28 Kasım 2024 Perşembe English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA ÎKÎ: :CUMHURİYET= 17 Aralık 1971 eieneksei dostnmuz ve mnttefiklmiz Pakistan'ı parçalamak üzere girişilen tertipli ve maksatlı oyundan dolayı üzüntü ve endişe duymayan bir Türk elbetteki düşünülemez. îstiklâl Savaşıınız esnasında Hint ida • resinde bulunmalarına rağmen her müslfiman Paldstanlının koynunda veya evlerinde bir Gazi Mustafa Kemal resminin bulundnğuna bizzat gördüğüm gibi, yurtlanna bir Türk gelince gösterdikleri yakın ve sıcak alâkayı bu ülkeyi ziyaret eden her Türk bUmektedir. DevIetlerarası ilişkilerde de Pakistan şartlar ve şekiller ne olursa olsun her zaman Türkiye'nin yanında ve desteçinde bulunmuş sadık, vefah ve kahraman bir Islâm Cumhuriyetidir. Hindistan'a 7. yüzyılda jiren Islâmiyet, 11. yüzyılda Gazneii Mahtnut zamamnda yayılmış ve 12. yüzyılda da Türklerin askerî harekâh ile Hint kıtasında Türk adaleti nedenl ile Türk adı ve Türk sevgisi kalplere girerek bu varımada asırlarca Babür Han, Cengiz Han, Timur Han elinde buluıunuştur. 18. jüzyılda varımadayı hâkimiyetleri altına alan tnRilizler ve petrol kumpanvaları Hintlilerle Mü<Oümanları birbirine düşiirmeyi çıkarlarına mgun bulmuşlar ve buradaki Müslüman halkı yıllar boyu ezilmeğe mahkum etraişlerdir. Zanıanla Müslüman halkın liderliğini yapan Ali Cinnah, ilk birleştirici Iider olmu? ve Kurtuluş Savaşımızda Türkiyeyi izleyen Pakistanhlar, zaferimizden örnekler alarak mücadelelerine dcvam etmişler: sonunda 14 Ağııstos 1917de. Bülücistan, Doğu Bengal, Batı Pcncap ve Sinde bölgelerini ihtiva eden bir Pakıstan devletini kan pahasına güçlükJe mey. dana getirmişlerdir. ÎT ngiliz işgalinden sonra Müslümanlara kar* şı Hintliler ağır basmağa başlamış ve ülkede çeşitli isyanlar ve çarpışmalar olmuştur. Hintlileri ve Ingilizleri yıldıran Müslüman olan Doğu Pakistanlılar bugünkü Pakistanın kurulmasında önavak olmuşlar ve ünlü şair Ikbal, bağımsız Pakistatun doğuşunda önderlerden biri olmuştur. Maalesef asağıda izah edileceği şekildc busünkü fecî durum gözönüne alınacak olursa Pakistanın ilk kurucuları, şimdi aynı Pakistanı parçalar ve ikiye böler durumun öncülcri ve sorumlulan rolune girmiş buluıımaktadır. HİNDİSTAN PAKİSTAN Ü SAVAŞI ve TÜRKİYE Sıtkı ULAY Em. Tümg. EsM M.B.K. tiyesi Oyunun icyüzü ve gelisimi nem içinde onun gelişimine ve kuvvetlenmesine engel olmanın yollanııı aramış; Pakistan için çeşitli tuzaklar kurmuştur. Bu tuzakların gerçek oluşumu isc şöyledir: O Yurt bölüsümünde Pakistana «it bnlunması gereken Kesmir Hindistanca tahliyc edilmemiş, daima ihtilâf yaratacak bir koz D ost Pakistanın ilk kuruluşundankısa berl Hindistan onu çekememiş ve dö nlarak elde bulundurulmu? ve zaman zaman çatışma yaratmanın kıv ılcımlarını teşkil etmiştir. 1965 yılında Hindistanın yarattığı çatışmada dünya olaylan ve zeminini elverisli bulma\arak Hintliler ateşi kesmiştir. Q Kolayca hatırlanacağı gibi, bundan bir yıl kadar önce bir Hint uçağı iki Keşmirli tarafmdan Pakistana kaçırılmıştı. Kaçıranlar Keşmirli milliyetçiler olarak kendilerini tanıttıklarından Pakistanca şahıslar iade edilmiyerek uçağm geri verilmesi kararlaştırılmış fakat gelen Keşmirliler Hindistan uçağını yakınca Hintliler bekledikleri oyundan yararlanıp bir uçak yüzünden tnisilleme olarak Batı Pakistan uçaklarının Doğu Pakistanla olan hava gidis gelişini vasaklamışlar ve Doğu Pakistanı ikmalsiz bırakmanın yollarını hazırlayarak iki Pakistan arasındaki gerginliğin tohumlarını atmağa çalışmışlardır. üysa yapılan incclemede bu uçak kaçrranların kasıtlı Hint casuslan olduğu anlaşılmıştır. Bu yüzrirn zavallı Pakistan Berlin köprüsü gibi Doğu Pakistanın ikmalini hugüne kadar Scylân üzerinden yapma güçlüğünde bırakılarak Doğu Pakistanı avaklandıracak sıkıntılar Hintlilerce kasıtlı olarak yaratılmış ve bugünlere gelinnıistir. £) 1965 Hint Pakistan savaşında emeline ulasamavan Hindistan bu defa Sovyctler Birlıçî ile olan temaslarını arttırmış ve geniş askerî yardımlar alarak buçünkü kasıtlı savaşa hazırlıklı ve maksatlı olarak girmistir. Gayet açık olarak bellidir ki bu rnaksat Doğu Pakistanı ayaklandırarak tampon bir devlet kurmak ve dolayısiyle bir taraftan Pakistanı yok ederken bir taraftan da Çinin kendisine karşı vâki olacak akınlarını önlemek emelidir. Hiç şüphe yok ki bu menfaat Sovyetlerin de işine pelmiş ve bugün savaşı durdurmamak, müstakil Bengal'in kurulmasını sağlamak üzere ateş kes aleyhinde Birleşmiş Milletlerde vetolar yağdırmıştır. Bunda Pakkv tanın başına örülmek istenen kasıtlı çorabı görmemek için aydın gözlerin kör olması lâzım gelir. O tşin içyüzü anlaşüır ve doğrusunu Böylemek gerekirse Hindistanla Sovyetler Birliği uzun süre çalışarak bu oyunu ve komployu çok güzel hazırlamışlar ve maalesef Bengalliler de bu oyunda belki de bilmeverek kendi vatanlarına karşı maşa haline getirilmişlerdir. Tarih bunu belirtecek ve kendilerini af etmeyecektir. Bilindiği gibi geçen yıl askerî idareyi sivillere devretmek için Tahya Hanın yaptırdığı serbest seçimlerde Doğu Pakistanda Mucibürrahman'ın Avami Partisi seçimleri kazanınca 1600 kilometrelik uzakhk dolayısiyle ve Hindistanın ikmal yasaklamalan ile Doğu Pakistanda geçim zorlaştığmdan Mucip bir «tç Muhtariyet» teklifinde bulunmus. bunda da ısrar edince Pakistan Birliğı menfaatlerine uygun gelmediğinden kendisinin tevkifine karar verilmisti. Bunu iyi bir koz olarak yakalayan Hindistan derhal Mucip taraftan olmuş ve halkı Batı Pakistana karşı ayaklandırma çabalartna girişmişri. Bunnn için ilk iş olarak Doçu Pakistanda yerleşmis bazı Batı Pakistanlılar öldürülmüs. saldınlara uğratılmış ve Sdeta işjalci gibi gösterilen Batı Pakistanlı subaylara karşı saldırılar ve öldünneler başlatılmıştır. tutuverdi. İş, artık dünya kamnornnu flgilendirecek ve scındıracak propagandaya gehnişti. Bu sebeple bu mesele haddinden fazla büyültülerek Birleşmiş Milletlere ve bütün dünyaya Pakistanın işkence ve katliâm vaptığı tarzında duyurulmağa çalışıldı ve bunda da başanya ulasıldı. Şimdi iş, son olarak Bengalde kurulacak bir kukla devletin kadrosunun tesbitine kaldı ve son anda bu da tamamlandı. Artık bundan sonra hudutlar açtırılacak bir ateş kıvılcımının sirayctine kalmıştı ki bu da gayet kolaydı ve öylece de bu çatışma plânlı ve maksatlı alarak başlatıldı. Ancak, Pakistan, savaşı belki de Hint taarruzları karşısında valnız Doğu Pakistanda sürdürecektl. Fakat Hintliler bunu da hesaba katarak bu defa uçakları ile Batı Pakistan semalarını da ilılât edip bombalamağa başlayınca Pakistan bu defa Doğuda da bir tüm savaşa 7Orla sürüklenmiş oldu; bugünkü duruma gelindi. Simdi olanlar oldu, ovunun tatbikatı basladı ve zavallı kardeş Pakistan hiçbir taraftan yardım alamıyarak kendisinden adetçe ve silâhça 4 5 misli üstün bir düşmana karşı denizden, karadan sıkıştırılmış ve çemberlenmis dunımda, ölurn • kalım savaşı içinde şerefini ve bağımsızlığını koruyabilmek için kan döküp duruyor. Maalesef kimseden de bir yardım alamıyor ve insanlık adına utanılacak bir lâkaydi ile karşı karşıya bulunuyor. Ubi ÜNDEN İJNE Bakanhk sanatı JSerede B.M., nerede insan hakları ruyorlar. Fakat büyük devletlerin vetolan islevince her sey yerinde sayıvor. tnsanın belki haksız olarak aklına kötümser düşünceler istemiyerek gelebiliyot: 4caba Birleşmiş Milletler yakın ürneği olan Arap • tsrail savaşı gibi Pakistan Pakistanlıktan çıktıktan sonra mı ateşi kestirecektir? Bu durumda kücük ve daha zayıf olan ülkelerin Birleşmiş Milletlere karşı olan güvenleri acaba hiç mi sarsılmıyacak ve hak her zaman kuvvetlinin, saldırgamn olursa bu Birleşmiş Milletlere neden lüzum hasıl olacak. cibi bir düşüncc lihinlerde dolaşmnacak mıdır? aya yaklaşan zamandan C~* örüyoruz ki biryağdırmakla çırpmıp du^ beri Pakıstan'la onun dostlan notalar, teklifler, makalclcr Yeni bir hükümet kurnlunca, yeni Bakanlan vatandaşlara her yönlenyle tanıtmak gazetelerimiz için görev olayor; el. bet, vatandas kendisini kimlerin idare edeceğini bilmeli, on. lan özelliklerivlc tanımalıdır. Biz bu vesilc ile simdiye kadar gördüğümüz Bakan tiple. rinden ve genel olarak sezebildiçimiz kadar Bakanlık sana. tmdan bahsedeceğiz ! Böylece, vatandas Bakan ilişkilerin] teorik alanda kolavlastırmanın çaresini arayacagız ! Kisi vardır; Bakan olnnca, «Ne mütevazı adam, hiç burnu bü\umedı !» desinler diye asırı bir çaba sarfeder. Bir tarihte bana ögretmenlik etmis olan bir zat Bakan olnnca, merhaba demek için bana rasşeldıfi zaman kaldınm değiştirmiş, yolu çeçmis, elimi sıkmıstı. Oysa bocayken bnnn yapmazdı. Bn devre uzun sürmez. Bakanın, yerine alısma süratine göre, yavaş yavaş normale döner; zamanla işin içine kibir bile kan. sır. Genellikle Bakan psikolojisindekl bn degisme ve gtlişme Bakan esleri için de doğrudur. İnsan vardır, Bakan olnnca, kendisine ilâhî bir misyonan verildiği, ve yüce güeünü millete vakfetmesi gerektiği kana. atiyle ilk günden iktidar prensiplerine râm olnr ! Alnı kırışır, yüzü asılır; odasına girmek pek zor olnr ! «Efendim, öylesine mesgalüm ki... Biz burada vazife görüyornz, benim dakika. larım sayılı, adam bir türlü yanımdan çıkmaz ! Hem bana ne? Ben ne ile uğrasıyornm, o ne söylüyor !» gibi şikâyetler. de bulunmağa başlar ! Genel olarak, Bakanın yakın çevresi, devlet otoritesinin icaplariyle ki, bn lâzım ve tabiidir . Bakanın etrafında bü. yük bir saygı bavası yaratınca zamanla Bakan bnna alışır ve bn havayı her yerde, her zaman ve battâ Bakanlıktan ayrıldıktan sonra da teneffüs etmek ister. Birçok kimselerin Ba. kanlıktan aynldıktan sonra sndan çıkmıs balığa dönmeleri. nin sebebi, ondan sonra da her çareye basvnrarak Bakan ol. ma gavretleri, hep bn itibar bavasını teneffüs etmek isteme. lerindendir. Çok eski ve yakın arkadas eörmüsümdür, odasına gırdigim zaman, yazı yazarken, hiç hareket etmemi?, kıpırdama. mıs, ayaŞa kalkmamıs... Bnnnnla araya mesafe koydnğnnu göstermek istemiştir. Bakanlıkta «insanlarla iliski knrma» 61çüsünö ayarlamak cidden çok zordur.. Çünkü. vatandas kendi bakımından bir çarip tutum içindedir. Dünkü cSayın Bay Ali., Bakan oldnk. tan sonra «Bizim Ali» ofnverir .. Bir komplekg dnygnsn beli. rir, «Bak bizim Ali ile, ben nasıl yakın oldnÇumu gösterecegim; vahu bizim okul arkadası sn sümüklü Ali '.» Geç be !.. Ben ona az mı kötek attım ! Tabii Bakanlık sanatı zor olan sanatlardan biridir, ve bn işin ham maddesi, bilgi, zekâ ve özcllikle tahammüldür. Zev. zekliğe dayanamayan, birdenbıre parlamak istidadında olan kisi Bakan olnnca, mahalledekiler acaba bana hayran gözlerle bakıyorlar mı diyen; bu «anatın inceligine ineme» ! Bakan deyince acı gerçek de hatırıma geldi: Bir Bakan ve genel olarak Bakanlar, haftanın 5 günü Meclis ve Senato, bir günfi parti grubu ile meşgul olunca. fistelik Bakanlar Knruluna katıhnca, çece sefaretlere, snraya bnraya gitmege mecbur olunca, Bakanlıkta bulundukları sırada da seçmen, is takipçisi, haksızlıja njravan, mahallesine çesme isteyen insanları kabul etmeğe mecbur olursa, haklı olarak memle. ketin isleri ne zaman vapılır dıve hatırınıza bir sorn gelir ! Ve galiba kendi kendinize su cevabı verirsiniz: Memlekctin geri kalmasının sebebi de anlasılan, «u va. tandasın gözüne görünmeyen ufacık kusurnn, büyük sonucn. dnr ! Demek ki, devletin bey. ni, devlet için çalışmaya vakit bulnp ayıramıyor ! '•••••••••••••' « • •••••••••••••• ••' Scıldırının tarihî sebebi başkaldıranlan ve tahrikçilcri önlemek üzere haklı olarak her devlctin yapacağı gibi askerî kuvvetlerini zorlukla bulduğu Seylân yolundan oraya sevke ve çıkarmaya başlamıştı. (Elbette ki hiçbir devlet başkanı memleketinin bölünmesine göz yummazdı.) Askerî kuvretin grlişini gören isyancılar kafileler halinde Hindistana kaçmaya başladılar ve bu da Hindistanın aradığı mülteciler meselesini ortaya çıkardı ve savaşın yalancı bir sebcbini teşkil etti. Halbuki Pakistanca yapılan incelemelerde bu kaçanlann çoçunluğunun Hintlilerden olduğu da kısa zamanda tesbit edildi. Hindistan bu mülteciler dunımundan favdalanmasını da plânlamıştı ve bunların gençlerini alarak gerilla eğitimlerine Pakistan HükttA yaklanmalar karşısmda olarak Doçuda mcti Hindistan teşvikli Sonııç meyi göze alan Pakistanlı kardeşlerimize bu en kötü günlerinde 70r da oNa el uzatmak borcunda ve zorunluğunda bulunuyoruz. Uzak mesafe ve imkânşızlıklar dolayısiyle hâlen hiç bir şey vapamıyacak durumda isek (ki bizce yapılacaklar vardır), ivi niyetten yoksun Hindistanla UişkiJeri kesmeli; savaşı durdurmadığı takdirde etrafımızı da bu vola girişe ikna etmeğe çalışmalırız kanısındayız. akistanın P bizim için can ve kader dostu olan ve Kıbrıs'a gönüllii dahi gönder Sanırız, buçün ülkemizde en güç I?, yazarların işidir. Çünkü, «ojlu ve kutsal olan uğraşı, doğrulara ve gerçekJere göre kamuoyunu oluşturmaktır. Oysa, yıllardan beri sloganlara ve sivasal akınılara gbre bir kamuoyu oluşturulmuştur. Şimdi, biz hem bu kutuplaşnta biçiminde oluşmuş kantuoyunuv onc« kutuplarclan çözmek, sonra da doğrulara göre oluşturmak sorumluluğu ile yükümlüyüz. Güç ve yonıcu bir iş ve de zaman zaman haklı ya da haksız suçlamaları, yermeleri göze alacak moral güce sahip olmamız gereluyor. Likemizin ciddî sorunlan vardır. Kutuplaştırılmış bir kamuoyunun, bazı çevrelcri, kesimleri sabırsız özlemler içine sürüklenmışlir. Sorunların çözümü ise aabırlı ve düzenli, sürekli diilenlcme ve uygulama işi,.. Orncğin vergi reformu sorunu. Vergi, son derece teknik bir iş. A>nı zamanda yapısı yönünden, bir defada yapılıp bitirilecek uğraşılardan değildir. Sürekli hir istir. Ekonominin yapısı değiştikçe, }eni gelir kaynakları belirdikçe, vergi yasalarır.da da >enilenıclere, yeni düzenlemelere yönelmek gerekir. Bunun yanında, ctkin bir vergi idaresi kurmak gerekir. Vergilendirilen geiirlerin ve vatandaşın belli bir düşünee diızeyine ulaşması zorunludur. Bunların yanında, yıllardır sürdürülen. herkes yan gelip yatacak, hiç bir fedakârlığa katlanmıyacak, ülke kendi kendine, doğal biçimde kalkıııacak kanısı da vatandaşlarıraızda yerleşmiştir. FedaKârlıkta eşitlik ilkesir.in de uygulandığı pck iddia edilemcz. l'st gtlir dilimlerinde ycterli bir vergilemeye gidilmediği öteden beri havkırılmaktadır. Bütün bu verilere rağmen, bizim vergi sorunumuz sanıldığı gibi tavanda değil, tabanda yığılmış görünüyor. Gclir vertrimizde genellik kuralının düzgün olduğu söylenemez. Her çeşit gelir ayni etker.likle vergilendirilmiyor. Boşluklar var. Istısnalar çok, vergi tesbitinde götürü yöntemine gidiliycr. Vergi idaresi personeli yeterli değil, hemen hemen yok gibi bir şev. \erginin denetimi, vergi yaıgı organı yetersiz. Bütün bunlar düzeııler.meden, kanun çıkarmakla sorun çözümlenemez. Ve de hiç hırisi bir günlük iş değil. S.ibırla. bilgiyle. sürekli olarak birbirini izleyen idarelerin ısrarlı uygulama ve izlemesiyle sonuç alınabilir. Bir örnek sunmak isteriz. 17 bin 500 lira kazanç beyan eden vergi ödeyiciler, yani mükellefler, vergi ödeyenlerin • 8485 ini • kapsıvor. Bu kesim gcrçek anlamda vergilendirilemiyor. Çünkü, vergi ıdaresinin yetersizliği, bu kesimin yeterli bir bilgi düzeyine ulaşamaması başlıca etken. Görülüjor ki sorun sadece kanun çıkarma sorunu değildir. Ama, bir gerçeği de bilmemiz gerekir. Llkemizde, en sağlam, yerleşmiş, ciddî devlet geleneği oluşmuş Bakanlık, Millî Savunma ile Maliyedir. Maliye Bakanlığı, üst kademedeki yöneticilerini, Cumhuriyet tarihinde, görülmemiş biçimde sürekli olarak, dışanda eğitmiş, içeride çeşitli kademelerde görevlendirerek forme etmiş ve hem pratik, hem teorik bilgüere sahip, en ciddî teknisyenlere sahiptir. Bu Bakanlık hem kendi işlerini bunlarla çevirmekte, hem de devletin diğer kurumlarını beslemektedir. Bütün kamu iktisadî kuruluşlarının yöncticileri de büyük ölçüde bu Bakanlık bünjesinden sağlanmaktadır. Bu Bakanhğin üstür.deki yükleri vatandaşlarmuz iyice bilirlerse, bazı şeylerin neden çok hızlı yürümediğini kolaylıkla anlayabileceklerdir. Vergi reformları 1960 dan beri sürekli olarak yapılmaktadır. Ama, kör dövüş biçimini almış tartışmalardan gerçekler kamuoyunca bilinmemektedir. Finansman kanunu, büyük bir vergi reformu idi, servetlerdeki değer artmalannın vergUendirilmesi voluna ilk kez girildi. Kimse farkında deği!. Ama, ayni zamanda bu vergi kavnakların dağıhmını da düzenlemeyi amaç ediniyordu. Kaynakları yatırıma yöneltecek bir vergi düzenlemesidir. Bunun hemen arkasmdan sermaye pivasası kanununun çıkarılması gerekirdi. Parlâmentoya kanun tasarısı gönderildi, hâlâ beklemekte. Bunun da hemen çıkması gerekirdi. Diyeceğimiz odur ki, vergi reformu sürekli bir iştir, ayni zamanda bütün rezervler bir anda vergilendirilmez. 1962, &\ 67, 68, 69, 70 yıllarında vergi reformlan yapılmıstır ve daha çok yapılacak şey vardır. Ama, kamuoyu sanki hiç bir şey yapılmamış gibi oluşmuştur. Once, neler yapıldığını bilirsek, daha neler yapmamız gerektiğini kolaylıkla tesbit edebiliriz ve enerjimizi o yolda yoğun biçimde kullanınz. Yoksa, hiç bir şey yapümasın kafasında değiliz. BUGÜH YARIN konusu Vergi eknisyenlerin lâboratuarlara girraeleri ile, tıp ilminde gerçekleştirilen ilerlemeler, diğer bütün bilim dallarından daha da inanılmayacak düzeye ulaşmış bulunmakta • T dir. özelikle ameliyatlar sırasında üzerinde çaüşılmakta olan cıganın yerlnı alan bır çok tetnik: cıhazlar gerçekleştırilmiş bulunmaktadır. Bu çalışmalar o kadar başanlı sonuçıara ulaşmıştır ki, tabıi organlann yennl alaeak sunilerinin yapunına bde gırışılmiştir. Gun geçmiyor ki, dünyanın her hangi bır yerındekı bır lâboratuardan bır ses çıkmasm. Şu veya bu organın sun'isırun yapılma sı ile ılgılı çaJışmalarm musbet bır şekılde gelışmekte oldugunu bıldıren haberler son güılerde daha da yoğun bir şekilde gaze te sütunlarını doldurmaya başlamışlardır. SUNÎ AKCİĞER İĞ HAZIRLAYA.N keşif ve Vefat ve Teşekkür 10 Aralık 197ı gunu âni vcfatı ile bızlerı sonsuz acılara Karkeden kıymetli buyUgumuz, Ulfet Özsoy'un esi; Mensure Yaman'm babası; Muharrcm Yaman'ın kayınpederı; Oguz; Mithat; Örhan ve Turh«n Yaman'm buyuk babaları; TEŞEKKÜR Eşim Sabahat Goksu'nun hastalığını lsabetli teşhıs ve iki amelıyatı bırden başarıyla yaparak sıhhate kavuşturan; bızlerı nazjk muamelclerı ile son derece nemnun eden mesleğinin âşıkı S S K. îrtanbul KastanCsl: Sayîn OPEKATÖR DR. Asistan Dr. îsmet Sarı'ya; l'mcl Hariciye Servisi hemşıre ve personeline; zıyaretimize gelen akraba; dost ve arkadaslarımıza candan teşekkür ederiz. Namık GÖKSD Eminonü Subc Müfettisi CCumhurivet: 10294) Vecdi KIZİLDEMİR icatlar gereken ölüme mahkum insanlan kuıtarabilmek için göğüs boşluğu na takuabilecek şekle sokulmaa ıçm çalışmalar japılmaktadır. RECEP HULÜSİ ÖZSOY'un eenaıe torenıne bizzat katılan; telefon veya telgrafla acılarımızı paylaşan değerll dost \e akrabalarımıza tesekkurlerlmizi sunarız. AtLESÎ (Cumhurıvet 10292) HAYRİ DAVAS'a SUNÎ CİĞER I unlardan bin geçenlerde Aı merıkadan geldi. Sun'i ak' cığerden bahsedıyordu. Uzun yıllardan ben kullanılmakta olan sunî akcığerler bugun dünyanın her tarafmda faalıyette ıse de, bunlar cesametlerî bakımından hastayı yatağına ve bulıınduğu yere bağlamaktadırlar. Halbuki sunî organın ideal şekli hastanın tabil organı gibi kendisi ile birlikte her yere tasmabilir olmasıdır. İlk yapı'an sunî akcığerler hemen hemen hastanın yattığı odayı dolduracak kadar büyükttller. Bir tünelı andıran çelik ciğerlerin içine hasta sokulmak suretiyle ölürceye kadar burada yaşarlardı. Daha sonralan bunlann biraz daha kuçükleri yapılmışsa da, bunlar da gene hastayı yatağma bağü kalmaktan kurtaramanııştır. B T.C. MALİYE BAKANLIĞI 8OOMİLYON LİRALIK Suni akciğer bir el büyüklüğründedir zarla kaph yuvarlak bir kutuya benzemektedir, Sılıkon sentetik kauçuğundan ya pılmış olan bu zar mUimetrenin 1200'de biri kadar incedir. olmasına rağmen dakikada 450 san timetreküplük pis kanı temizleye cek güçtedir. DENEMELER Yapılan denemelerde son derece başanlı sonuçlar veren sunî akciğer, özellikle yeni doğan ve akciğerleri hemen çalışmayan be beklerde büyük bir başarı ile kul lanılmıştır. Bu tip çocuklar üzerinde yapılan denemelerde kurtarılması imkânsız olan bebeklere sunî ciğer takılmak suretiyle istenilen müdahalede bulunulabilmiştir. Cığerin deneyleri büyük insanlarda da başarıya ulaşmıştır. Şimdi, akciğeri tamamen çıkarılması EL KADAR merika Kalp ve Ciğer Araştırmaları Enstıtusü tarafından yapılmakta olan araştırmalar sonunda uzmanlar el büyüklüğünde taşınabilir bır akciğeri gerçekleştırmeyi başarmışlardır. Taşınabilir durumdaki bu akciğer, bir msanm tabii akciğerlerı nın yaptığı gorevlen çok rahatlık la yerine getirmektedir. El büyuk Mğündekı bu akciğer etrafı ince NASIL ÇALIŞIYOR? uni akciğerin bağlandığı hastanın damarlarından gelen karbondioksit yüklu kan, burada oksıjenle yıkanmakta ve ye nıden temiz bir vaziyette hastanın \ucuduna dönmektedir. Yalnız msan vücudundan çıkan kanın pıhtılaşarak kımyevi özellık lerini kaybetmemesi için suni ak cığer'e devamlı olarak heparüı verılmektedir. Suni ciğer bir el kadar küçuk VERGİSİZO/o9FAİZLİ 1971 KAIKINMA İSTIKRAZI TAHVİUERI 1376 Sayılı Kanunun verdığı yetkıye ciayanılarak, karsıhğı kamu yatırımlarının fınansmanında kullanılmak üzere, Hazinece 1971 Kalkınma Istıkrazı Tahvilleri ıhrac olunmustur: A S bu tahviller Tifrtet Câitict An English medium school requires as soon as possıble a teacher of Biology to Orta classes. Candidates should be trained teachers with qualifications in Biology. Tel: 44 27 24 Çumhurivet 102£6 MİLLÎ VARLIĞINI KORUMA VE İDAME HAVA KUVVETLERİNİ GÜÇLENDİRMEKLE "• MÜMKÜNDÜR. *• ^ BİOLOGİST WANTED VNADolmark etiketi tasıyantrikolar eldeyikanabilir: Cekmez, bollasmaz, keceıesmez, solmaz. Saf Yeni Yün Manajans: 3373/10290 Her türlü vergiden muaftır. Tahviller birikmiş faizi ile birlikte her an paraya çevrilebilir. Devlet ihalelerinde teminat olarak kullanılır. Tahvıller. 1 Aralık 1971 tarıhmden 20 Aralık 1971 tarıhıne kadar 100, 500. 1000. 5000 10000. ve 100000 lırahk kupurler nahnde butun Banka Subeie^'nde satısa sunulmustur Kalkınma Istıkrazı Tahvilı almakla tasarruflarınuı emın ve yüksek gelirli bir kaynağa yatırmıs ve ülkemizin kalkınmasına katkıda bulunmuş olursunuz. : A, 1611924064/ 10280i,
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle