15 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
ÎAYFA: ÎKİ Cumnuriyet 10 Mayıs 1970 Tarihten YARENLIK Ellf NACİ o N irinci Mahmut, acayip tocellisl olan btr P*vdisahtır. Blr defa gec« yansı tahta. çıimış, bir hamarn tellAgına yenilen amcası ÜgtincU Ahmed'in yerlne geçmesl ayn blr şanssızhk olmuştur. Çünkü Patrona ihtilftlinden sonra aaltanatının ilk günlerl çapulculuğiin alabildiğine genişlediği, ahlaksızlığın dal budak aardığı bir devirdir. B«reket «ersin bu nal uzun surmemiş, yirml dört senelik aaltanatını refah T» Uadet lçlnd» Kuyumcu padlşah B • Hesîn sen? EÇENLERDE bir gün bana dedller M: «Sen reuam adaznBUI, nene gerek tarih? Yârenlik edeceğine otonrp resim yapsana...» Bu yerden göğe kadar haklı uyanşa verecek pek makul bir •eevabım yok ama, Uzerimdekl terebantin kokusuna slnmlş aı *uçuk küf koktısu da kanşmısıtır. DUe kolay, aşagı yuk&n otuz bes sene rr.üze depolannda «uıtikalann tozlannı yuttum. Zaten ben resme de, tarihe da «evk için çalışınm. Benzetmek veya öğunmek gtT>i olmasm aına, hani îspanya Kıralı Rubens'e: « Sefir hasretleri siz ara sıra resim de yaparmıssınu» der. Ruben» de çu meshur cevabı verir: Hasmetmaap: Ben reaün yapanm, ara sıra da lefaretle lstigal ederim 6 tar. Birtad Mahmut Şehadellgini k&festa geçlrmls olmasına ragmen hayli okumu? yazmış bir adamdı Şiir ve edeblyatla olduğu kadar musikl ile de uğraşmıs, keman çalmasını, kuyumculuk yapmasını ögrenmiş. Hatta rivayete göre boş vaJritlerlnde lşlediği kuyumculuk eserlerlnl sattınp guya para bile kazamnaya baslamış, bu yüzden vezirlerinden blri bir gün ona: Şevketlim demiş, mllletin hazinesi sizin. Neden böyle çey lerle ngrasıp kendinbd yorar«anızt» Bun* Padişahm oevabı fu olmuştur: Milletin hazinesl mffletlndlr. Blr insanın kendl el emeği ve tvunterl ile kazandığı paranın bir başka lerki var.» 59 yaşında, Ayasofyada kıldığı cuma namazından at Ustunde dönerken üzerine bir fenalık gelip öldü zanniyle diri diri gömülen Padişah budur. Hikâyerini evvelki yanlarımızdan birtnde anlatmıştık. Gellâtlara karşı anunlu, kanunsuı, suçlu, IUÇSUZ, her ne şekild» olursa olsun, insanlann hayatına son veren, Mam hükümlerini yerine getiren •CelliUlara her zaman cemiyet içinde namuslu adam muamelesi yapilmamıj, kötü nazarla bakılmıs, herkes onlardan mümkün olduğu kadar uzaklasmaya çahsmıstır. Devir gelmiş kahvelere bi'.e alınmaz olmuşlar. Onlarla pek konuşan da çıkmami}. Adeta cüzzamlı ve vahşi yaratık muamelesi gönnüşler. Öldükleri raman ise umuml mezarlıklara gömülmedikleri gibl, kabirlerine taş da dikihnemiş. Buna karşılık işittim ki. yabancı ülkelerde, özellikle Amerika'da eellâtlara emekli maaşı bağlandığı gibi görevlerinden ötürü katlandıklan hunharhğın kâbusundan kurtulup oyalansuılar diy« her »ene yabancı diyarlarda gezi yapmalan için yüklüce yolluk da veriliyonnus. K • Tardı cankl ortalarda h&tlayac&k... Çok makyaJU, mini 6tokll kızlar, orto va$h, geçkin Tmflı, boyalı kadınlar Taşlık gazinosuna gidiyorlardı lşte. Bu sıcak yax günl«rlnin öglen tanu Matleri hep böyle değil mlydi? Şu «açian erkek saçı glbl kesilmls b n a yanındaü delikanlıyı da ysdırgayamazdı, Son «tmanlarda adıra baçrnda gOrdUgUmUz kadın özentili laçlan omusunda tiplerden birisiydl o da... Urun parmaklı, uzun tırnaklı •smer elinin kızm açık beyaz enaesinde olmasından krşkulanarak havlamak da gereksizdl Ne o kızın boğ&zını sıkıp bogmak lstlyor, ne da kız feryadı koparıyordu. Şu haîde ney» fcuayor, kime havhyor, r» lstlyordu bu köpek?.. Oysa kl yaşlı, tecrübeli bir köpefe de benziyordu. Bu köpegin hall gerçekten bir garipti. O belU bir klşiye, hatta belll blr yere yönellp havlamıyordu. Caddenin Bağındaki geniş kaldınmın bsş on metrekarelik bir yerinde o yana, bu yana yürüyor ve gelişi güzel havlıyordu. Ama durmamacasına fersiz gözlerinl yumuyor, uzunhavlryordu Torgun, bezgin, garip bir havlamaydı bu... Bazan fersiz gözlerini yumuyor, uzunca başını gök yüzüne doğru kaldırıyor, ezbere, belirsiı blr şeylere havlıyordu. Bir iki adım yü rüyor havhyor, dııruyor yine havlıyordu. Güneş ışınlan uzun kirü tüylerinin uçlarını san, turuncu, boynunı: ve sırtını gri, bej arası gösteriyordu. Bütün görüntüsUyle bir »okak köpeğiydi. Za>ıflıktan kaburga kemikleri sayılıjordu. IM yanı çukurlaşmış kamının altındaki koyu mor, pörsümüş memeleri yan bo? bir torba gibl aarkıyordu. Dişi köpeğe sekiz memeli serçik hatun denmesi bun dan olacak. Ona sataşan, taş atan çocuk falan da yoktu Yolun karşı tarafından inen genç kadının köpeğlni de kıskanmıs olamazdı. Nereden bilecekti o besill, cüssell köpeğin öğlen ye meginden sonra istirahat ettiğinl? Uykudan sonra genç kadınla birlikto banyo aldığını ve kıvırcık tüylerinin bu yüzden ayna gibi parladığını... Zaten o soylu, kendisi soysuz köpekti. Haddini bilmesi gerekti. Her nasılsa böyle güzel manzaralı ve zengin bir çevreye düşmüştu.. Kaç köpeğo nasip olmuçtu bu nimet, bu yaşantı?.. Halinden şekva edercesine havlaması an Soysuz sokak köpeği Yazan: layışsızlıgm ta kendisiydl. Şu yaklafan kurt köpegine gellnce... O da karşıdakl lklnci vlll&yı bekliyordu. Genç uşak t&s ma kayısını eline dolamış; kollannı, bacaklannı gere gere bUtün gücüyle dlreniyor, gene AB zor baça çıkıyordu onurüa... Ku laklan dik, dili blr kans dışa Şaklr CANDOĞAN sik degildi. Insan burada kendini bir küçük panayırda sanıyordu. Durmadan havlıyan bu köpek satıcılardan birisinin de olamazdı. Aslında o bezgin bezgin hep boşuna ve ezbere havlıyordu Kara, fersiz gözleriyle bir şey gormeden ya da kendince gördüğünü kabul ettıği bir rtıdi. Anlamsızdı... Saçmaydı. *** asuk kahvesinin girlş kapısının karşısma düyen geniş asfalt kaldınmda büyükçe bir agaç vardır. Otomoblller du rur, yıkanır ve parlatılır gölge•inde. Bu geniş kaldınmda neler da yoktu o gün? T ladı Fundanın altında yavrulan vardır... Onları kommak içln havlıyor olaoaktır dedim. Geziyormuş gibl oraya doğru yaklaştım, Pundanın gövdesi park duvannın köşesinden eğilî çıktığı için sapı yere konmuş yeşil yuvarlak bir şemsiyeyi andınyordu. Dikkatle baküm, •!tında yavru falan yoktu... Bomboştu. Fakat bu köpek ikîde bir aklına bir şey gelmiş gibl birden yön değiştiriyor... Oraya gidiyor... Başını küçük dallar ve yapraklar arasına sokuyor, sonra da dönüp acı acı havlıyor du. Kamının altına yanlamasına konmuş launca mor bir tor bayı andıran memelerini sarsa sarsa havlaması boşuna olamazdı Bu acıma duygusu, bir merak beni oralardan ayrılamaz hale getirdl. *** ta güneslenlyor, altalta, nstn§t« oynaşıyorlardı. Bir ara Belediye çöp arabası geldi. tkl çSpçtt mwır koçanlannı, k&ğıtlan »üpfirüp toplarken onlan da gör» düler. Birisi merhametllymiş... ötekine Uişme diye seslendi. Ama fibürii hain çıktı. Elindekt saplı çöp tenekesine ltiverdl. Garip yavrular başlanna gelenl anlamış gibi bastılar çığhgı... Ben yerimden fırladım, aman etmeyin, eylemeyin, gfinahtır... Analan v«r onlann... dedlysem de söz dinletemedlm. Sonra köpegi göstererek devam etti: Buncağız, yavrulanna süt olsun diye bir iki lokma bulmak İçin gitmiş olmalıydı. Yutkundu. Kara »özlerinde k» ra bulutlar dolaşıyordu ftdeta... Bir süre sustu: Görmeliydin bey abi, aradan çok geçmedl... Bu garip geldi. Çalımn altını boş bulunca kopardı feryadı. Kurşun vemiş çibi oraya buraya seğirtti. bağırdı. çağırdı. Aramadık köşe bucak bırakmadı buralarda. Şu çcvreyi b«lkl yüz. belki bin kere fır döndü. Bağırdı, yırtındı ama nafile... Nerede Bozoğlan, nerede Kara oğlan? Giden gitmişti. Bn ikinci gün şimdi havlayacak derma nı da kalmadı. Bir dakika oltun buradan aynhnıyor... Açlıktan, susuzluktan ölecek. Takati tükendl gayri... ÎŞte gördüğün gibl mecnun oldn gitti... Bu sabah yanm ekmek aldım. Yarınnı parçalayıp onnn yuvası önflne koydum. Ne mümkün yemlyor blr turlfl... Taze ekmekcigl bile .. Aç, snsuz Rlecek bn gidiş> le. înan olsun bey abl IM gündür gelmek istemiyorum bnrmya Gelip geçen ekslk olmas... Blr ekmek parası çıkanyorns snracıkta. Ama velâkin o da zehlr oldu gitti vallahi... dlye sölünü bitirdl. Boya lekeleriyle dolu kocaman ellerinl iki dlzinin üstüne koydu. Sonra başını yana döndürdü, bana bakmaktan vazgeçmiş gibl kar» gözlerini denizin üstünden uzaklara doğru kaydır dı... Ağlıyordu galiba. S aticılann bir kaç adım aşağısında bir kundura boyacısı da vardı. Oturduğu küçük t«neke kutunun üstünde sağı solu gözetliyor. müşteri kolluyordu. Bir ara bojacının gözleriyle beni izlediğini fark ettim. Ben de böyle bir fırsat anyordum. Ona doğru yöneldim, gür siyah saçlannm ön kısmı alnına doğnı derbederce dökülmüştü. Tıraşlı yüzündeki çok kara sakallan, kaşlan kadar vardı. lylce yaklaşınca onun siyah, çok siyah, beyazı gSrülmiyen gözleriyle karşılaştım; «Kuzum bn köpekte ne var, durmadan havlayıp hırhyor... tkide bir gidip yokladığı, kokladığı çalının altında yavrusu falan da yok» dedim. Yağı» yüzüne düşen «açlanm siyahlı eanlı boyalardan renk renk olmuş parmaklariyle başına doğru kaldırdı. Beyazı hiç yokmuş hissinl veren parlak gözlerini önce yıımdu, sonra açtı. Görünmiyen blr yerindekl \arasına dokunmuşum gibl oldu: Sonna bey abl bn garibin tombul tombul Itd enigi rardı. Ben blrine Bozoflan. blrine Karaoğlan diye ad koymustum. Ye ni yeni yflrüyorlardı. îid gün önce analan yokken nah sn ça1nun altından çıkmıshkr, oracık ARAD) rıda ve nefes nefesa iki yana saldırıyordu hablre... Böyle yap ması da olagandı... AUşkanlıktı. Villftyı koruma alışkanlığıydıDoyuran efendislne yaltaklanacak, bafkalanna saldıracaktı elbet... Ama bu sokak köpeğinin çabası neydl? Karşı köşedeki paha biçilmez binanın korunması da ona verilmezdi ya. Vakit vakit o dillera destan ıve yonelip havlaması da çok gerek Kabuklu taze fmdık temlzleyip satan bıçkm delikanlılar şarkı s^ylUyor, şakalaşıyorlardı Arada münasip buldukîan kadınlara lâf attıkları da oluyordu. Büyük kara kazanlı, ikl tekerlekli arabalarmda taae mısır kaynatan durgun satıcılar kendi hallerindeydi. Genç sirrjtçiler, bisüüet bozması küçük camekânlı arabalarında kâğıt helvası satan ihtiyarlar da ekhayalete havlıyordu. Bir ara bulundugu yerde bir çember çlzer gibl döndü. Sonra Hiltona ve stadyuma bakan meyilll park duvaruiin bir köşegen yaptığı yere doğru gitti. Köşede duvara yapışık gibi duran bir fundaya yaklaştı, uzunca baçını ve ince boynunu dallar arasından soktu. Bir çeyler arar, bir şeyler koklar gibi yaptı. Sonra döndü, biraz daha sert havlamaya baç İİBULMAC2 Hece Bulmacası A A A A AT BAS BİN BÜN DA DA DER EK EY HO 1 İB KA KU LAS LE LEM LEM LET LI LtS MA MEK NA NAR NEK OM RAN RE BET RUM SE SÜS Şî TON U YAK YE ZOT. Yukarda gördügünüz dagınık heceleri aşağıdaki sorulann karşılığı olarak blr kerede kullanıp numaralı çizgilere yazımz. Meydana gelecek kelimelerln sıra ile yukardan aşağıya IKİNCİ ve DÖRDÜNCÜ harflerini okuduğunuzda tevazu için söylenilmiş çok güzel bir sözü bulacaksınız. 1 Organik madeleri eritici parlayıcı bir mayı . 2 Caka, fiyaka. 3 Çekip çevirme. 4 Bir akaryakıt. 5 Karada da yürüyen <Su dısında kımıldayan) bir balık. 6 Şeytan. 7 Bezemek. 8 Fıil, iş. 9 İnsanda yapılış özelliği. 10 Mafsal. 11 Kargaşalık. 12 Mor kadife üzerine sırma ışlemedi. 13 Yumurta yemeklerinden. 14 Kurum. kuruluş. 15 Harita kitabı. 16 Kafiye. 17 Milli halk oyunlanmızdan. 18 Gelirler. 1 2 3 5 fi 8 10 11 12 13 14 15 15 17 18 1 2 3 4 5 6 7 8 9 10 1 12 13 14 15 16 17 18 19 20 1 r EVET... NE ARİStaki meşhur Rita otelinin sahibi önemii blr ziyarete gidiyordu. Blrdea bire beslayan yağmur yina blrdenbire geçmlşti am* adamotvgızın cld lskarptolari de berbat olmuştu. Hemen oracücU teyyar bir boyaa Tardı... Surab da UnlU iş adarema hlç yabana gelmiyordu. Daha ervel, kendl otelinde pekalâ çalışmış olabilirdl. G«rçl Paria kot» şehlrdi ama, yine böyie sudan blr vesileyle karsı karşıya gelmlş olabiUrdiler. SOLDAN SAĞA: 1 Mühendlahaneden rubaybğı, Abdülâziı'» yaverliği, Paris'te sanat tahsili, tstanbul'a v« Boğaz'a «it manzaralan ile büyük bir ressamutuz; Kadınlardan kaçmıı ve en çok kadın, bılerin r«smi yapmıı bir Fransır ressamı; Alacak varccek kalmadıjıru belirtme, temlze çıkarma. 2 lstibdat'a kan't tutumu, Avrupa'ya kaçifi, fazeteciliği ve 5. Murat'ı tahta çıkarmak tesebbusü sırasında öldürülüsü ile bir gazeteci ve yazar; Doğu âle minin en büyük îslâm filozofu; TERSÎ Avrupa'da başkent 3 Gümüş; Rus milll müziğinin bababan sayılan «Çar için hayat, Kamarinskaya» gibi aserleriyle bir beıteci; Lâhza; önceleri poliükacı sonraları büyük filozof bir Ingiliz (Franeis). 4 , Kızıldcniz'de bir körfeı ve liman; Eskiden şairlerin övdükleri kifilerden aldığı bahıis; Demiryollarında kol kuvveti çahşan araba. 5 Resimde çıplak üzerine çahşma; Birdenbire; Bir Fransız romancıst (Asıl adı Marie Henri Beyle); Eksiksiz. 6 TERSİ dini bir törer.de Kur'an'dan parçalar okumak; Eugene ön adı ile Amerikah büyük piyes yazan; Rıze'de ilçe. 7 Su ile bulamaç yapılan ve çabuk kuruyan hidratlı kalsiyum sülfat tozu; Su Ön adı Pablo olan bir Ispanyol besteci v# orkestra şefi; Sanat. 8 TERSt sanat eseri (Lâtince), Bir kümes hayvanı; Nevsehir'de ilçe; Bir ilimiz. 9 Amerika'ya has, sırtı kabuklu, puîlu bir dişs:z memeli hayvan; Evin bir kıs mı. 10 Küçük bakkal; Bir balık: Canlılarda birbirinden çoğalmak. 11 TERSİ bir çeşit yosun; TERSİ boynuzdan boru, savaş borusu; Şair; Buzlu bozkır lar. 12 Vilâyet; Bir tarai; Japonya'da şehir; Esnaf lonca kuruluşu olan tarihî bix teşkilâün mensubu. 13 Ağabeyia 2. Mah mut zamanı «aray bandosunu kurmuı olan bir Italyan opera P DİYORDUK? Ptî Bir boyacı ile bir müşterl arasında her çeşit sualin sorulması ile her çeşit cevabın verilmesi gayet normal karşılanıyor. Karşı tarafm sorulara sımsıkı sarıldıktan sonra memleketin iktisadi durumunu acı acı tenkit edeceğinden, ailevi sıkıntılar uzerinde de ısrarla duracağından emin olabilirsiniz. besteci (Don Pasqual, Lucia), Bir dıvan şairi; Bir hayvan has tahğı. 14 Hz. Ali'nin öldürülrnesiyle iktidara geçip 90 yıl hükmetrniş îslâm hanedanı; Paçaları dar, arkan kırmalı pantolon; TERSt uzayda yer dolduran mad de; TERSİ bir renk. lstanbul'da kalmı? Semerkantlı âlim ve astronom; Eski lstanbul'a Izmir'e ait gravürleriyle bir îngiliz ressamı ve miman. S Peru'nun başkenü; G. Amerika'da bir hayvan; Kimyada naon. 4 Yağlı kara; Kimyada baırura; Büyük atar damar; Namluda bulunur. 5 îaviçre'de bir göl; Hastalıklı. 6 Bir einı güvercin; TERSİ kimyada nikel; Söz gelisinden anlayı». T TERSİ bir maden; En, boy, derinlik; TERSİ kimyada plâtin. 8 Gazeteciliğimizin piri, yenllikçi bir edip ETEKDİ; Tokat'ta ilçe; TERSİ küçük nebat » Yığuı, küme; Bir çeşit kömür. 10 Di vsa edebiyaü nazım çekillertnden; Avrupa'da dağ. 11 TERSİ iiim; GenUUk; TERSİ 1. Murat'm ve 2. Murat'ın 59 yıl ara ile Haçlı ordusuna karşı kazandığı aavasın, yerin adL 12 Cefa; Kimyada baryum; Kimyevi bir gaz. 13 Hindistan'ın bağımnzlığı için didinmiş büyük mücahit; TERSt eser yazarken kay nak. 14 Bir renk; TERSİ Orta Toroslardaki dağlar; Divan şairlerinden. 15 Yedi büyük senfonisi ile Fin müziğinin babaa besteci: Çok güzel koku. 16 Cüzi; Kimyada çinko; Yelkenleri rüzgârın estiği tarafa vererek gitmek (Denizcilikte). 17 Istiridyenin yaptığı değerli kalker tanesi; Alphonse ön adı ile (Sapho ve Tarasconlu Tartarin'in yaratıcısı; TERSt kimyada krom. 18 Anne, Chorlette, Emily adh talihsiz üç romancı Ingiliz kızının aile ismi; J. Phi lippe ön adı ile bir Fransız besteci, organist ve toristi. 19 Avrupa'da nehir; Cennetle cehennem arası: TERSÎ dönek; âdi kadın mânasına. 20 Su; Eskiden a&Uerl büyükler; Dolayısiyle anlatma. Otel sahibi, dünyanın en tatlı lnsanlanndan biriydi .. Ama boyacı ile aym fikirde olmasa gerekti. « Ümitsizllğe kapılmamak lânm» dlye mınldanıyordu. «Bakın, size çok yerinde bir misal: Ben on yıl öncesine kadar sizin gibi boyacüık yapıyordum. Şimdi ise koskoca bir otelin sahibiyim.» Boyacı. bovadığı iskarpinlerln son rötüşü ile meşguldü .. MUtevekkil bir ifadeyle başını kaldırıp kodaman müşterisine şöy le bir baktı: « Garip tesadüf... On yıl öncesine kadar ben de otel sahibiydim. Şimdi İse boyacılık yapıyoruın.» *** AURÎCE Dekobr* anlatmıştı. Kölenin birirü tam Uç defa Ustüste arslanların bulundugu demlr kafese atmışlar, her defasında da sag salim çıkmaga muvaflak olmuş. Yarasız, bereelz ve tırmıksız... eıklamalanndan ötürü hor görmemek lânm. Klasikler hakkında fikir yürütmek için eserlerini tetkik etmeğe hlç mi hiç lüzum yok. Aklınıza eseni söyliyebilirsiniz. Dinleyenlerin size hayran kalacağı muhakkak. Karışık komposto I Zira bu konuda or.lar da en aı sizin kadar cahildir. *** IP Akademisinin bir ihtarı: «Temek saatlerinde, birine telefon etmek cinayet işlemek gibi bir şeydir. Karın doyurmakla meşgnl bir adam uzerinde telefon zilinin yaptığı tesir çok korknnç olnyor. Faal vaziyetteki mide derhal takallüs edeeek, sinir sistemi de ya; gibi gerilecektir. Dnrnmun tekerrürü akıl hastalıklarına oldn £u kadar kalp sektelerine de yol açabilirjı Bu ilmî ikazı yüksek se^le okuyan ünlü bir şarkıcı, yanındakilere dönüp şöyle dedi : «Elimde iki yüz kisililı bir liste var. Bunların bepsine her gün yemek vakti telefon etmek isterdim ama imkânsız.» «Niçinî.j YUKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Bulgarlann Edime'yi lçgali sırasında, Edirne Sanayi Mek tebi müdürii iken sehit edilmiş bır ressamımız, (Fatih'in Haliç'ten inen donanması tablosui; B:r Fransız romancısı, CDar kapı, Corydon). 2 Uzun Hasan'ın elçiliğinden Fatih'in dâvetiyle «Bn heriflere vemck vakti telffon etmek ancak benim yemekten kalkmamla mümkün de onnn için.» Bulmacaların çözümü bugünkü CUMHURİYET'te M Y CÎNAYET BULMACASI KAATİL KİM? karsnhkta.) Bn arada mnmlan sradım. Belma, masadan doğrn HAVtJZDAKÎ CESET S ki katlı yazlık köskün ağaçlarla kaplı arka bahçesinde hara seslendi. (Beni yalnıs bırakmayın!) Sonra da pilli radyoyn açtı. I reth bir hazırlık vardı. Bekâr delikanh Cengir, babası da Davnt bir elinde ekmek, ötekinde mnm dısarıya çıktı. önünde, ' ölunce, geçen yıl tek vâris olarak büyük bir mirasa korı yemek tabağını iaşıyan Aysel gidlverda. Tolda mnm sönüverdi. muştu. Yakışıklı rfelikanlı, sıkintısız bir hayat yaşamaktaydı. Ar Davnt klbrit istedi. Sonra bir (off !) sesi çıkardı. Bu arada da kadaşlarına, şahane köşkün yüzme havuzu yanında bir gece zi ısıklar tekrar yandı. Baktım Davnt yerde. Temek tabagını otlayafeti vermeyi hanidir düşünmekteydi. Her gün uğrayan temiz ra devirmiş. Aysel, mnm sönünee ellndeki tabağı nsnlca yere likçi kadın, erkenden gitmiştı. Yemek masasını havuzun önüne, koymnş. Karanlıkta Davnt da çarpıp yere düşmüş. Belma masaevin arka kısmına bakan tarafa, havuzu da aydmlatan l&mbanın nın yanında durnyordn. Aysel, Davnt'Ia O'nun arasında. Davnt altına koymuşlardı. Penceresi bahçeye açık mutfağa, İki basa da en geride motfaja yakın vaziyetteydi. Masaya yürüdük. Emel makla çıkılıp girilen koridorun, solundan geçıliyordu. Masa ile yoktu meydanda. Bir ikl defa bagırdım. Ses çıkmadı. Telâşlanev arasır.daki mesafe 30 metre kadarrfı. Kapının üstündeki lâm dık. Aramağa basladık. Ve bn havnrnn dibinde bnldck. Hemen ba da yakılmıştı. îşte, bunlan şu anda evin sahibi Cer.giz, Şef'e çıkardık ama...» ar.latıyordu. Devam etti : «Saat 22 clvarınd» benden başka mtıtŞef, Aysel'e yemek tabaSını neden yere bıraktığmı sordu. fakta iki kişi daha vardı. Aysel ile Belma. Emel İse bataçede masanın yanındaydı. Aysel'le Belma yiyecekleri hazırlıyorlardı. Kı «Karanlıkta düşerim de elbisemi kirletirim» dıye cevap aldı. zartmaları yapıyorlardı. Bir de Davnt davetliydi. Ama, henüz gel «Belma banım, tiz neden ayaktaydınız? Bir ses dnymadınız mı?» mtmişti. Aysel, bir şeylcr alıp bahçeye çıktı, O ıırada salataları dedi. «Hayır. O sırada radyo Lanza'nın Granadasını çalıyordu.» yıkıyordnm. Emel Içeri girdi. Belma'ya (Ben ne taşıyayım?) de Dün gece, Emel'i yutan havuz sabah ısığında ışıl ışıldı. Şef, Cendi. Belma, (Sen tabakları götür) diyerek pcçetelerle çatal kasık gız'e havuzun suyunu boşalttırdı. Tahmin ettiği ağır seyi havularla çıktı bahçeye. Emel, mntfaktaki sıcak patates köftclerinden zun dibinde buldu. Bu, pinnç bir havan eliydı. Emel'in başına bir tanesini xorla ağzıma tıktı. A^zım yanmıştı, Bir de kahkaha arkadan vuran kaatil, suyun parmak izlni sileceğini de hesaplaattı, çın çın. Aysel, mutfata döndü. Emel, dışan çıktı. Bn sırada mıştı. Emel, suya baygın düşmüstü. Başının arkasmı görünce anzili çalan ön kapıya gittim. Elinde paketlerle Davnt gelmisti. lamıştı Şef. Cengiz'e Emel ile ilgisini sorrfu. Cengiz : «Dün gece Mntfağa geçtik. Baheeden plkabın se?l geliyordn. Istt tam bu nisanlanacaiımızı sürpriz olarak llân edecektik yemekte» dedi. sırada lebir eereyanı kesildi. Bir süre sonra Erael'in sesini dny Şef içlerinden birisine dönerek : « ^ d e n yaptmız banu?» dedi.. dnm pencere altından. (Aman dlkkat et. TUrfirken takılıp düKime? Niçin?.. (ersin) dedlm. Bir kabkaha atıp (Ne tarafa?) dedi ve il&ve etti: fK&hl ! Avatima «ert Klr • » takıldıvdı demln otlann arsundmn. • HAZIRLAYAN : tlgUİ muhafız hayretler lçtnde. Heyecanla koşuyor ve durumu tmirine anlatıyor. Hayret etmek sırssı bu sefer onda: « Getirtn bana köleyi» diye bagınyor. Götürüyorlar. « ölümü flstnste üç defa yenmege muvaffak oldngun İçin san» hayatını bağışlıyonını. Adet böyle çflnkü. Talnız, söyler misln bana bu Işl nasıl becerdin?» « Çok basit efendtaı. Arslan benl parçalamak gayeslyle üzerime geldikçe kulagına etillp bazı şeyler fısıldryorum.» « Neynus bn ban seylerT» « Zannettiftnis kadar öoemli değil... Buradan sa£ sallm çıkars&m hayvanlan koruma derneği knrup bütün haklannızı savunacağım dlyordum,» Kartv zit Bulmacası İKadri Tek AğU Adaş Yukarda kartvizitıni gördüSu nüz Bay, Refik Halit Karay'ır şu günlerde şarkısı da yapılmış aynı adl: bir romanının hayranıdır. Eserin adı kartviziti teş kll eden ha f °rin (vrasındadıı. u • •• NLÜ blr müellifln itirafı : Henrv de Montberland şöy1 le diyor: «Rabelais mı dediniz?. Blr tek satır bUe oknmrdıra. Candide ml?.. Haberim yok. Voltaire de 6yle... Göz gezdlrmege bile vakit bnlamsdım.» *** ALNIZ Avrupa'r.ın değil butun dünvanın severek okuduçu şohret'.i rorr.ancı Françoise Sagan anlatıyor : «Genç bir kadın tasavvur edin. Ama tasavvur ettişiniz kadının Fransız \e Parisli olriuiunu da unutmamak tâzım. tçinde yıldızlar uçuşan kocaman kocaman gözler. tcu h2fif ce yukarı kaikık hasarı bir burun, pürüzsüz bir bovun. Böyle böyle bir çift KÜÎJS,. Sonra incecik bir bel. Daha sonra vürürken ses duvarını a^an kalcalar.. Acsaire vesaire. Bu kadın bitkiıı bir ifadevle kendini divana atıvor ve telefonu açıyor. Doktor ile randevusu var. Fakat kendini gidemiyecek kadar yorgun hissediyor. tste trlefon konuşması : Doktor, bugün ögleden sonra size geleoektim ama, özür dilerim randevumn iptal ediyornm. Scbep mi dediniz? Gayet hasit. Bugün, dördüncü defa soynnamıyacak kadar yorgunum.. Sabahleyin kocama iş bulmak için büyük b<r müessesenin nmum müdürü ile çörüstüm. Daha sonra da kiravı arttıracağına dair haber gönderen apartman sahibini görmek zorunda Ualdım. Oradan da prova için terziye uğradım. Simdi kocam işt çirmiş durumda Ev sahibi kivay arttırmaktan vazgecti. \rııi elbisem bir rüva k dar çüzel oluyor. Ama ben de hittim Size b?ska bir gün r*rarım olur mu?»
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle