Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHÎFE tKİ Haziran 1969 CUMHTJRÎYET UNİVERSITEDEKI BUNALIN Doç. Dr. Muammer BiLĞE akültemiz, Bniversitemiz üniversiF telerımız bunvesının ağır vebır vakıabır bunalım içınde bulundufu süpbe goturmez jfisı u se>gisı ancak bu prensipleri nıhuna sındirebilmıs onderlerı aramakta ve ıstemektedır. Halbnki, simdıve kadar sahit oldutamuz manzara, üit me>kideki ve ıdarî görevdeki hocaların, arkadan <elenler için ekseriya bu hususlara hassasnetle riavet etmediklerinı çostermektedır. Bu sartlar altında neMİler arası dostluk ve karsılıklı anlavıs çok defa xedelenmıs bolunmaktadır. Bu zedelenmelerin tedavisini saflamak ve kürsü kurullannın fiilen var olabilmerfni miimkün kılmak için. kürsü vönetıciliicinin kavdı ha%at sartıvla ınhisar altında bulunma«ii \e bn mevkie eelenlerın farkında olmadan despotlasması önlenmelidir. Bn maksatla kiirsii vöneticiliği jtörevini b?% ^ene dernhte etmis hocaların. avnı kürsüde baska profesörler \arsa, hn se^ivede biraz da onlann cehit \e tavretinin denenmesi icin. bn idarî eörevi kendi iradeleTİ \e arznlarıvla bırakmaları demokratik olrunln£un ve despotlnktan fiilen knrtnlmanın bir Uareti oldnîu kadar. veni neMlleri bunalımdan \f aiıza alınma\an ho«nutsn7İnklardan uzaklastıracak en emin çaredir. Bn yolnn tntnlabilmesi icin parava ihtiyaç \ar mıdır? Bnnn hükumetten beklemeve ve >apmadı dhe Psrlâın<'nto'vu kınamava bir <ebep bnlnnabiiir mi'.. A Asistan %e Kfrenci ha«amaklan 3nlver^itenin akademik Taımının vaıtecümez en önemli tabakaları oldnfru kadar, Tİndelikte. uvanıklıkta ve ^aratıcılıkta her veni nesil. kendinden evvelki neile en bnviik samimivetle varflın^rı olmava betn h37irrhr, rıım H zannedildiHnden cok daha istidatlıe dır. Rn kndrete karsı ^en bir <;ev anlamaz«ın \ ? v?oaoaeını «arîprp Hpn Hiiirim ^<*n dur vpriide ve ke* w«nı. ıiemek. hem dofrn deSildir hem de m"mkfin olmavacaktır. GençliSe itimat. anlavıs ve teveecahiimilZ'i isnat etmek "7ere. a«'«tan ve ö^renci t»m(ti'oilerini tilf'r^î dînlevîci» ve «daimî mn<«\in olarak hiitiin irnnılİ!«riTni7* nicin florhal dâvet p'mivorn7. Rnınn»! i"in de para laTim rrndır" H"kfîmet VPV a Poiimentoı hnna A**ilır mı? ToUsa hİ7İm . olHntumuT rihi röriiln mok ve stnlasılroakta rrtinf'rt hir halimi7 mi varflır? OWu*ıımı117 »ibi rörfirımekten veTJ röriinmek i«t<><':*imİ7 eihi olmaktan biıe bir 7i»rar relir mi*.. 1 «FnllTime» adı ile anılan mesele, «ünhesiz nniversitelerimizde birinci derecede önem tasıvan hir \ eni anlavı* ile ilrflidir. I>aha do^rnsn. kavbedilmis hir dotru anlavı«ın veniden hnlnnması olacaktır. Bn hüvük hir rönesanstir. Rn noktadaki »ksaklıJın riderilmesi ve »aflftitı terkedilmesi için atı1cak ilk adımdn da »«la naranın veri voktnr. Üniversite öfretim üvelerinin ve vardımcılarının rasıl eeçindikleri »Ibette hesao edilmelirtir Fakat. iiniversiteve hnlus ile h»*lı olanlar i e olmavanlar arasındaki farki nnotarak. isi sadece bir para meselesi haline eetirmek dotru degildir. A\nı zamanda «FnllTime»a VP hattâ en kücük bir reforma iclerinden alevhtar olanların her ttirlü eneelleme ve ovalamalanna açık olan nsnllerle olumlu ve veterli neticeve nlasmak mümkün olmamaktadır. Bizim inancımi7» eöre bu noktadaki sercek nvanıs ve büvük rönesans için biraz daha düsünmek l e hn meselesi helki de daha kolav ve basit olan vnkarki üç noktanın hallinden sonra ele almak uygun olabilir. ayın Nıhat Turel'ın makaleleri munasebetıyle, A P yonetimını ıktıdar etme açısından eleştırmek ıstıyoruz. A P vonetımı, ıktıdarım. henuz koltuktajken devretmıştır Çok tuhaf ve çe.ışık bır gerçek olan bu dev.r sokağa ve kalabalıklara olmu<=tur Memleketunızdeki, Ana>asa'ca duzenlenmış iktıdar etme kuvvet ve vetkısı sıyasî yonetıcıler ve parlâmentodan kopmuş bulunmaktadır. :Myasi ıktısadı ve her turlu sos >al ınısıvatıfler kalabalıkların, sokağtn elıne eeçmıştır. Devlet ve parlamentonun varlıklannı unuturcasına memleketın sıyas' kaden meydanlara teslim edılmış duıumdadır Bırakınız ıcıslen. dış ılıskılerde bıle sokak konuşmaktadır A P. yönetımı başta kaldığı ırrüddetçe memleket aleyhıne fazla bır şev demek olmay ı bu durumun daha sonrakı ıktıdarlı yonetimlenn, cîolayısıyle memleketın ne denlı aleyhıne olacagı acıdır. Yedı partıye karşı kazandıgı seçım başarısıyla her jonetimden daha fazla ıktidarlı olması gereken bugunku hukumet ve parldmentonun âcızliğı devara ettığı rruddetçe endışelerımız devam edecektır Geçmışın D P iktıdan, belkı kendi guçlülugunden, belkı de partıler dışı sosyal baskı unsurlarının bulunmayışından, kuvvetlı bir ıktıdar sürdurmüştu O zaman parlâmento kutsal bır muesseseydı MılletvekıUerıne olan saygı ve sevgi sonsuzdu Kuvvetmı kotuye kullanmaya başlayan ıktıdarın bir ıhtılâle mâruz kalmasından sonra, ıktıdar; yavaş yavaş parlâmentoların ve hukumetlerin elırden çıkıp meydanlara sokaklara \e perde gensı güçlere kavmava başladı Bilhassa gençlığın onderliğınde alınan bu ıktidar etme inisıyatıfı, her ne kadar ışçrnın ve gençlığın bılınçlenmesı demek oluyor ıdıyse de soysuzlaşmakta ve kotuye kullanılmakta da gecıkmedı îktidarın parlâmento dışına kaymasına, başta koahsyonlar, yâni ıstıkrarsız yönetımler sebep oldu \ncak, A P yonetımi çofcunlukla e!e geçırdikten sonra ıktidar etme gucünü tekrar Anayasa'nm gosterdığı muesseselerde topliyabılırdı Başaramadı ^ksme ıktıdan her gun biraz daha devrettı ve en nıhavet bu tersıne akışı o noktaya vardırdı kı, vatandaşa bır devletın varlığmı dahı unutturur oldu dır. Bn vakıavı musahede etmis \e gerçeği anlamıs olmak ıçin. vasat bir msaııın ve orta tahsil gormüş bir \atandasın aklı selimı fazlası ile veterdir. Fakat ne yazıfc ki. asıl anlamıs olması gerekenler anlamamıs görünmektedır. tçinde bulunduçumuz hunalımı çerçek Ye tedavisi zorunln bır hastalık savmıvarak, çn veva bu özel maksatlı. su ve\a bu art duşuncelı kımselerın eserı şeklinde gormek veya tamamen tesadüflerin % modanın husule f getirip körükledigi bir sunî olavlar dızısi sanmak üniversiteli seviyesine ve çerçefce uvgun düsmeven bır yanılma \eva bir gaflettir. Gerçek sifava TSnelecek, ivi niyetli, içi dısı aynı olan bir reform zihnıveti ilr ve iki yuzlüce degil. fönülden ise kovnlarak bn bunyeyi tedavı etmek sarttır. Bu. artık secikmesine, geciktirilmesine tahammül edılemiyecek bir ihtivaçtır. niversite reformunun en ünemli hamlesi Parlâmento'va bağlı ve ondan beklenecek bir hareket de&ildir. Üniversite reformn hukumetin. su veva bu partinin. vahut unı•versite dısından bir kuvvetin isi degildir. Rnnn nmdnf kadar feciktirerek buhran varatanlar ve hattâ simdi bile. suçu baskasına »tfedeTek isin içinden «vnlmıvj cahsanlar. ınevkilerine vapısnm ve donmas üniversite yoneticileri \p iıst kadrolarıdır. Üniversite reformu bir para meselesi u ya bir nznn zaman meselesı de defcildir. Özerk bir kurulus olarak üniversite. memleketin bevni olması çereken üniversite. kendi rrformnnn kendi iradesivle bir anda gerçeklestirebilecek mevkidedir. Hattâ üniversiteler. sadece kendilerini hasta eden sebebi bulup tedavi etmekle kalmıyarak. meraleket bünvesini kentiren baska hastahkların en isabetli teshis ve en ivi tedavi voliannı da «östtrmek borcn içindedirler. İKTİDARSIZ YONETIM H:: şüncelerimi açıklamak istenm. Ittıhat \e Terakkı Cem^.etı, Turkıye'de narlamenter reıımı 1 kurmak hedef n guden bır gızIı cemı>et olarak kurulmuş bu hedefıne ulaşınca ise sı\asi bır partiye dontişmuştur. Bu ceımyetin ya da partınm yurdun yonetimındekı hataları sayılamayacak kadar çok olduğunu sanırım kı, ınkâr etmeve ,mkân r yok*ur Genye. mensupla ının mefkurecı, samımı ve namuslu olup olmadıklarının tartısı'jnaM kalır. Bundan başka sayın Ismail Arar fazla olarak «mefkureci olmak yeter mi?» sonısunu da ortaya atıyor Ittıhatçılann en keskın müdafaa silâhları nüfuz tıoaretı voluna sapmamalandır Once Balkan harbmde Rıı melı'mn kavbının sonra da korukorune Binnci Dünya Savaşına gırerek koca imparatorluğu çoktürmelennın hesabını sormak gerekır. örneğin. nufuz tıcaretı yapsalardı memleketı kaç milyon zarara sokmuş olurlardı' Halbukı imparatorluSım cck turulmesının maddi ve marevı zaran rakamlarla olçülemeyecek kadar buyuktur amırrulık ve namusluluk'a rına ornek olarak ise çok ha sıt şeylenn propagandası \a pılmaktadır Meselâ Talât Pasa' nın yamalı pantolon giydıgı, evıne getirilen francala ekmegı gerı çevırerek «Halk hangı ekmeğı vıyorsa ben de o ekmekten yıyeceğun» demesı aoba samımıyetin delılleri olabılirler mı' Enver Paşamn kı o zar^an heniız paşa değıl. beydi Sadrazamın karşısında parlak çızmelerının mahmuzlarmı şakırda'arak «Ben Harbive Nazırı olacağim» dıye dırenmesı parlomenter rejımı kurmak gayesıvle ortaya atılmış kışılere ne deı^ce^e kadar yakışır Sımdıye kadar yayınlanan tefrıkalarda kendısımn Resnelı N'ıyazı ıle bırhkte dağa çıktığı propagandası yapılıyor Halbukı Enver katıyyen dağa çıkmamıştır Adınm hurrıyet kahramanı olarak Nıvazınn yanında yer almasını sa^lamak maksadıyla gızlıce Seljm.itpn Gevgılıye kadar gıtmış, arkaciasları Selânıkte muazzam bır karşılama torenı hazırlayarak kendi=ını dağdan dönen hurrıvet kahramanı dı>e prozante etmişJertJfrt SarıkMni^MBr^u^e^lfedılebüecek hatalardan mıdır' Ya Edırne fatıhlığı unvanı' Edırne'nın gerı alınmasmda tek kurşun atılmamıştır Bulgarlar uç Balkan devletıyle bırden savaşmak zorunluğu karşısında Sonuç Edırneyı tamamen boş bırakunumüzde, :ktıdann bovlesimışlar, Turk asken sılân omuzne başka guçlere geçtığı bır da butun Dogu Trakvayı gerı ?11 başka ulke var mıdır" An mıştır cak. bılmen bır kural \a^sa o Kanaatımce ıttıhatçılann mem da her turlu ıç savaşlann ve ıh leke*e karşı olan hatalan hiçbir t'lâllennin, ıktidar etmenın kasuretle savunulamaz labalıklara eeçmesı sonunda Ismail Hakkı LLlG mevdana geldıklerıdır Denılebılır kı bunun ıstısnası dahı >oktur Sol veya sağ bir halk ıhtılalı ihtımalı bugun ıçın mevcut değılse de, ıç kavgaya gitmekte olduğumuz elle tufulur bır \akıadır a;m Sadı Koçaş'ın bah>;ettığı •İmamın Ataturkçusu. Salirn KOÇAK nun azınlıkta kalışından vatst. Ünv. Huk. Fak kınıyor tartışmacı AU Balkız, Sınıf : I ,No 13032 sonra Ataturk un tekke ve zavıIstanbul jelen kapafış nedenıne desırıerek şoyle dıyor « Dın sımsarlığı japanlara bu kâr kapısı nı kapamış. onların gerçekten ıslam dınıne layık olmalarmı ıstemıştır • ayın Ismaıl Arar ın «Ittihad Fakat bu sadece Ataturk ve ve Terakkı Tartışmasu baş ımamlar konusunda mı boylelıklı jazısı munasebetijle du dır'' Toplumlardakı çoğunluklar yeryuzune Ataturk'ten çok onte gelmış ilk buyuk adamın ısteaOAHIı.IYıC gı gıbı olabılselerdı başka buyuk MOTKH/ISMSI adamlara luzum kalır mıydı hıç"" Ve ılkının ıstedığı gıbı olaDr. Kâmran Şenel mavanlar sonrakılerin dıleklerıIIl/B Tel: 44 • 14 Her eÜD » ne de uyamayacaklardı elbette . 1518 Almsn Hastsne»! »tnı Uyabılseler bıle bunu ancak ge çıcı sureler ıçın başaracakîar, daha doğrusu başarmış goruneceklerdı Çunku buyuk adamlar ıle kalabalıklar asla süreklı olarak aynı yolun jolcuları degılleraır aslında ve bu gayet doğsldır Bırı aydmlığa gıderken otekı karanlığa yonelen vaz ıle kış mı salı .. Adına gundönumu veya değişim dedığimız belli bır kısa çızgısınde buluşurlar zamanın ve sonra yenıdeıı ayrılırlar. Top lumlardakı bazı avdınları bır va kınma ve bır üovunmedır alır ışte o vakıt Dönöşö olmıyan nehir.. 1277 yılında Karamanoğlu 'Mehmet bey Turkçe'yi Anadolu'da de\Iet dili bilmış. \c demış ki: . Bugunden sonra dıvanda, dergâhta, bargâhta, meclıste, ve rae\danda Tuıkçeden başka dıl kullanılmıyacaktır • Ne var ki sonradan tutulmamış bu soz. Turkce bir kenara itilmiş de\letçe.. Saraj, >abancı sozlere. jabancı dillere onem vcraıiş. Sara>ların tatih içre alınyazısı boyledir. Halkına vabaııcılaşan. halkın diline de yabancılaşır elbet .. Çarlık saravlarında Fransızca. İran sara>lannda Tutkce başköşe>e oturtulurken. OsmanU sara>ında Farsça'nın Arapca'nın Turk dılini aşağı gornıesıne ^aşılmaz. Türkluğun Turkce'yi yeniden bulma^ı icin aradan uzun >uzyıllar geçmesi gerekti. Nitekim Turkçecilik akımlarının detletçe benimsenmesi. ancak Ataturk ile ve Millî Kurtuluş Savaşından sonra kurulab milh hukumet ile sağlanabildi. Ve dil de\rinıi vururluçe kondu. Her devrim gibi dil de\rimi de \iırurluğe girdiği sıra veya «onradan vanlışlara dıışmıış. ters kapıları zorlamış, acemilikler etmiş olabilir. Yervuzunde dumduz bir asfalt volda duzenli adımlarla vuruyerek amacına olaşmış bır devrim gosterilemez Devrim volu sarp, inişli çıkışlı. kayalıktır \şılması zordur. Dar kapılardan geçilecek. çetin bir kavga v erilecektir. Dil devrimi gibi hem sert, hem de bir ince isjn elbette zorlukları olacaktı. Nitekim oldu. Ama padişahçılığa karşı cnmhurivetçi Halifeciliğe karşı laik.. Empervalizme karşı antiemperyalist.. Yabancı gudume karsı i*tıl»lâlci.. l'mmetçiliee karşı nıilli>etçı . Somurü dıızenine karşı halkcı.. olanlar. savundukları ilkelerin Ister istemez dil devrimi*le bağdaştığını gorduler ve OsmanlıcavB karşı Turkçecilikte direndilc. Dil devrimini Ataturk devleti benimsemiş. devlet ilkesi olarak vurıırluğe kovnıııştur. Ne var kı dil. devlet zormla dejtişemez, ve dil devrimi devlet emrivle vurııtuleme7. Nitekim sarav devleti Osmanlıra koııuşuıken. halk Tıırkcede dırpnivordu Dıınvanın hiç bit devleti. halkın diline halkın istemedığı bicimi verememiştir. Tıırkıve'de ataturk devletinin vaptığı h.Tİkm dileğıni dilo getirmck. halkın dılini devlet dıli edinınektir T'lkemiziıı sauatçıları caıı ve gonıılden katıldılar hu ise . Simdi duııvaca taııııımış Turk edehivatcılarıııı bn bır savınız O7anlirımı/a. hıkavecilerimize. romancılarımıza bir bakınız! Herbiri Ttırkce'nın »z »uzellısınde Va7arlar Yabancı sozlere coktan sırt cevırmişlerdiı Bir ıılkenin sanatcılarıdır bu alanda en vetkilı kişıler Halkın dilıvle vn7an ve konuşan Turk s.ınatcılan ortada ıken dil devrimini vermek boşunadır Ne var ki dil devrımıne bağlanmış olan avdmlarımıza bundan sonra hınuk ışler duşmektedir. lygarlık varısmda bizim onumuze ceçmiş ulusların felsefe ve bilim dalında vermiş oldukları eserlcrı Turkce've hakkıvla kazandırmak gorekir Dılimiz. insan aklının son aşamasındaki duşunceleri de belirgınlikle anlatabılmelidir. Son vıllarda Bati uvgarliğının temel kitaplarnı; Turkçe"ve çevıreıı vazarlarımızııı hınuk zorluklara dustuklerini corduk Turkce'niıı hutım vcteneklerini zorlıvarak. bilim ve kultur alanıııda dılimizi verli ycrıııe oturtmak bugunku kusaklara dnşen bir gorevdir. Dil devrimini artık: Durum mu, daha ıyidır vazıjet mı' Tefsir mi daha ivıdır yorum mu' Gosterge mı daha ı>ıdıı muşırmı'' Munevver mı daha ıyıdır aydın mı' tartışmasından kurtarmak gerekir. Bu soy anlamsız tartışmaların modası çoktan geçmış, dil devrimi geriye donulemiyecek biçimde yerleşmiştır. Hiç bir zorba Aziz Nesin'e hikâvelerini eeki dilde yazdıramaz. hıç bir gerici iktidar Orhan Kemal'in romr.nlannı eski dile çevirip nkutamaz Dil devrimi. edebivatı aşmıştır artık.. ve bilim ile felsefe dalında en tutarlı. en etkili. en bclırgin soylevişm aranması alanına girilmiştir. Osmanlıca'nm ve Osmanlının hiç duşunnıedığı bilim ve felsefe sorunlarını Turkce duşunüp. Turkçe anlatmak znrundavız. Uygar duşuncenin son ufkuna Turk dilinde varmak zorundavız. Bu işi başaramadığımız surece az gelismış olmaktan kurtulamayız. Akıl ve bilıınin aracı dildir. Bu aracın gucu vetmcdikçc «çagdaj uvgarlık duzejiııe erişilemez. S S • ••• • ••• •••• •••« •••• • ••• «••• • •«« Teşhis ve teklif O Üniversite ö|retım üveleri olarak bicim sevivemizdeki manzara çok kalabalık ı t sıkısık bir otobüsü hatırlatıvor. Bu otobüste, ineceği durak çoktan çelmis \e geçmis bazı kıdemli yolcular otobüsten inmiverek, hem kendi hedeflerinden uzaklasmakta, hem de bu kalabalık otobüsun bümesinde zaruri olarak lamıns nvamamakta ve vabaneılasmaktadırlar. Bunların bn kapıdan normal inisleri sıTasında. lehte tezahürat ıle ellerine birer deDiet çiçek sanmak otobüste kalacak otan çenç arkadaslarının tabiî arzusudur. Fakat inece$i dnrafı farkedemiverek, volculufcu lüzumsuz vere nzatmavı kâr savarak. vola devam *denler. bovlece varattıklan hosnutsuzlnk u fcunalım neticesi bn çiçeği de alamıvacak hale gelmis olnrlar. Avrıca bu kalabalık otobüs içinde arkadan çelenlerin basıncı ile ön csmlar kmlırsa en önde bnlunanların düsme tehlikesi de ortava çıkmaktadır. Bu acı neticeye varmamak için altmıs les yasını serefle tamamlamıs muhterem volculann kendi arznlarıvla ve ellerinde hirer demet çiçekle, on kapıdan ilk durakta inmeleri kendıleri içın bir kat daha savçı varatacak bir davranıs olur. Avnı zamanda içinde bulunduğumuz bunalımın onlar elivle çözülrneve baslamasının en ivi isaretini teskil eder. Bu kalabalık otobüste. onlann bıraktıgı ytr bov kalmaz. Iznn zamandan beri avakta beklemis olanlar, birer ikiser adım ilerliyerek inenlerin yerine oturabilmelidirler. Ancak o zaman, arkadaki eiris kapısına salkım salkım asılarak bekleroekte olan yeni volcnlann otobüse binmeleri ve arka kapıdaki izdiham sebebiyle hareket edemiyen otobüsfin de normal sekilde yol ılması mümkün olnr. Bu reformun vapılması için parava ıhtiraç var mıdır?.. Bn reformun vapılması için hüknmeti haberdar etmeye. mesgnl etme\e, yapmadı dive Parlâmento'yn kınamava ihtiyaç var mıdır?.. % Üniversitemizin iç ortamı. daima. arkadan gelenleri ezmemek, yıldırmamak, sindirip uyntmamak, felç edip eritmemek için hassas olmayı gerektirir. Genç nesillerin sıyrolda B ndur: benim teşhis ve teklifim su Yme saym Soysal'a göre, 1968 >ılı sonunda rurkıye fert başına mılli gelır ortalaması 340 dolâr dır ve yapılan hesaplara gore ısçılerımızın bugun ulaşmış ol dukları sevıvo, Turkıye'nın 30 yıl sonra ulaşabılecegı sevıyemn de üstundedır Lutfen eğn oturup, doğru konuşalım. O 1 sanayı müessesesınde 1 çaMşan 5374 ışçmın tum Turk ışçılerını temsıl ettıgını ve Kar şı goruşlenn «yerinde» olmadiğı nı soylemek, en azuıdan mese'eyi hafıfe almaktırO Yıllık ortalama 16 508 lıranın karşılıgı olarak Herı su rulen 1834 dolâr nasıl hesapla'ı mıştır'' Bır dolâr 9 lıra uzenn den însaf edılsın Avnı gun'.iü »azetplerde bu arada Cumhur • vet gazete^ınde Turkive'nn basısvereni Vehbı Koç ne dıvTr«Busün serbest pivasada doljr 14 liradan işlem gonnektedır Gereken tedbirler alınmadıçı takdirde vakın bir çelecekte f< l> lârın lb liradan işlem fcörciüs"ne şahit olmamız mumkündur» Dolânn deferı de herşe.ie (bu arada getırılmek ıstenen KS nun tasarılarında ongorulen '"ezalarda) olduğu gıbı ışverenlen mız ıçın başka tşçilenmız ıçn başka mıdır' Rakamlan buna gore duzeltırsek, yıllık ortalama yı 117P dolâr olarak buluruz A Fert başına hesaplanan mılli gelır ortalaması ıle bır iş çının yıllık gelınnı karşılaş':r mak hangı mantığın veya nıye*'n esendır bılemıyoruz tşçı bu?jn ulkemızde en azmdan 45 kış^'.k bır aılenın t»k gelır kavnagıd • Bekâr ışçılen de dıkkate ali"" sak, ışçı gelınnden fert başına gehre varabılmek ıçın. o gel'rı en az 3'e bolmek gerekecekfır Yanı î374 ısçının mpvdana ee *ırdığı aıle topluluklarında fert başına duşen vıllık gelır orta a ması 400 dolâr cıvanndfldır Bu da sayın Soysal'ın verdiği 340 do lârlık genel ortalamanm çok ds tunde degıldır. SONCÇ: e yazıda boyle yanlış templ lere dayanarak, ışçı sınuımızıH' mücadele silâhlanna saldınva geçılıyorSayın ışverenlerimız ve onların sozculen biraz daha dıkkatlı olsunlar!.ömer BEKÂRLI Istanbul V 6 • •ı *•• Millî kütüphane mi, yoksa Ulusal Kitaplık mı? AYDILMLIK Sosyalist Dergi H. *aviLCI>ILI: Işveren Sosyalizmi îşçi Sosyalizmi; M. ERDOST: Doğu Anadolu'da Hayvancıhğin Feodal Niteliği: D. KAVUKÇUOĞLU: Latin Amerikada Devrimei Hareket; G. ZILELÎ: Sosyahst Harekette Küçük Burjuva Etkenlere bir Ömek. A D R ES • Suleyman Sırrı Sok No 2 12, Sıhhıje • Ankara 8. Sayısı Çıktı Sonuç te tazminatları konusunun, ancak üniversite dısında hiçbir ticari baflantısı \e kazanç jtavesı olmavan öğrttim üyeleri müzakere etmeliâirler. Di|eTleri dısardaki menfaatlerin baskısı altında ob.jektif \e tarafsız olamazlar. Onlar bu konuda fakülte kararlarını \e bilhassa reform çalısmalannı vanlıs vollara \e çıkmazlara itmekten hiç olmazsa hrr vasıta ile ellerinden «eldifi kada. çeciktirme\e çabalamaktan kurtulamazlar. Bnrün Parlâmento'dan •Kadiik» olmayarak ve fakat «Giidük» olarak kamuovuna akseden van kanunlasmıs netice. sadece hatalı bir hükumet politikasını vansıtmakla kalmaz. avnı zamanda üniıersitelerimizdeki su altı cereyanlannı da aksettirir. üni\erA slında «FullTime» meselesini, üniversısıtcdeki idari fonksivonlar \t «İmamın Atatürkçüsü S S İHihad ve Terakkı fartışması S avın Turker Acaroğlu'nun «KITAPLAR» konulu yazmnı okudugumuzda, yazar gıbı bız de gurur duvduk. Zıra yavn hayatımızın 40 yılda aldığı yolun ve kazandığı değerın. esklve nazaran çok daha goz doyurucu oldugunda hemfıkırız «Basma Yazı ve tiesımlerı Derleme Ka nunu» tasansının kabul edıhp uvgulanmaya başlaniıasında rm o>le Ancak bır noktada ayrıiıyoruz: Savın yazar. «Mılli Kutuphane» terımıni, dılde özleşme bakımından sakıncalı "ördüğiı içın ola cak kı, değıştırıp verıne «Ulusal Kitaplık» adım kullanmaktadi' Dı'de özlesmek her Turk'un irzusu, her Turk'un candan kabul edecegı bır dummdur Ancak oi Iırri7e verleşmış ve bır de^er kazanmış terımlen atıp, yer ne verulennı koymanm bızce anlamı olmasa gerekTiırkçe'de kazandığı deger ltl banyle «Kitaplık» sozcüğü «KU tüphane» sozcugunden daha ıtar kapsamhdır Bır evın bır bu> nun, bır kov odasımn bır khşesınde yer alan kıtaplan kapsa yacak terım «Kitaplık». daha 2\; nıs koleksıyonu b'nleri ifade e den bir kuruluşu ise «Kütüpha ne» tenmı kapsayacaktır ÇünKü bızde aldığı değer kapsamı bu dur AydınİıK Yaymİarı'nın İİk Krtabı Amerika Nato ve Türkiye Doç. Dt. Türkkaya fltaöv Ankara Dağıtımı: 4NA DİĞITm Istanbul \e Anadoıu Daşıtımı K4R\TrKt\ (Cumhunjet. T O V EF A T Eskı Malatya Mılletvekıli merhum Mahmut Nedım Zabcı'nın eşı, merhum Osman Tevfık \e Hasıbe Valman'ın kızı, merhume Nıgâr Yalman ıle Ahmet Emın, Rıfat ve Mustafa Yalman, Sehavet Terem, Belkıs Bayçunun sevgılı kardeşlen, Ismet ve Erdoğan Zabcı ıle Balater Yalman ve Bılge Ölçer m eşsız annelerı, Suna ve Nevhız Zabcı ıle Cuneyıt Olçer'ın sevgılı kaymvahdelerı Alp ve Alı Yalman. Nılgun, Neslıhan ve Nıgâr Zabcı ıle Nevra ve Nedım Ölçer'm bırıcık bu;,âıkannelen Sonuç taturk'un ısteğıne uynıayanlar yalnız ımamlar mıdır ulkemızde"1 Tekke ve zavıye gı bı bır takım dmsel kuruiuşlar kapatılmıstır eerçı, ana toplumda onlardan boşalan ven bırçok baska demokratık yenı kuruıuslar doldurmamış ve nıce s.msarlann kar0 kapısı halmeı gel memış mıdır Vılmaz AYBAR A Ote vandan, «Kitap» tenmi de yabancıdır Bu terım atılmayıp alındığına göre, «Hane» terımını atmanın hiçbir anlamı olmasa gerek Ya hıç bınnı almamak ya da bin alınmca dığerini rie almak daha yerınae olur Kö'cu yabancı olan o;r sdzcukten sr dece LIK» ekı ıle ruretılecek te rımın Turkçe oiacağı da şup.ıp lıdırS OND Ç : u ıtıbarla «ÜLUSAL KİTAPLIK» tenmmin, «MİLLÎ KtT TIIPIHNE» terimıni tfade etme sı mıimkun gorulmemektedır. E ğer bzleştırme mutlaka zonınluy sa o zaman bin yerlı dığen va bancı kaynaklı olan «Ulusal KI taplık» tenmı yerıne, her ıkis; de Türkçe olan bir terim kullan mak daha yerinde bır davrams olur sanıyomm. Boyle olmayacak sa eskı terim. yenisi bulununea va kadar kullanılmalıdır Ka'.c!ı ki, herkesin bilıp kulandıgı «Mıl li Kütüphane» tenmını atıp. ye rıne çok az kısının kullanaca5ı «TJlusal Kitaplık» sözünü get'T menm <ereğıne de ınanmak mum kun çbn.n. lemektedir Mustafa MERT Kütüphanecilik Kursüsfl Cjrencisi • SABİHA ZABCI Allah m rahmetıne kavuşmuştur Cenazes: bugun (9 Hazıran 1969 pazartesı) oğle namazından sonıa Şışlı Camıınden kaldırılaıak Zmcırlıkuyu asrı mezarhğındakı aile kabnne defnedılecektır. (Radar Reklâm: 671/7093) Sanayimizde isci ücrelleri ürkiye Işverenler Konfert" rasyonu Genel Başıcam Ertu* rul Sovsal'm. «Sanavimizde tşçi l'cretleri» başhklı bir yazı sı vavınlandı Savın Soysal ya zısma, Nısan ayında \Tipilmis bn ınketı davanak yapmaktadır Anket, toplam olarak 5374 işç1 'alıştıran 11 sanavn muessese^,^ io uvgulanmıştır. Elde pdılen so Tjçlara göre bu isçilenn brıı( ıcret ve sosyal haklarınm or'a ^ması gıinde 37.69. yılda lfi,508 lıradır Savın Soysal'a snrp hu se'ırin karşılıgı da yılda 1834 dolârdır. B Istanbul jandarma Levazım Amirliği Satın Alma Komisvon Başkanlığından: Kapalı zarfla (400) dörtyüz adet 1.5 kilogramlık oto yangın sondürme cihazı satın alınacaktır. Muhammen bedelı (94 000) doksandörtbin lira olup geçici teminatı (5.950) beşbindokuzyüzelli liradır. Evsaf ve şartnamesi Istanbul ve Ankara Jandarma Satın Alma Komisvon Başkanlıklan ıle Izmır E^e Jandarma Denız Bolge Komutanlıgında gorülebılır İhalesı 4 Temmuz \969 Cuma günü saat 11.00 de Demırkapı'dakı Komisyonda vapılacaktır Teklif mektuplannın ıhale saatinden bır saat evvelıne kadar Komısvona verılmesı şarttır Postadaki vâkı gecıkmeler kabul edılmez. I