15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ITFA: DÖRT Cumhurîyet »ıııııııııııııııın 10 Mavıs 1970 Nasılsınız?.. İyi misiniz?. l Nez/e, I | g P> lodos ri Nadir ş BAŞ AĞRISI «Müthis basım ağrıyor...Beynim çatlıyaeak sanki... N'e rapac&ğnnı saşırtan bir afn bn...» «Bir vakitler ben de aynl dunandaydım... Geçti çok şükür... Ne tablet, ne doktor, ne de surup murup...» «PekJ amsu Beçti?•* cKendiml biraz kevifsiz mi hissettim?.. Başım ağr.yacak gibi ml oldu?.. Hemen eve kosuyorum... Kanm başlıyor beni oksamaya, öpraeye, cilveler yap maya ve daha bir sürü şey... Hemen unuruyorum keyifsizliğimi ve b&şağnsını... Ayni şeyl sana da tavsiye ederim . » «Safol... Sen gerçekten iyi bir arkadassindır... Karın şündi evde mi mcsba?..» Y A Z I S I Z İ sersemliği, l vitamin | noksanlığı Komrsyon tahkikatı Hepsi boş, bahara bakalım Yazan Çizen Dr. İhsan ÜNLÜER D. K. KAYSERİ: ANİ «Mumu gbren dışan fırlıyor» dıye bir lâf var ya. I Nasreddin Hoca'nın bir öy küsünde geçer. Fazla sayıda ço~ cuk doğduğunu görünce söyle2 m 'Ş o lâfı Hoca. Ş Insanlar daha analarının kar3 nındayken bi'.e bir mum ışıjı gör E meyegörsün hemen ona yöneli^ yorlar dernek. Kanatlı penane3 *ler, kelebekler bir ışık görmesin ~ ler. Yallah o tarafa. Güne ba2 Kan çiçeği, ayrık otunun yaprak Ş ları da hemen güneşe dönüve~ riyor. E Rahmetli Orhan Veli de «penŞ cere, en iyisi pencere» deyip ~ aydınlığa yönelmişli. E Önce dört yanun karanlıktı S dört yanım dıvar Z: Önce kollarun bağlıydı üstelik E gözleriın kapalı 5 Sonra aydınlık belirdi bir yolki bebeğe: A Ç I K RE J İ M Affedersiniz, burası Babıâli caddesi mi?.. Hayır!.. Neden sordunuz?.. Birilerinin kuyusunu kazıyorlar da... Dakikalık tebessüm H yeleğini çıkanyor. Daha sonra yeryüzünü saran ısıyla, ışıkla birlikte solucanlar, çiyaniar deliklerinden; bitkiler, filizler, top raktan; kurtlar inlerinden; Doğu Anadolu insanı mağarasmdan, vatanda? Mehmet efendi gecekon dusundan. Mehmet beyefendi de viilâsından dışan fırhyorlar. Güneş tanrısı İzis'in ışıktan saç larır.ı yeryüzüne sermesiyle tüm doğada bir kalk borusu çalıyor. Daha sonra sisleri, bulutlan dağıtıyor güneş. Böylece görüyoruz ki, insan soTinup dökünerek, kırlara çıkarak, ve de sislerin. bulutların dağılmasiyle bir enginüğe, açıklığa, sonsuzluğa. ka\Tjşuyor. Insanın •Lümüioıite» dediğimiz açıkhk. enginlik. sonsuzluğa kavuşması onun doğaya dönmesiydi. İlk hali olan hayvan haline dönüşüydü. Tüm canlılar ve insanlar görüyoruz ki. biyolojik olarak bahaıa, hürriyete, sıcaklığa, aydınlığa âşıktırlar. Yalnıı oduncu Rüstemdi ki yakmıyordu sıcaktan, sadece yarasalardı ki, yakınıyorlardı aydınlıktan. Ter ter tepiniyorlardı. lşte baharın sunduğu hastalıklardan, tutkulardan ilki sevgili okuyucum: "Özgürlük...» Bahar nezlesiymiş, gripmiş, lodos sersem liği imiş, vitamin noksanlığı imiş hepsine boşverin. Gerçek derdine bakın baharm. • H. H. BEKÂRDERE: madan önce bana başvuruyorsunuz bir çare için. Sevgili okunım. bir kere böyle «l."\ku halin de iken birdenbire bir yerden düşmüş gibi sıçrayarak uyaııan» fakat bu halin gerçek olabileceğini hiç de düşünmeksizin tekrar oturdu?u yerde mışıl mışıl uykuya dalan ne kodamanlar var biliyor musun? Onlar Kör Hoca'nın muska suyunu içtikleri halde c"~rayıp duruyor'ar. On lara gerekli ilâcı bırakahm da sizinkine bakalım. Şaye: gündüzleri de bazı daleınlık. ve de meselâ elinizden çatalı bıçağı düşürür gibi bir halle karşılaşıyorsanız bir asabiyeciye gidiniz, Yoksa bu durum gündüzün fazla yorulmaktan da olabilir. • B. K. A.NKARA: D X A Z I S IZ # # 9 BEN Sözlükler içinde sadece bir defa, günlük hayatta ise bin defa rastlanan kendini beğenmiş, mağrur bir kelime. DÂVET Pahah bir buket, bir sürü yol parası, sonra nezaket yarışı, daha sonra da midenizi tedavi için bir sfire perhiz zorunluğu. İZM Izm'le biten kelimeler dünyanın en dikkate değer kelimeleridir. İki ineğiniz mi var?... Bunları hükumete veriyorsunuz, hükumet de sıze biraz süt veriyor. Işte komünizm. tki ineğiniz mi var? Hükumet sizi öldürtecek ve iki ineğe sahip çıkacaktır. Işte nazizm îki ineginiz mi var?... Birini satıyor, yerine bir boğa alıyorsunuz. Işte kapitalizm. İki ineğiniz mi var?.. Birini kesiyor, dlğerini sağıyorsumiB. Işte rozveltizm. îki ineğiniz mi var?... Birini en yakın komsunuza veriyorsunuz. Işte sosyalizm. BlLGt Bilgili kadın ayağırruzj sıkan papuç gibldir. Çıkanp rahata kavuşuncaya kadar işiniz yoksa ecel teri dökün. KAFKA Snoblann devamlı olarak kullandığı bir gargara. KANT Dikilmesi gereken heybetli binayı yerle bir eden talihsiz mimar. DÂVETLİ Evinde yapamadığı ve asl» yapamıyacağı seylerin tumünü misafirlikte yapan fırsatçı. İDEALİST İdeal denen şey bir mihraptır. Bu mihrapta ışık yakanlara idealist diyoruz. Fakat idealistlerin yüzde doksan dokuzu bir ampul fabrikatörünün himayesindedir. Z E Y T I N L I K O K T E Y L = Diyerek yırtman, ana karnında^"^^"^^^"^^""^"^^""^•••î; EGERLİ okuyucum şeref, namus, haysiyet gibi sozcüklerin ancak lügat kitaplarmda kaldıeı çaSımızda bahsettiğiniz aşağılık ameliyatların ücret mukabilinde yapılmakta olduğunu ben de duyuyorum. Bahset tiğiniz durıım mümkündür. Yüz de 90 kişide hiç bir belirti ve kanama gözükmeden de sükut ihlâl edüebilir. % m ık bebeğim! Amenkan bara gıren actam = s ışığından yana. taburelerden birıne oturdu. ön = d e r»n"lar smlz ce kuçuk bir kavanoz istedı, E İnsanlar ışığa, açıklıea. aydmsonra ria zevtinli bir kokteyl = rsmarlad:. Zeytini kavanoza = ! l ğa daha dogır.adan âşık olmuş koydu. kokteyli diktı. Tekrar E lar görüyorsunuz. Baharla birısmarladı, aynı seyi yaptı... KokE l l k t e ilk ısıkları vurun İSMET ETÜBOGLU: I 0 # 0 0 9 teyl sayısı düzineyi bulunca E yerjüzüne vatandaş Mehmet efendi de ilkin yanıalı ceketini, barmerı meraklandl sonra da mintanı yırtık clçkinizi içivor, ayırıyorsunuz Sebebini anla rıllllllllllllMIIIIIIIIMIlllllllllMIIIIIIMIIIIIIUIIIIIIIIIMIIIIIMIIIIIIIIMIIIIIl yamadım. > <Anlamıyacak ne var b u n da canım... Evde zeytin kalmamıs. k a n m git bir kavanoz al, getir demişti...» E c a 6 F.CELERİ yatakta uyknln iken bir yerden düşmüş cibi sıçrayarak uyanıyormuşsunuz. Annenis Kör Hoca'dan muı ka alıp suyunu içlrmeye kalk JVĞLIYORMUŞ Okuyucu mektuplanna cevap veren doktora şöyle bir mektup gelmişti: «Efendim, belirli hir sörenin snnunda çocuğu siitten kcsip, biberona alıştıracaksınız diyor ve ilâve ediyorsunuz: Günün b« lirli saatlerir.de yavrunuza biberon verecek, karnı doydnktan snnra da sofuk suyla güzelce yıkayıp temiz bir yerde muhafaza ecteceksiniz Blzim çocuğun sojh'k suya tahammüld yok... Basıyor yaygarayı... Ne yapsam acab»?.j» İMKÂNSIZ Yeni evlenmişlerdi. Erkek isten çıkar çıkmaz koşa koşa eve dönüyordu. Bir akşam kapıdan girer girmez sordu: «Açlıfrtan ölüyoram .. He> men sofraya otarsak...» <Bil bakalım sana ne yemekler yaptom bugUn?...» diye kansı flngirdedi. Erkeğin cevabı: «Sevgilim, ben genin yemeklerini yedikten sonrs bile ne olduğunn anlıyanuyorum... Raldı Id yemeden önce...» Görülmeraesl gereken bnnes sey fördükten kslkmış bahsi» Istiyorsnn öyle mi?... Çok »yıp... tonrs bir d« NSAN'LARIN şuuraltiarını, gayrı şuurlanndakı komp'.eks lerini tüm ruhsal durumunu deyünlemek için «konuşma çok yetersiz bir ifade aracıdır. Insanlar davranışlan ile (Behevyorlariyle» sazlan, sözleri ve çızgileri ile bilmeden kendilerini anlatmaktadırlar. Iste bu bakun dan psikolojik analizde bazen hekirr'er o insanın yaptığı resimlere başvururlar. Bazı zekâ geriliklerinde şahıs resim yapabilmek yeteneğinden yoksundur. Fakat hemen hemen her hastanın çizgileri kullandığı renklerin tıp dilinde psikanalitik bir anlamı vardır. Bizde de Çspa Psikiyatri Kliniğinde bu işle uğraşan güzel bir müessese var. Bu müessese ruh hastalarının resim leri ile hem teşhis kor, hem de yine resim sanatı uğraşılan ile hastanm tedavisini sağlarlar. Bana kalsa çoğu ilim araştırmaEI diye tıp bültenlerine sokuîan herzeleri de sayın ilgiliye gönderip psikanalitik yöncen yazarlanna teşhis kovdurmayı ne kadar isterdim. Bana gönderdiğiniz riaralamanm bir psikoDat kimseye ait olduğunu sanıyorum. Sizi bu merakınızdan ötürü kutlanm. 9 O. ÖZDEN ANKARA: NE YAZIK Takışıklı ve genç bir adamdı. TTzun süredir görmediği arkadaşlarından birine rastlamış. yana yakıla halinden şikâyet e<ii yordu: «Meğer ne talihsiz bir adammışjm ben kardeşim.. Kaç defadır denedim, hoşuma giden bir kızla karşüaşıyorum... Şununla evlensem de mutlu olsam diyorum... Ama ne gezer? Her defasında bir aksüik... Ya kıı evM olnyor ben bekâr... Ya da ben evli oluyonun kadın bekâr... İyi mi?..» S Havdi, haydl... Bnçün «Anneler Gflnfl» Ben olmasaydım, sen zor anne olnrdon. .\NIRDI ki benim vereceğim cevabı şimdıden siz de biliyorsunuz. Çünkü bu konuda o kadar okumuşsunuz. Çocuğun ruhsal gelişme çağlarmı herhalde biliyorsunuz. Ve bu bilginizden ötürü 11 yaşmdaki çocuğunuzda bazı şeyler vehmediyorsunuz. Evet tarifinize göre ruhsal gelismenin «anal» safhasında kalmış bir çocuk oîarak sayıyor sunuz onu. Bu benim kanım. Fa kat egjr insan Halis Özgünün ol sun. Mazhar Osmanm olsun kitaplarını şöyle merakhca bir gözle okursa kendisine de bir şeyler bulacaktır. Bu konuda meraklı olmamak gerekir. Çocuğunuzu fazla şımart!yor<;ımuz ve defekasyon durumuyla ilgilendiğini7İ ona çaktınyorsunuz (onun de >imiyle> o da bunu kendişi için bir koz olarak kullanarak belki de size her istediğini yaptırmaya çalışıyor. Diier bir neden de çocuğun oyun o\TiaTr.avi çck sev mesi ve oviına dalarak her şeyi ur.'itınacıdır. Benim okuduğum yüksek bir yatı'.ı okulda hatırhyorum 5 gün 5 eece kadar süren pişpirik partileri olurdu. Bir arkadaşımız çok kez yemek yemeyi unutur, bazı defa altına da kaçırırdı. • N. DF.NİZ ADANA: YA SONUÇ? Ayn ayn içler gören öö arkadaş günün birlnd« basbaşs verip uzun uzun dartleşiyorlar, eski ve yeni gtinlerden bahsediyorlar. Bir aralık birincisl şöyle diyor: «Ben tüccar kafalı, tecrfibe sahibi bir adamım. Sen de bol paraya sabipsin. Niye bir sirket kurup ortaklama is y«pmı. yornz sanki?..» Berikinin aklı yatıyor bu teklife. Ortaklığı kunıyorlar. Kısa bir süre sonra tüocar kafalı ve tecrübe sahibi adam ayni zamanda para sahibi de oluyor, berikl ise sartpce tüccar kafalı ve tecrübelı olmaam B U U I M I au dc4İgul«. V I O B U U unltin ygl, çttDkü k*rım. S Aeele doktor isteyen ıia mlydmlıT... Getirdik doktora EV'GİTJİ genç öğretmen. An» dolu'nun toprak altmda yatan serve'i ne kadar değerliyse, üstündek: insanı da biyo: lojik ve I " ' ' ' Î olarak türlü vük?ek delerler te«"~l"'jrt!idır ırk bakımmdan. Anadolu halkı zekîdir, kabiliyetlidir. Anadoıu in sanı çok şevrfir fakat Osmanlı u ^osrr^l striiktürü ve sü**pg len derebeylik düzeni onu öyle işlemiştir ki. anlattığınız gibi kendisine aydınlık EÖtüren Atatürk çü öğretmenlere saldırrr.aktadır. Bunu, başkalarınm çıkarları için yaptıçını bilmez de. •Köylüye ektiğin. bileiler çimlenirken kunıdu» diyorsunuz. "pniden ekeceksiniz. tşte Ata'nın nutkunda belirttijji sava; bu savaftır. Bilim savaıu
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle