10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURIYET II Kasım 1972 ÎEN/LETÎ ÂLİVÎ OSMANİ liANUNU Öü!.. ; KANUMU3Uİ... PdRT KAfo AL UiyoR &U KANÜN. iN AL,D£Mİ VALLAHİ...NELER. ÛUihiZ AMA,0U VAÎAKIA KH A'HLAŞlLDl.... NyT ULAKi, HADİ ÛS\U W ZıftLDY» •»• VEM! HALiWAttiNiz.o YANlMÛA ÎKI PENĞfeU EvlİLıK • HELt tLLAUAH,. İLERi Vt MEî>EN. £î î kAMUMA frEUP.SıMiFFAÜKlMI ?...ÎJYANA Ml fAZiAtt îzmir'in içinde . •; SAMİM KOCAGÖZ'ÜN ROMANI 97 Sonra bu saraya yakınlığını bıldiğım arkadaşımız, sırasına yürüdü. Davetiyesini aidı; kitaplannı, defterlerini aldı; kapıya yöneldi. Kapıaın içinde durup dondü t bizi esas duruşa geçip sejâmladı; çıktı gitti. Gözlerimiz, dığer kuşkulandığrtnız iki arkadaşımıza donmüştü hepimizın Ikisı de gulümsüyordu bjze. Ahmet, «Arkadaşlanm.» dedi, cbugüne değin bizden boş yere kuşkuland'ınız. Ama haklıydınız. Biz, sizinle birlikte Anadolu'ya geliyoruz. Müsterih olunuz: sizdeniz'» Bu arKadaşlarımızı tebrık ederke», sınıfımlza Akademi Kflmandanımtz girdi. Gözlerinin içi parhyordu;sevinçli bir sesle konuştu: «Efendiler, Anadolu'ya davetıye aldınız. Hepinizin vatan hizmetine koşacağınızı biliyorym. Akademimizın tüzügüne göre, dters yıhnın üçte ikisini tamamlayanîar. gerekirse, sınavlara girmek hakkını kazatrmış ' olurlar. Sizler bu hakfcı elde etmis bulunuyorsurıuz. Derhal sınavlara başIavacaŞız sımf yitirmemeniz için. Sınavlara gireTken de Anadolu'ya gitme haztrlığını gbrürsünüz. Hepinize başarılar dilerim!» . O günderi sonra, bir yandan sınavlara girerken, öte yandan, îstanbul'daki Anadolu'nun Gizli öreiltüyfe' ilıskı kurduk Butün sınıf hepbirlikte eyleme geçmiştik ya, • göze çarprnamak için ikiser üçer kısi dolasıyorduk. Hepimiz, sivıl giyınmeye başlamıştık şehlr İçinde. Gizli örgüt bize. Emniyet Müdürlüğundekl adamları eliyle, birer belge verdj. Benira uydurma kimlik belgemde, Anadolu'dan lstanbul'a peynir petiren bir tüccar olduğum yazıyordu Yo!a çıkmadan önce, örgütün, bize yolda hattaniye gıbi kullanaeagımız. Ankara'ya varınca elbise olarak dıktıreceğiıpiz kumaşlar dağıtma'i çok ilgi çekicıydi. Bu biie, Anadolu'nun nereye dek SrgütlendiŞini açık açık gösteriyordu. Sadık'ın dayısı Binbası Asım Bey. çoktan Aradolu'ya geçmişti. örgütten gumruk depolarında çalışan bir memurla ilişki kurulmustu îki günde bir. bu beye gidiyor, ne zaman vaDiıra bindirileceğimjzi soruyorduk. Hele elimize. ör»ütün en vetKilisinin imzasiyle verilen kirnlik .belg^sincfen sonra, sabnmız kalmamış+ı. Oysa blzi, grup erup, •dağmık olarak. değisik vollardan •gönderiyorlardı. Sonunda bir akşam vakti, Sirkeci önün.deki bir vapura çıktık Emir cereğınce kendimizi kaptana tanıtacaktık. Öyîe de yaptık. Kaptan, «Boğazdan çıkana d«"k, güvertedeki yolcuların arasına karısın Kontrol sırasında sakın h&>ecanlanmayın. Bazı buradan bırakırlar; Boğazd'an çıkarken baskın yaparlar.» dedi.. Yatak yorgan denklerirnizi sırtımvza vurup. guverte yolcularınm arasına karıştık. Yataklara arkamızı verip, Sadık'la ben, aralıkll . bırer yere çöktük. Baktım, akşamın alaca l$aranhğında Necip, ambarın kapağırun üstünde, üç bıçkınla, yere serilmiş rakı sofrasma yerleşmiş. Çok şakacı, noş sohbet bir arkadaşımızdı Necip Fesini kaşına yıkmış, kadeh tokusturuyordu. Vâpur, kalkmadan, işgalcı Ingllizler, nedense vapura ç]kmak zahmetine katlanmadan, aşağıdan, motordan, kaptana bağırtfılar; yabancı var mı? diye sordular. Onlara, kaptan da tngilizce birşeyler bağırdı kaptan köpriisünden. Herıfler, kahkahayı bapıp, motorlannı çevirip gittüer. Blzim Necip, iyi Ingilizce bilirdi. Gülmemek için kendisıni zor tuttu. Sonra bize de anlattı • Ingilizler, «vapurda yabancı var mı?» diye baŞırmıslar aşafıdan; kaptan da espri yapmış; «vabancı olarak orfaJıkfa bir siz varsımz; siz de vapurun dıjındasınız!» demi?. #Vapurumuz, Boğazdan çıkıncaya değin epeyce heyecanlandık ama îngilizler goriinmediler. .tstanbul'dan Anadolu'ya geçen subaylar. Gizli Örgütümüzce, ad ad şıfreyle. gizli telden Ankara'ya bildiriliyordu. Ankara da bu subaylann çıkacakları iskeleleri, liman kom'utanlıklanaa, gemı EÜvanlerine ayrıca bildirivordu. Bu işin nasıl yurüJüeünö. elbette Ankara'ya vanp Türkiye BLyuk Millet Meelisi Ordulan Genelkurmayında görev alırrca öğrendim. Boğazdan çıktıktan sonra. gemi süvarisi bizi, bir kamaraya yerlestırdi. tnebolu'ya çıkacafiımızı söyledi. Yaslı, babacan, gün görmiiş, Dünyanın bütün denızlerinde sefer etmiş, gemicilerin Beybaba! dedıkleri tipten, iyi yürekli bir adamdı süvarimiz. Sadık'ın, Necip'in ve benim arkamızı okşadı: «Sizi bir kosulla lnebolu'ya intfireoeğim geno ktynutaMSrım!» dedi. Biz. koşulun, ne olabilecş§inj merak ettik Gözleri dolu dolu, yan şa'ka'yârı ciddi bize güldü: • fnebolu'va indireceSim; Izmir'den yıne gemiye alacağım! Tamam mı?» Çok duvgulandık. Sadık; «Tâmam, söz; asker sözü Beybaba!» karsılığını verdi Süvari, lnebolu'ya dek pekortal^kta gSrünmememizi. mümkün olduŞu de• ğin kamarad'an çıkmamamın tenbih etti. (Arkası var) Sa^» tuttuk, 13 dakika sonra böliık barekete hazır duruma' bütün teçhizaüyla girmiş, toplantı yerinde toplanmışü. • Özptle bir kaynaşraa vardl. lttihadı Terakki, Daiıüıye Nazırı Talât Beyle Osmanlıhğı, Harbiye Nazırj ve artık Damadı Hazretı ŞehriyarS £nver Paşayla MUslümanlığı, Bah rıye \azırı Cemal Paşasıyla Türklüğü temsıl edıyordu. Ben Türkçüyüm, arn^ Islâmlıgın da fena olmayacağına inanıyordum. Oysa çeşitli kesiinlerden gelraiş 4ubaslann buluştugu bir yer olan orduda Osmanlılık an alıyordu. Yüzbaşı Selahattin'in Roınan i Başa rı diI ek 1 e ri ve gözyaşları • BİR GÖREV KOMJSÎNDA; «SELÂHATTtN AtlA^ BA KABl'L EDER Ml, ETMEZ Ml?» SORÜSUNA: «O, TÜRKTÜR. TÜRKÜ HURTARAfcAK HER GÖREVE GİTMEK ZORÜNPADIR» ŞEKLİNDE CE•VAP VERtLlTOR. «• * • * Hem .yürüyordufc, hem anlatiy&rdu. Jlgi çeklci 'idi,. söylediklerî... Bulundukları daıreye ' Harbiye'de tabya hocamız oianJtMrmay Yüzbaşı Basrl bey gelmış, orada buiunan on kadar kurmay stajyerine: Merkez Kumandanı Halil bey, İran'a giderek bir kuvvetin kumandanlığma tayin olundu, ben de pnun kurmayı oldum. tçinizden bizim karargâ ' ha >yakmda kurmay olacak bir sub"ay almak istiyorum. Iste, yen var mı? Hüseyın Rahmı düsünmeye lüzum görtneden: Bınncı Alay, tkıncı Tabur yaveri Tegmen Salâhattin.. Basrî bey: Bu adam gltmeye razı mı, bir kere kendisine sonm! Rahmı: . Sormaya lüzum yok. O TürJrtür, TUrkil kurtaracak her şeyo girmek zorundadır. Basri bey: • Pştn.. diye ayrılmış. Hüseym Rahmi, bu hikâyeyi anlattıktan sonra: Hazır ol! dedi. • Bu habere çok üzüldüm. BrrIiğımi çok sevıyordum. Muharebeye beraberce girmek ister^im. Ama Rahmı benım haberim olraadan, benim hesabıma söz vermıştı. . nnci Tabura geldığım zaman butân subaylar toplannnştı. Muzıka çalıyor ve Tümeo Kumandanı Albay Fevzı (Çasmak), Alay * Kumandanı Yarbay Kâzım. tabur Kumanaanı Binbaşı Cemıl (2) ve yüz kadar da subay vardj Ben çok dalgındıtn. Arkadaslanmm neşesine katllamıyordum. Bu (tuı guniugumun sebebıni soruvorlardı. Çok sevlştıgım Tegmen Mümtaz'a durümu anlattım. Tam biz konusurken Alay Kumandanı: Derleyen : tlhan SELÇVK Tabiî serun bundan naberln yok. Ben «olmaz Selâhattln gldemez» dıvecektim, ama bır kere de sana fıaber vereyım, dedım. Tabur Kumandanımızı babam gıbı severdlm Şimdi durumu ona nasıl söylerdım O kendısıne sormadan bırsey vap mayacagıraa ınanıyordu. Evet. haberım var, Rahmi bey de berabermiş.. dıyebildim ve aglamaya *ıaş!adım Binbaşım üazın yüzle bana bakü ve Namık Kemal'in: tnsana ner feyız vatandan gelır.. sözünü söyleyıp ytirüdü. tki saat kadar sokaklarda avare dolaştıktan sonra tekrar geldım. Tümen Kumandanı beni çagırdı selâmet ve besanlar diledı. Bırkac eün ıcinde bütün arkadaşişnmla vedalaşarak Erenköyüridela yenl karargâhıma katıldım. SEFERBERLİK MALKOCOĞLU yazan veçızen Ayhan BAŞOGLU ÇELİK HANÇER 1914 yılına bu bıçımde gırdıK. O yılın Hazıranında Kurmay sınavlanna girdim, başaramadım. Başansızlığımın nedeni tabya tatbıkat meselesmı yanüş çözümlemem oldu. Aynı ay büyük ablam çocuklanyla Bursaya gitmıştı. Küçük ablam Emine eşiyle Kayseri'ye nakletti Ben de Yıldız'daki görevime devam edıyordum. Temmuz ayında Avusturya Veliahtı, o ta Bınbası Cemil bey, djye rihta Avusturya İmparatorluseslendı. ğunun bir vılâyetı olan Bosna Ve ona bir şeyler söyledi Hersek'i zayaret ederken PrenBiraz sonra binbaşım benl çib adlı bir Sırp tarafından ölyanına çagırdı: durüldU. Bu durumda Avustur Merkez Kumandanı Halü ya, Sırp hükümeune bir iiltıBasri beym sorus'u cevapsu bey, Tümen Kumandanı olarak matom verdı. Ve aldığı olumkalınca Rahmi: Iran'a gidiyormuş. seni yanına suz cevap üzenne şeferberlık Ben giderım, demiş. istemış, Harbıye Nezaretı seilân etti. Bu seferbeîlığe RusDÜRGUNLUK Bunun üzerine Basn bey: nin derhal gondenlmenı ıstıya seferberhk ılân ederek ce Tanıdıgm çalışkan bir teğ yor. Bizlm TÜmen Kumandanı vap verdı. Ardından Alman, O gece ne ders verdigımj bidıyor ki, .ısterse gıder. istemiFransız ve Ingilizler seferberhk men var mı? Onu da karargâha .alalım, demiş. lemlyorum. Oradan ayrılıp Biyorsa vermem; birliginde kalır ilân ettıler. • 4 Ağustos 1914 feünü/ bızım seferberliğe başladığıpnıjın birınci günuy«*ü. . AvAipa devl^tleri sınırlariBda . 11.11.1933 birdenbıre silâhlar patladı ve kan gövdeyı gdturmeye başladı. 18 Ağustos 1914'te önoe bizarn OSKOVA 10 (aj.) Sovkolordu (Birincı Kolordu) se . AMERIKA VE SOVYETLER yetler Hancıye Komiseri ferbsrliğinı tamam'adı. £kım . M. Litvinof'un Amerika'ya da siyasi ve iktisadl mtinasebet laşma bütün dünyada ilgl ile 1914'te İstanbul oıvarına sekız . yaptığı seyahatte Amenka Ha ler hakkında yapılacak bır an karsılanmaktadır. kolordu gelmış ve boylece dört yüzbın adam istanbul bolgesı»ricıye Komiseri M. Hul! ile • AFGAN KRALI Nadır Şah, Kâbil'de öldürülmiış de toplanmıştı. Bu toplanış birlikte tespit. ettîkleri maddeyetıne oğla Mehmet Zahır Han Kral ılân edılmıştır Karadenizden gelecek Rus basler Cumhurbaşkanı Roosevelt kınına, Akdenızden gelecek !n• PARlS'ten bildırıldığtne gore, güzel kadınlarm porttarafından incelenecektir. Bu ğiliz Fransız baskinına karrelerini yapmak üzere Paris'e davet edılen meşhm 1hususta müşterek bir bildiri de şıydı. talyan ressamı Vıttoriyo Çarces 74 yaşında olduğu yayınlanmıştır. Bunda denilıölmüştür. Evvelce Ingılız fabrıkalarına yor ki: «Bırleşik Amenka ile ısmarladığımız Yavuz. Reşadı • yABANCl memleketlerde yapılan ıspırtolu ıçfcleSovjet Rusya arasmdakı •müna ye, Fatıh dırıtnotlarına İngirln Amerika'ya ithali yasak edilmiştir. Gelecek avın sebata aıt bazı meseleler haklız hukümetı el koymuştu. Ak, »beşinden sonra .bu tiçküerı Amerika'ya sokmak ıstekıncia dostça ve hususi surette demzde İngılızlerce kovalanan yenler hakkında ceza tatbik edilecektır. görüştük. Bu görüşmede etrafGoben ve Breslav adındakı Al• FENERBAHÇE ile îzmıfspor'un îzmır'de yaptıkları ü teklifler yapümıştır> Amenman harp gemılen Çanakkale/ maçta Fener, tzmirspor.'u yenerek Türkiye sampıyoye sığındılar. Bu olaylar gdste • ka Sovjıetfor Bırlıği arasm' nu olmuştur. rıyordu kı. Türkler Almardarın tarafını tutacak. Nitekim 29 Ekım 1914'te Alman Goben ve Breslav gemileri kumandanı A '• miral Soşon, Harbiye Nazın ve Başkumandan Vekılı Enver DIŞI BOND Paea ue mutabık kalarak Karadenizde Sivastopolu bombardıman etti. VATAN SEVGİSİ Bu harekeume enıştera Ahmet bey çok kızdı, durup dururken başımı niye derde soktum diye... Bınbaşnn soaradan durumu anlamış, benim bu ışte hiçbir günahım olmadıgım öğrenmişti Son defa elinı öperek ayrıldıÇım zaman dedJ kı: Basiangıçta çok eza duymuştum. ?entn büvük adamlara vaklaşmak ıstedfginı sanmıştım. Şimdı anüyorurn t i , senı ve Rahmı'yi bu maceraya vatan seveisı sürtlklüvor Her ıkinıze de başarılar dilenm. YaJnız Namık Kemal'in dediğinı unutmayın: Kimsemn lutfuna olma talip, bedeü cevherl hurriyettır... (1) Sonradan Üoiversite Rektorlüjü binası. (2) Çanakkalede şehit oldu. . 4 0 yıl önce Cumhuriy^t N YARIN: KAHRAMANLIK İDDİALARI odaukher üirluPeda ?avaş başladı. 11.11.1914'te Rus, Fransız, İ n ' giliz, Belçika ve Sırp devletle • rıne harp ilân ettik. 15.11.1914' te dünya müslümanlannm halı fesi olan Osmanlı Padijahı Çihadı Mukaddes'e İslâm âleminl çağırdı. BÜYÜK HARB Ben 1. Kolordu, 2 Tümen, l Alay, 2. Tabur yaverı olmuştum. Yedıkulede bir evdeydım. Her bölük bir bınada kaiıyordu. Biz de Tabur Kumandanhğı bmasında kalıyorduk. Hüseym Rahmı, şımdı tstanbul Ünıversitesı olan o zaraanki Harbiye Nezaretınde ve buyük kapıdan gırerken solda bulunan (1) Bınncı Ordu Karargâhında mülâzımıevvel (üsteğmen) idi. Kurmay stajı yap:yofdu. 1 Aralık 1914 günunü 2 Arafığa bağlayan gece, yemeğımı yemış, bızom kıtaya verilmış subay adaylanna ders vermeye gidıyordum. Ders 21'de başlayacaktı. üturduğumuz evden • . çıktım. Tam oğrencılerın bu lunduğu yere gelırken Hüseyın Rahmı ile karşılaştım. O. tarıhte Hüseyin Rahmı Kılıçalı'de otururdu. Haftanın ikiüç geoesı bana gelırdı. Hem Caü*n\ hem sohbet ederdik. Bu gece de bende kalacağıru söyledi Ksndısine: Peiu, sen gıt, ben dersten 10'da çıkacağım, sonra dogru Bıruıcı Tabura gıdecegim. ürada bu gece bır çay zıyafeu var. Tümen kumandanı da davetkdir. Saat onbırbuçuğa kadar geleceğımı sanırım Daırede je mek vardır. Nefere söyle versin, dedım. Aynldılc Ayrıldıktan sonra düşündüm ki, olabılır, nefer, Rahmı'nın ıstedıklerını veremez, o da Kızar.. Bunun uzerıne dondüm Rahnn'ye yetiştım: Ben senı yerlestıreyım sonra derse giderim dedim. Rahmı: Çok ıyı yaptın, senınle önemli şeyler konusacağım. Sİ/MPİ <4tJAWMyı/va TİFFANY JONES
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle