Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
CJJMHTJRÎYET 19 Ocak 1973 eşitll çevrelerin flniversite îçln birleftiklerl son «logan budur: «Haysiyetsizce nuan üniversite..". Bu ithamı gazetelerde okurken düşüncelerim gayri ihtiyari Baü'nın XHL ve XIV. yüzyıl karanlıklarına ve o devirlerin üniversitelerlne indi. Friedrich Heer'in «Ortaçağ Dünyası; Avrupa 110O 1350. (1) adlı kitabını haürladun ve hafızamı tazeledim. Müspet ilmin ve serbest araştırma metodunun ilk hamlelerini yapan, hür düşünme disiplinini yaratan. kültür ve tekniğin, medeniyetin temellerini atan üniversitelere karşı o devirlerde girişilen savaşları düşündüm. Fransa Krallannm Kilise ve Papalık ile bir olup, cehalet karanlıklan içerisinde ilim ışığı saçmaya çalışan Paris Üniversitesine karşı giriştikleri insafsız saldırıları, içim ezilerek yeniden inceledim. Ve özellikle 1213 ilâ 1241 yılları arasında çıkarüan emirnamelerle bu üniversitede tabiat ilimlerinin okutulmasınm nasıl yasaklandığını, ilml araştırmaların nasıl kösteklendiğini. halkm kafası aydmlanır da lman zayıflar korkusu ile Galileo'nun buluşlannın ve Aristo'nun fıkirlerinin nasıl bertaraf edilmeŞe çalısıldığını, 1277 yılında Daciah Boetius'un «Aklın rehberliği ve üstünlüğü» öğüdünü verdi diye nasıl mahkum olduğuıtu ve daha bunun gibi insam (aradan yedi yüz şu kadar yıl sonra bile) tizen, tüylerini diken diken eden olayları Izledim. XIII, yüzyılda Paris Üniversitesi, ki devrin en ünlü iliin müessesesi idi, fikir anarşisinin ve düşünce ihtjlâlinin beşigiydi (2). 1215 yılında Papalık Aristo'nun okutulmasmı yasakladığı halde her şeye rağmen Aristo'nun akılcı fikirleri gizliden gizİiye okutulurdu. Bilindiği gibi Batıyı Ortaçağdan kurtaran Aristo'nun düşünce disiplini olmuştur. Eğer üniversite üzerindeki bu baskılar galebe çalmış ve fikir anarşisi önlenmiş olsa idi ve eğer akılcı tecrübî ilim geleneği doğmatik dinsel otorite marifetiyle yok edilmiş bulunsa idi (ve meselâ dünyanın düz olduğumı söyleyen Tann söi ü din kitaplarına karsı üniversitelerden yükselen hayır direnişi giderilebllse idi) beşeriyet bugün mağara devrine dönmüş olurdu. Evet bütün bunları hatırlattığı için bu kitabı kaçıncı defadır ki okumuşumdur. Batl Olkeleri kütüphanelerinde buna benzer ve bu konularda daha nice güzel ve lbret verici kitaplar var: Batıyı ilim aydınlığı ile medeniyet haysiyetine ve şimdiki mutluluğuna kavuşturan üniversitelerin yaşantılarına vurulmuî darbeleri her daim yeni nesillere haürlannası için yazılmış nice kitaplar!. C Olaylar ve görüşler SUSAN ÜNİVERSİTE...,, Prof. Dr. İlhan Arsel muşlar ya da Idareeiler sın'ıfından bir kişj çıkıp da o devirlerin üniversitelerini, iktidrın zulmünden yılmış tutum ve davranışlan vesilesiyle, «susmakla» suçlandırmağa kalkışmamıştır. Çünkfi her insaflı kişi şunu takdir etmiştir ki üniversite, cahil din adamıyle işbirliği halinde bulunan dünyevî iktidann yani o devir siyasilerinin baskısı ve zulmü altındadır ve bazı kapalı ve cesur tutumlar hariç genellikle susmaktan başka yapacak bir şeyi yoktur. Bu itibarla hiç kimsenin üniversiteyi ithama ve «Haysiyetsizce susan üniversite» şeklindeki hakaretlere vicdanı razı olamamıştır ve olamaz da. Zira haysiyetsiz olan şey, üniversitenin bu taassup ve istibdat havası içerisinde susması değil, onu bu susmaya zorlayan güclerdi; haysiyetsiz olan şey üniversitenin çaresizlik ve ümitsizlik içerisindeki çekingen ve ürkek tutumu değil. fakat onu bu hale getiren o zaraanki iktidarların haysiyetsiz davranıjıydı. yer alacaktır. Fakat fimdiden şunu söylemek mümkündür ki ortada asü Parlamento üyelerinin susmamasını gerektiren nice olaylar ve durumlar varken, bazı siyasilerin kalkıp insaf duygulannı zedelercesine üniversiteye hücuma geçmeleri oldukça düşündürücü.. Zira üniversiteyi ve aydın çevreleri susmaya zorlayan nedenler üzerine eğilecek ve bu milletin temsilcisi olarak bu nedenlere çare bulucu mücadeleleri yürütecek yerde mücerret mahiyeti itibariyle susma olayına canlmaları gerçekten şaşırücı. Fakat üniversite olarak bu çeşit davranışlan birierin anlayış ve olgunlukla karşılamamız gerek. Nihayet unuunamalıyız ki devlet idaresi ilmi yetersiz bazı siyasî güçlerce ve sırf otorite aczi veya «çıkar» nedeniyle önlenmeyen asayişsizlik olayları Parlamento üyelerini (içlerinde kötü gidişe «hayır» diyenler yok değildi) 12 Mart Muhtırası ile karşı karşıya bırakmıştır. Ve bu ezilme içerisinde bazı siyasflerimiı bir hmç alma ihtiyacına kapılmışlardır ve btı ihtiyacın yarattığı içgüdülere kapüarsk kendilerine blr «şamar oğlanı» aramışlardır. Bu «famar oğlanı», onlar için ancak üniversit» ve aydın çevre olabilmiştir. Çünkü blr kere üniversite maddl ve fizikî hiçbir direniş veya saldın vasıtasına sahip olmadığı için korkusuzca hedef alınabilecek tek müessese olarak görülmüştür. Sırf kendi çıkarcı davranışlanyle kamuoyunu ve Orduyu çileden çıkaran ve böyle bir muhtıranın verilmesine vesile olan ve sonra da, için için homurdanarak da olsa, derhal hizaya gelen bir kısım siyaset adamının üniversiteyi kendi karsılarında iultaya tutma arzusuna kapılmalan olajandır. Saniyen üniversiteye saldırmanın, bu yukanda belirttiğun hmç çıkarma ihtiyacını giderici ve ferahlatıcı yönü yanında bir de siyaset adamlanmızdan bir kısmı b« Şu Siyasîler.. Üniversitelerimizin susmasmdan yakınanlann başında bazı siyasîlerimiz gelmekte. Çeşitli nedenler ve kırjanlıklar yüzünden üniversitenin sustuğu muhakkak. Ve bu susuş memleketimizin bugün içinde bulunduğu zorluklar ve buhranlar karşısında elbette ki elem verici. Ancak bu turumun •haysiyetli» ya da «haysiyetsiz» oluşunu değerlendirecek olan bugüniin baıı aiyasîleri değil, gelecek nesillerdir ve zamandır. Gelecek nesiller ve zaman sadece üniversiteyi degil, fakat Atatürk Türkiyesini ve hürriyet rejimini yasatmakla görevli bütün corumlu müesseseleri teker teker vicdan terazisine vuracak ve hükmünü verecektir. Bu müesseseler içerisinde pek tabii olarak Parlamento ve onun fiyeleri de kımından &el çıkariara yarayıcı niteliği var.r Zira üniversiteye ve üyelerine yapılacak her saldın, onlar için, seçmenler nezdinde en verimli bir yatınmdır. Hele bu saldın fanatik ve cahil yığmlan n din duygulannı gıcıklayıcı ithamlar ve iftiralarla donâtılacak olursa tahmin edüemiyecek kadar bereketli sonuçlar verir. Ama bu sonuç memleketin dertlerine çare bulurmuş veya bulmazmıj, bu önemsiz, Son gelen rakamlara göre Türkiyemiz fakirlik ve gerilik itibariyle Avrupanın 24 ülkesi içerisinde 24. sırayı işgal ederken ve kendi yakın komştılan arasında dahi yürekler acısı bir durumda bulunurken (Yunanistan ve Bulgaristan faısan başına gelir seviyesi bakımmdan Türkiyeye nazaran iki ve üç misli ilerdeler) bunun nedenleri üzerine eğilen ve Anayasanın sosyal adalet ve sosyal devlet ilkelerini hatırlatan ve yol gösteren ilim •damlanraızın barındığı bir müessese için: «Üniversite lâğvedilmelidir, şehirlerden uzak yerlere atılmalıdır, kökten tasfiyeye tâbi tutulmalıdır, v*.« diye konuşan bazı siyasîlerimîz seçim bölgelerinden alkış toplayabildikleri devre boyunca onlardan üniversiteye karşı insaflı ve hatta beşerl bir davranıs beklemek fazla olur. Bir zamanlar, hani o halifeler devrinde hür düşünceye taraftar ve avdın sayılabilecek sınıf. dar görüşlü malum çevrelerin kışkırtması yüzünden siyaset adamınm nasıl gadrine uğramış, ve «zındık», «dinsiz» veya «gâvur> damgası altmda vok edilmiş ise bugün de üniversite, avnı nitelikteki çevrelerin itisine kaptlarak bazı sivaset adamının Bayretkeşliğiyle cansız hale eetirilme yolundadır Fakat her şeye rağmen ve herşey bir yana biz, üzerinde titrer oldu&j muz bu milletin ,selâmet ve hayrına olarak bir basireti yine de bu bazı siyasijerimizden bekleyeceğiz. Bu bekleyi» • nedeniyledir ki bun'dan bir süre önce bu sütunlarda vayımla'aığımız «Parlamentoya Dü«en Görev» başlıklı yazlmızdald çafnyı yenilemek Jateriz. Bu son bir umut çajnsıdır; «Son umut çağnsı» diyoruz, çünkü üniversiteyi 5zerklikten eıkaracak ve serbest ilims yapan bir müessese niteliğinden yoksun nırakılacak bir Manun geçecek olursa «Haysiyetsizce susus> üniversitenin günahı »ayılamıyacaktır. (1) Bk. Friedrich Heer, The Medieval World. Europe 1100 1359, (Almancadan tngilizceye çevirisi J. Sondheimer tarahndan. The World Pnbllshlng Co.. 1962, sh. 201. 215. 216. (2) fbid. sh. 209: Sadece Paris Üniversitesi değil, Fransa'da diğer üniversitelerde (Meselâ Orleans, Toulouse, Avignon) Italya'da Padna Üniveraiteleri de öyleydl. y Okuyucu Mektuplan Bilet zammı yolculardan yemek zammı diye almıyor Geçen hafta tanıştığım arkadaş Giresunlu olüp, Giresun' dan 29.12.1972 tarihinde Ege vapuru ile' Istanbul'a II. mevki bilet ücreti 184, TL. ödediğini anlattı. Fakat 9.1.1973 tarihind» Istanbul'dan Giresun'a gitmek için vapur bileti alırken 238, TL. (yine II. nıevki bilet için) gibi bir ücret talep edılmiştir, Aradaki 54, liralık fark ,bilete zam olarai konulmus olduğu inceleme neticesi ortayaçıkartılmjştır. Biletle ııgııı meçıkartılmıştır. Biletle ilgili me yemek zammıdır şeklinde beyanda bulunulmuştur. ' Aynntılı olarak ilgili nıemurlara birer yazı ile yolculara yukandaki farkın vapur bileti zammı değil, yemek zammı seklinde.telkin edilmesi emredildiği ve memurlann da bu zamdan haberdar okiukları ellerindeki yazıdan öjrenilmiştir. Ayriyeten bu durum radyo haber bülteninde yemek zammı olarak anons edilmiştir. Asıl gaye zam olduğu halde, radyoda bunun tamamen aksi "enons edilmiş ve yukarıda da belirtildiği gibi yemek lammı olarak gösterilmiçtîr. Gazetenız ilgililerinden ricamız, bu olayın incelenerek gazeteniz sütunlanhda yayımlannsasımn temipicfir. (Adı saklı) murlara'soruiauğunda.bu far^ İjlClTdS kın bilete zam defil, vapurda ? tCL ögretmen dramı Saym Mehmet Mercan'ın Maraş'ta Öğretmen Dramı adlı yazı dizisinl ilgi ve merakla okudum. Bir toplumun açmazlara düştöğünü, dejenere olduğunu gösteren en sağlam göstergell termometreler bundan iyi olamaz sanıvonım. Ama yann, ö bür gün henüz bu yazı yayınlan madan bir takım yazılar alıp: Efendim olay yerinde incelenmiştir aslında öyle değildir. m« sele sövlie şöyle olmuştnr vb. vb. gibi «tekzip yağmuruna» tu tulmazsanız ne mutlu sizlere. Bu kaçıncı öğretmen dramıdır ki hâlâ hiç bir önlem alın maz, ve hâlâ öŞretmen yalnızdır bu toplumda? öğretmen ne zaman temel gereksinimleri karşılanmış, yannmdan kuskusuz, salt ulusunun yaranna ve toplnmunun «cağdas uygarlık düzeyine yükselmesine» verebile cektir tüm potansiyel gücünü? Cumhuriyetntı 50. yılını kut lamaya hazırlandığımız su günlerde öeretmene yamlan bu bas kılar. bu ıstırao verici olaylar son bulmazsa sanıyonım 50 vıl törenlerinde duvmak istediffimiz coskunluk türkülerini eönlü varalı öğretmen' hıckınklan bacfıraeaktır Bilmem bu man?am da görülmek istenecek ml dir?. Süleyman rnilrrn<Hu ANKARA uzerıne Ortaçağın kendine has blr okumuşlar smıft vardı. Fakat binlerce örnekten birkaçı olmak üzere verdiğim yukardaki durumlara rağmen bu oku Bü SESE KULAK VERİN Jale CANDAN Arada biİİİİ Denizcilik Konferansları ve Türkiye luslararası Denizcilik Konferansları genellikle iktisaden güçlü ülkelerin yük taşıyıcılan tarafmdan deniz ulaştırmasın daki yıkıcı rekabeti bir ölçüde önlemek ve kendilerine çıkar sağ lamak amaciyle önceden kararlaş tırdıklan bütün yüklere uygulanabilir navlun târifelerini, kurallarını ve sartlannı saptamak üzere akdolunan anlasmalardır. Türkiye'nin, kendi çıkarlan açısından, bu gibi anlasmalara taraf ol masınm gerekip gerekmiyeceği bir süreden beri denizci çevrelerce ciddi bir tartışma konusu olmaya başlamıştır. Biz de bu nedenle sonına. dar bir çerçeve içinde de olsa, eğilmeyi yararlı gördük. 15 Mayıs'tari beri siılar akmıyor, Saym gazetenizin muhtelif tarihjerde çıkan nüshalarında, Ka dıkiiy yakasmd^ değişik semtlerde ofuran, vatandaşlann, su sıkıntısma îlişkin çeşitli şikâyet lerini oktıdum. Çoğunlukla tam gün su alınamamasma taalluk eden şikâyetler bunlar Ancak su sorunu, ikâmet ettiğim Eren köy ile kıyaslanırsa1. bu vatandaşlann günde birkaç saat su alabildiklerinden dolâyı ne kadar sanslı ve mutlu olduklannı bilmedikleri göze çarpıybr. Zira oturdu&um apartm'an dairesinde sular. 1972'nin 15 Mayısmdan 1 Kasımına kadar hiç akmadı. Aralık 15'den sonra. yine kesildi ve halen susuzluk devam edi yor. 48 saatte 1 veya 2 saat su gelse, hiç bir şikâyetim yine .ol mayacakh. IJurumu Kadıköy Sular tdaresine ve kötünün de • kötüsü olduğunu bilmeleri gere ken «günde birkaç saat su alabilen mutlu vatandaşlar»a du. yururum. • ' U ORTAK ÇIKARLARA DAYALI KONFERANSLARA RAĞMEN TÜRKİYE, NAVLUN NE PİYASASININ BÜYÜK KISMINI BAYRAKLI GEMİLERE YAZIK Kt KAPTIRMIŞTIR. YABANCI S önenT bilir rnJsinizT Balıkesir'in kaplıcalan, ılıcası ile. menekşeli parkı Ue, şeftalisi, çileği, akla gelebilen her tür me>vesi ile ünlü şirin ilçesine hiç yolunuz düştü mü? Sanırım, Cuma günleri kurulan pazar yerinde, kadınlar yere çötnelir ve yağlarmı, peynirlerini, bahçelerinde yetiştirdıkleri kuruttuklaıı ürünlerini, sandık eşyalanm, nefis el işlerini satarlar. 4 yıl önce, 1 metre iğne oyasım 1 llraya satın almıştım. Hâlâ saklıyorum. Zaman zaman esime dosttima gösteririm. Erneğin böylesine ucuzunu, insan. gerçekten düşüremiyor. B e ı de çok şaşmıştım, fakat Gönenlıler daha da şaşırtacaklardı beni. «Eğer bir kamyon patlıcan 7 kuruş getirirse, 1 metre oys 1 liraya altın değerini bulmuş demektır» diyorlardı. Ve ben, böylece bir kamyon patlıcandan 7 nuruş kazanan adamı tanıma fırsatını buldum. Kendini yine de mutlu sayıyordu çüııkü ziyan etmek de vardı bu kumaraa. Çünkü Oölgenin en irı, en güzel şeftalisini, en renkli, en gözde patlıcanını yetiştiren Gönenli üretici yoksul mu, yoksuldu. En Düyük umudu üreticilikten hizmet isçiüğine geçmektı. Kaplıca otelinde yatakları düzelten genç kıza tüm arkadaşlan özeniyor. onu kıskar.jyorlardı. GftıtBnli üreticiler bir kez kooperatif bile kurmuşlar, kendi UıSlıllerini kendileri degerlendirerek piyasaya çıkmışlardı Fakat aracılar, zarar etme pahasına, o yü üreticinin malına görülmemiş fiyatlar vererek, tekrar ağlanna düçürünceye dek, onları kollamışlar, kandırmışlar, birlesmekten alıkoymnşlardı. Esasen tarım üretici kooperatifine, esnaf, tüccar da katıhnca, is çığnndan çıkıvermışti. Gönen zenginlik içinde yoksulluk yaşayan yüzlerce ilçemizden biridir. bir ömektir ancak. Bu yaz Manisa'da, pamuk üreticisinin, kendî eliyle Kendi yetiştirdıji tarlayı yaktıgını duymadık mı? Heın de tam tzrair'de toplanan Uluslararası Pamuk ve PamukJj Dokuma Sanayı Semnerinin, Türkiye'nin pamuk ihracatındaki şatısını belgeier ve rakamlarla biümsel şekilde su vüzüne çıkardığı bir zEmanda, alın teriyle suladığı topragında, elleriyle yetiştirdigi pamuğu yakan kişinin ıstırabı. yavrusunu boğan ananınkine e<= olmalı Ya tütün ekicileri. öykülert hiç bitmez. Geneüikle, piyasa geç acuır ve onlar bekleme sabrını yitirmiş.erdir artık. Ayrıca «Tekel desteklemesi son yaprağına kadar sürdirülecektır» dıyen bakanlar bölgeden aynlır aynlmaz alışverij durur. Gerek Tekel eksperi, gerek alım memurlan birden yok clmuçlaıdır. Bunlann yerlerini de çok geçmeden tüccarlt>r almaktad.rlar Her iki durumda da. zaten gırtlağına kadar borçta olan üretici. nazlı aracıya kollannı açar. hem de büyUk şükranla.. Ar"" artık üretici konuşuyor. Ozümünü, pamuğunu tütününü, incirinl, zeytinini dile getirerek, alın tennin, damla damla besabını soruyor aracıdan, tefeciden. T.tsJVI.M.'ine sesleniyor tarlasından. Bu 5es 25 milyon tanm üreticlsimn sesidir 25 mılvonun Manisa'da toplanan binlerce temsilcisi demokratik voldan haklannı arıyorlar Sağ ile. sol ile ideolojl ve politikayla bir ilişkisi yoktur bu sözlerin, kannlarını doyurmak istiyorlar alın terlfnnin karşılığmı istiyorlar, tıpkı memurlar esnaf şoförler, mmıbüsçüler ve diğer işçiler gibi, mühendisler, sanayiciler, tüccarlar gibi. Bu g^rçek demokrasinin belld de ilk müjdecisıdir. fünkü gerçek demokrasi yalnızca güçlü çevrelerin değil, toplum tabanının da sesini duyurabildiği bir rejimdir Anayasalar değiştirilir kanunlar uygulanır veya uygulanmaz. iptal edıiebihr ama bu ses duymazlıktan gelinemez hiçbir zamiın Kızİ3ra da Imam Hatip Okulu ıstemekten ötede önerileri oımayan parlamenterler de duyacaklardır bu sesi ergeç. En ideal seçim kanunu, uyanan seçmenin yaptıgını yapamaz. Melih KÖKNEL Navigasyon Kongreleri Uluslararası Sürekll Birliği Daimi Üvetl Konferanslar TÜRKİYE AİLE PLÂNLAMASI OERNEĞİ DANIŞMA BÜROLARI VE POLİKLİNİKLERİ İSİAJSBLL ŞLlBKSİ: Osmanbey, Şair Nlgâr Sokak. Kızılay Apt KADIKÖT ŞL'BESt: BEŞİKTAŞ ŞUBESİ: Kat: 4 Tel: 48 35 47 Kat: 1 Feneryolu, Bağdat Caddesl, Feneryolu Apt. Besıktas, Oereboyu Caddesi, Kızılay Dispansen l e l : 40 69 07 Cumhuriyet 359 : Türkiye Petrolleri A.O. Genel Müdürlüğünden Ankara'da Merkez Teşkilfitımızda çalıştınlmak Ozere; ' MAKÎVE. KtMTA, ELEKTRİK VE tNŞAAT Tt^KSEK . MÜHENDtSLERt VETA »TÜHENDİSLERt AKANİ1AKTADIR. a) Askerligini vapmış ve 35 vaşını eeçmemis, b) EndUstrivel orofelerde en ax bes sene tecrübeli, c> tneilizce bilir. MAKtNE KÎMYA, ELEKTRÎK ve tNŞAAT YÜKSEK MÜHENDtS VEYA MÜHENütSLERÎ aunacaktır. tsteklilerin en geç 27 Ocak 1973 Cumartesl eüntl mesal saat: sonun3 kadar «hJÜDAFAA CA0DESÎ NOr 22 ANKARA» adresindeki Genel Müdürlüfümüî Personel Mlldürm^ine sahsen veva öz çecml«lerini tam olarsk hildirir rnpktiınln mflracaatlan rica olunur. (Basın: A. 5168 • 10349352) Devamlı hatlarda (regular line) denizcilik konferansları, geuel ola rak trafjği dağıtraak ve navlun^ 'Y>aylannı. yani beili bir yörede' Sosyalist ülkelerin deniz ticaarmatörlerce uygulanan târifeleret filolan ve özellikle tek bari saptamakla yükümlüdür. Konşına dünya yedincisi olan SSCB' feranslar, gemilerin belirli liman nin ticaret filosu, son on yüda lardaki sefer devamlılıklarmı da büyük gelişmeler göstermiştir. Bu aynı zamanda izler. ülkeler böylece, yabancı eşlerine Rochdale komisyonu raporuna çok az bir pay kaptırarak, kendi göre, genellikle açık ve kapalı ol yüklerinin hemen hemen tümümak üzere beş tür deniz konfenü taşıma imtiyazını elde etmiîransı vardır: lerdir. 1 Rekabeti sınırlandırmayı hedef tutan, konferanslar arasın daki anlaşmalardan meydana gelenler. Açık bir şekilde bayrak hima2 Üye adedini sınırlamayan yesinin uygulanmadığı Japon ör ve fakat pratikte navlun payları neği deniz taşımalan oldukça ilnın saptanmasındaki faaliyetleriginçtir. ni azaltan «açık» konferanslar. Finansmanı çok avantajlı kosul lar altında kamu kredileriyle kar3 Navlun dağıtımını da pazar şılanan güçlü bir ticaret filosubölüşümünü de. sefer listelerini de nun inşası, taşımalarda Japonlaön görmeyen; fakat aralarındaki ra bazı tekeller sağlamıştır. Ola rekabeti serbest bırakarak üyelenakları oldukça sınırlı olan Avrine pazar tahsis eden «kapalı» rupa ülkeleri, böyle bir ömegi konferanslar. izlemekle genellikle çekimser kal 4 Üyeleri arasında pazar ve maktadır. navlun bölüştüren «kapalı» konferanslar. 5 Pazar bölüşümünde, navlun dağıtımmda ve seferlerin koÜlkemizde denizde yük taşımaordinasyonunda tedbirleri öngöcılığı yapan D. B. Deniz Nakliya ren «kapalı» konferanslar. tı T.A.Ş. ve öbür özel armatörleBu konuda yük paylan ve korin yan olduğu uluslararası on talar kanştırümamalıdır Bunlar deniz konferansı vardır Başlıca«kapalı» denen konferanslar yolu ları şunlardır: ile uygulanmakta ve yeni ticaret Kontinant / Yakındoğu / Konfilolanna nisbeten sınırlı ticarî tinant konferansı (CONECON), risklerle, ilk donatımlannı yapKontinant / Türkiye / Kontima olanakJarı sağlanmaktadır nant Konferansı (CONTURCON), Deniz taşımaları alanına yeni Tireniyen Doğu gidiş navlun giren gemiler ile mevcuüarın el konferansı (AMETÎLE). değiştirmesi sonucu meydana ge Portekiz / Birleşik Devletler len gelismelerin hesabmı tutabü Kuzey Atlantik / Batı gidiş navmek için, her sefer kotaların delun konferansı (PUSNAWFC). vamlı revize edilmesi gerekir Italya Batı sahili, Sicilya ve Ad Bugün konferanslara üye olan riyatik limanlan / Kuzey Atlanarmatörlerin, tüm uluslararası tik Konferansı (WİNAC). deniz taşımalan içindeki paylan °,o 60 70 civarmdadır ltalya, Güney Fransa. Güney Ispanya, Portekiz / Birleşik Devletler / Golf konferansı (MED GULF), Gemilerin serbest dolaşımı Kontinant / Türkiye / Konti(Free flow of shiping), bir asırnant POOL Antlaşması, dan fazla bir süreden beri, ColBaltık ve Milletlerarası Denizbert ve Cromwell'in navigasyon cilik konferansı. ile flgili sözleşmelerinin yürürRCD Gemi servisleri. lükten kalkması ile. geçerli olan Ortak çıkariara dayanması gebir kuraldır: Denizlerde emtianm reken bütün bu konferanslara rağ serbest dolaşımı ve tüm ülke limen Türkiye, navlun piyasasının manlannın her bayrağa açık olbüyük bir kısmmı yabancı bayması anlamını taşır raklı gemüere kaptırmıs bulunmaktadır Böylece ülkemiz ikibu Bu prensip bütün dünyada gitçuk milyara yakın bir döviz kay tikçe bir karsı koyma ile karsıbma uğramaktadır. Oysa efektif laşmaktadır tkili anlaşmalarm değer olarak, dış ticaretimizin •» / ve hükümetler arası konvansiyon 75'i ithalâta dönük olup, ihraç mal lann gelişmesi önünde devletlelanmıza kıyasla da bunlann navrin serbest dolaşıma müdahale et lun değerleri çok daha yüksektir. memeleri bir ölçüde sınırlı kalmaktadır. Güçlü ekonomilerle yapılan büGerçekten de. bu son yıüarda, tün anlaşmalarda olduğu gibi deban ülkeler «Free Flow of shipnizcilik konferanslannda da az ping» karşısmda bazı özel davragelişmiş veya gelişmekte olan nıçlarda bulunmuşlardır. bütün ülkeler yarardan riyade zarar görmektedirler. NavlunlaLâtin Amerika ülkeleri milli rın yüksek bîr düzeyde tutulma trafiğin büyük bir kısmmı kendi s^ özellikle ithal mallannı daha ticaret filolanna tahsis etmişlerda çok pahahlaştırmakta. ihraç dir. Genellikle kamusal ödemelemallannm ise pazar rutmasını ön rin konu olduğu tüm emtiayı ken lemektedir. dileri taşımak istemektedirler. Benzeri uygulamalar. gelişmekDı? ticaretimizin büyük bir kıs te olan öteki ülkeleree de benimmı Avrupaya yöneldifine göre, senmiş ve bövlece «Free Flow of Hükümet karan ile itha) mallan Shipping»in kısa sürede filolanbu kıt'anm belirli limanlannda na sağlıyamıyacafı gelirleri kenodaklanmalı ve bu limanlar 0e di öz kaynaklan ile karşılama yo ülke limanlanmız arasında konlunu tutmuşlardır. feranslar dısmda devamlı hatlar (rejfular line) ihdas edilerek taşı Son olarak Sili'deM ÜNCTAD malarm sadece ve sadece TBrk HI eörüsmelerinde Üçüncu Düngemileriyle yapılması sağlanmalıya Ülkelerinin mı tutumlan, dündır. ya deniz ticaretini elinde tutan güçlü ekonomilerin sert tepkilerine yol açmıs ve bu ayıncı politikalan «Bayrak himayesi> olarak nitelendirilmistir. Sosyalist Ülkeler Genellikle zirai ürünlerimize ve madenlerimize inhisar eden ihraç mallarımızın navlun değerleri çok düşük olduğundan, kamu hizmeti niteliğinde olan bu taşımalan da yine milli ticaret filo muz yaptnak zorunda knlnraktır. Sonuç olarak denebilir ki Türkiye, yurt dısı deniz taşımalarmda belirli bir ölçüde, Üçüncü Dünya ülkelerinin yolunu izlemek zo rundadır. Bu arada deniz ticaretimizdeki mevcut başlıca yardımca kurulus lar, yapısal dununumuz gözönünde tutularak, Batı modeline göre yeniden reorganize edilerek yasal kuruluşlar haline getirilmeli dir. Japonya Baslıca Yardımcı Kuruluşlar 1 Armatör: Gemi sahibi olma sı zarureti yoktur. Gemiyi teçhız etmekle yükümlüdür; personel toplar, teknenin isletmesine bakar. Kısaea gemiyi «donabr.» 2 Acenta: Müessesesi bulunmayan limanlarda armatörü tem sil eder. 3 Simsar: Bir geminin top Türkiye'nin Durumu lam veya bir kısım taşıma kapasi tesini veya geminin kendisini ki ralayan yükleyicinin sözJeşmesini realize eder. 4 Sigortacı: Armatörun servetlerini deniz rizikolanna ve yükleyicilerininkini denizdekl ta fima rizikolanna karsı garanti eder. 5 Taşıma Komisyoncusu / Gönderen (Mürsil): Profesyonel görevi, yükümlülüğü altında ve kendi adına, yükleyid veya abcı hesabına, malın tasınmasını icra etmektir. Başlangıç, termintd. ve uzak mesafe ulaşım işlemleri ile yükleyici ya da alıcı tarafın dan önemli görülen ek yükümlü lükleri de yüklenebilir. Bu işlemlerin tümünü ya da bir kısmını bizzat ifa edebilir, ya da bir üçüncüye yükleyebilir. Bazı ülkelerde, deniz taşımalan komisyoncusu transit görevi de yapabilir. C Elleçleme müteahhidi: E3leçleme taahhütleri, armatörün, yükleyidnin veya ahcının adına yapılan yükleme ve bosaltma iş lemlerindeki personel ve araçlar la ilişkin ihtisaslaşmış taahhütlerdir. Bazı ülkelerde, yüklerin istiflenme işlemlerini de kapsar. Elleçleme taahhütlerinin tngilizce devimi «Stevedores»dür. 7 Emanetçi: Boşaltılan malı muhafaza altına alan, karada gö revli bir acentadır ve alıcmın biz zat hamuleyi kabul olanağı olma dısı durumlarda teslim alma işle mini yapar. Bunun dışında. aynı şekilde distribütör gibi de hareket edebilir. Yukandaki bu yardımcı fcruru^uşlar dünya deniz ticaretinin önemli ögeleridir ve konferans lann uygulanmasmda yan etkileri önemlidir. Bu nedenle, çıkarla nmızm korunması bakımmdan dü zensiz bir durumda olan bu yardımcı kuruluşlara ivedilikle UIÜS tırma BakanlıSmın egilmesi ve birer yasaya bağlaması gereklidir. Befediyenin açıklaması Gazetenîzin 1.121972 tarihll nüshasmda yaymlanan «Tıkanan lâğımlar mikrop saçıyor» başlıklı yazı ilgüiler tarafından incelenmiştir •Kadıköy, Suadiye Tonoslu sokakta dışanya akıtılan pis su ' Sermet Afanan mecralan rnahallinde iptal edilKaptao Arif Çıkraan SoI mek suretiyle mahzur ortadan kak Zümriit Apt. No: 41/1' kaldınlmıştır.» Dalre: U « ERENKÖY Istanbul Belediyesl TCDD tŞLETMESİ İSTANBÜL ALIM VESATIM KOMÎSYONU BAŞKANLIĞINDAN Muhtelif Hurda Malzeme Satılacaktır 1 Aşağıda yazıh hurdalar hizalannda gösterilen gün ve saatlerde Sirkeci'deH komisyonumuzda kapaiı zarf usulü fle satılacaktır. 2 Tekliflerin artırma saattnden yanm saat evvel Komisyona verilmiş veya gelmiş olması şarttır. 3 Muvakkat teminatı teklif edilen bedel tutannın yüzde beşidir. 4 ~ 9«rtnameler Komisyondan bedelsiz alınabHlr. 5 TCDD. Satışı yapıp yapmamakta veya kısmen yapmakta ve tercih ettiği talibe yapmakta tamamen serbesttir. S. No: CSnsi Arttırn» Günfl Saati 15. 15. 15. 15. 15. 15. 15. 15. 15. 15. 15. Arastırma ve egiüm alanmda çalışmak üzere aşagıda vazılı mtehklerde elemanlar almacaktır • . . PAZAR ARASTIRMA UZMANI • tşletme tktisâdı veya Sanayi MUhendıslığl tahsili yapmış olmak. . ' • 40 yasın altmda bulunmak. • îngilizce yazışma yapabilmek. • Iş tecrtibesj olanlar tercih edilir. • ÖĞRETtM ÜTESİ • Pazarlama ve satış alamnda ders verebilmek. • îngilizce bilmek • Askerlik ile Uişldsi olmamak. •• • Satış tecrtlbesi olanlar tercih edilir EDtTÖR VE KONTROLÖR < • Sosyal veya ekonomik alanlarda ytlksek tahsll vanmıs ' olmak. • 30 vaçmı geçmemiş bulımma*. • • Ilgilenenlerin 18 Ocak 1673 tarihine kadar resimleri fle bir. Ukte Ozgeçmişlerini açıklayan el vaası Ue yazılmıs mektupla mülâkat talep etmeleri rica edilir Piyasa Etüd Müşavirlik Araştırm» Ticaret Ltd Ş t t Istiklâl Caddesf Imam Sokak No 1 • Beyoglu Istanbul (Cumnunyet: 363) İLÂN • 1973 yılında tstanbulganyer Kil sahalanmızdan. Istihracı Müesse=emizçe »yapıîacak % 25 toleranslı takriben 26.000 ton kil naklettirilecektir 1 Kapalı ^arfla yapılacak teklifler 29.1.1973 tarihi mesal saati sonuna kadar Müessesemizde bulundurulacaktır. 2 Şartname ve 'diğer bilgiler Müessesemiı Ticaret Şefliğinden temin edilebilir. 3 Müessesemîz AVtırma, .Eksîltme ve thale Kanununa tâbi değildir. Serbest Dolaşım 1 12000 Kg. Keten kırpmtısı ile 260 adet' mukavva boru ve 179 adet şayak kasket 25.1973 2 2 kalem saç varil ile yangın varili 5.2.1973 3 256 adet zımpara taşı 7.2.1973 4 3 kalem taş kolu. tuş ayağı ve ünit komple 95.1973 5 3 kalem Greydar. Volsvagen ambnlans ve nmpara tezgahı 125.1973 6 50 ton kınk ateş tuglası ile 2 ton porselen tabak kınnblan 14.2.1973 7 6 kalem muhtelif hurda teneke 165.1973 8 20050 Kg. hurda ah?ap Travers 205.19^3 9 1200 Kg. hurda şat örtüsü ile 1200 Kg. hurda lâstik çizme 235.1973 10 1500 Kg. Hurda Klingrit parça ve kırpıntılan 265.1973 11 3 kalem kitap dikiş maMnası fle tel dikiş makinası 3854973 9 SÜMERBANK * ' Ateş Tuğlasi Sanayii Müessesesi Hisarönü Zonguldab (Basın: 10518356) Yükleme Bosaltma ve Taşıma tsleri Yaptırılaçaktır. 1 Istanbul Şehir ve Liman dahntnde Toprak Mahsülleri Ofisi namına yapılacak hububat. baklivat vesair maddelerin bir yıl müddetle vükleme. bosaltma ve rteniz tasıtlan İle ta$ıma işlert kapalı zarfla teklU alınmak «nıretiyle Ihaleye çjkanlmıştır. 2 Teklif mektuplan 29 Ocak 197a Pazartesi eürö saat 15 00 de tstanbul Bölsrp Müciürliiet) binasmda tesekkül edecek Komisvon önünde açılacaktır .« ' • 3 îhaleve tştirak eriecek Mmselerin "fe.OOO. liralık Reçicl teminatlanm Ofls veznesine vatırmalan ve alaeaklan makbuzlan teklif mektuplarivle birlikte • Bfilse nfüdflrliistlnp tevdi etmeler) lâzımdır , * 4 Ofis Artırma ve Eksiltme Kanununa tfib) 'olmadıfin dan lhaleyi vapıp vapmamakta veya diledietne vapmakta serbesttir. 5 Bu ise alt sartlasma ve sözlesme tasanlan < 10 İira mukabilinde Hububat Şube MUdürlüğUnden femin" edilebilir (Basın: 10475 353) (Basın: 10526357) SİYASAL SİLGİLER FAKÜLTESİ DEKAMLIĞINDAN Fakültemizde açık bultınan tdare Hukuku Kürsüsü için asistanlık sınavı açılacaktır. Yabancı dil sınavı 24 Ocak 1973 Çarşamba günü saat 10.30 da Fakültede yapılacaktır. tsteklilerin en geç 22.1.1973 Pazartesi günO saat 17.30'a kadar Dekanlığa müracaatlan. (Basın: A. 5161 • 10346354) k.