28 Aralık 2024 Cumartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
3AHİFE tKİ 2 Hazlran 1970 CTJMHURÎYET ara darlıgı konusu sık sık ortaya çıkan ve devamlı bir aktiiel haber niteliğini kornyan sonmlarıtmzdan biri oldu. llgili kişiler ve organlar «para darlıgı» kavranunı farklı olarak ele almakta ve yorumlamaktadırlar. Bn «devamlı taze haber» l ele alıp «para darlıgının» gerçek niteliğini belirtmek faydalı görültiyor. Evvelâ para darlığını «geçim sıkıntısı» kavramından tamamen ayırmak gerekir. Para darlıgı sorunu, carî üretim ve pazarlama faaliyetlerinin (ulaştınns dahil) yürütülraesf için gerekli para ve kredinin yetersizliği olarak tarif edilebilir. Kalkınma plânında BngSrfilen • 1 kal# ' kınma hızını gerçekleştirecek net yatınm artıslarının gerektirdiği para kredi ihtiyacı da bn başlık altında ele alınabilir. Aneak burada evvelkinden farkli bir nokta vardır. Birincide millî srrlîri belli bir seviyede tntmaya yeterli üretim ve pazarlama faaliyetlerinin finansmanı, ikinci de ise net yatırımlann beslenmesi de söz konusudur. Millî geliri belli bir geviyede tntmak için gerekli para ihtiyacı genel fiat seviyesine, üretim sisteminin organizasyon biçimine, endttstrileri kümeleşrae ve dagılma derecesine, endüstriler arası alış verislerin kantitatif ve kalitatif özelligint. pazarlama sistemine ve organizaıyonnna, Cdeme ahskanlıklarına baglıdır. Cretim ve pazarlama sistemi Turkiyede devamlı degisikliğe ugramaktadır. Endüstriler sayısının artması, bazı ithâl mallannın Turkiyede imâl edilmeye başlaman, teknolojinin degişmesi, şehirlerarası nakliyatın geniş ölçöde gelişmesi belli bir reel jrelir seviyesini korvmak için gerekli par» ihtiyacını değiştirmiş P PARA DARLI6I Prof. Dr. Ahmet KILIÇBAY faydalanmak gerekmektedir. Tatınmlartn bnnlann dısında kalan kaynaklardan finanse edilmesi «enflâsyonist» bir etki yaratarak ekonomik dengeyi bozar. Turkiyede kalkınma için gerekli net yatırımların finansmanını saglayacak kaynakların yetersizliği de «par» darlıgı» sorunn içinde ele alınmaktadır. Bn yüzden genel fiat seviyesinin, flretim ve pazarlama sistemlerinin degişmesinden dogan «para ihtiyacı» ile net yatınm artışından do|an «para ihtiyacı» birbirine karıstırıldığından para darlığı sornnunnn sistematik ve tntarlı bir politik» içinde ele alınması güçleşmektedir. Belli bir seviyede gelirin yaratılmasi için gerekli para ihtiyacı statlk bir ekonominin parasal denge sartı, net yatınmların finansmanı ise tasarrnf yatınm dengesi ile Ogili konulardır. Dinamik bir denge iki denge şartımn yerine gelmesi ile mumkün olacaktır. finanse etmesini sağlayacak bir yol da bulunamamıştır. Cari millî tasarruıun bir kısmı yatınmlara değil, diğer faaliyetlerin finansmanında knllanılmakta ve spekülâtif faaliyetlere »karak, miktan degismeyen gavri menknl servetin para ile ifade edilen dejerini büyütmektedir. Ayrıca, ticari spekülâtif stoklarla gayri menk&l servetin kıymetindeki artıı, raevcnt paranın büyükçe bir kısraını üzerine çekerek bası dallarda para darlıgina sebep olraaktadır. piyasasının knmlamamış olmaS ermaye dengesitliğine başka bir yönden sı para tesir etmektedir. Sermaye piyasasının yoklngn yüzünden Bankalarda biriken mevdnat yatmmlardan başka faaliyetlerin finansmanında kullanılmakta ve ekonominin para ihtiyacı etrafındaki tahmin yapılabilmesi güçlesmektedir. Bu sebeple para kıtlığının yatırımcılann derdi olarak ortay» çtktıgı hallere sık tık rastlanmaktadır. Bn vesile ile başka bir noktayı da aydınlatmak gerekir. Yatırımcıların. millî tasarrnfla dıs tasarrnfu asan yatırımlan da ayn bir sıkıntı kaynagı olmaktadır. Son bir kaç yıl İçinde gayri menkul» yönelen nakdî imkânlar asıl üretgen sistemden ayrılan «kapalı bir çember» meydana çetirmistir. Gayri menkul satıeılan elde ettikleri paranın bir kısmını ekonomide borç vermeye elverisli bir biçime soksalar bile para arzının gittikçe büyüyen bn kısmı bir speküIftsyon alanında hapsedilmis balnnmaktadır. c k . kalkınraanın devamlı TB kesintisiz bir biçimde vürüyebilraesi için sarttır. Para dengesini toplam para ihtiyacı ile toplam para arzı arasındaki esitlik olarak ele almak yanıltıcı sonnçlar do|nrabilir. Para dengesi, her faaliyet alanında ve kolnnda duyulan psra ihtiyacı ile o alandaki para arıının esitllti ile saglanabilir. Ticari krediler yeterli fakat yatınm finansman kaynakları yetersizse para dengesi yoktnr. Gerçi toplam kredi bir bütiindür. Her dalın bütünden alaca|ı pay o dalın özellifcine. kredinin vadesine faiz haddine ve difeer âmillere bağlıdır. Fakat ekonomimizin bazı sektörleri arasında kredi akımı bakımından ra geçmez dnvarlar vardır. Kredinin dafilısında «faiz haddi» ile tâvin edilen «erbest rekabet mekanizman iyi islemediginden ve kredinin «ektBrlere dagılısı bilimsel ve sistematik olarak tâyin edilmedüinden bazı kollarda nkıntılar ortaya çıkmaktadır. Sorumlular par» darlığı ve genel para dengesizliginde para ve krrdi arzını tanıim eden bir kurum olarak Merkez Bankasının gorumlnlugu bfiyüktür. Bn kurnm üretim, pszarlams ve bankacılık sistemi ile ödeme ve elde para tutm» alışkanlıkları üzerinde herhangi bir arastırms yapmadan, ekonomik degismeyi bilip tanımadan para politikasını yürütmektedir. öte yanda Bankacılık Sistemi ile Merkez Bankası arasınd» iyi işleyen hassas bir baglantı mekanizması karnlamamıstır. Bn yflzden para kredi politikasında aksaklıklar belirdi|i gibi carî milli tasarrnfnn yatırımları SORUMLUP ARA DENGEStZLİĞlNÎNzaman beliren LARI: Türkiyede zaman tir. Kalkınma ve para darhğı Y nkanda tsaret etti|imiı gibi,Bniktisadt kalkınma yatınmlara ve yatmmlar da «para» ya ihtiyaç göstermektedir. çesit para arzı sıhhatli bir ekonorai için carî millî tasarrnfla karşılanmalıdır. Millî tasarrnf, plinlanan yatmmlar için yeterli olmadıgındsa yabancı ülkelerin tasarruflanndan d» konomimizde genel para dengesini safE layarak, beliren «para kıtlıgı» sornnuna Sonuc çarkı da iyi dönmemekte ve fiat mekanizması (bnrada faiz) imkânların (yani paranın) sektörlere ve kollara en iyi bir biçimde dajhlısını sailavamamaktadır. Bn sartlarda. diger ekonomik fasliyetlerde oldnin gibi, para kredi daSılısını lenel bir plâna bağlamak gerekir. Devlet Plânlama Teskilâtı kalkınmanın para kredi vönii ile pek az ilsrilenmis ve bn ödevi yeni kannnla yöklenen Merkez Bankası ise konuyn bilimsel ve slıtematik olarak ele alamamıstır. Aslında konn Devlet Plânlama Teskilfitı Merkeı Bankası ve ilrfli karnluslarla bir arada ciddî bir çalısma ile Bnlenebilecek derecede rüç, kansık ve önetnlidir. Arad» sırada, rastgele, sıkıntı ve şikâyet baskısı altında alıoacak tedbirlerden ciddî ve hayırlı sonnçlar beklememek gerekir. Malive Bakanlı|ı, D.P.T. ve Merkez Bankası ve diger bankaların bn konnda ciddî bir arastırma yapıp devamlı bir isbirligi düzenine girmeleri sornnnn çörümlenmesi için tek yoldnr. T ürkiyede, diger ekonomik faaliyetlerde oldugn zibi. psra piyasssındaki rekabet s • • J Vergiler, vergiler Ben vergi verilmesini savunan bir yazarırn. Kanaatimce topraklar, can verilerek korunur, fakat can verilerek kornnan o toprakların üzerinde oturanlar vergi venniyecek olurlarsa, o topraklar üzerinde yerleşmek, yaşamak, o topraklara sahip olmak o vatan da evlâtlann refahını yaratmok mümkün olmaz... Vergi vermiyen vatandaşlık olanağını kaybetmis kişidir. Bir milletteki vergi verme cğilimi ile o milletin uygarhk aalayışı her halde birbiriyle paralel yürür. Ama verginin kaideleri vardır. Az kazanan az, çok kazanan çok vermelidir ki sosyal adalete hizmet edebilsin, vergi toplama için yapılan devlet masrafı az olmahdır. Vergilerin en kötüleri fakir vatandaşların çok tükettikleri zarurî ihtiyaç maddeleri üzerine konan dolaylı vergilerdir. ilh... ilh .. Ama, siz bütün bu prensipleri unutur, seneler senesi bekler, yumurta kapıya geldiği zaman adaletle vergi tahsil edeceğiniz yerlerden değil de kolaylıkla vergi alacağımz yerlere başvurursamz, kendi idaresizliginiz yüzünden pars kıymetini düşürür, bu sebepten yükselen fiyatlardan dolayı vergi tahsil etmeye kalkarsanız, kaçakları kontrol edcmediginiz, etmekten âciz olduğunuz için vatandaş varlığım eritecek tedbirlere basvurursanız, işte o zaman çıngar çıkar. Vergi deyip geçmeyin... Fransız ihtilalinin temelinde vatandaşın vergileri kontrol etme arzusu vardı. Vergiler arasındaki fark. vatandaşlar arasında, vatandaşlık farklan yaratır... Vatandaşlık farklarmın belirdiği yerde ne asayiş kalır, ne istikrar. ne de emniyet .. Sosyal adaletin tecelli etmedigi yerde, fakir halk ayaklanmaları, askeri ihtilâllere yol açar, fakir vatandaş, darbe yapan sırmalı kumandana, bir gün ümitleri kınlacak dahi olsa, sımsıkı sarılır. Evlenecek insandan vergi alan devlet, devletlik vasfmdan çok şey kaybeder, herkesi mülk sahibi etmenin çaresini aradığını söyliyen bir iktidar aıülk sahiplerini evlerini satmaya zorlayacak tedbirlere başvurursa, kendi bindiği dalı kesmiş olur. Seyahati yalnız çok zenginlere, hasreden devlet, memlekette kalanlara (bay bay .) diyerek selâm çakıp imtiyazlılara karsı duyulacak kinin müsebbibi olur... İktidar kendi ifadesine göre solcu değildir, hareketleriyle, komünizmin karsısında oldugmra söyler... Fakat bu vergiler çıkınca, göreceksiniz hiç kimse solculuğu bu derece teşvik etmis olmıyacaktir. ı TEŞBKKÜR Istanbul Kliniğinde kıznn Ayşe Yeşim'in dogumunu yaptıran ve eşime büyük ilgi gösteren, kontrol ve tedavilerini yapan Jinekoloğ Operatör Dr. Hulkiye TüRGfiY ile Dr: Artin Pekel, ebe Emel Konduk. hemşire Asiye Akova, Hayriye Küçukvankurt. idare raüdürü Muamraer Altüğ, hastabakıcı Yaşar Aydın ve diğer klinik personeline minnet ve şukranlanmı bildirir, teşekkür ederim. SELAHATTtN GÜLER ••••*•*••••*•*• er yü bütçesi ile birlik. yeıu verg. kanunlan getirmek maliyemizde artık gelenek halini aldı. As • lında yasama organı tam bütçe üzerindey ken, konulara iyice ısınmışken, ve. n ı kanunlarını sıcağı sıcağına onun inceleme ve onayına sunmak, rasyonel bir harekettir. İngiltere gibi parlâ mento geleneği en eski bir ülkede vergilerle giderleri içeren bütçe aynı zamanda kamu oyuna açıklanır ve ayni zamanda kanun ya pıcının bilgisine sunu lur. Amerika'da ise yâsalar değilse bile gele nek böyledir. Bu bakımdan hükumetin bir kaç yıldır uyçuladığı bu zaman âyarlaması çağdaş yasama > llrütme ilişkileri örneklerine d2 uyçundur. Yeni v^rgi kanunlan biitçenin veni Personel Kanunu ile daha da kabaran giderlerini karsüamak amacıyla düşünülmüştür. Ancak bunun da ötesinde «eelişme ekonomisi» ilkelerine uygun bir davramşla uydana konduğu, yukanda anlatılan bicimsel rasyonellik yanınca «özde» tutarlılık izlerini de taşıdığı muhakkaktır. H Yeni vergiler YAZAN Aıslan Başer KAFÂOGLÜ merleştiren montaj endustrislne bırakır. Kurulan montaj endüstrileri ithal talebini daha da arttırarak ithalâtı eskisinden de klrlı dunıma gettrtr. Ekonomide bilgi, sermaye kirlı alanlara aktıgı için artık ekonomik bünyede bir çarpıklık bas. larnıstır. Bu çarpıklık sanayiden ulaştırmaya, tarımdan bankacıUga bütün kesimieri geUsmek için gerekli llkelerin zaddı bir yola sokar, iter. Bunun çaresi nedir? Yani ithalât kesimini ekonomiye bu kadar zararlı duruma getiren etkenler nasıl giderilir, tarafsızlaştırıUt Cnötralıze edilir)? Bu sorunun karşılıgı iki yolu anlatmaktır. Biri «Plânlı Ekonomi>dir. Gerçekten plânlı ekonomiler sosyalist ülkeler, dış ticaretin bu hanrHkabmı önleyebümişlerdir. Bu olmadıgı takdirde yapüacak şey ithal âtın bu monopolcü kârlarını azaltmaktır. Turkiye"nin ekonomik ve akçalı sorunlannın bütünüyle Uk olarak ele alındığı, Birind Beş Yıllık Plân'a bazırhk döneminde bu konu ciddî olarak düşünüldü. Yurdumuza gelen ünlü maliyecl Profesör Kaldor'un önerisi ithalât usanslarının arttırmaya çıtarılması, bu şekilde kârlarm önemli bir kısmının devlete maledilmesi idi. Fakat bu yol çeşıtli nedenlerle o zamanki Plânlama brgütünce de onaylanmadı. Httkümete «Plân»m vergiler kısmında bu konuda somut bir öneri yapılmamıştı. Sadece bu konunun önemi anlatüıyor, gellr vergisinde ithalât için yüksek bir vergi oranı konması öğütleniyordu. Bu görüş de tutulmadı, ithalâtta kân azaltıcı adımlar yerine ıthâl mallannı pahalılandıncı bir tutum seçildi. tthalâta datnga resml konuldu, ithalât teminatları arttırıldı. Damga resml 1963 yıU bütçesinde °' 5 idi, arta ar.o ta °,o 25'e kadar çıkanldı. Ancak hhalâttaki aşın kârlüık, ithalâtm diğer verımli ekonomi kesımlen zararına gelişmesı bnlenemedi. Efer ithalât başını alıp daha yukan, çok yukarı düzeylere dogru yükselmediyse bunun nedeni ona konan maliyet arttıncı vergiler ve kısıtlamalar değil fakat dbviz kjtlığı yani yabancı para ödeme sıkıntasıdır. Yani ekonominin sanayi, tanm ve ulaştırma alanlanndaki gidışi ithalâtı arttıncı yönde iken ithâl mallannın fiyatlarını arttıncı yöndeki vergileme adımlan hiçbir yarar sağlamamakta, ıthalâta ayrılan kaynaklar, flyatlann artıçı dolayısiyle kabardığmdan, ekonominin diger kesimieri üzerinde olumlu degil olumsuz etkiler meydana getirmektedir. (teyp, televizyon v.b.) fiyatlanm arttıncı dolaylı vergiler konulmaktadır. Bu amaçla atılmış vergileme adımlar;nın asagıda görecegimiz gibi «lüks tuketimı» azaltma yönunden de düşünülürse, diger vergi tedbirlerine üstünlüğü söz götürmez. Ancak bugUne kadarki uygulama İthalât ve ithâl malları uzerinden alman vergilerin olumlu bir etki yapacagı kanısım dogurmamaktadır. Bu fifcrimizi sayısal bir örnekle anlatalım: Türkiyenin ithalâtı S00 mllyon dolar ve bir dolarhk malın piyasaya geldiği zamanki fiyatı 30 lira olsun. (Bu 30 liraya gümrükte alman butun vergüer bindikten sonra ortaya çıkan maliyetinden başka satış masraflan ve halkın ellne gellnceye kadar olan blltUn maliyetler ve kârlar dahildir. Bir ithâl malı, son mal olarak bir diger malın içinde yer alabilir. Bu takdirde yukandakı hesap, son malda söz konusu ithâl maUnm payı oran alınarak hesaplanabilir). Bu varsayıma göre ithâl mallarma gayrisafi milll basıladan ayrılan pay 24 milyar liradır (30x800 tnilyon lira). Diyelim ki ithâl mallannın maliyetini •/. 10 arttırdık. Bu takdirde ithalât yine azalmıyacak ama ortalama ithâl maliyeti 33 liraya çıktığı için, gayrisafl milll hasıladan aynlan pay 24 milyar liradan 26.4 milyar liraya çıkacaktır. Bu suretle ithalâtın millî ekonomideki payı azaltılmamış, aksine arttınlmış olacaktır. Çünkü Türkiye'de ithal mallanna olan talep ithâl hacmi olan 800 milyon dolann çok üstündedir. İthalâtın kârlıhğım belirleyen etken de ithâl mallarına duvulan thtiyaçtır, bu malların Türk parasiyle Uade edilen fiyatları değil.. larını tasarrula aktarması konusunda fazla ümide kapümamak gerekir. Arsa spekölâsyonu elişmeyi engeUeyen Uçüncü büyük etken sehirlesme hizının fazlalığı nedeniyle ortaya çıkar. Bu etken iki »onuç doğurur. Birincı sonuç taşaat harcamalarının yüksekliği dolayısiyle verimli ve işsize iş bulma olanağı veren endüstri yatırımlarma kaynak buhmamamasıdır. tkinci sonuç İse lnsaat ve arsa ahm satımının kârhlığı dolayısiyle kaynaktenn bu alana doğru tekrar ve yeniden itilmesidir. Arsa ve insaat ticaTeti ekonominin ikinci bir çarpıklığa ugramasını dogurur. Bunu önlemenin yolu aslında iki e a'r: a) Arsayı spekülâsyon konusu olmaktan çıkarmak. Değil sosyalist ülkeler, gelişmlş baü ülkeleri bile bunu önlemenin yolunu bulmuşlar, sehir içi arsalannda birçoğu özel mülkjyetl kaldırmışlardır. • • • » • »» • • • •» • • • • • •• •• • • • •• •»• • • • »• • • • • • » • » • b) Gelir dağılımını dUzelterek, kolay kazançlan ortadan kalHER SAYISI HÂDtSE OLAN Z dırmak. Gelir dağıhmı ve arsaların özel mülkiyeti bu durumdayken. insaatı pahalılandınnanın gelişmenin ekonomi politiği yönunden olumlu etkilerl olaca ğını sanmıyoruz. tthal&t konusunda belirttiğimiz iyi niyet olumsuz sonuç iliskisi burada da geçerli olmuştur. Buraya kadar (çelismenin ekonomi politikaa açısından yeni vereileme adımlannı ele aldık. Gelecek vazıda aynı adımlan vergicilik tekniği bakımından eleştireceğiz. Türk Hava Kuvvftleri knmlnsunnn 59'unco yıldönümündf Kuvvet Kumandanı Orgeneral Muhsin Batur. bir basın toplantısı yapmıştır. Bu toplantıda kumandanın söylediklerinden çıkan sonnçlar sunlardır: 1 Türkıye bu bölgede kendi gücüyle yasayamaı. 2 Milletimiz Hava Kuvvetlerine güvenraelidir. 3 Vietnam'da kullanılmış Amerikan uçaklarımn Türk ordusuna verildiğı doğrudur. 