Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA İKÎ :CUMHÜRÎTET 11 Eylul 1970 ] yoklnklar içinde mfiaadele edeceğiz. Bu mücadelemis nedte? Nedeodir? Kfanler icindir? Ne Içtadlr..? Turkiyeınlzin efittm ve Bğretiminin bozuklufu uzerine sayfalarla yazılar yazüdı bugüno kadar. Bn sayfalarla yazılar hep kâfıtlarda kaldı. Yazılanlan bep gene yazanlar okudu. Mersfanler değiştt, tabiatta değişiklikler oldu. Yeniden çocnklar doğdu. Kimi doğustan faldrHğin eehennemine, tdml mntlnluğun, senginliğin cennetine girdi, Sonı» çecuklar bttyüdfl bflyüdfi. Kiml bir avuç toprağı bUe olmryan ırgat babasinın yanmda ırgat oğul, Mmi en elverişli koşullar lçinde okmmif lüka arab&Iarmda bftyftk şebJrlerde caka aatan afta oğlu oldn. Turkiyede nBfusun büyük çoğunhığu köyIerde çile dolduroıaktadır. Köylerde oturanlarla kasaba ve şehirlerde oturanlann yaşayışlan arasında korkunç farklar vardır. Bn farkı gffrmemek ve köylünün yaşantısını değistirecek bir düzen değişikliğinl istememek onlan en »n*"**n insan yerir.e koymamak demektir. Şunu rahatlıkla sÖyHyeblllrİz Id köylüler gözlerinl açıp güneşin aydmlattığı ısıklı dünyayı görmek istemedikçe onlan ve onlarla birlikte daha başka tabakaların da sömfirflbneleri devam edecektir. Köyliilere şehirlfler yanında, zenginler yamnda itibar ve söx hakkı gercek anlaralyle verilmemiştir. KSylüleri yflzlerce aene öneesindrn beri parça parça etmisler. 40 baae bir dafın yamacına, 70 hane öte dağın ardına yerleştinnişler. Köy ve obalarla 65 bin yerleşme merkezine ayırmışlar. Btr araya gelmelerinl istemeraişler. Nüfusun •• 75 i köylüdflr vej / her yönleriyle, her şeyleriyle fakİTdİıler. eni giriyoruz. Y yıl bir öğretim yüına daha«hflriınır Bir boyunca geae binbir »« OKULLAR AÇILIRKEN •i Tayyar KEKEÇ • • reye titreye okula jeürlrr ve ısıtılması biraı da pocoklann nefe«Ierirle tamamlanan bflyük Hr nmfta 5 sımf bir arada yetişmeye çalışırlar. Bfltün bn farklı duromlar gözonüne alınm^fciıtTtıı ilkoknln bitiren köylü çocnğu ile şehir ve kasaba çocuklan devlet parasız yatılı cknllsrma, Dköfretmen oknDanna v.b. fibi jkullara eşit şartlarla sokulurlar. Neticede köy çocuklanndan bn üntihanları kazananlar hiç çıkmaz ve köylü çocuğn için daha ilerl öğrenim kademeleri böylece özellikle kapatılmı^ olnr. Çünkü faldr halk çocnklannın Ueri öfrenim kademelerinden geçip devlet yönetin'nde söz sahibi olmalan bugünkü düıenin savunucnları tarafından istenmemektedir. Gtmuşhane Adıyaman Blngöl Hakktıi Mnş Van 43 14 14 12 « 7 <1 110 U8 69 45 138 TÖS İSTANBUL ŞUBESÎ SEKRETERÎ tnnda. Üstelik kSy oknllannda daha dvada yeni menm olmns tecrübe b&knnından 7 » terll olmryan genç Sğretmenler pörrvlendlrümekte, beson aene sonra meslfjinde nstalasan fitretmenler şehir ve kasabalarda pörev almakta, bosalan yerler daima genç Sgretmenler ve meslek dısuıdan felfn 20 binden fazla görevlilerle doldurnlmaktadır. Köylü çocnklan böylece lyl yetişememekte ve tecrfib* tabtaa dnrnmunda bırakılmaktadırUr. Kftylfi kadınlarmuzın felftket bir orand» oknma yazma bUmedikleri bir jerçfktir. Bn oran Aydmda % 69, Samsnnda •• 87, Or/ duda • 90, Vrfada «4 VI, SHrtte «4 97> ve » Hakkftride ' i 99 n bulmaktadır. Toplnmlann iyi nesiller yetistirmesinde annelerin küitürBr.ün önemini söylemeye bilmem lüıum vsr mıdır? Bilhassa kSylerdeU ö^retmenlcrbı yaaalar» röre devam takip isini yürütmeleri mrmmnda biiyflk fuçlüklerle karsılastıklan, köyde yapayalnız bırakıldıklan ve köylulerimizin bir kısmının politik oyunlara Ketirilmelerinden dolayı öğretmene yaptıklan hakaretler her gün gazetelere feçmekte ve bn is de başlıbastna bir problem olmakia devam etmektedir. Yanütılmıs veys çıkarcı çevrelerden felen bn hakaretlere karsı öğretmen Türk köyIflsfinfln hizmetinde oldufnnun bilind içind» katlanıp göğüs fermettedir. Ortaöğretim rtiöğTetim kesmekesi de Ilköğretimden farklı değfldir. Milli Eğitim Bakanının •fzından alısık obnadığımız şetdlde sözleri pnetelerde son ramanlarda sık sık otrumaktayız. Bakanın eğer gerçekten sSyledlklerinde gamimiyet payı varsa T.Ö.S.Ie mntlaka ilişkl knnrasun bilhassa faydalı göruyornz. Derinlemesine inmeden bazı tablolan asağıya almak snretiyle ortaoğretimde yapılan aJ letsizlikleri ve insanlann nasıl bir ayınma tâbi tutulduklarını göstermeye ealışalnn. Mevcut son istatistiki bllçilere göre resmi ortaoknllann lllere gSrt dafılımı ve Sgrencl sayısı şöyledir: O dığnn, Doğuda ise öfrencilerin derslerinin ya boş geçtiği ya da meslek dışı yetersiı görevlilerle dolduruldnğn geTçeğini ortaya çıkarmaktadır. Bn dnrnm ortaokuhı Doğn lllerinde binbir eksikllklerle, yokluklarla bitiren çocnklann İyi yetişememe sonucn liseden belfe almolanna reya okumayı terbetmesine aebep ohnaktadır. > Liselerdeki durum da ortaokullardan farklı değildir aslında. Ve: tstanbnlda 23, Ankarada 16, tzmirde 10, Konyada 7, Balıkesirde 5, tspartada 2, Vanda 1. Tnncelide 1. Ağnda 1, Hakkiride 1. Mardlnde 1, Erzincanda 1 lise vardır. Gene Doğn illerinde öğrencl nufnsnmm azhğindanmış ıribi pörünen lise saymnın azlığı aslında ortaoknldan sonra oknma imkânlannın yoklujunun ifadesi olmaktadır. Uselerdeki asil öğretmen dağüımına baktığnnız zaman da *rne Dofu IDeri liselerinin ihmal edilmi? olduğu ve Ooğu insan lannın sanki özellikle kantnlığm Içine itilmek istendiği açık açık çöriilmektedlr. lller Istanbu] Ankara Janir Konya Balıkesir tsparta Adıyaman Ağn SfretK eza ynkandaki rakamlar da asil toplanmenlerin Batıda ve bfiyük İUerde AsU öj. S. 608 482 187 72 59 19 12 11 8 5 4 0 Köylerde öylerimlzde oknl çafmda çocuk sayısı son bilgilere göre 5 milyon civanndadır. 1961 1968 ders yılında 1.625.031 erkek, 1.015.739 kız olmak üzere toplam 2.640.770 köy çocuğu okula devam etmiştir. Geriye kalan 2JS9J230 köy çocuğu daha okula devam etmcsi perekirken neden etmemiştir? Çünkü köylerimizin eoğunda hâlâ okul yoktnr. Çünkü hâlâ öğretmen sayısı yetersizdlr. Ve köylüler hâlâ çocuklanra okutmanın önemini kavramaktan uzaktırlar. Aynca son yıllarda bflsbütfin fiyatlan artan kitap, defter, kalem v.s. gibi olnımamn gerektirdiği araçlan almaya maddi güçleri yetraemektedir. Hattl «llkokuln okutsak da nasıl olsa daha yukansmı okutmaya imkânımız olmadığından oguHarınra ve kıılanmız da bizler pibi çoban, ırgst, rençber olacaklar. Bari »imdiden olsunUr da alifnnlaı> diyerek cöndermok lstemezler çocnk> lanm oknla. Elimizde mevent «on bfleilere ıçöre 28 btn köv okuluna devam eden öğreBCİ sayısı fle 3 bin şehir re kasaba okuluna devam eden öğrenci sayısı besinci sınıflarAa hemen hetnen aynıdır. Oysa köylerde yaşıyanlann nüfnsu 34 mil.Tontm üstündp. sehİr ve kasabalarda •*• şıyanlar ise 8 milyon civanndadır. Bn biıe KÖsteriyor U sehlr ve kasabalarda yasıyanların okuma ve okutma hnkânlan daha faıladır. Şehir ve kasabtlarda okuyanlar köy çocnklanndan daha iyi yetişnıektedlrler. Bn dnrumda devlet kendine dflsen yörevi yapmamakta adalctli bir efitim düzcni kuramamıs olmaktadır. öy oknllannda 37.500, *eUr ve larda da 33.769 aail öğretmen (çdrerlidir. öfretmenliğin nsU unanrn asil öğret•wrrierm yarm sehir ve ksssbaiardaJd S bin okulda toplanmıs, yansı da 28 bin kSy okn Şehir ve kasabalarda ehir ilkoknllannda dnrmn daha defisik bir sekUde biçimlenmektedir. 1967 • 1968 ders yıünda sehir ve kasaba ilkokullannda 1.851.4G2 öğrenci vardı. Bu sayı bn yıl mnhakkttk ki daha da artmıs olacaktır. Şehir ilkoknllannda okuyan öğrencilerin durumu köy okullanndaldlere nazaran çok çok sansh olmalanna rağmen eğitim ve 6£retim boıukluklan »ehlrlrrde de devam etmektedir. Oknllar kalabalıktir. Çogu sınıflarda 50 • 60 kisi oldnğn gibi pek çok okullarda Ikili. batta üçlfl ötretim yapümaktadır. Araç çereç yoklufu şehir ve kasaba oknllannda da mevcnt* tnr. Bir Sfrencinin yıllık maarafı şehir ve kasabalarua çoğu isçi ve kflçflk memnr olan ailelere büyfik yflk olmaktadır. «Hemen hemen bfitttn şehir llkokullan öfrenci velilertnin âdeta himmetlerine terkedllmls gibidir. ötrencilerin çelişiminde veü öğretmen işbirliğini sağlamak amacı ile kurnlmnş olan Oknl • Aile Birllkleri bnpün bn amaçlsnndan tamamen nzaklaşmıs, ilkokuilaı* araç • grreç aa^layan kurnmlar haline dönüçtüriUmfistür.» Bn ise Anayasamızdaki ilköğretim mecbnrl ve devlet tarafından satianır, Ukesbta aylon bir durnmdnr. BfitSn bunlarm dısntdm bir diter aeı gerçek gönlnmfizü bnrkmakta devam edipbugüne kadar pelmiştir. Şehlr re kaaabalarda oknyan çocnklarla köylerde oknyanlar arasmda açık ayrıcalıklar vardır. Köylfl çoengn şehir ve kasabalarda oknyanlardan her yıl bir ay noksan oknr. Her tnrlfi yokhık onlann belinl büke ohnnstnr. Araçifereç, para, Mtep, def* ter, kmlem. silgi yoktnr. Kısm ayszmda, vafmurd çamurda ayatında yarun liatikle tit tUer Istanbnl Ankara fzmiı Konya Balıkesir Oknl S. 73 58 45 35 22 13 OğT. S. 53.543 45.007 22.752 15.256 9.100 4.340 1.552 1J01 S31 Mardin Hakkâri Tunceli Van tıparU Van Adıyaman BinfoT GüınöşlittM Hakkari Mus um (73 972 Dorum bu olduktan sonra elbette Batı illerindeki ortaokul ve Uselerdeki basan yüı. desi o fllerin nöfusuna göre Doğudakilerden çok çok üstün olacaktır. Bütün bozukluklara, yokluklara rağmen Van Lisesini. Tunceli. Ağrı, Hakkari Usesinl bitiren öğrencilerle tablodaki Batı Ulerinln liselerin! bitirenler eşit (!) şartlarla üniversite imtihanlanna sokulmaktadırl«r. Bu adalet midir? Voksa adaletsiıUkler manznmesl midir? Bu sorulann ce^•abınI bilhaasa faldr Işçi ve köylüler ve hftlft «blxler namnıln aydmlarız» diyebilenler veninler. Tukanda verdlfimis rakamlar ilk bakışta çok normal görünmektedir. Fakat batı illerinde ortaokula giden öğrencl sayısının doğu illerindeldnden fazla olusunun sebeplerinl araşturdığımıc zaman doğn illerinde ortaokula gidecek çocuk sayısının aılında az olmadığı, tam tersine ortaoknla fidebilme tankanaızlıklan içinde kıvrandıklan Eerçeği ortaya çıkmaktadır. Bn da bize (österiyor ki ilkokul sonrası öğrenim görme şansı ozellikle batı illerinde ve senellikle şehir ve kasabalardaki çocoklara tanınmıstır. Bn adaletsizlikler, eşitsizlikler öğretmen dağılımmda ve öğretmen • fijrenci oranlannd* da devam etmektedir. îller Asil ög. S. öğ.öğrenci or. Istanbul Ankara lcmir Konya Balıkertr îsparta 1.123 979 503 244 Sonuc kstklikleri de olsa yaptıfımız bn kna Inceleme bUe bize Türkivemltde bir eğitim esitsicliğinin ve boznkluğnnun rarlığını ortaya koymaktadır. Bu bozukluktan kitle olarak en çok fakir halk tabakalan zarar förmektedir. Aslında ba zararın iilkemizin bütün insanlannm gelecekleriyle ilpili olduğunu değerlendirememe durumu vardır. Bu eğitim çıkmacınm, eşitsizliğinin cidrrilmesi ve daha da yozlastırılmaktan kurtanlması ezilen, «Amürülen penis halk tabakalarının uyamşma ve kendl meselelerine sahip eıkmalarına bağlıdır. Bn ezilen ve sömfirttlen sınıf ve tabakalann sımfsal ve politik bilince nlasmasına devrimei öğretmenlerin ve gercekten devrimci namuslu »ydınların katkıları tarihi görevleridir. Eu Rörevi yaparken kendilertne karşı gelecek her türlü saldın «e n S n onlşn ba Körevlerinden alakoymarnalıdır. E K 19SM 47 45 45 57 45 50 Evet Hayır Bu hayat böyle geçer! «Ben de knrtuldum iste / ben de ogrendim artık / insanlann birbirlerini neden yedlklerini / dttsenlere neden tekme vnrmak gerektiğini / acımanın neden aptaJUk oldnğnnu / ve yığmlann / neden süründfiklerini / kimlerin süründüklerini biliyorum artık.» Düşene bir tekme de sen vurdun mu, acımayı aptallık saydın mı daha hayatm başında kurtanrsın paçanı! tlke ba, kıyacaksın, bencilliğini her şeyin üstünde tntacaksın! Bozuk düzende kurtulus, acımasız obnaktadır. Bir tekme ona, bir yumrnk berikine, bir haşkasının ayafını kaydır, ötekinin sırtına bin, sendeleyene bir Eille de sen indir, «devam etsin bu hayat». Asiye pek gtç kalmıj bunu öfrenmekte! Oysa daha çocnklnk günlerinde öğrenmeliydi bayat ilkelerinl. Olamaz, Asiye o kirli hayatm içinde belirli bir yaşa kadar «temiz», «bozulmamış» bir kişilikle kalamaz! Anası kendini satarak geçinen, belki de bundan hoşlanan bir kadın. Gözünü açmış bnnn gönnüş. Asiye böyle bir hayat eğitiminden geçmiş. Nice nice ecı deneylerden sonra <tâ oyunnn sonunda) nlaştığı «hayat felsefesi» ni daha ortaokul sıralannda, hattâ daha küçük yaştayken öğrenmesi gerekirdi. O zaman da daha erkenden «kurtulurdu», kurtanrdı paçasmı. «Asiye Nasıl Kurtulnr» sorusnna verileeek tek yanıt var Kurtulamaz. Oyunun sonundaki dunım. yani Asiyenin blrleşme evi sahibesi olarak hayat duzeyinin üst katına çıkıvermeal, »üslü giysüer, tatu konusmaJar, otomobiller, saat beş çaylan lle toplumun saygı duyduğu bir «kat» a tırraahıvermesi gerçek bir kurtulus olmaktan uzak. Asiye böyle bir kurtulus isteae çok çok daha önceden yolunu bulurdn bunun. Çelişme burada, Asiye bozuk düzende kendini «kurtarma» yollarmı küçük yaştan öğrense bu kadar bocalamazdı, gecikmezdi hedefine ulaşmakta böylesine... Gerçek hayatta Asiyeler, pek aptal, sersem, beyinsiz değillerse daha küçük yaşta bulurlar yoUannı. Tek kurtulus yolu olduğunu bilirler, koynlurlar o yola erkenden... Ama bir oyun var karşrmızda. Yazann Asiye'ıi epey beyiruris, ahmak bir kncağız. Bol bol şamar yemesi gerek hanyayı konyayı anlaması için! A"m"""« deneyleri yetmiyor. Düsmemek istiyor bilinçsizce. Anasmm durumu pek acıklı, öyle bir yosma olmak guzel değil elbet. ama saat beş çaylarma gidip eli öpülen, arabah, kürklü, paralı bir yüksek sosyete «hanımefendisi» olunca iş değişir. Asiye bn bedefi gözüne kestirince ne yapar yapar başanya ulasır. O zaman ezip yok eden, acımıyan, tekme vurup vere seren, boznk düzenin en «ağhun bir temıflcisl oluverir. Başka Adyeieri çıkan için kullanır, tepelerine baaarak fiste, daha fiste, daha fiste ferlar. O Aıiyeier de, oyundatd bize sunulan ahmak Asiye gibi ohnadıklanndan daha hulı, daha tutarh bir «yükseliş» e doğrn yönellrler. Ezerek, kırarak, batırarak birbirlerinl. Bir kaçı çıkar boznk düzenin o parlak düzeyine, Stekiler boğulnr gider ayaklar altında. «Asiye Nasıl Kurtulur» ne anlatmak istiyor? Bu bozuk düzende kurtulus böyle olur ancak. Daha iyi bir knrtuluşa mı ertnesini istiyorsunuz Asiye'nln, ya da Asiyelerin? öyleyae bn boznk dflzeni, boznk ohnıvan bir dficen yapraanın yoOannı ararsına: «Yokznllan kader deyin uyutun / TJyanam para verin, susturun/ Susmayanı zora koynn, çektirin / Böyle gelmiş böyle gttsin, sürdürün» dediniz mi, bu düzende özel çıkannu var demektir! O zaman eli tabaneah Bond taslaklarmm kulağma eğülr şdyle fıaıldarsmn: «Davraaam yck edin / Direneni gebertin / Ezin. rurnn, öldürün / Devam etsin bu bayat.» Asiye bnnn söylüyor somında, acıyla, hınçU. lnanarak, ba|Ianarak. Başka küçük kızlan kendl çlzgisinde bir kurtulus yolnna sokarak. Oyun dışı oynna katılan dernek başkanı «hamnv efendl» nin giysisine örnek giysller giyince, binllkleri ktsaya dl»ince unntuveriyor çektiklerini, anannın çilesini, kendl yaagtnm, her şeyi.. O da, davrananı gebertecek, direneni yok edecektir, vurup, kınp, öldürecekör. Oysa Asiye, öngören'uı Asiye'si, daha başka olmalıydı. Bir umut ışığı, bir knrtulnş, başka bir kurtnluş yolu açmaüydj. T pabilir miydi. açabilir miydi? Hayır, öyleyse ne anlabyor bize, bu oyun, bflmediğtmlz, duymadığnnız bir şeyi değil elbet. Terli filimlerden, ucus romanlardan oğrendlk bunlan, dftsenler, ezüenler, başkaUrmı düşürerek, ezerek ayağa kalkarlar. Asiye yeni bir şey getirmiyor. Bir çözfim umudn, ısığı da yakmryor. Bu boznk düzende hiç bir şey değismez, tek çare «paçam çamnrdan kurtarmak». başkalarmı o çarnnra Hmektir aonncuna vanyor. Bütün başansı bunu ustahkla yapman, Breeht ksford Üniversiteâ iiirn adamlan tarafından kanserle mücadele fli^mn^a kullamlmcak yeni bir aşı tizerinde yapılan denemder heyecan verici bir ösellik taşımaktadır. Tecrübeler bugüne kadar yalnu farelere inhisar etmişse de, bu denemeleri yapan Dr. John VTatkins ile Dr. L. Chen adlarmdaki iki iIim adamı sonuçtan ü> mltvar gözükmektedir* ler. İki inırı «Hnmınm çaüşmalan, bundan beş yıl önce Dr. Watkıns ve Profesör Henry Harrls taraundan Oksford Üniversitesinde geliştirilen ve «HUcre Birleşmesl» adını ta^ıyan Ueri bir tekniğe dayanmaktadır. O Kanserle savaşta keşif ve yeni ümitler HAZIRLIVAN Adlarla sabipleri arasında Uişki aramak beşnnadlr. Bakarstnız adamın ismi Zeki'dir. kendisi budala çıkar.. Delikanlının adı Levent, kendisi yerden bitmedir. Herlfîn adı Müliyim, kendisi barvt gibidir.. Beyefendinin adı L'lvi, kendisi aşağüıktır.. Oflanın adı Gürbuz, kendisi sıskadır. Kadının adı Leyla, kendisi sanşındır. Oysa leyl, Arapçada gece; leylâ, en karanhk geee demektir. Ama bir sarışuıa da Leylâ adı verilebilir. Aşktan zerre kadar nasibi olmıyan bir hayanın da Leylâ adını taşıdıgı çok görülmüştür. Kimi zaman meslek ve meşrepten nasipsiz bir soayete yosması, kimi zaman sabahın körfinden akşam karanhğına kadar ealışan bir fabrika işçisi, kimi zaman delidolu bir genç kız, kimi zaman akıllıusln bir hanım niteliğinde karşımıza çıkabilir Leylâ... Bn sefer de bir Arap komandosu olup çıktı. Oysa şimdiye kadar : Leylâ.. dendi mi, çoğnnlokla ask telirdi aklımıza . Batının Romeo ve Jülyet'i varsa, bizim de Leylâ lle Mecnon'umnz vardı. Meennnnn sevırilisinin saçlan, en karanhk geceden daha sivah, gözleri en karanlık geceden daha fcoyn idi. Bir ömür boyn Mecnun'u pesinden ko$turmnş Leylâ. ölümsüz aşkın timsaliydi gözümüzde... Ama şimdi Arap komandosn olmnş Leylâ, gaıete sayfalanndaki resimlerinde bize şrülümsüyor. Fillstin Halk Kurtnlns Cephesl adına hayattnı tehlikeye atan bir genç kız bn.. Tirmi dört yaşında.. Çağımızın insanı.. Bir yolcn nçağını kaçırmak isterken yakalanıp Londra'ya gStüriilen Leylâ; tngiliz pelislerine; emperyalitmi, Filistin knrtoln» bareketinl, bağımstziifi, sömflrüvü anlatıyor : Ben, diyor, halkımın knrtnlnşn için çarpısıyonım.. Sornyomz kendisine : Mutln mnsnn Leylâ? Mutluluk, esmer yüzünde bir gamzedir onan : Mutlnynm. Çünkü çağımızda mntlulnk. tam Insanlığin knrtulnşı için i raflcadelede küçfik ya da büyük bir hizmet gdrmekle mnnkün. tnsan Insanlıfım ancak çağımızın insanhk gavasında deferlendirebilirse duyabiliyor. Eğer komando Leylâ, Meennn*an peıinde araaaydı mntlnlnğnnu; mutsuzlnğunu yaratmak için aklını ve bedenini barcamış olacaktı. Kadının da insan oldnğnnn nnntan toplnmlann Leylâiarı arasında bir kısır dönçünün anafornna kendisini kaptıracak. döne döne helâk olacaktı iç dünyasımn ealkantılannda .. Ne var ki, yirmi dört yaşmdakl bn devrimci Arap kızı, yalnız kendisinin degil. bütün Arap kadınlarının. tiim tslâm kıılannın knrtnluşnna ısık yakan bir savaşçıdır. E t c öyle bir savaşçı olmasaydı Leylâ, simdi khnbilir nerede olacaktı? Belki Sund Arabiıtanında bir teyh oflnnnn bareminde balunacaktı. Beıili hayvanlar eibi yiyerek içerek. ve yatakta sırasını bektiyerek yaşayacaktı. Ayaklannda balhallar ve beyninde bukağılarla. kadın köleliğinin geri ülkelrrdeki nice cariyelerinden. nice hizmetkârlarından birisi olacaktı. Büyük konakların kafesleri ardından artaçağ sokaklannın sefaletini seyredeeekti belki Leylâ... Evin dnvarları ötesinde. dünyaya yalnız tek fözünü açıkta bırakan bir çnvalın perlskobnndan bakaraktı. Erkefin karfismda aşat<lık bir yaratık, tabiatın ortasında tabia'ta ters bir hayvsn. ve evrenin içinde bilinç ısıgından yoksan bir insan gibi yaşıyacaktı. Fosfersnz bir atesböceği gibi, karanlık bahçelerde kimseye kendisini duynramadan yok olup gidecekti. Kimbilir belki de efendisine Inanet edeeek, ibanetinin cezannı recmedilerek ödeyeeekti. Hayvanlar kadar geri yaratıklann attıklan taşlarla can verirken, belki de : Bn ne vahset. dlye düsilnecek kadar bfle aklı Islemlyeeekti. Beline kadar toprağa gSmülfl Leylâ. çevreslnee lânetleneeek. atılan taslar altında ezilirken yeryüzünde kimseyi ilgilendlrmiyerekti. Tüm Insanlık ve sözde oygarlık Leylâ'nm yazgısıyla zerre kadar ilgilenmiyeeekti. tslâm dünyasını baftsn sona kapsayan raüyonlarca Leylâ'nm kfilelik dfizenlnl Arameo'nan dolârlanyla besleyerek sUrdürmeye çabalayan Batı, zulmün ve sömürünün keyfinde ve Inksflnde, Leyliiara tepeden bakarak yasamanın lezzetlnde hora tepecekti. Leylâ, adından daha karanlık gecelerin göğünde bir vıldız gönnek özlemlyle yaşaya* eak, ibtiyarlıyacak, ölecek, ama simsiyab düıenl değismirecekti. Leylâ. komando Leylâ kıbğında lfte ba düzene başkaldınyor Tasgtnnı, geeeden gflndfize dBnflştflnnek İçin baskaldınyor. Leylâ. ins^nlıjhnı dnymak ve dnynpnak lcin bafksldınyor.. Hakkıdır onnn başkaldırmak. .^.Wj»«unc. halkiBK, k«rdeal#rinl knHarmak; kendlslhl kurtarnak; Arap çöllerindekl ortaçafın llerlemez yelkovanını işletip, kölellğin takvira yapraklanm bir elde pırçalayıp yohetmek için çarpısıyor Leylâ... Böyle bir Leylâ'ya ielâro ve saygı nüfns küttiğüne insan diye kaydedilmişlerin kaçınümaı borcn Leylâ tut. • • • • • • • • • «• • • • • • • • • • • • • • • •« • • • • • • ı ETÎBAK Köy EleklrHikasyona Daira Başkanlığından: • grup halinde 40 adet köyün elektrik şebekelerl montajı proje ve şartname!eri gereğince, malzemelerl Bankamızca verilmek üzere, kapaü zarf usulü teUU almak tureUyle lhaleteo yaptınlacaktır. Oıup No. 285 388 387 289 390 Bi» s nçeai Köy Adedi 13 5 6 Vecdi KIZILDEMİR temin edici hareket o derece yogunlaşnuştır bı kanser hücTeleri taarruza ugramış ve ınticorp tnaddeler meydana çıtanışür lllm »^°"^'«T"f np<«tt^ çeknıek tedir. Y ondrada BirkbecJc Zooloji Enstıtusunde Profesör WüUam Bullough, normâl büoBu yeni koruyucu usulü denebUcreierin tmnası ıçıa yenı Mr relena gelişiminı ayarlayaa hamek için, larelere tümör yaratınükleer hUzme teknigJ ürertnd» yatî proteini ilk teşMs eden ilim cı kanser mikroplan aşılanmışcalışmaktadırlar. adamı olmuştur. tır. Normâl olarak bu nücrelerapılan deneylerde tamamen den 10'u farelerden yüsde ellısiBu konu Ue llgill Marak meyaŞalon» adı verilen ou nayatl iki ayn bay\an dnsirjden alj nin ölümüne yeterli gelirksn medana getirdikleri dhaı aevcut proteinler derinin normâl gellnan vücud hücreleri hareSetnötron 19ın dhazlanndan daha şımiru ayarlamakta olup, aym alez hücrelerle aşılanmış larelersiz bir virüsle kanştınldığı a de aynı ettciyi saglamak için 100 ucuz olmakla kalmayıp daha •* dı taşıyan fakat kan veya oığer man hayret Terlei bir lepld yamin ve daha etkili olmaktadır organlardaki hücrelert Ufgulabin hücreye Ihtiyaç vardır. ratmıstır. «Nötron Tritiyun» reaktorü yan proteinlerden farklıdır. Gözlemciler Oksford'da ediniAğır ağır dıs derl fitekUerle Laboratuar denemelerlndo or adını tasıyan yeni dhas 14 millen sonuçlann ancak hayvttr.lar birleşmiş ve birlikte büyümeğe yon elefctron volt gibi yüksek taya çUtan BuUough na»ariyesiüzerinde yapılacak yenı der«eıne başlanuştır. Tek bir dsün halienerji ışınlan vaymaktadır. Bu rje göre, üpik kanser nücrelerinlerin başlangıcı olduğunu ve bu de pek az miktarda Şalon bu ışın nörtronlan trttiyum bedefine geldikt«n sonra İse nüve Ue birieşroe olmuştur. Sonunda or tekniğin lnsanlar üzerinde tatbini gitglde süratll bombsrdtman lunmaktadır (sıhhatli bücrelere taya melea bir hücre çıktnış re ldniri başan sağlayıp zağlayamıetmesi sayesinde elde ediltnekteoranla yüzde 40 ekslk). yacağnu anlamak İçin vaktin he normâl hücreler gibi çoftalmaya dir. Muayyen ayarlayıcı çalon'lan nüz erken olduğuaa lşaret etroek başlamıştır. Bugüne kadar, bayranlar üzeolmadığmdan kanser hü«re!eri tedirler. MeselS bugün İçin bu Bu olay kanser İle mücadel»rinde yspılan denemelerde bu vUcudda başı boş dolaşmakta ve aşının tnsanlara tatblki sonucundeki rolü bakımından Ugtnç bir son derece kudretll hüzmeden önleylci bir engelle karşılasma elde edilen ışının dertn hücreleda elde edilecek sonucun îümördururo yaMtmış bulunmaktaaiT maktadır. lerl önlemeyi basaracak kadar Dr. Watkins ile, Dr. Chen. bu re rahatca mebDdlğl görülmüşkuvvetll olup olamıyacagı bilinFakat Bullogh*un aldıgı sonuca hücre • birleşbni teknlgind'en tür. Bunun da anlamı nötrtmlagöre hayvanlardan alınan şalon faydalanarak farelerdelo baa tti memektedlr. nn Imha edid niteliğl türoörnesiçlerinin insanîara serJceiil ierin büyüme nolrtalarma girme mörleri tedari yoluna gltmislerFakat Dr. Watldns fle Dr. Chen mesi ile tümörlerin yayılması dir. sine yol açıp tedavi sırasuıda de hücrebirleşim tekniğlsin kemian! olarak durmaktadır. Fareler kolaybkla kansere turtyi tahriş etmemesidir. rid hayvan hücrelerinde oldurulan bir hayvan dnsidır Bu Konu lle ilgill olarak Paterson ğu kadar insan dahil bütün mehayvsnlann tabi! savunma tneLaboratuarlan Müdür Yardımcı meli hayvanlara da tatbik edilekanizması, tnsanlardg oldufu gisı Dr. Alma Howard su yorumbileceglnde lsrar etmektedirler. bi hastalıklarla mtlcadele etmeiğer taraftan, daha çok alısıl da bulunmuştuT: sl gerekrnekle beraber. faaliyet mış bulunulan radyoterapi «Bu yeni aracın en önemli 6*el alanında, Manchester Chrisüöstermemektedir. Dolaynı İle ligi örel enerji kaynaJhnjrt M J tle Hastahanesi ve Holt Badyum milcroplara karşı kendileriTn ssr mörün tam içine istenilen noktaEnstitüsünde Paterson lâboranmamadıklanndan tümörler kıya lstenilen mlktarda radyasyoo u fconuda tngilterede yayın tuan ilim adamlan derine inmiş n süre lçinde vücudlerine dağıverebflmesidir.t lanan uluslararası Biltm derhp ölümlerine sebep olmaktadır gisi şunlan yRzrnaktadır: İLÂN «Dolayısiyle bu usul tnsarJar dahil bütün türoörlere tatblk edilebilir. Cünkü tümör bücreleri virüs kanşım teknlği İle melez ncak Oksfordlu arastırmacı Rasathaneml2in 84409S33 lir» kesif bedeUI Dephücre meydana getirilmek için lar lâboratuar denetnelerinde rem Araştırma Merkezi îtaıal tnşaatınm 3/0/1970 kiiltür'e ihtlyaç göstermemektefarelerde mikroplara karşı günu saat 1500 de yapılan ihalesine talip çıkmamndir. savaşta tolerans gösteren hassayı kanserU hücreleri, başka bir «Melea tUmorterden tedavl yoMezkur işimJz 2490 sayılı kantnun 40 cı tnaddecins fare (hamster) hücreleri ile lunda faydalanma Oitimalinin si uyannca bir ay süreyle pazarlıga bırafalnııitır. birleştirmek sureöyle tahrtp eyanında heterospeifik hücrelerİsteklilerin 2/10/1970 Cuma gtou saat 1600 de derels yok etmisterdır. E3de edıIstanbul Üskfldar n 8ayüı Okullar BayTnanlı6ınds len acaip melea hUere farelere den koruyucu sonuçlar elde edilebllme fhümall de göt Onünde zerkedildiğl zaman beklenmedik toplanacak olan Komisyon BaşkanlıSma 75.027A6 Ubulundurulmalıdırj» bir olay meydana gelmiş. Bir «aralık katî temlnntH < ( h < İlginç bir fepki I icatlar Mertes > • Pacar » MerkM e 1 «0 t T O P L A M : Bu işle ilgill teklif isteme evrakı: 1 ETİBAÎTK KÖY ELEKTRİFtKASVONü DAtRJE BAŞKANLIĞ1 Ziya Gökalp Cad. Anadolu han 14/5 yenisehlr/Ankars 3 ETtBANK fSTANBUt AUM^ATIM ÇÜBESİ MÜDÜRLÜĞO Meşrutiyet Cad. Asmalımescit No. 241 Beyogiu/tstanbul 3 EKED 10. BOLGE BAŞMÜHENDtSLlGl Cumhuriyet Cad. Kasım Sok. No. 30 Trabıon adreslerinden 25. TL. oedelle temin edileblltr. Yeterük belgesi müracaatlan. şartnamede ıstenileri bele» lerle birlikte 28.9.1970 günü saat 16.00 ya kadar Bankaınırın «Zıya Gökalp Cad. Anadolu Han 14/5 Ankara» adreslndeki Munaberat Servisine verilmlş olacaktır. Bu fcomıdaM teklifler en eeç 5/10/1970 günO ssat 16J0D ya kadar adı geçen Muhaberat Servisine verilmiş olacaktır. Bankamız 2490 sayılı kanuna tâbf değildlr. (Bacın: A 13288/208T8/9051) Nükleer enerji Bir darginin yorumu D OrtaDoğu Taknik Üniversitesi Rektöriüeünden: ÜNtVERStTEMtZ. tNGtUZCE HAZIRLIK OKÜLÜNA ÖÖBETİM GÖREVltLERt ALINACAKTIR. tsteklilerln: 1 En az Ingüizce düinde BA. (Terdhan M A.) dereceli olmalan; 2 tn^ilizce dil ögretiminde tecrubeli olmaları şarttır. Müracaatçüann Üniversitemlz; Personel Müdürlu&ünden alacaklan müracaat formlannı doldurarak çn geç 21 Eylül 1970 Pazartesi ?unfl saat 17.00 ye kadar Personel Mfldürlufcune iade etaeleri Te 23 Eylul 1970 Çarsatnba gflnO saat 900 da yapılacak smavds hazır bulunmaları rica olunurNOT: Fazla bllgi almak isteyenlerin tngilizce Razıriık Okulu Müdur Maafiyete karşı B Kandilli Rasalhanasi Müdürlügünden: A