Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
\2 Cumhurfyet SANAT EDEBİVAt EYLÜL1970 HtKÂYE Zebra Behçet NECATİGİL Üstüne düşme yan ÖrneMer üzerinde Tipik bir direnme. Gömülse de uçar Kona kana bir dala arada Sonsuza göçmen kuş. Zebra! Bir sirkten ötekine gez Dirilirün diriniz. Karşıuklı bir neni ninnl Kırallar da kul bu sarayda Bir otel otello. Ernesto'ya sataşma var T R Irmağı kıyısındaM patates tarlalarına d&ldılar. Yaş topTO rak ayak irierini açıkçfa b«lll ediyordu. Çete, yurüyüş koiu halindeycL. En önde. çok iyl bir nışancı olan maden işçisi Simon vardı. Onun hemen ardından da Ernesto yüriıyordu. Sinaon, ftrahkcız ateş ederek kayboldu ağaçlar arasında. Ernesto da durmadan ateş ediyorrtu düştukierl pusudan kurtulabılmek ıçin. O sırada. bacaklarına bırkaç kurşun birden saplandı. Yıkıldı Ernesto yere, yaş toprağın üzerine. Simon, çıktı geldi ağaçlıklardan, sırtladı Ernesto'yu, atış alanından uzaklaşmaya çalıştı. ama bır başka kursun Ernesto'nun beresini uçurdu başmtian. Bunun üzerine Sirnon yere indlrdl Ernesto'yu sırtından ve yere çbmelip sılâhını atesledı. Onlan kuşataa komando bırliklerının çemben gittikçe daralmaktaydı Bir yayiırr. ateş, Simon'u tanınmaz halde yere sersr.eye yettı. Sira Ernesto'daydı. Umutsuzdu Ernesto. Son kez bir da'ıa şansıru denemek ıstedı. Yanmdaki ağaca guçlukle tutunup âoğruimaya çalıştı. Bır eliyle de M2 makinalı tüfeğıni tutuyordu Bıkı sıkı. Tetığe bastı, araıardına bir su gıbı savurdu kurşunlannı düşmana. Karsıdan atıiaıı bir kurşun daha girdi bacağına. Bir fbaşka kurşun makinalı tüfefcuıi uçurdu elinden. Koluna bır kurşun öaha yedi ve yıkıldı yere. Sağlam kalan kolunu kullanarak taban«casını aradı, buldu, çıkardı. nişan aldı, bastı tetiğe; boştu taban|ca. Atıldılar üstune Ernesto'nun, kıskıvrak yakaladılar. Yaraları afcırdı, ama kendındeydi Ernesto. Dört er onu, battamyeden yap•tıklan bır sedyeye koyduİEr, yedi mıl ötedeki bir kasabaya götürfduler, kasabanm okulunu açıp boş bir odasına tıktılar. Dıkildıler 'basına Sonu gelmrz sorgular başladı. Onlar sordu. Ernesto sustu. onlar sordu, Ernesto guldu. vurdular, acımasız vurdular ve uzun tartısmalardan sonra, ertesı gun, yani 9 Ekım 1969 sabahı onun öl•d'irülmesı kaıarlaştırıldı. 6 RNESTO. yerde, soğuk taşın üzerinde yatıyordu. Başını bir tahta sandığa dayamıştı. Aşın kan kaybından guçsüz düşmuştu. Hele onca kurşun yarasina aldırmadan yapüan sorgular, işksnceler onu adamakıliı tuketmışti. Güçlükle soluk alıyordu. Astım nbbetını atlatmıştı an:a bitkindi. llâcı da yokttı yanında. K& .>t)i aralandı yavaşça, bır assubay, sarhoş bir assubay, eline tutuş.turulap gerekli bır öldürmp aracıyla içeri gırdi. Kararsızdı. «Ha<li. korkma ateş et!» Ernesto demişti bunu kısık bir sesle, güliim«eyerek. Atsubay o!duğu yerde dondu kaldı önce, sonra gerisın geri dönüp dışarı Ç'kt.. Kendinden geçmişti Ernesto. Az sonra ıkl kişinin odaya girdiğini, kendisine yaklaştıklarım gbremedi büe. Bir uykuda eri? gibijdi. Gırenlerden biri, ayaklarınm ucuna bae&rak Ernesto'nun arkasma geçti, tepeden, ensesme doğru çevirdi •elındeki Arr.erikan yapısı makinalının soğuk mavi namlusunu ve tıtrsyen parmağıyla dokundu tetiğe kurşunlar hızla gıriverdi Ernesto'nun sıcak etın«, arkadan ve kalleşçe. Odaya gırenlerden ikincisinin omuEİan kalabalıktı, albay olduğu anlaşılıyordu taşıdığı carla'î demirlerden, yaklaştı Ernesto'ya korkmadan ve 9 mılimetrelık Araerikan yapısı tabancasını doğrulttu onun gbğsüne yiğıtçe ve ateşledi korkmadan. Kurşun, Ernesto'nun yureğıni ve ciğenni delip sıkışt" kaldı bir yerlerinde. Geldikleıi gıbı sessizce çıkıp gittiter cdadan yavaşça. Gözleri açıktı şimdi Ernesto'nun, bütün mazlum halklara ve gelecek günlerin bütün ayaklanmalanna ve jrfilümsüyor gibıydi halklarıa kurtuluş zaferlerine Ernesto. Ernesto Cho Guevara. E OTOĞHAFÇILAR odaya alındılar. Kuru ot, orman, gece, kan, barut, isyan ve gül kckan asker pantolonundan başka bır şey voktu üzerinde Ernesto'nun. Bu pantolon, işkence izlerıni gizIçmis oluyordu birtakım meraklı gözlerden. Sırtından sıyınp çıkardıkları, kurşun deüklenyle kalbura dönmiiş, yanık, bunışuk asker cekeM, çıplak gbvdesinın altmda kalmıştı. öylece uzatmışlardı onu bır sedyen'n üzerine, sedyeyi de soğuk, çıplak, taş duvarlı bir morg masasının üzerire çıkarmışlardı. Masamn üzermde boş, kiıli bır tenei?3 tasla, az berisinde de ucuna lâstik boru bağlanmış kapalı bir musluU vard'.. Birden fotoğrafçılardan birinin flaşı patladı, bir magnezyum beyazhğı yansıdı odadaküerin ve sedyede yatan kutsal clünlin üzerinde JC çekilmiş oldu blümsüz fotoğraiı ve fotoğrafları Ernesto'nun, Emesto Che Guevara'mn. Karanlık odaıtrda ilâçlı kâğıtlar, ilâçh sularda bekletildi. Boy boy kâğıtlara boy boy basılı bu ölümsüz görüntu, ulaştı dünyanm dort tır vanına ve gelecek günlerin devrimci savaşlanna ve savasçılarma, daha da çoğalarak. Entertipler, rotatifler çalıştı ve daha nice basiTi araçlarında basıldı bu görüntü dergilere, gazetelere ve afişlere müyonlarca ve daha nice başka fotoğraflan bulundu nics yazıUrı. nice anılan Emesto'nun, Ernesto Che Guevara'nın. Onu öldüren işbirlikçilerin genel merkezl Amerika Birleşik Devletlennin gübegmde yuzbinlerce Amerikah karaderili ve aydın akoerılıler, yüruouier onun kocaman fotoğraflarıyla haksızlıgm, eşitsizliğir üzerine geniş caddelerde. Yüzbinler, Vıetnam'dakı msanlık dışı saldınlara son verilmesi isteğıyle sokaklara döküldü Amerıkanın baş.îentınde ve başka büyük kentlennde, ellerindekl Ernesto'nun büyük fotoğraflannı yüce yapılara kaldırarak, marşlarl4. Avrupada gyaklandı gençler, sokak savaşlan verildı başkentlerde, gencecık üevrımcüerin ellerinde O'nun büyütülmüş fotoğrafarı vardı, yürüoü kalabalıklar bu büyük fotoğraflan sallayara^ tüm satıltnışıarın Üzerine. Ve onun söVttıı yankılandı yeryüzünde, tüm karalarda, tüm denızlerde. Haykınyordu Emesto ve haykınyordu bütün ulusal kurtuluş savaşım başlatanlar ve başlatacak olanlar bir ağızdan: Ölüm, nerecien ve nasıl gelirse gelsin, savaş çığuklanmız kulaktan kulağa jayılacaksa ve silâhlanmız elden ele geçecekse ve bizden sonrakiler mıtralyöz sesleri ve savaş nağralanyla bizim ölülerimme agıtlar yaKacaksa, ölüm hoş geldi safa geldi. Hsykınyordu Emesto sarkık bıyıklan ve seyrek sakalıyla kalabakklara ve ha;kınyordu kalabahklar egemen aanlıklara bir agızdan: Parolamız dünyada ikl, üç ve daha nice Vietnamlar yaratmaktır. F Elbstte Bohvyada. Amerikan komandolannın yardımıyla. Nıçm öldügümu? Duymadı bu sozleri genç adam ve yazdı öyküsünün ilk cümlesini ak kâğıds şc'ylece. (Gorünüste çelımsızdi ama guçlüydü yüreğmde Ernesto.) Purosundan koyu, yoğun bir duman çekıp astımlı ciğerlerine, lkir.ci cüraleyi bekledi Ernesto merakla. Yazdı genç adam şöylece: (Sırtında Hergele meydanında satılan ucuz ve eski bir parka, ayaftmda Amerikan botu.) ' erdal öz Emesto hiçbir şey anlamadı bu cümleden. Oysa çok sevinmistı genç adam yakaladığı cumleye ve bulduğu benzetmeye. Yakaladım, dıye bağırdı genç adam karşısındakinin şaşkınkğma aldırmadau. Neyı? Sen bizını ülkemizdeki yeşil parkalı gençleri bilmezsin Ernesto yoldaş. Bılmez&ın tabii, nereden bileceksin. Benim çalışüğım Eazetenm yonetmı •jen. kentin ana caddesine bakar. Benim masam da camın hemen dıbındedır. Bazı günler ansızın yüzlerce genç toplan r ana caddede. Sol yumruklannı sıkıp havaya kaldınrlar, dimdık geçerl^r bagırarak. Bıyıklan vardır senin gibi, sakalkdır kimıl'iri. çoğunun sııtında yeşil bır parka \Tirdır, Hergele meyda Cevizli'de bir konduda Şükran KURDAKUL IL B İR adarn, bir genç adam, uzunca boylu, konuşurken dudaklanndan çofc ellerinı kullanan, gülünce ya da gülmek dsteyince gözlerini hiç kullanmadan, yalnızca yüzünü buruşturup gözlerini kısarak gülen çok sevimli bir genç adam Ernesto'yu çok sevmişti az gelışmiş. çok sömürülmüş bir uzak ülkede. Hem de Amerikanca bır dergiden kesip çıkardığı bir fotoğrafı saklayarak bu sevgısıni belgelemişü de kendi kendine. Otiırdu o gece bir b'ykü yazdı Ern«sto üzerine, o her zamanki tersine tersine işleyen bzel cümleleriyle. Once sayfamn üzerine adını yazdı öyküsünün büyük harflerie: ERNESTO. Amerikanca dergiden kestıgi (otoğrafı bulup çıkardı çalışma m&sasının gözünden, koydu karşısına. Uzanmış yatıyordu Ernesto karşısmda boylu boyunca. «Bırkaç resmi elbiselı adam. Bir köylü şaşkın. Bellne kadar soyulu, gbğsünds kuışun delikleri ile. Morg masasının kenarmda btr lâstik boru. Sehıt Isa'nın fotoğrafı bu» diye geçirdi genç adam içinden lotografa bakarak ve kaleme sarılıp, büyük harflerle yazdığı ERNESTO'nun üzeru,den bir kez daha geçip tükenmez kalemle, kendine b;razcık daha ouşünme payı ayırmak için. Uzanmij yatıyordu Ernesto karşısında boylu boyunca. Ve bırden güıümsed' Enıesto belli belirsiz kendi adının büyük harflerle yazıldığını gbrünce bu uzak, bu az gelişmiş, çok sömürülmüş ülkede Kaçırmadı, yakaladı bu gülümsemeyi genç adam. Gülümsediler karşılıklı. Senı yazacağım Ernesto yoldaş, dedi genç adam, gözlerini her zaman yaptığı gıbı sonuna dek açıp ve gözlerini kullanmadan valnızca yüzüyle güiümseyerek. Doğnıldu Emesto fotoğraftan. Bir pevgambersin sen, dedl genç adam, şehit edilmlş bir pevsambrr hem de. Senl yazacağım, senin öykünü yazacağım Ern^'jtc ycidaş. Dagınık saçlan ve seyrek kara sakalıyla gülümsedi Emesto yattıgı yerden. Yaz. dedi uzak, dağlı bir sesle, yaz dostum. Yenl bir Vletnam daha ysratmanız İçin kendi sömürülen ülkenizde, yaz beni korkusuzca Hem de arsmızdan biriymissin gibi yazacağım senl, dedi genç adam. Aramzd&n birıyim tabil, dedi Emesto bir havana purosu yakarak. Kadınlar katmdaki çekiciliğinl de yazacağım, dedi genç adam övünçlî va onun hiç parmak basümamış bir yanına değindığı icin, sevınçle. Hiç ses çıkarmadı bu söze Ernesto. Bılıyor musun benim ülkemde nice genç kızm yatağının başucunda senm fotoğraflarından biri asılıdır şimdi. Nice genç kadm, senın gıbi alabildiğine yakışıkh olamadıkları ve senin gibl yığıtçe ölemedıkleri için fcızıyordur kocasma şu anda. üı'leci. ağzını dolduran dumanı havaya Ernesto ve pek aldırTnariı hu sözlerine eenc adamın. nedense Sordu: Duyuyorum, duyuyorum. Cevizli'de bir konduda Çaresiz gözlerini çocuklann Sorular geliyor ardından Anyorum, anyorum. Açıldı kapı, kapandı sevgi Ne kilitler girdi araya Cevizli'de bir konduda Yüreğimde kaldı elleri Grörüyorum, görüyorum. Biliyorum ne var ne yok dünyada Bileklerimizi, bilincimizi.. Cevizli'de bir konduda Konmuşum tezgâhımdan, onlar gibi Yürüyorum, yürüyorum. Sayılar gibi hızlana hızlana Akıyor aynlıklar boyunca Cevizli'de bir konduda Kırkıncı gün bugün Kırk birinci gece. Sevkiyat düdüğü çalar gibl Geliyor tren, geçiyor tren. Galiçya'da mı. Kore'de mi, Yemen'de mi Haber yok benimkinden. YAŞAMAK GÜZEL ŞEY BEKARDEŞİM Nazım Hikmet'in son şiirlerinin tamamı (10 lira) Stoyan Daskalof'un dev romanı (20 lira) TIİDAO Nazım Hıkmet'ın en önemli romariı (10 lira) SON SİİRLERİ mndan alınmiş. Bagıııp çağınrlar geçerken bir ağızdan. Kim buüar? Kahrolsun Amertka, dije bağınrlar. Bağımsa Türkiye. dlye bagırırlar. Bizimkilerdir onlar öyleyse. diye haykırdı Emesto sevinçle. Her biri bır Emesto'ciur onlarm. Seni işte onlardan birt gibl anlatacağım oykümde Ernesto Yoldaş. Canlı, dipdlri. Çok iyi, dedi Ernesto ve bekledi. Yazdı genç adam. Yaşadığı büyük kenti anlattı önce, kentin asık yüzlü insanlarım. Yoksul ınsanlarını ve zengin lnsanlarını anlattı bir solukta öyküsünde. Beş on satırda sömürü düzeninl ve bunun yarattığı dengesizliği öyle güzel koyuvermiş ki ortaya genç adam. dayanamadı Ernesto: Çok güzel oldu o bölüm, nefls yazdın, dedi. Sus. dedi gonç adam, gözlerini açarak. Yazdı şöylece: («Bu iş böyle devam edemez. Benim cinsel sorunlanmı klm çozecek?») Şaşkınlıkla eğilip bir daha bir dalıa okudu bu cümleyi Ernesto, bir şey anlamadı, bir yere bağlayamadı. Bekledi. Yazdı genç adam: (Kapıcı Halil Eîendl. görünce Ernesto'yu, ne yftpae&ğını çftsırdı önce, sonra başladı yalvarmağa. «Buralarda dolaşma benim hayta oğlum. Sen büyük otellerde çalışıyorsun, ne işln var bu dökülen pavyonda? Hem patron duymuş geleceğinl, dayüan doldurmuş her U.rafa. Hemen toz ol buradan.» «Hilmi Efendi bi* pabuç bırakmayız oyle patronlara filân. Aşkımız önde gelir. Sevgiliml görmem gerekli. Başka çözüm yolu biliyor musun cinsel sorunlar Için?»i Ne bunlar? diye patladı Ernesto. Klm bu anlatüğın adam? * • Sensin, dedi genç adam, arkasına kaykılarak lskemleslnde. Kimın cinsel sorunlanndan söz ediyorsun peki? . Kimm olacak, senin. \ Anlayamadı Ernesto. Çiğnedi dışleri arasındaki puroyu. Ne yani, senın ciusel sorunların olmadı mı yani? Cinsel sorunlanm mı? Olmaz olur mu hiç Emesto yoldaş. Olmaz olur mu. Sen ds insansın. Peki ama. sana ne benim cinsel sorunlanrjadanT Ben vjykücüyüm. Dilediğimi yazanm. Olmaz, dedi Emesto. Hakkın yok buna. Tevratı okumuşsundur, dedi genç adam. Orada bütün peygamberlerin nice açık saçık öyküleri vardır. Bütün anlatılanlar belden aşağıdır. Yalan mı? Ne ilgisi "ar bu isin Tevratla? Sen de 'oir peygambersin artık Ernesto yoldaş. Hem de şehit edilmiş bır peygamber. Ben bir yazar olaralc senin cinsel sorunlarına çözüm yolu getirmeye çahşıyorum. Hayır. tzin vermiyorum, yapamazsın bunu. Dur bakalım Ernesto, dur bakalım Ihtilâlcl dostum. Bir kere şunp Jyi bilmeni isterim. Sanatçıya kanşılam&z. özgürdür sa.natçı. Üstelik her öykünün bir iç mantığı vardır. Bak şlmdl öldürteceğim seni öykümde. öyle bir öldürteceğün M, sen bile parmaklarını ısıracaksm. Sustu kaldı Ernesto bu özgür sanatçmın karşısında. Sustu kaldı Ernestocuk. Yazdı genç adam şöylece: (Ernesto çıkardı Cemile'yl locaya?) O da kim? Çok kanşıyorsun Ernesto. Biraz susmasını, sanata, sanat» çıya biraz saygı duymasını öğrensene sen. Cemile'yi soruyorsun. Cemile benim yarattığım bir pavyon orospusu. Katır Cemile derler ona benim öykülerimde. Yani, senin anlayacağın bir proleter, bir emekçi. Kcl emekçisi değil belki ama, şey emekçisl. öyktimde senin sevgilin oluyor bu Cemile, anladın mı. Pavyonun kuytu bir locasma atacaksın Cemile'yl sen. Tam Cemile'yle işinl görürken, pavyon sahibinin, özel komando eğitimi görmüş fedaileri basacaklar senl locada, yakalayacaklar suçüstü. Katır Cemile'yle. Yapamazsın bunu bana, dedi Emesto diklenerek. Yaparım, dedi genç adam. Sanatçı özgürdür. Karşı devTimciliktir bu senin yaptıgın. dedi Eraesto hışımla. Hıh. Sevsinler. Karşı devrimcilikmiş. Bana bunu birileri daha söylemişti de. vermiştim agızlarıam payını bir yazı yazarak ve de kuyulanru kazarak, bir haftalık dergide. «Bu deyim, olsa olsa devrimin garçekleştirildiği bir ülkede, btr devriml yıkmağa çalışanlara uygun düşebilir. Bizim ülkemizde böyle bir durum yoktur.» Böyle yazmıştım o yazımda ve benzetmiştim o devrim yobezlannı, haytalan ve de sersertleri. Emesto, gögsündeki derin kurşun yaralarıyla, güçlükle kaücta ayağa. Tutmuyordu ayaklan. Tutvaıdu masaya. Bitkindi. Ve yazdı öyküsünün son bölümünU ve Sevgili Emesto'sunun acıklı ölümünü genç adam şöylece: (Geldi patronun adamlan özel komando eğitimi görüp, temi»tediler Emesto'yu insafsızca. Cemile ağladı Emesto'nun cesedlne kapamp: «Dostumdu o benim / Yiyordu paramı ama / Helâl ossun / Helâl olsun / Yediği paralar... / Helâl olsun / Koymma Eirdlği avratlar / Erkek adamdı o / Korkmadı ölümden / Yümadı ölümden.» «Cinsel bir sorun bu belkl» dedl Ernesto ölmeden ya da tam ölecekken.) Acıyla haytardı Ernesto. Gögsündeki, fcolundatd, sırtındaM, bacaklanndakl kurşun yaralanndan oluk gibl fışlnrdı fcanı birdenbire. Sendeledi. Acıyla, onca kurşun, etine kemiğine saplanırken duyduğu acılardan çok daha büyük bir acıyla kıvnldı, arka üstü bir kez daha düştü öldü boylu boyunca fotograftaki yerlne, katıldı kaldı. Kuru ot, orman, gece, kan, barut, İsyan ve gül kokan asker pantolonundan başka bir şey yoktu üzerinde Ernesto'nun, Ernesto Che Guevara'mn. YARARLANILAN KAYNAKLAR : Che'nin «Gerilla Günlüğü», «Savaş Anılan». «Küba'da Sosyallzm ve tnsan», «Siyasal Yazılar» adb totaplan, Ricaıdo Rojo'nun Baltazar Salah BİRSEL Sen istedin ey kuzu Karıştırırken bir müzeyi Baltazar bulunacaktır Eskiçağ bir yosma yanında Varsa var ellerim Ellerim doymuş ellerim Kentleri dolanınca Ellerim bulunacaktır Sen istedin ey kuzu Baltazar benim ellerimdir Baştan başlayalım Varsa var ellerim Değiştirirken bir denizi Sevilerle çözçöze Baltazar bulunacaktır öldürmeyin ellerimi Yüreğimi öldürseniz . Miüi Eğitim Bakanhğinca yayımlauan 1000 TEMEL ESER serisinden: Sira No. Aşıkpaşaoğlu Tarihi Çev: Nihal Atsız Sanayileşmenin Kültür Temelleri Çev: Erol Gungör 25 Atatürk Komısyon TAKSİTIİ KİTAP SATIŞLARIMIZDAN: A) Büyük Millet Mecüsı üyelerı. B) 3656 ve 3659 sa.vılı kanunlara tâbi daimî memur. subay ve oğretmenler ile savunma uzmanlan. C) Bankalar ve Mülî Sigorta Şirketleri daimî memurlan, D) Kızılay, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Ulusal Verem Savaş Derneği daimî memurlan. E) Fikir işçileri Gazete Yazarlan. F) Devlet sektörü ile İktisadî Devlet Teşekkullerinde. 931 saydı kanuna tâbi daimî kadroda çalışan işçiler istifade ederler. Taksitli kitap satışlanmızda Bakanhğımız yaymlanndan bilim eserleri ile klâsik eserlere ait olmak üzere. bu yaymlann satış fiyatlan tutanndan % 15 iskonto yapılırTaksitli kitap satışımız limiti. net 400. liradır. Alıcımn borçlanmaya esas olan kitaplann tutanm. tespit edilecek aylık taksitlerle 12 ay içerisinde ödemesi lâzımdır. 400. lirayı geçen sıparişlerin. geçen kısmı birinci taksitle birlikte alımr. 50 lira ve daha fazla peşin siparişlerde herkese % 20 indirim yapılır. Türk Ansiklopedisinin halen neşredümekte olan 19. cildinin abone bedeli 64 liradır 1000 Temel Esere abone kaydı yapüır. Daha fazla izahat ve broşürümüzden almak üzere şahsen veya yazı ile Müdurlügümüze müracaat edilebilir. I>KVÎ F T TTİT4PT 23 24 BÜYÜK MÜGADELE