4 Hava kuvvetlennin kurulması, eğitimi, devamı astronomik rakamlara ihtiyaç göstenr. 5 Lüzumsuz dıs gezilere ve Hacca eidenler, bu paralan hava kuvvetlerine verirlerse, gelecege daha giivenle bakarız. Hava knvvetierimizin en vetkilisi agzından açıklanan manlara parlak değildir. Bir kere ortada bir çeliski var: «Türkivc kentfi Rücüyle bölgede vaşayamaz» dedikten «onra; «Milletirniî Hava Kuvvetlerıne Rüvenmelıdir» sözünün bir deteri kalmıyor. Madem ki, kendi gücümüzle bdlgede vasayamayız, övleyse hava kuvvetlerimize. ordumuza. milletimize ve kendi yasama azmimize değil, bir baskasına güveniyonız demektir. Başka kuvvete güvenerek vasayan bir millet. gerçekte bagımsız yasamıyor sayılır. Anadolu bizim vatanımızdır. Biz bn bölgede yaşanz bin yıldanberi . Şimdi; «Bu bölgede kentfi gucümüzle yasayamıyacağımız» ortaya atıldığına göre ne yapahm? Bölrrvi terkedip baska vere ml gidelim? Görüldüğü gibi yanlıs mantıktan çıkan sonnçlar, bizi hazin dfisüncelere lürâkleroektedir. Elbette bir devletin ittifaklan olabiKr, baska d«*vletlerte antlanmalar Imzalayabilir. ortak savnnma sistemlerine katılabilir. nt var ki temel olan inanç ve asla nnutnlmıvarak olan kural sndur: Bn antlasmaların ve batlantılann biçbiri olmasa da. hir millet kendi rücüvle yasayabilecegine inanmalıdır. Rutün dünyanın en büyük gflcü. bir milletin topyekun Millî Kurtulus Savaşına girebilecek biçimde maddi manrvî hazırlık ve örgütlenmesinden doitmaktadır. tstiklâl Harbi'nde Atatürk bunu dünvaya ispat etmi^. tarih savfalanna vazmıstır. Vietnam, diinvanın en büvnk devine karsı kovmaktadır botün . Millet kendi gtieünden baskasına güvenerek yaşarsa, bagımsızlaşamaz, nydalasır. Türk Hava Kuvvetleri lflll'de kurulmnştnr. O tarihte havacılık drnen sey henüz emeklivordn. Ilk pervaneli oçafeı Amerika'da 1896da nçnran. Profesör Langley'dir. Uçafcm muharebe aracı olarak knllanıldı&ı tkinci Dünva Savası'ndan önce kuruldtı hava knvvetlerimiz . Bu kadar erken ise başlayıp, bu kadar geri kalısımızın sebebi nedir? Bir temel sebebi vardır bunnn: Millî iktisadî gücümüzu yabancılara sömflrttfigılmflz ve milll sanayiimizi kuramadıgımız için bu kadar geri kaldık. Sayın Orgeneral Muhsin Baturun elinde olanak vardır Dügmeye basar, nzmanlardan millî gelir dagılımı ve yatırımına defgin bütün hesaplan isteyebilir. O tamaa görfllfir ki, lOfl milyarlık millî gelirin ytizde 33'üne yani üçte birine el koyan 300 bin kisilik bir azınlık, millî geİirin ancak yüzde 5'i kadar vatınm yapar. Bu yatınmlar da millî temel sanayii kuraeak verde. dısanya bagımlı ambalâj ve montaj sanavii biçimindedir. Daha bir gün önce devletin Gelirler Genel Müdiirfi, montaj sanayiinin «anayi olmayıp bir çesit ithalât oldugunu. ve devlet hazinesinden beslenen bu sözde endüstriyle milletin sömürüldütünü en kesim biçimde ortaya koydo. Ordumuza gerekli araçlan ve tasıtları, dışanya bagımlı ve sömürücü kuruluşlardan alan millî savunma güçlenebilir mi? Bırakınız nçagı. bir kamyon, bir otobüs. bir eip satın alırken bile sömurülen bir devletin eelecegine tüvenle bakılabilir mi? Bir baska hesaba göre ki gene resmî rakamlara dayanmaktadır Türkiye'de aileler arasındaki gelir da^ilımı korknnçtur. Tüm aileler içinde, en az gelirli yüzde 20 oranındaki aile, toplam millî gelirin yüzde 4.2'sini alırken: en çok gelirli yüzde 20 oranındaki aile millî gelirin yüzde 61'ine sahip çıkmaktadır. Böylesine bir yagma düzeninde vasayan toplumda elbette sllâhlı knvvetlere gerekli pay düşemez. Lüks, sefahat, israt yatınmı. Hac gezileri, millî güeün nefestni tfiketir. Kahraman ordumuzun fedakâr üyeleri silfih, araç. gereç bakımından yetersiz duruma düşerler. Orgeneral Muhsin Batur, Hacca giden bilinçsiz vatandaslardan iyi niyeti bosuna beklemektedir Millî İktisadî gücümüzü vabancıiara ve yabancılarla ışbirlikçi bir avuç imtiyazlıya sömürtüp Hacılardan yardım bekliyerek hiç bir amaca alaçamayız. Amaçlara nlasmak için önce Jbir düsen değisikliğlne muhUeız. Milli gelirintizi gerekli alt, vapı devrimleriyle birlikte gerçekleşecek temel sanayi yatmmlarına dönüştürmek gerekir. Ordumnztın ve devletimizin çağdas nygarbk alanında yerini ve görevini ancak bu atıhm saglıyacaktır. Hava Kuvvetlerinin 59'uncu Yildönümünde.. Orgeneral Tağmaç'a Açık Mektup Gelişmeye engeHer elişme az gelişmiş bir Ulkenin belU başlı sorunudur. Ancak bu ülkeler siyasal etkiler k i çok önemlldir bir yana bırakılırsa, ekonomi tekniği açısından üç büyüb engelle karşılaşır. Bunlar yabancı ödeme aracı (döviz) kıtlıftı, tasarrut azlığı ve hızlı şehlrleşmedir. Az gelişmiş bir ülkede şüphesiz en önemli sorun döviz kıtlığıdır. Kalkınmak için makine lâzımdır, bunlar dış ülkelerden, geüşmiş endüstri ülkelerinden A RI N : HER ŞEYtN FİYATI ARTACAK ANKARA TELEVİZYONUNDAKİ 27 MAYIS PROGRAMININ HİKÂYESİ CHP MERKEZ TAKIMI 27 MAYIS'I İNKÂR YOLUNDA... • • • • G Tasarruf yetersiıliği asarrut bir milll ekonomide yıllık hasıladan yatınma aynlabilen miktardır. ödenen borçlardan fazla olarak dısandan yapılan borçlanmaların da bir net tasarruf sayılması mümkündür. (Uzun süreli olmak şartiyle). Az geüşmiş ülkelerde tasarruf yetersiz olduğundan faizcilik alır yürür, Uretime değil tükeüme (yani peşin parayla hemen satüması mümkün mal üretimine) doğru tehlikeh bir egiUm baslar. Bunun sonucu olarak ülkenin ne birey başına ortalama geUrine ne de sosyal yapısına uygun olmayacak ölçüde, eğlence yerieri çoğalır, slnemalar tiyatrolar ölçüsüz şekilde artar. Büyük batakhanelerin gellşmemiş ülkelerin limanlarmda (HongKong, Singapur, Kazablanka, Beyrut v.b.) serpilip gelişmesi bir rastlanu sonucu değildir. Yurdumuzda adım başina bir banka şubest bulunuşu da bir rastlantı sonucu değildir. Tasarruf yetersizliginin likidita sıkıntısı doğuruşu bu nedenle mallann (özellikle dayanıkh tüketim mallannın son derece uzun sürelerle satılışı da sırt bu etkenin sonucudur. Yerd vergi kanunlan (le bir yandan lüks tüketime öte yandan da likidiıe ferahlığıyla serpilip gelisen eğlence yerlerine ve bu kanalla eğlence (!) hareamalanna vergi konulmaktadır. Bu vergilerin bu tip harcamalan ne derece sımrlayacagmı, her şeyden önce kaçakçıhga mâni olacak tedbirterin etkinlik derecesi ortaya koyacaktır. Vergi teknigine ait II vazımızda belirteceğimiz eibi biz bu konuda lyimser de511iz. Kaldı ki, spekülâsyon ve diğer kolay kazançlann gelîr dagıiımını fritgide bozduftu ve kolay kaeanmanın kolay harcamayı beraberinde getirdi« düçUnÜlürse bu vergilerin tuketlm harcamv MEVLID Aramızdan ebediyen ayrılan sevgüi varlıgınuz T Mrltemie Özlem'İD kardesi, MEHMET dünyaya geldi. Louvain Üniversitesinde vapılan bir inceleme : 9enol . Ferhan Dtaıtcr Av. Şerif ın NATO,TÜRKİYENt]N TOROSLARA KADAR İŞGALINE SEYIRCI KALABİLÎR ... Yazan: DOĞAN AVCIOĞLU DEVBtM: Adakak Sok 28/4 Venlsehlr Ankara ruhuna ithafen ölümunün 40. cı gününe tesadüf eden 3 Haziran 1970 Çarşamba günü öğle namazmı müteakip Şişü Camiinde okunacak Mevlidi Şerile bütün akraba ve dostlanrmzın teşriflerini rica ederiz. SERAP FİGARİ, EŞİ VE E\XÂTLARI KÂZÂ ŞAHİDİ ARftNIYOR 25 Mayıs Pazartesi günü saat 15.45 sulannda Yıldız Asfaltı Ertuğrul Sitesi durağında bulunan 3 kız öğrenciden birinin ölümüne, diğerinin yaralanmasına yol açan otomobü kazası sırasında, durakda bulunup olayı gören şahsm insaniyet namına 23 35 74 No. ya telefon etmesi, kazazede aileyi minnettar edecektir. Cumhuriyet 5490 satın alınacaktır. Teknisyen, teknik bilgi lâzımdır, bunlar da kuvvetli ekonomik bünyeye sahip ülkelerin paralan (döviz) ile sabn almır. Böylece döviz ihtiyacı artar, şiddetlenir. Hele o Ulkeye gelişmiş ülkelerin ekonoml politikası dayatılıp kabul ettirilmişse, her fabrika açüışta onun ye dek parçası ve ham maddesi için ayn bir döviz ihüyacı ortaya çıkar. Oysa Ulkenin döviz elde etmeye elverişli maUan (tanmsaJ mallar, bazı madenler) kıttır. Satıç organizasyonu dışardaki tekelci tröstlerin elindedir. Bu nedenle ithalât ister istemez kısılır, bu kısıntı verilen ithal tahsislerinl tekelci davranışlar içine soktuğundan ithalât en kârh bir ugraşı dalı olur. Bir yerde ithalât yerini imalât gibi gösteren ama ashnda ithalât kânnı kat Cumhunvet • •• • • • • • •» • • • • • •• • » • • • • • • »• • • • • • » » • • » » » • • • » » • » • » » • • • • • » • •••• • • ••• •• ••• • • • • •• Nişanlandık CAZIBE TONGÜR KORAV TANFER 30.51970 Ankara Olumlu etkisi yok etirilen vergileme tedbirlerinde de acaba İthalâtı ya da ithâl mallarını olumsuz olarak etkileyecek adımlar var mıdır? tthalât kânnı vergilej'ecek bir adım yoktur. Ancak montaj yoluyla imâl edilen malların (otomobil, radyo, pikap gibi) ve bazı ithâl mallannın Mimar ve Mühendis : Arkadaş \ Personel Kanunu Sorunları Üzerine Yapılacak Foruma Katıl • • S Cumhuriyet 505 NİMBÜS Yapı Endüstri Merkezi Harbiye 2 Haziran Salı saat 17.3' • J Tertip Komitesi Adına: Mimarlar Odası İstanbul Şubesı ^ Eşim Turkân Çetlntas'ın ^ Cumhurivpt 551• hastaüğının teşhisinde, ameUyatında v« daha sonra te ••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• davisinde yafcın ilgl w yardımlannı gördüğüm Narkozitör DT. Kamü Tamersoy, Dr. Nazan Kasaroglu. Dr. Sevtm Katnaş, Dr. Pervin Nalcıoğlu, Dr Zekiye özyavuz, hemşire Düriye Kıhç. Ayşe Gerceker ve Sosya) Sigortalar Dışkapı Hastahanesi Nisalye Servisi persone line tese'tkürlertml sunanm Servet Çetintaş * • • * • • • « • • •• • • • •• • • •• • • « • Op. Dr. Melih CaneT DT. Erdoçan Lostar PERSONEL ARANIYOR BORÜ. tZOLASYON (Yeraltı ve Yeröstu) ve KAYNAK ışlerinde Supervisor'luk yapabilecek eiemanlar aranmaktadır Dah8 önce bu branşlarda Supervısoı oiaraK çalışmış tecrObell elemanlann bonservıslerıyle birlikte 'ı.PA.O. tzmir Rafinerısı Aliağa Şantıyesi Personel Servısine şahsen veya yazüı olarak müracaatlan ilân olunur. tBasın: t. i92515659/5475> Cumhuriyet 5506
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle