16 Mayıs 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SATFA İKİ ıCUMHURİYET: 8 Şubat 1972 3 içinde açık ve kesin bir ihT tilâf olduf u Sayın Genel Baskanın beyanlanyla da resmen kamuo\una intikal etmis dnrnmdadır. Kamnoynnun bu ihtilânarı dah» belirli bir şekilde »nlama. sı amacıyla bu satırlan yazıyoruz. Nedir bu ibtilâflar? Onemli noktalanyla 8*etlersek, bnnlar: 1. Genel Başkanlık mücadelesi ve tuzük iblâlleri, 2. Kadro hareketi, 3. Partiye sınıfsal bir nitclik fcazandırma, 4. C.H.P. . Ordn iliskileri, 5. Atatfirk ilkelerinde anlayış farklan, 6. Partiye tehlikeli sumalar ihtimali'dir. 1. Parti tçindeki somnian bilmeyenler için ihtilâfların kaynatı kolav kolav anlasılmaz. Saym tnönü, «thtilâf, tnönü Ecevit ihtilSfıdır» demekle beraber snnları da ifade etmektedir: «... îhtilâf doğrudan dogruya înöna'nün takip ettiği, Inönü'nün CHP adına, memlekette yürütmek istediği politika üzerinde devam ediyor. Îhtilâf bu politikamn taraftan olanlarla olmayanlar arasındadır.» « .. Ecevit, CHP'nin örgütünü bizzat idare etmektedir. Her kongreye mesaj gönderir, her yere gümeye çalışır. Asın taraftarlan Merkez Yönetim Kurulunda her kritik nokta. âa burun buruna giderier. Merkez Yonetim Kurulunda bulunan aşırı taraftarlan Sayın Ecevit'in anlavışına göre konereleri idare ederler. Bu idarenin de adı halk idaresidir. Demokratik rejime aleyhtar otan aşırı sağda ve aşırı soldaki idarelerin de dilierindelci bahane budur. Merkez Yönetim Kurulu dengeli bir kontrol yapacak kudrette değildir. Parti Meclisi tam bir ikilik, tam bir dar zihnivetli hizip elinde çalısmaktadır. Bu calışmayla da Sayın Bülent Ecevit politikasım hem Mec. lise, hem Genel Başkana, hem memlekete kabul ettirmek iddiasırdadır. Onun için bu usul dışı bir davranıştır. Onun için bu kanun dışı bir tfavranıştır.» u irahın anlaraı, bir görüş. bir fikir ihtilâfından öte bazı tnaksatlann oldujunnn en açık ifadesidir. Bo maksatlann basında, bütün bürük il konrrelerini ve nihavet parti kurultavını kazanarak Savın Ece\it'in Genel Baskanlıjını teminat altına alması eelir. Genel Baskanın parti örgütündeki ve kamnoynndaki eücünden çekinildici cihetle bir taraftan kendisine lahiren sayeı ve baglılık gösterisi yapılırken, diçer tarafUn da daha büyfik teıahürat tertipleriyle veni Genel Bas. kan imajı yaratılmaktadır. Oiaylara. Satır . Eeevit mücadelesi gibl bir yön vernıek. bn. nnn propa^andasmı v*nmakta Pasava karsı görünmemenin örtösünü temin etmekten baska bir sey değildir. Istifa suretiyle rSrevlerinden aynlmış ve sadece bir milleUekili sıfatmı ha. iz bir arkadasımızın Genel Baskanın ifadelerindeki tertiplere tesebbiis etmesinin temel sebebi de bn olsa srerektir. CHP DE TEHIİKE ÇANLARI Em. Amiral Sezai ORKUNT İSTANBUL MİLLETVEKİU ketlere girişmek ne insanî ilişkilere, ne parti ahlâkına sığar bir keyfiyettir. Büyüklerine saygı göstermiyenlerin, hele bn saygı tezahürlerini sahte kalıplar içinde yapanlann yann millete hayırlı işler yapabileceğini nmmak hayaldir. Bugün parti içi iktidarı ele geçirmek İçin tertiplere girisenjer, parti içine bn tertipçilik ahlâkını kendilerinin yerleştirdikle. rini ve dönmeye başlıyan bu hazin ve fbret verici çarkın bir gün de onlan disleri arasında öğütecegini unntmamalıdırUr. Îhtilâf noktalarından biri budur. Z. Partide yeni bir kadro hareketinden israrla bahsedilmektedir. Bu kadro hareketi Genel Başkanukla yakından ilgilidir. Bu kadro hareketi, (blzim yanımızda olmayanlar, karşımızdadır) düşüncesine dayalı katı bir tasfiye hareketidir. Bu birkaç etaplıdır. Birinci etap, Parti Meclisnü ve yönetici kadroları. uzun yıllar bn partiye hizmet etmis kimselerden temizlemektir ve rakip bırakmamaktır. XX. Kurultayda Parti Meclisini elde etmekle bu yapıbnıştır. tkinci etap. birincisi ile beraber yürimektedir. Bu da parti içinde kendi hiziplerine ginneyenlerin, muhtemel rakiplerin göbekçi, tutucu, işbirlikçi olduklarını devamlı olarak vayarak kamuoyunda itibarlarını kırmaktır. Sayın tnönü'nün şikâyet ettikleri gibi bunun adı da halk hareketidir. Halkla hiçbir iüşiği olmayan hizipçi tertiplerdir. Cçüncü etap, bunların tamamen etkisiz hale getirilmeleri ile gelecek Kurulta>da, hazırlanan bu zemin üzerinde ve giiç yeterse Genel Başkanlığı elde etmektir. Bu miimkün görülemezse Saym tnönü'nün ömrü üzerine oynamak ve fakat bugün olduçu gibi çift başlı bir yönetimi zorla yürütmektir. Bu satırlann yaıarı 1968 sonundan beri CHP içindedir ve her kesimdeki parti mensuplanyla temas etmis ve bu temaslarında da ileri hamlelere karsı direnen, göbekçi, tutucu tabirlerine lâyık insanlara rastlamamıştır. Rastlamadığı için de bu tasfiye hareketinin samimiyetine, ciddiyetine, dürüetlüğüne. insan haklarına ve ahlâka ters düsen niteligine karsı olmuşrur. Parti içi mücadeleler her zaman olur. Ama, örgiitü ele geçirme çabası ile, tüzük ihlâlleriyle bu mücadele yapılırsa bunun ahlâkiliği iddia edilemez. «Teni kadro hareketi» denilen hareket bu anlamıvla bir bolücülüktür, ayıncılıktır. Bu hizipçilik ile partiyi ellerine geçirebilirler. Fakat o zaman bu parti artık Cumhuriyet Halk Partisi olraaz. O zaman gerçekten CHP'ye inanmıs, gönül vermiş olanlar, Genel Bajkanlanna uyarak bu partiden çekilmis olurlar. Diğer bir anlaşmazlık noktası budur. 3. Curahuriyet Halk Partisi bir sınıf partisi değildir. AtatSrk, Halk Partisini kurarken ve kurduktan sonra da Halk Partisinin sınıf partisi olmadığını, olmayacağim saptamıstır. Atatürk, «... Halk Fırkası dediğimis zaman bunun içinde bir kısım değil. bütün millet dahildir.» Veya başka bir yerde, «... Mesaliki muhtelife erbabınm menafiı yekdığerine memzuç olduğundan, onlan sınıflara ajnrmak imkâru yokhır ve heyeti umumıyesi halktan ibarettir.» Veyahut, « .. Ismi fırka dlan halk teşekkulünden maksat, evlâdı mületten bir kısmınm, sunufu ahaliden bazılarının, diğer evlâdın ve sunufun zararına menafiini temin etmek deği'.dir» demiştir. Eğer, «Bunlar, tek partili rejünin koşulîarı içinde söylenen sozlerdır. çok partili nizam, sınıflann, zümrelerin çıkarlannı koruyan bir idare tarzıdır. Bu itîbarla Halk Partisi, btr sınıf veya zümre partisi haline gelrnelidir» diye düşünülüyorsa, biline ki bu tarz düşünce yanlıçtır. Sınıf partileri büyümez. Halk Partisi ise büyük bir partidir. Kütle partisi olduğu için büyük olmuş ve her kesünden destek görmüştür. konudur. Çok partili demokratik bir düzen içinde bir parti, ordu ile ne beraber, ne de karsısuıds olur. Böyle bir hal mümkün değildir. Ordnya müstesna yeri verilir ve korunur. Ordu yıpratılmaz. Hele, CJI.P. iktidara çok yaklaştığı bir sırada Ordnnon demokratik mekanizmayı durdnrması sonucnnda bn iktidara engel olunduğu ve bu haliyte İS Mart muhtırasının C.HJ. yi hedef aldığı iddiası veya görüşü affı ve istiraki mümkün olmıyan bir görüştür. C.H.P. nin halk iradesi dışında bir destekle iktidara gelmek ister görüntüsücün yaratıldıği iddiası da temelsizdir, safcattır. «... Hele, hükümete katılsak veya onu descekJesek, işte bu C H P . • Ordu işbirliğiyle çevrılen bir oyundur denilecekti» gibi bir yargı son derecede yanlış ve tehlikeli bir kanaat olmustur. Türk Ordnsu oynn içinde bulunmaz, bulunmamıstır. Böyle bir isnat da yapılamaz. Halkımızda böyle bir kanaat de olamaz. Bu gibi kanaatler sadece bu gibi propagandalarla yaratılır. Bu kanaatlere elbette ki partinin ne Genel Baskanı, ne de çoğunlnk Iştirak ederdi. Silâhlı Kuvvetler içinde tenkid edilecek kisisel davranıslar bulnnabilir. Ancak bu Orduva tertipçilik iatfe edilemez. Silâhlı Kuvvetler hiç bir zaman bir parti ile beraber olmayı ne düşünmSş, ne de düşünülmesir.i ve öyle gösterilmesini hos karşılamıstır. Siyasal parti zamanında da böyle olmustur. Sivasal partiler böyle bir düşünceyi akıllanna eetirmemek zorundadır. Bilmiyenler şunu öğrenmelidirler ki, ordular, sadece komünist rejimlerde siyasal örgütle tertip içinde bulunabilirler. Eğer bir tarihte bir siyasal partinin sorum»uz kişileri tarafından ve 21 Mayıs ihtilâlinden sonra. C.H.P. iktidarlan, C.H.P.^Ordu = Iktidar göriintüsü içinde halk» jurnal etmek bahtsızlığında bulunulmuşsa ve bir iddiaya göre bu C.H.P. ye oy kaybettirmişse, gene, bizzat C.H.P. liler bunun karsısına çıkmalı ve bu propagandayı reddetmelidirler. Bunu yapmayıp da ayni telkinleri benimseyip, «Böyle bir görüntü içinde bulunmıyalım. Oy kavbedıyoruz.» diyorlarsa bu da gelecek tehlikeleri göremiyen başka türlü bir sonımsuzluk demektir. Zira. ordu ile beraber göstermek gihi bir propaganda halkın nazannda bir partire ov kaybettiriyorsa bunun anlamı, halkta ordu düşmanlığı varatılıvor demektir. Veya bnnun aksi «ordu düşmanhğı ile oy toplamak verimh bir yöntemdir» anlamı cıkmaktadır. Bize fikirsiz diyenlerin, üstün fikirleri bu mudur? Bunun ne kadar tehlikeli, ne kadar sorumsuzca bir düşünce tarzı olduğur.un acaba farkında mıyız? Hangi siyasal partide olnrsa olsun. böyle bir görüşe sahip kisiler iktidara (relscler bile ordu ile nasıl ilişki kurabilirler ve sonra da ülkelerinde halkın hasretini çektiği istikrarı nasıl sağlıyabilirler?. Bir siyasal partide, örgüt olarak, kişi olarak ordu ile zıtlaşılmaz. Silâhlı kuvvetler içinde knşkular yaratılmaz. Böyle liderlerin de peşinden gidilmez. C.H.P. nin içindeki sıkıntılann bir başka nedeni de budur. UNDEN ÜNE Geç kalmış olmayahm.. Türkiye'de demokratik duzenin yerleşmesini isteycnler, bizdcki tatbikat seklinin ümit kırıcı taraflarını ortadan kaldıracak tedbirleri almalıdırlar.. Anayasamıza göre partller, hükümetin kurulmasma yardım ettne» gcreken devlet müesseseleridir. Bu nröesseseler, devlet idaresi hakkında ne kadar sağlam ve kesin fikirlere sahip olurlarsa, ne kadar, genel olarak mcmleket çıkarlannı amaç edinirlerse, hizmetlerini o kadar jerine getirmiş olurlar! Oysa bizde parti, devletin, devlet ihtiyaçlannın ne olduğunu iktidara geldikten sonra ögrenmeğe başlar.. Bizde partici inandığı fikrin, memleket idaresinde tatbik edilmesi için değil, desteklcdiği kisi veya kisiler tarafından hükümct nüfuzu kullanılarak, bugün kendisine menfaat temin edilsin diye particilik yapar. İdare meclislerinin arpalık olması sonucu, iktisadi devlet tcşekküllcrinin zarar etraelerinin baslıca sebebi bndur. Memuıiyet kadrnlarında Istikrar knrnlamamasının sebebi budur.. Böylece ber iktidar değişikliğinde her şey yeniden başlar, eskl emekier öğütülür ve her bakan yeniden ayı kesfetmek için ıakit kaybeder, bocalama devirlerl geçirir ve bu arada idare ile bakan arasında bir birbirlerini kafese koyma kurnazlık yarışı başlar Bütün banlardan da, parti yöneticilerinl kendi çıkan lehlne sömürmek olanağına malik olmayan vatandaş, zarar görür, baksızlığa uğrar. Partiler, yalaıı vaadleri dTeferlendirraek değil, memleket realitelerini incelemekle gorcviidir. Onun için hiç değilse bundan sonra bilimsel çalışınaya mecburdurlar! Çabalannm harcına mutlaka «erdem») katmadıklan takdirde. \atandaşı aldatan sahtekârlar kumpanyası haline girerler. Çeyrek yuzyıllık, yani 1946'dan bu yana gördüğümüz lecrübe, iflâsları ile hayal kırıklıklan ile bize gösterdi ve ispat etti ki, partiler seçim müesseseleri olmakla beraber, devlet hizmetine koşulacak >atandaşlan da seçime. seleksiyona tâbi tutması gercken mekanizmalar olmaları icabeder. Bu da açık ve samimi söylemek Rerekirse 1300 kişilik konRrelerie ve bugünkü delegeler sisteml ile olmaz, nitekim olmadı da!. İngiltede'de partiler, bu seleksiyonu memleket sevgisi ve hizmet >htiyacı ile yanarlar: orada işbaşına Kcldiği zaman nc yapacağını lıilmeyen insan, bakan olamaz! Almanya. bu seleksiyonu yapar. Orada; demagojiden sınıf geçmis insana parti kademesinde yer vrrmezler; hayatı kongrelerde oy calmnkla geçmiş bir profesymıel dalavereciyl isimize yarıyor diye milletvekili veya parrl yöncticisi yapmazlar... Yapmazlar değil yapamazlar!. Çünkü kamu toplulucu da ciddî adam arar. Menderes, «Ben istersem odunu da Meclise sokanm!. demlştl. Bo sözü bü>Hik oranda doğru çıktı, fakat 27 Mayısa gidişi de önlemedi.. Bugun. Türki>e'nin siyasal hayatında teskilâtlı jebekc. ler. borularını her seye rağmen politikada öttürmektedirler. Particilikten; palavracılığı. ucaz kahramanlığı, din ve duygu sömürücülüğünü silip çıkarmanın zamanı artık gelmistir. bnnu parti idarecilcri anlamalıdırlar. Bütün bunlar kanunla temin edilebilir mi? Biz de biliyoruz ki edileıncz: partilerin gelişmesi. zaman içinde toplumun olgunlav nıasına bağlıdır, ama hiç değilse devlet dalaverecinin, is takipv'isinin, ufak çıkar güdücüsünün tecavüzünden kurtarılamaz nıı? Çünkü bugün bu olmazsa, korkanz ki yann demokrasiye paydos demesinler. Toplıımcu bir yönetim tatürk halkçılıfı sınıflar ustüdür, sınıfları kaynaştıran bir ülkfldür. Akılcıdır. Katı değildir. Marksist Sosyalist düşünceye dıyah totaliter yönetim biçirainden çok daha ileri, milliyetçi dokusu sık, toplumcu bir yönetimdir. Atatürk halkçılığı özü bakımından her çeşit sınıf ayınmına, sınıf esemenliğine ve sınıflararası sömürüye karşıdır. Halk Partisi bu düsturlar üzerine kurulmuştur. Simdi, sağ sosyolojik güçler • sol sosyolojik güçler ayırmuyla topluma ve partiye yeni bir yön verilmek isttdadı vardır. Bu ilericilik defil, parti ve milleti bolücülüktür. Bu Atatürk partisinin felsefesi değildir. Bu gibi fikirler. başka bir siyasal örgüt içinde geliştirilebilir. Fakat CHP içinde sınıf partisi tcmeli aramak, kurulus felsefesine aykındır, reddi mirastır. Halk Partisi bütün sınıfların kaynastığı bir partidir. Kurucusuna lâyik olması lâzıro çelen bir partidir. Bugiine kadar yapılan devrimler bu kütle partisi hüviyeti içinde vapılmıştır. CHP'nin bir kütle partisi olarak iktidara gehnesinde ve yukardaki niteliklerini ve vasfuu muhafaza ederek, halkın yaranna gerekli reformları, devnrrderi yapmasına hiçbir mani yoktur. A B k&d Bakctt. Tarihî kişilifi, östün devlet adamlığı sn götürmeyen ve fakat yaşlanmıs bulunan bir Genel Baskanın gözünün içine baka baka ve saygıdan bahsederek bir müeadele yapmak, mahdut çevrelerde onu küçük düşürücü hare. Bizim gibi jeopolitiği hassas olan bir ülkede smıflar birbirine düşman edilmez, sınıflar birbirir.e kaynaştınlır. Sınıfları birbirine düşman eden politikacmın o ülkeye getirmiyecefi felâket yoktur. «Az kalaîım, ama sartice biz kalalım ve düşiındüğümuzü yapalım» deniyorsa, bu tertiplerle zaten yalnız kendileri kılacaklardır ve kaderlerini kendileri tâyin •deceklerdir. Bir baska thtilâf noktası bu fikri «ynlıklardadır. 4. C.H.P. ile Ordu ilişkileri, C.H.P. içinde bir süredenberi üzerinde işlenen son derecede olumsuz ve ayni zamanda hassas bir VEFAT Gazetemiz emektar müsahhihlerinden ve Sümerbank satış mağazalanndan emekli; Saime Türkay'ın kıymetli e§i; Lâmia Heper; Kemal Türkay ve İnci Damar'ın sevgili babalan; Suat Heper; Güner Türkay ve Ümıt Damar'm kaympederi; Şemsettin Türkay; Şakir Türkay ve Sabire Üretener'in ağabeyleri; Adalei Köroğlu'nun eniştesi Atilâ; Aygen; Ayhan; Yalçm. Banu; Eser ve Mustafa'nın dedesi lerınden vazgeçtıler. İşte gazeteler bunun müjdesinl veriyorlar. Ancak, ne garıp tecellidir kl, biz, bir kosım memurlar «Sayımız yüzseksenbini buluyormuş» bu havadise de sevinemiyoruz. Izah edeyım: Şu meşhur Personel Kanununun maaslarla ılgıli uygulamasından bu yana bizim göstergelerimiz donduruldu.. Nasıl olur denmesin, buz dolabma girmeden donduruldu Tahsiiimiz terfie müsait, yaşımız müsait ve de tezkiye durumumuz müsait.. Gel gor ki, meşhur kanunumuz «senin kadron yok» diyor.. «kadro verin» ciiyoruz «versek bile size favdası olmaz» diyorlar.. «dört senedir ayni maaşı ahyoruz» diyo ruz.. «ne yapalım, siz de açık gözlük edip. Kadro Kanunundan önce, bir kadro fcoparsaydıntz» diyorlar.. Velhasıl, biz kadrozede olduk. Morali bozuk 18Ü.000 memur.. Modern Personel Eğitimi ile ilgüi nutuk atanlara. Personel Reformu yapacagız, hiçbir memurun kendi ayarındaki diğer memurun maaşında gözü kalmayacak, diye vaadde bulunanlara sesleniyoruz.. Beyler., Sizlere hayır dua etmiyoruz... Rasim PEKER 180.000 memurdan biri Memurlara müjde!.. Bazı gazeteler böyle yazıyor. Hani, Allah fıkarayı sevındirmek için eşeğini kaybettirip, buldururmuş. Onun gıbı. Terfi etmek, çalışan her me A murun hakkıdır. Lâkin, sayın ^^ büyüilerimiz bir sene müddet . . • • •• • le, hiçbir memur terfi etmesın M w | | | | 6 r B ı £ diyorlardı. Çok şükur, bu dahiyane fikirBugün biz de her gelişen ül memurloım kodroları buzdolobına girmeden donduıuldu Cumhuriyef'e mekfuplar Baıı ke gibi kalkınma çabası ıçındeyiz. Atatürk'ün başlattığı bu uğrası bizler deıam ettırmek amacuıdayız. Bu sebeple ülkemız içersinde bize yolumuzda engel olan herşeyı kaldırmalı ve hızla yürümeliyiz. tşte ülkemizin az gelışmışliğinı ve böyle kaldığını bütün dünyaya haykıran «Büyük film» lerimiz.. Sayrn büyükierimiz acaba bu filmlerimızı seyretmek fırsatını buluyorlar mı? Bulsalar herhalde biz bunlan görmek mutsuzluğuna varamayız. Biz daha çok film rejısörlerine sesleniyorur: Yapmayın bu memlekete, bu müleie yazıktır. Siz bir politikaadan daha çok millete hitab ediyorsunuz. Bunu takdir ederek halka yanlış yol göstermeyın. Günü müzde sinema ve tiyatro bir eglence aracından çok egitsel konu olarak karşımıza çıkmaktadır. Biz belki Avrupa ayarında filmler çeviremeyia ama kal kıp da «Kovboy» filmi de çe\are meyiz, kendimizi küçültmek pa taasına.. Yenmizi biiehm. Şimdi sayın ılgililerimizden ricamız: Bizi küçültmekten, hal kı yanlış yola sürüklemekten öteye bir başansı olmayan bu film ağalarır.a ne zaman dur denilecektır acaba? Haluk Ferdi Meşe alen Meclislerde bulunan vergi tasanları günün konusu olarak devain etmektedir. Tartışmaların merkezi yeni vergi ihdas edilmeden mevcut kaynaklann işletilmesi ve bu yoldan bütçe açığının kapatdmasıdır. Sayın Maliye Bakanı 15.1.972 tarihinde vergi tasarılannı görüşmekte olan geçici komisyonda yaptığı konuşmada vergi reform çalışmalarının devam ettiğini vergi örgütü • nün yeniden düzenleneceğini açıklamıştır. Ancak «Vergi kaçakçı'ığını önleyin demek, yapılamayacak bir işi istemek demektir» cüm lesini aynen kullanmak suretiyle reform çalışmalannuı neticesinden umutlu olmadığını ihsas etmiştir. Vergi kaybına sebep olan nedenler çok çeşitlidir. Biz özellikle fatura nizamı ve mecburi. yeti ile buna bağlı bazı hususİar hakkında düşüncelerimizi açıklamakta fayda ummakta. yız. HI Yeni Yergi Tasarıları ve Vergi Kaybı TARTIŞMA damgalanması sağlanmalıdır. mutlak surette M. FAHRETTİN TÜRKAY 6 Şuiat 1912 Pa^ar günü Hakkın rahmetine kavuşmuşi\a. Cerîazlsf 8 Jfrfo&i 1972 Sah gunü' Şişli Camiinde namazı kılındıktan sonra kaldırilarak Zincirifkuytı Astf Mezarlığındaki ebedî istirahatgâhına defnedilecektir. Mevlâ rahmet eyleye. Cumhuriyet 900 Yeni ialetmeye giren tesislerimizde edilmek üzere istihdam TICARET MÜDÜRÜ aranmaktadır. İsteklilerin referanslariyle birlikte aşağıda yazılı adrese müracaatları rica olunur. Keban Holding ve Ortaklan Plâstik Sanayü A.Ş. Abdülhak Hamit Cad. 8/3 Taksim İstanbul Telefon: 45 31 10 Cumhuriyet 89i FATURA KESMEDE ZAMAN Vergi Usul Kanununun 232'nci maddesi, sattıklan emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve buniar da fatura Wemek ve almak mecbunyetindedirler, demektedir. Bu macfdede görüleceği üzere fatura kesmede zaman tâyin edilmemistir. Bu boşluk tatbikatta çeşıtli sekilde yorumlanmaktadır. Ayni Kanunun 219'uncu maddesi kayıt zamanı ile alâkalı on gunlük müddetin fatura kesme müd detine de şâmil olduğu kabul edilmekte, uj'gulama ekseriya bu yolda olmaktadır. Kanun koyucu, fatura kesimi için bir müddet tâyin etmelidır. Bu mCddetin en uygun zamanı malın teslimi anıdır. Mal alıcıya teslim edildiği an fatura kesilmelidir. Malın dükkântfan çıkışı, malın alıcıya teslimi olarak kabul edilmeîidir. Bu takdirde faturanın kesilip kesilırediği kolavlıkla kontro! edilebilecek, Anadolu'ya yapılacak satışlarda nakliya ambariannda yapılacak kontrollar, piyasava fatura temin bakımından ferahlık getirecektir. kendi aralarında konuşurken «Ben üç deftere tâbiyim» diyerek, cırolannın yüksek olduğunu belirtmek İsterler. Maliye r.eden bu tfurumu hesap nuraa. rası ile tescil etmesin! Ayni za. manda bu durum tüccara kredi açan bankalar için de fayda g e . tirir. larda bulunan yazısını okuyunca yuregime su serpildi. Kupür albumüne bir yazı daha eklemış oldum böylece, guçlü bır yazı hem de. Zaman zaman çıkanp okuyonim. Saym yazar, etrafhca değınmiş Kur'an kurslarına, Atatürk düşmanlığma ve Imam Hatip Okullannın durumuna. Belırtildiği gibi Imam Hatip Okullarında Atatürk kötülenmektedir. Ata'nuı yaptıklanna sünger çekilmekte, yok içkı içerdi, yok namaz kılmazdı v.s. denilerek öğre.ıcinin beyni yıkanıyor ve Atatürk sevgisi sılıniyor. Gafleün bu derecesi olamaz, Ata bu denii asılsız sözlerle kötüJenemez. Saidi Nursi'nin kardeşl, Arapça öğretmenligi yapıyormuş bir Imam Hatip ükulunda hem de kanunsuz olarak, dil zene karşı gelinerek. Okulun derneği maaşım ödemiş bu kışinin. Ne düzen varabbi ve de Bakanlıgm haberi olmamış bun dan. Yülar öncesi büinen Türkiye' nin bilinmeyen bir köyünde öğ retmendim. Atatürk'ü bir sevmişti kl ögrenciler o kadar olur. Atatürk kösesinın tozunu almada yanş edlyorlardı. Ulusal bayramlarda hemen her öğrenci bir şiir okuyordu. Dillerinin döndüğünce konuşma yapıyordu. Atatürk vardı tüm şlirlerde, konuşmalarda. Mehmet, adı anılacak bir öğrenciydi bu konuda.. Aradan beşaltı yıl geçmişti. Mehmet'l bir kentte lm?ju Hatip Okulu öğrencisi olarak gör düm tesadüfen. Son sınıfa geçmiş ve de durumu çok iyiymiş arapça dersmde. öğrencilerimi hatırladım bir anda. Gözlerim yaşanJı. Atatürk'ten söz açtım Mehmet'e. Nerde o benim öğrencim Atatürkçü Mehmet, nerde o an îmam Hatip Okulu öğrencisi Mehmet. Açıkça söyledi Atatürk'ü aevmedigini. Içimden bir şeylerin koptuğunu duydum. Nedeninl sordum bir bir. Neler anlatmadı Iri. Yaptıklanm kökten silinmis, Mehmet. Atatürk'e düşman Olmus adeta. DEFTERLERİN İBRAZI ükelleflerın bır kısmı ilgili evrakı ve defterlerinı işyerlerinde, bir kısmı ise muhasebecilerinin yazıhanelerinde tutmaktadırlar. Mükellef bir talep vukuunda defterlerinin muhasebecide olduğunu belirtmek ve böylelikle %'akit kazanmak ve gecikmiş işlemlerini tamamlamak istemektedırler. Miikelleflerin cfefterierini yazıhanelerinde tutan muhasebecilerin bürolarının iş saatleri içerisinde açık kalması temin edil melidir. Böyle bir roiikellefiyet i^e ancak Serbest Hesap Uzman l.ğı Kanun Tasarısının tahakku. ku ile yüklenebilir. Miirefte Belediye Başkanlığından: 1 Belediyemize ait Mersedes Dizel Motoru çahşir vaziyette komple olarak satıhktır. 2 İhalesi 14/2/1972 tarihıne rastlayan Pazartesi günil saat 15.00 de Belediyede 2490 sayılı kanunun 32 nci maddesi geregince kapau zarf usulü Ue tekilf alma suretivle vapılacaktır. 3 Muhammen bedeli 70 bin liradir. 4 Muvakkat teminatı 5250 liradır.' 5 Daha fazla bilgn almak isteyeriler Belediyeye müracaatları ilân olunur. (Basın: 10869/892) M FATURA NİZAMI Vergi Usul Kanununun 230'un cu maddesine göre faturada sıra numarası, alıcı ve satıcınm ticaret unvan ve adresleri, e m . tiamn veya işin nev'i, miirtarı, fiyatı ve tutan bulunacaktır. Bu malumat yanında Kanun Vazıının belirtmediği alıcı ile satıcınm bağlı bulundukları Vergi Daireleri ile vergi he«ap numaralandır. Bu eksiklik gıderilirse piyasada zaman zaman ortaya çıkan ve yaygra olduğu söylenen nylon faturadan dolayı meydana gelecek vergi kayıp ları büyük ölçüde önlenmiş olur. Aynca faturalann ve fatura yerine geçen serbest meslek makbuzu ile müstahsil fişlerinin Maliyece soğuk damga ile SERBEST HESAP UZMANLIĞI ayın Maliye Bakanı 14/1/1971 tarihinde verdığl beyanatta aynen «Muhasebesi geniş müessesclerde patronlar vergi kaçakçılığı yapamazlar, iyi or. eanize edilmis buyük müesseselerde vergi kaçakçılıjı yapılamaz» demiştir. Bu görüşe sahip bir Maliye Bakanından ilk iş olarak senelerden beri Meciıs komısyonlarında bekleyen Serbest Hesap Uzmanlığı Kanun Tasarısının gerçekleşmesine yar dım etmesidir. Zira vergi, mükellefin olumlu vöntfen egitilme siyle mümkündür. Bu egitimde basarı vatan, millet edebiyatından çok muhasebeeiliğin kanunl bir kariyer haline getirmekle mümkündür. Milli Eğifım Bakanlığı Güzel Sanatlar Genel Müdürlüğünden: 1 33. Devlet Resim ve Heykel Sersisi 2 Mayıs 1972 Salı günfl Ankara Devlet Güzel Sanatlar Galerisinde acılacaktir. 2 Sergi Jörisi Başkan: Millî Egitim Bakaru adma Kültör Müsteşan Mehmet önde^ Oyeler: Turan Erol: Adnan Turanl; Şefik Bursalı; Mustafa Aslıer; Prof. Zühtü Müritoglu ve Prof Hüseyin Gezer'den kuruludur. 3 Bu serci için teslim edilecek eserler: 8 Şubat: 1 Mart 1972 tarihleri arasında tstanbul'da Resim ve Heykel Müzesinde: t7mir*de Resim ve Heykel Galerisinde: 1531 Mart 1972 tarihleri arasında da Ankara'da Devlet Güzel Sanatlar Galer'sindp serei Komiserliğince çalışma saatleri içinde teslim alınacaktir 4 SanatçUar; sergiye en fazla 0c eserle katılabüeceklerdir. 5 Eserler özelliklerine göre sergilenmeye hazn bîr şekJlde teslim edilmeli; çerçeveler sade; temiz ve hafif olmalıdır. 6 Eserlerin arkasma yapıstinlacak bır etikete sanatcmın adı soyadı: dogum yeri ve yıh; i 5 ve ev adresi: eserlerin konusu: ebadı; fiyatı ve maddesi tam ve dogru olarak va7ılmahdır. Sanatçılarimıza dııyurulur. (Basın: A. 571110963/891) TÜCCARLARDA SINIF ergi Usul Kanununun 176'ncı maddesi, tüccarlar defter tutma bakımından iki sınıf» ayrılır, demektedir. Bılindiği uzere gerçek usulcTe gelir vergisi hesap numaralan 10 ile başlamaktadır. Firmaları ciro bakımından piyasanın murakabesi altmda bulundurmak için birinci ve ikinci sınıf tüccarlan ayn ayrı hesap numaralarivle başlatmak lâzımdır. Tüccarlar S V ÖZGÜRLÜK GÖKLERDEDİR NİMBÜS Vergi reformlan zincirinde ilk kapanacak halka, Serbest Hesap Uzmanlığı Kanununun çıkarılmasıdır. Nezih GÜRPINAR Ist. Bel. tktisat Baş Müfettişi SONUÇ erçek din adamı yetiştirmek içii» her çsreye başvurulma hdır. AtatürkçUlüğün rejimin selâmeti adıta zorunludur bu. tmam Hatip Okullan ve Kur'an kurslan, Atatürk düşmanlığını Işleyeceklerine din konusunu işlemeliîer. daha olumlu iş yapmıs olurlar. Nedim ORTA öğretmen Van Kur'an kursları eşitli nedenlerle karamsarlığa düşmüştüm. Cumhunyet' te Savın Resat Oguz"un Kur'an kurslarını eleştirerek Atatürk düşmanlığma değinen ve bazı ıp uçları vererek uyarı G C
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle