26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA İKİ .CUMHURİYET: 30 Kasım 1971 eçen hafta, 24 Kasım çünü General ISaci Tınas'ın ölfim yıldönümüydü. tstiklâl Savaşımızın anılarım taşıyan «TI.NAS» soyadı, O'nu bizlere tanıtır. 1882'de Serfiçe'de doğup 24 Kasım 1964'te şözlerini yuman Tmas' ın bn yaşantı süresi, örnek ynrtseverliklerle dolu hizmetlerde gcçmiştir. 19O7'de Kurmav Yüzbası olarak göreve basladıfı tarihten itibaren, lialya, Balkan, B i . rinci Dünya savaslarında muhtelif cephelerde döğüsüp, nihayet Mustafa Kemal'in giriştiği Kurtuluş Savaşı'na katıldı. Soyadını aldığı tepe, bn savasın düşman elinde en dirençli mevzilerden biriydi. 26 Afustos Bflyiik Taarruzda komnta ettiği 15. Tümcne, alınması emredilen taarruz battmda Tınastepe de vardı. Simdi bizler bu taarrnzu, bir subayın hâtıra defterinden izliyelim: G TINASIEPE'DEN GEÇEN KOMUTAH: N. TINAS Nail UÇAR EMEKLİ VETERİNER ALBAY pençe omuzumu bastırdı: « Burası seremoni >erı değıl. otur Muharçbe Mmdi tEtlıla":ıvor». Kocatepe'de bn anı. mesut bir fotofraf makinası tesbit ederek bizlere kazandırmıştır. Bundan sonraki safhayı da daha yakından izliyelim: 15. Tümen Komutanı Kurraay Yarbay N a . ci Bey*in alayları saat 01.00'de sokulabilecekleri en ileri mevzilerde bulunuyorlardı. Tümen Komutanı saat 24.00'te gözetleme ve rauharebe idare yeri olan Porsuktepe'ye gelmişti. Tunan asıl mntaarebe hattından 3M . 5M metre nıesafede emniyet birliklerimiz topçu. nnn atesini sabırsızlıkla bekliyorlardı, Dünya. bu baskın ateşnle şaskma döne. rek uyandı. Şimdi bu tiimenin kahraman alaylarının taarruzlarını izliyclim: 15. Tümen'in 38. Alay'ın 2. Tabur Koınutanı Binbası Halil, saat 07.00'de erlerine örnek olarak ön batta ilerleyerek tel makaslarla telleri keserek düşman siperlerine erlerini sokar. tnatla yapılan bir sünçü mnbarebc. sinden sonra birinci hat ele geçirilir. Bn örnek taburun pesinden diğer tabnrlar da d ü s . man siperlerine girerler. Alaylar durmadan hücumlanna devam ederek Beyoğlu istinat noktasını ele eeçirir. Bu çarpısmalarda Tiimenin 45. Alayınııı I. Tabnrnndan Tüarbası AIi, aynı Tümenin 38. Alayından Tegınen tlyas sehit olurlar; 38. Alay Komutanı da >aralanır. 38. Alay. Yunanlıların siddetli topçn a t e . si ve batısındaki 14. Tiimenin 25. Alayının çekilmesine ragmen direnir. Yunanlılartn motorlu araçlarla getirdikleri 37. Alayının bir tabnrn da taarruza katılır. Bol cephane sarfı ile 38. Alayımızın mevzilerini çok etkili topçu ateşine alır. Bu suretle birinci hatlannı tefcrar takviye ederek hücutna kalkarlar. Bn hücumlar da püskürtülür. Saat 14'te i u n a n topçu ateşinin hızı ve etkisi artarak saat 15'te son haddini hulur. Kolordu Komutanı, Tınastepe'nin mutlaka alınmasını emreder. Fakat durum gittîkçe kötüleşir. Yunan topçu atesi hangi kesimde toplanıyorsa, oradaki birlikler geri çekilir, üıerlerinden ates kayınca. tekrar mevzilerini abrlar. Saat 15'de Yunanlılar 38. Alay cephesine beş taburla, 5S. Alay cephesine de üç taburla taarruza gecerler. Subay kaybmdan emir ve idare güçlesir. Güneş hatnıasına yakın, saat 19'da Tunanlılar hücumlanna devam ederler. Mubarebe son şiddctini bulur. Alayını Kepli direneği gerisinde düzenliyerek taarruza hazirlayan 56. Alay Koroutanı Yarbay Fehmi Bey soldaki birliklerin çekilme5i ve Yunanlıların pek yakına sokulması üzerine, ortalık kararırken, bütün Alay'ı borularla hücuma kaldırır. Yunanlılar bu hücum karsısında 4M8M metre geri cekilirler. Alay Yuııanlılardan birinci hat siperlerini tekrar alır. Sabaha kadar sürekli devam eden çok kanli mücadelelerden sonra, Tümene verilmiş olan görev verine getirilir. Tınastepe bütün istinat noktalarıyle 15. Tümen'in cline geçer. bul edilen ögrenciler arasında idim. Henüz askerî elbisclerimiz verilmemişti. Kolordu Komutanı N'aci Paşa'nuı bizleri görmek istediği bildirildi. Bir subay komutasında Kolordu'ja çittik. Bir askerî düzende Paşa'yı bekliyorduk. Paşa biraz sonra Karargâh merdivenlerindcn inerek bizlere yaklaşarak yüksck sesle: •Merhaba çocuklar» dedi, öğütlerde bulundu. O gün bu sözlcr ilk askerlik ruhunu hepimize aşıladı. Bizler gibi henüz altuıcı, yedinci sınıf ögrencileri için bu ilk etki çok büyüktü. Bizlerle daha ilk günden bir Kolordu Komutanınuı bu kadar ilgilenmesi bizi ocağa bağlıyordu. Nitekim Orgcnerallik rütbelerine kadar yükselmiş ve her an Gcnelkurmay Başkanlık göreune lâyık sınıf arkadaslarunız, bugün ordumuzda görev başındadırlar. UNDEN UNE Pahalılık işkencesi 26 Ağustos saat 03.00 ütün hazırlıklar tamatn. Kocatepe cok dik. Etrafta zifiri bir karanlık var. Tepeye tırmanırken Ordn Knmandam da geldi. Beraber tırmanıyoruz. Nefts nefese çıktık. Biraz sonra yavas yavas koya kursuni bir renge dönerek açıltnaya baslayan ufuklara, sanki bir kartal yuvasından kuşbakısı bakıycruz. Muharebeyi yakından izlemek ve idare etraek üzere, ortalık ağarmadan Başkumandan, Genelkurntay Baskanı, Batı Cephesi Komutanı, Kocatepe gözetleme yerinde idiler. önümüzdeki Afyon Ovası henüz sis içinde. Bu ovanın öte tarafında Tınastepe'nin bu alacakaranlık içinde azametli bir durnşn var. Birliklerimiz güneyden Afyon Ovasına hâkim sırtların gerisinde sessiz sedasız, taarrur için son hazırlıklarını yapıyorlar. Bn sırtların dtişman gözünden saklı ve bue dönnk yamaçlarında yer yer yanan atefler, bir sehrâyini hatırlatıyor. Etraft» fırtınalara yaklaşan korkunç bir sessizlik var. Bilgi yarışması B Seremoni zamanı değil PT* opçnnon saat 04.31'da atese baslaması *• gerekirken. sis fazla olduğundan atcse saat 05.00'te bütün cephedc elektrikle ateslenmiş çibi 300 topla birden başlandı. Tınastepe' nin biraz evvel azametli dnran başında, yıldırımlar çakıyor. Başkumandan, elleri arkasında dolaşıyor. Birden, üzerine oturdngum telefon siperine geldi. Kalktım, yol veriyorum. Demir bir Kişiliğinden örnekler rencilerle çok yakından ilgilenirdi. Bu ilgis'mi 1926 yılmda Tokat Askerî Lisesi ögTencileri pek iyi bilirler. Bea bu anılnrdan bir kaçına değinmek istiyornm: 1926 yılmda Tokat Aakerî Lisesine yeni kaskerlikte istenilen bütün ki. A şiliğinde toplamış bulunan hasletleri öğTınas. Xaci Paşa daha 192S yıllarında sınıflar arası bilgi yarışması yaptırır, kazananlara armağanlar verdirirdi. Bir gün İdeal Türk genci nasıl olmalıdır?» konnlu bir yarışma açtirdı. Bugün de hepimizi düsiindürecek bu yansma. okulumuzda bıiyük yankt uyandırdı. Ben sınıf birincisi olarak sınıf armağanını kazandım. Okul birincisi. dokuzuncu smıftart bir öğrenci idi. Sık sık tertİD eltirdiği (emsillcrc, bazan halk da davet edilirrii. Temsillcrde daima. milli konular yer alırdı. Örnoğiıı. kaybettiğimiz Rumeli illerimizden bir tablo canlandınlır. bu sahnede bir ojreııci. bizden knpan bu yerlerin yanık halk türküleriııi söyler. dinliyenleri ürpertirdi. Naci Pasa'yı vakitli vakitsiz. her an okulda görmek Hiümkündii. O yalnız eğitimle değil, saiclıeunızla da çok >akından ilgilenirdi. Bazen FSİ ile beraber okula gelir vc sınıf birincilerini de masasına alarak aramızda yemek yerdi. Bu arada yine eğitim devam ederdi. Bir öğrenciyi, bu toplantımn anlamını anlatması için konusturur. bu suretle bizlcrin toplum önünde konuşraantıza da yardım ctmis olurlardı. Her öğrencinin karyolasının ha$ucundaki duvardaşu öğütçü sözleri vazılıidi: «Sen buBün Milletine şu kadara mal oldun, Eğer bunu çalışarak hak ctmedinsc uyunıa.> Savın Basbakanın annesi, pahalılık yüzünden nasıl feryadı bastı ise, Sayın Çilingiroğlu'nnn esi de öylece sikâyet etti. Geçenlerde Sayın Adalet Bakanımız da, bir yumurtamn «0 i kuruşa yükselmis olduğundan bahsedıyordu. Bütün gazeteler, simdi bn pahalılığı yerumlamakla mesgnller .. Krim hükümeti, devalüasyonun açtığı cukııra devlet gemisini düsürmemek için, gerçekçi bir politika çütmek istedi ise de, bürokrasinin çakıllanna takıldığı icin, piyasa ondan daha hızlı gitti ve oldn . bittılerle, vatanuası cehennem ateşinin içine attı. Simdi ue olaeak? Ben size haber vereyim. pahalılığa alısınız! Çünkü bu felâketi kannnlar önlevemez. tkinci Dünva Savası içindeki ekonomik tecrübeler. bizim toplum olarak da, bu derde deva getirecek bir kararlılık ve ehlivette olmadığımızı eösterdi. Hepimiz. günlük kisisel çıkarları millî çıkarların üstünde tutanz . 1939 ile 1945 arası zevtinvağı, seker, hattâ kum ekmek stoku vapanlan hatırlayacaksınıt! Karaborsacılık almıs yürümüstü... 1954'ten sonra enflasvon olmasa idi m Mavıs olmazdı.. Bir askerî müdahale ile enflasyonun arasında nasıl îliski kuruvorsun? dîye soracak olnrssmz, vereccgim cevap sudur: Enflasvon, yani onun sebep oldugo pahalıIık, belirli ve dar selirli olanları . ki. milletin ekseriyeti böyledir sıkmaia baslayınca. ynrtta sikâvetler ve »inirlilik de kendini çösterir. Enflasvon zamanlarında suçlar artar, kadın fuhsa sürüklenir. erkek hapishanelere düser.. Zenein, fakirin sırtından çok zenein olmaea baslayınca, sınıf kavgaları keskinlesir ve bSvİpee toplum, ister istemez ihtilâlin kucağına dfişer.. tddia ediyornz! E8er Türkive'nin basın» 1934"ten sonra eelen enflasyon %e 1958 devalüasvonu eelme«e idi. Türkive'de ümitsizligiıı ve memnnnivetsizligin yarartı|ı Marksist cerevanUr bu kadar kuvvetii olmazdı. 1965 yıhna kadar bir ölçüde sabit kalan fiyatlar, DPnin devamı olan AP ishasına eectikten sonra. sene enflasvon ve devalüasvona yöneldi. Bildiğiniz sibi, bu sefcr 1957'nin sola dönük evlemleri isi büsbütün azıtarak da5 çerillası baline ?eldi^ tspatı: Sıkıyönetim mahkemelerindeki dâvalar ve orada sövlenen sözler.. Netice 12 Mart ! Evet. acık açık söylemekte sakınc» görmüyornm: Türkiye'de Marksist. Lenin'ci. Mao'cu hareketleri kncaklarında memelerivle hesleven enflasyoneu politikacılardır. Simdi artık dedikoduları. lâfı bir tarafa bırakmanın zamanı geldi.. Hükümeti ıs vapmava tesvik etmek lâzım.. Ya. \t tırımları süratle cogaltmalı. verimlilite eecmeli. Bakanlıkların, 'fî Plânlama'nın, u.vtulamanın cekmelerinde bekleyen îsler y» *•', reddedilmcli. M tasdik Fakat artık çalısmağa vöııelmelidir^ •J! l'fukta. kardes kavcasının ideoloiik catısmaların haberini payj halıhk. bucün davui çalarak vertneee basladı. Butün çabalar ™ üretimi arttırmaça ve tüketimi daraltmaea vönehnezse, devlet d icraatına yardım »tmevenlere. iktidar hırsı ile vürüven tekerleğe değnek sokanlara, bavada huzursuzluk ve istikrarsızlık *' varatanlara, parti büvüklerine, baskı eruplanna, simdiden hai, ber verevim ki, aradan üç vıl geçmeden, ideoloiik kavga vş >4 bölücü akımlar. yüı kat fazlasivle bizi birbirimize düsürecek* tir. Eski Fransız Basbakanı ve Meclis Baskanlanndan Herriot* >j nun bir yazısını hiç unutmam: «Enflasyon; düzeni bnzursuz. 4 Inğa, huzursuzluk kardes kavgasına, nizamsızlıga götürür. Nizatnsızhtın arkas? ihtilâl. onun arkası da dikta rejimidir.» Sözüme inanmak istemezseniz. tarihî olavlan size tanık olarak gösterevim. Enflasyon olnıasa idi Alman\a'da Hitler iktidar» gelmezdi. îunanistan'd» lMsnfrdr Uardes kanı dHkülmezdi . Enflasvon nlmasa • idi, Menderes de, Polatkan da ',+ asılmazlardı... ^ ^ ~ r ° ™ M " • n*ııiMiiiiıiiıwm»(aiıifvinBi Sonuc W hmalimizden rutubet küf kokan Devrim •• Tarihimizin yapraklannı açalım. Emperyalist orduları denize döken Mustafa Kemal'ın Kumandanlarını çocuklarımıza tanıtahm. BUGUN YARIN f. r\ f\ Reform mn, Bilim Devalüasyonu mn? Î tinin ilk yülarından itibaren memleke ürkiye Cumhuriye Milli Eğitim Bakanlığınca hazırlanan «Üniversiteler Kanun Tasarısı» bize göre oldukça hatâlıdır. Bunu bir kaç yazı ie kamuo>Tinun gözleri önür.e sermek istiyoruz. Bir kere, temel felsefesi yanlıştır. Ayrıca, bu Usarı; büyük Atatürk tarafından başlatılan, temelleri atılan flniversite düşnncesine aykırı olduğu gibi, o Büyük Onderin bütün devrimlerinin temeli olan akıl ve bilim yolunu, 40 yıldır ülkemize verleştirme çabalarını da, bir kalemde Mkacak niteliktedir. Çünkü, Atatürk tarafından 1U33 yılmda >apılan üniversite reformu: ünirersitelerde öğretim üyesi olabilmeyi, kendi yöntenv leri içinde bilimsel mesleğe katılmaM, ciddi çalışmalar sonucu geçireceği sınavlara bağlamıştır. Bu tasarı ıse 40 yıl önce kabul edilen, ve de bir üniversitede tersi düşünülemiyecek bu ilke>i dipten yıkmakta, bir çeşit bilim devalüasyonu yapmaya çalışmaktadır. Tasarının geçici 5, maddesinin 2. fıkrası; uzun yıllar ciddî çalışmalarla, üciversitelerde jürilerce yapılan sınavlar sonunda kazanılan profesör ve doçent kariyerlerini kamınla kisilere vermektedîr. Hangi, adı üniversite olan kuruluşlarda, hiç bir akademik sınav geçirmemis, yalnız o kuruluş için geçerli nnvanları, belli kişilere kazandırmak yollarır.m açılmak istendiği açık seçik görülmektedir. Bu tasarının olumsuz etkileri bugünden görülmüstür. tni\crsitelerarası kurulca doçentlik için açılan sınavlara başı uranlardan bazılan, bu tasarı kanunlaşacak diye sınavlara girmekten vazgeç mişlerdir. Atatürkün bu ülkede görmek istediği bilim volu bu mudur? Kaldı ki eşitlik ilkesine aykırı olan bu durum, Anayasa Mahkemesince de 19 1/1971 gün ve E. 1969/48,K.1971/5 sayılı kararı ile de hüküm altına almmıstır. t'niversiteler önünde yığüma dejimi ile anlatılan, orta öğretimi tamamlamış öğrencilerin, büyük bir kesiminin üniversitelere girememesi, tasarının nedenlerinden biri olarak gösterilmektedir. Acaba sorur.un cevabı, orta öğrenim düzeyinde mi araştınlması gerekir, yoksa üniversite düzeyinde mi? Bu tartışılıp bir sonuca ulasılmış mıdır? Bir iddiaya göre üniversite sorunu gibi görünen sorun, bugüne değin yanlış bir uygulamanın ortaya çıkardığı, orta öğrenim politikası ve yeterince vüksek meslek okulları açılmamasınırı sonucudur. Bu çözümlenmedikçe. üniversiteler önünde yığılmalar sona ermivecektir. Yüksek öğrenimde fırsat ve inıkân eşitliğiyle hiç bağdaşmıyan bir yöntem, bu ilke altında sunulmalrtadır. Teknik üniversiteler ve tıp fakülteleri gibi çok masraflı öğrenimi olan fakültelerin bütçelerinin yarısmı, öğrer.cilerden Ccret olarak alma, herkese burs \e kredi olanağı sağlamak mümkün olamıyacağına göre, hangi fırsat ve imkân eşitliği ilkesi ile bağdaşır? Bu demektir ki, •belli bir gelir düzeyine ulaşmıs olanlarm çocuklan, ancak bu bilim dallarında öğrenim yapabileceklerdir. Göstermelik bir kaç burs ve kredi sadece. bu fırsat ve imkân eşitliği ilkesini >ıkan tutumun yetersiz bir örtüsü niteliğindedir. Neresini açıklayalım? 1950 1960 döneminde, politik nedcn. lerle ilçeleri il japaıı geleneği >erleştirilmek istenmişti. Bir benletme yapılırsa* denebiür ki çççmişin bu hastalığı, bu tasarı ile iinhersite açma biçimine dönüşmüstür. Bir profesör. iki doçent vc dört asistanla fakülte açmau kabul etmek, kavnakların etkin biçimde kullanılması değil. bir bilim devalüasyonu eylemidir. Bir fakülte, ortalama 30 yılda tam anlamı ile bir bilim ocağı niteliğini kazanabilmektedir. Bu ilçeleri il yapma modasının, bilim alanında, bir başka biçimde hortlatılmasıdır. Her etkili kişi kendi politik tabanını memnun etmek için. bir iş vapmış görünraek için, de\let kesesinden, bölgelerine fakülteler bağışlayacak kaptlar açılı> or. Anajasanın 120. maddesinin öngördüğfi, derlet denetim ve gözetiminin, tarafsız ve bağımsız bir organa verilmesi gerekirdi. Ancak böyle bir yöntem, bu denetim ve gözetimi bir politik denetim vc gözctim olmadan kurtarabilirdi. O>sa. Milli Eğitim Bakanının başkanı olduğu Yüksek Oğretim Kurulunun bu amacı sağlaması mümkün değildir. Bu kurul ayrıca, üniversitenin bilim ve idare özerkiiğini. bir tek kelime ile üniversite anlamını ortadan kaldıran, üniıersiteleri bir orta cğrenim kurunıu biçimine sokan bir organ olarak belirmektedir. Ne Anavasa ilkeleri ile, ne de bilim anlayışı ile bağdaştmlması mümkün değildir. Bunlar, değinebildiğimiz, tasarının hatâlarından bir kaçıdır. tiraizde toprak dağıtımı çerçevesinde yapılan tartışma ve parça parça tatbikat, 1961 Anayasasından sonra toprak reformu terminolojisi ile âdeta giinün konusu olmuş. gerek T.B.M.M. de, gerekse matbuatımızda ve seminerlerde politik ve 'sosyal yönlerî iîe'Konu uzunboylu tartışıbmş tır. Bılhassa 1961 Anayasa'sındîn sonra geçen on sene zarhnda tartışılan bu husus kanaacırrıizce objektif degıl, daha zıyaâe sabjektıf yonlen uzennde cirtysn etmistır. Partilerırnızce Toprak ve Ziraat Reiormlannın anlamlan üzerinde Meclis kürsüsu saatlerce isgal edilmiş, gazpt3 sütun lan makalelerle dolup ta^mıştır. Ne yazık kı. ne zamanm metııl hükümleri ne de makale sahıpleri olan uzman ve biltm adanılan plânlı dönemde çok büyük bir halk kütlesinin, TopraK Reformundan sonra hayat scan.iardının yükselip yükselmıyeceğini, \Tikselecekse bunun yüzde 3 hata ile ne kadar olabileceğinı njsaller vererek ızah edempmıçİTdır. Bu arada bılhassa sol <andanslı partılerımız toprak dagıtımıra, her derde devâ gıbı gostenp kışkırtmalanna devam etmısler ve maalesef sosvatist rrn>m leketlerle, Lâtm Amerik^ ansrsistlerinin sloganlannı mıllıvetçılık ve Ataturkçulük mask^=ı altında çekinmeden kullanrıı$lardtr. Politıka ve bilim sdam'.annıız 1. koalisyon hüKumeıı zamanında hazırlanan lınci Bes Vılhk Kalkınma Plânının 1S6 l«">" ınoı sa>îalannı oiruyvıp Kavrasa ıdiler, uzennde vapılan uzun kursü munakaşalarına lüzum ka'maz. zaman kaybı bertaraf edılerek meselenın ozune gırıne tır satını bulabılırdık. Kanaaiırr.ızce reformun yan tesırlerı ınünakaşa edilirken asıl konu bu dor..r.de ıhmal edilmistir Bu ".vada hemen şu hususu kaydetrnek ı<;terim ki, köjij dahi bilmejen polıtıkacılarımızdan bazılan l:onuSTJ istısmar ederken, koylülerunızın düşünce ve temayülünü ao''tıran Hacettepe Universites.nin yaptığı ılmî araştırmada, koylümüzun toprak dağıtımı dpâil, emın VP devamlı iş isteğını oıtaya çıkarmıştır. Toprak konusu ve tartışmalar • Y A Z A N : Süleyman TUNCEL EMEKLİ GENERAL yapmış bütün memleketlenn reformdan beklediklerı ano sayeler üç böîümde bzetlenebilir (T) Politik yönden: Küyluleri, ağa ve beylerin politik ve idari baskılanndan kurtarmak ve hür düşünce ve kanaatlerini izhar ederek politik tereihlerini yapabilecek bir duruma yükseltmektedir. (T) Sosyal yönden: Gelir dfğıllmında sosya] adalet j sa£!amaktadır. (3) Ekonomik jönden: larım ürünlfrinin istihssli, dolajısivle çiftçinin kuancını artırmak, ihtiyaç duyulan ana «ıda ınaddelerini memleket sathında ürptmektir. Ayrıca geri kalnıış nıcnıleketlerde tarım sektörünüe istîhsal fazlasr üriin dolayısıvla hasıl olaeak sermaye terakümümi buşta sanayi olmak üzere diğpr i'ktörlere kaydırma ve bu suretle topyekün dengeli kalkınaıaw iıızlandırmak gihi temel itkelerdir. Bız bu vazı serimızde Toprak Retormundan sonra topregı terkederek şehre goç etme lenı^vulü ile reformun temel ılkele.mden ekonomik vönün ıstıhsal nrtı^Aİa ılgılenip. tetkık etmek tıria^nı bulduğumuz memleket lerın Toprak Reformundan sonıa ,3fır.^al sonuclan hakkmda bazı b.'siler vererek hiıkumeı vetkılılen ve plâncılanmızın nazarı dıkKamıe sunmavı faydalı bulduk (3) (4) de ıse 360 dekarlık bir ışletmeve ıhtıjaç olduğu tesbit edılrruş(.5) tif. (3). Bu etüdlere göre Turkiye tanm ârazısinın yeierli cl *'" ' madığı bilhesap meydana çıkınak tadır. Bu rakamları venşırr.ızd^n Y maksat Toprak Reformtuiun belırlı ve esıt yapılabılır fıkrinde olduğumuzdan değildir. nıesül lıu kümet kamulaştırılacak topıak ıçm azamı ışletme buyuKİuğıjrü tayın va tevzıe tabı topraıilaraa optn.ıımı aıle ışletme büyukıuğunü tesbit ederken hiç süphe^ız coğrafî ourumu ve toprağın Kalıtesine goıe oazı knterier tayın ede. • K;ır Inanıyoruz KI. ner aıleye »evzı edılecek arazıd^ anenm tam ıstıhdamını ve tvu a:!elerın ınsanca yaşayabıiıneieii ı v ın asgan gelir miktarı gıbı ana faktörlerı nazan ıtıbara alacaktır. (O. Ancak rakamlar, enıd ve araştırma sonuçlan su husuvj açıkça göstermektedır k; Lugjn mevcut topraklarımız köylü vatandaşlarımıza Anayasamızın on gorduğü gıbı ınsan haysıvetıne \^ raşır bır geçinme sevıyesı cğlamaya kıfayet etmemsurpri.. Bütün bunlar geçımını topraktan sağlajan nüfııs ile mevcut roprak nısbetı kövlulerın hayat srandartlannın yükselUlebıiiTies.r.cie bınncı derecede rolü olan !ur âmıl olduğu unutulmamaücur. Sulu Ziraat Md. Araştırma Eııstitüsü Md. Neşriyat sayı. sı 18 Dr. Metin Talim. Tarım Bakanlığı Araştırma Kitapları öerisi sayı 1*1). Report of the World Land Reform Cor.ference 1966 L'N. N e * Vork 19VK. * Land «eform in Prindple and Practice Doreen riner Oxford 1989. Türkiye Kızılay Derneği Genel Merkezinden: Dernegimizce kan bağışçılanna verilecek 150.000 adet mineli rozet yaptırılacaktır. Buna ait şartnameler Ankara'da Genel Merkezimizden; İstanbul'da Kızılay İrtibat Bürosu Amirliğin•dfik 3 0 * ^ ^ : 1 ^ mukAbilinde temın edj|ebgif. ",,,, •~^^*Çin^»te»Berin en geç 13/12/1971 Pazarteşi günü saat 16 ya kadar Genel Merkez Muha'berat Ser' visine tekliflerini kapalı zarf halinde teslim etmeleri gerekir. Postada vâki gecikmeler nazan itibare ahnmaz, Derneğimiz 2490 sayılı kanuna tâbi değildir. Cumhurıvet 97 A R I N : 1 DÜNYADAKİ UYGÜLAMALAR Çok kıymetli eşim, kardeşimiz ve akrabamız Bay İSAK MARİO MAYORKAS vefat etmiştir. Cenaze raerasimi 30.11.1971 bugünkü Salı günü saat 12.30 da Büyük Hendek Neve Şalom Sineğoğunda icra olunacaktır. Eşi: Dul Bayan Suzi Mayorkas, Bay ve Bayan Eli Mayorkas ve ailesi; Bay Mayir Mayorkas; Bay ve Bayan Jak Mayorkas; dul Bayan Yetke Mayorka: Bay Marcel Naintre; Bayan Jeanette Grunfeld; Bay ve Bayan Alberto Mayorkas ve ailesi: Bay Albert Mayorkas; Bay Charles Mayorkas1 Michael Greenfield ailesi; Bay Salamon, Roza, Bayan Dilek İrdelman; Guakil, Adut, Akşiote, Karako aileleri. Not: Taziye ziyaretlerinde bulu nulmamasj Sonuç Rakamlara göre u^un memleketımi?cie DevİPt Istatistık Enstitüsu'tıü:ı ıakamlarına gore (ı> Orn:an ve Bahçeler hanç. 15 4(10.000 hek'ar ekılebılen 3 692 (Vın fıektar nadasta olmak Uzere. topı?.m rlarak 24 092 000 hektaı rarım ırazisi bulunmaktadır. Bazı bılım adamlanmız bu rakamj aynen ^akul etmekle beraber tarım arazımızın yüzde lö'ıne yaKin bir kı«:mının yüzde 23'e varan meyilli arazıler teskil etmesi 'jıraî'arr.a vapılmamış olması gıbı srbeplerle erozyon tahrıbatına sebeb:vet verildığini çağdaş bilim ««ü'.avışına gore va bunlann taraslanması veya erozyona manı olscak r.ıtki yetiştirilmesi fıkrinddirler. Bu bilim adamlanmızın corüsıine iltifat etmeyip 24. mılvon hektar arazıyı tarıma elverısli kabul etsek dahi Türkiys'de. tanmla uğraşan ve 1965 sayımına göre 20^85.000 köylli nüfusu V.e toprak ınsan nisbetinı hesap ettiğımizde her köylü nüfusuna 11.2 dekar arazı düser kı eşıt o!culer tçinde yapılacak bir toprak dağıtunında ise bir aileye !'• ro dekar arazı ancak tahsıs ed:lebılir. Anadolu Plâtosundakı kıraç arazide bu kadar küçük bir toprakla aılesinin geçimini köylümüzden beklememiz onun mucize yaratabilmesi kadar gtiçtür. Kaldı ki halen Menemsn gıbi mumbıt ve sulanabüir b'.r arazıde Tanm Bakanlığmın 19R2 senesinde yaptıgı araştırma ve »tii>1lere gdre bir çiftçi ailesinin senede 6000 lira gelir sağlayabilmesi için 100 dekarlık bir t$letmeye sahıp olması icabedecefi ?onucuna vanmştır (2) Yine a\Tiı Bakanlık Topraksu Ger.Pİ Mürlür'ığunce Orta Anadolu icın sulu \e kuru ziraat sarUarında bsş r.üfuslu bir çiftçi ailesinin eeçiınmı sağlavacak arazi genışlığinin tesbitı için 1962 senesinde vapî'.^n etiii ve arn^tırmaya göre 5"lanır ara7idp 92 dekar lcııac arazı B B T&tet StUncc Ana çayeler alen çağdas devletlenn sna gayesi kendi mılletlerınin topyekun dengelı bir şekılde hayat standartlannı yükseltrr.ektsr. Nasıl rejimler bu temel ilkt'je ulaşabilmek için bir vasıta ise, Toprak Reformu da köylü vatandaşların gelirlerini artırnıak, cıolayısıyla hayat standatHannı yükseltmek için bir vasrtadır. Şımdiye kadar Toprak Reformu T E Ş E K K ÜR Anî bir beyin kanaması sonucu sağ taraîım felçli "olarak kalchnldıgım S.S.K. Beyoğlu İîastahanesinde benı kısa zamand a t e d a v ı ederek sıhhate kavuşturan asabıye mütehassısı sayın; H! I Dr. Özhan GANER Dr. Yİ/KSEL TİMtÇİN: G02 Mütehassısı Dr. BÜLENT ALTUNER; Goz Müt. Dr. MEHMET OKANARSLAN ile. ilk tedavimde buyük emeği geçen say : n Dr. OKTAY T t RAN'a hastahanede kaidığım süre içinde ılgilerini esirgemeyen hemşire ve yardıma personele minnet ve şükranlanmı sunanm. ZİHNİ Gl'RPINAR SEMİHA ve SÜMEH ÖZEN Oğuüarı S E B K A N ' ı= doğumunu dosî mujdeierler. 26 11.1371 akrabaUrıiıa vc ugün Türkıyemız tıer vönden bır kalkınma çabası ıçmde bulunmakta ve her toplumda olduğu sıbı değışen bır dınamik bünyenın tabii ıstıraplannı çekmektedır. Halen nüfusumuzurı °'o 70 ı kövlerde yasamakla beraber suratli bır şehırleşme hareketı görmektevız. Kbyden şehıre göç eden vatandaslanmız şehırlerimize kendi dertl?pyle beraber gelmektedırler Bu t.usus şehirlerle köy arasında kazanç ve hayat standartları bakv mından farklılîk devam ettıgl müddetçe dığer memleket lerde olduğu gibi bizde de şehır ve kasabalara göç devam edecektir. Bu. Türkiveve ve Türklere mahsus bır hastalık değildir. Yukarıda işaret ettiğimîz gib) toplam nüfusumuzun •' 70 1 köyde ta. • rımla meşgul olurken Amerikada 1935 te °'o 13 olan zirat nüfus bugün «o 5 e ınmis. 1980 e kadar °o 3.5 a uıeceği tahmın edilmektedır. Avrupanm sanavile? mıs memleketlerinde ise kövlii nüfusu toplam nüfusun ''• 1525 arasında bir nisbette bulunmaktadır. Ayrıca toprak reformu vapan, meselâ Fransa. ttalya ve Hındıstan vb. gıbı bir çok memleketler diğer sektör ve sehırlerdeki ekonomik, sosval sartlarm üstünlüğü ka'rsısında tevzl edilen topraklan terk ederek veni ts «ahalanna KÖÇ etmişlerdır. Bu durum diğer memleketîerde olduğu gibt bizde de cereyan edecelî kanaatındevız. Refonnîa kendilerine toprak tahsis edilip kooperatiflere baglanan vatandaş ileride sanavi ve hizmetler sektörlerindeki mkişaflann neticesi olarak. bütün vecibelerinl unutarak araziyi terketmesi büjülj ihtimal dahilindedir. (1) Devlet vayını Iretim (2) Tarım İstatistik Tarım«ai IS6S sa^fa Bakanlığı F.nstitüsii t a p ı ve i. tVlenemen VEFAT ve B A Ş S A C L I Ğ T Şirketimiz kurucularından, eski İdare Meclisi Reisimiz, muhterem büyüğümüz Bay ISAK MARİO MAYORKAS vefat etmiştir. Merhuma Allahtan rahmet, kederli dileriz. ailesine başsağlığı TİTBAŞ A.Ş. Ilâncılık VEFAT VE BAŞSAGL1GI Kıymetli büyüğümüz Bay vefat etmiştir. Kederli ailesine başsaglığı dileriz. İSAK MARİO MAYORKAS TİTBAŞ A.S. MENSUPLAR1 İlâncılıkRfifS' Bursa
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle