Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
DOST Ote yandan dftnya medenfyetlntn çıkıjı sayılan, fakat günümıizde Ilkel bir dfiıeyde kalmı; bulunan ASYA ve onun ytizyıllardır benliğinl ve etkisinl yitlrmemij olan Doğu mlstislzm'l, kendl toplamlarmda yabaneüasan bu yeni gençUği âdeta büyülemişti. Ükel gticün yanttıfr eaerler, ZOT yaşama kofullan, dusflaee fomüanndakl defisiklikler, ve en onemlisi salt FATALİSM (ka derdlik), uygar ulkelerden gelen genç knsaklarm hle yasamadıklan gerçeklerdl.. 8 AgUSt •©ISTANBUL Jlytunç ALTINOAL y 'lerin ilk durağı: S H n d Dünya Savaşmm gerlde I bıraktığı büyiık tetaıolojik eö • kuntuyu hızla, onarmayı bafaran Batı dünyası devletlerl, aynı onanra paralell içinde «soıymUzm»den bulduklan biı takun çıkıs noktalanyla da, vatandaslannın sosyal güvenliklerini sağlama bağlamakta gecikmediler. Miljonluk kutlelerhı bir robot dmamızmi içinde calısarak birkaç yüda yarattıklan bu yenl Batı düjt yasının da insanoğluna armağanı, buyuk bir maddi mutlnluk oldu. Oysa duşünurlerin, gunıimüzde yaptıklan tanunlamalara gore bu maddl mutluluk, faydacılık, çıkarcılık, hrsatçılık, bireycilik ve bazaa da toplmnmluk, gibi birtakım «izm»ler sonueonda •lasmuştu. Dfişunceler eğitim raetodlanyla fartlandırümı;, duygular dden geldifince donuklaştınlmıs, her cylemin ister topluma ister blreye «mutlak> bit fayda sağlama Ilkel ülkelere doğru göç sı gerektigi yönıinde vapılan uyarmalar da, zamanla kanoni hü kumlere donusmuşlerdi. tkind Dünya Savasının korknlo yıllaruıda doğan genç batılılan n bü>ük bir çoğnnluğu bn dürtulii Pragmatizm ile uvuşamadıklanndan. kcndilerine yeni duygu, dusunce davranıj bidmleri aramava çıkhlar. Kendi sosyal ortamlannda oportunizm'i yarat mı« olan çağdas nygarlığa ve •• nun getirdigi sartlandırmalara kar»ı gelmeye başladılar. Bireyin \e toplumun ozgurluğu bağımsızlığı, sava? ve askerlik aleyhtariığı srlbi, salında pek yenl olmayan. fakat bUinçll örgütlenme ler neticesi, daha gıiçld bir şekilde bıkmadan tekrarlanabilen sloganlar yarattılar. Bu karsı gell«in alternatifi olarak da nygarhğa karsı yaptıklan bu çıkıslarda ilkelllğı benlmsedller. Bu benimseyişle geldikleri nokta: «Olaylann çınde yaşayarak gerçeklere varabılmek» düfiıneesidir. BAŞLARKEN urava değin okuduklannız, Batıh gozlemcüerin, sosyologların, psıkologlann ve gazetecılerin, beatruk v« hlppilerc dair yaptıkîan geneDemelerin bir ozeüdir 19fl5 den bu yana, Türk Basmmda da. beatnilc v e hippilerle ügılı pekçok yazılar. roportajlar, haberler çıkmiftı. Ne var ki bütün bu yazüarda, beatnik ve hippıler, garip giyniş ve tutumlarıyla, cinsiyet Ü2erire alışılraamış hoşgoruleri ıle, uyuşturucu maddelere olan düşkünlfikleri ile, okuyucuyu düşündürmekten çok eğlendirmeye yonelmış bir hafıflıkle kaleme alınmışlar, karücatu nze edılmışlerdır. Kalkıraız bu gençlerl, Vâh acıya rak. kâh sınirlenerek, kâh gulerek karsılamış, haklarında edındıkleri olumsuz yargüarla <adam> yenne koymamaya alışmıstır. Işte garıp olan da budur. ÇQnku; kuçumsenen bu gençlerin he men hepsi çok geliîmi?, yâni bir yerde bizim gibi geri kalmı; ül B İLKEL'E DÖNÜŞ *1 erl memleketlerin penç knjaklanndan, ozgurluk ve mnt luluk bulabilmck çabam içinde olanlar, yaşamak zornnda kal dıkları çağdaş uygarlıktan uzakta, daha doğrusu •ilkel» durumda bulunan ülkelere goç etmey* koyuldular. Bdylece hem ilkelin eetirdiği olaylann içinde yaşajabilecekler, hem de tannnadıklan birçok yeni gerçeklere vara bileceklerdir. Hıppiler parasız çezmek taraftan olduklarından umitlerinı turızme baglanıış ulkeler tarafından güler yuzle mazlar. Bulgraristan'm kabnl etmediği hippiler. Kapıkule gumrugünde ne yapacaklanm duşunuyorlar. keleri sömüren memleketlerin ço cuklarıdırlar. Ustelik tahsil bakırnından kendıler.ni aşağüayan halk kıtlelerme oranla çok daha ıleri noktalara erişmışler. Çoğunluğu üni versıte mezunu. Ayrıca maddl y e tenekleri bize göre bıre beaten başlayıp, bire otuzbeşe dek çıkan bir güçte. Yâni bıze verdikle rı her lıranm karşılığmı beş ya da otuzbe? lıra olarak oduyoruz. Açıkçası teknolojiden kulture değin her alanda bizden uç dort tur ılerde bulunan memleketlerin gençleri. Yener'in duvarlarmda hippüer.n yaptığı ve genellıkle raıtolojı>e \e gerçekustuculuğe uj'gun duşen renklı resimler asılı. Bır de teşekkur mektubu var çer çevelenmış. The George Wash.ng ton Unıversıty, Medjcal Center profesor and Chaırman Murdock Head ımzalı Amerıkalı pro fesor, uzun mektubunda bu küçuk aşevınde gcçırdıği tatlı saat len unutamadığuıı ve yeniden en kısa zamanda goruşebıtmek ar zusunda olduğunu yazmı;. Yener'i riyaret eden gozlemcilerden bin de Amerıkalı »enat5r Thomas J. Dodd olmuj. Senator hıppüerin, lokantanın hâüra defterine yazdıkları duşuncelerden ve çızdıklerı resimlerden, Ortadoğu'dakı esrar kaçakçılığı ile ılgılı ipuçlan aramış. Son iki sene içinde gelen arajtırmacılar arasmda Batılı basın mensupları çoğunluğu çekıyorlar Amerıkalı, Isveçlı, Fuıli, Fransız, Ingılız, ve Alman gazetecıler Yener de çejiüi roportajlar yapmışlar Bu roportajlar, unlü mecmua ve gazetelerde yayınlanmışlar. Yener ıçın söyleyecegimiz aon soz: «Belediyenin üçuncıi sınıf tarıfe »erdiği Kine seklz masanın zorlukla yerleştırildiği, hattâ dış tan bakılınca kırliymiş hissini ve ren bu aşevinin A\rupa çapında bır unu var (imdi» demek olacak tır. Evet Yeners'de oturuyoruz ve ışte John Prıesley'ın ASOSYALLER'i. 1 Yarın A SOSYALLER... M«İİÇQ<?O^1*1 I konu yeresim: AYHAN BAŞOĞLU [ | Q£(J SULTAN GÖREVLİLER ISTANBUL'DA öyle uyanık memlekeÜerd» doğup büyüyen, kultür edinen insanlann acaba hiç düçınceleri yok mudur..? Butün U tekleri saçlarrm uzatıp, sakal bıyık koyverıp kir pas içınde pi neklemek mıdır? Hâlen memleketimız, özellikl* lstanbul, A?ya ve Uzakdoğunun yolunu tutan yüzbinlerce genee ilk konak olmaktadır Hattâ «on öç senedir îstanbula doçru akım ovlesine jaşırtıcı bir artış göster mıştır kl, bircok Batılı gazeteci, Rİzli polis. pobtıkacı ve sc";yolog kendi branslannda araş*ırmalar yapmakla gorevlendınlerek hippi lerin peşleri sıra sehrımize gelmişlerdır. Bu görevlilerden kiml esrar kaçakçılan ile. kımı hapUhanelere düçenler ile. kimı yaşantılan ile ilgilenmi?. çeşıth raporlar hazırlayarak raernleketlerin» dönmüşlerdir B Bir olayın başlangıcı Nimnı 61 MUZAFFER BUYRUKÇU Dogan, tzzetie Hulkfnln arasuıdaydı. HulkJnİB yanında Sabahattin, onun vanında Ya;ar vardı. Ahmet, taetin janmdavdı. Ba;larını onlerine ejmijler, gozlerini o yiyecekten fateki yiyeceğe kay dırıyorlardı. Hulki, ekmekleri kimsenin hakkı kim seye geçmejecek biçimde dağıttı, ardından urumlerı, ardından SUCURU... Sadece zevtinlerle peynlr ve üoğan olduğu gibi kaldı. Yaşar hıyarlan soydu, altıya boldu. Reçel kavanoza ile Sardalye balığı koo fervesi açılmadı. îzzet, bardaklara şarap koydu, üç buçak bardak çıkb bir şijcden. Bır jlje daha açtı eksik barda ğı tamamladıktan sonra bteki bardaklara da öncekiler kadar kojdu. Ekjimsi bir koku jayıldı ortalı ğa. «Tamam mı arkadaş? dedl tzzet, bardağını kal dırdı, «Hikâyecl ve romancı arkadaşraıız Doğan Içln içiyoruz.» •Doğan'ın şerefine.. dedl Hulkt. bardakla blrlik te harada tuttuğu elinin ustunden başını biraz >ana kaydırarak Doğan'a baktı, gülumsedi. orada bir kere daha kaldırdı. •Anam avradım olsun senl kardesimden çok se verim.» dedl tzzet, yanağından optu Doğan'ı Ötekilerin bakışları, bekleyişleri ve gosterüen candan ilgileriyle bir tuhaf olan ve içmeden sar hoîa donen Doğan, Mtrek, heyecanlı ama Içten ve onlara karşı yıireğinde sakladığı butün guzellikleri orta>a koyan blr sesle, Ben de slzin lçin Içiyorum» dedi, bardağını uzattı. Önce Hulki'nln, sonra Izıetin, sonra Yaşar'm, sonra Ahmet'in, en son da Sabahattin'in bardağına dokundurdu, bir yudum aldı, yuzünü bunışturdu ve bıraktı yere: Arif'in Unlü karabibeniz yumuşak ve çok lezzetll köftesine çatalı batırdı, tuıa bandı, ağzına attı ve daha köfteyi çiğnemeden, yumuşamış koyu yeşil ve çok acı olduğu anlaşılan biberden blr parça, az pismis domatesten bir parça ısırdı. Ağzına iri blr lokma atrığı için rüzfl acayip blr biçtm alan Ahmet'e gozlerlni dikti Izzet, «Yavaî ol oşlura, arkandan gâvur kovalamıyor. bojiılacaksın.dedi. •Yumul Ahmet. bo; koy!» dedl Hulkl. «öyle •İu var ki herlfte bir dilimi iki lokmada yutuyor^ Ahmet blr şey sdylemek istedi ama ağzını o kadar doldurmu;tu ki sadece bulanık bir takım sesler çıkti burnundan. «Çok iyi oldu ha?» dedl Hulkl, «Canım sabahtao beri istiyordu • Doğan'a bakh ictenlikle. Kadriye'nin karanlıği delip seçen ışıklarla esrarlı bir «uzel lik kazanan yüzunü. opulmus dudaklannı istekle düşündü. «Knsura bakmayın, evde baska çatal olmadıts Içln getlremedim» dedl Yaşar. «Rnsura ^ünnetçl bakar oğlnm» dedi lızet, Sabahattin'e baktı dik dik ve bakışlannı s5xlerinden ayırmadan »ağ ellni nzattı, «Bn hiçbir şey getirmedi «Eeee!» dedl Sabahattin, koftevl afzm» ş 5 tflrurken, «rle durdu ve Izzet'in uözlerine. içlni eıen bir acının bu^tılandırdıtı «özlerle baktı. öteden beri horlanısı, karakterinın eere»i her konuda çekfn^en davTanısı ve bn çekingenHkten dofan becerlk«İTİi«nin sert blr dille vfllune vuruluTO »ürekli olarak tedlrgin edivor, yalnıı oldufunda «Hiçblrinl «evmivorum» divor ama bir türlfl de kopamıvordn. Birden köfteleri, ekmeti Iterek kacma Istetinl duvdu. Kırık blr sesle. «Surd» bir lokma ekmek yiveceiiz, onn da bnrnumdan fetireceksin. Senin ba huvunn hiç sevmlvorum.» dedi. «tslne relmivor deEil mi?» dedl tzzet. «Manıcırım olmadıgını soyledim mi?> dedl Sabahattin. •Neyse, nevse. nıatırmviTi da bn aksamra İç4n«sıçnıayın.» dedf Hulki. bsrdaSını kaldırdı. Sabahattin bardajını kaldırmadı. Onflne bakıyor. aSnndaki lokmavı ağır aSır çiSnivordn. tzTet, Ahmet'in oırroınndan tn^tn, «Bn aksam eözüme firdin. viirekll adam«n lan bo$nak» dedi, ansızın Hnlki'ye döndü. «Bizim mandalina portakal nerdeT» «Burda^ dedi Hulkl, mandolinl cBsterdl. \ «Koeakan blr nej sByledl mi°» «Çok ?eç kalmavın. kavga etmeyin dlkkat edin kendinize, dedi.» «Olnr desevdin. dlkkat ederlı, geç kalmayız» dedl tzzet, güldü «övle meraklı kan kl bes dakka e e c kaUam sokaklara düser.» «Benlmkl ben «rellnceve kadar nvnma»» dfdi Yasar, gözleri sevırivle doldn, «Benlm korakan çibisi voktnr. Hiçbir dalaveremı babama söylemez. Bir sövle«e ver brnl mornk.» «Yamyam mı lan senln peder?» dedi tzzet, rüldü. «Hem de nasıl? Adama blr kere baksın yeter. Cleara icti^imi bilmivorj (Arkas »ar) YAZIMIZIN KONUSU ız de bu yazı serisıni hazırlar ken, pek çoftu Ue yRkm ilişkilerimizin olduğu misafir gö* lemcilerin bazı açıklamalarudan esinlendik. # Kopup geldikleri toplumlann hippi denil«n bu gençler» hangi yönlerde etkileri olmuştu? 0 Bunun karşıtı hppilerin o toDİumlara etki ya da katkılan neler olmuştu veva olacaktı? # Çeşitli mahnımiyetiere kat lanarak, avlarca süren bınlerce kılometrelik yolculuklara çıkma lannı DÜSÜNCE yönünden kimler hazırlamıştı? 9 Hangi yazar, diişümör ve şairleri okumuşlar, hangı muzik tür lerini benimsemişlerdı? # Felsefeleri var mtydı? gıbı sorulardan çıkarak, şehrlmlze akın eden hippi gençleri Ue çeşMi konularda, anket turünde gelişen sohbetler yapük Batdı bir gencın hippi olmasıni hazırla yau faktorleri ayrıntılanyla te» bit edebilmeye çalıştık. B DtŞİ BOND < şeA EEM /i VE BİZİMKİLER unun sonucunda hıppılığe öz» nen bazı Turk gençlerıjle d« konuştuk. Uygarutan dediğimiz, «Batudan gelen bu gençlerle, Turk külturu içinde yetişıp buyuyen ve hippi olduklanm soyleyen gençlenmızin. tahsil, g* nel kültür, çevre üışkılerı. ekono mik sorunlar, dünya goruşleri v* cinsel anlayışları açılanndan karsılaştırmalarını yaptık Anketirnizı cevaplayan hippil»rin, çejıtU konulardakı gorüalerıni anlatırken bunun yanı sıra bir de «beğeruyoruz» dedıkleri yazar, duşunür, şaır ve muzısyen leri adlarıyla ve yapıtlarında yer alan hıppılerce beğeoilen dufüncelerini de örneklerle açıklayarak ayn bolumler halınde vera> ceğız. B TİFFANY JONES 92« Nıhayet ortalık biraz yatıstı değil mi?...» Boy)e soylerken esnıyordu. Sonra kıbriti çıkanp kutunun kenarına sürttü, ocağı yaktı Şımdı tekrar donmu? eski yerıne oturuyordu Oırseklerını alabüdiğıne açarak masaya dayadı « Olduğurn yere yığılıp kalacağım neredeyse uykusuzluktan...» dedi «Dun gece bizim bacaksu sabaha kadar cızıkladı da cızıkladı..» • Dışlerinden oturu olacak. Benimküer de o vajta aynı şeyı yapardı.» Harry'ye kıyasla çok daha yaşlıydı Elllsine baı mıs olmalıydı. Ağzına doğru ddkülen kocaman bıyıkları vardı. Kırmızımtrak akısler yapıyordu 151ğın altında San kehrıbardan bir ağızlığı dudakla rının arasından hiç eksik etmezdı. Adı Sam Leıbnıtz'dı Yirmi bes yüdan ben aynı cezaevinde gar dıyandı. Harry yan gözle ona bakıyor, bır şevler söylemek ıs+ıvor, fakat çekiniyordu.. Endışeli gibi bır halı vardı. Dokunmak istediği konu öburunün itine gelir mivdı acaba? Kahvenin kaynayıp kaynamadığma bakmak bahanesivle kalktı, arkadaşına arkasını döndü: t Sam?...» « Evet...» c Liedenski, yann !çln rteğll mi?..» Leibnita, kasketmin slpermı gözlerlnln tlstünt mdirmistı Sonıyn duyraazlıktan geldl cavap «rermedı Pakat sadece blr U J sanlye sonra Konuştu. r Sesı gayet boğuktu... Derinlerderj geliyordu. « Bazı meseleler vardır.. Üstunde durmaktansa durmamak daha hayırlıdır Faydası o!maz.. Yorma boj vere kafanı. Kasketinin sipenne blr flske vuraralı arkaya do»nı itU ve Harry'den yaaa bakarak tebe»sürr etti« Netlce iöbartyle tanıdığın bin de d » 611.. Tamamlyle yabanci™ Senln bakımından. Avağa kalknuçti Çok uzun boyluydu re çok zavıf «Koca Sam» dlye blr Isirn takmışlardı vaktlyle ona Gerçekten lsabetll blr yakışt'rmaydı Kocaaan kocaman ellerlnin Ustün. de kalm blr tal tabakası Tardı. Kml.. Parmaklannı durmaksınn oynatırdı.. Slnlrli sinlrll. Korldora açılan fcapıya kadar çittl Agir wı Blçültı hareketlerle ünlformasının cebinden bir paket çıkardı kehribar aSızlığına blT slgar» yerlpsttrdt ttina ve zevkle vapıyordu bu !şi« Henüz ahsamadım da.. » dlye Harry mınldandı. «Cezaerlnln bu bölümtinde blliyorsoj fflt d»fs E;8rev alryonrm...» Harry aşagıdan yukan doğru Sam*ı çöyle blr süzmek için biraa gerlye kaykılmak, biraz da ba$rnı kaldırmak sorunda kaldı Sonra day a v veml« btr kttp<>> nİRinlıftı 11» itonustu kTEMOİSlME. DOM Şâ'MlN GPÖEOÜ \ f , \ v V1M CANlM 0EM X\F i\ j CALAMMK Bia IEGAT YENER'S DE Adamın adı John Priesley. Mem leketı U S A . Şehri Boston. Yajı 28. Mesleğı kendi deyışıyle ru anda yok, fakat zamanında Boston Ünıversıtes ıs ıdaresı bölümunden mezun oLmuj. Boyu 1 JO'a yakın. Guçlü kuvvetli bir görunuşü, uzon sarı saçları, uçlan c* nesıne uzanan Moğol tipi bıjıklan var. John Priesley otostop yaparak seyahat edıyor. Hındıstandan t ı tanbula 34 gunde gelmış Az sonra bızlere ASOSYALLER'ı anlatacak Az sonra dıyoruz çunJkü ondan önce bız sızlere Yener's'i kısaca tanıtacağız. Welcome to Yeners (Yener'» hoşgeldıniz) Sıtkj Oruç'un Sultanahmetteki Yener adh küçük aşevlrun kapısına konrnuş bu çinko tabelâ Üzerı kınnızı, san ve mavi çiçek desenleriyle süslenraiş. Dünyanm ddrt bir ucundan, ama tam anlamıyla dort bir ucundan gelen hippılerın îstanbulda uğradıklan İlk konaklama yeri i?t« bu küçük ajevi. GARTH YARINSIZ H. L. DUGAL Türkçesi: Adnan TAHİR « Sana söre vızılü tabiî Klmblllr Olüme mahkum kaç klslnln son saatleriru vakından lzledln şimdiyek kadar degll mi'' Onlan va* tıştarmak ve idare etmek bakımındarj senln rakipsiz blr çardlvan oldufunu her) söylüvor. Bu d? blr yaradılıs meselesl. Tann vergisl » Harry bir erkekte vadırcanacak ttdar vumuşak başlı. kadınımsı btr tlptl Dudaklanmn CİZEISI İlk bakişta dikkati çekiyordu Agzı ku. çUcükttl ve etll.. Ellerl de trmbul tombul... Davranı$larna mahcublvete benıer Wr c*Wngenlllt haMmdi . Sesl «zdi fakat fcalm sayıl. mazdı. Tsrar edlp duruvordu: « Bır eün sef «flvlerkpn mzrat duvdum .; Blr numaralı korldor Sarn'ır ıçontroio altında oldu£u sürece srttıUrr nrtrartn KalmB? deTilstl» BIi sevler daha 119VP PtmPk nivetlndevdl anıa becemmpdi Bira:> sa'irmıs eörüntlvordu. Sam aÇır aSır dHndü Kehribar aüızlıftı di» lertnin arasındavdı. « Bü eeee nöbet sırcsi sende defll ml?..» HarTy baçını sallavarak onayladı. Başını sallarken çenesi ve eerdam Mtremişti « Sen bu Rece evine glt • Ser" j»rtne t A C.12» AYIÂK YENER'E GELEN ZIYARETÇILER Sultanahmettek! bu küçük u evinde hippiler yemişler, içmi|ler, konuşmuşlar, tartışmışlar, sonra almışlar kalemlerini ellerine, başlamışlar Yener'in hâtıra defterine içlerinden neler geçiyoı «a onlan yazmaya. çiırneye. Beı kalm defter tutuyor bu yazüar ve resimler. far)