27 Kasım 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
2 CUMHURÎYET 5 Kasım 1972 iden Anadolu kentlerinde ag&lar, kış •mevsiminde, akşamlan «odaa açarlardı. •Büyük ve geniş topraga, bir veya birkaç köye sahip olan kişiye «ağa» denilirdi. Bugün de «köyün agası» denildiği laman: «Köyün toprakça ve malcs (Anadolu'da süt veren riayvanlara <mal> derler) en aenfin *^rmi aniaşılır. Olaylar ve görüşler Oda açmak, salon açmak «Oda açmak» demek, kış geceleri, yatsı namazından sonra birkaç saat sohbet için misafir kabul 6tmek üzere evin selâmlık kısmının en geniş böltlmünü özgülemek ve konuklara açık tutmak demekü. Bu anlamda«oda», özeüıkle Paris'te kibar' ve sanatkâr erkek veya kadıdann ve daha eskiden kimi soylu kisilerin seçkin blr zümrey» açık tuttuklan csalonıtlar türünden bir şeydl. Paris'tekl salonlarda özellikle edebiyat, sanat ve sonralan siyaset konulan .üzerinde görüşmeler yapılır, bu sohbet toplantılanru, zeki, nüktedan ve zarif kadınlar yönetırdi.. 18. yüzyılda Madame Necker'ın, ihtilâlden sonra 19. yüzyıl başlarında, onun kızı Madame de Stael'in ve bu sonuncunun arkadaşı olup, Chateaubriand ve Benjamin Konstant gibı tanınrruş dusün ve edebiyat adamlannın dostu olan, zekâ va güzelliği ile ün yaparak Pahs sosyetesini uzun siire etkileyen Madame Recamirr'nin salonlan, Paris'te bu tip ince sanat ve siyaset sohbetlerinin yapıldığı en tanınmış toplantı yerleriydi. Ünlü ressam David ve ressam Gerar,d tarafından yapılmış portre ve yan dekolte'resinJeri, Madame Recamier'yi ölümsüzlestirmistir. David'in yaptıgı eskis halindeki portre Louvre müzesindedir. öbürünil bilmiyorum. Gerek bu salonlar, gerek adlanm andığım zarif kadınlar üzerine birçok inceleme yayunlanmış, hattâ tezler yazılrmştır (1). ODA, SALON VE REFORM Ord. Prof. Dr. H. V. VELİDEDEOGLU rik meclisleri ban 8anatsever nıltanlar İuıurunda yapıldığı gibi, ince zevk taşıyan kıml pasaiann konaklannda da yapılırdı. Sarayda ve konaklarda bilgınlerin, ozanların, ediplerin, musikişinasların bir araya geldiği toplantılara «Şuarâ Meclisleri» denilirdi. Fransızlann, yukarda kısaca değindığim, salonlan ile Osmanlı şiir ve musiki meclisleri arasındaki fark, bu sonunculann kadınsız ol> ması idi. Bunlarda kadının «sohbet yönetıciliği» değü, fakat «ilhara periliği» rolünü, Nedim'in şiirlerinde renklendirip ölümsüzleştirdiği, yakısıklı, isimsis, genç «sâki>ler yerine getirirdl. Osmanü tipi şuara mecllslerinia en son firneklerinden biri, «Son Sadrazamlara serisinin yazan, tanınmış tarihçi ve edebiyatçı, rahmetli IbnülEmin Mahmut Ketnal Beyin mec11si idi. Rahmetlinin kendisi tarafından yönetilen bu renkli, sazlı ve sözlü toplantılarda. şiir, edebiyat ve tarih konulan üzerinde sohbetler, ince nükteler yapılır, tıkralar anlatıkr, klâBik Türk, mUziğinin en güzel ve seçkin örnekleri dinlenirdi. Ben bu toplantılann aynntılannı, o meclise muntazam olarak devam eden rahmetll dostum Ord. Prof. Dr. Kâam Ismall Gurkan'dan dinlemişimdir. leranten salonlan gibl bir taknt ürüntt değildi ve hiçbir zaman böyle olmadı. Bunlar îstanbul'un «şuara meclislerinne benzeme özentısinden değil, Anadolu kentlerinde halkın devam ettiği «kahvehane»lere gidemeyen «yüksek tabaka»run «ymım wımım buluşma, bir araya gelme, biraz da «ağa»nııı, «hanedanulığını, ikramcüığını herkese gösterme ve çevreye «ağa» lığını kabul ettirme ihtiyacından doğmuş esld bir. geleneğin ürünleri idi. Bu nedenle de tümüyle, kendilenne özgü bir karakter taşırlartb. Sikemperverlik hmet Haşim, bazı ilkbahar sabahlan henüz ortalık ağarmadan Ynsuf Zıya Ortaç'ın kapıslnı çalar: Gel Ziyal diye seslenirmij. Eyübe kaymak yemeğe gidelim. Güneş henüz üstüne doğmamışken Eyüp •kaymalının beyaz lezzetinde Homeros'un şiirini tadalım. Yalnız Ahmet Haşim mi? Ünlü şairlerln ve yazarlann çoğunda bu yemek düşkünlüğü dikkati çeker. Balzac'tan Yahya Kemal'e kadar. Ancak bu düşkünlükte iki noktayı birbirinden ayır . malıyız. Bazılan çok yemeğe düşkündürler... Bazılan da az yemekte büyük zevk aramağa... Birincilere obur.derler. Ikincisi ise, eskilerin «şikemperver» ve Frenklerin «Gourmet» dedikleri ağzınm tadmı bilen adamdır. Balzac, şüphesiz ki daha çok, oburdu. Rusya'ya ikind »eyahatinde, sabahlara kadar süren sohbetlerinde durmadan kahve ve çorba içtiğini anlatırlar. Ünlü romancı hic durmadan: Bir kahve... Bir et »uyu... Diye seslenir ve uşakların hayreüe açüan gözleri 5nünde kaynar çorbayı blr yudumda lçermi». Ağzının tadmı bilen adam, yalnız yemeklerln çeşitlerlni değil, ne zaman, nasıl ve hangi biçimde yeneceğini bilen adamdır. Bu konuda içkilerin, »alçalann türlüsünü, peynirlerin, tathların envaını bilip zemine ve zamana göre reçeteler tertiplemek»kabiliyeti de lâzımdır. Şüphesiz istidatla blrlikte bir eğitim işidir, merak isidir, imkân isidîr bu... Mutfaklariyle söhret yapmış insanlar vardır. Bunlara blr de «lokanta uzmanları» nı ekleylniz. Lokanta uzmanlan, büyük şehirlerin hanşi köşelerinde nelerin bulunduŞunu. hangi lokantada ne yenip ne içileceğini bilen marifet sahipleridir. Bir sanat ki, salça, et, yağ, tuz, sebze, meyva tuvali üzerinde dil ve damakla renk aranır. Fransız mutfagı meşhurdur. Türk mutfagı da meşhurdur. Bizim yemeklerimlzin levkine payan olmadığı söylenir durur. Ancak, bu zevke mıîyonlarca insanın içincîe bir avuç insanın varabildiği de bir gerçektir. Çünkü pahalı bir eğitim sonunda elde edilir şikemperverlik .. Rahmetli Ebulula Mardin Hoca, kürsüsünde bir hukuk meselesini dejer, deşer ve arada bir heyecanlanarak Bgrendlerine: Bilmem ki arzedebiliyor muyum? Bilmem ki rheseleniıi hukuki zevkine varabÛiyor musunuz çocuklar? diye sorardiŞikemperver sanatçılan bir yana bırakalım... Gene de yemek tevkine varabilnaek bir çesit kültürun bir yönü sayıhyor. Bu çeşit kültüTün yeryüzüncTen kalkacağına inananlar var. Bunlar derler kl: Birbuçuk milyar insanın açlıkla pençeleştiği bir yeryüzünde mutfak «anatına avuç dolusu para dökmek ne demek? Bu dü'ünce tir materyalist düşünce değüdlr. Oç büyük Kitabm yaydığı insanlık düsüncesine paraleldir. Musa'nın, tsa'nın, Muhammed'in «Hümanizma» lan dejenere edilme*eydî elbette aç halklar yüzlerce yıl saray mutfaklarının kapılffnnda yemek artıklan beklemezlerdi. Anadolu insanmın ıslatıp ıslatıp yediği yufka ekmeğini bilenler, Türk mutfağının »öhretlni biraz istihza ile k'arşılamaktan kendilerinl alıkoyamazlar. Bununla beraber ben, bir yakın gelecekte, mutfak sanatının ortadan kalkacağına inanamıyorum. Belki şekil de|iştixecek, belki daha çok ilme dayanan bir biçim kazanacak. Çünkü ilmin gellşmesl ne vaat ediyor lnsanlaraT Belki bir müjde. belki bir tatlı hayal... Ama lnsanlann günde üç • dört «aat çalışarak doyıîuklan bir dünyayı çok yakın goren üim adamlarının »ayısı az değildir. Toprak reformu Şimdi okurlanmın dikkat gözünü biraz da bununla ilgili önemli bir memleket sorunu üzerine çekmek istiyorum: Sivas KongreBinin 53. yıldönümünü kutlama' töreninde söz alan Devlet Bakanı İlhan. öztrak, «Sosyal adalet» ve «Sosyal güvenlik» konulannı ele* aldı: Ülkemızde sosyal adaletın gerçekleştinlmesı ' gerekliği üzerinde durdu ve II. Erim HukUmetinden Melen Hükümetine devredilen ve Türkiye Büyük MiUet Meclisine sunulan «Toprak ye Tarırn Reformu Kanun Tasarısı» ile artık topraksız köylünün derdine çare bnlanacaği yolundakl umut ve dileklerinl dile getirdi. . Bu naberi gazetelerde o zaman biz de umutla okuduk; bu dileğin ' gerçekleşmesini ve isin sadece göstermelik bir reform asamasında kalmamasım bız de kendi kendimize diledik. «Hanedan odaları» ve «Köy sahipligi. konulannı aynca işleyeceğiz. (1) Meselâ M. Levalllahtın «Chateanbriand, Madame Recamier et les Mcmoire» d'outretombe (Mezar ötesinden anılar)» adlı inoelemesi, Paris'te 1934'd» yayımlaanuş bir t • doktora tezidir. A Takiit ve ihtiyaç Seçkinler zümresinin belirli zamanlârda bir araya gelerek düşünce ve sanat alışverişinde bulunması, ince nükteler arasında geçen mürikli ve «mey»li sohbetler yapması, seçkin kışi yaradılışından gelen doğal bir ihtiyaçtı. Işte gerek Fransa'nın taşra kentlerinde Paris laklit edilerek açüan salonlar, gerek Tanzimattan sonra Beyoğlunda Batı sosyetesinden bazı hammlar tarafından açılıp kimi Türk edebiyat. sanat ve özellikle alafrangalığa hevesli sosyete adamlannca da rağbet edilen salonlar, gereks» Anadolu kentlşrtnde bazı toprak ağalarınca açılan «odanlar bu ihüyacın ürünleridir. Şu fark ile kl, «Anadolu hanedan odaları», Paris salonlannm birer' karikatürU qlan vs hatfâ bu yüzden ünlü guldürü yazan Moliere'in «Les Precieuses» (Değerli Kadınlar) adlı piyestnde «kendini beğenmiş ahmak kadınlann salonu» olarak takdim edilip alay konusu yapılan 17. yuzyıl Fransız taşra salonlan. ya da Tanzimattan sonraki Istanbul Batı sosyeteai veya Şuara Meclisleri Osmanü toplumunda, şiir, edebiyat ve mü BİR SABAHTI... OKTAY AKBAL Evet Hayır 7 Günün ardından BARIŞ KAPISI AÇILDIMI? !xon*un Başdanısmanı Henry. Kissingerle Kuzey Vietnam'temsllcisi Le Duk Tho arasında yapılan gizli görüşmela rin 19'uncusunda Vietnam kohusunda bir anlaşmaya vanlmı^. tır. Atnerika, anlaşraayı gizli tutmak çabasında iken Kuzey. Vietnam olupbittiye getirmek İçin metnini radyo ile d*ünyaya duyurmus ve Kissinger de heraen bir basın konferansı toplayarak metnln dogru olduğunu •öylemistir. Buna göre imzadan sonra 24 saat İçinde ates kesilecek, Amerika bombardımanlara ve ablukaya son verecek, 60 gün içinde Amerikan askerleri geri . çekllecek, esirler serbest bırakılacak, uluılararası denetim alttnda seçlm yapılacak, bu arada, Saygon hükümeti, Vietkong ve tarafsızların katılacağı üçlü bir koallsyon kurulacak, . askerler Laos ve Kambcç'tan çekilecek ve Amerika, Vietnam' m kalkınması için yardımda bulunacaktır. Anlasma 31 Ekim'de imcaiatııp yürürlüğe girecek iken Güney Vietnam Başkanı Van Tiyö buna karşı çıkmıştır. Van Tiyö ateşin kesümesiyle blrlikte Kuzey Vietnam askerlertnin Güney Vletnam'dan çekilnteslni lstiyor ve Vietkong'un da katılacağı bir koalisyonun kurulmasına yanaşmıyor. Van Tiyö'nün bu davranısı karjısında Kissinger. Kuzey Vietnam ile bir kez daha görüşmek istemiştir. Herhalde Amerika ile Kuzey Vietnam anlastıktan sonra Van Tiyö banja giden yolu hkayamaz, belki orava ulaşmay\ geciktirir. |ir geceden d'aha çıktık. îşte kurşun rengi gökyüzü... Güneş yok daha. Belki de göremeyeceğiz onu akşama kadar. 1 Sabah böyle, öğle. böyle, ikindi böyle olacak. Suskun, los, nemli, üzgün. Istanbul'a yakışan bir kasım günü. Binlercesini daha once yaşadığımız. Kanıksadığıtnız...» Saat altı buçuk. Ük taşıtlar ilk yolcuları topluyor yollar boyu. Bakıyorum güvercinler toplanmı$ çimlerin."Cstünd«. Bir çeyler bulmuşlar yiyorlar acele acele. Sanki blri kapacak' Öyledir doğa yaratıhları, bulufıca ylyeceksin, bulmayınca arayacaksın! Sabahtan akşama sürecek bu çaba, bu dt dmme. Hep gırtlak davası., Senin, çoluk' çocuğunun, yakınlarının... Yaşamı sırtımıza yüklemlşiz bir ker doğmakla. Bu govdeyi bir yük gibi taşıyacağız artık. Günde üç övün doyurmak, giydirmek, küşatmak, eğlendirraek. "Hiç farkımız yok bir güvercinden, bir kanncadan, bir böcekten. Sabah kalk, koş, birtakım uğraşlar ardı'nda yıprat kendini. Akşam yop> gun bitkin seril uykuya, o ölümün karde?i olan uykuya... Gece içinde uyandım. Baktım, saat iklbuçuktu. Uyku tutmadı. Gittim balkona çıktım, ayaz. BütUn perdeler lnik. NiyeT Geceden saklanırız da ondan. Geceyi görmeyeceğlr. Gec» bizi bulamayacak. Bir şair «Hayvanlann padljahı gecedir» demişti bir şiirinde. Hep bunu tekrarladım durdum. Gece, bir garip yaratık. Her gün bitiminde dirilen, güneşin ilk ı$ınlarıyla yavaş yavaş çözülen, yeryüzünden koparak ayrılan. Ama bu dunya döndükçe her on iki ısatte blr gelecek gece. Bileceğiz bunu, ona göre yaşayacağız, tedbirlerimizi alarak, guvenliğimizi düşünerek. Perdeler gererek pencerelere, kilıtler takarak kapılara, karanhğı yenecek güçlü ışıklarla »ydınla|arak çevremizi. Yeneceğiz geceyi. Kapının dısınd'a bekleteceğiz. Hattâ kentin kapılarına süreceğiz.,. a **Aı'îıa "jIiMr sâtrah. Geçti gec*kt bunalıııı. Blr uyku kurtarır bizi karanlıktan, korkudan. tyidir uyumak... însanlar sever uyumayı uyutulmayı. Bu yüzden gider o güzel zamanlarının çoğu. Uykuda geçen zamana acıyanjardan mısınız? Günde sekiz saat, altı saat, on saat uyku. Elden gitmi? bunca saati üstüste koyun bakın nlce yıllannız yokolmu». îsteyerek hem de... Aman bir uyusam, bir daha kalkmasam, diyerek. Kişilerin doğal uykuda geçen zamanı bu. Bir de ayakta uyutuld\ıklarıraız var! Yaşamda, işyerinde, dostluklarda, sevilerde, özlemlerde. Her yerde uyutuluruz kolayca. Yıllar yılu Anlamadan, anlamak istemeden. cYülar geçer anlamadan bir aşkı> demij bir şair. Neleri neleri anlayamadan geçer yıllar. Bir uykuda. bir gecede... Saat yediyi geçmiş. Bulutların «rasından güçlü bir lfik zorlandıkça zorlanıyor. Güneş orada, geride, yukarda. llle de gelecek! Ama o kalın kalın bulutlar bırakmıyorlar günesi. Aşağıdan bakınca bir şey sanırsınız o kasvet veren bulutlan. Bir de uçakla çıkın tepelerine görün ne zararsız seyler! Uçakla o bulutlan yakından seyretmekne güzeldir. Güneşe kavu^mak kolay, iş o bulutlan aşmakta, dagıtacak gücü bulmakta. . Her yerde vardır bulutlar, sisler, karanhklar. Bırakırlar bilerek, dağıtmazlar, hattâ yapay sisler, karanhklar yaratırlar. korlar çevremize, «siz hep böyle yaşayacaksınız» derler. Sanki doğa öyledir, sanki yenmek doğayı olanak dışıdır. Uvku yardım eder onlara. Bol bol uyku dağltırlar insanlara, uyku nedenleri. uyku tohumlan. Söylevler, yazılar, yasalar, korkutmalar, gözdağlanyle... Güvercinin biri geldı pencereme. Bosuna! Sana verecek bir sey yok Git ekmeğini baçka yerde ara. Bakışıyoruz bîrbırimize. Beğenmedi, ne beni, ne evin içini. Çekti gitti ona ekmek vereceklerin kapısına. Taşıtlar sıklaştı. Insanlar akıyordur yollarda. Bir işe, bir amaca doğru. Bilinç yok, lçgüdü var yalnız . Geceden çıktık diye sevinçli ya da üîgün. Hep gecede kalsak daha iyi diyenler, hep uyumak isteyenler de vardır ya. Kisıleri ııyandırmak zor, uyutmak kolay! Istedikleri bu da ondan. Neyse, 1yi günler, iyi uykular. B M ÂBD 1Ü: VİETNAM ANLAŞTIKTAN SONRA BARIŞ NİXON'I ÜLKESİ DIŞINDA DA TERCİH EDENLER KANADA VE ALMANYA'DÂ SEÇİM UÇAK KAÇIRMA OLAĞAN İŞLERDEN Prof. Dr. Ahmet Şükrü ESMER bildiler. Ondan sonra da partiden ayrılanlar olduğu gibi, geçenlerde Hesse ve aşağı Saksonya'da ya pılaa ınahalli seçımlcrde kuvvet ka>t/e<tiler. 1969 .<te;inılerinde Hür Demokratlar oyların * ı 5X ^ oranını almışlardı, ° s 5'ten as^ğı / düşerlerse, Mecliste temsiljbakkını kaybedeceklerinden g°ne Brandt ile koalisyona girmeleri mümkün olmayacaktır. O zaman iktidarda tutunmak için Brandt'ın Sosya1 Demokrat Partısinin mutİak çcğunluğu sağlamj<n gerekir. iyin Sovyetler, bazı değışıkhlçl©rin yapılmasını arztı ettiklerıru Moskovayı zıyaret eden Başbakan Aziz Sıtkı'ya anlattılar. Sıtkı döndükten sonra Silânlı Kuvvetler Komutanı ve Savaş Bakanı Muhammed Sadık jle Deııız Kuvvetleri Komutanı Amiral Fehml Abdurrahman görevlerinden uzaklaştırılmışlardır. Gnl. Sadık' 111 yerine Sıtkı ile birUkte Moskova'ya giden askeri haber alma servisleri Başkanı Gnl.' Ahmet Ismail tâyin edilmıştir. Fakat bu değişiklikler askerler arasında tepki yarattığmdan her ihtimale karşı Gnl. Sadık kendi evin de gözaltına alınmıştır. öte yandan Sedata karş: komplo tertıp etmekten hükümlü ve Sovyet eğilimli olduğu "bilinen eski Bas bakanlardan Alı Sabn'nin de hapishaneden hastanteye nakledildiği bUdiriliyor. tsraü kaynakları bu değişıkliklenn, Enver Ssdat'ın iktidardan uzaklaştınlmasma doğru adımlar olduğu görüşünü ortaya atmıslardır. Bakalım. Üniversiteye girişte en yüksek puan için Nifanlandık mutluyuz. = = ^S = SAADET EBKAN ALPUGAN 4 Kuım 1972 KadıkOy SS = ^/ıiıııııııııııııııııııııııır^ TEŞEKKUR .Fahamet MADENLİ'ye hastanın basında bir nöbetçi bailılığı İle aynlmayan layın D OK T O R fayın Dr. Rüştü Calıtkan'a, sayın Nebi Vosunlu"ya ve dogumevlnln ilgisini blzden eslrgemeyen dlğer »ayın tleUfler» alenen tejekkttr ederiz. S^ytaas . t«m«U SAYGHJ DERSHANESİ Bir öğretim yılı siireli Cumhuriyet T982 fEN EGIT1MI La!elıorducad243 lel:22 78 62 Oğlumuz HÜSEYtN ÖZGÜR'ünj dcğuşunda her türlü mesleği olanağını tullanarak anncyl rahata ulastıran sayın D OKT O R { Zühal VARGEL'e Cumhuriyet 7980 Orta Doğu Teknik Üniversitesi : Rektörlüğünden " Fen ve Edebiyat Fakültes}, Egitirn Bölümüne oğretim üyesl almacaktır. a. Egitim alarunda doktora veva yüksrk lisans derecesi sahibj olmak, • ' •r b. îyi Ingilizce bilmek şarttır. Adaylann Personeİ Müdürlüğünden alacaklan müracaat formlarını doldurarak, ilgili belgelerle 25 Kasım 1972 iade etmeleri ve 12 Aralık 1972 tarihinde yapılacak değerlendirmede hazır bulunmaları duyurulur. (Basın: A. 15665 • 23194/7973) tan,. siyasl partilerl feshedtn, üniversıteieri kapatan Çung Hi Park'ın rhaksadı belli oldu. Hazırfadığı ve bu ayırt 21'inde plebisite sunaeağı «reform» ile Park ömril boyunca Cumhurbaşkanı olmak çabasmaaaır. Park, 'Başkanlık ^oltuğuna çok Bag'hdır. Ifl61'de~ dartte üe flftfdara geldikten sonra 1963 ve 1967'de iki defa seçimle Baskanlıkta kaldı. Anayasa üçüncü defa seçıVmesine engel olduğundan onu değiştirdi ve 1971'de bır defa da&a seçildl Bu üçüncüsü de Kanada seçimi 1975'te sona ereceğinden «reform» etiketi altında, ömrü bo1972: yunca Başkan kalmak için bır Kanada'da seçim sona ermiş anayasa hazırlamış ve bunu yükoyacaktır. Birleşme ve Başbakan Pierre Elliott Tru rürlüğe deau'nun Liberal Partisi agır ye sorununa gelince; blr süreden beri ayrılmış ailelenn Kızılbaç nilgiye uğramıştır. Burada da aracılığı Ue birleşmeleri için gibiri Liberal öteki Muhafazakâr rışılen görüşmeler bile sonuç iki büyük partinin yanında sol eğilimli Demokrat ve sağ egilun vermedığinden, iki Kore'nin birli «Sosyal Guvenlik» adını taşı leşecefi yok. Park, blrleşmeyi Amerika seçimi yan iki küçük parti vardır. Tru gerçekleştirmek degil, belki de deau'nun Liberal partisi 1968 se engellemek için dıktatörlüğünü Uân etmiştir. 1972: çimlennde 147 sandalye kazanarak (Meclisin tümü 264 sandalye) Yugoslavya: İH gün sonra Amerika'da Başmutlak çoğunluğıı ka"zanmaş ve kanlık, Başkan Yardımcılığı, Yiıgoslavya'da geçenlerde 80 hükümeti kurmustu. MuhafazaSenatonun üçte blri (33) ve Tem kâr parti (ortanın sagında) 73 yaŞına basan Mareşal Tito'nun sllciler Meclisinin tümü (435) Demokrat Parti 25, Sosyal Gü bâşı dertte gözüküyor. îki savaş için seçim yapılacaktır. Kamuovenlik de 14 sandalye elde etmış arası Yugoslavyasında, ülkedeki yu yoklamalan, Nixon İçin üslerdi. Bu defa Liberal Parti 108, milletler birbiriyle çatışıyordu. tün şans tanıyor. Son blr yoklaMuhafazakâr Parti de 109 san Hele Sırplarla Hırvatlar arasınO ma Nixon'a ö56. McGovern'e daki çatışma çok sertti ve nihadalye kazanmışlardır. Her se0 iı30 şans vermiçtir. Daha önceçımde Amerika ile hele ekono yet savaş içinâe Hırvatistan baki yoklamalar McQovern'e daha mik iUşkiler, Quebeç'in otonomi ğımsız oldu. Savaştan sonra Tiaz sans tanıyordu. On gün için veya bağımsızlığı ön planda yer to Yugoslavya'yı yeniden kurarde birlki puvan yükselmiş isb alırsa da bu kez enflasyon.pa ken, Sırbistan, Hırvatistan, Slode, çok lleride olan Nixon'un halılık ve ıssizlık konulan seçım venya, Bosna Hersek, Karadag bir kez daha Baskan olmasını kampanyasında ön plan'a geçmiş ve Makedonya eyaletlerine geniş otonomi verdi ve komünist ideengelleyemiyecektir. McGovern, tir, Seçımin sonucu Trudeaunufı eski ıtibannı kaybettığınl olojisi içinde milliyetçilik duycrta lınıfı birtakım radikal figösteriyor, fakat Muhafazakâr li. gulannı eritecegini umdu. Bu kirleriyle korkutmuş, lşçileri de deri Robert Stanley de pek se umudun gerçekleşmediği şimdi kazanamamıştır. Nlxon'un Başvilen bir politikacı değüdır. De görülüyor. Hırvatlar gene Sırpkanlıkta kalmasmı Batı Avrupa mokrat Parti koalisyona katıl lann egemenliğinden rabatsız, ülkeleri ve hattâ Sovyetler ve mak istemediğine göre, Kanada ülkelerinin gelirinin Merkezde isÇin de terdh ediyorlar. Hüküazınlık hükümeti ile yönetilecel». raf edildiğini iddia ediyorlar. Timet gene Curnhurlyetçtlerin eto, Hırvat Komünist Parösinin tir. linde kalacaksa da, Demokratgörevini yerine getirmediğini ilelann hem Senato, hem de Temri sürerek partide temizlik yapsjlciler Meclisindeki çoğunlukUçak kaçırma: mıştı. Şimdi de aşağı yukan aynı lannı konıyacaklan sanılıyor. üçak kaçırma olaylan artık Son Meellsln 255 üvesi Demok olağan işlerden sayıhyor. Haf nedenle Sırbistan Komünist Par, tısınin liderlerini istifaya itti. Ti". rat, 180 üyesl de Cumhuriyetçi ta geçmez ki uçak kaçınlmasın, to partinin çok Liberal olduğun, idi. Senato'da da 55 Demokrat, fakat bunların hepsi de uluslar dan yakımyor. Kendisine göre j 45 Cumhuriyetçi vardı.. Seçim arası ilişkilerde tepkiler yaratmaz. MUliyetçilik ve Liberallik suçtur. • kampanyası. Demokrat Partinin Hafta içinde «Kara Eylül» tedhişçi Geçen gün Dışişleri Bakanı Mirzayıflamadığını göstermiştir. Za örgütünün Beyrut'tan Ankara'ya ko Tepsvaç da istifa etmiştir. Fayıf olan. parönin Başkan adayi kat bu istifa dış politika ile ilgelirken kaçırdıklan bir Alman idi. Yürütme organı Cumhuri uçağı Almanya ile Israil ilişki gili değildir. yetçilerin elinde kaldıkça yasa lerinde gerginlik yaratmış, AmeMilliyetçilik ve liberallik ile gima oreanlarında da Demokrat rika da Almanya'nın bu konudariştiği rnücadelede Tito'nun yönelar çogunîuklarmı koruyacakla ki davramşını kuıamıştır. «Kara timi sertleştarmesi beklenir. Her rına göre, lç politikada eski du Eylül» ciiler Allahtan uçağı Türhalde Tıto sağ kaldıkça Yugoslavrum devam edecektir. kiye'ye tadirmemişler, Yugosya için tehlike yoktur. lavya'da Zagreb'e götürmüşler Almanya seçimi ve Münih olayından suçlu ohrp Mısır Sovyetler: Alman hapishanelerinde yatan Geçen Temmuzdan oerı süren üç Kara Eylül tedhişçisini, Al1972: küskünlükten sonra Enver Seman hükümetine serbest bıraktır dat. Sovvet vöneticilerivle bsnsAmerika seçiminden 12 gün son dıktan sonra Libya'ya uçmuş ••••••••••••»»•••»»•• ] ra da Federal Almanya'da seç m lar orada uçağı ve yolculanm yapılacaktır. önce Wiesbaden'de bırakmışlardır. Almanya yolcu• Hristiyaıj Demokrat.sr aonra lann canını kurtannak İçin üç Dortround'da Sosyal Dem tKf&u aı tedhişçiyi serbest bıraktığmı ileKonçrelerini toplayardk recım ri sürmüş ise de, tsrail bu davplatformlannı kabul ebnişlerdi. ranısı protesto etmis, «danışmaj Geçen hafta da Hür Demokrat bahanesiyle Büyükelçisini de Partiâ Freiburg*da kongresini toj Bonn'dan geri çekmistir. Alman• ladı ve Walter Schel'i lekrar i!:i Israil iliskileri her zaman nazikyıl içın liderliğe seçtt Huı De tir ve böyle sarsıntılara tahanv mokrat Partisi küçükrür fak»t mülü yoktur. tsrail de misilleme iki büyük partinin ku^vet) cşife YILBAŞINDA yaktn elduğundan. denge rulü'n" olarak Suriye topraklannı bombalamış ve aralannda kadınlann görmektedir. Bu partinm desteği BEYRUT e çocuklann da bulondıığu lt sayesrodedir ki, Brandt. 196* sekişiyi öldürmüştür. Üç «Kara (30 Aralık • 6 Ocakı çünleânoe Hristiyan DemokratlaOtel PHOENİCLA ra oranla daha az sayıda »nnualye Eylül» tedhişçisinin kurtuluşuna Yanm pansiyon kazandıfı halde fHristiyan Det?>oV karşılık 17 Suriyeli canlannı 1890. TL ve 125 $ rat 24? Sosyal Demokrst ^24) ko vermiş oluyor. tlisyonunu kurabilmiîti FaVat Cumhuriyet Caddesi 193/1 Hür Demokratlar seciradcn «eçi Kore'de diktatörlük: t Radyoevi karşısı me zavıflıyorlar. 1961 seçıminde TEL: 46 30 17 İki Kore'nin birleşmesinl ko o 67 «andalye kazanmifkea I°ö5'te laylaştırmak bahanesiyle sıkıvö ••••••••••••••»•••••» 49, 1969'da 30 sandalye kazana netim Uân edertk meclisi ("ığıSonuç: 11367970 mıs 'gOrUnüyor. Pakat banşmak 14/TEMMUZ/1962 DIŞINDA ÜÜttENÎM tÇİN DÖVtZ TAHSİSt 1 1972 197S öğretim yılı içinde dövizll özel öğrencl olarak kendi paraları ile yabancı memleketlerde öğrenim yapmak isteyen üniversite, yüksek okul, akademi mezunları ile lise ve lise derecesindeki meslek okulu mezunlan 130 Kasım. 1972 tarihleri arasında döviz için müracaatta bulunmahdırlar. 2 Lise ve lise derecesindeki meslek okulu mezunlannm döviz imtihanlan 21 22 Aralık 1972 tarihlerinde Ankarada yapılacaktır. Imtihanlann yeri ve saati döviz müracaatmda bulunacak olanlann adreslerine gönderilecek olan üntihana girij kartlarında aynca belirtileceictir. 3 Döviz müracaatıyla ilgili dilekçe formu ve lüzumlu açıklama her illn Milll Eğitim Müdürlüklerinden ve Yüksek Öğretim Genel Müdürlüğünden tcmin edilebilir. (Basin: A 15556 23058i 7974 abonelerine... "MeydanLarousse'un 10 Eylül 1972'de yayımlanan 96'ncı fasikülüyle V V ;. : l . 9'uncu cildi tamamlanmıştır. • •• • * .(. ' 10'uncu cik abone kaydına başlanmıştır. Abone olma süresi 6 Kasım 1972 günü sona erecektir Bu tarihten sonra hiç bir mazeretle abone kaydı ve yenileme işleminin yapılmayacağı, sayın abonelerimize duyurulur." HİSAR ! TURİZIY1 MEYDA\ Gazeteçilik ve Neşriyat LTD. ŞTİ. Sultanmektebi Sokak 2325 Cağaloğlu İstanbul N o t î 9'uncu ciU aboneleri tütlerini merkezimizden alabilirler. 160 lira göndererek cütlerini posta ile isteyenleıe 9'uncu ciltleri taahhütlS olarak postalanmışlır. Manajans «73^969
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle