14 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHtFE DÖRT 5 Mayıs 1970 Bir lise öğrencisinin gOn o devrln «Iıahramanlan» değil, Atatürk'un ruhu ve bugünkü Türk gençliğı yaşatmaktadır. 0 HALİFE HAZRETLEBtNtN YÜCE KATINA ALİFE ve pek kutsal Hakanıraız Efendimiz: tstanbulun i?gali ve bunu izleyen Çok acıklı olaylar üzerine durumu ınceledik ve yüce saltanatınız haklannı ve «nlıııal bağınnızlıpunızı» savunmak ve sağlamak amacıyla bu kez Ankarada Büyük Millet Meclisi halinde toplandık. Anadolunun düjman istilâsı altında olmayan her köşesinden gelen ve ulusça olafanüstü yetki Ue görevlendirüen milletvekilleri oybirliğiyle aldıklan bir kararla juksek katınıza bazı gerçekleri arz etmeyi kendileri için bir sadakat ve kulluk borcu bildıler. H N ECLtSİN açılmasmdan dört gun sonra, oğleye doğru beni Başkâtip Recep Bey çağırtarak ıki sayfalık bir müsvedde uzattı. «Ba yazı padişaha gbnderilecektir, çok temlz ve dikkatli jaz» dedi ve bir de kalemde bulunmayan dnsten, kalınca ve per lak bir bos kâğıt verdı. O zamanlar iyi cins kftğıt nkmtısı çekerdık. Kaleme döndüm. Öğle tâtilıne az vakft vardı. Bunu tenhada rahat yazmak flzere masamın gozune koydnm. Herkes yemege çıkınca önce müsveddeyi bastan aşağı okudum. Bu yan Recep beym değüdi. Fakat bunun bir gün önce îzmit Mebusu Sırrı Beyin önerisi tizerine yanlıp ertesi günü Antalya Mebusu Hamdullah Suphi bey tarafından Meclis kursusunden okunan yazı olduğunu hemen anladım. Türkiye Büyük Mıllet Meclısinin kararıyla Padışah'a gönderilmek ıçin ternize çekilmek uzere Recep Beyin bana verdıği yazı buydu. Padişaha yazdığım yazı B ÜTÜK Millet Meclısi ve Meclis Başkanı kim, Padişah kim vo ben «Ankara Snltanisi on blrinci auu( talebesinden 787 numaraJı Mnstafa Hıfzttddin efen dl> (Bu b«nim akul künyemdi) kim! a ) . Böyle düsünerek çok heyecanlanmıstmı. Son haddirü bulan heyecanım biraz yatıstıktan sonra, müsveddeyi temıze çekmeğe başladım. Kâğıdın bir yanı almadığmdan arka yanına geçerek tamamladım. Başkâtip Recep bey çoğu kez yemeğini odasmda yer, dışanya gitse de bfitün memurlardan erken dönerdi. Ben yazıyı bitirdiğim zaman o dönmüştü. Müsveddeyi ve temizini gotürdum. Görür görmez: «Olmamıj, arkasma yazmayacaktın» dedi ve ben «başka kâğıt yoktu» demek için daha ağzımı açnıadan «Bir kâ ğıda sığmadı diyeceksin, beklerdin ve benden bir kâğıt daha isterdln» diye ekledi. Temıze çektiğim kâğıdın arkasına kalın kırmızı kalenüe «bu gibl mühim jeyler kâğıdın arka lahifesine yaıılmazcümlesinı yazdı, •Arabî ve Rumi tarih» kelimelerini de tarih kona cak yere ekledi En eski imlâda •Ordo» kehmesi, bastaki «ellf» ten sonra «vav» an yazılırdı. Fakat yeni imlâda «vav»la yazılıyordu. Ben yenı imlâ ile yazmıstım. Bunu duzeltü. Başlık olarak da en yukanya mürekkepli kalemle Rlkâbı Befîi Hazreti Hu maynna» (yâni Padısah hazretlerinin yüee katına) kelimelerini yazdı ve bana ıki temız kâğıt vererek: «Haydi bakalım, bunn yenlden yaı getir» dedi. Benim bu sert davranıştan üzüldüğumü sezmia olacak kı, gonlumu almak içın arkamdan «Aslında senin ka bahatin yok. Yazıyı da düzgün ve jrrizel yazmışsm. Yenisini iki sahife halinde daha guzel yazarsın» dedi. Yazıyı ikinci defa temize çekip, müsveddesiyle birlikte göturürken, düzeltme gören birinci yazıyı kasden gdtürmedim. o da unuttu ve sormadı. îkinci yazıyı alarak okudu •Aferin, güzel olmns> dedi îşte yanda ba» tarafın daki satırlann klijesi görülen es ki Türkçe yazüar, yarun yüzyıldır aslını sakladığım bu düzeltilmis belgenin fotokopündir. (2) • NE İMANDI O! UGÜNKÜ Türkçeye çevirerek asağıya aktardığım bu yazıdaki «kendi hükumetimlzin idaresi altında mutsuz ve fakir yaşamak, yabaneı tutsaklığı pahasına elde edeceğimiz hnzur \e mntluluktan bin kat yeğdir.» Cumlesi, ıik açılış konuşmasmı • Istiklâli tara» ılkesine oturtmus olan Turkjye Büyük Millet Meclisinın o çok umutsuz görünen donemdeki tam bağımsızlık imanı nm ne ölçüde buyük ve güçlü olduğunu gösterır. Bu imanı bu HIFZ! VELDET VELİDEDEOĞLli B konu verrsim: AYHAN BAŞOĞLU CEM SULTAH Padi«ahımız; Yüce jahsmızca bilindiği gHjI, sultanlık hanedanınızın kutsal v« saygıdeğer ceddi olan Sultan Osman, u'.usal tarihimizin mutlu ve uğurlu bir gecesinde hâtırası kusaklardan kuşaklara geçen bir düş gormüştü. O düşün üç kıt'a üzerine govdesıni salan ve altında yüz milyonluk bir âlem barındıran kutsal ağacından artık bütün dallar kesilmiş ve ortada yalnız koca bir gövde kalmıştır. O gövde Anadoludur. Ve onun kökleri çok derin gitraek üzere bızım yüreklerimizin içmdedir. Şerefli dede leriniz Rumelide kendı başına bir eihan olan iılkelerı fethedip alırken ordulannı bu Anadolu topraklarmdan çağınr ve uzak memleketlerin büyuk ana hatlarmı askerî yollarını güven altında bulundurmak içm, yine Anadoludan halkı getirir ve en önem h noktalara yerleştirirlerdi. Bu halk yığınlan Bosna Hersek ve Mora içerilerine kadar yayıldı. Basra kdrfezine kadar indirildi. Suriye, Fılistin yollannda taraf taraf yerleştirildi. Padijahımız: Yüce saltanat tahtınızın şerefi ve olduğu gıbı kalması içın Anadolu halkı yuzyıllardan beri baba ocaklaruıdan çok uzak savas yerlerinde can vermeyi kendisine en kutsal bır borç bılmiştir. Anadolu boşaldı. Anadolu viran oldu. Fakat iklimlerden iklimler» uzayan Hakanhğınızın yücelik ve güçlüliığü uğruna her sıkıntıya, her felâkete, seve seve katlan dı. O bır topraktır ki, Macaristan içerlerinden Yemen çöllerine kadar, Kafkas eteklerinden Basra yalılanna kadar kuşak kuşak uzayıp gıden sayısız sehitliklerle kaplıdır. Ve o şehitlikleri her yer den çok simdi özgürlük ve bağımsızlık ;çin yenı bir kutsal halk savaşı yapan bu eski Anadolu verdı. Gorkemli Padişahımız; îslâmın her bir yanda bozguna uğrayan bayraklan gelip onun ufuklannda toplandı. Onun ufuklannda kendıne en son sığmağı ve kurtuluş yolunu aradı. îzmirin istilâsı üzerine şâhâne ülkelerinizın en bayındır ve en mutlu bır parçası nasıl ateşle, yağma ve boğazlanmalarla baştan basa harap.oldu, hıUrsjnU. Hig bir hakka dayanmayan ve Ulusumuzu son yurdunda kole yapmayı amaç edınen bu vahşi akm üzerine yüce kalbinızin duyduğu acı üzüntüleri dünya basınına doğrudan doğruya kendiniz bildirmiştiniz. tzmır işgalini Adana faciaları ve bu facıalan, Maraj, Antep boğazlaşmalan ve onu da felâketlerımizin en buyüğü olmak üzere îstanbul işgali izledi. Soyundan yetıştiğmiz ulus, binlerce yıldan beri cıhanın en görkemli tahtlanna sultanlar yetiştirmış ve özgür yaşamış olan bir ulus niteliğiyle bu durum karçısmda ne yapabilirdı. Padışahını çok üzücü bir savaş sonucunda ordulannı kullanmaktan yasaklanmıs ve yoksun gördüğü İçin kendi kendine silâha sanldı ve nerede anavatanı saldırıya uğra mışsa oraya, dini ve ulusal nâmusunu kurtarmak için koatu. Padişahrmız; Kafkasyanın islâm kahramanlan babalannm ocaklarmı kendilerinden yüz kat güçlü bir düs mana karşı otuz yıl kadm erkek savundular. Zavallı Fas on yüdır ki Fransız işgalini tanırmyor ve silâhmı teslim etmiyor. Trablus bir kahramaniyle aynı cenk içindedir. Bugün islâm âleminin her köşesi silâhtan bü*ütün yoksun bir durumda iken zulüm ve hiya netin boyunduruğunu atmak için ayağa kaJkar ve ısyan ederken Abbâsî ve Fâtımî halifeliklerinden Selçuk Türklerindçn biri hemen bın yüzyıh aşan bir zamandır bağımsızlık, özgürlük ve dın uğruna savasan büyük Ulusun, Asyanın ve islâmm bayrak ta sıyıcı önderi olarak evrensel bir ünü olan ulusunuz, kurtulusunu canına susamış düşmanlaruun merhametinden bekler mi? Yücelerin yucesi efendimiz; Ulusal savunmamızı kutsal Padışahhk makammıza karşı bir isyan gibi göstermek ve halkı aldatmak için durmadan çalışan hainler var. Onlar ulusu birbirine kırdırmak ve düşmanın yurdu < istilâ etmesine yolu açık bırakmak istiyorlar. Oysa vuran da, vurulan da hepsi sizindir. Hepsi YAZIDA söı konusn edilen mektubun ilk satırlanna ait bir fotokopi. Baslık, Recep (PEKER) Beyin elyansıdır. Metin ise Hıfn Veldet Velidedeoğlu'nnndur. aynı derecede sâdık evlâdınızdır. Ulusal savTinmamızı, duşmanların bayraklan babalanmızın ocakla rı üstünden çekilınceye değın bırakamayız. Her yerı büyük Ha kanımızın dinsel ve tanrısal aşkı na gorkemli ve heybetli bır kanıt olan îstanbul mâbetleri etrafında düşman askerleri gezdikce, öz vatanın topraklan üstünden yad adamlann ayaklan çekilmedıkçe bız kutsal savaşımızı sürdürmek zorundayız. Yuce Tann atalarınızm yurdunu koruyan, Halife ve Hakanının seref ve bağımsızlığı içın uğraşan evlâtlannızla beraberdır. Kendi huknmctimizin yonetimi altında mutsuz ve fakir yaşamak, yaban cı tutsaklığı pahasına elde cdeceğimiz huzur ve mutluluktan bin kat yegdir. Padişahımız; Yureğımiz sadakat ve kulluk duygusuyla dolu olarak tahtınızın çevresınde her zamandan daha sıkı bır bağlüıkLa toplanmı; bulunuyoruz. Toplanüsmm ilk sozü Halife ve Padışahma sadakat olan Buyük Millet Meclisi son sozunün yine böyle olacağını yü ce katınıza en buyuk saygı ve gonül eğilmesı ile sunar. (1) Osmanlı Padişahma yazılan yanda imlâ duzeltmelcri yapan IMeclis Başkâtihi kıdemli binbaşı Recep Bejin ileride ceşitli vekilIikler, CHP Genel Sekreterliği ve nihajet Turkive Cumhuriyetinin Başbakanlıği görcvlerini yapacak, kudrctli bir insan durumuna geleceğini ve ba yazıyı temize çeken o zamanki lise öğrencisinin de universite öğretim uyeliği, iki krz Fakültc Dekanlığı. Temsılcilor Meclisi u>eliği ve 1961 Anpyasasınuı metnini kaleme alanlardan biri olacağını bana o zaman birisi soylemij olsaydı, herhalde çok pıılerdim. O \akitler bana Sadrazamlık veya BaşvekiU lık, DariıUunun muderrisliği (yâni profesörliik), Fakülte reislijl (yanl dekanlık), eri}llmex piyeler gibi gelirdi. (2) Anadoln'nun heı yanında tngiliz casuslugu yapan yerli hainler, sarıklı hoca kılığına ırirerek { \nkara'da toplanan Meclis, Padişahımız efendimize isyan etti, onu ortadan kaldırmak farzdır) gibi yoğun bir propagsndays ırlrismi; olduğu için, Irmit meb'usn rahmetli Sırn bey Padişah a bir bağlılık telgrafı çekilmesinı Meclis Genel Kurulunda önermıştl. Bu oneri Meclisee kabul edilmis, Hamdullah Suphi bey tarafından kaleme alınıp, başkanlık di\aninca jroıden geçirilen \azı, Bmuk Millet Meclisinin 28 N'içan 1920 cunku toplantısında okunmuştur. YARIN: Hamdullah Suphi ve Rıza Nur Beyler DEFINE APAYDIN 90 Cevap vermediler. Seyit Ali kızdı, «cık cık cık...» yapü. Belft bu adam be, dedi arkasından. Aldırmayın. Şu iji eümizden çıkarana kadar «usun.. Seyit Ali uzun uzun soludu. Kendi kendine dü fünmeye başladı. «Ne etmeli acaba? Akşamdan mı halletmeli. Sabaha buakmak belki tehlıkelı olabilir, doğru. Polisler, candarmalar içeri doluverirler. Hem altın gider elden, hem de kurtulabilırsen kur tul. Mahkeme, cezaevi. îyisi mi akşamdan halletmeli. Doğrusu bu. Emme bu yorgunluğun üstune nereye gidilir şimdi? (Gerindi) Üff... Butun kemiklerim ağnyor. Başım da dönüyor. Açlıktan herhalde Elini uzaüp karyolanm altındaki çuvala dokun du. «Bu mal buradayken nasü olsa uyuyamayız. Gitmeli en iyisi.» Öyle Memduh beyin evini bulacağa» öyl»mi? . diye sordu. "~ He ya, öyle yapanz. Nasıl bulacağız e? Bilmem. Kâtibe soranz simdl. Telefonla filân öğreniriz her halde. 1yi ya, kamımızı doyuraum da gidelim. Ben de geleyim. Sen gelme istersen. Yorgunsun, yat uyu. Yok dayı, dedi Seyit. Memduh beyle ne konusacaksınız, ben de bileyhn. Yarbay dayı telâşlandı, sonra güldü, Ne o? dedi, Şüphe mi ediyon yoksaî Yoo... Ne ya? Ucuza gitmesin dayı. Bizim anamız ağladı onu çıkaracağız diye. îyi ya işte yeğenlm. Biz de o dertteyiz. Eineğl niz boşa ptmesin diye uğraşıyoruz. Sağol emme... Ölü fiyatına giderse olmaz bu i» Rüstem yatağm ustflne oturmus, bir buna, bir Sbürüne bakıyordu. önce Allaha, aonra sana Yarbay dayı, dedi. Biz senin hakkmı veririz. Lâkin ölü fiyatına gitmemeU. Tabi yavrum, ben de onu düşünüyorum. Sıze katılıp da buralara niye geldim? Aldanmayın diye. «Gelmesen daha iyiydı, dedi Seyit kendi kendire Biz sana gel demedık. Kendin geldın? Bir de şoforü sardm başımıza. Kolay tarafından para kaza nacaksmız deyjuslar. Emeğimize ortak olacaksınız. Derdiniz. o.» Yarbay dayı kızmıştı ama belli etmedl. Alttan alıyordu. Gel tabi, dedi. Sen de gel. Yorgunsun diye öyle dedim. Rüstem burada malı beklesin. Sen de bizimle gel, birlikte gidelim. Daha iyi olur. Hele ben bi abdest alayım da namaztmı kılayun. Dısan çıktı. Ah dürzü ah, dedi Seyit arkasından. Memduh beyle yalnız konuşup isi ayarlıyacak, gördün ya? Onun için mi acaba? Ya ne için olur ba;ka? Kapı açılmca sustu. Şoför kucağında etanek. helva paketi içeri girdi. Acele ediyordu. Hadi ağalar acıktık, şunlan çabukça yeyiverelim. Aha şu da agara. Yenice sıgarası aldım. Bun dan sonra yeniee bile az size. Gayri harman mı içersiniz, Boğaziçi ml kimbilir? Gelin hadi. Seyit Ali doğnılup yanaştı. Rüstemin karyolasmln üstüne karşılıklı oturdular. Ak fırancab ekmeği iştahla böldü, Vay mubarek vay, dedi. Lflstik gibi suna bak. He, şehir ekmeği baska canım. Bundan sonra hep bundan yersiniz gayri. Iri iri lokmalarla yıyorlardı. Yarbay dayı da elinı yüzünü silerek geldi. O da acıkmıstı, ıslak el lerıyle yanaştı. îstahla yedıler. Rüstem odadaki musluğa yanaîip su içtl. Iı .. dedi sonra. Suyu kötü. Kokuyor, Öyledir musluk suyu. Ankaralılar bu suyu mu içer? Yok canım şişe suyu içerler. Ayrıca satılır. Aboo . O da aynca para desene? Tabi. De hadi, çabuk olun da gidelim. Beklemlyelim. Yarbay dayı davrandı, Ula dunın ben çabukç» namaznnı kllıvereyim. Boş\'er dayı, slmdl namaz zamanı değil Ge« kalırsak Memduh bey yatar. Yatarsa kaldırınz yavu. Is kl evi bulalım. Battaniyeyi aceleyle duvann dibine serdi, oa" tnâza durdu. Kıble o taraf değil dayı, şöyle çevlr, Deme la, bana bu taraf gibi geldi. Yoo, geldiğimiz yön orası. îyi yavu, dedi Seyit Ali. Ne tarafa olsa cJur, çabuk kıl! Yarbay dayı elinl kulaklanna götürüp okum«ğa başladı. Seyit Ali de pencereye gidip Ankaranın ıstklanna bakh, Vay mübarek vay, ne bu be? Yer gök ışık. Soför dişlerini karıştınyordu. Rüsteme tembih etti, Dısan çıkmayım deme. Kllltle kapıyı yat içerde. Ne olur ne olmaz. Tabi canım, ne işim var dışarda. Çıkmam. Bız gelene dek bekle. İçeri kimseyi alma S« lerler sonra Burası Ankara ağa. valla her »eyi yapprlar. Allah göstermiye adam bile öldürürler Hiç şakası vok bu işin. Olur olur, biliyorum. Yarbay dayı ayakkabılannı glyip battaniyeyi topladı De hadin gidelim. Rüstem, •rkamızdan kapıvı kilitle. Hiç dışan çıkma. Mal sana emanet ha yeğenim. Seyit Ali'nin vüzö gene bozuldu. «Şuna bak. k^ndi malninış gibi emanet ediyor, dürzü Cept» bira7 para olsa, gösteririm ben sana emme. ah vok..» Pespeşe çıktılar Rüstem arkalarmdan anahtan çevirdi. Otel kâtibinin yanında fkl kijl oturuvordu. Bi' kıy;da kocaman kömür sobası yanmı?tı Sıcaktl burası. Yeğen. dlyerek yanastı Yarbay dayı. Kâtıp hiç bakmadı. Canı sıkkm gibiydl Parmaklar^le camlı masayı kazıyordu. Söyle? Bizim vekil Memduh bey var ya, onu arıyacc ğız. Nerde buJuruz acaba? Sen biliyon mu? Kimi? diye sordu kâtip bakmadan. Vekıl Memduh beyi. Soyadı ne? Yarbay dayı geriye döndü, Neyidı !a' dedi. Ben unuttum. Öburleri duşündüler. Memduh bey, Memduh bey» Memduh, Memduh. San çizmeli Mehmet ağa, dedi Kfitip. Yok yeğen vekil Memduh bey, dee zengta adam Bızım oralann beyi. Kâtip arkadaşlanna bakıp gflldu. Anladım ama soyadını bümiyorsunu*. (Arkası *ar) DİŞt BOND K0FA5I TIFFANY JONES ••••••••#•••••• TARIKZ'KIRBAKAN OERI, SAÇ n zOmnv) HaMalıklan Mfltehaann tıtlklal Ca<l Parmakkapı No. 88 Tel: 14 1S 11 Yıldızeli Pamukpınar Ilköğretmen Okulu Müdürlüğünden Maddenin dnfd Akçeltlk pirinç Kemikli sıgır eü Kuynıklu koyun etl Nebati Margarln Beyaz calı fasulya Mikton 6000 KUo 6000 » 7000 » 9000 » 7000 > Muhammen B. Lira Krş. 4 32 7 50 10 30 7 40 S 28 Tutan Geçicl T. thalenü) Lira Kr. LiraKr. sekli 25920.00 1944.00 Kapalı zart » s 45000.00 3375.00 72100.00 * y > 4855.00 , 66600.00 4580.00 22960.00 1722.00 x ANTIDOT j GRİP. NEZLE J DİŞ AĞRISI m «YANIKLAR ' • GÜNEŞYANIĞI • ARIBÖCEK SOKMASI • ADALE ROMATİZMASI YARALAR. KESÎK PİŞİK. KAŞINTI • EKZEMA, ERGEN^İK » DONUK • DERI ÇATLAKUA' RINDA,MANİKÜR VE TRAŞTAN SONRA KULLANIUR (POMAT) 1 Yıldızeli Pamukpınar îlköğretmen Okulunun 1970 mall yılı senelik tttlyacı bulunan yu kanda yaalı be« kalem ylyecek maddelert kapalı zarf usulü ilo eksütmeye çıiarılmıştır. 2 Bksfltme 25 Mayıs 1970 Pazartesi günü saat 15.30 da Yıldızeli Belediye btaasınd» top lanacak satınalma komlsyonu huzurunda beher kalem için ayn ayn yapılacaktır. 3 Isteklilerîn 2490 sayılı kanuna uygun olarak hazırteyacaklan zarfla birlikte 1970 yılı Ticaret Odası vesikalannı veya dernek belselerıni eksiltmeden bir saat evveline kadar (14.30 kadar) teklif mektuplannı makbuz karşıhğı Korisyon Başkanlığına vermeleri veya aynı gürj saatte komisyonda bulundurulacak şekılde postalamalan şarttır. 4 Postada vaki geclkmeier muteber sayılmaz. 5 Şartnameler mesal gün ve saatierlnde Okul Müdürlüğünde ve Slvas MI11Î Eğltlnı M0dürlüğü kalemınde bedelsus olarak gorülebilir. (Basın: 14097/4501)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle