26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA DÖRT: sCUMHURÎYET >S0 Kasno 1971 İÇBİR olıunlu netice vermeksizin ge çip giden altı günden sonra durum birdenbire değişiyor. «Franconia Krab» namı ile maruf Te Nürenberg yahudilerini merhametsizce imha ettiği söylenen Julius Streicher en umulmadık bir ânda yakayı ele vermişti. H YENİ BELCELERİN IŞIĞINDA Çember gittikçe Belirli tıir noktada ihtiyar bir adama rastlıyorlar. Uzun ve bembeyaz bir sakah var. Bir tualin ba.şma oturmuş yağlı boya resim yapıyor. Henüz ortalığın kan ve barut koktuğu yenilgiye uğramış bir ülkede bir ressamın böylesine rahat ve gamsız bir hiiviyete bürünerek ortalık yerde resim yapması berikilerin garibine gitmiştir. General, ânî bir kararla şoförüne durmasını söylüyor... Olayın özeti gerçekten dikka1e değer: Yüz birinci Amerikan Kolordusunun Komutanı Gene. ral Blitt, Berchtesgabin. çevresinde bir teftiş gezisine çıkmıştır. Beraberinde birkaç as. ker ve maiyetindeki bazı su. baylar da var. Askerî araçlarla yapıyorlar bu geziyi. Hava güzcl, ısı derecesi normal, geçtikleri yer. ler de genellikle romantik manzaralı kırlar ve bayırlardır. daralıyor nıyor, sonra bakıyor ki çıkar yol yok, vazgeçiyor tabii: «Beni tanıdınız demek?.. Belliydi zaten... Bugiin de. ğilse yarın taoıyacaktınız... Siz tanımasaydııuz bagka biri tanıyacaktı .. Başka biri de tanımaMydı, bir başka&ı daha çıkıp beni ihbar ede. cekti muhakkak... Böyle jece gündüz kılık değiştirip yaşamaktansa, ne olacaksa olsun .. Bit de bir an önce kortulalım. öbür dünya. da rahat ederiz belki » Tuali, paleti, yağlı boyaları, ıırçayı olduğu gibi bırakaraK arabalardan birine biniyor ve Amerikalılarla bîrlikte gidiyor. Arabadan inip berikine yaktaşıyor. Önce yaptığı resme, sonra da ressama dikkatle bakıyor. Tuhaf şey... Acaba yamlıyor mu, yoksa şu ihtiyarı daha önce görmü.şlüğü var mı?... Bir yerden tanıyor gibi oluyor ama, acaba nereden? «Acaba nereden?... Acaba nereden?...» diye kendi kendine boyuna tekrarlamaktadır. Bîrdenbire Hatırlıyor AKITOR, ediyor. düşünüyor, taşımyor ve hatırlıyor birdenbire. Bu adamın fo. toğrafını, yola çıkmadan biraz önce bir kere daha gözden geçirdiği fotoğraüann arasmda Sörmüştür. Bunlar, suçlu görulen ve tutuklanmak üzere aıaştınlan Nâzi yöDeticilere ait iotoğraflardır. Biıaz daha yaklaşıyor sozüm ona ressama: «Şaşılacak şey... Siı Julius Streicher'e ikiz kar. de? kadar benıiyorsunnı.» Beriki önce olduğu yerde şöyle bir doğruluyor, itiraz etmeğe hazırlanan tavırlar taku B Gençlik başkanı olmuş Arthur Falk. îşin en dikkate değer tarafı bundan sonra baçlıyor. Schirach yolunu bulnıuş, Inssburck dolaylarındaki bir Amerikan kampına tercüman olarak girmis. Öyle ya... Azıh sanıklar listesinde adı bulunan birini kim kalkar da Amerikalılara ait bir kampta arar. Değil akla, hayale bile gelmiyecek bir şey bu. Böylece sabık «Gençlik Başkanı» kendine yeni bir yaşantı düzeni kuruyor. Gayet çalışkan ve görevine sadık. Bütün gün, akşama kadar sağa sola koçuşturuyor, geceleri de oda?ına çeküdiğinde bir eserin hazırhk. larını yapıyor: «Myrna Loy'nn Anılan^ Bu isim de kendi İ5. mi gibi uydurmadır aslında. Çünkü yazdığı anılar Myrna'ya değil. doğrudan doğruya kendine ve Nazi Almanya'sıiîa aittir. Nİ,renberK samklan (soldan sa|a do|ru): 1 Htrmann VMlhelm Uoerıng 2 Rndolf HesS> 3 o s e c r 7 Joachim Ribbentrop, 4 YVİlhelm Keitel, 5 Ernst Kaltenbrunner, 6 Alfred « ^ |; Hans Frank. 8 Wilhelm Frick, 9 Julins Stre.cher, 19 V\alter Funk 11 Hj?™"™."' Doenitz 11 Erich Raeder, 14 Baldur von Schirach, 15 Frıtz Sanckel, 16 Alfrea S von Pajen! II Arthur Seysstnpuart, 19 Albert öpee, 20 Constanfn Neurath, îl Hans Fritzsche. H Nürenberg sanıklanmn mahkeme huzurunda verdikleTİ itadeler dosyalanıp üstüste konnldn|n zaman, uzun boyln bir insanın ban hizasına kadar yükselmisti.. tTLER iktidanmn «Gençlik Başkanı» Baltfur Von Schirach'a ait teslim hikâyesi de enteresan. Baskentin düşmesini ve ateşin. kesilmesinl izleyen günlerde Schirach derhal bıyık bırakmıç, palabıyıklı bambaşka bir adam olmıış bir süre sonra. Sahte vesikalar tedarikleyerek ismini de değiştirmiş ve Fakat günün birinde Yazan: 37 FAİK BAYSAL B onu veresim: AYHAN BAŞOĞLU~| ] GÜNAHKÂR KRALİÇE ÖTLECE günler günleri, haftalar haftaları izliyor. Kendinden süphelenen bir tek kişi bile yoktur çevrede. Gündüzleri mesaî... Geceleri de hatıra defteri... Her şey dümdüz gidiyor... Bir o kadar da rahat... Fakat Schirach'ı zamanla bir huzursuzluktur almağa başlıyor. Diğer şeflerin, birbiri peşâsıra yakalandığını duydukça fenahklar geçirmektedir. Geceleri, odasına çekildiğinde, anılarını bile kaleme alamayacak kadar bitkin ve perişan hissetmektedir kendini... Yattığı zaman gözüne âe uyku girmez oluyor artık... Şayet biraz dalacak olursa korkulu rüyalarla ve kâbuslarla derhal uyanıyor. Böyle bir ruh durumu içinde kendini daha fazla gizleyemf. yeceğine kesinlikle kanaat ge. tirdiği için günün birinde kamp komutanına giderek teslim oluyor: ctlgili guvenlik ekiplerinin aradıfı sanıkUr arasın. da ben de varıra... Adını Baldur Von Scbirach... Bu. ynne kadar sizi aidatmak zo. randa kaldığım için özür di. lerim. Teslim olnyorum...» Schirach'm da tutuklanmasın. dan sonra, çember biraz darıa daralıyor, arama ve taramalar büsbütün hızlandırılıyor. Henüz yakalanmamış durumdakilerin sayısı pek az, Eski Dışişleri Bakanı Ribbentrop, Büyük Amiral Racder ve Nâzi Partisinin en azılılanndan Martin Bormann. Selmanoviç esnememek için kendini zor tnttn. Bilmiyorum, ama sabaha karsı bıraı uynmuşum jaliba. Müberra koltugunun altındaki domates d o . lu sepeti masanın üstüne koydu, »onra birden ocak tarafına sevirtti. kaynamakta olan çaydan. lıçın kapağını araladı ve içine bir tutım ça» attı. Domatesleri beğendin rai baba? Hcm de ııasıl: Mercan gibi hepsl. Bizim bahrenin topraği başka vesselam. Tası diksen yeseri>or. Suna bak hele baba. Elmasa rnn yanagı gibi kırmızı. Selraanovic, Müberranın ince uzun psrmaklan nrasinda biı yakut gibi ışıldayan domatese baktı. Oudaklarında çoktaıı beri göriilmeyen çocuksn bir gülümscme bc\irdi. Çok sevdiği ve daha uyanınamış olan kızı Elmasanın aduıl ve güıellığini du.vmak hosuna gitmişti. Sepetten başka bir donıatcs alıp karşısında koyu lâcivert gözleriyle kendisiui siızen Müberra'ya gösterdi. Bu da senin yanağın gibi kırmızı. Senin yaııağın bundan daha bile güzel. Zaten Allah benim kızlanmın hepsini BÜzel yarattı. •«^lüberra bembeyaz dişleriyle l ^ l d i . ftonr» kor> InMİç bir sey RÖrmüs gibi «asktaOkia dala bir «•/ •Vatiı. ' YARIN: MARTİN BORMANN MUAMMASI İJNİtffRSİTf vf BU YIL GİRECEK.ŞİN. BİLGİ OERSHANES! ; .K,,<.fc.^.»« 27 71 95 Cumhuriyst: 9799 Bu gece sen yine hiç uyumamışsın baba. Nereden anladın kızım? Baksana, gözlerin kıpkırmızı. Selmanoviç sigarasından son bir ncfes Ç e k | P Mübcrra'nm önüne koyduğu pirinç tablanuı içindc soudürdu. Evet, uyuyamadım, anta bu gece uyuyacağunı sanıyorum. Hep öyle dersin, ama yine uyuyatnazsın. Ne yapayım kmm, elimde değil. Sava; her şcyi altüst etti. Hep sizleri düjünüyorum, hep siıİeri. Kendi başıma olsam dünya yıkılsa umursamam bile. Müberra'mn gözleri dolu dolnydu. Ama sen en çok abimi düşünüjorsun, dedi. Öyle değil mi baba? Selmanoviç bir saniye düşündü. caıu bu sabah hiç konuşmak istemiyordu. îalnız onu değil hepinizi düşünüyorum. Yu goslavyada ne kadar Türk varsa hepsini düjünüyorum. Müberra birdenbire sevinçle eilerini çırptı. Hiç düşünme baba. Onbeş güne kadar abimden ya bir mektup alacaksın ya da çıkıp kendisi gelecek. Nereden biliyorsun? Rüyamda gördüm. Bilirsin, benim rüyalarım hep çıkar. Ncden inanmıyorsun? Benim ne zamau yalaıı söylediğimi gördün. Görmedira kızım, sen hep doğruyu söylersin. Bulgar Aleksi Ue olan tarla davasuıı kazanacağuıı söylediğim gün de inanmamıstın bana. Ama sonra ne oldu? Mahkemeyi kazanmadın mı? Selmanoviç güldü, sonra Müberra'mn sepeJin irindeki domatesleri bile kıskandıraeak kadar kırmızılaşan yanağnıı sevgiyle okşadl. Kazandım kızım, dedi. İnşaallah ruyan yine çıkar. Bu anııene de ne oldu bu sabah Yaşlandıkça daha çok uykuyu sever oldu. Mübetra caydaulığı atcsüı kenarına çekti. *= * Oııdaıı değil baba. Dün ev temizliği yaptık, annem çok yoruldu da ondan. Sonra o da abimi düşünüyor hep. Selmanoviç deruı derin içini çekti, sonra Muberraya çabuk bir kahve yapmasını soylcdi. Artık caıu ağızmı bile açmak istemiyordu. Dundar • Belgrat t niversitesine değil de Londra ya gondermiş olduğuna bin kcre pişman olmuştu. Ikl aydır mcktubunu alamamıştı. Almanların Londra'yı arahksız bombardıman etmeleri aklına hiç duşunmck istemediği bazı kötü şeyler getıriyordu. Butün bunlar Taslıca delikanlılannm rüjasuıa giren Muammera yüzünden olmuştu. Kız son «ünlcrde oğluna hiç rahat verraemeye başlamıs, zavallıyı iki gün içinde serseme çevirmişti. Muammera gerçekten her erkeğin aklına başından alabilecek güzellikte olan bir kızdı. Babalan Osmaniç ufak, fakat sessiz ve namuslu çiftçiydi. Çok calı$kan ve yaşına rağmen güzellikte kızından hiç de aşaği kalmayan bir kansı vardı. Çok mecbur olmadıkça para harcamayan Ayişa sayesinde hiç kimseye ınuhtaç olmadan mutlu denebilecek bit hayat sürüyordu. Önceleri sık sık birbirlerine gidip gelirlerkeıı Muammera her şeyi altüst edi\ermiş, araya iki yıldır sonu gclmeycn bir soğukluk sirmişti. Birbirleriyle selâmı sabalıı kesmiş değiUerdi. fakat herkesin gerceği bildiğine süphe yoktu. İçtikleri su ayrı gitmeycn iki aileniıı gece gündüz birbirlerinin cvinden çıkmadıklarmı »ricnler lıcr şevin (arkıç4aydıİ3«i» , ••;,..•«* Birbirleriyle dargınlar ama hiç belli etmck lstenilyorlar. " ' n Konuşnıalar arasmda söz Selmanoviçlerle Osmaniçlere gelince bir çok kişi böyle demektcn kendini alamıyordu. Fakat Muammcra'nın lâfını etmck kimsenin aklına bile gelmiyordu. Bunun da ncdeni iki ailenin dc söz birliği etmişçesine dışarıya en küçük bir sır vermemesiydi. Herkcs bu dargınltğın bir tarla veya alacak meselesinden ortaya çıktığını saıuyordu. Halbuki ortada böyle bir anlaşmazlık yoktu. Olsa bile Selmanoviç bin değil, yüz bin dinara bile sevdiği bir iıısanı kolay kolay değişemeyen bir adamdı. Osmaniç'e sıkmtılı günlerinde yardım elini uzattıği, ona araba, at, pulluk ve Çiftçilcr Kooperatifinden kredi aldığı doğruydu. Fakat Osmaniç bütün borçlarmı kunışuna kadar ödemiş ve karşısında her zaman boynu bükük bir insan olarak görünmetneye dikkat etmişti. Böyle davranmasma Selmanoviç çok kızıyordu ama Osmaniç yalnız Yugoslavya'da değil, bclki de bütün dünyadaki insanlarm arasmda komsusuuun verdiği suyu içtikten sonra bardağm nı ktrmayan tek insandı. Ayişa'nın da ondan aşağı kalır yeri yoktu. Kızlan Muammera da onlara çckmisti. Çağimızda bir çoklarmın aptallık olarak nitcledikleri bu namus kavramı Osmaniçlerde başköşede oturan bir misafirdi. Böyle olduğu halde Selmanoviç egitiıninin yarıda kalmasını bahane ederck oğlunun Muammera ile evleumesina karsı çıkmıştı. Gerçekte bu evliliğe razı olmayişınııı asıl nedeni Muammera'nın baş döndüren güzelliğiydl. Bu snizelliğin ilerde oğlu için tehlikeU olabileceğini düşünmüştü. C'stelik Muammera bazı taşkınlıkiar da yapınaya başlaraıştı. Bir lise öğrencisiyle gezip tozduğunu söyleyenler de vardı, Selmanoviç bu gibi durumlarda bir yalanın evlenmek çağında olan bir kız için en kötü gerçeklerden daha tchlikeli olduğunu bilen insanlardandı. Karısı bunun kıskançlıktan doğan bir dedikodu olduğu kanısındaydı, fakat Selmanoviç sonradan bu ili$kinin bir gcrçek olduğuna inanmaya başlamıştı. (Arkası var Okul yapıldı. sıraiar gelmedi TİFFANV JONES Venı açılmış bır ılkolsul müdürüyürn. Okulumuz yeni, lojmanı, iki sınıüı. bir genel yüznumarası olan muntazam şekilde tanzım edümış sağlam bir yapıya sahiptır tlkokulun KulıanacaK ve ıçe cek suyu yoktur. Çeşme ve yo) için Ağn ili Bayındırlığına ve ayrıca Köy tşleri Bakanlığına bir dilekçe nalinde Düdirdim. İlgîliler her nalde gereğini düşünüp bize bir maiumat vereceklerdir. Ayrıca okul açılma sna ragrnen sıralan gelmemiştir. Ben ancaK, Türkçe bilmıyen çocuklara, yere serdiğırni?. kilim ler uzerinde ders verıyorum. Tabi) gerekli ve tam bir öğrettaı olmuyor Bu hususta ilgili meslekdaşlarımj uyannm. Çok isterdim ki. yeni yapıirra? bir okulun çeşmesi, sıraları ve okul thtiyaçlan ve ders araçlan bo) olsun. Ben de bu bolluk arasmda ç o cuHlan tyi ve muntazam şetiştireyim. Gerçekten çok güçlük çekiyorum. Ama bu problemi çözece*imden çalışmalarım sayesinde ümitlıyim. Gelecekte iyi ümitlerle çalışmalanma araljks'z dpvam ediyorum. FENA GARTH EVE &İTTBMİYO DElSİL, âuıMET Ssdlh UYANIK Pullutarla köyii İlkokal Müdiirü Dofuheyazıt 657 sayılı Uevlet Memur'an Kanununu üefiştıren 132? sayuı kanuna göre ükokul öğretmenlerir.in göreve başlama derecesi 12 ncı derece olarak Kabul edilmiştir. 1965 Hazıran dönemınde Ög nın akJma bu soru gelıyor: '"" 1 retmen Okulundan mezun ola lışmak suç mu .' 2. Bu uygulama ilçemize 2 U rak göreve başladım. Aralık 1970 yılmda 2U. asliden öir üst Sm. olan Çay Uçesinde yapılderecenin. yani 25 aslinin ma mamıştır. Acaba kanunlar ve kanunların uygulanması ilçe naşını almaktaydım. çe* bölge bölge değişiyor mu? 1327 sayılı kanuna göre yapı Bu durum hukuk devleti ilkelelan intıbaklarda 12 ncı derece nın b ncı kademesine intibak ri ile nasıl bağdaşır? Sayın Bakanımızın durumuettirildim Buna göre maaş almaya başladım. Haziran' 1971 muzla ilgileneceginden ümitlıyılmda Uçemize gelen Maliye yiz. Hasan AKGtL Bakanlığı kontrollen benırn ve Vakasenek İlkokulu benim durumumda olan 19 öğMüdürii retmenin tntibaklarının vanlış Sultandajı Alyon yapıldığmı ileri sürereK yan kademelerimizi Kaldırtıp 12. dereceden maaş alabileceğimızi belirtti. Bizden varı kademelerle (8 aylık) aldığırruz fazlalıkları da hemen kesmege baslattı. Bizden 2. 3. 4. 5 sene sonra m« Koyümüzde, dernek lokalinde zun olan öğretmenlerden daha çevre halkının faydasına suaz maaş almaya ba$ladık. Bu nulmak üzere bir kitaplık açtık radaki işlemlerde bir rıaksıztık Aydın okuyuculsrın ilgilerini olduğu kanısındayız. tki örnek beklemekteyiz. Bize faydalı o!ale açıklayas'im: cak kitaplarını gönderecek olan 1. Yan Kademelenn kaldınl okuyucu ve aydın vatandaşlanması, sadece normal terfı hak mıza şiradiden teşekkürlerimizi kını kazanarak terîi etmlş öğ sunanz. Harmanköy Kalkındırma ve retmenlere uygulanmı? olup ter Giizelleıtirme Derneji fı edememis öğretmenlerin inSÖĞÜT BİLECİK tibaklan aynen kalmıştır. tnsa Ögretmen aylıkları ayrıcalıkla ödeniyor Cumhuriyef'e mektuplar ^• ZAMLAfil DERT EOiKDiK.. Aydınlara çağrı Sonu gelmeyen zamlarla hükumete. devlete, Ugililere güvenimiz kalmadığı gibi geçirn olanağımızı da yitirmiş durumdayız. Tatilde eşi dostu ziyarete gii miştik. Birkaç ay önce Bilecik Eskişehir. Büecik Bursa arası yolcu taşıma ücretleri 5 Tt. den 7,5 liraya çıkanlmıştı. Bayram dolayısiyle 10 Hra aldılar Kimi kime şikâyet edeceksiniz? Kadeıimiz bu bizim' SahipsizlikNeredesiniz ey halka hizmeti külfct bilen sorumlular emniyetçiler. idareciler. belediyecüer Hayat bizler için azap olmaya başladı.. AdıSaUı
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle