07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
9 Haziran 1969 CUMHURİYET TIP YONUNDEN Sen şifabahş olacak sanma bu teşkilâtı İlmi biz halkı uyuşturmak için kullanırız Dr. Ihion UNLUER Neyzen Tevfik'in inançlarına gelelim înancın değiştirilmesine eğilen büim adamlan, ilkin kültür lâfı üzennde durdular Carlson, üniversıte ögrencilerinin daha önce almış oldukları dinsel egitimin toplumsal görüşlerini ne derece etkiledigini araştırmıştıVardıgı sonuçlara gore Yahudi asıllı öğrenciler tann, savaş vs doğum kontrolu hakkında en liberal inançlara sahiptiler. Protestanlar ortanın ortasındaydılar Katolikler ise en tutucu > lanlanydı «Özel tlç kâgıtçıliK okulu» na devarn edenlerle devlet okullarına giden öğrencilerın faşizmle ilgili tutumlarını inceliyen Stranger. refah içinde bulunanların, aşağı toplumsal tabakalara oranla çok daha iaşist eğilimli olduklannı görmüştü. Bunlardan anlıvordıık ki insanların inançları elbette ki ihtiyaç ve gerilimlerine bağlıdır. Inançların oluşmasında ailenın rolünü de inkâr etmemek gerek Horovitz elma şekeri almak vaadi ile Tennesee'lı bir köylü çocuğuna sorduğu bir soruya: « Annem bana siyah çocuklarla oynama diyor» cevabını almıştıAsırlarca «arabım şak şak» diye horlanan siyah çocuk Langston Hughes ıse şoyle söylüyor: Dövüldüm, yara bere içinde kaldımönüne gelen birlik oldu. Ezeyim diye yaşamamı, sevinmemi. Amma ben hep yerimdeyim gene. înançlanmızın ham maddesinin çeşıtli otontelerden eldj ettiğimiz algılar olduğunu söylemiştik. Bu otorite bazan bir fızik bilgini, bir müspet ilim otoritesi olabildiği gibi bazan Saidi Kürsi. Kabakçı Mustaf.4, Patlıcancı Memet: bazan da kitaplar, gazeteler ve James Bond un fihmleri olabiliyor Bilimsel yöntemlere sahip olma derecesine göre kişi ya «Hayatta en hakiki mürsidn in ya da «l.şkenı beci Hurşidüı» yolunda yürüyecektiretmek fmeselâ zenci düşmanlıgını ortadan kaldırmak gibiı; bir inancın yönünü dejiştirmek (meselâ kaynanaya olan düşmanhğı dostluğa çevirmek gibi), bir inancı daha doğraadan önlemek (meselâ bir çocugu yepyeni bir inançla yogurmaK gibi) her ne türlüsü olursa olsun. kullanılan teknik «propaganda!» dır înançlanmızın değiştirilmesi üıerine sosyal psikolo)i bilginleri, bilimsel çabalar harcarlarken, reformcu ve devrimciler de insanın inançlanm değiştirip giizele, iyiye, doğruya yöneltmeye çabalıyorlar elbette. İnsanların inançlaruu değiştirip, kendi çıkarlanna göre şekillendirmeye çalışan diğer bir zümre de yöneticilerdir. BütUn bunlardan başka bir toplumu içten ve dıştan kazıklamak istiyen zihniyetin de ınsanlann inançlarına yöneldiğini görmekteyiz Dıştaki sömürgen «Uyu yavTum kolUnm seni has retle sarsın» şarkısmı söylerken içteki de «Bu dünyayı bırak fthi retine bak» deyip «boş vermişim dünyaya, sen de boşver dünyaya» diye diye nağmeler yapmak tadır. Bunlann temposuna psikolojik olarak uymaya mecbur •olan sürü insanı da elbette kl sonunda «Ben seninim, ister öidnr ister as» türküsünü terennüm edecektir duk. Güneşin yerden uzaklığir.ı ise kozmoğrafyacı Kefkef Necati den öğreniyorduk. İtibarlı telkin dedigımiz bu yol, otorıteler tarafından sağlanıyordu İşte bu konuda psiko sosyolojik bir kurala daha varmış oluyoruz ki tel kin çoŞunlukla otoritenin üstünlüğünden ziyade, telkini alan kişinin telkini yapan kimse ile uyuşmak ihtiyacından ileri gelmektedir. Bu kural yüzündendir ki Çemişkezeğin Tezekli köyündeki Tezekli Memo ye dek ;ubay öğretmene itibar etmiyecek kolayca uyuşabildiğl CİNCt HOCA'ya inanacaktır. YARIN : Evet... Sabah olacaktır. Sabah olur geceler... Yutucu ve tutucu kuvvetlere rağmen inançlanmız değişebilir Remmers ve Fredel Smith Amerıkanın zenci düşmanlığı olan bölgelerinde türlü sosyolojık deneylerle zenci dostluğunun bir hayli arttığını görmüşlerdi. Rozenthal kapitalist kişilere sosyalizmi sevdiren filimler göstermekle tutumJarımn de ğıstiğini gördü. Belirli bir inancı toptan yok Propaganda Propaganda ister bir Orrl. Prof hekimin hasta tavlamak propagandası olsun. ister bir di lencinin Go> Goy, ister seçime giden politikacmın Ch,' Oy propagandası olsun tüm propagandaların en önemü aracı dıl olmuştur Esopios'un hikâyesindeki gibi dil, heTi atom bombasından daha öldürücü bir silâh, hem de <birle?ememi? milletler den daha etkili bir banş aracıy dıDil yâre<tini andırı^ak yire bu lunmaz. dil harabı a?kınım ben, dili nâşad, dilrüba .. Kaynıni dili, kuşdili lâflannda belirtildiği gibi propaeanda, dil yolu ile inanç ve tutumlan denetliyen psikolojik bir algidır diyebilirtz. Propagandacının aşılamak istediği inanç ya topluma laydaU bir inanç, ya da propagandacınm kafasındaki sınsi bır inanç olabilir Ya da bir satıcınm veya sömürgen bir devletin propagandasıdır bazan Propaganda yapılmış bir insanın tepkisi, davranışr. ele^tiri yapmadan verilmiş bir cevap, düşünmeksİ7İn meydana gelmi^ bir reaksiyondur 38 Değilsin. dedi, değilsin ama. bu cenabet !.Ş öyle bır netameli iştir ki. yeniyim. tecrübesızim fa lan tanımaz. Bir çuval inciri berbat ettin mi, ıstıka met kodestir1. \nason kokusu yüklü sıcak hava agırlaştıkça ağırlaşıyordu. Dışarısı pek öyle sıcak değildi ama, bu ne de olsa bu kadar müşterinin cıgara duraanlarıyla hayli loşlaşmış lokanta. insanı terletıyordu. Deve ceketini çoktan çıkarmış, gomleğının kolla rını dirseklere kadar sıvamıştı. Ötekiler de ceketleri çıkarıp gömleklernin kollarını dirseklere kadar sıvadılar. Lâf lâfı açmış, her kafadan bir ses çıkıyor. Kudret Yanardağ zamanmdaki baskınlar anİatıİıp gülünüyor, bu arada çeşitli mezelerle kadeh ler ard arda devriiiyordu. İdris üçüncü kadehi de yuvarladığı halde kafa yı bulamıyordu bir türlü. Çok içmezdi oldu bitti âma, üç kadeh devirince de dünya sallanmaya başlar. neşesi anar. başka insan olurdu. Çevresinde ko nuşulanlara kulak verir gözüktüğü halde anlamıyor. şuradan bir an önce tüyüp, Semâ'yı bulmaktan başkasını düşünmüyordu. Deve birden heyecanla döndü: Dur ulan İdris, dedı, dur be. Senin Semâ'dan haberin var mı? İdris samldı: Yoo, dedi. Gala'.a.aray'ın altındaki bir gece klübünde oryantâl danslar yapıyor. Geçende Kudret'ten bah settik. Karı sevdalı değilse de, gerçekten sevmiş ayıyı be! İdris oralı olmaz göründü: Adaam sen de. Herifin Semâ mema gördüğü mü var? Karı da istidayı dayanmış, ayrüacakmıj ha? Ayrılsın bakalım.. Birden dikkat ederek: Peki sen orda ne yapıyorsun? Burdan ne için apar 1opar gittin? Şimdi neden geldin? Herif fena nu kısılmış? Artık susmak. ya da geçiştirmekle olmıyacaktı: Hapishanede kâtip eskileri falan var. Zimmet, ihtilâ suçları. Onlarla birlikte dümenini yürütüyor işte. ne yapsın? Sen? Sen ne yapıyorsun? Ne yapacağım? Adliye civarında bir saçak altı uydurdum... İnanmam! Xiye? Sennen Kudret aynı şehirde olacaksmız da dümen çevirmiyeceksiniz? Aklım almaz! İdris boş bulunarak bilek saatına baktı. Bakmasıyla da pişman oldu. Buysa Deve'nin gözünden kaçmamıştı: Ulan, bilek saatı mı aldm? Yüreğine inecekti İdris'in. Çünkü Kudret Yanardağ'ın oraya gitmeden önee satmıştı saatını, yol parası yapmıştı. Düşürdük canım, dedi. Rehin. Birine bir temiz lâyihası yazdım. Parası yoktu, âriyeten verdi.. Gozlerinin içine kurnazca bakan Deve: înanmam, dedi. Büirsin, kolay kolay kül de yutmam! Sıkılmağa başlamış, sıkıntısmdan kıpkırmızı kesilmişti. A a... kızardı Ulan, var sende bir kınrıfırlık! Ne kmcıfırhğı olacak yahu? Paralısm sen! Been? Nerden? Ulan sen, o kayarto.. hele o. Onun duruşu, bakışı, konuşuşu paradır be, dalga mı geçiyorsun? Karı marı piyastos edernedi mi? Hapis adam. nerden etsin? Eder o. Daha doğrusu. karılara karşı bir mik natisiyeti var hergelenin... (Orhan Bomba'ya döndü ı Serçe kuşu nasıl baykuşun ayağına gider, karı!ar da bu Kudret hergelesinin ayağına öyle gider! İdris'e döndü: , Öyle değil mi ulan? Yalan mı? Doğru. Doğruysa vardır iyi kötü. güzel çirkin, aitmışlık, yetmişlik. bin yaşında ulan. Ha? Karısız duramaz o! Hem yahu yeni, zengin karı egaflamak Di$i Bond MODESTY( BLAISE T Mi U Sov'££>>? Propaganda ve eğitim Eğitimi, bireyin bilgisine bir şeyler katmaya çalışmak ve, insanlan kendi açılarmdan değerli bir hale getirmek diye tarif edebiliriz. Bu, gerçekte toplumca istenen bir eylemdırAmma resimli romanlan, Tom Miksin maceralannı da eğitim propagandasından ayırmak, bilimsel olarak zordur Tarde ve Bon gibi sosyologlar propagandanın temel kavramlarının telkin ve taklid olduğunu kabul etmişlerdi. Telkin, yeter mantıklı deliller olmaksızın bir tezin kabul edilmesidir diyebiliriz İnsanın düşünmesine fırsat vermeden inançlanmn değiş mesine sebep olan telkin hakkında Bridges çesitli deneylfr yapmış, bireyir. yargılarının kit le ile uyuşmak eğiliminde olduğunu görmüştü. Meselâ karş:mızda gerçek olmıyan bir fikn savunan insanların sayısı, gerçe ği savunanlardan fazla ise, yani bâtıh savunanlar ekseriyette ise, bi7im kalamız da farkında olma dan sayı hesabı ile bâtıl likre kayacaktır/ ' NE.StYLESEM R&yöA. G.TMEPİ DUEMAOuAl Hemen hemen tüm inançlanmızın oluşmasında ister istemez yetkili ve otoritelere bağlı olduğumuzu belirtmiştik. Hanyanın, Konyanın. Halebin nerede olduğunu coğrafya yetkilisine soruyorduk Şüphe edenlere karşı da «Halep ordaysa arşın burda» deyip ispathyabiliyor Corth CÜS C Mi TESİCSİ2 MALE Mı Tiffftmy Jones ÎIFFANY JONES DOKTOR üp. Croloğ SÜREYYA ATAMAL YEMiNi bey ye' Çeri +aç mer Taksim, SıraselvUer 105/4 Tel : 44 5? 44 KAYIP Pasomu kaybettim. Hükümsüzdür. Mehmet Gençkurt Cumhuriyet 7092 için bahanesi de var hazır. Karı ayrılmak üzer» dayanmış istidayı. Bu yeter de artar da.. Ah ulan ah, yanındaymışım gibi çakıyorum. Müdürü. savcı yı, ne bileyim hâü vaktı yerinde birini mutlaka buİur. kendıne baktırır. Herifin karısı mı. kızı mı, bal dızı, kız kardeşi mi. anası mı ulan. nenesi mi tavlar be. Mahmı avucumun içi gibi bilirim! Boş rakı kadehini rakı doldurdu, havaya kaldırdı: Bunu onun hatırı için içiyorum, onun şerefine içiyorum.. Sarhoş olmuş gibiydi. Bir an durdu, şaşılaşan gözleriyle Orhan Bomba'ya baktı: Doldur ulan kadehini! Genç irisi adam doldurdu. Birlikte iceceğiz Kudret'in şerefine! Çevresine bakındı: Ne duruyorsunuz1' Doldursanıza Hep doldurdular. Yalnız İdris iki parmak koy makla yetindiyse de bu, Deve'nin gözünden kacma dı. Rakı şişesini yakaladı. İdris'in bir takım mâzere'.ler ileri sürmesine falan kulak asmadan doldurdu: Içemem ne demek? Pirimiz, üstâdımız, azil arkadasımi7in şerefine iceceğiz! Kadehler tokuştu. içildi. Deve oturduğu yerde sarsıldı âdeta. Susuz rakı çarpmış mıydı birden? Yoksa soğuk algınhğı dolayısiyle mi çarpmıştı takı? Alnını ma?anın kıyısına dayadı, bir süre öylece durdu. Neden sonra doğrul du: Kayartoyu ağzıma besmelesiz aldım, çarptı! dedi. Masa kahkahalarla güldü. Gerçekten de, Müfet tişler müfettişine tam da yakışmıştı bu söz. îdris ayâğa kalktı birden bîlek Saatına b"aktı: Bana müsaade arkadaşlar! Öteki'ere göre hava hoştu ama. Deve: Mangır'.ı kalkışı, dedi. Ulan İdris, ulan hergele.. doğru söyle: Mangırlı mısm? Gülmeğe çahşarak: Piyango çıktı duymadm mı? Boşver piyango'ya. Buradan apar topar savuşman içime kurt düşürmüştü zâten. Neye, kim» güvenerek atlayıp gittin? Hiiç. BHirsin, Kudret Yanardağ'ı... Çok seversin, bilirim ama. gene de parmağını yalamak için bal lâzım. Kudret imkânı yok voli vurmuştur. Bırak yalanı, yeminle falan da büirsin aram hoş değil! Birden iskemlesini itip ayağa kalktr. Dur, üstünü arıyacağım! İdris ateşe basmışçasma irkildi: Ayıp ediyorsun ama! Arıyacağım ulan.. Aradan iskemleler falan olduâundan hemen g* çemedi İdris'se faydalanmasını bildi. hızla döndü, daracık merdiveni koşarak inmeğe başladı. Bu, Deve'yi fena bozmuştu: Tutun! diye bağırdı, yediklerinin parasını vermeHen kaçıyor! Bu, Avrupa'nın herhangi büyük kentlerinden birindeki güzel bir lokantayı hatırlatan yerde böy le stıluluklar olmazdı. tdris dehşetle durdu, mahvolmuşçasına: Ayıp yahu. dedi. Çok ayıp yapıyorsun ama.. Deve de yetişmiş, yıhşık. cıvık sarhoş kahkaha İprıyla gülüyor, tehlikeli bir yalpayla sallanırken, el kol hareketleri sağı so!u rahatsız ediyordu. Deve kaba kaba «Ayıbının anasına avradına» söğdü. Ayıpmış. Niye ayıp oluyormuş lan? Bu neza keti Anadolu'dan mı getirdin? Burası tşianbul oğlum. Istanbul'lulann nezaket dersine ihtiyacı yok! Burdan baska da tçtanbul yok yeryüzünde! Peki. dedi İdris. Yok. biliyorum.. Deve şimdi de komut vermeğe başlamıştı: Rahaaat... ooool! Rahat diyorum lan deyyus, rahata geçsene! İdris de birden sarhoş oluverdiği için, şakaya vurarak rahata geçti. Sonra komuta uyarak hazır oldu. Yeniden rahat, tekrar hazırol. Ardından da.1 İlerüiiii marş! (Devamı var) Kırkıncı Hafta Spor Toto İkramiyesi Kazananların Nazarı Dikkatine Kırkıncı Hafta Spor • Toto ikramiyesi ödemelerine devam edilmek*e olup, Başbayiliğimize baglı bayılerden oynayıp ikramiye kazananlann 1 ay zarfmda ilgili şubelerimiz gişelerine müracaatla ıkramiyelerini almalan rica olunur. Taşra bayilerinden o>Tiayanların ikramiyeleri P.TT. ve Ziraat Bankası vasıtasile adreslerine gönderilmiştir. Bayındırlık Bakanlığı Karayolları Genel Miidürlüğü I.BöteeMüdürlüğü: 1 Eksiltmeye konulan i? : Safranköy Varyanfa Beton »»• falt Santıye«ıne 4000 m3 kumun Esenyurt kum ocağından veya Itfarenin göstereceği ocaktan, ihzar, yükleme, boşaltma, nakil ve figüresı ışi olup, keşif bedeli 63280,00 11radır. 2 Eksiltmesi 20 Hazlran 1969 Cuma günü saat 11.00'de Istanbul Küçükyalı'dakı Bölge Müdürlüğünde kapalı rarf usulü ile yapılacaktır. 3 Eksiltme evrakı Ankara'da Karayollan Genel Müdürlüğü Malzeme Müdürlüğünde, Istanbul'da Bölge Müdürlüğünde görülebilir. 4 Eksiltmeye girebilmek İçin : a) Isteklilerin 1969 yılına ait Ticaret veya Sanajrt Odası belgesı İle usulü gereğince 4414,00 llralık geçid teminat verroelerl, b) Yeterlik belgesl almak İçin lsteklilerh. en geç 14 Haziran 1969 Cumartesi günü saat 12.0()'ve kadar bir dılekçe ile Karayollan 1. Bölge Müdürlü*üne müracaat etmelerl. Müracaatta genel evrak kaydı tarihı muteberdir. DilekçeJerine en az bu lşin keşıf berfell kadar buna benzer bir İs yaptıgına dair belge eklenmesı lâzımdır. Telgrafla müracatlar kabul edilmez. 5 Isteklilerin 2490 sayılı Kanuna göre hazırlayacaklan teklif mektuplannı en geç ıhale saatınden bır saat evveline kadar Komisyon Baskanlığına vermelerl lâzımdır. Postada vaki gecikmeler nazan itibar* alınmaz. (Basın : 16276) 7084 Türkiye Emlâk Kredi Bankası A. O. Istanbul Şubeleri (Basın: 16549/7077) A Surlara vannca GAZİNO PLÂJ ve KAMPİNG YERİ KİRAYA VERİLECEK Koyümüz tüzel kişiliğine ait Unlü Engin Plâj Sitesinin Yalova cıhetinde 110 metre deniz cepheli, 8000 m2'lik arazi üzerinde ınşa edilmis olan 350 m2 den ibaret gazino ve her türlü ihtiyacı karşıhyacak diğer tesisleri haiz kamping yerl beş sene müddetle kiraya verilecektir. îhale 14.6 1969 cumartesi günü saat 12'de Kaymakamlık Köy Bürosunda yapılacaktır. Tesislerin senelik muhammen icar bedeli 4000 dört bin llradır. Muvakka' teminat 2000 ikibin liradır. Köy Idaresi 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta serbesttir. Umumi ve hususî şartname Köy Bürosunda görülebilir. muhtarlıkta ve Kaymakamlık 4 Çiftlik Köyii Muhtarhgi ( Yalova >•••••••••••••••••>»#••••••••••»••••»•••••• (.Basın: 4171,7083)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle