29 Mart 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAYFA DÖRT: : CT7MHURİYET: Bozuk ekonomi 12 Ocak 1971 Dışyardımla beslenme iilkeyi bagımlı kılar Eksik kalori alraa. kalonnin çoğunlufunu tahıldan alma, az gelişmişliğin hem sonucu hem de nedenlerinden biridir. Konunun ckonomik yonu çok önemlidir. Etin, sütün tadını hilemijen bu çocuk. köyünün dısında başka yer görmemiş, babası çibi dereden balık vakaiayıp satmaktan başka bir mesleği hayâl edemijor dahi.. Türkiye'de Insanlar yeterli bes lenememektedir. Türkıye'ıun hay vanı açtır. Ve Turkiye'de bitkı kendı halıne bırakılmıştır. Bu»ün az gelışmış ulkelerde oldu ğu gibi Insanın boş besınlerlp karın doyurraasının hayvanlarırı aç kalmasının, bitkilerin kaderlenne terkedılmesınin nedenı hep ekonomıktır.. Doğu Anadolu'da yapılan bir araştırmaya gore Doğu Anadoluda agır ışlerde çalışan bir ış çı bütün gelınni ete yatırdıgı takdırde yılda 250 kg. et satın alabılırdi. Bu ışçınin aılesi 5 kışüikse, gelırlerııun tamamını ete yatırmalan halınde, fert başma yılda düşen et mıktan 50 kg.'dır. yetersiz ile beslenmenin Gerçek sorun: Az gelişmişlik Amerıkalı bir lşçl bir günluk gelıri ıle 9 kg. sığır etı satın alabılırken, gelır durumu iyı olan bır Türk ışçislnln gunlük yovmıyesi ıle alabileoeği et miktarı 2,5 kg 'dır. Şîkran KETENCİ bırbırıne bağlüığının açık bir örneğj daha.. Bir işçinin satın alacağı ekmek, et ya da margarin çalışmak zorunda kaldığı iş saati... 'gfiT g£yAZ için BIR BEYAZ EKMEK İÇİN o<rtürk'ün Devlet istatistiklerine dayanarak yaptığı b.r hesaplamaya gdre, bır beyaz ekmek satın alabılmek içın, bır Turk tanm işçısi 1 saat, Turk endüstrı işçisı yarım saat, Amerıkan endüstrı işçısi 15 dakika çalışmak zorundadır. Bir kllo kıyma için Türk tarım işçisi 12 saat, Turk endüstrı işçisi 6 saat çalışırken, Amenkalı endüstrı işçısi yanm saat çalışır. Bir kilo margarin için Türk tanm işçisi 6 ış saati, Türk endustri işçisi 3 iş saati, Amerikan endüstri işçisi 12 dakikalık ış saaü karşılığında aldığı ücretı harcarcak zorunda kalır.. «\çlar dizilmiş açlar Ne kadın, ne erkek. ne oğlan, ne k u sıska cılız Eğri büğru dallarıyla eğri büğrü ağaçlar!» K G elişmiş ulkelerde insanlann ıyı beslendıklerinin, gelışmemış ulkelerde ıse açlığa mah kum olduklannın açık dekli, ulkelerde fert başına duşen mılli gelırle, alınan kalorı, yenen et miktarının karşılaştırılmasıdır. • 1P69 yılı istatıstiklerine gö Mallcoço konu ve resim: AYH AN BAŞOGLU endülüste isyan ••••••••••••••IIIMIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIIII HIIIIIIIIIIIIIHIII ( l re, Turkiye'de fert başına milli H , n | | gelır yılda 300 dolar, fert başına yılda duşen et mıktan ortalamn 14 kg. Fert başına duşen günluk kalori 2510. • Amerıka'da mıllî gelir 3521 dolar, fert başına yılda düşen et mıktan 97 kılo, fert başına gunluk kalori 3100. • Ingıltere'de millî gelir 1620 doiar, fert başına duşen et mıktan yılda 77 kg, fert başına günbizim? Toktnrlar sizın. sıhıvalar bizım. O da 115 luk kalori 3280. eyice inlersek 6vle ..» • Hındistan'da mılU gelir 90 «Eferim! Bütün bunları Kızılibik Calaldan Ferhat varmadan çocuklar kaçtılar. dolar, fert başına düşen et mikmı berendin?» «Ferâââât!..» dedi Şerif. tarı yılda 2 kg, fert başına gun Fcrhat dönüp geldi, başmı efdı. «Ben osullarımın kızlarımın davulunn Kaı luk kalori 1980 «Ferat, bozuşmayalım! Göreve dıçgat et ogOsmana çaldırdım.. » lum!» Jandarmalar mnhtarı getirdiler. AZ GELİŞMİŞLİĞİN «Dürü sizde mi?» diye sordu Şerif. «Ediyorum!» dedi, dnrns yaptı Ferh»t. «Dürü bizde!» dedi muhtar gülerek. Bir kocakarı inek getirdi: «Dürü bizde!.* Bes altı kisiyi daha dikti bnnlar gibi. Hep SONUCU dedi. «Kos bu kocakanyı ge«r Ferat!» Ferhat kostu. «Nine!» dedi, tuttu kocakınyı. Kadın bir çıfchk attı blrden: «A'aaa!.. Ne dutuvorsnn candarm» beni! Ne snçnm var!.ji «Seni Çavuşum istiyor nine, yörfl!» dedi Ferhat. «Çavusnn batsın, basma mı çalacak benı?» «tdris! Sen de git, getirin su kanyı!» tdris de kostu. Kocakanyı çekip (tetirdiler. «Sürümeyin!» dedi kocakan. «Cavır elinde miyiz, nooluvornz?» «Gel bakalım, gel şovle!» dedi Şerit. «Geldim, yap ne yapacaksanl» «Adın ne senin?» «trebis!» «Sovadın?» «Sülün . » «Massallah!» «Sana da massallah!» Kayadibi yolundan bir kız inek sürüp ?*1di: «îreiis ninee! Dürü bizdee!» dedi uzaktan. «Kerem emmı. Dürü bizde. Dürü bizdee!..» dedi. Serif, düdüŞSnü çıkanp Bttürdü. Kız baktı. «Gel bnraya kıı!» dedi Şerif. «Kim? Ben miî Beni mi çafırdın?» «Seni çafırdım, gel bakalım!» Kız eeldi. durdn önünde. «Adın ne senin?» «Miyase!» «Sovadın?» «Altun » «Snrda Sülün nınenin yanında dnr!» Caminin oralardan bir kız inek sürdü geldi: «Miyase!.. Dürü bizde! Kerem emmı, Dürü biıde!» dedi. Kız, gekU. iki adım önünde durdu Şerifln. Düduk öttürdü Şerif. «Buraya ıt\\* dedi ™ «Senin adın ne?» «Keziban » «Sovadın?» «Günes » «Sen de dur şurda!» Linlin çıktı geldi kahvenln Snüne: «Çavuşum, Dürü bizde!» dedi. «Senin soyadın ne Linlin?» «Korkmaz . » «Allahtan mı?» «Kuldan köpekten . Dilkiden davsandan..; Heçbir seyden korkmaz!» «Eferira! Dikil bakalım şnnlann vsnına!» Bir sürü çocuk rıktı. Atakçı Velinin evden •andan. kahvenin önüne doğrn bafrdılar: «Linlin emmii. Dürü bizde, Dürü bizdee!..» Serif çüldü: «Hımmm!» etti. trebis sordu: «Bizi ne zamanaca dikelde«en böyle Cavns?» «Dürüyü bnlanaca!» dedi Şerif. «Dürü bizde dedim ys, gel ara!» «Dikil bakalım biraz. hemen aramam!» «Emme burda dikilirken ölürsem kanlım olursun!» «O kadar kolay mı? fsteyince ölebilir misin?» «öleblliriın ben, Svle konnştnk!» «Kiminle konustnnuz?» «Kızılcalı Deli Sıhıvavla! Baska kimimiz var «Duru hıdp'> ' ' " n>'>rHı e sonuç olarak Turkiye'nin beslenme sorununu Türk Ta bıpler Bırlıği Baskanı Dr. Erdal Atabek şoyle ozethyor«Tiirkiye, yanlış l e kötü beslonmektfdir. Eksik kalori alma, kalorinin çoğunluğunu tahıl urünlerinden alma, proteini, özellikle hayvansal proteini çok ekRik alma olarak belirle\ebileceğimiz yanlış ve kötü beslenme az gelişmişliğin hem sonucu. hem de nedenlerinden biridir. Konunun ekonomik yönii çok önemlidir. Bugün iyi gelirli aUelerin beslenememesinin tek nedeni bilçisizlikti. Et yerine hamur işi, vumurta yerine çukulata yemeye yönelen bileisizlik. Ama şehirlerin düşük çelir duzeyinde' i aileler, gecekondu halkı ve köylüler tamamen ekonomik nedenlerle çok ama çok kotü beslenmektedirler. Dikkat edilecek olursa fiyat indekslerinde en çok yükselen maddeler, besin maddeleridir. Besin maddelerinin de hayvansal olan brilümüdür. Halkın çoğunluğu bu durumda ekmeğe, makarnaya, jıatatese yönelmektedir. Bunu çaresizlikten vapmaktadır.» V ÜLKEYİ BAĞIMLI KILMAK konomik sorun duzelmeden. besin maddeleri uretımını arttırmak beslenmjejll duzpltmez, s&gere |^i|kjvj., arttınr. Buna bır de canlı hayvâ'n ıhracınj dovız kaynagı olarak goren Kalkınma Plânmın yanlış tavsıyesıni ve canlı hayvan kaçakçılığı gerçeğıni de eklersenız durum ortaya çıkmış o'ur. Kaldı kı, ulkenm tahılı da yabancı ülkelerden gelmektedır. Bunun ne denli bır tehlıke taşıdığı açıktır. Dışardan gelen besınie beslenme ulkeyı bağımlı bır duruma sokar. E DİŞİ BOND «Dörü slzdev«e dikilin bakalım bnrada!» Kurul Oyelerinl çağırttı. Jandarmalardın Cçünü knrnl üyeleriyle kByden çıkan üe yola gönderdi: «Tol agızlannda doron! Geleni geçeni gözleyin! Kafalannızı çahstırın!» dedi Ferhatı vanında alıkoydn. Sonra kahvenln önüne diktiklerini süzdü birer birer: «Dürü hançinizde?» dive sordu. Irebis: «Bizde!..» dedi. Mivase: «Bizde!..» dedi. Keziban: «Bizde!..» dedi. Linlin: «Bizde!..» dedi. Mnhtar: «Bizde!..» dedi gülerek. Hep. «Bizde!..» dediler. «Ama hanginizde?» «Hepimizde!» Güldfi: «Demek Syle?» «Ovle!..» dediler. «Eee ne olacak övleyse?» «Gönlün bilir. var ara!..» dediler. O sırada. üc atlı çıkıp eeldi baîların sracından. «Kim bunlar?» diye sordu muhtara. «Bunlar bizim yitikciler!» «Hafızgil mi?» «Basındakı bereden de mi bilemedin? Te?i. Iini sevsinler!» Sürüp celdiler atlarını. Dikilenler rülmeye başladılar. «Nooldu Hafız, bnldun mn Dürüyü?» Hafız, nçup çitmis bir yüzle indi attan: «Tok!» dedi. «Bosa yorulduk!» Cemal de indi vorpun. avku^nz: «Hosçeldin Çavnsnm, bnlamadık!» dedl. Linlin: «Tavlalarda kız olsa » dedi. «Bn yaşımda. her havta eider, birer dene çarpar gelirim! Neden yavialard» anvorswnuz ajaoızın yitfjini? T>0rü bizde ..» : ' ' Bafız baTttı: «Saht mi?» dedl. «Sahi va!» dedi Linlin. «Şerif Çavus da baktnıs tasa. tas öyle çösiermis!» Irebis: «Bn Iclm? Evcili Bıyık Bekir mi?» «Evcili Bıvık Bekir » dedi Cemal. «Bu da mı kız aramava gitti sizinle?» «Kız aramaya gittiro emme, yok Irebis!» dedl Bekir. «YaylaUrda belbet yoktur. Dürfl bizde!» dedi trebis. Gelenleri blrer birer mavtaba aldılar: «Dürü bizde, Dürü bizde!«» «Dürü bizdeee!..» Kıç cebinden bir defter çıkardı Çavns. Diktiklerinin adlarını, soyadlnrını, baba adlannı. doiumlannı yazdı teker tektr. «Gidin, »imdilik serbessiniz!» dedl. «Devletin zabıta knvatlarıy. la dalf» geçivoreannz demek? Karakolnn cabı. ka defterine çeçirtecem adlannızı. Bnndan «on. ra her vukuatta birer sefer inin çıkın d» uozlerınizin çayırı açılsın . » «(Enip çıkmadıjımız vollar mı nlan Dilki?)» dedi Linlin içinden. «Biı oianı oldngn gibl «SvlOvoraz Çavus! Talan söylesek daha mı evivdi? Doîru sövlüvoroz emme. inanmıyorsnn! Halbuvsam. islâmın sartı ınanmak! Dürü bizde! Gel >r», bnlabiUrsen Duru bizde...» TEMELDE DÜZEN SORUNU navasamıza gore beslenme sorununu düzenlemek Devlete duşmektedır. Özellıkle dj şük gelirli halkın beslenmesi Devletçe sağlanmahdır. Tabii sorun temelde bir düzen sorunudur. Az gelişmis bir ü'ke olmaktan kurtulmak sorunudur. Fakat bugün bıle yapılacak çok şey olduğu unutuîmamahdır. En kısa zamanda yapılması zonmlu olan şey «Milli Beslenme PUnı'nı çizmek ve sosyoekonomik engelleri ortadan kaldırabilmektir.»  CKAT.A*SI Kig, dNAySr İŞIE/EC&.' TİFFANY JONES ••••••••••••••••••••••••••••••••••••f•••••••••••••••••••••••• 3 devırmış olmalıydı Avluda ayak sesleri duyuldu. Bu akşam avluda en küçük «e« hamamdaymışçasına büyüyordu. Kapıa kadın cesedi görmemek için eîikten bağınyordu: Koraiser bey Karakoldan geldiler. Kapıcı kadın sevmiyordu bu polisleri. Dort yahut beş kışi övle ulu orta giriyorlardı içeri. Bir tanesi anlatmakta olduğu eğ lenceli hikâyeyi tamamlıyordu. Bir baskası büroya doğru yaklaşarak: Ceset nerde diye sordu. Karakol komserinin yerin» komser muavini gelmişti. Maigret daha kolay yönetecekti simdi kovuşrurmayı. Dışarda bırakm polisleri. Savcıyı bekliyorum. Kiracıların bır şey bümemesi daha iyL Komiser muavini büronun için de dolaşırken, Maigret tekrar genç kadına dSndü: Adınız ne sizin? Nine. Nine Moinard. Ama her zaman Nine derler. Çoktan beri mi taruyonunuz Couchef*yi? Alb ay oldu belki. Kıza çok soru sormıya hacet yoktu. Söyle bir bakmak yetiyordu anlamıya ne oldufunu. Henüz daha işin başında, güzelce bir kızdı. tyi bir terziden çıkmiîtı elbisesi Ama makyajınm biçimi eldivenleriyle çantasını tutuş sekli. insanlara karşı bakışlarındaki şirret hava Müziîe hol kulisi kokuyordu Dansöz müsünüz' Idim. Mulen Blö'de. Simdi' Onunlaydım. Ağlamıys zamanı olmamıtı Cok çabuk geçmişti her şey ve henüz gerçeği tam olarak bütün EçıklıSıyla kavrıyamamıştı bile. Sizinle beraber mi yaşıyordu? Tam d»gi! «vlivdi çünkü. Ama işte Adresiniz? PigaUe Caddesi. Plgalle Oteli. (Arkası var! AÇLIKLA SAVAŞ.. aha saglıklı, daha uzun boylu, daha zekı, daha eneri'.k, hastalıklara karşı daha dayanıklı olmamız ıçın ıllm adamları daha ıji beslenmemızi ogiitluvorlar Yedığımız ekmek, bulgur, makarna miktarını azaltıp et. sut, yumurta mevva mıktarını arttırmamızı ıstıvorlar Yeterli beslenmemız vanl ger cek açhktan kurtulmamız içın başta hayvansal ürünler olmak üzere. bütün tanm ürünlennrJp verımı arttıracak çalışmalan yep mamız gerek Ve daha önemlısı halkın eelır durumunu bu ürünlen satın alabılecek senyeve vukseltmemiz gerek tktısatcılann dılı tle az gelısmıs bır Uljse olmaktan fcurtulmamız çerek. Gerçek açlıga fcarsı savaş. 82 gelışmıs bır ulke olmaktan kurtulma savaşı demek tkısi bır arada oluvor, lkısı bir bırının so nucu. ikısmin hedef ve düşman ları ortak Dıs ve ic sbmürü cehalet Hindıstan halkına et vememelen telkin edılırken burada üretilen hayvanlann Ineiltere've götürüldüğünü, Çinlile'e uygulanan afyon harbim. halkırnız ihtiyacından fazla ekmek yedıgi halde bıze satmak ıhtıvacını duvduklan buğdav ve sova fasulyesini daha fazla yememızı bgutlevenlerı unutmamalıya'... D GARTH Kapıa kadın: Ne zaman başlar bütün o formalıteler diye sordu. Bıtisıkteki türüncü hâlâ açıktı. Bırkaç dakika sonra Maigret de keza vavaş bir sesle ordan telefon ederek emırler veriyordu: Evet SavCL 61. Turenne Cadesinin hemen kavşağında. Parmak ızine haber versinler. Alo Evet, ordayım ben Birkac adım attı kaldınmda. Cabucak cümie kapısına daldı ve so&uktan omuzlan kalkmıs. canı sıkkm avlunun ortasmda dikilip kaldı Pencerelerde ışıklar sönmiye başlamışh Camlarmın rengi dokülmüs eski pencerenin önünde ölü. bir Karagöz perdesinde gibi hâlâ ovle duruvordu. Bir taksi durdu Gelen savcı değildi henüz Genç bir kadın arkasında bir esans dalgası bırakarak hızlı adımlarla avluyu geçti ve ölünün bulunduğu büronun kapısını itti. Oynayan gölgeler n ÇOK ESASLI BÎR ADAM AYLÂK MUSA S O N N o t : Araştırma ve tstati«tikler, Koçtürk'fn «Tanm tşçilerinin Beslenme Sorunu». Plân ( lama Teskilâtının «Beslenme Sorunuü adlı kitaplanndan alınmış , tır. Tarık Z. Kırbakan | ; Derl, Saç ve Zührevt hasta >•, lıkları Mütehassısı • ttiklâl » Cad. Parmakkapı No. 66. ^ Tels H10T3 ?) Ard arda bir dizi yanlış işler, sonunda matrak bir durum yarattı Genç kadın içerde cesetle karşılaşmca birden geri döndü. Kapının sahanlığından avluda Maigret'ın yüksek siluetini gördu. Blr anda hepsini bağladı kafasında Ölu içerde, kaatil de dışardaydı Gdzleri büyümüş, vücudü ka» sılmış, çantası elinden düşmüş, tam imdat diye bağıracağı sırada Maigret kadını kolundan tutup ağzını kapattı. Durumu an» latacak zaman yoktu kadına. Hişşt. Yanılıyorsunuz. Polisim ben. Kadın anlıvamıyordu ne dendiğini. Debeleniyor, Maigret'in elini ısırmıya çalışıyor, tekmeler savuruvordu. Ne de sinirliydi mübarek. Bir yırtılma sesi oldu. Kadmın elbisesinin askılan kopmuştu N'ihayet biraz sakinleşti. Maig ret tekrar etti: Gurültü etmeyin. Polisim ben. Butufı evi ayağa kaldırmıyalım. Zaten bu cinayetin özelliğiydl bu sessizlik. Her zaman boyle bu durumda yer yerinden oynardu Bu kez ise her şey alabıldiğine alışılmadık bir sessizlik, bir sakinlık içindeydi Yırmi sekiz kiracı da bır cesedin çevresinde normal hayatiannı yaşamıya devam ediyorlardı. Kadın üstünü başını düzeltmiye çalışıyordu. Metresi miydiniz? Kadın bir yandan attasını ilis» tirmek için iğne arıyor, bir yandan da kinli kinli Maigret'ye bakıyordu. Bu akşam randevunuz mu vardı kendisiyle? Saat sekizde Select'te bulusacaktık. Aksam yemeğini be« raber yiyecek. tiyatroya gidecektik sonra da. Saat sekizde gelmediğinl görünce telefon etmediniz mi? Ettim. Telefonun açık kaldıŞını söylediler. Ikisi de görüyorlardı masamn fistündeki telefonun açık kaldığmı. Adam öne doğru düşerkpn
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle