27 Nisan 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFADÖRT: :CUMHURİYET= ATİUU1 U ' l ERLİ ve yabancı dış politika otoritelerinin üzerinde birleştikleri en önemli konu günümüzde şudur: Çin Halk Cumhuriyetinin Birleşmiş Milletler'e kabulü Ue açılan yeni dönemde, genel ve tam silâhsızlanma sorunu nasü bir çözüme bağlanacakttr. Bilindiği gibi bu sorun ötedenberi Birleşmiş Mflletler örgütimds sbf. konusu edilmekte ve fakat bir türlü çözüm yolu bulunamamaktadır. Y B OL&l SAAt6tA]bâAl 270. ÛOO Korkunç ve bilinen felâket nükleer silâhlarm kısa bir tarihçesi, günümüze dek sürüp gelen gelişimleri, tesirleri ve en son yeniliklerini belirtmeye çalışacağız. Bir gerçeğl belirtmekte yarar vardır: Nükleer silâh sistemleri şu anda yüksek mega. ton seviyesinde silâhlan kap. sar. Bu silâhların her birl barutun icadından bu yana ku!lanılagelen bütün klâsik patlaA • 6X5 küometre ebadındakl merkezi taranmıs bölgede bütün ahali ölecektir. B Patlama noktasmdan 2,5 kııl* batıda Fan • Out limiU h»ttı. C • Açıkta 48 saat kalan bir insaaın öldürücu radyasyona uğradıgı bölge yıcı maddelerden yüksek tahrıp gucüne sahiptir. Bu silâh. ların beş on tanesl kullanılmı» olsa, uygarhk ve düzenll toplum yaşantısmın lonı ereceği muhakkaktır. tkincl Dünya Savaşının gona erdıği 1945 yılınıîa Amerika Birleşik Devletleri tarafından küt. le tahrıbatı yapan nükleer bir silâhın yapıldığı anlaşılmış, 1949 yıhnda U.S.S.R. de nükleer silâhlara sahip olduğunu a. çıklamıştı. Her iki tarafın roe. gatonlar seviyesinde infilâk yeteneği olan Hidrojen bombasının gelişmeleri ile yanş yeni bir boyut kazanıyordu. Nükleer başhklar salt uçaklarla değil menzilleri hemen hemen tınır. sız olan kıtalararan roketlerle atılıyordu artık. İki tarafın aşağı yukan aynı güçteki silâhlara sahip olması stratejik nükleer müdahale konsepti doğurdu. Bu konsep. tin sayesindedir ki bugün ülke. lerarasındaki çok sert sürtüs. melere karşın hiç bir taraf nük. leer silâhlara elini sürmek de. liliğini göstermemistir. Mavi gökyüzüne dönen yuzünü Bir yel okşadı alışık olmadığı Ve tepesinde kara bir bulut O gflzelim yejil gözlfi kızın Bir lskelet kaldı Yanmış, yıkılmış, sönmüa yeşUUkler içinde» 8 Ağustos 1945 tarihinde Hırosima'mn 550 m. yukansroda patlatılan Atom bombası bir kaç saniye içinde 102 bin kişinin ölmeslne, 84 bln kişinin de sakat kalmasına sebep olmuş, 86 bln ev harap olmuş, ikibuçuk kilometre yarı çaplı sahadaki ahşap blnalar uçmuş, tuğla bi. nalar toz yığını haline gelmiş, 8 Km.'deki binalarda önemli hasarlar görmüstür. Duvarlar, taşlar, mobllyalar, tuğlalar pencereler, insanlar havada uçarak kısa zamanda bir kül yığmı haline gelmiş, daha sonra çıkan sert rüzgâr bu kül yığınlarını da Km.'lerce ötelere dağıtarak ortalığı silip süpürmüştür. Hiroşima'daki Kameya Hastahanesinde sonradan tedavi edilenlerin •> 53'ü blr kaç saat sonra, / < °.'o 75'i ise ilk haita içinde ölmüşlerdır. ölenlerin 65 blni patlama gününde, 20 bin kada. n ise tromatik yara, yanık ve radyasyon sonucu ölmüşlerdir. îonizasyon radyasyonunun nükleer infilâk kurbanlan üzerindeki tesirleri bir yana, hafif yaralı olarak kurtulanlar, hatta raslantı sonucu sağ salim kurtulanlar (îa bile sonralan hastahk yaratan (somatik tesirler) ve jenetik etkiler kendini gostermlştir. 1948 yılmda ortaya çıkan Lukemia hastalığı da bu radyasyonlar sonucunda ortaya çıkmıştır. Tiroid kanseri ve daha bir çok anlaşılmayan hastalıklann bu masum insanların başlarına belâ olduğunu düsündüğümüz vakit felâketin ne denli korkunç oiduğu kendiliğinden ortaya çıkar. 9 Ağustos 1945 yjhmfa Nagazaki'ye atılan ikinci Atom bombası da şehrin coğrafî yapısınm Szelliklerine karşın gene de kendini gostermij ve canlılar bir kaç saniye içinde yanıp kül olmuşlardır. ve ilmı şartnamelerın başarılmasında esas rolü oynayacak fizikçıler, kimyacılar, metalurjıstler, matemaükçiler, mühendisler, makina parçası yapan operatörler, elektrikçiler, borucular, kaynakçılar, metal levha işçileri, tırın ve kimya fabrikalan operatörleri, cihaz yapımcıları ve fabrikatörler de dahildir. Nükleer silâh yeteneğinin doğal gelişmesınln salt büyük paralara değil, bundan da daha buyuk önemi olan, mütehassıs personel kaynağına ihtiyacı Olacağı normaldir. Yazan: Nurettin ÇAKIN ÖLBM 90OOÛ Toprak seviyesinde patlatümı? 1 megatonluk bir nükleer rilâhın 1 milyon İM bin nüluslu şehir ahalisine etkisi rin tüm evrenı ıîgılendırmesi sonucunda, nükleer silâhlann yayılmasını önlemek amacıyla uluslararası bir andlaşma 1963 yılında imzalanmıştır. Bilindiği gibi söz konusu antlasma nük. leer denemeler için kısml yasaklama koşulunu getirmış ve yalnızca kâğıt üstunde kalmıstı. Nükleer silâhlara sahip olan ülkeler bu eylemlerinı görünüşte savunma veya engel olmak, diğer deyimle taktik savunma veya mani olmak nedenıyle izah ederler. Hiç bırı bu çalışmalan taarruz değeri olduğu için sürdürdüklerini kabul e t . memektedirler. Nükleer silâhlara sahip ülke. lerin uluslararası politikadaki durumlan da tartışma konusu. dur, bir görüşe göre, nükleer silâha sahip olmak politik ba. ğımsızlık kazandınr, ulusal prestiji arttınr ve bunun doğal sonucu olarak uluslararası lliş. kilerde o ülkenin etkili olma. sını sağlar. Bir diğer görüş de şudur: Bazı ülkeler nükleer silâhlara sahip olmasalar bile uluslararası ilişkilerdeki etkj dereceleri aynıdır. Burarfa iki soru akla geliyor: Nükleer silâhlar bugüne dek askeri kuvvete ne denü katkıda bulunmuştur? Bu soruya cevap ararken nükleer güce sahip ülkelerin arazısinde hiçbır kargaşalık olmadığı ve iki büyuk nükleer güç ülkesinın «onleme» tutumları sonucu direkt bir çatışmaya meydan vermedikleri hususlarını dikkate a'.mak gerekmektedir. Bu tutumun diğer ülkelerin politik eylemlerine kısmtı koyduğu cihetle, ne genel anlamda askerî kudreti arttırmış ve ne de *onvansiyonel silâhlarm tesirlerini umursanmaz tfuruma getirmiştır. tkinci Dünya Savaşmdan beri hiç bir nükleer güç, nükleer silâha sahip olmakla çabuk bir askerî avantaj kurup bu silâhı kullanarak kolay zaier kazanamamıştır. tkinci soru şudur: Eğer olacaksa, nükleer silâha sahip olma kaskert gücü hangi yolda kuvvetlendirecektirT Diğer bir deyimle, bu silâhlann güc arttırma cinsi ne olacaktırT en Biz bu yazımızda çağımızm önemli silâhlanndan olan Genel görünüş İki facia * APONYA'nın belll başlı s e . hirlerinden birisl olan Hiroşima'da o 6 Ağustos y a . zının güzel bir gününde sna. sum insanların tepesinde patla. tılan 20 kiloton kudretindeki Atom bombasmın izleri hâlt hafızalardan silinmemistir. Ve hâlâ genç analar minik bebek. lerine o meşum felâketin tür. küsünü söyleraektedirler. «Bir yeşil gözlfi kıtın Tesil evretüer içinden Yeni gelişmeler ve tesirleri UŞKUSUZ, Hirosima ve Kagazaki'den beri Atom silâhlarının güçlerinde oldukça önemli aşamalar elde edilmlştir. 1945'te Japonya'ya atılan 20 kiloton kudretindeki Atom bombasmın 3 bin katı kudrette olan 5060 megatonluk bombanın yapılan deneme infilâkind*, değil yalnıt lnsan. lar ve hayvanlar, tüm vrlıkların •/» 96'sımn ortadan yokolduğu ve geriye kalanlarının da ancak parçalanna rastlanabildigi göriilmuştür. örneğin büyük bir balina balığınm su içinde ancak seçilebilen ufak bir parca^ı gibi. düşünülürse, giderek ||nükleer «ilâhlann dahaartan. ge LUSLARARASl emniyet I K i nis ölçüde tedirgir.liğe, gerginliğe ve dengesizliğe sebep olacaktır. Çıkacak bir nükleer savaştan, yeryüzündeki tüm uluslann kendini emniyette hissetmiyeceği açıktır. Bir devlet nükleer taarruza uğramasa bile sonracTan kendini gösterecek nükleer serpintiden zarar görecektir. 1950 ve 1960 yılı baslannda yapılan nükleer denemelerden hasıl olan serpintile. Î A R 1 N : Bir ülkenin emniyeti ve politik kudreti konu veresim:AYHAN BASOĞLU GUNAHKAR KRALIÇE DIŞI BOND Bu silâhlann 270 bin katı kudretlilerinin yapılması artık hiç de güç değildir. Bu silahlar binlerce Km. ebatlı sahalan bir anda yok etme amacı ile herhangi bir ülkenin atmosferinde patlatılabilir. Bu takdirde, yalnız tepesinde Atom bombası patlatılan ülke rfeğil, komçulannın da yaşamak hakkı kalmayacaktır. Zira patlama anında kendini koruyabilenler çıksa bile, sonunda bin. lerce Km.iik sahalara yayılmıs bulunau . radyoaitü Eallpjıt. bulutu yıllar yıh neaillerin yok olmasına sebep çlabllecçktir. Denebilir ki, bu takdirde dünyanın hiç bir tarafı önemli derecede biyolojik tesir yaratacak seviyedeki radyasyondan kendini kurtaramıyacaktır. Bundan daha korkuncu olan jenetik t e . sirler de dünya nüfusunu giderek tahrip edecektir. Nükleer silâhlar hakkındald temel gerçekler vıygarhk için korkunç ve insafsız niteliktedirler. Evrenin nükleer bomba ile birlikte yaşamayı öğrendiği kanısı yaygındır. Yapılan denemelerde, 400 kadar nükleer silâhın yarattığı tâhribatın, tkinci Dünya Savaşı boyunca meydana gelen tahrlbatın en azından sekiz.on katı olacağı, acı bir gerçek olarak askerî karargâhlann en gizli köşelerinde sakîı tutulmuştur. Avrupa'nın en merkezi yerinde 50 KT. gücünde 100 nükleer bombanın patlaması sonucu bölgenin onda dördünün tamamen harap, geri kalanınm da ciddi surette hasara uğrayacağı, bombalar havada patlatılmış ise tahminen 3,5 rnilyon insanın, yerde patlatılmış ise 1,5 milyon insanın öleceğl ve 5073 milyon arasında insamn da 61dürücü olmayan radyasyona maruz kalacağı harp oyunlannda tespit edilmiştir. Neresind'en bakılırsa bakılsın, her geçen gün en modern araç ve gereçlerle donatılan (nük. leer silâhlar) kuvvetlerin özgürlük isteven insanların ba. şmda kara bir belS oldugu muhakkaktır. Ve en gizli. en teh. likell anahtarları elinde tutan. lardan birinin, bir delilik nö. betine tutulmıyacağını bize kim temin edebilir? Nükleer silâhlarm gelişmesi ve kullanılması konusu ileride. ki kullanıslarından Ve yaratacağı korkunç tesirlerden değil, yapım îçin yatmlacak geniş miktardaki paralann sosyal ilerlemeyi yükseltmeye ve rfaha geni? bir özgürlük alanında daha iyi bir yaşam sürmeye vak. fedilmesinin idrak edildiğinden doğar. Nükleer silâhlann ekonomik yükümlerini anlamak için atılan bir adımın ihtiyaç gösterdiği kaynaklann cins ve haeminin tamamen belli olması gereklidir. Silâhlanma yarışının cezası hangi ölçüde olursa olsun proğramm yeterli olrnayacağı hususudur. Nükleer sava? baslıkları sınırlandınlsa bile gönderme sistemleri ve üslerin savunması sürekli harcamalan gerektirecektir. Böyle bir programm Slçüsü ve gerçekleşmesl için geçen. zaman bir ülkenin llim, teknik ve entfüstriyel kapasitesi esaslanna bağlı kahr. tlml ve teknik kapasite bir ülkenin aşagıdaki sorunlan çözme yeteneğini tayin eder: (î) Fissile madde ve diğer gerekli kesin kosulları karşılıyacak materyal yapımı, (2) Savas başhkları yapımı ve deneme<=i. fj) Mis'l veya uqak üniteleri halinde ol*un gönderme araçla. rının effektif çalısma si^temi irindp Henet1enme«i ve gelişti. ri'me'i Bövle bir ise. yapım, montaj Yazan: 57 FAİK BAYSAL Selmanoviç srabaonın sopasıyl* gösterdU \S yere doğrn kostn. Gördüklerinin gerçek oldnğnn» bir türlü inanmak istemiyorda. Ara. banın sol tarafında toz» bulanmış, içi dısına çıkmı» ümnatcsltre akln» kaybetmiş gibi baka. kaldu Biraz ilerde biit3n bjtr kök vardı ve y»Praklarut «zası san *uaçis*klerle doluydn. Ba çiçeklerin her biri günün birinde jüzel, kıpkırnun birer domates olıcaktı. Zavalh neye afradıfını şaşırnuş gibi Selmanoviç'e, Selmanoviç de ons bakıyordu. Tapraklarının bir çogn ezilmiş, gağlam kalanları ds porsumnştu. Kırmızılann yanınd» yeşilleri, yeşUlerin yanında d» yansı al yansı ham, irili nfaklı yüzlerce domates yatıyordn. Hepsi de bir salimin amansız ynmrnfu altmda yeni doğmnş çocuklar gibi seslerinl çıkaramadan can vfrmislerdi. Şaşkınlığından yerlere saçılmıs domateslerl saymaya başlayan Nezir'i bir kenara iten Selmanoviç deli gibi koştn ve kendini, açık oldu. ğunn farketmedigi çiftli|in kapısmdan avlny» sttı. Terlerde sürfinen mısırlan ve kabaklan görünce bir kaç gündür ardı arası kesilmeyen felâketlerin etkisiyle yıkılır gibi oldu. Avlunnn dnnımn yürekler »ctsıydı. Koca <;ittlijtin bir mezarlıktan hiç bir ayncalıfı yoktn. Ştayer. ler köstebekler gibi her yanı didik didik etmis, seı bal rengi toprak göx göz ovnlmvs, ürün yerle bir olmustn. Bnradahi bensin ve yag kokvsn daha d» kesklndi ve yanhşlıkla bir yerinden bir yerine çarpılacak olsa ya da için. den biraz hızlıca geçilse heraen tntaşacakmış gibi kızmıştı. Selmanoviç deliye dönmüstn. Hem koşnhem de dnrmadan bafınyordn. Miç! Neredesin Miç? Çağnsı cevapsıı kalıyordu. Sanki stayerler domatesleri, mısırlan ve kabaklan ezerken Miç'i de birlikte eımislerdl. Gök snsnyor, toprak susnyor, her şey snsnyorda. Sağa sola bir daha, avazı çıktıfı kadar bir kere daha bağırdı. Her seferinde birincisinden daha korkvnç bir sessizlikle karsılaştı. Aklma birden Blmüş olabileceği geldi. Buna hiç inanmak istemiyordu. öyleyse neredeydi? Nereye gitmiş olabilirdi? Belki de boğuşma sırasında yaralanmış ve bir yerlerde diisiip kalmıstı. tzlerin ve eve giden yolnn üstfinde kan lekeleri aramaya başladı. Bazı yerlerde toprak kıpkırmızıydı, ama o kırmızıhklar kan değil domates koknyordn. Miç! Hey Miç! Neye cevap vermiyorsTin? Zerin dibine mi girdin be adam? Nerirle birlikte evin arkasındaki mısır tarlasına daldı. Ştayerler bnrasını nasılsa unutmaşlardı. Bazı yerlerde adam boyunn geçen mısırların arasında bir ormanda yolunu şaşırnuş bir insan gibi oradan oraya koşup durdu. Şöphelendiği her yerde, her tümseğe bakU. Toktn, toprağın »ltında da üstünde de yok. tu. öyle olmaa» simdiye kadar çoktan OTtaya çıkmış olurdn. Çünkü Miç'e, bir kilometre nzaktan da olsa bağırmanın hiç gereği yoktn, knlaklan bir yaprağın ya da bir ekmek kırıntısının ustüne konan bir slneğin ayak sesini dnyabilecek kadar keskindi. ölmediyse bile basına mntlaka ona benzer bir şey gelmiş ol. malıydı. Mısırların yapraklan nznn birer kılıç gibi asağı sarkmışlardı ve yere vnran pas rengindeki gölgeleri arasıra hışırtılı bir ses çıkararak sanki birisinin üzerlerine basmasından korknyorlarmıs gibi 5ne arkaya kımıldıyorlardı. yor Miç! Miiiççç! Hay Allah! Belki de eve haber vermeye gitmiştir. Ba hiç aklına gelmemişti. Birdenbire çocnk gibi sevindi. Insallah, ama hiç sanmıyornm. Her şey bnrada kanlı bir bofuşmanın geçtigini gösteriyor. TİFFANY JONES ŞATTI VEMl Etvl GARTH Nezir'in yüzü kireç giİJl bembeysrfı. de \aracak bir yer anyormnş gibi dnrmadaa sopasını çevirip durayordn. Alçaklar! Ne istediniz şu domateslerden? Şu mısırlardan ne istediniz? lnsanlan sıçanlar g«bi öldürdüğünüz yetmedi mi? MJç'ten ne istedini» domuzlar? Sclmanoviç'in gözleri doluydu. Onn ba durumda goren ve kendisini hiç «anımaya* Mr insaıı üç beş domates için ağladığuu sanarak hakkmda nlî de iyi olmayan yanlış bir hükme varabilirdi. Selmanoviç'i bilenler için gerçek bu değildi. Bazı pü ve iğrenç ayaklar canı gibi sevdiği toprağını çiğnemişti. Bu toprak anasıydı, babasrydı, kızıydı, k»rısıydı. Bu toprak da bir insandı, heplmiz gibl bh insandı. Konuşması yoktu ama onun dilinden anlayan anlardı. Bu domatesler, ba mısırlar »nun çocuklanjdı. Onlara özene bezcne bakmış. onlan gece dcmeyip, giindüz demeyip kanıyla beslemijti. Bu kan da şimdi boşu boşuna akmıştı. Çocuklannın oliisüne için için, kara kara ağlıyordu. Miç de onuı bir parçasıydı, ikisi ne de güzel anlaşmışlardı. Birbirlerini ne kadar da çok seviyorlardı. Bu sevgi bile savaşın merhametsiz tekerlekleri altında yolı olmaktan onlan kurtaramamıştı. Toprak da bir insandı, anaların anasıydı. İnsanların arasında yalnız sevgiye inanan Sebnanoviç'i ağlatan, deliy« döndüren şey ne domatesler ne de mısulardu Onı ağlatan, aklını başından alan bu ananın ölümüy dü. Bu acının ne demek olduğunu ancak onuı kadar toprağa yakın olanlar anlayabilirdi Miiiççç! Bir saniye durdu, nefesinl kesip dinledL Mısn ların arasmda kayıp giden sesi biraz sonra dönüı dolaşıp kendisine geri geldi. Ama toprak sapsaı bir aruıın vızıldayarak daırcler çizdiği kırmızı pü küllü bir mısır koçanınm altından simsiyah basını kaldınr gibi olmuştu. Hemen o tarafa doğru koştu hiç bir şey görcmedi. Verdc sarı san dut yaprakları vardı. Nezir olduğu yerde kalmıstı, onu bu hal de ilk defa göriiyor ve uzaktan saşkın şaşkın ken disine bakıyordu. Bu cırpınış, bu aranış bir sür daha dcvam ettl. Sonra sıcacık elinden tuttuğ' ümit o domates ve mmrlar gibl köküyle birlikt çıkıp içinde yere seriliverdl. Sıcak azalacağın büsbütün artmıştı ve bava yaban ansmm hâlâ dai reler çiznıekte olduğu yerde bir tırtıl gibi kıvır kı %nrdı. Ara sıra yanık bir saman kokusuyla bir sı|: kokusu geliyor, sonra çürümüş bir yaprak kokv su hepsini bastınveriyordu. Şunlara bak. Nasıl da kıydmız banlara? Kı tillcr, Âllahsızlar! Çetnlkleri de gectiniz. Mlnailo viç'i, Neniç'i de gectiniz. Yeniden yürümeye baslamışlardı. tkisi de n söylediklerini, daha doğnsu ne söyleyecekleriı bilmiyorlardı. Fakat ne olursa olsun dövünmek d« ğil, karar vermek zamanı gelmişti. Acı ne kada büyük olursa olsun dayajıma, ayakta dimdik du rup düşmemek gerekti. Toprağın istediği boydı yeniden kollan sıvayıp hiç bir şey olmamış gibi > lışmak ve her şeye rağmen insanlan sevmeye d < vam ermckti. Nezir birden ayağına bir şey batmış gibl hava; sıçradı. Eve bakmayı nnuttuk, diye bağırdı. Eve bs mayı! Mısır tarlasından çıkıp aviuya gelmeleri b dakika bile sürmemişti. Evin kapısı ardma kad acıktı. Bütün ay çiçekleri bojlu boyuna yerde y tıyordu. Sapsan yüzleri ezilmiş, patlamış, ikiye ü< bölünmüştü. Onlan ba halde görünce Selmanoi bir kere daha kendini kaybeder gibi oldu. Son kapıya doğru güçlükle birkaç adım daha yürüd Anlamadım. dedi. Bu işten hiç bir şey anl madınt. Dünyada böyle bir şeyi yalnu çetnikler y pabilir. Nezir yerde biribirine karışan ve kapının önü kadar giden tekerlek izlerini gösterdi. Çetnikler değil, dedi. Çetnikler'de ştayer arar. Alman askerlerinin işi bu. Her taraf] hayva lar gibi çlğnemiş namussuzlar. Selmanoviç yeniden korka korka yurüme başladı. fArka.ii Denizine şahip çıkmazsan Yurduna^saHip olamazsm Tiirk Donanma Cemiyeti çjfardımınKi bekliyor
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle