uzaklaçtl oradan. Zabıta görevlisi: «Biz de üzülüyoruz bu durumdan ama, ne yapalım?. dedi. «Elimizcten bir şey gelmiyor. Biz emir ahyoruz. Bu durumdan bunlan uyarmıçtık. Açıkgözlerın yapıp sattıklan geeekondulan almamalarını göyletniîtik. Dlnlemediler.» Besim: «Geeekondulan kendileri yapmıyorlar mı?» diye «ordu. «Çoğu gatınalıyor.» «Nasıl oluyor?» «Böyle gecekondu mahallelerinde be$ altı kişi tılrüyor. Kimi yer satlyor, kimi gizlice gecekondu yapıp kiraya veriyor, kimi de satıyor.» «Agaların çesidinl blliyorö?um da, gecekondu ağalarının olduğnnu bilmiyordum.»' «Gecekondu a'gaları fla var işte.» "' ' Yaşlı bir kadın yaklaştı. Giysisi toztoprak rengine dönmüştü BesimHe Sevil'e başını uratarak baktı ve: «öğretmenler. bu yıkıcılara bir iricada pulunun sana'» dedi Karadeniz sivesi ile. Besim: (Devamı v»r) rv Üç gün kadar Tebriz'de tran hükumetının misaiirl olduk. Iran Velıahdi, Tebriz valisi sıfa tıyle bize sarayında muazzam bir ziyafet verdi. Bu ziyafetin düzenlendlgi bahçe şaşılacak bir biçimde aydınlatılrnıştı. Havaya atılan fişekler, «Yasasm Halil Paşa» ve «Yaşasın Türk ordusu» diye döklüüyorlardı. Tam ziyafetin orta yerinde tran Veliahü Syağa kalktı: Aziz Halil Paşa, sizi ve ordunuzu tran hUktimdarı Ahmet Şah namına selâmlamakla mutluyum. Ben de bir TUrk sülâlesinden Kelmevim. Sizden hâlis bi' Türküm. Sizi bu topraklarda gdrmekten duyduğum zevkl tariı edernem. İnşallah büyUk Turan tmparatorlugunu yann hep beraber kuracağız. Halil Paşa: Sizi bir komşu devletln veliahti gıbi değıl, emrine girdiğim tran Şaiu Ahmet Şahın vekül ve kendl mefbuum gibi selâmlanm Türk ordusu için Osmanlı, tranlı, Kalkaslı devletler yoktur. Bir tek devlet vardır: Asya Türk ve Muslüman devleti... Ben buraya galip bir ordunun kumandanı olarak degil, Osmanlı Padişahı Vahdettin kadar tabl olduğum Şah Hazretlerinin elini öpmek ve saygı gös termek için geldim. Onun yerine, temsilcisl Veliaht Hazretlerine bu bağlılığırru arzetmek isterim. Sürekli alkışlarla devam eden bu eece vemegi sabaha kadar eflencelerle bitti. tkl gün kadar bİ2 Tebrizi gezdik, Yüzbaşı Selâhattin'in Romanı Felâketler başlıyor «HÜKÜMET 30 EKİM 1918'DE İNGİLİZLERLE MOPJDROS MÜTA. REKESİNİN ÎMZALANDIĞINI VE KABİNENİN PAŞA ĞINI İSTİFÂ İLE İZZET KABİNESİNİN KURULACA. BİLDİRİYORDU.» bu da bulacağın güzel yollardan seni alıkoyar derdim. Dört bin liralık fazlalık buydu. Bunu Puat'a anlattım. Fuat, Paşaya söylemiş Paşa bu parayı bana vermesinl söylemiş. Puat ısrar etti. Ben almaduru Kuznandan bunun üzerine: Selahatüne 200 altın verin. demis. Onu da almadım. En sonra 200 kâgJt Uraya sulh olduk. Ekimin son günlerinde Tlflis'e hareket ettim. Derleyen : tlhan SELÇUK Ben bir hafta kadar muavinhk ettıkten sonra Baku • Batum Hat komiseri oldum. 1.11.1918'den 1.2.1919'a kadar sürdU bu görevım.... Süvarı Celâl de o sırada Hazer denızı sahil muhafazasına memur süvari birliğindeydı. Baku'den Doğu'ya Türkıstan'a gönderilecek buvvetler. gönderılmemış, ancak Hasan tzzettın Paşanın kumanöUı ettiği birlikler Hazer kıyısında Petrovski'yi ışgal etmişlerdi ' ne benlm için böyle blr arkadaslı!: naslp olacajını sanmam. Seni senden fazla tarudığıma inanı yorum. Onun için sana ?u öğütleri vermek isterirn Zekisin, ça hşkansın, dürüstsün. Memleketini çok seversin. Çok kuvvetli bi' karakterin var. Bunlarm hep si iyi.. Tek kusurun düşünmeden yapmak, yani hislerinde hareket etmek ve hayatta herşeyi kendl kafan ve kudretinle yapacağına inanmış olmandır Oysa hayatta başarı kazanmak için insanın kendinden daha kuvvet li adamlann bilgisine ve yardımını sağlamaya ihtivacı vardır. Sen, seni böylece tutmak lsteyenleri kırarsan, başan kazanamazsın demem, çok zorluk çekersin. Sonra kafanı kullanmayıp da salt hislerini kullanırsan . • . BATUM FAZLALIK Karargahtan aynlırken elimdeki drtülU ödenek parasını Fuat beye teslim ettim. Para hesa bmda dört bln llra bir fazlabk vardı. Ermeni hUktlmett Istanbul'da bulunan sefaretlertae para göndermek için bizden yardım istemişlerdi. Biz de kabul etmistik. O zaman Güney Kafkasya HUkümetleri ortak bir* para basmışlar ve adma «Kafkas manatı» diyorlardı. Erivand. 25 Manat bir Türk llrası. bis de 20 Manat bir Türk llrasıydı. Ermenilerden tstanbula yollanmak üzere 25 Manat bir TUrk lirası uzerinden hesap almıştrm. Ve Istanbul'a 20 hesabiyle gttn Trenim önce Tlflis'e nfrayacaktı Tiflls'te iki gün kaldıktan sonra, Baku'ya hare ket ettim tstasyonda benl Ordu yaveri Asaf (KıUç Ali) fcarsrladı. Kendisi için ayırdığı apartımanı bana tahsis etügini sövleyerek beni afdı Baku'nun en güzel caddesinde güzel bir apartımana geldik. Asaf. f'aşayı vann göreceğimi ve yemeftiıı Paşanın evin den gönderileceğini haber verdi. Ertesi günti Nuri Paşayı go^ düm. Bana çok iltifat etti. Baku • Batum Hat Komiseri olan Hasan'ın hastalandıgım ve tebdil hava istedigini benim şimdi Hasan'a vekalet edeceğimi ve o. ayrıldıktar sonra da yerine Hat Komiseri olacağımı Paşa'dan öğrendim. tKÎ AY SÜRE Tam o sırada Mondros MUtarekesı şartlan bıze tebliğ edılerek Kafkasyanın tahliyesı emrı geldı. Bu tahhye için İngilizler bize iki ay süre vermışlerdi. Bu zaman içinde biz Kafkasya'da bulunan bütün bırliklenmizı 1889 Berlın Anlaşmasıyla çizılen TUrk Rus sınırının Batısına çekmış olacaktık. Önce bu emre ıtaat etmeyip Kafkasya'da kalarak ve beğırat sız bir hükümet kurmayı düşünenler oldu. Ancak bu iş bır yola konamadı. Sonunda tahlıye hareketi başladı 53 trenle iki ayda 9 bin er ve subay, 13 bm hayvanı Batum a naklettık, Demek kı Kafkas isgal kuvvetlerı bu kadardı. Ben Baku'da. hummalı bir sekilde çalışıyordum. Baku Batum hattı bin kilometredir. Bu demiryolunım dığer parçalanyla beraber idare merkezi Baku'dadır. Ama bu anda bu hattm bir bolümu Aîerbaycan. bir bölümU Gürcistan, ve Batum da Osmanlı sınırlan İçinde kalmıştı. Bolşeviklerin varattıej anarşi de hattı ışlemez hale getırmişti. Vagon yok, lokomotil vOk. bunlan işletecek adam yok. Ama biz bunlan bulamazsaTc, bu sefer de burada buiunan TUrk bırhkleri yava yürüvecekler, daha da fecl durumlara düşecektık. Bu bakımdan tasımayı düzenlemek içın çabalıyorduk. DURUM Biz Tebriz'e gittiğimiz zaman İngiliz birlikleri de Tahran'day dı. Yani îran'ın Batısmda Türk ler Dogusunda Ingilizler karşıkarşıyaydık. Halil Paşa. Karabekir'e Tahrana yürüyerek ve îngüizleri daha doğuya atarak tran'ı tamamen ele geçirmenin uygun olacağını söyledi. Karabekir: «Muharebenin genel durumunun aleyhimizde oldugunu ve zaferin tngilizlerce elde edilmis bulundugunu, böyle bir durumda kendi blrliklerimizi uzak maceralara atmanın tehlikeli olduğunu ileri sürdU. Halil Paşa da Karabekir'in fikirlerini kabul ederek bu düşüncesinden vazgeçti. 7 Ekim 1918'de Tebriz'de söylenen bu şeylerin kısa bir süre sonra gerçek olduğu görüldü. Bir geceyansı Tebriz'den hareket ettik. Tirk topraklanna girdiğimiz dakikadan başlayarak aldığımız haberler felflketleri ha ber veriyordu. Filistindeki ordumuz yenilmiş, Şam'ı bırakmış, Halep'e doğru çekiliyor. Bu çekiliş çöMlntü niteliginde bir kaçısa ben zemiş... Çok esir vermişiz. Bulgarlar, MiittefikJer ordusunun Selânik civanndaki taa> ruzuna dayanamamış, 29 Eylül 1918'de mütareke imzalanmış... 4 0 Yıl önce Cumhuriyet "5İ.İİ1934" MALKOCOĞLU yazan veçizen.Ayhan BAŞOĞLU KILIÇ ÜîCK devletlerin sanayi HARB HAZIRLIKLARI merkezlerinde görülen harp levanmı ve silâh imall fa fırkası mensuplan devletln öte yet bir tehlike olan bu hale bü aliyeti son zamanlarda hayli ki devletler gibi harbe hazır tün dünyanın diKkatlnl celbe srtmıştır. tngiltere. Fransa, Al lanmakta oldugunu açıga vur mecbur (calmıştır. Netıce, beyaz manya, Amerika. Japonya fab muşlardır. Almanya'nın gizliden gömlekli diplomatlar sulh naksilâhlanmakta oluşu rikalan harp zamanında bulu gtzliye kmda kuru kuruya lâf söylenuyormuş gibi harü hanl ca Fransızlan silâh ve mühimmat imalinde daha da İleri git mekten başka faaüyet gösterfışmakta ve yeni venı silâhlar imâl etmektedir. Bunlardan en mege zorlamaktadır. Japonya' mezlerken büyük devletlerin as barışsever görünen tngiltere nın silâh fabrlkalarmın »ilân kerî memurlan harp için emdir. tngiliz siyas! kişilerı tngil ımâl edişleri o dereceyl bul sali görülmemiş bir gayretle tere'nin deniz. hava ve kara mustur ki, Sovyet Rusya niha hazırlık yapmaktadırlar kuvvetlerini en az bir seviyeye H MAARtP VEKtLt Hikmet Bey, gazetecilere maartflındirdiğini vakit vaklt ıftiharnıiz hakkında yapılacak baa degişUclikler hakkıpda la ilân etmektedir. Fakat bu bazı izahat vermiş ve memlekette M liseden • 25'inin resm! beyanat karşılıksız kalkalması ve kuvvetlendirilmesinin kararlastınldığın) mamakta, tngiltere muhalefet söylemistir. B YARIN: TURAN EMELLERİ GÖMÜLMÜŞTÜ DİŞİ BOND TEKLİF Almanlar, müttefikler taarruzu karşuında venümlşler, geri çekihyorlarmış, ve mütareke teklifmde bulunmuşlar... Bütün bu haberler şanlı ve umutlu günlerin bittiğinl ve lelâketlerın başladıgını haber verıyordu, Gümrü'ye geldik. Artık başka felâketleri bekliyorduk. Hükümet 30 Ekim 1918'de tngillzlerle Mondros Mütarekesinin imzalandıgını ve kabinenin istifa ile Izzet Pasa kabinesinin kurulacağı bildiriyordu. Busırada Enver Paşa'dan Halil Paşaya bir şifreli telgraf geldi. Enver Pasa kendisinin Kafkasyaya geleceğinı Asya Türklü ğ" içinde çahşacağını ve emelinden vazgeçmediğınJ bildiriyor Halil Paşanın fikrinl soruyordu. Gene o bu günlerde Kurmay Binbaşı Basrlyle arami2da çok şiddetl] bir tartişma geçtl. Basri'nin ortaya att^ı bir tikri ben kendime hakaret saydım. Bu du rum karşısmda Halil Paşa beni Istanbul'a izinli göndermek istedi, kabul etmedım. Azerbaycan'a Nuri Paşanın yanına göndermeyi teklif etti. «Peki» dedim. TİFFANY JONES GARTH GÖZYAŞI Karargahtan aynlacağım gün bütün bir savaş süresince çok sevistigimiz Basri've Allahaısmariadık, dedim. Basri'nin 1918 Ekıminde bana verdiği öğüt şu oldu: Selâhattin, dört usun harp yılında jentnle arkadaslık ettik. Acıtatlı çok olayla karşılaştık. Hayatta bir daha ne senin için.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle