26 Nisan 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
5AYFA IKÎ ı CUMHURtYET 12 Ocak 1971 tatile girmeden önce hazırlanmaya başlanan ve Ccraiyetler Kanunanu degiştirerek, dernek faaliyetlerini geniş çapta kısıtlayan kanun tasarısı. öyle görülüyor ki. ülkeye hakim olan karışıklık ortamının yarattı|ı endise ve bıkkınlık havasından faydalanılarak, muhalefetin de muvafakati alınarak, hızla, meclislerden geçirilraeye çalısılacaktır. Elde edilen ilk bilgilere göre, tasarı daha çok ögrenci derneklerini «adam etme» amacını gütmektedir. Bunnn yanısıra, yerden ot biter gibi fıskıran, ne işe yarsdıği bilinmediği halde devletten malî yardım gören halkın îyi duygnlannı sömüren bir takım yardım ve sözümona fikir ve mücadele demeklerine pek az dokunulmuştnr. CemiyeHer Kanun Tasarısı ve dernekler Jale CANDAN dirirler. Bu vesileyle çekilen (otoğraflan ile de gazete sütunlannda veya aktüallte filmlerinde boy gösterirler. Evet faydadan çok zararı bilinen ba tür çağ dışı yardımlsr bizde hâlâ geçerlidir. Devletin, ynrdnmnzdaki kimsesiz ve yardıma muhtaç çocuklara karşı görevini yerine getiremez, sokakta kalmıs çocngn banndır»cak gerekli yurtları açamazken gerek y»ksullara yardım amacı ile gerekse bir takun siyasî amaçlarla açılmıs derneklere «el kesesinden hovardalık» örnegi para dagıtması, ba derneklere çesitli yollsrdan yardımda bulnnması, gerçekten anlasılır bir i* defildir. kadm Y ardınn dernekleri genHlikletoplnra deTnekleridir. Felsefemiz ve kalyılında, muhtelit bakanlıklar bütçelerine, bn bakanlıklarla ilgili alanlarda yararh olacak derneklere dagıtılmak üıere tahsisatlar konnlmustu. 84 milyon lirayı bnlan bn para tümüyle harcanraıf olnp, 1971 bütceıi hazırlanırken, geçen yıl, bm parayı paylasan dernek temsilcileri, bakanlıkların kapılarını asındırmaya ve nasiplerini almaya çalısmaktadırlar. Devlet sanki bnnlara borçlndnr. Yaptıklan isin hesabını devlete de|il, yalnızca kendi knruflanna vennekle yükümlü tntnlan, bnnn da atlatma yollannı bulan bn alaeaklılar, gax«te haberlerine göre, hayat pahalılıgından da şik&yet etmekte ve eeçen yılki yardımla yetinemiyeceklerini sövlemektedirler, Tardım gören derneklerden birkaç tanesinin ismi i ı r o m l aydınlatnaya yetecektir sanıyomt: Kayseri, Develi tmam • Hatip Oknlu ve Kur'an Knrtn ötreneilerini Kornma ve Tetiştirme Cemireti, Konva tmam Hatip Okuln ve Knr'an Knrsn öğreneilerini Kornma ve Yetistirme Cemlyeti, Konya Ynkari Elâgöz Mahallesi KOr'an Knrsn tnşa. Tefris ve tdame Dernei'ı, Diyanet Sitesi Yaptırma Cemiyeti, tmamHatip Okullan Meznnları Cemiveti, Milliyetçi Turk Kadınlar Dernefi. Türkiye Milliyetçi Ögretmenler Federasyonn ve ben»erleri... Altın yumurtlayan tavuk ugfin Türkiye'de «.790 dernegin yarlığından söz edilmektedir. Bnnlartn birÇOİD. âdeta. vatan kurtarmak araacı ile kurnlmus iddtalı dernekler olup, aslında bulnndukları küçük çevrelerde bile varlıklarını duvnramamıslardır. Ama «dernek» deyip gecemezsiniz. Kimisi, toplum için degilse bile, kuruculan için birer altın yumurtlayan tavuktur. Kitabıoa nydnrularak, kamn yaranna dernek niteliğini kazandıktan sonra çaylar, balolar düzenlenir, bagış toplanır. esya piyangolan yapılır ve vuran vnrur. Yine kitabına uydurularak, çok az okuyncusn bulanan gazetelerde ilân edildikten sonra, kösede bucakta veya yalnızca kâfıt üstünde yapılan genel knrul toplantılan kendi üyelerinin bile denetiminden kaçınlır. Bnndan birkaç yıl 6nce «dernekçilikle» geçinen bir sebekenin üytleri gazetelerde teshir edilmisti. Kısa bir sfire sonra ba sahıslardan bir ta; nesi evimiıin kapısını çaldı. E! .nde makbuzlar, gönullü bir tesekkülün açacagı halk dershaneleti için para topluvordu. B hükümetl İstifay» dâvet etmek, ev kadınlannı boykota dâvet etmek siyaset sayılacak mıdır? Bîldiri ve beyannamelerin, en geç, dagitıma baslandıiı anda, Cnmhuriyet Savcılıgına ve Miilkiye Ârairliğine verilmesi IOrunlnlnğnnu getiren hüküm, sornnun yorumla halledilebileceğini göstermektedir ki bn da düsündürüciidür. Zaten bngün yalnız ülkemizde değii, dünyanm dört bir köşesinde mey dana gelen öfrenci hareketleri, ne sebeple baslamış olnrsa olsnn, politik sekilde gelişmis ve sonnnda politikaya bağlanmıştır. 1968'de Stockholm'de toplanarak «Gençlik Sornnlan» nı elestiren Dünya Saflık Teskilâtı nzmanları gençligin el attıkları her konnnnn altında politikanın yattıgına ve politikacıların bütün olaylarda sornmlnlnk tasıdıklannı, gençlik sornnları ile politikayı birbirinden ayırt etmeye imkân bnlnnmadığına karar vererek, bunn bütün üye devletlerin sornmln hüküraetlerine btr bültenle bildinnişlerdir. Üniversite S(renris1ni politikadan uıak tntabüecek bir fîniversite düsünülemez. Tasannın en ilginç maddelerinden bir tanesi ögrenei derneklerini resmî binalardan çıkaran maddedir. öğrenci derneklerinin üniversite, yüksek oknllar ve ynrtlardan kapı dışarı edilmelerine karşılık yalnızca öğrencileıden mevdana gelmeven ve resmî binalar dabil. devletin bütün olanaklarından faydalanan gerici dernekler İçin de bu hüküm nygnlanacak mıdır? Yoksa bu dernek üyeleri resmî binalarda çöreklenmekte devam edecek, iktisadi devlet tesekkfillerine ait misafirhanelerde yatınlıp, saçma sapan konferanslar verdirmek üzere vaz tnmelerine çıkartılmakta. millî kütüphaneleri istedikleri gibi kullanmakta devam edecekler midir? Valiler de direnir Amerikan ClA'sı artık meshur bir örgüt. CÎA'nın çalıştna , düzeni çagımıza uygun ve bilimsel. Mata Hari ve Lawrence dev • rini çoktan geride bırakıp kompüter dünyasında yasadığımız • için casusluk ve gizli eylem niteliği değişti. CİA, Türkiye de • halk eğilimlerini ölçüyor, toplum çüçlerini degerlendırıyor, dev. • let katlanndan üniversitelere kadar her yanda, soruştunna, • anket ve sayımla bügiİM topluvor. Bunlar, CİA emrındekı bı ; lim merkezleri, enstitüler ve üniversitelerde deşerlendirılıyor. ; Türkiye'deki kapitalist iktidanna da bu bilgilerın ışığında akıl • hocalığı yapıhyor. vön gösteriliyor, strateji ve taktik veriliyor. ; Bakınız nasıl : • Bir 27 Mayıs Devriml yapıldı, Türk ulnsnnnn bilinçlenmesi • çizgisinde epey mesafe alındı, ordunnn Atatürkçü nıteuğı ıs ; patlandı, 1960'tan sonra millî kurtulus tarihinden ve öz kaynak • ' larımızdan beslenen flkirlerle donatılması hızlandı. Antıemper ; ! yalist bilinç. Gazi Mnstafa Kemal Atatürk'ün istiklâli tam rl ; | kesiyle bagdasarak silâhlı kuvvetler k'esiminde billurlaştı. Mıl « ı lî ordn'nun ne demek oldugn. keskin köseleriyle kafalarda can ; | landı. S i Ve o saat Isbirlikçi çevresinde bir telSş başgösterdl. • ' Knrnaz akıl bocalan dediler ki : i j 21 Mayıs 1960'tan 6nce ordn manen ve maddeten ezilmiş, ; | hor görülmüstür. İktidann bası «Battal Gazi ordusudur bu..» ; i diye silâhlı knvvetleri azımsamıstır. Snbaylar, seçim zorluğnna . ! düsmüslerdir. Orduvn ihtilâle iten maddi kosullarındaki eksık . ! liktir. Eğer ordn tatmin edilirse: milletin ordnsu olmaktan çok, . ! sermaye smıfının ordnsn olmava vönelir. Kapitalist gelişmenin . ! felsefesini ordnya asılamak gerek ! Orduvu, Amerika'da oldugu . S gibi sermaye sınıfının ordnsn vapmak İçin tedbir abnmah. ; ! Nasıl? ! • Maaslan yükseltirsiniı, gezı olanakları saglarsınız, ku Z • mandanlara liiks konutlar yaparsınn, gösterişli ordnevlerini hiı • • mete sokarsınız, snbaylann beyinlerini yıkarsmıı, ordn pazar • ; lan kurarsınız. yabancı sennaycyle subav tasarruflannı birleş • S tirirsiniz. her subayı otomobil sahibi yaparsınız. özetle, yük • î selen ve zenginlesen sermave cevreleriyle subay yaşantısını ay • S nı kosutlara sokarsınız. Bövleee subay. halkın yoksnlluğnnn • S dnyacak yerde. kendi Bzel va.şantısına yönelir. Brezilya'da, Ar • S Jantin'de, tran'da ve benzeri ülkelerde nygnlanan strateji bn ; ; dnr. Yoksul ülkelerin zengin ordulan. kendi vatanlanndaki ; S devrimci egilimleri ezmek için knllanılan içe dönük birer jan • S darnta kuvvetidir. Siz de Türk Ordusunu aynı biçimde laptn ; S rapt altına alır, onu milletin ordusu niteliginden sıyırıp Türki • S ye'dekl isbirlikçi kapitalist düzenin ve gelişmenin mnbataza • S kuvvpti haline getirirsiniz. S • Reçete akla vakm, ve baska ülkelerde iyi sonuç vermiş bir • J tertlbl tasıyordn. Acaba Türk Ordnsu da millî ordu olmaktan • S uıaklasıp, kapitalist bloknn felsefesi içinde eriyip çidecek miy ; S dî? Atatürk'fl ve Millî BaÇımsızlık Savasını unntup. tüm Ana ; S doln'nnn topraklarına karısmıs tstiklâ] Savası şehitlerinin anı • i sına ihanet edecek miydi? ' S • Komprador iktidarı akıllıca hareket ediyordn. Her ise para S ; açısından bakan sermave politikacısı. Personel Kanunn çıkanr Ş J ken ordnnun snbaylarına aslan payını vennekle büyük knrnaz • • Iık yaptıgını sanıyordn. Basbakanlık. Adalet Bakanhgı. lcişleri . • Bakanlıfı. Dısijleri Bakanlıgı. Millî Egitim Bakanlığında 355 ki • • siye, ve geriye kalan 15 Bakanlıkta birer kisiye tanınan birinci j S derece maas kadrosn, Millî Savnnmada albay ve general rüt • S besinde 3500 kisiye tanınmıırtı. Komprador politikacısı ellerini • • ufnstorup : • ; Bn ist 66'ya hajladım.. diyordn. J Devlet bövle yönetiliyordn 1 S Devrim yapmasından korktn£n İçin yüksek rütbeli snbaya i guya ihsan dağıtıyordu politikacı... i Ama hesap edemedigi bir şev vardı : S Atatürk'ün subayı. parayla satın alınamazdı. • Tarihten sflzülöp gelen manevi mirası, maddiyatla eritmek • kolay deîildi. Türk snbayınm ufkn, hem millî savasının özünü, J • hem de 20'nci yüzyıldaki sömürüsüz nygarlıgın gereklerini kap J • sayacak kadar genisti. Amerikan usulü taktikle Atatürk Ordu ! • snnu Sah ordusu haline getirmek isteyenler, kompüter bessbın S • da iflâs etmişlerdi. S • Ne var ki, perıonel reforma daha basından bn tür oynn • • larla yozlastınlınca, kamn kesiminde direnmeler basladı. Her J • kes kendi açısından davasını savnnnyordn. Sermayecl iktidar, J • yangına körükle gitmisti. Millî gelirin üçte birine el koyan • • mutlu aıınlık, tüm bürokrasiyi doyurup kendine bay*vacak • •' güçfe defildi. ' ' J Şimdi direnmeler yognnlastıkça sermayecl iktidar ne ya • pacağım düsünmekte : Valiler de direnecekmiş, olnr mn böyle $ey? demektedir. Biı de deriz ki : Sen, devleti böyle yönetmeye kalkarsan. elbette valiler de direnir. Besleme dernekler akat derneklere yalnrzca hırsızlann ve dolandıncılann ek dolas oldoklannı sanmıyalıra. Kannn, nlhayet. bir gün, bnnların ensesine biner. Derneklere asıl zararlı olanlar halkın iyi dnyrnlanndan faydalanarak, elde edilen olanakları ziyan edenler, kendi kendilerini tatmin için, sefalet ve yoksullufu, merhamete dayanarak, ortadan kaldırabilecekierini nmnt edenler veya böyle görünenlerdir. Yurdumuıda hâlâ geçerll olan pek ilkel bazı vardım türierini bnrsda hatırlatmakta, bn açıdan favda vardır. Tanınmıs bir kadm derneği, bütfln iyi niyetini kullanarak, baskentin sık lokallerinde, dügün merasimleri dfizenler ve bn raerasimlerde, gecekondularda oturan birkaç takir nisanlı baş göz edilir, çeyizlendirilir. Yine sosyeteye mensop bazı hanımlar, rnensubn bulunduklan dernekler yaranna sık sık toplantılar dnıenlerler ve elde ettikleri gelirlerle, kendi ıık jiyıileri içinde, birkaç takir çocuk jiy kınması ile iliskili ekonomik çbrüslerimiı, düzen değişikliği açısından sornnlan ele alısımız ne olnrsa olsun. oinmln ve verimli derneklerin varlıfını bilmezllkten felemeyiz. Fakat bunlar hep kendi çabaları içinde, devlete el açmadan. aksine ona knrnlfl mevcnt sosyal müesseselerinde yardımcı olarak, gelisen derneklerdir. örneğin yardıma mohtaç kimaeler için is atölyeleri. is alanlan açarlar, etnek karsıhgı yardım prensibini «avnnarlar ve devletin kurulu müesseselerinde gSnflllfi eleman olarak çalı«ır, hastanelere devam ederler fakat fHçe mevtlminde, devletten yardım almak için, dıs seyahatler için bakanlıklann kapılarını asındırmazlar. Kendi yasantılarını sfirdürmek için devletin kanını ernen parazlt dernekler hanfi amarla kvrnlratıs olarlarta olsanlar yeni kannndan sonra, kendilerine hayat saham ba> lamamalıdıriar. 1961 AnayaMn ve bu Anayasaya hakim olan sosyal devlet anlayısı, hlç süphe yok ki, devletin kendi olanaklannı kendi eliyle. ziyan etmesine kanıdır. Bn Ise, sayıları gittikçe artan besleme derneklere yer hırakmıyacak niteliktedlr. T.B.M.M.'ne sevkedilecek olan kanun tasarısı her seyden 8nee bn besleme dernekleri saf dışı bırakmalıdır. Malî dnmmlan boznk, Issiz rüçsüz bir takım vatandaslar, 27 Mayıs thtilallnden Bnee, toluğn vatan cepbelerinde ve parti ocaklannda alırlardı. Tassıada mahkemelerinin o devre ait aksettirdikleri en canlı sosyal dram tablolandır bunlar. Bagün ise, komünlımle raöcadele dernekleri ve bnnlann ahtapst fibi çoğalan, bir takım fırlama kadın derneklerini de içine alan kollan, birçok vatandaflar için, bir geçim kapısıdır. Sonııç dernekler bir dflG örDlüyor kl kansmalı, için yeniBesleme tene gerçekten ibtiyaç vardır. dernekler taribe devlet kendi olanaklannı, fert eliyle ziyan etme politikasına son vermeli, gereksiz butün tahsisatlar kaldırılmalı ve yardım derneklerinin, mevcnt devlet müesseselerine yardımcı olmaları kolaylastınlmalıdır. öfrenci derneklerini «adam etme» politikasına gelince, toplnmdaki bunalımlann yasaklarla ve kannnî müeyyidelerle ciderllditi ne »aman fförülmüstür? Eğer *maç gençlik hareketinl yer altına kaydırıp huznrsazlvjhı büsbütün arttırmaksa bnna diyecek yoktnr. Ama gerçekten buzur aramyorsk y»pılac»l< sey biraz da gençlerin sesine kulak vermektir. Ne istiyorlar acaba? tstedikleTi mutlu ve gerçekten bafımsız bir Törkiye'dlr. îstedikleri bn amacı gerçeklestirecek halkçı reto'Mardır. Bu istek 1961 Anayasasınm da bir rereli degil midir? Ve gençİerimizln bn yolda hMindenmesi 'i%\ Anayasasını izlememH midir? Ama deniliyor ki, bu çocnklar gerçekten Atatürkçü degUdir. Maoendnrlar, asırı solcu, asın saîcı veya anarsistlerdir. Hele Parlamento «örevinl yerine getirsin. Yanaklar tedbirine gitmeden Anay»sa yolnna girsin. Gün doisnn da biz de akla karayı aytrt edebiielim. Yoksa. iktidann mnhalefeti de. yanına alarak denemeye hazırlandıjh faslst tedbirler umut verici jorünmemektedir. Vıır abalıya çtllgi bngfln içfnde balnndngn başıboznklnktan kurtarmak, bazı prensiplere baglamak gerçekten yerinde olvr. Fakat tasannın İlk hedefi. yine biliniyor kl, Bğrencl dernekleridir. ötrenci derneklerinin siyasetle ngrasmaları mnbakkak surette önlenecekmis. Bn, sırtlannda attşten gömlek. vnrt sornnlan pesinde koşan gençlerimizi ölümden knrtarmanın en kestirrne yoln olarak ele alıniTor. lleriei bildifimiz kimselerce blle, maknl karfilanabiliyor! Ama asıl mesele neyin siyaset sayılıp neyin siyaset sayılmıyacagıdır. Çünkii demeklerin siyasetle n&rasmaları esasen bnirftn de yasaktır. Ama bir Komflnizmle Mücadele Cemiyeti bn vasaga ragmen knrnlnbümiştir. örnejin Altıncı Fiioyn «Hoş geldin» döviıleri ile karsılamak misafirperverlik, «Go Hasne» demek siyaset mi sayılaeaktır? Bir kadm deme|i hayat pahalılığından slktyet etme hakkına sahip olabileeek midir? Bn arada hükiimetin fiyat politlkasını tenkit etmek. bütçeye boso bosnna y6k G örülüyor ki gereksiı yere artan dernekolan, smyısı F ÜNDEN UNE Halk dehasının sembolö: Bektaşi •*' fıkralatı Nasrettin Hoca fıkralarının çoğu gibi, Bektaşi fıkralarının da çoğunnn sahibi halktır. Bu nüktelerle, insarun insanla sosyal farklar içlndeki iliskilerini, insanla Allahın yasaklan arasmdaki korku, saygı mttnasebetlerini elestirici kelimelerle görürsünüz. Aslında bn fıkralann büyuk bir kısmım yaratan çenresi, yüzünün çizgileri belli olmayan halkın dehasıdır. Iki kıymetli şairimiz, Metin Eioğlu Ue Ogux Tansel, halk dehasını temsil eden Bektaşi fıkralannı bir kitapta toplamıslar. Benim dikkatimi çeken, fıkralann çesitUUğinden, günün olaylarına intibakmdan ziyade iki şairin bu fıkralan slir kalıbına dökiişlerir.deki ustalıktır. O temiz ve dnnı Türkçenin, bilen ve beceren elinde nasıl bir sanat diii olduğunu öğTennıek isterseniz bu şiirleri okuyun. Valnız o kadar değil, ben şair degilim ama, onlan zevkle okurken merak ettim: Şu fıkrayı ben olsam nasıl kaleme alırdım diye? hemen hemen hiç birinden tek kelime oynatamadım, sanki jeometri teoremleri gibi yazmışlardı bu şiirleri. Ne fazla kelime, ne basit şairin sıfatlarla dolu tarineri. Belli ki ikisi bas basa vermisler. jeometri mantığı ile güzeli birbiriyle baş göz edip duru Türkçe Ue fevkalâde tatlı bir eser meydana getirmişler. Hiç şüphe etraeyin amacun Eioğlu ile Tansell tehrik etmek, kitabın önsözünü yazmış olan P. Boratav'ın verdigi değerli bilgiierin (Bektaşi dedikleri) isimli kitaba ilmî yönden de ağırlık kazandırmış oldnfunu söylemektir. ama bunun yanında okundupu zaman günümüzün olaylan ile yaklaştıracafımız nefis hikâyelerden de okuyucumu haberdar etmektir. tşte bir tanesi: Bir Ramazan günü sokak ortasında, Bektaşi oruç yiyormuş güpe gtindiiz, onu gören mahalle çocukları toplaıup, taşa tutarlar düşüp arKasma kovalayıp babajn sürerler dere, tepe, düze, Bektaşicik kaça kaça zor kurtulur. Can korkusuyle kendini dağlarda bulur. Tam o sırada bastırır iri taneli bir dolu Bektaşi bu kez de doludan kaçar ya, Dayanamaz durup göğe bakar. Kesılinee soluğu «Tanrun! der, sen de mi uydım çocuklara!..» Bugünkü dünyada söze kıymet vernteyerek, politika yapmayı sürekli yalan söylemek zannedenleri uyandıracak bir baska fıkracık da şu: Bektaşıyı rakı içiyor dıye yakalayıp Kadıya götürür bir maiıalle halkı: Öğüt, zılgıt vız geldi sana, sonunda and içtin o da boşa, «öj'le mi?» diye sorar Kadı; «Hem günah hem ayıp» Bektaşi de der ki: «A efendim, Ben yoksulun birıyim, Rakı olursa rakı, And olursa and içerim.» tsteklerin, dileklerin sabırsızlık halinl aldıgı şu zamanda aşaihyi yazdığım fıkranın giizelliğine bakın. Bektaşi meyhanede sılın tükettikten sonra hamama gitmiş, yıkaıup çıkarken tellâklar kapıyı kesmiş, buradan ötesini şairierden dlnleyellm: Bektaşi baslamış ya^armağa: «Ey ulular ulusu. ya bana kırk para ilet, ya da yık şu kubbeyi!» Olacak bu ya, bir deprem sanki namam salıncak; oncağız da o kargaşalıkta tüymüş tabU. Az ötede bakmış ki, biri secdeye \Ttrmis, «îlle bana yüz akça!» dıye yalvar yakar tannya Bektaşi sokulmuş yanına, demiş H gülerek; Deli misin nesin? a tnübarek. meteliği çıkışmayıp da koca hamamı yıkan, senin yüzünden ortalığı mı tozutsun yani: bugünlerde pek yolsuz üstune varma aman. Bir. de metelik îç:n veya metelik etmeı işler için kurşun nkanları gördükçe Bektaşi'nin deryadil felsefesine her gün biraz daha saygı duyar oluyoruz. flnkü yaıımnda Merkeıt Avrnpa'dski dnrumnn btr yönfl Incelenmisti. Bagünkü kıstmda ise Akdeniı' deki Sovyet askerî gücünün artışına karsv bSlgedeki NATO ülkelerinden Türkiye ve Ynnanistan'ın, iç politikalarındaki zaaf nedeniyle tehlikeyi dış politikaya yansıUmamalan, ve bnnnn pasif sekilde nasıl geliştigi üzerinde durulacaktır. Federal Almanya'mn Sovjetler Birliğl ile yaptağı ve tasdike baglı saldırmazlık anlasması ve Polonya Batı Almanya sınr anlasması ile bloklararası yumuşama büyük ölçüde arttmlmı<;tır. Bu araıîa Merkeîl Avrupa'da Amerika'nın mevcut kuvvetlerini idameye kararh olması. Avrupalılann da NATO'ya olan katkılannı kalitatif yönden arttırmaya karar vermeleri de Merkezî Avnıpa'nın askeıî durumunu, nispî de olsa, ıslah etroiştir. Bu suretle Harmel Plânımn, bir taraftan kuvvet durumunu ıslah ederken diğer taraftan bloklarara'i yumusamayı 5a|lıyacak teöbirlere yönelme prensibi veya sivasi tansivonu daha da azaltırken askeıi kuvvetlerin mukavemet güçlerini artırmaları esası yerine getirilmektedir. Buna mukabil, Akdeniz'deki durum gittikçe dengesini kaybetmekte ve tedbirler, aleyhe gellşen sartlan ve tehdltleri takip edememektedir. Avrupa'da aranan detente, bir noktada blokların siyasi ve a'kerî kuvvet sınırlaçması sonucu olduğundan yürüyebilmekte, fakat Akdeniz'de sımr tanımayan deniz şartları, siyasi ve askprî cfurumu Merkezl Avrupa'daki gibi dengeli hale eetirememektedir. Bakanlar Konseyl, bu hususta endiselerini izhar etmekle beraber Akdeniz'de yapılabilenler Türkiye ve Yunanistan için agırlaşan sartlan düzeltecek ölçüde deâildir. Baskan Nixon'un Av,rupa z\yaretinden sonra 6. Filo'pun bir iicüncü uçak semisivle takvive edileceği vaadi etkili bir katkıriır. Bu 70 100 uçak demektir Fakat deniz ç a | n kuvveti teskili, bir kesif filosu kurulması cicîdî bir tedbir degildir. TÜT'IÎ ve Yunan deniz kuvvetierinin ta"cviyesi durumu hafifletecek hir gelisme göstermemektedir O Ittifak içi son durum: Akdeniz YAZAN Em. Amiral Sezai ORKUNT ÎSTANBUL MÎLLETVEKİLt % Akdeniz artık bir NATO gölü değildir. Sovyetler Birliğinin bn denizde bnlnndurdu|n deniz knvvetleri, yardımcı g*milerle birlikte snüstü ve denizaltı gemilerinden mürekkep olarak 50 • 70 parça gemi arasmdadır. Bünyesinde taşıdıiı bir hava kuvveti yoktur. Bu knvvetin siyasi. askerî ve psikolojik etkİsi NATO ve diger taraf ülkeler üzerinde muhtelif sekillerde olnsmaktadır. # Sovyetler Birliği deniz kuvvetleri halen dünyada A.B.D deniz çücunden sonra çelen mrv dern bir kuvvettir. Yaş ortalaması itibariyle gene dünyanm en genç ve çağa uygun en ileri bir siîâh ve vasıta standardı ve ahenklefmesi içindedir. Bu güç hesaplı ve devamlı bir sekıîrie artınlmakta, ıç denizlerden açik denizlere doğru yavılma stra*eji^ine uyar bir Eelisme ve uygulama göstermektedir 0 Knzey Atrika, Tnnns ve Fas'ın dar seritleri hariç, Sovyetler Birliçine müzahir sosyaİist eîilimli ve dinamik liderlere sahip Arap ülkeleriyle çevrilidir. Bu ülkelerin hava mevdanları gizli anlasmalarla ve ihtiyaç zamanında Sovyet hava knvvetlerine us teşkil ettiği zaman deniz ve hava gücünün mnhassal etkisi bn denizin, NATO Bakanlar Konsevi bildirisindeki endişe izbarıvla. ovalavıcı siyasi ve askerî tedbirlerle dengesinin saglanamıvacagi asikârdır. Bn tilUeleTİn hava meydanları, çölde hazırlaracak yardımcı mevdanlar knllanıldıgı zaman, 6. Fllo'nnn Akdeniz'deki güvenliSinin hassasiyeti de artacaktır. 9 Montrö mukavelenameii, Sovyetler Birliği'nin Akdeniz'e kuvvet geçirmesine mâni hükümleri muhtevi değı'.dir ve bu mukavelenin kendisine verdiği hukuki olanakları en genis bir şekılde kullanabilen bu devlet, bir askeri ihtilaitan evvel, inisiyatifı de haiz olduğundan, Akdenız'de maksadma uygun bir kuvvet toplıyabilecek durumdaöır. • Kıbrıs'ta komünist egilimli AKEL Partisinin ve sempatilanlsrının knvveti »i.30 40 *arasında gösterilmektedir. Sovyetler Blrligi de ne federatif hir sisteme, ne de Enosisçi bir çözüme iltifat etmekte, halen balımsız Kıbris tezini brnimsemektedîr. Bn snretle, ileride AKEL Partisinin ise el koyması için hnkukî bir zemin de hazırlanmış olmaktadır. Bn parti. havadan askerî bir destekle karısık olarak Adada sabotajlardan bashysrak daha ilerl yılgı yöntemleriyle Idareyi ele alacak bir Brgütlenmeye «idebilir. • Askert idareler barısta güçlü olabilirler. Fakat savaş sartlarında içte yarattıkları hoşnutsuzluklar dolayısiyle halk ki»lelerine kadar yayılan yeraltı muhalefeti tarafından iyi bir örgütlenme Ue içten ve «rkadan vurulabilirler. Yunanistan'ın durumu böyledir Hasım tarafların artan Rüçleri karşısında, Sovyetler Birliği'nin destekledigi örtülü bir askerî harekâta karşı siyasi coğrafyası savunmasını çok müskıl bir hale getirmektedır. Batı Trakya'nın savunulması çok güç olan dar arazisine ve buradan Girid'e kadar yapılacak bir hava indirmesi ve Kıbns'a karsı «ynı hareketin zaman eçitli olarak yapılması, Rus deniz ve hava kuvvetlerinin himayefi kaTşısında bölgesel bir basarı sağhyabilir. Bu ihtimal asker! tedbirlerimizte önlenemez^e mesele biter ve bu suretle de Türkive've dokunulmadan ve Boğazlar zorlanmadan Türkive her taraiından çevrileceîi gibi Yunanistan da savunamadığı Batı Trakya'mn bir kısmını düşmana terk ile bölünebilir # Basta Birleşik Arap Cnmhuriyett olmak flıere TflrkiyC nin gnneyindekl OTtadogn bölteslnde sosyalist Arap ülkeleri. tsrail tehdidini dnrdnrarak ve gerektifinde onn hırpalayarak etkisiı bırakacak kadar msddi ve nunevi güce cahip oldnklan zaman, Akdeniz'deki dnmm Dogtı Blokn Uhine daha da kolay çözflmleneeek bir hale gellr. % Bu durumda Türkiye've doğrudan doSruva hir tecavüz yapılmadıima görp. HoSudan ve havadan yakın Sovyet tehdidi karşısında yalmz basına, dost lanndan göreceğı muhtemel hava desteğıyle Yunanistan'ın yardımına koşacak ve garantör devlet olarak da Kıbns'ın renk değiştirmesıne karşı çıkaeak bir durumda olacak mıdır? Denızden hiçbir yardımın gelemiyeceği bu şartlarda Yunanistan yanında savaşa girme kararı 6nemlı ve tarihîdir. • Akdeniz'de alındıgı bildirilen tedbirler Türk ve Yunan deniz kuvvetlerinin takviyelerinden sonra dahi Doğu Akdeniz'de Sovyet knvvetleriyle mukayese edilemiyecek teknlk gerilikleri; NATO deniz çaSrı kuvvetinin valnız fiili yetersizlîgi degil teskill halinde millî kuv%etleri bölücü vasfıyla da muhasım tarafı düsündürecek bir mâni degildir. Ancak hava kuvveti bn ihtimalin emniyeti ve düfümüdür. HER SALI H A D İ S E OLAN ÇANKAYA GÖRÜŞMELERİ FİYASKOYLA BİTİNCE : SunayDemhel Cephesî şimdi ne yapacak? İKİ ÖNEMLİ İNCELEME : Dış ticaret nasü devletleştirilir? Öankalar nasıl devietleştirilir? ÎTTtHATÇI CAVÎT BEYtN LOZAN KONFERANSI ANILARI ÎLK KEZ DEVRÎM'DE YAYINLANIYOR D E V R b l : Adakale Sok. 28/4 Yenişehir ANKARA Cumhuriyet tur) dlyenler v« oeyanlannda devamlı olarak (Batı Avrupanın) güverüiğine dikkatı çekenler elbette ki bu ve bunun gibi faraziyelerin düşünülmesinden ve risklerinin hesap edürnesinden sonra bu kanaatlarını ilade etmektedirler. | S39 KftTO'nun earantisi R Muhtemel u hu^uslan kaydettikten sonra Akdeniz'de Doğu açısından hal ve geleceğin muh temel durumuna bakalım: NIMBÜS (öyle bir durumda NATO' nun bSlgeye garantlsı nedir? Merkezi Avrupa'ya direkt bir taarruz raki olmadığına göre, andlaşmanın beşinci maddcsinin esnekliği muvacehesinde NATO tümüyle harekete geçebiUr mi? Üzerinde çok durulan ve merkezi Avrupa'ya tanmdığı bildirilen nükleer garantinin yarattığı caydıncıhk hissi bu şartlarda rol oynayabilecek midir? Klâsik kuv\'etlerin kullanılmasında Kuzey Afrika ülkeleri hava meydanlanndan istifade edecek Sovyetler Birligine karsı denlî ve havada ezici güçler çıkarmak gelecekte daha güçlesecektir. Kendilerini amansız bir şekilde sömürmüş olan batıya netreti daha geçmemiş, bilâkis şartlannm zorluğuna nüfuz ettikçe geriliğin kökeninde vatan batı müdahaleciliğinin hoyratlığına kızgınlığı daha artmış olan sosyalist Arap ülkelerinin, içten yıkılmadıklan sürece, batının mağlubiyetine yardımcı olan şart lara katılma ihtimallerinin sonucu siyasî ve askerî denge nasıl sağlanacakür A.BD, Başkanı, nükleer kuvvetler meselesinde, tarafların birbirlerlne Ustünlüğü kalmadığı hususuna işaretle, bugün müzakere edilecek meselenin sadece bir (yeterlillk) konusu olamleceginl beyan ettiğlne ve SALT çalışmalannın bu yeterliliğin münakaşa temelini teşkll ettiğine göre savaş şartlarmda büyük devletlerin toprâklan üzerinde ve dışında nükleer silâh kullanma karan alacak bir siyasî snrıım'" t^'ilmakda Tnumkün olmavacaktır Ittifak içinde (Türkiyenin stratejıSs önemi artılt kayıp görülmediği şefcılde çevrilmlş ve uzun vadede ümıtsızliğe götürecek kadar tehlikeli bir seviyeye gelmiştir. Bu noktada susarak sartlan geçiştirmek değil, aksine hareketler yaratmak, ısrarlı tedbirler aramak lâzundır. »ttifaklar, iki veya daha fazla hükümran devlet aıasında | karşılıklı askerî yardım vaadi demektir. Bu durumujla ittifaklar, millî güvenligin uluslararası bir aracıdır Bir tttilakın gerçek değerı. thtıyaç anınöa beklenen ve vaat edilen askerî yardımın yapılması ve bunun muhasım taral Uzertadeki caydıncıhk etkisi lle ölçülür. Akdenızde nasmı caj'dırma etkimizin azalmakta olduğunu önemle düşünmemiz gerekir. Bu itibarla tartf ettiğimiz ittifak anlamı şüphe dönemine girmemell, merkezî Avrupa için aranan (detente» ın Akdenize tevsii yolu, özellikle Berlin sonmunun çözümlenme sı kaydma bağlanan paktlar araEI müzakereler bu kaydın dışına çıkılarak. aranmahdır Merkezî Avrupanın şartları. oeklemeye belki müsaıttir ama doğu Akdenızdekı iki NATO üyesi için şartlar öyle degildir. Bizim sesimiz çıkmadığı sürece başkasının bizim için sesiıu çıkarmasını bek.lemek fcbestir Dnutmayalım lü, teminatü Te mÜessiT dış politikanın esas unsunınu. güçlü devlet adamlan meydana Sonuç i denberl endişelerimiz, i bugün endişelendığimiz en ilerı seviyeyi geçtiğine göre, faraziyelenn ıhtimalini ciddî düşünmek te bir fan tazi olmaktan çıkmıştır. (Böyle şey olmaz) denilecek devreler de geçmiştir Ana hatlanyla yapıian bu uurum tartışmasma göre görülüyor fci şart lar siyasi ve askerî yönleriyle merkezî Avrupadan çok farklıdır ve deniz, gelecekte de üzerinde sımr çizilecek bir vasat degildir. Bu hal NATO'nun sag kanadını teşkil eden Türkiye ve Yunanistan için düşündürU cüdür Hatta Sovyetler Birligi ile karşılıklı saldırmazlıls paktı yapüsa bile siyasi coğralyamn ge, rileri tutulamadığına göre bu da fazla bir anlam taşımıyacaktır. Bu bakımdan Türk ve Yunan htikümetlerinin ittifakı harekete getirmeleri ve Bakanlar Konseyinin sadece endişe tfade eden beyanlanyla yetinmemeleri şarttır. tçte gördügümüz ve bir ömek olarak 16,5 saatlik Meclis müzakereleri sırasında yaptığımız lşin anlamından doğan ve ona katılan diğer çok muhtelif zaafiyet alâmetlerivle dısa vansiyan pasif politika. kayıp'nnmızın en büyügüdür Akdenı? <IPRI rturum rürklye ve Yunanistan ın hasım listesine alınan bir devlet kuvvetleriyle. önleri ve arkalan tarihlerinde 1963 S ON DÜZELTME Dün yayınlanan yazı dizisinin 2. sutunundaki (tek. nisyen) kelimesi (teskiye>, 6. sütundaki (Nato tahsisli) kelimesi (Nato tahsiüi) olarak çikmıjtır, düzeltiriz.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle