07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA İKÎ CUMHURİYET 8 Mart 1971 EMOKRASt bir kahramanlar rejinıi deçildir. Kahramanları, ihtilâl ve inktlâp dr\Jrlcri vcrir. Bu ihtîlâl ve inkıîâplara, egor toplum gebe idiyse, bu ihtiiâf ye inkıfâpfar, topiıımun \apı«ından dojjuyorsa., bu ihtilâl ve inkiiaplar, eğer tophımun bekfpdiklerine ce%ap veri\orsa, o zanıan toplumun bağn çatlar ve hu kı>amrtin nîe\inden, knhramnnlar fi'jkırır. Bu kahrsımaıılar, loplnmım brkîeflikirrmi lopiıım;», hatt.'ı inpİıım bu îhtit.ifjaıını ifailr, rdpmrSö bilc. (,'unkij Oııiiir, /nmnnııı emirlrrinr, hcrkrsfpn dnha nner fhıyariar. Tnpİumun hpklpdiklprinî, herfcest?n dslia uticv grz*rler. Ve h.îikm gerçek menfaailsnnı, hcrkçstcn daha iyi dHe ve harçkcte qp|ıı irlpr. ('ıınkıı nıilnr, oudri'frrdir Olayları hptkp*.tpn daha î>l dpğprlendirîrler, Herkesten ikıivj göriijlj>r. Ve olaylaj'a vön fAyîn r, İşfe o ynnıan ve onlar ijnret verinoe. ha^rı hakikMrn caüar, Vç h« ça*laliıacl.ın nnjdıina. »ndrrlpr. kııhramanlar fışkın r h r . Bu. tartlitn şnşma/, k.mtınuıİur Tarihîn şarthın ifbidç garilar iamam oîüttca. topiumiaı ııı lıağrmdH bu çatUtmalar, mutlaka olacaktır. AMupasının klâsik formüllerl ile de olmaz. Çiınkıı XIX. yiizyıl Avrupasında drmnkrasi, diin >a hâkimiyctinden giicunü alıyordıı. Aletropol}««r \ani Avrupa'nm bir avuç sanayici ülkeIrri. butun diınya pazarlarma hâkimdi. Ba dcmokrasi, bir soygun temeü Ü7criııde yatıyordu. DTmya ikiye bolünmiiştü. Bir tarafta efendüerin. di?er tar.ıffa köfelcrin dünyası v«irdı. Vc bizim Osmanh İmparatorluçumuz. bu köleler dünyası icinde. cU koiu bağh bir sömürgeydi. Ne şiımruk istiklâline, ne biilppsiııe, ne fkonomîsinp. ne de si\asetinp sahipti. Olağanüstü bir hafîa I "1 ŞEVKET SÜREYYA AYDEMIR pfpndi ıılriııgıı bîr vntnn ıı/Piındc, hprkesin î^i, hefkesin oca^ı Ve köylünun tupfağı olmastdır. Mustafa Kpmnrhı. t,a^daş ıitedeniyet seviy^sine uiasmıak ripdiği hcd^f. artık sonlarının geldigini daha Kr^ımım Konjrrcsi günicrindc habcr \prdî^;i, sjırmırgppi vç soınurucü kapitoüzın ilr*, alpjhint* rîfıaf açfığı pmperyalîzrn değildi, Bıı h.cdef. kpndiiYii/.in pfpndisi nlaca^ımız bağımsız bir vatan toprağmdn: vük«;ek tcknik, yüksck kültur, Imr ve adalctli bir nizam demekti, Şiırıdi Mustafa Kemaî yoktur. Ama açtı^ı yolda inkılâhı devam cttirniek ve ikmal ctmek İ*i, Vani adına daimî inkılap dediğimiz pağdaş \p ilpripi lıir dıı/pıı \e mııpsscplpr ^aratmak i^i. nnun kııKal vasîypti olaı.ık. ondan SOHVaki nrsiHorc kslmıştr. Acaba fimdf biz. bu va?i>ctin uy?u!»nma«ı mı. yoksa inkân veya ccüsmelpri ipinde miyiz? Bu soruya sanıyonım ki, olumİu cp\ap vermek zordur, Nîçin?.,. TJNİVERSITELER, iç savaş mcydanı otma^ " ^ vacaktt, Hâkimlcr, mcmurlar, o^retmen!<"r, dğrcncilcr. işcHcr \e işsizler, hülâsa şehir< lilrr vo kııyluipr. >ikâyet ,Mirüyüşleri >apmaya«•iiklardı. Çıınkıî tarihî hizmpti; başlanıian inkjJâpları tleMtm rttirnıek ie oııları İkmal ctmek olan Türk Dovletinin yönetirilcri. daimî inkılâp harrketine kondHcrini vcreccklerdi. Bu harckctin yaratacagı liderlcr, zamanın akı^ma, çağın cmirlevînft avak uyduracakiardt. Güclerinl emniyet tc^kilâtuıdan zîyade, eağdaş fikirlprdon alarak, iılkpyi çatı^malara saptırmadan ileriyc ^ötüreceklcrdi. Ama bizde, kahramanlar devrinden sonra asıl süzp parpan kısırlık. toplumun bu lid^rlcri ortaya atamamas! olmuştur. Yani Türkiye, kahramanlar devrindcn sonra, çağdaş anlanıda liderler yetiştirememiştir. Öyle Jidcrler ki, dünyanm gidişini sörsiinİpr. İc ve di¥ olayları, cıı dogru de^crlendirsinler. Ve toplııma >ön tâ>in ctsinler. !>jtp bıı bakımdan Tiiıkiyede bııçiinkü çok partili rejim, hakikatcn bir lîder buhranı içindcdir. Bu yüzdendir ki. partüerin ortaya atabildiğri başkan veya yöneticilerin hcpsîno: kısır giinlük kavgalar hâkimdir. Genc bu yüzdondir ki. daimî inkıiâp vprine hiz. biitün earkları hirbiriııp çarpaıı ve devlct biitoesindrn partilorine vprs;i ödetmpk gibi, ta>.hih kabul etmcz bir tarihî hatâdan başka, hiç bir d.iiada sanıimf nlarak anlaşamayan insanlarm yarattıkları nizamsızhğın, tam ortastndayız. H Kfihrarnaıı kimdir? îi.ılıîo, tnıihîn nUışmrlıı kahrnman ktm<\\r'l K.ihrninatt. tarih içindc şartlann hir dr, Vanf kfthramanfsr, hem sebep. hem Irr Kj»er kahraman, kcndini dflğuratl eo^ap vrrrcrk, \nni fıırihin kanııııiyct\<",r\ İle. toplumun beklediklerini deçprleııriîrrbüecfk insansa. toplutnda patlayan ihtilâl ^p>n inkılaplar. toplum varanna geüşirler. Şrkilleşirlpr vp mçyvelcrini vcrirler. Btı nıııllu sonueun en daçru gö'itçrgeni, îoplumun bağrında patlayan ihtilâl veya inkılânla. rm, foplltmu ölü mazidpn koparı^larıdır. Bny. IPPP tnnluniun. ölit maziniri hasretine ve karanhpına donmpdpn, cajhn akimma avsk uydurAbilmesİ Ve kahramanm da, soyuızlaşmamasıd.r. Tİİıkive. rakm tarihindp, bir inkılâp yaşnmıjhı. \> bu inkılân. ırerçek kahramanım ver«nif>tiı. Ama ne var ki. inkılâplar. yalnız başlar>ar. inklIÂbiii soııu ve bitişi diyp bir şpy yoktiır. tııkılâp, ilk fütuhatını yapıp ilk hedpflerîne ııla•şınra. mıdıııı snnra artlk. daitttî İnkilabın hâkim Oİdusıı bir dpvrpyp gîrilir, naimî inkılâp, ihtilâl ve inkılâbin baVr'ağını açan kahramanm vpya knhramanların cıktıeı volda tonlumun. bir daktka bilp perîye bakmadnıı, gçridc kalana hasret cekmeden, cafhn ileıi ilkelprinp ynnplmpsîdır. Tnplumun k<*nfii vapjsını. hiç dıırmndan j pnilpınpsîdir. Bıı djıimı jnkılâbın. bu durmadan yenil^şincnin tn dnğrıı gostergesîdir, ILI^Î bağımsızlığın vp nıillî gururun bay|'a&l .iltliida toplum yapısınm, pagdaş dıı/pııi, >ani >ük^ck <ekniğe. yüksck kültüre, balk },u,]iııirt sahip olabilmpsidir. HiUkın, kendisiniıt ALBl'KÎ cağımız: iştc bu kfasik XIX. yüz>ıl dcmokrasisinin pozüldüğü çağdır. O haîdc bÎ7de lider \p>a lidorfer, c\velâ oağm bu üzcUiğini biJercklerdir. Millî bağımsızlık, milli ekonomı, millî krodi. millî cgttim, millî sana>i vr lıcpsinin iHtünde miii? çurur, onlann clleriııi meselâ >abiiııpı ülkelere, buğday almak. yağ nlmak. pirinc aimak gibi yiizkızartiei yalvarışlar ifin açtırtmayacaktır. Buğday Istiklâli. un istiklâli, ckmck istiklâli. vağ istiklâli. plrinç is. liklâli \e beıı/pri istikîâllt'r icîn apılacak *;pferbrrliklpr butun iilkp halkı, almteıi ve hpyccan d.ılcraları irinde, dağları, taşlarj dolduracaktır. Halbuki buafün mesciâ. yalnız tstanbul. İzmir ve Ankaradt». bindcn fazla Ziraat IMühendisi toprakta değil, dumanlı biirolarda iş ^e larım istiklâli yolunda, seferberlik beklpmektedîr. Rıınlara «silâh başına! lıaydi tarlalnm! havdi topra&a! tarımda İKtiklâl icin!» emrini kim vertok? Liderlcr do§i! mi? F.vct. busrün bu 7«raat nıpmlpketi, y iyecegi busday icin dısarıya elacabiîir. Y;ı yarın? Ya yarın sınırlarda tnplnr pntiadığ;! zaman? Dünyaya ebedî barışı Tanrı dahî vaadodememistir ki!... Batı basınında genelhkle Tıirkiye'den bahsedilmez leket jçınde önemsenen nice olay, yabancı ulke gazeîelerind* küçük bir ?ütun kaplamak ^HMHS bile >ahip dr;ıldır Ancak geçen hafta bu usu! bo/uîriu. Turkn'c'dckı oinylara dünya ajansları b/el ügı £r><.te?dî]er. Amerıka Cumhnrbaşkam dahi. bu konuda bır sorııya muhatap otdu. Çünkü kenrlısine THKO (Türk Halk Kurtulus Ordusu) adım veren gizli bir kuruluş, Ankara'da dört Amerikan askeunı kncırmıstı. .1 9 Haftanın başîangıcı Haftanın baslangırmrin eazeteler parlamenterlerin maaşlan üzerinp habprlerle tfohıydu. Anayasa Mahkemesinin kararından sonra, milletvekili ve senatörler, bu seçim dcvresinde zamh maas almak icin Anayasa'vı de»i"tirme teşebbü«=üne eirdiler C.H.P bu vüzden karMt Parti örcütürıdrn mcrkeze CPİon tepkiler. vönoticileri ^asırtmıstı Basın bir vandan bu konuda haherleri kamu ovuna duynrurken. öto yanda eczane sahiplerivlp nkaryakıt bavilori protesto evlpmlprine geçtiîor Eczane sahipleri. Sagîık Bakanlıgının ilâç satıslarındaki kâr nranlarını düsürmesine karsıvdı Devalüasvondan sonra ilaç fiyatlan ortalama yüzrîe 40 50 artırılmıs, ilâç imalât firmalarının istekleri yerine getirilmisti. Saglık Bakanlıgı. bu artı<=ı eczsne «shiplerinin kâr oranlannı inrlirprpk düsürmek i ' vordu. Ec7ane «nhiplori i^e kâr oronlnnnm 7,ıton vüzde 10 oldugunu iddia pdivorlardı Akarvakıt baviîprinin de bcn?er hir dprdi vardı. Karavollnnnda a?irhk kontrolü basîavmca mu~kü! dîiruma cfüsmüslerdi Eskiden akaryakıt tasıvan tankrrler. saptanan tonaidan daha fa?la mal taşıvorlardı. Bu hatnlı usul. naklive ücretîprinı ucuzlativordu. Aüıriık kontrolü uvtrulandıcı zaman eski ürret yeterli olamıyacaktî. Kâr oranları vpni dııruma söre artırılmaîıvrîı. :| :l 1 Lideı r • ^ İTRK inkılâhi ve onun, hpm usta«;ı. hem • yaratıgı olan kahraman, yani Mustafa Kemal. hem kahraman, hem liderdi. Onunla beraber, yahut hiç degilse. tek şef ve tek parti dpvrinin soııa prmesi ile, gerci kahramanlar devri kapandı. İhtilâl VP inkılâp, artık daimî inkılâp safhasına ffirdi. Yani bu safhada Tiirk tnplumu, inkılâp üc eıkılan yolda. artık yeni Iîderlerini ortaya ntapak. müpsspselprini tamamlayacaktı. Hedef belliydi: MilİPt. çağdaş tekniğe ve eağdaş kiıifıırc yönclecekti. Millî sermaye, millî sanayi. millî kredi sistemi vc «rağdas teknik ve medeniyet seviyesi, ülkpmizde ıjelişecekti. Ama toplum; vani Türk milleti, XIX. yüz yılın cseri olnp. XX. yiizvılda krizlcrîni vcren sömurgeci kapitalî/m ile, somürücü sımfcal yapının a^ına düşmeyecekti. Yani halkın efendi olacaeı bu vatan toprağında, herkese iş. hfrkesp ncak, herkpse kiiltür vc herkesç hak Hc, köjiiiye toprak ülkiisümi sağla>acak müesseseler yaratılacaktı. Türkiyp. hem bugünkii, hpm yarmki sosyal çatışmalardan korunacakti. Ölü mazı, özlenmpypppkii. Din, bir siyaset spçkiiIAsyonu ve oy ticarpti haline getirilmeyeeekti. Tanrıya karşı kul. Hüdânın bcklediği gibi ve herkosin anladığı dilde, yakarışını yapacaktı. Devlet adarnı EVLET adamı bahsında galiba hiç durmasak da olur. Çünkü dr\lpt adamı dcmek, klâsik bürokrat demek dcğildir. Devlet adamı, meselâ Mithat Paşa'dir. Çünkü Mithat Pasa. kendi hizmctlerini. keııdi yaratır. Onun ayak bastiffi ycrde. o eüne kadar kimsenin akhna gclmeyen carklar harekete arelir. Köylprde kooperatifler kuruhır. Kasabalarda bankalar yaratıIır. Nehirlorde vapurlar işler. Toprnklarda madeııler aranır. Mcktopler acılır, Vilâyetlerde. adetâ mııhtar idiiroler düzculer. Bize ilk Anayasa'.VT da. onun getirdiğini hiliyoruz. Halbııkî o zaman Valilerdcn. Sadrazamlardan, böyle işler isteypn ynktu. Eter onun getirditi AnayasaT a yemin pdpn padişah, yani Abdülhamit. caçın bu en deâcrli devlet adamlarındaıı birini ve bi/îm Cumhuriyct öncesi tarîhimizde en ulu flevlet adamı olan insanı, Taif zındanma Sfönderip boğdıırmasaydı \c IMithat Paşa'nın başladığı işlere devlet devam edebilseydi. ben öyle sanıyorum ki biz. cağm akışı icinde meselâ, Rusya Çarlığından, belki daha ileıi olacaktık. Ciinkü Mithat Paşa İstanhul'da Anayasa'yı hazırlarken, Rıısyada kölelik ve köylülerin toprakln beraber alınıp satılması usulü, henüz 1012 sene önce kaldırılmıştıî... D Haftanın ortasma doğru.. Toplum bu kaynasmalarla ilçili iken, haftanın or asına dogru ünivprsitp haberleri ga/pteierin man<=ptlerını kaplariı. Olavlar önrp îstanbul'da basladı. Ut. Hukuk Fakültosı T>ekanı Orhan Aldıkaçtı'nın davp+i Ü7erine. üniversitoye toplum poli^i cirdi Ünivercitpve toplum poli^i çnrnlrTıgı 7aman çatısma çıkacagı tpcrühevlp sabitti Nitekim Hukuk Fakültomâe ögrenoilerle toplum poli«=i arasmda silnhh çatısma çıktı Hukuk vp tktisat Fakültolpri bıı sebpplo üç aün kapandı. Ertp^i gün 2a7Ptp okurlnrı, Gpnel Klifmav Baskam Memdııh Tagmac'ın Anknra'da bulunan subavlarla Hava Kuvvptleri Kararffâhında bir konusma vaptıSmı haher aldılar. Ta§mac. «cprpkpn gprektigi 7aman vnpilaraktir» divor, orduvu itidnlp davet pdivordu. tstanbul Vaîi^i Vefa Povraz da toplum polislprini Kpor ve Ser?i Saravınrfa toplıvarak bir konusma vapmısh. Demokratik Parti, Dpmirpl hakkmda veni bir volsıi7İuk iddiasmı parlamentova «ptirmpk Ü7Pre hazırlanıvordu, Türkivp ertpsi sün patlıvacak bir haberle sarsılıncaya kahnftnnm olavları bunlardı. Nirin? ı İÇİN lider yetişmez? Bu sorunun cevabi basittir: I.idcr evvelâ. bir dıinya fföriişiine sahip olan adanı demektir. Lider dünyanm ve çagın gidişatını adım adım İ7İeyebilecektir. Bir dün>a anlayi!jina ve bir. mcmlckct kavrayışma sahip olarnktır. Diinya \e nıemleket davaları ii7erindc bizim gidişatımıza, en doğru yolu tâyin edpeektir. İhtilâl \p inkıluplarda kahraman, önderlik yptkisîni gprtî kılırıııın hakkmdan alır. Ama dcmokrasilerde liderler, pvvplâ demokrasinin mahsuliıdurler. Bu da bir kiiltür işidir. Hem de bu demokrasiyi biliş ve anlayış, XIX. yüzyıl Haftanın sonıına yaklaşnıışken... Biri çavus oîmak üzere dört Amerikan a^keri Ankara'da Gölbası vakınlarında kimliSi meçhııl kisiler tarafından kaçırıldı. Kaçırma olavının faillori. ha7i aianslar ile TRT've hıraktıkları mektuplarda THKO fTürk Halk Kurtulus Ordusu) adım kullandılar. Dört Amerikan askerine karsılık 400.000 dolar fidve istenivordu. Kaçırılan askerlerin gazetemize bıraktıkları mektupta Türk ve Amerikan maknmlanna «yaşamamı7i istiyorsanız, bize yardım edini?» denivordu. Oysa Amerikan Hükümetinin bu konudaki tutumu bellivdi. Bu volda bir soruva cevap veren Başkan Ni^ron, olavda karar sahibmin Türk Hükümeti olduğunu kaydettikten sonra «pazarlığa girişilmesini tavsiye etmpm» divord"u. • ÜNE UNDEN Partiler yaşlandıkça 1 I'arlilprı ılnktrin hakımımlan eİPŞtirenler, bilha.SNa sınıf parti/pri ıdriiaJannı ortaya atanlar. partiJer arasındaki farkları gözdpn geçirirken bu partileri birbirindcn ayıran e.saslı bir noktavı unutuyorlar. Bu rsaslr nokta, partüerin faaliyetini. düşünce tarzım, hatlâ programmı dahi etkilemektedir. lîcnim üzcrinde durmak istedifim nokta. size g^ırip gelecektîr ama. partinin yaşı meselesidir. Dcmokrat Parti onuncu yıhnı doldurduğu zaman. 46 nıhu flpnılcn candan ve maltlan fedakârlık, birbirine yol verme nitelılJrriııi kaı betmişti, Çünkü ortak amaç değişmiş, parti iktidara gplinpp hirbirine ver buvurmak, rnmantik duvçularla arkadaşlık ptmpk yerinp, gizli, açık, mevki VP yer kapma kavgalan başlamıştı. Tabiatiyle bu kavgalar dolayısiyie de insanlar birbirine düşman olmuşlardı. Rir kaide : Eçer parülerde doktrin ve ondan doğan program, bütün iiypler ve o partinin fîempatizanları tarafından içtenlikle na^laşTİmrvorSa, her gpçen gün, menfaat duygusuyla birleşen insanları birbirinden uzaklaştırır, kayıtsızhktan nefrete kadar bütun kadpmelerde partililer «tasvon yapmaça başlarlar. Ilpmokrat Partinin pski jjünlerini hatırlıyoruz, öyle insanlar vardı ki, rtlpndprps nnlaıdan nefret erier, fakat şprlerinden korkttığıı için oıılara gülpr yüz gnslprirkpn yirte onları başka güler yüz gösterdiği insanlar Hiyle \iirmaga çalışırdı. lldp, ilpede, knııçrplerdp, (nöhpt deği.^tiriynruz^ şarkısıyla biıbirlprinin plinden baskanlıkları alanların, birhirlprîne dost olduklari \e, dnst kalaeaklarım Sanniak gaflpt olur. Bu kongreler ve fMiPİfr hîrbirini kovalariıkea nefret duygusu yoğunlaşır, arara dtişmanlık pirer ve artık heı* şey kapkara olur. Ahlâksızlık, kancıklık; doktrin ve parti sadakati veya lidere olan hağlılık scklinde ırözc ffözükür. P.u partilerde insanların birbirlerini yıkabilmrlrri için baş vurmavacakları çare yoktur. Bir sürii ahJ;<ksız birbirlerine rakip lidcrlcr arasında mekik Uokurlar. hayasızca bîr taraftau bir tarafa ffeçerler.. Runlann arasında kenriilprini. kendi vıkarlurını düsünenlcrin etraflannda yarattıklan ralıatsr/lıçın ne kadar pis koktuğıınu tasavvur pdempzsiniz!. Bu ri>akârlık çpkî'?me belki Havvar handa da vardır, fakat orada ASıl Olan menfaat olriııgu için çatışmalar riyasız ve rnertçe yapılmaktadır. Bir partinin çatısı aitında, hirbirinin yiizüne bakanlar arkada.ii karılarırtı, çoptıklaı ııiı eleştîrirler, onlarin namuslanııa bile dil u«atirlarsa. bunun siyasetle, memleket hizmcthic ilg:isi olur mu?. Partiler Anayasa fnüessesplpridir. Anayasa böyle söylüyor, fakat bıı niüpAsrseİprin irindıkî insanlar da insanhk zaafınm hcr tiirlü^üyle ilJptlidirler. Rakip eöVdükİprini elemek içln yalan sövlfyrnler, kendi matbaalannda bastırdikları derjçilerde sinsi hücumlara kalkanlar, arkalarmda dönüş yolu bırakıp önlerindeki volu ıreçeofk olanlara pıisıı kuranlar, hep hıı parti hayatı irinde yer almıştır. ftyle zannediyorum ki, partüerin ömrü ne kadar ıızun olursa. bıı oyunlar da o kadar eok olur. Bir Fransız srnatör. bana bir tren yolculu^unda bu ihtiyarlama ârazının birkaç. nümıınesini vermişti. Dağlarda Almanlarla çerilla harpleri vaptıktan sonra. seçim bölffesine indigi zaman kardeşinin domuz bcslrdifini bilenler onu Almanlara domnz satmış olmakla itham rlmişlerrli. Seçmen de onun savaşta aldı^ı yaralara hiç metelik vormrden onu kötülemekte ve ona reyini vermemekte hiç sakınca fii Insan ihtiyarladıkça nasıl hiiyük acılar karşıfiinda belki raşama iç çiidüsüyle• donuklaşırlarsa, nasıl çenç anne yavrusumm hastalığı île çırpınırken yaşlı koca, ölen karısının arkasından sadece (kaderj diyrbilirse, partiler de yaşlandıkça donuklasıvnr, onlar için memlekct mcselelcri iç kavgaların arkakalıyor. hele fırsatını bulup o partinin başına samimi olbir insan çeçecek olursa .. Sayın okuvucıılanm, bu çözlemime dikkat etsinler; dünyarlakı nlavları biraz da bu açıdan scyrctsinler. o zaman bir çok anlaşılmavan nıcsclelerin niteliirini kolayhkla kavradıklarını görecckJrrdir. Birbirleri ile çekişe çekisp vüz çöz olnıus vp vekar duygusundan ıızaklaşmtş insanların mcmlekete hayırları olur ürkiye, iktidarlarm anayasa hânisliğinin geçtigi, ve bunun tarih ve hukuk olarak da saptandığı, aynca hesabınm da sorulduğu bir ülkedir.„ 3 u bir , belki de... ve e^er ise; şeriat la yükümlü Osmanlı siyasal iktidarlarınm, çagin anayasası olan bu seriatı nasıl çiğne diklerinin öyküsünü tarihe bırakarak yakın çaglara çelelim. Yakın çağlarda bir «Anavasalı iktidar» evresine giriîdikten sonra, anavasa hânisligini Abdulhamıt II. ile başlatmak olana^ı vardır: O, 1876 Anayasasına hânis olmuştur. Yalnız o zaman, Türklerin tarihi ve talihi ağır işlpyen bir süreç idi. Abdülhamit Il'nin 1876'yı uygulamamak suretiyle anayasal doarultuyu saptırması ve ondan bunun hesabınm sorulması 30 yıl sürmüştür. Ama çimrTi tarihin koşulları ve bu koşulların, icinde oluştuÇu tarih süreci, hiz kazanmıştır. Bir DP'nin 1924 Anayasasım tagyir tebrlil tahrif fbaşkalastırma değiştirme hozma) suretiyle içine düştüğü anayasa hâni^lini. son üç beş yılında somutlaşmıştı. Sîmrii de biçimsel iktidarı muhalpfpti ile egemen güçlerin siyasal iktidar hirligi, kendi hânicligini, daha kısa bir zamanda tarihin savıalarma damgalamak için, daha acele eder göriiniivor. T Böyle, böyle hânislige YAZAN : Prof. Bahri SAVCI leri ile siyasal partüerin bazılarına ayrıcalıklı bir para yardımı yapılması konulannda Anayasal açıdan ve kamtı hukuku genel prensipleri açısıntfan var olan sakatlığı, basında bPİirtmiştik. Simdi, ?one bu knnulan birkaç tümce ile Özetlersek divobiliriz ki: Evpt simdi AP iktidan ile, onunla bütünlesen vc bu VÜ7den kendi^ine «muhalefet iktidan» dediğimiz partiler, Anayasanın 82. maddesınin son fıkrasını kaldırmava girişmişlerdir. Ru l^e Anayasanın tümünricki, ruhundaki temel felsefeye, anlavıs biçimine, mpşruluk prrn sibinp avkırıdır. Bu nîtelini ile de, bu girişim bir Anayasa hânisli»i teşkil edecek ağırlıktadır. Söyle ki: Tüm dpvlpt tasarruflan 1961 Anayasasının ruhundaki ve maddplerindeki temel felsofelore, mesruluk ilkelerine dayanmak zorundadır. Alelâde kanun koyucıı dahi, bu kurala uyacaktır. öyle ki, Anayasanın tpmel kurum ve kurallarından olmayan ikincl d'erece hükümlprini degistirirken bile temeldeki felspfe ve meşruiuk ilkelprine uyulmak zorıınu vardır. Bunun sonucu, alelâde yasama organımız, ancak a^lî kurucu iktidar yptkisinİ kullanacak bir organ tarafından yapılabilerek tpmel degisiklikler alanına girme avrıoalıŞına sahip olmamak gerekir. Ba7i biçimsel kurallar ve yöntemler İ7İeyerek bu alana srirpr ise, onun bıı giris tasarrufunu. meşruluk icinde savmak olanagı bulunamaz. bir ayrıcahk hükmü eklenmek istenijror. Burada şu durum muhakemesinı yapmak gerekir; partiler demokratik rejimin, demokratik bir siyasa! yapı KİKteminin ögeJerindendir. Fakat partiler, tüm siyasal katpgorileri kap^ayan, böylece vararlanma açısmdan bir genellik görünümü gösteren bir kamu görevi görmemektedirler. Onların cörevi, belli kategorilerin çıkarları yönünde siyasal iktidar olavını etkilemektir. Ayrıca. olanagmı bulurlarsa, seçim yolu ile siyasal iktidar yerini doldurma evlemlerinde bulunmaktır. Bır sözcük ile söylemek gerekirse, «kamu görevi» ayrı bir şevdir, siyasal partüerin görevj avrı bir şeydir. Bu nedenle kamu gö'revleri için avrilmıs buhınan paradan, siyasal partilere bir pay ayırmak, kanunla dahi olası değildir: Bu yüzdendîr ki, ancak belli kafegorilerin çıkarları yönünrlp bir is trören partilpre, kamu eörpvlerine avnlmıs hazineden para d"a»ıtılmasmı dogru bulmavan Anavasa Mahkpmpsî, bir kanun hakkmda iptal kararı vermistir. Rövlpce de yukarıda açıklanan kuralı tanımayan kanun kovueunun vptkisini kendi kararı iîe dpneelemMir. .Simdi ise: Anayasa Mahkemesinin bu dengeleme vptkisini açıkta bırakıcı bir tasarruf olmak üzere, partilere vardıra hükmünü Anavasanın içine sokmak istegi ortaya çıkmtstır. Fakat hatırlatırız ki. bu gi kpndisfndpn bovuna digimiz Anavasal d^nçevi bo7Ucu nifpligi ile. bir Anayasa hânisligine vol açacaktır Avrıra Anavasa Pİivle «avrıcalıklı parfiler» katetforisj varatarak. demokratik reiimin va7geçilmpz Ö f ^ olma niteligi öteki partiEp i İPrrTpn esirçpnris olacaktır ki, bu da sivasnl partilprp. demokracinin ö?esi olma roiünü veren Anavasa hükmüne avkırılık teşkil ederektir. Böyle bir girişim; sermayecıliğe. celeneksel değerlere dayah statüköcu egemen sınıflara, sosyal hareketlenmeleri ve radıkal degfsfne istidatîa'n"nıkontrol olanağmı veren bir örtülü fasizme yönelmenin bir evresini mevdana getirir. eçmis yÜ7yıllardan beri sürüp gelen koşullandırmanın etkisiyle, bir radikalizm dalgalanmasına ugramaktansa, kaderci bir statükonun içind'e kalmaya ses çıkarmavan büvük kitlelerin bu fa$İ7mi kavramaması sonucu, bu «polis rejimi» işi çok ileri götürmeye başlamıştır. öyle kl hukukça henüz «sanık» olarak nitPİenen, bu vüzden <beraatı 7immet»i aslolan kisileri «vurma»va kadar uzanıyor. Ve olaylar yağmuru... Dünya ajans ve radyoları, kaçırılan Amcrikalı askerler olavı üstüne dikkatlerini yttnelttiler. Türkiye'de ise sanki böyle bir şey bekleniyordu. Hemen ardından kanlı ve kanunsuz olaylarja;ipciri b«|)ş]j|dı îstanbuî'da bir banka soyuldu. Kırıkh'an'da bır'gefTH avaklanmacmda dükkânlar ve evler tahrip ,edi!di,HÜç ki.^ ..ŞJd^j tslahive'de üç avukat. gpriciler güruhu tarafından çevrilerek hücuma u^radı: otomobilleri tahrip edildi: linç edilmekten zor kurtuldular. Amerikalıları kaoıranları kovusiuran güvenlik kuvvetleri, Orta Dogu Teknjk Üniversitesini aramak için mahkemeden karar çıkarmıslardı. Bu arama olavı sırasmda çıkan otaylar, baskenti bir muharebe alanına çevirdı. «Jandarmaya "evet". polise "hayır"» diyen ögrenciler, toplum poîisini'jandarma hımayesinde ögrenci yurtîarına riogru vürür cörünce ateş açtılar. Güvenlik kuvvetlerivle öprenciler arasındaki müsademe saatlerce sürdü. Bir ögrenciyle bır jandarma erinin ölümü ve sayısı kabarık varalıyla son buldu. Her tarafta. arbede, bomba, dinamit, silâh, yarah ve ölü vardı. Toplumda huzursuzluk hâd safhasına varmıstı. Haftanın sonunda dikkatler, bütün bu kargaşa Içinde bir noktaya dönüyordu: Amerikalı erler için istenen ficfye için verilen süre bitmisti. Fidve ödenmediğîne göre kaçırtlan erler öldürülecek miydi? Şu satırlar ya7ihncaya kadar bu konuda kesin bir haber alınmış değildir Türkiye'nin baskentinde 2.000 ögrenci spor alanına doldurulmus, süâhlı iandarmalar tarafınrfan çevrilerek jfadeleri almmıstı. Olavlar tahminlerin üstünde bir hızla gelisiyordu. Bu bakımdan Türkiye, Batı basınında birdenbire adım duyurmuştur. Toplumdaki olaganüstü ha va, gerilimini yumuşatmadan devam etmpktpdir | I | • J I | I | I | I | I ' • I I . I ' ı I G Todbir tasarılarının tümünün analizini, sonraya bırakalırn, polise, sanık vurma yetkisini tanıyacak bir girisim, kanun devleti icinde yer bulamaz. Böyle bir girisim. olsa olsa, bütün hak ların üstünde gelen ve yolunda ihtilâller vapılmıs bulunan «hayat hnkkı»m; hem özünde. hpm de türlü belirti vönlprinde tanımamn, reddetme olur. Bu da hayat hakkını, elbette temel ilke olarak kabul etmiş olan Arayasamıza hânisliSin bir baska tıirünü mevdnna eetirir. • T R T'Tt HÜKÜMETÇİ BtR KANAT YÖNETtMİ ALTTNDA PARTtZAN ACZI DURUMUNA GETÎRME KONUSU: Son güniprin Anayasa hânisligine vönplik girisimlerindpn birisi de TRT Kanunu ta^arısıdır. iktidar, bu tasarı ile, sözde TRT kurumunun hem özerkligini. hem de tarafsızlıgını saSlamak; hem kendi kendini vönptmesini, hem de kendi kendini denetlempsini olası kılmak yollarını aradıgmı ve bulduğuntı ileri sürmektedir. Fakat bu gerçek olmayan bir «hak volundalık»a*an başka bir sev dpgildir. Çünkü TRT yönetimine verdigi biçimle bu kurumun Ö7erkligi tüm elinden alınmaktadır. TRT'den çok yakınabiliriz. Hattâ bir özerk TRT'yi toplum varanna çok avkırı bulabiliriz. CUMHURİYET I ••••*••••**••••••••••••«••••••••••••• VEFÜT Nevzat Dosdoğru'nun eçf, Bünyan, Rezan, Civan, Eren ve Seren'in annelerl. Tören, Neset, Sevin, Sühendan, Selim, Şadan, Serpil, ügur ve Ata can'ın anneannelerl, Deran'm babaannesi. tpek Dosdogru; Edip Aray. AH Külig, Şeref Koca ve Ergilder Tırnova'nın kayınvaUdeleri TESEKKÜR Mchmet Faik ÖZSOY'un Kıymetli babamız hastalıgı esnasında yakın alâka)arını esirgemeyen Ankara Tıp Fakültesi Dahiliye Kliniginin başta Sayın Proî. Dr. Cavit SÖKMEN Bekir BERKOL olmak üzere, diğer kıvmetli profesör ve doktorlarma, hemşire, lâborant ve hastabakıcılarına, cenazesine bizzat ?elen. çelenk gönderen, telgraf ve telefonia acımızı paylasan akraba. dost, meslektaş ve mesai arkadaşlanna teşekkürii borc biliriz. Eşi ve çocuklan ve Sayın Prot. Dr. Torbanın eçindekiler Yıldız Dosdoğru vefat etmlstir. Cenazesl (bugün) 8 Mart 197] Pazartes! srünü ikindi namazmı müteakıp kılınacak cenaze namazından sonra Sisli camiinden kaldırılarak. Zincirlikuyu'dakl ebedt istirahatgâhına defnedJlecektir. DOSDOĞRU ailesi Cumhuriyet 2049 tam özerklik ıçınde lşlemesini, islptilmesini saglamak. ma bnrada birçok kistyt tereddüde sokan bir nokta var: özerklik nedir? tşte birçok siyasetçimizce ve birçok sözde aydınlarca bu nokta bilinmivor. Bazılannca da bu nok ta bilinmp7İikten geliniyor. Oysa Ö7erkligin ne olduüu çok açıktır. Anavasamızm özerk kurumlardan bahser?en bölümü Ö7erkli5in ne oldu^unu çok nçıkça ortava kovmustur Bu açıklık karsısmda chak volundahk» görüntüsü altmda adı geçen tasarıvi ileri sürmpk. onu ileri sürenleri de, kabul edenleri de. hattâ kanunlaştıgı raman uvgtllavacak olanlan da Anayasa hânislî^ içine sokar. Evet, durum çok açıktır. Anavasamıza eöre Szerklik; bir kurumun; kendileri de özerk olan kisilerden kurulu vönetim organlan tarafînrfan vönptilmepi, dpnptlf>nmpsidir Ö7Prkli5in trk bir volu vardır* O da hudur ve bunrîan haskası degildir. Ovsa kl TRT kummunun sfmdiki vtfnetimi, hem de Mkle arlı ppçpn tasanda î5nffrrülen yönetim biçimi, bu kurala son rlpreee ters olarak kuru]mu«;hir. S tMDf TÜRKÎYE'DE RTJNt] KABUL ETMEK ZORUNDAYIZ: Bugünkü so<?val vapımızla. onun siyasal alana vanKiması olan siyaKal yapımız içinde, parlamentodaki türlü meclis gruplarmın tümü, aynı «siva^al torba içinden çıkmaktadırlar: Bu, geleneksel değerlerden yakasını kurtaramamıç, emperyalİ7mle, baglılıkla, kalkınmasızhkia, bunları doâuran kapitalizm hevesliligi ile olan savaşı umursamaz, yapma burİuvacılık torbasıdır. Türlü partilprimi7 hen bu torbadan çıkmaktadır. övle ki, çok yönlü bir burjuva yapısınm türlü keRİtlerini bile yansıtma ince ayrımından uzaktır bu partiler.. ^»•••••••••••••••••••••••••••••••••••••İT (Cumhuriyet: 2050) Çünkü hem şımdiki hem de tasarıdaki en yüksek yönetira organı Öyle bir biçim ıçinde kurulmustur ki bu organ ve onun elivle tüm kurum, dar anlamıyla idarenin, geniş ve siyasal an» lamla parti hükümetlerinin kontrolü, vpsayeti, baskısı altına konulmustur. Çünkü ve çünkü bu karar orjranında hükümpt tpmsilcilerl vardır çok savıda vardır. ço£unlu5u kuracak yolda vardır. Ovsa ki, anayasal Ö7?rklik anlavışma eöre bîr tane bile bulunmaması Den^enın kırılsnası u açıklamadan sonra somut olavımiza dönelim: Anayasamız, Prof. Duran1 m pek güzel belirttigi üzere, alelâde vasama organmın yetkilerini. Anavasa Mahkemesinin yargı yptkisivlr dengeleyen bir Anavasadır. Bu niteligi, onnn tpmel felspfp^i vp meşruluk pren «npierinden birisidir. Oysa ki. simdi, alelâde yasama organinı, 82. maddenin son fıkrasını kaldırması girişimine kalkmıstır. Bu ise Anayasa Mahkemesinin ron günlerde parlamenter ödenekleri hakkmda vprdiŞi kararı havada bırakarak, adı geçen dengeyi alelâde yasama organı çıkarına kırma eylemin! mevdana getirir. Anavasanın bir maddesine salchrarak ve onu lptaî ederek den gevi alelâde yasama organı çıkarına kirmak, Anavasaya bir çpsit; hânî^lik olur. Simdi fiteki olaya sreleHm: Anava'ava, bazi partîler vsrarına rîevlet. varriımını Hânîsliğe yönelme B Sislemimizin lemeli ma bunlar ancak kişise] yakmmalar ve inançlar çevresini aşamaz. E5pr ortada bir Anayasa varsa: eğer ortada bu Anavasanın koymak istpdigi bir sistem varsa, bilmpmiz gerekir ki bu sistem eîîemenlik otoritesinin türlü Anavasal organlar elivle uvguInndıgı bir sistemdir Ve özerk kurumlar da «Eçemenlik otoritesînin türlu orçanlar eliyle kullanılması sistemi»nin tvi çaIısmasının temel ve vazgeçilmez kurumlarıdır. Onun için universite eibi. TRT dhi kurumlara katlanmaktan başka çıkar volumuz yoktur. A TAPU VE KADASTRO GENEL MÜDÜRLÜGÜNDEN Nevşehır ilınin Avanos ilçesi beledıye sınırlan içindeki taşınmaz mallarm 2613 sayılı Kanun uyannca kadastrosu yapılacaktır. Keyfiyet sözü edilen Kanunun 8. maddesi gereğince ilân olunur. (Basm: A. 6083.11726/2040) O nun için, hep blrlikte, yavaş, yavaş Anayasa hânisligine düşiilme volıına girmektpcTirler: Bazıları Anayasanın metnine, ruhuna, anlamına avkırı tutumları getirerek; öteki ler de bunlara direnmeyip, kabul ederek ve hattâ bu Anayasaya aykırı girişîmlere ortak olarak.. Bunu kanıtlamak için son birkaç olaya bakmamiz yeter de artar bile: • ÖDENEKLER VE PARTtLERE PARA TARDIM1 KONUvSUNDA : Bu iki olaya degerli meslekdaşım Prof. Dr. Lütfi Duran bu sütunlarda son derece bîlimsel bir açıdan dokunmuştu. Biz de T.H.A. a r a . cjhfiı ile. oarlamenter ödenek Faşizme yönelme • BAZl SÎDDET TEDRÎHLERtNt KANTINLASTTRARAK FAStZÎVfE YÖIVELME KONUSU: Son günlerde. ö'zellikle An kara'da olmak Ü7ere, büvük üniversite kentlerinde ba7i siddpt olavlnn ortava çıkmıstır. AP iktidan ve onunla bir b1cimspl muhalefpt eörüntüsü altında idenloiik ortaklık kurm < olan ötpki iktidar partileri, u? sirldet olavlarım ppnçlere ö>ellikle. öŞrPncilerp mal rrmis'prcîir. Kurtıı1'.!"! volunıı rla: ünfvprsitp Ö7prkli?inrİPn ?plpn haklar VP O7fürlîiklpr ile, ö*7sürlüklpri daha ı bîr «noli«; rejimi»ne ffitmpktft A Sonuç ' s t e eldPİd tasan, Anayasanın özerk kurumlan ieîn ongördügü «kpndileri de Szerk klsilerden knrnln 5zerk organlar elivle vfjnptilmp» pren«ib1ni Srlets fptal edfct bir nitelik taşımaktadır Bövlepp Ö7prk kurumların Anavasa düzeni içindpk1 rolünfi ovnamasını eneelleven vp bövlppp rlp kıırumu bir part}7an hükümptin borusu haHne eetirpcek olan bu tasart, onu yananlan, elbette bir Anavolu üzerine kov I İ KIRALIK DAIRE t Ankara'da Tunalı Hilml caddesinde 112/8 nuraaî ralı, telefonlu, sıcak sulu; parkelij kaloriferli daire + kiralıktır. Müraraat: Tcl: 17 55 57 (Cumhuriyet 2048) Bu yol, Parlamentosuyla, Hükümetivlp. Anayasa Mahkeme.sivle, Millî fTüvenlik Kuruluyla bizi cTogal olarak bir görev altına sokar: Egemenlik otoritesinin domokratik bir üslup içinde uvgulanahîlrnesfnf sag?a mak icin. özp.rk kurumların da
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle