18 Mayıs 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CÜMHURÎYET 14 Ocafc 1973 PARLAMENTO'DA 7 GUN Dört Köşe BULMACA 12 3 4 5678 oildiğl nava veya Bektaşi felsefesini ifade eden özel şiir tarza Haik oyunlarımızdan. 2 Başka bir canlının sırtından gs çinen hayvan veya bitki Bir nota. 3 Kimyada çinkonun simgesi Argoda Kolayca aldatılan saflıktaki Kişi. 4 .. Yakuta benzer bir taş Sevgide sebat, bağlılık. 5 TERSİ sürgün yert (EsM dil) Elektrikte bir makinenin, motorun güç birimi. 6 Eshlden fakirlere yiyecek dağıtan tıayır evi idi 7 Hazmı uzun süren, kokutu, besleyici btr sıcak bölge meyvası Afrika'da asalet ünvam. 8 îskambilde iyi kâğıt TER Sİ kimyada arseniğin simgesi Kıraliçe. 9 lyice açıldığında baş parmakla serçe parmak arası Esisiden Arap bilginlerinin Batıda kalan yerlere, Bizans'a, Anadolu'ya verdiği bir isim idi. DÜNKÜ BULMACANIN ÇÖZÜMt): SOLDAN SAGA: 1 Orijinâl. 2 Kâbus, Dun. 3 Adil 4 Şaka laB, Bi. 5 iriM. Tasa. 6 Kepenek. 7 Ta, UfaG 8 Ürkek. Naz. 9 Slrke, eH. rUKARDAN AŞAGlYA: 1 Okaliptüs. 2 Radar, Ari. 3 tbibik. Kr. 4 Jul, Melek. 5 ts, Pike. 6 şiteF. 7 Ada, Abane. 8 luK, Segâh. 9 Nacak. Karışık... TOPLANT1 ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu'nu değiştiren kanun tasarısı, bir punduna getirilip Meclis'te redctediliverdi. «Güzergâhı» yanlış seçilmiş olacak! * * * GENEL Sağlık Sigortası Tasansı Meclis Geçici Komisyonunda kabul edildi. Buna göre yurttaşlar, kimi prim ödeyerek, kimi ödemeden bu sigortadan yararlanacaklardır. SUSUZL.UGA karşı bedava hamam sigortası. pis havaya karşı bedava maske sigortası Genel Sağlık Sigortası arasında yoktur. Duyurulur! * * * BAŞKEVTİN havası yoktu, şimdi de suyu yok. Amerikalılara iletiriz: Eğer yeni bir Apollo yo!a çıkacaksa bekleriz artık! * * * ANKARA'DA kı» şenliği var. Evlere, mahallelere. semtlere iki günde bir, üç günde bir su verilecek.. Nedeni de barajtfa su yok, kuyularda su yok, borularda su yok, depolarda su yok. OTSA bu kadar sıkıntı çekmeye de gerek yok. Bıraz düşünseler, her eve «ikl ölçü hidrojen, bir ölçü oksijen» dağıtmakla bu iş kökünden halledilirdi. Herkes suyunu kendi yapsın efendim! Olağanüstü dönemin yeni bir buhranı Yirml aydır bir buhrandan kurtulmaya çabaııyoruz. Bühran, siyasal yaşantımızın, artık öylesine ayrılmaz bir parçası oldu ki, bir takım Kavramlan değiştirmek zorunda kaıdık «Buhran» deyimi anlamım yitirecekti yoksa. Onun için tuttuk, içinde yaşadıgımız günlere •olağanüstü dönem» adını taktık. Dilimizln olanakiarı içinde bu zorunluydu. öyle ya. 12 Mart'tan bu yana başlayan dönemin tümüne birden «buhran» diyecek olursaK, örneğin bir nükümet değişikligının getırdiğı gerginlikleri nasıl nitelendireceğiz?.. Sonunda, oelli kavraralar içın, kendiliğinden bir hiyerarşi oluştu: 12 Mart'tan son ra bir olağanüstü dönem başla mıştı, bu olağanüstü dönemin SOLDAN SACA: 1 Kendini agıra satmak için yalandan isteksiz görünmek, hemencik gönlü raza olmamak. 2 El sanatlan ve küçük ticaretle geçinen smıf Amerika Birleşik devletlerisin rumuzu. 3 Bir nota TERSÎ * gayri kanunî çiftleşme. 4 Herkes, başkalan mânâsına. 5 Dâvâ. tez, müdafaa edilen fikir Bir ilimiz. 6 Çakmak taşıyle tutuşturulacak kurulukta bir çeşit mantar Kimyada radyum. 7 Alaturka musikide bir ma kam. 8 < Hac'da çıkılan kutsal dağ Kimyada bakınn sim ğesi. 9 Namazın bölümleri Hayvan yiyeceği. TUKARDAN AŞAGlYA: İ Bir defada ciğerlerin ala Turhan ILGAZ belli gerüim noktalan ise buhranlardı... Yine böyle Dir gerüim noktasındayız haftalardır. Haftalar dır, siyasal yetkilüer bir araya geliyorlar. konuşuyor. konuşuyorlar. sonra bir takım demeçler veriliyor, bildiriler yayımlanıyor, yeniden buluşulup, yeniden konuşuluyor.. Olağanüstü dönemin bir yeni buhranıru yaşıyoruz haftalardır. Bu defakinin bundan öncekiierden farklı olduğunu söyleyebilir misiniz? Bir bakuna kuşkusuz evet... Çünkü hukuken K. Devrim mi? înkılâpmı? Devrimlerin üzerinden yarım yüzyıla yakın bir süre geçti. Türkiye Büyük Millet Meclisinde, devrim sözüne bile tahammül edemeyenlerl görüyoruz.. Milli Eğitim Komisyonunda. Milli Eğitim Temel Kanun Tasarısı görüşülürken, AP'li üyeIer kalkıyor, tasarı metninde geçen «Atatürk ilkeleri» deyimini eleştirmekle işe başhyorlar. «îlke» sözcüğü, güya, CHP' nin altı ok'u için kullamlagelen bir deyimmiş de, bu tasarı CHP'nin felsefesini mi yansıtacakmıs da, onun için değistirilmeliymiş... Derken bir üye «Atatürk devrimleri» deyimini öneriyor, eleştirilen deyim yerine.. Bu önerlnin bir AP'liden gelmesi sizi şaşırtmasln, elli yıllık cumhuriyet, her şeye rağmen Atatürk adının devrim kavramı ıle eşdeğer olduğunu düşünme alışkanlığı vermiştir.. Ama AP'li üyeler şiddetle karşı çıkıyorlar buna... Çünkü onlann, en çok zıdtfına giden şeydir bu sözünü ettiğimiz alıskanlık... Ne o, «devrim» ihtilâl anlamına gelirmis.. Gelir ya, ihtilâl anlamına gelir.. Atatürk' ün de yaptığı ihtilâ!dir Tutuculuğa karşı bir ihtilâl, gericiliğe, yobazlığa, bağnazlığa karsı bir ihtilâl. Tutuculuk, gericilik, yobazlık, bağnazlık, iğrenç örümcekliliklerinden kurtulmak için ihtilâl yapılmayacak şeyler midir?.. Ama hayır, saygıdeğer AP'lilerimize göre, ihtilâl deyince kıpkızıl bir şey anlaşılır, ve bir de birtakım klişe sözler: «Marksist, Leninist, Maoist, Kastroist...» Onun için, «Atatürk Devrimi» diyecek yerde, Atatürk'ün yaptığı işlerin Türkçe adını söyleyecek yerde, onun yaşamı boyunca mücadele ettiği bir dili kullanarak, «Atatürk inkılâpları» demek gerekir... Hiç kuşkunuz olmasın, bu sözcuklerde başlayan değişiklik, geçirdiğimiz anarşik dönemin yarattığı bir hassasiyetin sonucu falan değildir. Atatürk değiştiriliyor. önce sıfatlarını değiştireeekler elbette. «Devrimci Atatürk» yerine «inkılâpçı Atatürk» denecek. Sonra «ıslahatçı Atatürk» olacak... Tarihin derinliklerinde. Üçüncü Seliro' lerle kıyaslamak üzere.. «olağanüstü dönem»! sona erdirecek seçimler sözkonusudur, yeni bir Cumhurbaşkanının seçilmesi sözkonusuduı Gelecek günlerin bu iki önemli olayı son buhranı. daha öncekilerden esaslı bir biçimde ayınyor Ama bir bakırna aa yeni buhranımızm eskilennden bir farkı yok. Şöyle ki, bunda da ötekilerde olduğu gibi amaç, ya$adığımız zor günlerin koşullanndan çıkıp, olagan günlere erişmek.. Ve politikacılarımızın demeçlerıne bakınos. daha önceki buhrarüarda söylenenlerden değişik bir şeylere rastlayamıyoruz. Yine bir takım dilekler, bir takım kışkırtmalar, bir takım tarizler. bir takım suçlamalar... Başlangıcı.. Son buhrana bir ba$Iangıç bulmak için aylar öncesine geri dönmek gerekir. CHP Genel Başkanı Bülent Ecevit'in, parlarnento koridorlannda. «Kurucu Meclis» üzerinde bir takım söylentilerin dolastığını açıkladığı günlere... Ecevit'in bu açık lamasmın kopardığı kızılca kıyamet içinde, AP Genel Başkanı Süleyman Demlrerin çıkışı, «Kurucu Meclis söylentileri» konusunda Ecevit'in açıklamalannı onaylayışı. siyasal gerilimi yükseltirken, yine Demirel' den gelen bir öneri Ue ortalık yatıştınlmıştı. Bu Öneriye göre, parlamentoyu «suizanlardan» kurtarmak için, olağanüstü dönemi sona erdireceği Hükümet tarafmdan iddia edileo bir takım tasarılar, Mart ayına kadar hızla kanunlastınlacaktı. öneri olumlu karsılandı, herkes dört elle sarıldı ve aıalarında, Hükümet tarafmdan önerilen yeni Anayasa degışiklıklerinin de yeraldığı tasanlar için bir «parlamento takvımi» düzenlendi. Belli baslı reform tasarları, Anayasa değişıkhkleri, bir takım başka tasarılar, bu takvime göre parlamentodan çrkartılacakü. ' tüerden gelen değişiklik lsteklerinin tartışüdığj komisyon çalışmalarmı baştan sona '»ı<* diği halde siyasal hakların * n verilmesi sorunu. metne bağlandıktan sonra tartışma alamna itilmiş. Gerçi, son Çankaya görüşmelerinde, Cumhurbaskanın da AP Genel Baskamna verdiği bir cevaptan belli oîduğu gibi, partilerin. bu konuda silâhh kuvvetlerdeki hassasiyeti bilmedikleri düşünülemez. Ama, ne yazık ki, bazr siyasal partilerimizin, istismar volu ile, siyasal ikbal kazanmayı hesapladıklan bu konuya sahip çıkmalan, diğer başka siyasal parti!eri de ikball rakip Dartinin tekelinde bırakmayıp, hiç değilse Rörünüşte, yanşa katılmaya itmiştir. Bu arada, silâhlı kuvvetlerdeki «hassasiyet» unutulmuştur tabii... Bununla beraber hükümetin tutumunu da unutmamak srerekir. Hükümet anlaşılmaz bir sekilde Silâhlı Kuvvetler ve parlamentovu ger çekte inclr çekirdeği doldurmayacak böyle bir konuda karşı karsıya getirmiş, en azmdan. karsı karşıva gelişi önleyebflecekken. böyle bir dirayeti RÖSterememiştir. Bunun sonucu olarak da Parlamento ile Hükümet arasmdaki bağlar iyiden 1 yiye kopmuştur. RADYO ISTANBUL 05.55 06.00 07.00 07.05 07^0 07.45 08.00 08.10 08.30 08.50 Açıhş ve pfogram Haberler Köye haberler Türküler ve o fıavalan Haberler Oyun havaları Istanbul'da bugün Türküler geçidı Çeşitli müzik Türk müziği 23.00 Hafif m ü z i k 23.15 Türk besteoileri 23.55 Haberler 24.00 G e c e .ve m ü z i k Ul.UO K a p a n ı ş . İSTANBÜL ÎL 09.55 10.00 10.30 11.30 12.00 12.30 13.00 13.30 14.00 14.45 15J0 16.00 17.00 17.05 17.30 18.00 18.30 19.00 19.30 20.15 21.00 21.30 22.00 22.10 23.10 23.40 24.00 00.55 01.00 Açılış ve prbgram Diskoteğimizden Hafif Batı müziği Mmyatür müzik Fransızca şarkılar Konçertolar Renaissance Topluluğu Sonat saati Pazar melodileri Besteciler, Besteler, öyküler Film müzikleri Pazar konseri Haberler Çay saati Küçük konser Gençlere müzik Senfonik müzik Elvis Presley söylüyor Hafif Batı müziği Akşam konseri Joan Baez söylüyor Çeşitli müzik , Haberler ' Gece konseri Caz müziği M. Faithfull J. Jones'dan şarkılar Gece ve müzik Haberlar. ; :..• Pregvom ve kapanıç. Hesaplar Bugünkü buhran, bu kopukluğun üzerinde gelişmektedir. BUtçenin çıkmasmdan sonrs hü kümetin düşeceği, AP"nin tnisiyatlfi altında yeni bir hükümetin kurulacağı söylentilerinin parlamento koridorlannda. parlamento dışındaki siyasal çevrelerde konujulduğu. yeni Başbakan adayımn adının bile kulaklara fısıldandığı bir dönemde, hükürnete güç kazandınlmak İçin bir takım girişimlör başlamıştır. Seçimlere bu kadar yaklaşıldığı bir sırada, MGP Genel Başkan Yardımcısının Başbakan olduğu bir hükümetin RÜÇ kazanması, açıktır ki, MGP' nin çıkannadır. Dişe dokunur bir tabandan yoksun bu küçümencik parti. boyunu kat kat aşan bir iktidan elinde tutmakla, seçfmlerdeki şansını ancak denleyebilecektir. Böylece hiç değilse, bufrUnkü sandalye sayısı ile seçimlerden sonra yeniden parlamentoya dönebilecektir. Bugün «226» barajını aşmıs AP*nin hiç hoşlanmadıği bir dunımdur bu elbette. Çünkü, Türkiye'de her ülkeden daha çok, seçimlere hükUmeti elinde tutarak girmenin büyük avantajlan vardır. AP bu nedenle hükümeti sarsmaktadır. Ancak AP. hükümetin bir tatam tasarruflan dolayısıyle MGP'nin iş çevreleriyle kurduğu dialogdan da rahatsız olmaktadır. Bir yandan bu rahatsızlık, bir yandan iş çevreleri ile arasmda her şeye rağmen devam eden organik bağ onu hükümetin çesitli glrişimlerini özellikle toplum düzenini ilgilendiren girişimlerini desteklemeğe itmektedir. Ne var ki, bu girişmelerin büyük kitlelerdeki hosnutsuzluSunu dile gettrmeyi seçim propagandası vapmış bir CHP vardir. AP, dolayısiyle. CHP'nin silâhlannı da belli ölçüde berimsemek zorundadır. DP'nin ise, tüm seçim yatınmı bir vandan hükümeti eleştirmek. diğer vandan bu eleştirilmesi gereken hükümetin, AP iktidannın basansızlıklannm bir sonucu olduğunu öne sürmek şeklindedir. Reformlann, Anayasa değlşikliklerinin. giderek Cumhurbaşkanı seçiminin yarattığı, yaratacağı tartışmalann, çekişmelerin kökeninde, hep bu ayni amaca yönelmiş değişik hesaplar yatmaktadır. Bu değişik hesaplann tozu dumam arasında, vatandaşın asıl rorunlan unutulup gitmektedir tebfi. Oysa olağanüstü dönem, 12 Mart Muhtırasına bakarsanız, bu sorunlan çözrnek için başlamıştır. Yirmi aydan bu yana, olağanüstü dönem parlamentonun sorunlannı çözmek için girilmiş bir «geçiş» dönemi oldu çıktı. Böyle olduğu için de buhranlar birbirini izleyip duruyor. Edebiyat sohbetleri Gövdeye ceza KENDİNE ACI ÇEKttR'tLEN"1tî$î; YALNIZCA YENİLMEK İÇİN YAPILDIĞINI BİLİRSE, HİÇ UTANÇ DUYMAMALI; KÜÇÜLENLER, ACI ÇEKTİRENLERDİR. AMA KENDİ KENKURTARILAN BAŞKA DİLERİNE SERT DAVRANANLARIN, DEĞERLER HERHALDE ARADIKLARI BİR BÜGerçi Serge Baba hikâyesi burada bitmez; bir yaşam süreYÜKLÜK OLMALIDIR. si aranmış gerçek boyunca süöieittrle' baltayı kuvvetle fndirdi... Sonra soyunmuş kaoTına sordu; içinde huzur ve sükun ışıldayan bir gözle bakarak: Aziz hemşire.. Niçin bu fanî ruhunu azaba sokmak istedin?..» (30) 'azumn: basbgı lize nc hatırlattı bilemem. Aslında tarih sayfalarından eğitim sorunlanna, tekke çilesinden din adamlarının yoksualuklarma, celaevi tutukluluk anılanndan Künümüzün en canlı yaşanularına kadar her alanda insanlığm bitmez serüvenini düjünebiliriz. Isterürse her konu, ilişkileri gittikçe yayüarak istendiği kadar derinleştirilebilir. Oysa ben bu yazıda yeni okuduğum bir hikâyenin bende hemen uyandırdığı çağnşımlardan fazlasım kullanabilecek durumda değilim. Ne öğretmenliğimin ilk yıllannda öğrencilerime yüklediğirn yanlıs cezalan söz konusu edeccğim, ne her gün gazete sayfalarına geçen işkence sorununu deşeceğim. Ama bilirim ki herkesin çağnşımları özgürdür; insan bedeninin yaşadığı cezalar da sonsuz, Bu da bir sınavı varlığımızın; sonunda ulaşılan insanca büyüklükler gibi. Y 10.00 10.05 10.20 10.40 11.00 12.00 12.10 12.30 13.00 15.00 15.05 16.05 16.20 16.40 17.U0 17.05 17.20 17.50 19.00 19.30 19.55 20.00 20.30 21.00 21.15 2130 22.M 22.45 0 9 3 Çocuk saati Haberler T. Korman'dan şarkılar Haıtanın (retirdikleri Çeşitli Batı müziği Konser nakli Haberler Hafll Batı müziği Yurttansesler Haberler Haberler Mac nakli ' Hafii Batı oıüziği İki sesten şarkılar . Türküler geçidi Haberler GUnden güne HafU Batı müziği Reklâm programlan Haberler Çeşitli Türk müziği Bir varmış, bir yokmuş GUnUmUzün melodileri Solo sarkılar Haberler G. Yapar'dan türküler Spor dergisi " " , Roklbn p " riaberler' Çıkmaz Takvim uygulaması, daha başladıgı anda çıkmaza girmiştir. Nasıl çıkmaza gırdiğini hep beraber yaşadık, biliyoruz. Ama bugün. olaylar geride kaldığı için, daha bir deri toplu değerlendirme olanağına sahibiz. Böyle bir değerlendirmede tak vim uygulamasını çıkmaza sokan şeyin Anayasa değişiklikleri olduğu açıkça görülmektedir Ancak durup düşünmeli, burada, CHP ve DP'nin, Meclis içtüzüğünden önce Anayasa değişikliklerinin çıkmasında direnmeleri mi, Anayasa değisiklikleri arasında yeralan siyasal haklar konusu mu, yoksa HUfcümetin partilerarası komisyon da değişiklikler son seklinı alır ken, bir takım yeni önerilerle ortaya çıkması mı takvimi uygulantnaz hale getirmistir Içtüzük karşısında, Anayasa değişikliklerine öncelik verilme sinin istenmesi. nerdeyse rejimin kaderinin baglandıgı takvim uygulamasını bozacak asıl sorun olmasa gerekir Konunun, kısa sürede oir partilerara sı protokol ıle tıailedilebilmesı de bunun asıl sorun olmudığı gösteriyor. Geriye. siyasal haklann gerı verilmesi ile, Hükümet in partilerarası komisyonun önüne getırdiğı yeni Anayasa değişıkliği önerileri kalıyor. Genellikle parlamento açı sından burüardan ilki özeılıkle CHP açısından ise ikincisi uygulamanın çıkmaza girmesindp etken olmustur. Yeni öneriler. Anayasa değişikliklerini esasen kuşkuyla karşılayan, bunlara karşı olan CHP"yi tedirgin etmiştir. Siyasal haklar sorunu ise, tüm parlamentoyu allak bullak etmiştır. ANIKARA 05.55 06.00 07.00 07.05 07.30 07.45 08.00 08.10 08.40 09.10 09.30 10.00 10.05 10.10 10.40 11.05 11.30 11.45 12.05 12.10 13.00 13.26 15.00 15.05 15.20 1535 16.00 Açılış ve program Haberler Köy haberlet Türküler ve o. havalan Haberler Sabah müziği Ankara'da bugUn Şarkılar vc o havalan Halk müziği Çocuk kitaplığı Türk müziği Haberler Rekiâmlar tstekleriniz mikrofonda Yurttan sesler Beş soru. beş dilek Haftadan hattaya Türk haül müziği Rekiâmlar Stüdyo 2 Haberler HafU müzik Haberler N. Yılmaz'dan türküler S. Teğmen'den şarkılar Litin dünyajtndan müzik Sarkılar 16.3& 16.45 17.00 17.05 17.35 17.50 19.00 19.25 19.30 19.55 2ü.O0 20^0 20.45 21.00 21.10 21.15 21.30 22.00 22.15 22.30 22.45 •23.00 23.45 23.55 24.00 00.55 A.G. Ayhan'dan türküler Hafif müzik Haberler Pazar faslı Ocakoası Reklâm programlan Haberler Rekiâmlar Türküler Bir varmış. bir .yokmuş Sarkılar Pazarın plâklan C. Bolvadin'den şarkılar Haberler Rekiâmlar Şarkılar ' . Spor dergisi G. S. Bilgin'den türküler Sarkılar Caz müziği Haberler Gece fconsçri HafU müzik Haberler Gece ve müzik Program ve kapanış. RAUF MUTLUAY cunu ağzmda emen» Zühre'yi gör düm... Sonrası su gibi aktı; gereken zamanı atlayarak, bazı şey leri hiç anlatmıyarak, maduıa kısacık bazı anları yoğun tasvirlerle canlandırarak anlatan hi kâyede dilsiz Zühre ile Tahir'in karar sevişmesine kadar geldim. Sonunda değirmenci Tahir, kandırılarak kendisine verilen çilekeş Zühre'yi birden sevdi, dere boyunda kendi bıçağıyle kendi dilini kesti.. Orada durdum; hikâye de bitmişti. İlk hatırladığım, umutsuz aşklar yüzünden kendilerine kıyan çaresiz kişiler Arap Hayri (Sabahattin Ali, 1935), Çımacı Hasan 'Kemal Bilbaşar, Kaza, 1937) oldu. Ama Tahir'inkine benzemiyordu onlarm yaptıkları. Tahir' in yaptığının eşini, eksik bir kadının aşkma karşılık olmak üzere onda yok olan şeyden vazgeçmeyi. başka bir hikâye kahramanı yapmış ve bizim gençliğimizin unutulmaz izlenimlerinden biri olmuştu o: Sabahattin AH'nin Değinnen (1929) hikâyesindeki kemancı Atmaca; hani kolsuz değirmenci kızına tutulduğu için.. «Fakat sevgili bir vücutta bulunmayan bir şeyi kendisinde taşımağa tahammül etmiyerek onu koparıp atabilmek, işte adaşım, yalnız bu sevmektir.« diye biten hikâye. <Sağ kolu yerinde değildi ve oradan oluk gibi kan fışkırıyordu. Birkaç adımdan sonra sendeledi, ayaklarımızm dibine yıküdı.j Tank Dursun'un yeni kitabındaki hikâyelerini okuyordum: Bagnyanık Ömer i'e Güzel Zeynep (Sinan Yaymlan, Aralık 1972). Bazılannı geçen yüların dergilerinde izlemijtim. Ama her zaman çarpar bana Tank'ın yazdıklan. HasangHIer"ı (1955), (Kopnk Takunı'nın baçı, 1969) hiç tmutamam, Rıza Bey Aile Evi'ni (1957) birkaç kez okumuşumdur. Sabah Olmasın (1967), Denizin Kanı (1968) beni çok etkilemiş romanlar arasındadır. Hatırladığım birçok hikâyesi var, özellikle film dünyasıyle birlikte olujan ki;iliklerimizin izlenimlerini yaşatan «3( Kısım Tekmlli Birden« (1970). Bu kez herkesin bildiği halk hikâyelerinin adlannı kullanmı« Tarık Dursun; gerisini hep kendisi yaratarak, özellikle çok özgün ve etkili bir anlatım bularak. tkinci hikâyede (Tahir Ue Zühre) Tahirle birlikte Gâvuristan için doktora muayene oldum, çıktım, amcaevine konuk gittim, «dal boylu, ka?ı kaş, göcü göz, ağzı ağız, başı örtülü, u İPLİKLER DEĞİŞİK YERDEN Yazılış yıllarını belirttiğim hikâyelerin hepsinde yeni başlanmış yazarlık hayatınm özentileri, romantik düşleri vardır. Yıllar sonra hemen aynı konuda bir hikâye yazan, ama bütün ipliklerini değişik yerlerden alan Tarık Dursun. Değirmen'e bilerek mi bir karşıhk veriyor diye düşündüm. Almanya umudunu yitirmiş, sakat hasta olduğunu yeni öğrenmiş, nesi varsa satıp savmış Tahir, kapısı tahtalanmış dağbaşındaki değirmenine dönerken kaderine küskün bir gecekondu kızının çaresiz sevgisine böyle bir karşılık veremez miydi? Niçin vermek gereğini duyardı? Aşktan mıydı yaptığı, hırsmdan, hmcmdan, ürün getirmiyecek pişmanlığından mı? «tnandırıcı görünmedi bana. dedim Tarık Dursun'a; «Demek ki yazamamışım Hoca. sana göre» dedi. Konuşmamız bu kadarla kaldı. Ama ben düşünmemezlik edemedim. 17 yaçında bir lise öğrencisiyken okuduğum eski bir hikâyeyi o*e hatırladım. Hilmi Ziya Ülken'in «tnsan Medd ü Cezri» dizisinde çıkmış «Posta Toln» romanmda rastladığım bir cümleyi anlamamış, rahmetli Hakkı Süha Gezgin Hocama sormuştum: «Ruhunun kurtuluşu uğruna bedenini çarmıha geren Tolstoy ahlâkı...» gibi bir şeydi. tsa'yı biliyordura, Tolstoy'un kontluğundan da, kansmdan da kaçıp kurtulmak isteyerek bir istasyon kulübesinde öldügünü de biliyordum, ama gene anlamamıştım cümleyi. Hakkı Süha onun üzerine vermişti bana Hüviyet Bekir'in çevirisi Tolstoy'un hikâyelerini: Serge Baba (Ahmet Halit Kitabevi, 1942). Şimdi önümde Prens Kasaçki'nin, imDarator yaverliğinden bozkır valnızlığına çekilen keşiş Ser»e Baba'nın, ı T kadının dayanılmaz çağrısına dayanmak için ne yaptığını birlikte okuyabiliriz: «... Baltayı sağ eline aldı ve sol elinin şahadet parmaSinj orlun kütüğüniin üstüne koyduktan sonra ikinci boğumun rer gider. Kesilen parmağın bir şeyi çözümlemediği de ortaya çıkar... ama o ayrı bir konu. Bu kez de kendi satırlarım kendi kollanna indiren, böylece gövdelerine ceza acısı verırken başka değerleri kurtarsn kişilere takıldı anılarım. Çocukluğumun en eski geçmişine, her demirci dükkânının önünden geçerken görebiürim sanısıyla arandığım Koca Ali'ye (Ömer Seyfettin, 1918) kadar gittim. Oruruna her şeyden çok önem veren. suçsuzluk cezasını emeğiyle ödeyen. ama bir gün baça kakıcı Hacı Kasap'ın sözlerine dayanamıyarak kestiği kolunu «Al bakalım. şu diyetini verdiğin seyi» diye atıveren Koca Ali (Diyet). Sanırım hepiriz bilirsiniz o kahramanlık hikâyesini, o gurur kavgacısını: «... Sonra esvabının kolsuz kalan yenini sıkı bir düğüm yaptı. Dükkândan çıktı. Onun, vaktiyle geldiği yer gibi, şimdi Eİttiği yeri de şehirde kimse ögrenemedi.» Tarık Dursun'un «Denizin Kanı» romanında da böyle biri var. Şimdi bile «Bodrum'da gezer durur» muş. İki kez vurcun yemiş. şimdi meyhaneci Kocakafa. Denizin çağmşına davanamıyaca5:nı bildiği. ama istemediSi için, bir gece yansı mutfağa Inen, et satırıyla kestigi elini «AI ülen, işte görüp göreceŞin rahmet bu kadar benden. Nah alırsm Kocakafa'nın tamamını artık..» diyerek denize fırlatrp atan eski süngerci (5254) Sait Faik'in MflrüvTet hikâyesinde (ie kendini şakatlamaktan çekinmeyen. iş kaçaSı, tazminat rneraklısı Çopar Hüseyin var: Tnakineye elini nasıl kaptırdığını Osman Aga anlatır; doŞruculuğunun pişmanlığını vasıvarak (Lüzumsuz Adam. 1948). 18.58 Açılış ve program 18.59 Haberler 19.01 ÇocukJarın televizyonu cBizim Sokagımız» 19.28 Köye 19.53 Güzel SanaUar Akademisi 19.28 Rekiâmlar 20.30 Haberler Hava durumu Rekiâmlar Turk nalk müziği Sahnelerimizden Reklâmlar Spor «.Haftanın .spor olayları» 2252 Haberler 23 02 Program ve kapanış 1055 21.00 21.05 2119 2154 21.57 PROGRAMLA İLGİLİ AYRINTILAR İstismar Başlangıçta, yeni Anayasa değişiklikleri ele alınırken, hükümet önerilerinin yanısıra, partilerin de ihtiyaç gördükleri hususlardaki Anayasa değişikliklerini Partilerarası Komisyona getirip karara bağlamalan kararlaştınldığı ve hükümet par 19JS8 KÖYE: Kurban Bayramı nedeniyle folklorumuzdan örneklerin verileceği bu programda, Sıvas, Elâzığ, Artvin ve Dazkırı ekiplerinın halk oyunlannı ızleyeceksmız. 21.05 TÜRK HALK MÜZİĞİ: Bu programda. Ankara Radyosu sanatçılarından kurulu sazların eşliğinde solist Ümit Tokcan türküler sunacak. 21.19 SAHNELERtMİZDEN: Her 15 günde bir yayınlanah bu programda, bu kez Gazanfer Özcan Topluluğunun «Nereden Nereye» adlı oyunu ıle Istanbul Çevre Tiyatrosu oyuncuları (Altan Erbulak Metin Serezli Topluluğu) nin sunacağı «Kim Kime Dum Duma» adlı oyunundan bölümler gösterilecek ayrıca, Ankara Devlet Tiyatrosu Küçük Tivatro'da oynanan «Mutemet Ali Rıza Bey'in Yaşanmış Hayat Hikâyesi» adlı oyundan izlenimler sunulacak. EC2ANELER | BAKKKÖY: Sakızagacı, Yeşilyurt; Tepeüstü (Küç. Çek.). Güngören, Aydın (Osmaniye); Yeni fKanarya): Şükran fEsenIer); Nur (Safraköy); Anadolu (Bah. Evl.) | BESİKTAŞ: Sifa, Orkide. Çınar Ortaköy); Boğaziçi (Bebek); MLrat (1. Levent) | BEYKOZ: Sağlık (Paşabahçe) | BEYOĞLU: Yeni Ağacamii. Canseyer. Yenişehir | EMİNÖNÜ: Anadolu, Hasan Nafiz (Cağaloğlu); NLşancı (Kumkapı), Yıldız (Lâleli) | EYÜP: Güven, Bajlar Bilginer (Bayrampasa >: Yeni( Rami). Sebat fAlibeyköyü) FATİH: Ömür. Ata. Istanbul (Şehremini): Haseki Yıldız. Sofular Gülen. tsekapı Petek. Akaiın OAZİOSMANPAŞA: Cumhuriyet, Sağlık (Küç. Köy) KADIKÖY: Sevgi. Elif nUoda). Nural. Defne ıGöztepe): Saynur ı.Kız. Top.i: Bostancı KARAKÖY: Nur . KASIMPAŞA: Güven, Ruhan | SARIYER: Tülin (B Dere), Parlak fYeniköy) | ŞİŞLİ: Amber. Utku. Harbiye. Merkez fMec. Köy), Ersan (Talâtpasa). Özalp lOtosanayi): Ömür (Çağlayan) | ÜSKCDAR: Ahmediye. Şifa. İhsaniye. tlkin (Beylerbcyi); Ümraniye | ZEYTİNBURM): Zümrüt. Araştırma ve eğitim alanmda çaüşmak üzere aşağıda yazılı niteliklerde elemanlar alınacaktır. PAZAR ARAŞTIRMA LZMANI • Işletme fktisadı veya Sanayi Mühendisliği tahsili yapmış olmak. 40 yaşın altında bulunmak. tngilizce yazışma yapabilmek. ts tecrübesi olanlar tercih edilir. ÖĞRETtM ÜYESİ Pazarlama ve satış alanında ders verebümek. tngilizce bilmek. Askerlik ile ilişkisl olmamak. Satıs tecrübesi olanlar tercih edilir. EDtTÖR VE KONfTROLÖR • Sosyal veya ekonomik alanlarda yüksek tahsil yapmış olmak. • 30 yaşını geçmemiş bulunmak. îlgilenenleTin 18 Ocak 1973 tarihine kadar resimleri fle birözgeçmişlerini açıklayan el yazısı Ue yazılmış mektupla mülftkat talep etmeleri rica edilir. Piyag» Etüd Müsavirlik Araştırma Ticaret Ltd Şti. Istikl&l Caddesi, tmam Sokak No. 1 Beyoflu, Istanbul (Cumhuriyet: 316) Bilmem b"j konuda benim hatırlamadıgırn daha neler var. Aslında sakatlık, eksiklik, ömür bovu gecmeyen acı. Ya buna bilerek katlananlar, kendi kendilerlnin bir yerlerine. bir seyler usruna kıyanlar. Kimsenin kimseye acı çektirmesi. onun sövdesine el atması hak 14 Ocak 1973 Pazar tfeŞil. Ama gene de küçülenler 15 Ocak 1973 Pazartesi işkenre eörenler değil. acıyı yaşavanlardır: boşuna mı çarmıhtaki l?a'nın dünyada en büyük 16 Ocak 1973 Salı güç olması. Kendi iradeleriyle 17 Ocak 1963 Çarşamba kendüerine k:yicı davrananlar18 Ocak 1973 Perşembe da ise (Münivvet'in askıyla ko19 Ocak 1973 Cuma lay kazanc voluna eiden temhel Çopur'da bile) sayeı duyu• 20 Ocak 1973 Cumartesi lan bir büyük'iiV var Bana bü• tün bunları riii^iindüren Tank Dnr*ıın'tın o Mkâvesi oldu. Tai 21 Ocak 1973 Pazar hir ile Zühre'yi okursamz, bfl ; kslım ?iz ne öMşüneceksiniz, ^••••••••••••••••••••••••••••••«••••••fli merak ederim. •*•««•••••••••••••••••••••«••••••>••••••••«•«•••••••••••••«•••••••• •••••••••••I Devlet Opera ve,,Balesi ! İSIANBUL saat 15.00 de ŞENDUL saat 20^0 da ANNİE KAVAFİAN (Konser) saat 18.00 de ŞENDUL saat 14.30 da KÜL KEDtSt saat 20.30 da L BOHEM A saat 18.30 da GÖNÜL GÖKDOGAN (Konser) saat 15.00 de KÜL KEDİSt saat 20.30 da ŞENDUL İ saat 15.00 de LA BOHEM j (Basın: 10554/308) TAKVİM 14 Ocak Zilhicce 9 Rumî 1388 Ocak 1 Hicrî 1392 2.20 Güneş Oğle tkindt 14.49 9.47 Akşam 17.03 12.00 Yataı 18.40 1.37 5.40 12.38 tmsak ALTIN Cumhuriyet Reşat Hamıt Aziz Napolyon 24 ayar 210 403. 235. 212. 1953160 211 405. 237 214. 200 31.70
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle