10 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHURÎYET 11 Kasım 1972 tatürk'ün cfüşünce ve eylem planmda «üniversite» ile ilgili tutumu araştırılacak olursa, bunun «Devlet Başkanı» niteliğini kazanmasından sonra ortaa çıktığı görClür. Bir «koznutan» olmanın gerektirdiği egitimtfen sonra • savaş alanlarında yaşamım sürdıiren bir insan için bu doğaldır. Türkiye Büyük Millet Meclısi' nin açılışı, Cumhuriyetin ilânı Başkumandanlıktan Cumhurreisliğine dönüşümü gerçekleştirinçe, yeni bir «devlet» in kurucusu olarak Mustafa Kemal Paşa, pek çok yurt sorunu gibi «üniversile» konusuyle de ilgilenmiştir. Bu bakımdan, zaman sırası içjnde üniversiteye ilişkin dü«ünce ve eylemterf şöyle özetlenebilir: • 1 mart 1923 tarihji TBMM'ni âçış konuşmasında, «Darülfünun.Jstiklâli tabiîsi dahilinde serbest mesleklere verdiği istikameti, gittikçe daha mükemmel bir hale isal edecek vesaitl maneviyeye maliktir» diyordu. # 1 mart 1924 tarihli açış konuşmasında cöyledikleri, bugünün diliyle, şöyledir: «Üniversiteye ve gelişmelerine ve yüksek bir üniversitenln, ulusun genel eğitiminde ve uygarlık alamndaki ilerlemesinde yaptığı kesin etkilere, özellıkle dikkatinizi çekerim. Türkiye'nin milli eğitim siyasetini, her basamağında, tam bir açıklıkla ve hlç bir duraksamaya yer vermeyen bir bir aydınlıkla belirtmek ve uygulamak gereki»». (1) A Olaylar ve görüşler ATATÜRK ve ÜNÎVERSÎTE Prof. Dr. Cavit Orhan TÜTENGİL dan sonra; 1 kasım 1933'teki TBMM'ni açış konuşmasında sunları söyleyepektir: «Üniversitemizin kuruluşuna verdiğimiz önemi belirtmek isterim. Yarım tedbirlertn kısır olduğunda kuşkum yoktur. Bütün işlerimizde olduğu gibı, millî eğitimde ve kurulan üniversitetfe de köklü tedbirlerle yürümek, kesin karanmızdır». (4) # 1 kasım lS36'daki açış konuşması, yeni bir ünıversitenin kurulması dilefini' getirir«Yüksek öğrenim için. Ankara Üniversitesi'ni kurmak yolunda, Tıp Fakültesi'ne de başlayarak yeni ve en zor adımın atılmasını dilerim». (5) Kuruluş kanunu 1937 yılında hazlrlanan «Ankara Tıp Fakültesi» nin açılması, araya giren Ikinci Dünya Savaşı nedeniyle, ancak 1945 yılında gerçekleştirilecektir. 0 Meclis'te yaptığı son konuşma olan 1 kasım 1937 tarihli açış konuşmasında ise üriversiteler konusundaki son direktifini vermiştîr: «... yurrfu şimdilik üç büyük kültür bölgesi olarak ele alıp, Batı bölgesi için îstanbul Üniversitesi'nde başlanmış olan refortn programını daha etkili bir biçimde uygulayarak. Cumhuriyete gerçekten çağcıl bir üniversite kazandırmak; merkez bölgesi için Ankara Üfıiversitesi'ni klsa süre içinde kurmak gerekir. Ve Doğu bölgesi için Van Gölü kıyılarımn en güzel bir yerinde, her daldan ilkokullarıyle ve sonuç olaralc iiniversitesiyle yepyeni bir kültür şehri yaratnnak yolunda, şimdiden ise girisilmeiidir». (6) • • 3 mart 1924 ve 1925 tarihlerindte «Istanbnl Darüifünunu Emini» ne çektiği cevap telgraflanndan ilklnde, «Memleketimizde demokrasi ve cumhuriyet umdelerinin mutlak ve katî surette tatbiki ve meraleketimizin tarihi ilim ve medeniyette lâyıfc olduğu tnertebei refiaya isal hususunda Darülfünunumuzun kanaat ve kudreti ümiyeye müstenit türlü ve şuurlu öiliyat ve irsadatının daima en kıymetli ve müsmir âmil olduğunu» ifade eder. (2) • 5 kasım 1925 tarihinde ise. bugünkü Ankara Hukuk Fakültesi'nin temelini teşkil eden «Leyli Hukuk Mektebi» nin açıhşinda yaptığı konusmada, dikkate değer konulara ilişerek. 1972 Türkiyesinde bazı devlet adamlannın nedense «devrim»e itibar etmiyerek «inkılâp» dedfkleri olgunun tanımını vapar: «Türk inkılâbı nedir? Bu inkılâp, kelimenin vehleten ima ettiği ihtilâl manasından başka, ondan daha vâsi bir tahavvülü ifadb etmektedir». Aynı konusmada, »çılışını yaptığı ögretim kurumunun amacını da belirtir: «Büsbütün yeni kanunlar vüceda getirerek eskl esasatı hukukiyeyi temelinden kal'etmek teşebbCsündeyiz. Ve yeni esasatı hukuMye ile elifbasından tahsile başlıyacak bir yeni hukuk nesllni yetiştirmek için bu miiessesatı açıyoruz». (3) # «lstanbul Darülfünununun îlgasına ve Maarif Vekâletince Yeni Bir Üniversite Kurulmasına Dair Kanun» gereeince 1 ağustos 1P33 farihinde «lstanbul Üniversltesf» nin kurulmasın Gelismeler ve reform '";•. Daha önce kuruluşuna işaret ettiğimte Rurumlara ek olarak, sonraki yıllarda büyük gelişmeler gösterecek olan «Ankara Yüksek Ziraat Enstitüsü» 1933, «Ankara Dil ve Tarih Coğrafya Fakültesi» 1935 ve lstanbul Üniversitesi'ne bağlı «Iktisat Fakültesi» de 1936 yıllannda, başka bir rfeyişle Atatüric döneminde, kurulmuşlaıdır. «Yurdun büyüte kalkıruna savaşının ve yeni çatısının istediği teknik elemanlan yetiştirmek, yurt sorunlarının dayandığı temer düşünceleTİ anlayacak, anlatacak. kusaktan kuşağa yaşatacak insan ve kurumları yaratmak» çerçevesi içinde ünlversitelere de büyük görevler düştüğünü söyleyen Atatürk. günümüzde de konuya aydınlık getirmektedîr. Zaten Atatürk'ü «canlı» tutan, güncel sorunlarımıza kadar uzanan aydmlatıcı elidîr. Atatürk. döneminin ilgi çekid olaylanndan Bir Reşit Galip gerekli biri de 1933'te gerçekleştinlen «Oniversite reYukandaki maddeleri günümüzün Türkçesiformui olmuştur. Aradan 40 yıl geçtikten sonra ne çevirecek olursaniz.ülkemizde yapılacak gerbugün de, bazı çevreleri kişisel çıkarlanna âlet çek bir üniversite reformunun dayandınlman etmek için, Atatürkçü düşünceji «tasfiye» amagereken gerekçeleri de bulmuş olursunuz. Ns eına yönelen bir «Üniversite reformu» nu işle> var ki. Atatürk'ün Miyî Egitim Bakanı Reşit Gayenler eksik değildir. Bu sebeple, 1933 reformu lip'in bir benzerini, arasanız da, kolay kölay bunu doğuran nsebepler» i hatırlamakta yarar varlamazsınız. Bunun içindir ki, üniversite sorunJan, aır. MUli Eğitiın Bakanı Reşit Galip'in öne sür' karşısındaki «vukuf» uyle tanman bir meslekda düğü gerekçe, lâboratuvar çalışmalariyle ilgili 7., şımızın kaygısını, uyancı niteliği, nedeniyle anyayınla ilgili 8. ve Haydarpaşa Tıp Fakültesinin makta yarar görüyoruz: «Günümüzün ortamınnakliyle ilgili ve günümüzde anlamını yitirmiş dan yararlanabileceklerini sananlarca Üniversite 11. maddeler bir yana, şu önemli konulara' daıreformu» Üniversiteyi «rayına oturtma kaygısı», yanıyordu• bir türlü sönmeyen eski kinlerin, bağnaz siyasal «1 Darülfünunun fakülte ve inüesseseleri değerlendirmelerin. üniversite içi ve dışı kısarasmda ilmî mesaî teşrikini tetnin edecefe bir kançlıklann, kişisel çatısma ve çeki$melerin de irtibai bulunmaması, besleyebileceği bir boşamşîa, va da bir ölçüde 2 Bazı fakültelerfn münhasıran tedrisat doğru fakat kabartılmış gözlemle/le yön değişfiile alâkadar olarak bjr meslek mektebi vaziyerecek bir yörilngeye sokulursa. yalraz dünkü, tinde kalmalan, yalnız buçünkü üniversitelerimızden hmç al3 Tedris heyetinin, ekseriyet itibarile. kenmakla kalınmayacağmı da bllmemiz gerekir. Avdjsini yahuz muayyen saatlerdeki derslerden nı zamanda, gelecek yıllar icin de, ülkemizde mesul sayarak ihnî tetkik ve taharrilerden uzak «Üniversite» kavramının hırpalanmış, gözden dükalması, $ürülmüş, ısık kaynakîannın kısılmış olacağını 4 Talebe ile tedris heyeti arasındaki rnüşimdiden görmeHyiz». (8V ' . ' nasebetin dershane hVıdudu .dahilinde kalarak, Adını taşıyan «Üniversite» den yükselen falbunnn haricinde' taleberiîn her türlü rehberliksohj sesler, Atatürk'ün özgiir rubunu, ölümünün ten uzak, fcendi başna kalması, 34. yılında, tedirgin etmiş olmalıdır. 5. Tedrfsatın gene ekseriyet itibarile müderrisin takririne inhisar etmesi. talebenin öf(1) Atatürk'ün Millî Efitimimizle tlerili Düşünce renme mesuliyetinin\de muayyen bir kitabın sa•ve BuyrukJan, Ankara 1970, s. 26. (Bugünkü hifeîeri veya müderrisin takririnde tutulan notdile aktaran: Vasfi Bingöl). lar dahilinde kalması, . '' 6 Seminerlerin ekseriyetle, lâlzı murat bir * (2) Bk. Atatürk'ün Tamim, Telçraf ve Beyannaineleri IV (19171938), Ankara 1964, s. 516 halde kalması, ve 519V (Derleyen: Nimet Arsan). 9 Ekseri mUderris ve muallimlerin, harid (3) Bk. Atatürk'ün S5ylev ve Demeçleri II (19OTiş ve alâkalannın çoklugu yüzünden Darülfünun1938), Ankara 1959, 2. baskı, s. 237 ve 240 daki vazife!erini ikinei derecede •sayacak kadar (4) Bk. V. BingöTün kitabı, s. 51. müesseseye ilişiklerüıi azaltmaları. (5) Aynı kitap, s. 55. 10 Darülfünun tedrisatımn memlefcetin ha'(6) Aynı kitap, s. 5758. yat ve faaliyetleriyle temasını kaybederek nazarl bir tecerrüt halinde kalması, (7) Bk.' Dünya Üniversiteleri ve Türkiye'de Üni12 Bir kısım müderris ve muallimlerin yılversitelerin Gelişmesi, lstanbul 1950, Cilt 1, lardan beri Darülfünunda çalıştıklan halde ortas. 313314, (Derleyen: Dr. E. Hireş). ' ya henüz ilmi kıymeti haiz belli başb bir eser (8) Prof. Seha L. Meray, «Hak Üzere Güçlü olçıkaramamalan, mak», MiUiyet, 2 Kasım 1972. s 2. • ' 13 Basit bir tecrübeniu bile tez tslarak kabul edilmesi ı^e bu yüzden şahsî tetMk ve telifin hiçe indirilmesi,. 14 Aym fakülte dahilindeki müderris Te muallimlej arasında bile mesut ve semereli bir fikir ve ideal birliği, üml mesal teşriki yerine zıddiyet ve münafere^ler hüküm sürmesi, 15 Eminjik, reislik^ divan azalıklen gîbi vaziyetlerin, sadece baza müderrisler arasında ihtiras ve hased doğuran birer^ mansıp ve makam halini alması, 16 Darülfünun muhtariyetinin yaınız mevki ve makam ihtiraslan kaynaştıran menfi bir amil derekesine inmesi». (7) Kahrolası Sanşoi eğer tm Don Kişot ile Sanşo'nun ne de çok hayranı, ne de1 meraklısı varmış! Geçen gün yazdığımız bir fıkrada sahneye çıktılar diye mektup, telefon... Eksik olmasın, yazar arkadaşımız' Muzaffer Aşkın, Vatan'daki sütununda ütifat etmiş, Vâlâ Nurettin üstadımız da telefon etti. tspanya'da buîunmuş bir eski büyükelçimiz de bir dal gınlığımıza işaret etmiş : ' ' . Şanso değil, Sanso olacak. Bir çengel farkı ama, önemli fark. Teşekkür ederiz. Okuvtıcunun bu türlü dikkatli'=ı daha da saygjdeğer. Her neyse. Bu suretle knladım ki iltifatlar bize değil Don Kişot ile Sanşo'va Bunun üzerine kendilerını arasıra bu sütunlarda misafir etmeğe karar verdim. Ama o günden bugüne kaç paket s;gara ıçtirme de nafüe. Ağzım zifir oluvor da dumanlar arasında ne Don Kişot görüniiyor ne de Sanşo... Sonunda vazgeçthn ve dedim ki : • .' Behey gafil! Elindeıu Alâaddinin sihirli lâmbası değü, Tekelin tıkız sigarasi Bunun dumanından, istediğin vakit istediğin şey çıkar mı? Böyle düşünceler içinde sigara parmaklarımı yakacak kadar "kücülmüşken . gözlerım bir köşede katlanmış duran bir gazeteye ilisti. ,Ne srJrfvim! Don Kişot üzerinde bağdaş kurmus otnruyor. Bir sevindim. bir sevindim : Merhaba şövalve cenapları.! dedim Selâm sana gazeteci! dedi Don Kişot. Artık için rahat edebilir. Devletçilik «tenen menhus eanavSnn başını tam mânasiyle ezmeğ» Kararlıyım. Özel teşebbüsle yaptığım toplantıda anlaşamadıçımız tek nokta kalmadU. Mem• leketteki dört düzine bankanın verdigi krediler yetmiyor. Yeniden banka açıp devlet eliyle kredi dağıtacağım. tthalâtta. ihracatta. sana%ide. tıcarette ne isterlerse verecefim... Birden nasö oldu bilmivonım. tam ben «çok iyi edeceksin» demefe hazırlanırken gazptenin bir baska kösesinden Sanso fırlayıp şö.valrenin dip tarafma bir tekme yerleştirdi, sonra : Kusnra bakmavın efendimiz... diye eğilip selâm verdi, bunu hakettiniz. Peki devlet planlaması ne oluyor? Don Kişot Sus edepsiz! Uşaklar uşaklığını bilmeli, efendiler efendiliğini... Biz Planlama Dairesini özel teşebbüsü desteklemek için kurduk Sanşo özür dilerim efendimiz. Planlamayı siz kurmadınız. Milll Birlik iktidan kurdu. Ve özel teşebbüsu tesvik için 'kurmadı .Neyse.. Bu yapacağınız İŞler neye yarıyacsk sövler misiniz? Don' Kisot özel teşebbüse yanyacak. Zaten devletçilik modası gecmiş bir «eydir. Sanşo Modası geçcıis mi? Af buyurun ama benim gördüfüm. .okudufum, bütün yeryüzünde devlet gün geçtikçe iktisadı hayata daha çok müdahela ediyor Hem bız devletçiliği Atatürk devrinde denedik. Neticesi mevdanda' özel teşebbüsün kılavuzluÇunda kalkınmavı da Menderes devrinde denedik, onun da neticesi meydanda. Simdl, Avrupa kıt'ası hariç, bütün dünyada özel tesebbüsü tesvikle kalkınmak istiyen ülkelerin hali de mevdsnda\.. thtilaller, buhranlar, askerî idarsier.. Benim kıt aklımla gördüğüm, siz gene hayal içindesmiz. Bu Is çıkmas. Don Ki$ot Sus mel'un! Simdi en sert tedblrleri alır seni .şatolanmdan birinin karanlılr tnahzenlerine bapsederim Sanşo Hay Allahın belâsı... Peki bu kuracağınız bankadan paralar dağıtırkcn, devlet elivle bazı kimselere yeni primler verirken çıkacak yeni suiistimal hikâyelerlnden de Korkmuyor musunuz? Don Kişot Şövalyeler hiçbir şeyden korkmaz! Hem görmüyor tnıısun devletçilik zarar ediyor. Sanşo Ama özel teşebbüs daha çok zarar ediyor. tşte iflflslar..lşte kapanan tşletmeler... Bir hesap ettiniz mi? Son yıUarda kaç özel bankanın iflâs ettiğini. kaç özel işletmenin zarar etmekte olduğunu?.. Don Kişot Devlet isletmesi zarar ederse bunu mfllet öder, özel işletme zarar ederse sahibi kerjdi kesesinden öder... " •*' Sanşo bü dfthlvane I6f' SeeVine gülftıefee • *eşladı. öylesine güldü ki kahrolası yerlere yattı. katıla katıla yok oldu gitti. Don Kişot «llera* kavuşturrmjs.eiddiyaJie.man: zarayı seyredivordu. Öyle hoşuma gitti ki bu hali gidip sırtını oksamak istedim. Eiim boslukta kn'dı Havsl olduğunu unutmuşum. N Atatürk Devrimi Ne Oldu? , OKTAY AKBAL 1938'de doğanlar şimdi 34 yaşında. Demek Atatürk sonrası kuşağı, gençlıklerinin son jillannı yaşıyorlar. Olgun yaşa giriyor Atatürk'ün ölüm yılında doğanlar.. Az zaman değil, 34 yıl geçti aradan. Ah Atam, vah Atam edebiyatı eskidi. Gözyaşları başka türlü o*ökülüyor artık O'nu hatırladıkça. Yaşasa 91 yaşında olacaktı. Ama Atatürk gibi çağınm önünde, durtnaksızm atılımlardan atılımlara koşan, bir yaratıcl, bir ulusu yüzyılhk bir asamaya kavusturan insan 90 yıl yaşayabilir miydi? 58 yıl sürdü o çağma sığmayan insanın yaşamı. Bir gün ölecekti, O da herkes gib^ ğTgçektr ama' bıraktığı yapıtlar yaşayacaktl. «Atatürk Devrimi» adıyla anılan, Türk ulusunu yüzyıllann uykusundan uyandırıp çağda? uygarlığa yetiçtiren, Türk insanını Batılı birey yapmak çabasının ilk adımlannı atan bu devrim, sürekli bir çabayla daha ileri bir aşamava götürülecekti. • Önce, Atatürk Devrimi nedir? incelenecekti, aydınlığa çlkarılacaktı, yapılanlarla yetınilmiyecekti, kısacası dondurulmayacaktı. En önemlısi buydu, Atatürk devrimi «donmuş» bir yapıt olmayacaktı. Bitmiş, sonuçlanmış sayılmayacakti. Atatürk, bilime. sanata, kültüre, çağdaş uygarlığa. sürekli üerlemeye, aydınlanmaya dönük bir anlayışı benimsetmek istemişti. Onuncu Yıl söylevinde «Daha büyük lşler basarmak mecburiyetindeyiz» derken .Atatürk Devriminin sürekli bir devrim oldufunu anlatmaya çalışmıştı. Kime? Başta en yakınlanna, birlikte çahstlğı arkadaslartna, kendlnden sonra bu ülkeyi yöhetme sorumunu yükleneceklere .. Sonra Türkiye Cumhuriyetini emanet ettiği devrimci gençliğe, yannın kuşaklarına... Atatürk Devrimi kusaktan kuşağa daha'derinleştirilerek. daha temellendırilerek, daha güçlendırılerek bırakılacaktı. Bu anlamıyle hep canlı, hep diri, hep ileriye dönük, bilim gerçeklerine açık. donmamış. uyusturulmamış. müzelik olmamış tek devrimci eylemdi Atatürk Devrimi... Dünyada daha önce benzeri görülmemiş bir yapıydî, bir düşünce, bir felsefe, bir dinamizmdi. Zamanla, ilerlemeyle, gelişmeyle hızı artan, anlamı derinleşen, uygarlık aşamalanna uyan... Ama kim anladı bunu? Kimse! Önce en yakınları!.. llerlemeyen bir devrimci atılım, gerilemek zorundaydı' oysa. öyle de oldu. Atatürk 34 yıl once bu devrimi gençlere bırakaAk öldü. Bunun anlamını da kimse farketmedi. Atatürk, yalnız gençliğe inamyordu. Devriminin, her çağda genç insanlarının eliyle, kafasıyle yasatılacağını, güçlendırileceğini biliyordu. Devrim demek, durmaksızın değişme demekti; olumlu yöne, yapıcı, yaratıcı yöne doğru... Hangi görüş üstünse, hangi biliznsel veriler gerçekliğini kabul ettirmişse, hangi uygarlık açamasına vanlmışsa, ona uymak. dna bağlanmak gereğini... Atatürk, «Ben yaptım, ben söyledim, bütün gerçek budur» demedi hiç bir zaman. «Hayatta en hakiki mürşit, müspet ilimdir» derken, Onuncu Yıl söylevinde «Ve çünkü. Türk milletinin elinde ve kafasmda tjıttuğu meşale muspet ilimdir» diye haykınrken, o günün gençlerine, bugünün gençlerine. yarınm gençlerine en sönmez ışığı tuttu. Devrimci Türkiye' nin Atatürk Devrimini daha iyiy«. daha güzele, daha başarılıya götürecek olan gençliğe en sağlam, en unutuhnaz % dersi verdi böylece... •• ' • t 34 yıl sonra bu dersi duymâyanlar, duymazlıktan gelenler, duymamak için kulaklarını tıkayanlar öyle çok ki! Kimi bile bile, kimi çıkarlarını elden kaçırmamak için, kimi kafasızhğmdan. kimi kenâini karşıdevrim akımına kaptırdığından, kimi körlüğünden Dondnrdular Atatürk Devrimıni! Yanhş yorumlarla, yozlaştıncı değiştirmelerle, uydurma sözlerle... Oysa Atatürk Devrimi sürekli bir atılımlar dizisidir. Bilim verilerine, çağdaş uygarhk • ilkelerine dayanan, halk yararı öne alınarak durmaksızın ileri asaraalara götürülecek, olgunlaştırılacak; eksik yönleri tamamlanacak bir devrimdi bu... Çağınm önüntfe olacak, hiç bir %aman çağın gerisine düşmeyecek bir sürekli atılım»,' . • ,J 34 yıl sonra durum böyle mi? Atatürk Devrimi donduruldu. Bu devrimin sürekli atılımlan gerekjiren en ileri bir anlayışa dayandığını söyleyenlere kö'tü gözle bakıldı, giderek bu donmuş devrim tanınmaz bir hale sokuldu. Atatürk'ün ölümünün 34. yılında içimize rfolan acı budur. Gözlerinıizde biriken yaşlar bundandır. Atatürk: Devrinjinin tanınmaz bir yozlaştırma sonucu bile bile çütmazlara sokulduğunu görmemizdendir.. 34 yıh boş yere ziyan edişimizdendir. Hâlâ, evet hâlâ Atatürk Devriminin sürekli bir devrim olduğunu göremeyişimizdendir, görmek, göstermek istemeyişimizdendîr. Acı olan budur. Sürekli atılımlara dayanan bir devrimi, geriye çevirmek. yozlaştırmak. tanınmaz. hale getirmek, getirildiğini görmektir hüzün veren. umut kıran... • DEVRİMCİ ATATÜRK arih boyunca büyük komutanlar, büyük yöneticiler, büyük devrimciler gelip geç miştir. Hiç birisl Atatürk kadar uîusunun geleceği üzertade etkili olamamıştır. Onun komutanlığm dan, yöneUciliğinden de üstün yönü devrimciliğiydi. Düşmanı denize döktügü anda ikincl savaşı uygarlık savaşını düşünmeye başlamıştı. «Ne Cromwel, ne Robespierre, ne Lenin, ne de ondan sonra gelenler, çekip çevirdikleri uluslann bilim felsefesini, dilşünme metodlannı. kısacası b#.tüj} bir alınyazısın değiştirn^» yükUnil omuzlanna alamamıslardır». Böyle dlyor Atatürk'ten söz ederken Georges Duhamel. «•V r BAŞÖĞRETMEN ATATÜRK SİNOP'TA KÖY YATILI OKULUNUN BAHÇESİNDE İKİ SAAT TAHTA BAŞINDA DERS VERMİŞ. ARABACI BEKİR AĞAYA YENİ HARFLERİ ÖĞRETMİŞTİ. ' Dr. IVTuzaffer HACIHASANOĞİÜ ve ulusseverlik ödevi biliniz» di. cağı» gerekçesiyle bu Bakanlık yordu Atatürk. kaldınlmtşttrt \ .<,,'' Ikinci yasa, «Tevhidi Tedrisat Başöğretmen Kanunu» bugünkü dille «ögretimin Birleştirilme'i» yasasıdır ki, Atatürk 'bu yasa ile de Türkiye'de bütün okullar dinsel değil, layik halkçı Kendisi başöğretmen olmuştu: bir öğretim eğitim yolu izleye«Osmanlmyı Türk yapabilmek «Sinop'ta köy yatllı okulunun' baslı başına bir sorundu. Yüzyıl bahçesinde iki saat tahta başın cek. Millî Eğitim Bakanlığının, lann yerleştirdiği «Ümmet» kav da halka ders vermis, arabacı buyruğuna, vönetimir.e verilmişramını atıp «Ulus» kavramını yer Bekir Ağaya yeni harflerden bir tir.» (Ceyhun Atuf Kansu, Ataleştirmek kolay mıydı? «Ne mut kaç harf öğretmişti.» (Sami N. türkçü Olmak, S. 50, 51) Yasalu Türküm diyene!» diye haykır özerdim, Harf Devriminin öykü lann ücüncüsü de Kilâfetin kaldı. Tilrk sözcüfü horlanmak için • sü) Kolay öğrenilen Türk alfa dırılması ve Osmanlı Hanedanıkullanılır olm'nşhı. Atatürk'ten besi ulusça ortaçağ düşüncesin nın yurt dışına çıkanlmasıdır. önce sanat ve düşün adamları den kurtulmamız, bilim yoluna, Halifelikle bağdasamazdı. Fakat Büyük mız kuskusuz Türkçülük yönün aydınlık yola girmemiz için ge yıllarca sonra Türkiye de büyük çalışmalar yapmışlar. rekliydi. Bağnazların isine gel Millet Meclisinde «Siz isterseniz Hilâfeti bile getirebiürsiniz» söcabaîar harcamıslardı. Ne var memiş, karşı durmak için elle zü söylenmiştir. Politikaqılar oy ki etkili olamamıslardir. rinden geleni vapmıslardı. Ata alabilmek ıçm halkın kutsal duytürk tüm ulusun eğitim ve öğre, guîannı araç olarak kullahmakBir ulus. dilivle vardır önce timden geçmesi. kültür ve sariet tan geri kalmamı^lardır. Öğretim Arabın, Acemin sözcükleriyle ça ileriye yönelmesi düşüncesin Birliğt Y^sası uygtılanmaa durukarmakanşık olmuş bir dille deydi. Halkevlerinin, Köy Ensti: ma getmistir. Atatürk Devrimletülerinin kurulusu bu neden!e •rinden ödün verenlere sorun bu«Osmanhca» düsünelebilirdi andir. Aymazlar. ulusun kör bağcak. Annması gerekiyordu dilimi nazlık,; bilgisizlik içinde kalma gün. vine göğüslerini gere gere «Atatürkçüyıim» demekten çekinzin. Bu yoldaki büyük çalışması sında çıkar umuyorlardı. Oysa neyeceklerdir. • uygarlığm. bilimin karşısında sonuçlannı vermiştir. Bugün Osdtırulamazdı. .manlıca yazıp düşünmeve çaba Devrimler bir harcayanlar vardır sadece. GösÇağımızda din. devlet yönetiteriş düşkünleridir bunlar. minde etkili bir durumda kalabütündür mazdı. «3 Mart 1924 günü Türki«Yasamda en gerçek yolgöste Şer'iye mahkemlerinin kaldınye Büyük Millet Meclisinde üç rici bilimdir» diyordu Atatürk. yasa görüsüimüş ve bunlar oylan lıp, meden] kanunun uygulanmaArabın yazısıyle Türkçe düşünü mıştır. Bu yasalann biri «Şer'iye sıyle Türk toplumu ortaçağla iliş Iemez, yazılamazdı. «Yeni Türk ve Evkaf Vekâletiunin kaldınl kilerini kesip ileriye, uygarlığa ması üzerinedır. Bu bakanlığa açılan bir yola girmiştir. harflerini çabuk egrenmeîidir biz bugün «Din Bakanhğı», «ŞeGiysi. ölçü gibı devrimlert küTüfk harflerini her yurttaşa, ka riat Bakanhğı» diyebiliriz çümseyenler devrimden saymadına. erkeğe hammala. sandal«Çağdaş bir devlette, din ile yanlar vardır. Oysa uygarlığı devletin bir ilgisi bulunamava tüm olarak görmeıc gerekir. Gecıya öğretiniz. Bunu yurtseverlik lenekçilerin direnişleri boşuna ol muştıır; bundan böyle de boşuna olacaktır. O gelenekçilerden kaçı bugün yer vatağında yatıyor, yerde sinide ortak kaptan yemek yiyor. tlkel geleneMerde, göreneklerde direnmenin hiçbir anlamı yoktur. inuslar kökleşmis geleneklerinden,' onlan ulus yapan geleneklerinden kopamazlar. Atatürk Türk uîusunun geçmişini inkâr yoluna sapmamış, aksine bu geçmişin Osmanlılardan flök daha önceye uzanJığıftı bl^ lirtîsel yoldan ortaya'koymak için Tiirk Târih Kurumu'nu kurdurmuştu. Çanlı bir tarihi vardı Türk ulusunun. Ne v a r k i , geçmişle övünmek yetmezdi: ileriye hergün daha ileriye gitmek gerekirdi. Dünya ulusiarı içinde Türk ulu su kadınlann sosyal haklan ver mekte en erken dayrananlardan biri .olmuştur. Uygulamada zorluklar.' aksakiıklar, vanlış anlamalar, tümü kapsâyamavişlar olmuştur kuşkusuz: hergün bfraa daha sağlamlasmıştıf kaöınlanmızın toplumdaki verl Atatürlc pevrimlerini Ustyapı devrim!eri olarak gören ki?i ve çevreler olmuştur: bundan sonra da olacaktır Atatürk sosval ada lettn gerçekleşebilmesi için devletçilik ve halkçılık ilkelerini kov muştu. Uyeulamadaki. vozla=tırmalar «osyal adaletin Rerçekleştirilmesini zoriastırmıstır • 20/TE»EV€Z/1962 Okuyucu Mektubu Yeşilköy'de temiz su yok Istanbul'un göbeğınde Yeşllköy v« Yeşılköylüler var Yet. kililer, bir de bızım hahmız] gelın eorün Hem fcolavdn volumuz Yesılköy'ü herkes bilır Istanbul'un güzel semMerlnrien bırıdır Sirkeci'den kalkan banliyb trenı Yesilvurt'tan ' sonra Yeşilköy'de durur Yemveşıl ve güzeldir Yalnız korkunç bir ; ° derdı var, güzelligı de artık bu NALÎZASYONU YOK Evlerlmızin önündekı lâgım çukurlanmızla bahçelerimızdekl her isimizt gördüSümüî kuyularımız kucak kucagatlır Çogu . zaman tasan çukurlanrnı» »okaklardan akar. Hıfzıssıhha'da tahlıi olan sulann çogu Yeşılköy'e aıttır Artık sularımm tahlil ettırmekten de öıktık Çünkü netice daıma «AÎI veya çoğu ?aj|lık ıçın jararlı rferdinl örtemıyor: SU ve KA T a y i n d e SIKintl Yeni atıİHnlar Atatürk kalıplaşmadan, donmadan vana degildi. Her ilen adım da bir sonraki adımı düsünüyor du Gerçek Atatürkçüler,*bnun devrimlerini sadece korurnaSîa kalmamalı cağın eerek ve koşuüarına göre Türk uHusunun vararına olarak veni atılımlarda bulunmalıdırlar lstanbul Üniversitesi Yabancı Diller Okuluna imtihanla asli görevle Almanca, Fransızca, îngilizce ve Türkçe Okutmanları ahnacaktır Almanca, Fransızca ve Îngilizce Okutmanlannın Filoloji, Türkçe okutmanın Türk Dıli ve Edebiyatı Bölümünden mezun, askerlik görevlerini yapmı? olmalan şarttır Isteklilerin fiş doldurmak üzere 28 Kasım 1972 tarihine kadar bir fotoğrafla Hektörlüğe müracaatlan. (Basın: 23829/8032) unıversıt HAZIRLAMA* 16 KASIM Motil Reklâm: 805U • Ga/etenıztn 14.9 1972 nüfhasının 2 sayfa, 7 sütununda vavımlanan (Türklveçle uveulanatı mecburi hı/met, sı.«iemi) bas4ıkli vazı lncelerrmit^ır 141H savılj Kanuna gnre vurt dısma tahFile ennnprilen rvSren cılenn vnTda rtöncJiiklennde.tâvin k<mu«ur<1a ha7an sıkıntı görülmü«tür> der Zengın ol»n cekılmektedıı lar 25 30 metre derıne ınerek Ku gıbıleı mechuri hi7rhrtartezvçn açtırmayıdenıvot. ne lerının sakıt olmama?) gejpktıce vine aynı:' Pis"ve mikr>p. çe=ıv|e branşlajlnın di'inda gö lu retflere atanmakta lhtı,sjü= >lan. Toprak, mıkropları öl<JUremı ları ıçınrte bir ıs buhınumpva yecek hale gelmiş artık Halk. kadar bir mudrfpt meınNi nlamıkroplu sularla Kaplafıhı ve rak t'tıhfiam erfilmfrktprin vücudunu vıkar foseptık çukurBunlardan haska devle' daılarını arabalarla Oosalttını relerinde veva j'inıvpreıtplerrie Ne olur. CL'IMHHRfYKT ga ıs iaha?ı bıılanlşrın merrîurî letesinden rica edivoruz val hlzmet vükiımltiltıkleri cfevrevarıvoruz. kanalizasvon ve sa * dilmektpdır suzlugamuzu îleililerr duvur Bıleılerınİ7İ ve açıklamanın tnamıza vardım edin Artık çe hıırra BÖre vaDilma«ım «avgı kilmıyecek bir dert haline gel :1e npj priprim di Sakalar semtin tek çesme• Prof Or Sahahattin sinden tenekesı 125 kuruştan. Millî Ktitim Rakanı İLAIS D O KT OR i Tarık Z. Kırbakan Deri, Saç ve Zührtvî Hastalıkları Mütehassısı Istiklâl Cad. Parmakkapi No. £6 TEL.: 44 10 Î3 bulasıkta Ankara Reklâm: 736/802Ö 1 Kurumumuzun Adana ve Ağn Et Kombinalarma aıt Kazan Dairesi (Beher Kazan Dairesinde her biri 100 m2.'lık ve 8 Atü buiıar basınçlı 3 adet kazan ve aksesuan bulunmrJttadır.) ve Akaryatot tankjan tesıs ve techizatı komple montajlı olarak kapalı zarfla teklıf alma usulü ile yaptınlacaktır. 2 Bu ise ait şartname ve ihale dosyası Genei Müdürlüğümüz Makina ve Tesisat Müdürlüğünden beher işyen ıçın 100. TL. karşılığında temin edilebiür. 3 . thaleye istirak edecek fırmaların en geç 15 Kasım 1972 Çarşamba günü saat 17.30'a kadar Genel Müdürlüğümüz Makina ve Tesisat Müdürlüğünden veterlik belgesi almalan gerekmektedır. 4 thale 22 Kasım 1972 Çarşamba günü saat lb.OO'da Genel Müdürlüğümüzde yapılacaktır. Postadakı gecikmelerden Kurumumuz sorumlu degildir. 5 thaleye iştirak edecek firmalar ihale gün ve saatinden önce usulüne göre tespit edecekleri teminatlarını Kurum veznesine yatıracaklar vej»a teklifler Banka teminat mektubuna 'ihtiva edecektir. 6 Kurumumuz 2490 sayılı kanun hükümlerine tabi olmayıp thaleyi yapıp yapmamakta veva en uypjn teklifi tayinde serbesttir. (Basrn A. 15359 22833/8040) Et ve Balıic Kurumu Genel Müdürlüğünden GARP LİNYİTLERİ İŞLETMESİ MÜESSESESİ MÜDÜRLÜOÜNDEN MAKARNA VE ARPA SEHRİYE SATINALINACAKTIR Müessesemizin ihtiyacı olan 47300 Kg. makarna 2920 Kg. Arpa Sehriye kapatılmış sarflar içinde serbest teklit alınmak surefiyle şartnamesl hükümieri dahilinde satınalınacaktır. Kapatılmış teklif mektuplarının imzalı şartname ve eecici teminatlanyla birlikte en geç 11.12.1972 Pazartest günü saat 16.00'ya kadar Tavsanlı'dak) Müessesemiı Merkezi Mutıaberat Servisinde bulundurulmasi gerekir Postada veya herhangi bir sebeple meydana gelecek gecikmeler fcabul edilmiyeeektir. Bu işe alt çartnameler : Ankara'da : T.K.1 Genel MUdürlüğü Satmalma Dairesi Başkanlığında Istanbul'da : r.K.t Satınalma MüdUrlügü. (Istiklâl Cad. Deva Çıkınazı Sflmernan Kat: 45) Izmir'de : GX.t trtibat Bürosu Şefliği. (Gazi Kadınlar 1453 Sok. No: 18/B4) Tavsanh'da: G.L.Î. MUessesesi Ticaret Şubesi Müdürlüğünde görülebilir. Müessesemia Arttırma Eksiltrne ve thale Kanumına tabi degildir. (Basm: 23634/8042) Beledıyenin sık sık mikropludur dive kapattıgı suvu halka satar Beleriıve mıkTopludur der kapar Nasıl temırlenıt bılmem. ıki eün sonra sakalar tekrar su satmava başlar' Bizi bu durumdan kurtaracak yok mu? Bütün YeşilkSylüler a<fına bu derdimizı vazar mısınız? Bizi suva kavuşturscak bir Beledı yemiz var mı? BizJ pıslik ve mikroplardan kurtaracak bir çare vok mu? Gazetemıze sevçılerımizı sunar, bu feci halimizi duyuracağını canı gönülrien ümit ederiz. (Bir YesilkBvlu) İstanbuf İ! Ünlü icracıların Ornejirf bîr' frlit Bıret'ir' resıtalt nlçln rarivonözca naklen vayınlanmıyorî Bunrian. oukaç vıl Kadaı once bir Leonıd Kogan resıtalır.i Ntahbul tl Radvosundan naklen riınlpvebılivord*k YÖDetıcıler bu eörevlerınl ha tırlarlarfa bu gıbl önemlı resıtallen anında dinle'me olanagına kavusuruz, Saygılarımla. . Adı saklı HACETTEPE ÜMVERSİTESİ REKTÖRLtİĞÜJSDEN ÜnJversitemiz Tıp Fakültesinin Pediatri Bölümüne 27 Ka sım 1972 Pazartesl günü yapılacak sınavla aşıstan alınacaktıı Sınava katrlmak lstiyenlerin ileih Fakülte Sekreterlijinden alarak dolduracaklan müracaat formlarıyla aynı yer* başvurmalan gerekmektedir. Duyurulur. (Ba?m: A • 16146 23844/80331
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle