25 Kasım 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
•AHÎPE Bl JPI«rl CUMHUItîT ••••••••••••^ TAKSİM'deKİ Valilerden Rapor Muhsın ERTUGRUL TATÜSK'ft> Sr&mbrica an b«m«n tstanbol'oa V « l i r « B « l e d l y « Bajkanı •lan rahmetll Muhiddin ÜSTÜm>AĞ da dHHftirildi, yerine Maniu Valisl rahmetll doktor Lfltfi KIRDAR atandı. Biz tlyatrocular Üstündag'ı çok ieviyorduk. Onun Belediye Başkanlığı jırasındı tiyatromuj yeniden dirilmis, İstanbuliular her gtce sfirekII oyunlar veren bir tiyatroya kavu»muslardı. Onun aynlması hlrl çok tizdfl. Sankl cilu tlyat loımıı dayanaksız, tutamaksu kalmıs. bizim de kolumuz kanadımız kıniraıjti. Öte yandan yerlne gelen yenl bafkanm yapıeılıktakl ünunü duymustuk, ama sanat sevgisl ve tiyatro açısmdan tutumunun ne olaeağını kestiremiyordtık. 4 Subat 193S cumartesl aksamı komedi böIfimümüz olan simdikl DORMEN Tlyatrosuna (YANLISLKLAR KOMEDİSİ)ni görmek lcin yeni Valinbı geleceğinl duyunca sevindlk. PlJ M bittiktcn sonra tanatçilarla tanifmak Içln eşiyle beraber sahneye gelen KIRDAR, geçtiji daracık burjracık. inlsll rıkıslı. zikzak yoln gö rünee. perde gertstnin acıkh dnramanu düşünmu? olacak kl gozlermde. bu kSstebek yuvasuı4a geçen yaşantımua acıma duygulan vardı. İktidar çaresizdir.. l M î 1 % 1 yıU»n arasında Türkiye'de bugday ttretiml yflıde 7 eranında artmıstır. Yani yılda yözde l'den biraz fazla . Aynı yıllarda nüfuı artısı ortalama vüzde 3'tür. Demek ki, insanlarımı» çofalı\or, huidav tiiketimi çofalıyor, buğday üretimi geregi kadar çogalmıyor . Tarım dalında çalısanların oranı ülkemizde yüzde 75'tir, sanayl kesiminde çalısanların vüzde 10 llkel bir tarım toplumu Işaretini gösterivor bu oranlar Buâday verimi Ortak Pazar fllkelerinde dekar basına ortalama 2*3 kilo olduğu halde Türkiye'de dekar basına 108 kilodur. Suni gübre tüketimi Ortak Palar üikelerinde ortalama 203 kilo oldugn halde Türkiye'de hektar basına kullanılan suni gübre 4 kilodur. Yirmi yıldan beri Türkiye'de bunca nutuk atılmıs. bunca propaganda yapılmıs. memleket traktör mezarlığı baline getirilmistir, buna raimen Amerika'dan 500.000 ton bugday ithal etmek zorunda kalıyoruz bu yıl . 19501965 arasında k5y nüfusu 4 milvon 911 bin artmıstır.. Avnı sürede artan sehir nüfusu 5 milvon 511 bindir. Kentlerin varoslarında gerekondu vıgınlan çoğalmakta, toprak kn\lünün avağı altında kavmaktadır. Şehirlerin çevresine vı&ıian gecekondularda issizlik, ve köylerde toprak kavgaları, issallpri vojunlasmaktadır. Borclarımız eittikçe artmakta. yabancı kumpanvalar memleketi bir ahtapot gibi sarmaktadır. tktidar iktisadi sorunları Cöziimlemek veteneîinden yoksun kalmış, puslayı şasırmıstır. 500.000 ton bııgdav ithali de gerceklesince 1969 seçimlerini vuracak sücü kazanmıs görönüyor iktidar Ama gittikce bozulan iktisadi durum. ve sol fıkirler cevresinde vogonlasan iktisadi muhalefrt ortadadır. tktisadi alanda uvanıs gelismektedir. KSylü, miite^allibe^e baskaldırmak egilimindedir. Süleyman Demirel ve arkadaslan : Tapu kutsaldır.. diye bagırmaktadırlar. Kutsal olan Tapu nasıl bir Tapu'dur? «Simal»n top aeaç. Şarken kör dere, Cenuben kavahk » dive sınır çizen ne idügü belirsiz belçevi iki tanıkla cebinf koyup Hazinenin arazisine sahip çıkmıs ne kadar mütegallibe varsa Sülevman Demirel'in, Bahri Daidas'ın dilinde mukaddes Tapu'va maliktirler. Bu soy süpheli Tapuiarla Anadolu toprakiarına el kovup voksul kövlüvü zorlıvan afalann vanında yer almıstır siva«i iktidar Ne var ki, köylö vavas yavas uvanmaktadır. Toprak reformunu destekliven partilerin radvoda konuşma hakkını Ana\asa gereünce kazanmıs olmaları, mütegallibe kotnprador ittifakını firkütmektedir. ö y l e v s e ne vapmalı? Susturmalı muhalefetl. Baskı kanunları çıkarmaliBasındaki vazarların çanına ot tıkamalı.. Savcıları <;iva<!i iktidann çıkarlanna oynncak etmek lçln yeni tasarılar tez;âhlamalı.. Radvo'nun haeımM7İı£ını vok etmell.. Radvo'nun hajımsızlıjını yok etmeli ki, Bülent Ecevit'in konusması köv kah\elerinde duvulmasın.. tsçi Partisi'nin demeçleri halka nlasmasın Böliikbası'nın Amerikan aleyhtan nutuklanm kasketli k8ylü te r dikkatle izlemesin.. İktidann programı budur. Biz bu programa sasmıyoruz. Türkive'de demokrasi, ovun olmaktan cıkıp gerçek demokrasive yönelme hareketi baline glrdisi zaman komprador • mütegallibe iktidan dıs knvvetlere de davanarak elinden geleni yapmava çalısacaktır. Baskaea çaresi yoktur bu iktidann Siz millete dönerek : Müteçallibenln elinden topraklan alıp, yoksul kBvlüve dafıtacaiım. Yabancı kumpanvalarla isbiriikçilikte milleti sömüren gavrimillî sırıfın imtHazlarını vok edecegim . dediçiniz zaman gerçek demokrasinin Amentüsü baslamıs olur. Filipin demokrasisine pavdos dendigi îaat. çıkarlarına engel olunacak egemen sınıflar canavar kesilirler. Türkive'de Süleyman Demirel iktidan, buepün değilse l a n n , özgürlüiü daha da kısmak. baskı kanunları çıkarmak zorundadır. Zaten cılıı bir alevle yanan özsürliik mumunun ısığma üflemekten baska ne yapabilir ki «Amerikan taraftan Ba'îbakan»? 1) Savcıları iktidar kapısında kul yapacak tasarı2) TRT'yi iktidara bağlıvacak tasan.. I 3) Ve basına baskı kanunu tasarısı.. Demirel iktidarının I gelismesinde tabii bir ısamadır. tlerde daha beter baskı tedbir 'lerine basvurmak zorunda kalacaklarını sövlemek de bir kehanet değildir. A Lütfi Kırdnrla konuşmamız u llk gSriişmetnizde kendlslne Tep«başı Tiyatrosunun bundan da eskl »14u?unu. oyun oynarken sahnedeki sanatcılann fi<tüne kar yagdıgını. çatısmm uçma tehlike«ine karsı halatlarla hahcedeki ağaçlara baglandığını söyliyerek durumu açıkladım. Son yıllarda sahne bosluğunu tasla duvarla ördlireblldiğimizi. ama sovunma odalannın ok raeydanı jribi estiğinl. temelll bir onanmm artık kaeınılmaz olduğunu anlartım. Tiyatromuza bu aralık yapıiacak belll baslı lviligin Ivedilikle bu ©lduğunu ve pek az vardımla. şimdikl çlrkln gömnüsünün değiseceğini söyledim. Uzun uznn dltıledl. »örierlmin etkislnl, hir kaygı zembtll dolffunluğuyia, yüzünde ararken: M M«yı» lUt tarlhll CÜMmmrYKT gıaMtdnden şu satırlan ahyorum: lıtiklil marfmdan lonra Vall Mı httab«de kolunmus ve tlyatro tarihinden bahisl* temasa nm sosyal hayattaki rolünü belirttikten sonra demlstir ki: (Bina tahrainen (sekiz milyon) liraya çıkacaktır. Kaba inşaat İçin (Beşbucuk mll yon) lira sarfedilecektlr. Tiyatro 52Î7 metrekarelik bir sahada inşa edilecektir. Bu sene bir milyon ikiyüzbin liralık kısmı yapılacaktır. Bina tstanbul'un 500 üncü fetih yıldönümüne yeti (ecektir.) Gorulüyor kl KIRDAR. yıllara aynlan 5deneklerle herşeyln yolunda gidecefin» gerçekten Inanmıştı. Runun arkasından yine 15 Temmuz 1946 pa zarte«i günü açıkhava tiyatrosunun temel atma torenindeki söylevinden şu parçalan okuyalım: (Halkımızın üıltür seviyesbıl yukseltmesl bakmımdaıı kıymet verdigiroiz tiyatro lhtiyacını tatmln icin daha fazla zaman geçirmemek liizumunu goren belediyeniz, gecenlerde Takrimde büyük tiyatro binasınm temellnl atöğı gibi bugün de açık hava tiyatrosunnnflktafmı koymak bahtiyarlığına erişiyor.) »öylelikle Dr. Kırdar vaz ve kı? «yatrola rı üzerine verdiği sözü turmus oluyordu. Beşyüzbin liraya malolan açıkhava tiyatrosu 9 Ağustos 1947 de 4000 İ<tanbullunun önünde açıl dı. KIRDAR o gece, çok kısa bir sürede sonuçlanan eserini halka sunmaktan pek mutluydu. Kapalı tlyatrova açmak İçin de her şeyi tezgâh lamışken hlç hesaba katmadığı, blze özgü (Adam Budama) salgınına uğradı. Tam yinnl yıl önce 1949 da dlnamik KD1DAR göze battı, Ankara'ya alındı, kızağa çekildi. Baslattığı tlyatro da, âdeta boynu bükük yetim kaldı. Bu boslamada eyyam reislerinin pinti hesaplan basrolu oynamıs derler. Bu aradakl söylentilerde funlar duyuldu: Gelen baskan, glden haşkanm başlarbgı yapıtı umursamıyormuş! gibi. Tiyatronun önüne blrlnln heykell dlkilecekmlş, iş başmdakiler onu istemiyorlarmıs! gibi. Musîbet tellâllan daha ne ateş yiyip kıvılcım saçtılar, bir vur abalıyadır gitti. Sonuç fu oldu: Yapı yıllar yılı boş bırakıldı. Sahne derinlikieri, sulanmn iistünde güvercin kümelerinin, lef kargalannm kanat çırptığı, guguk çektiği blr sarnıç oldu. Becerikslzler, ellerinde keşkül, blnayı hitirecek kurtancı aradılar. Her uy gar şehrln itiizüne ve kütüğüne kültür damgasi vuran tiyatro binasını ellere peskes çektiler. Böylellkle binanın helediyeyle arasmdaki öksüz urganı koptu. Gelmis geçmi; hükâmetler de. kimi bes. kimi on milyon vererek yapı. topal kaplumbağa emekleme^iyle işte bugünkü duruma eeldi. Simdi isitlyoruz ki. fstanbunulann ylnnlüc vı 1 iç cekerek özledikleri bu tiyatro, tam bitmemiş olmasma rajmen, su günlerde açılacakmıs. Hattâ böyle hir tiyatronun açılı? tdrenl için secilen oyunlar üzcrinde tartışmalar olu yormus. Bu tartışmada, bina>T ellerinden kaçırdıklan icin cezaya çarpılan, isimlerl bile okun mıyan tstanbul'lulara da söz söylemek hakkı verilsejdi, beş rierdlm kl Opera için Adnan SAYGUN'un (KEREM İle ASLI) sı. tiyatro için de Ahmed Kud^i TECER'in ( K Ö R O G L U I su uygun dıişer. Boylelikle de açılıs tö'reninl yapacak olanlar sahnede (KIR \T)ı görmiis oIurlardı. Bir mücadele daha Yalanın cezası olmalı Üzüntü kaynaklan Derlenip toparlanamıyoruz Buruna dair Valilerden rapor D ::: • •• • •• oğrnsu tuhafıraa gitti: Başbakan Sayın Süleyman Demirel, bütfin valilerdeı, kendl rilâyetlerinin meselelerine dair birer rapor hazırlamalannı Istemlş. Nasıl şey bu? Bir Başhakan tüm memleket meselelerini bilmez mi? Tüm memleket meseleleri demek de, ayırdıçınız ziman, teker teker \ilâyetlerin kendi meseleleri olur. Soför Efendim klâkson y»y%ÇofOr BSendlm •ak. Hâldm Bizim böyls bir yasaktan haberimiz yok, demiş, ve bir mlktar para cezaaırj» hüküm vermış Alın bakalım da gıirültüyle mllcadele edin. Allahtan çok alıştık da bu «gurülrtiyle mücadeleıt yi hepimiz kos dinler olduk. Galiba çok gürültıi oluyor da kımse tomsenın ne dedığını duyaraıyor. *** mivorsunuz? beı miyorsunuz? Eminlm kl ber tarafta kapışılır. Orası öyledir. O gün nasüs» bugün de öyle. Dört bir tarafımız denizle çevrilidir. nenizlerimizde cidden nefîs balıklarla dohıdur. Fakat hem kendimiz son derece pahalı balık (geçen gün Cumhuriyet'te vardı) veriz, hem de ihrzr edip döviz açığımızm bir kısnıını oisun kapatamavız. Bizira «olaylann ar l.ndafci gerçek» vazarı bu durumu iki nç •balık agası» nın balıklan tekeılerinde rutmalanna bağiıyor. Demek, toprak ağalartndan sonra, başımızda bir de balık ağaları çıktı. Yalanın cezası olmalı ek eski blr hastabfnnn TBTdır: thbar. Yani jumalcılık. Birisi kızdığı bir başka vatandaşı, su veya bu şekilde çamurlıyarak, ilgili makamlara yazar. Fiiân kiçiyi vuran odur, der. Falanca vergi kaçakçılıgı yapıyor, der. Velhasıl aklınca münasip gordüçü bir çamnru yapiijtırır. Tabii irnzasıru atmayı ınmtur (!) yahut nydurms bir imza atsr. Arkasından gelsin tahtdkat, tetkikat. thbar edilenin canı çıkar, fakat, büyük çn^unlukl», Uıbarın aslı çıkma7. F* !••• ••• • ••• • ••• • ••• • ••• Ben: köhne blr yapıyı onarmaktan 5ne« yenl blr tlyatro yaptırmayı düşünüyomm. lstanbul'lularuı kışın olduğu gibl yazın da gide. eekleri yenl blnalar yaptırmak karanndayrm. dediler. Orada bulunanlar gibi ben de kötüın•er köttimser gülümsedim, üstelik: Otuı yıldan berl, benlm için artık blr mı n l kadar eskl olan bu sözlerl dinlediğimi, artık bu konnda güvenlml yitlrdiğlml açıkça bellrt. Gerçekten de (DARÜLBEDAYÎ = TTYATRO OKULUl nun kurulusu için çağmlan ünlü Fransız tiyatro adamı (Andre ANTOtNE) ın Istanbul'a gelmesinden önce, bu amac icin ha. zırladığımız Şehzadebaşındakl Letafet Apartmanına bir sabah saat seklzde gelen o günün Sehreminl (Belediye Başkam) Operatör Cemll TOPCZLU Paşa bana 20 Mayı» 1914'de: Burada uzun süre kalacak değilslnlz. Sultan Ahmed meydanında hemen bir tiyatro yaptıracağun. Plânlannı Belediye Muşavirl Mosyö (AURİC)e haztrlattım. demlsferdi. O friinden berl bu tiyatro blnası konusanda Iştttiğim »onu gelmez sözlerln ilkl buydu. Ben o raman tiyatro mesleğinde be» yasına basmıstım. Ondan sonra yıllar yılı. büyüklerden khne Istanbul'un tlyatro binasından aoz etsem hep: Şimdi sirası değii! demlslerdi. Bu derdi açtıklanm ara«ında Padtsah adayı Mecid Efendlden tutun da Sadraz&m Said Halim ve Talât Paşaltrla Maliye Nâzırı Cavid beyler gibi o çagın en kafalı ve en güçlıi klslleri vardı. Bunlardan yalnız Mecid Efen di: Dolmabahçede Sultan ABDÜLMECİD'faı yaptırdığı ve o sırada ahır olarak kullanılan muhteşem tiyatroyu eski haline lokmak ümidini vennlşti. Öteki zevat hep: Simdi sırası değil! dt.vor ve kesip atıyorlardı. uhlddln ÜSTÜNDAG'm tiyatro binası yaptırmak için girişrlği çeşitll çabalan düşiindüm. Örneğin 1929'da Almanya'nın en ün lü tiyatro miman Profesör Maı LITTMANN'ın tstanbul'a gelişini, Taksimdeki yer araştırmalanmızı gözümün önünden geçirdfan. Sonra tiyatro gelenegimizde büyük adı olan Şehzadebasındaki bina için açılan Uluslararası tiyatro projesi yarışmasında birinciliği kazanan Profesör POELZİG'in plânuıa kadar geçirdiği bocalamalan bildiğim Içln artık ümldlm nasırlasmıstı. Onun için kendimi tutamayıp Dr. KIRDAR'm fozlerini küçiımsemistbn. Rahmetli duraksamama alındı ve bana: Ben sözünde doran blr adarnnn! dedl, Doktor KIRDARIa köstebek yuvannda bu. lusmomızın üsründen yedi yıl geçmlsti. 2S M«yı< lMfi'da, ağlami} suratlı bir bahar günfl KIRDAR; modem göriinüşüyle her Utanbul'lunun gbğsünü kabartan tijatro binasınm tem«. llnl atryordu. tim. iiii •••• :::: ••;• •*•• •«•• •••• •••• •••* •••• Hİ: Hadl, o tafsilitiyle bümiyor diTeUm. Ya etrafındaldler? Y«nl çalı^na arkadaşları, y»ni kabine üyeleri? Meseli, blr Saglık Bakanı memleketln saflık işlerinl, bir Milli Eğitim Bakanı memleketin egitim işlerlni, bir tmar re tskân Bakanı memlrkctin Imar ve iskân işlerini, ve biitün Stekiler memleketln kendi sahalanna ait Işleri, bilmesinler olur mu? Cstelik de yanlannda, müste?ar!ardan baslıyarak, her «ahanın teknisyenleri de var. Kaldı ki, daha geçenlerde, Sayın Başbakan. şimdiye kadar, 60 vilâyeti dolaştığını, geriye 7 vllâyet kaldığını, onlara da simdi (bugfinlerde geziye çıkıyor) fidecegini söylemiştl. tnsanın içine bir süphe gellyor. Başbakanm ve Bakanlıklann 6%renmek istedlkleri meseleleri acaba valiler biliyorlar mı? Korkanm onlar da ilçelerden, nahiyelerden soracaklar. Daha.ii var. Biitün bnnlar da, 3,5 senelik hir iktidar devresinden sonra, tam gider ayak, rapılıyor. Şaşmaz mısmız? P Ağa dediğiniz de böyle olmalı zaten. Bir yandan tirol usnlnyle balık \iivalannin kökünfi kazıyacak, bir vandan da buzbane ovunlari\le balığı pahalıya satacak. Vc hiç kimse çıkıp da «n'oluyor yahu?» demiyecek. Buna tam minasiyle «ol rnShiler ki derva içredir deryayı bilmezler» derler. Deniz şuracıkta, bizler bııracıkta, yabancı müşteriler de oracıkta. Şu üç yakavı bir arava getirip, keyfimize bakamayıı bir türlü. Ü Bir mücadele daha ilmiyorum kaçıncı, belki de kaç vıizüncü defa oluyor «bü%ük şehirlerde gürültü ile tnücadele lşî» veniden ele «lınmış. Bu sefer Sağlık Bakanlıgınca. En başta da, tahmin edeceğinız fibı, sokak sa*ıcılariy]e otomobillerin klâksorlan seliyor. Sokak satıcalan için büyük Avrupa şehirlerinde ne yapıldığı tetkık edılecekmiş. İhümal yıne bir heyet seyahdte çıkacaktır. Fakat boşuna. Çünkü. Avrupa şehırlerinde, sırtında küle ile, mahalle mahalle dolasan seyyar dukkânlar voktur B Geçen güjı Marsilyaya giden Ankara vapnrunu «gemide çok miktarda morfin var» diye Iıv terpol'a jurnal etmişler. tıemi li» mana girince saatlerce süren, her tarafı didik didik edilen bir aramaya tâbi tutulmus. Hiç bir şev çıkmamış. İhtilâl sırasında Mİ1U Birlik Komitpsi. yüz binlerce ihbar mektubunun önüne geçmek için, sarih isim ve adresli olmıyanların. sepete atılacaçına karar vermisti. Pek de iyi etmişti. Yazık ki, arkası çelmedi. Yine eski hamam, eskl tas olduk. Evrelâ ihbarlar şifahl yapılmalı. Ve, dogrn çıkmadıgı takdrrde, o snçnn rezası neyse. onu jnrnalcıva vermeli. Hem memurlar, hem pek çok vatandaş rahat eder. Yok başka çıkar volu, gaiiba, bunun. *** Buruna dair adınlann, ötedenberl, bir büyuk derdi vardır: Burun. Asagı düşük olanlar ameliyatla yukarı kaldırtırlar, yukan kalkık olanlar aşagı indirtirler, boylece de Kiızellestiklermi zannederler. Hakıkaten, ağızlar dudak ba yalarıyle, '<ulaklar saç oyunlarlyle. gozler sıyah gozluklerle «idare» oiunabılir ama, burunlan ne yaparsıruz? Çaresız amelıyata katlanmak lftzım K Sonuç • » iitiin hunlardan sonra gelelim temel * ' konuya: Son yıllann dolpun kazanç kaynaklan arannda 'YAPI ŞtRKETLERİ) vardır. Bunlar bir arsayi alırlar, üzerine kat kat apartman kurarIar, arsa sahibine de hiç olmazsa birkaç katını verirler. Taksimdeki binaya para yatınmı yapanlar bu arsa alaverecilerinden daha mı kıyıcıdırlar ki, «rsayı veren İstanbul şehrinl bir çırpıda siliversinler? Bunda bir yanlışlık olsa gerek! tstanbul sehrinin de elbet, yıllar yılı bağnna saplı bir tefecl baltası gibi, seyTettiği bina İçin sovliyecek bir sözü bulunur. ünutmamalı ki İstanbul'un, Ankara'dan çok daha koklü bir Opera ve tiyatro gelenesri vardır. Bu söz hakkı verilmezse, o zaman tstanbunular buraya gönderilen üvey mirasçılara dâvetsiz misafir gözüyle bakarlar ve nezaketen hiç bir fey söylemeseler bile süpürgeye iğne sokarak akmcılann gitmelerinl beklerler. Yoksa yatınm alar Belediyeye (Esprik ( ) devenin çulu iğrl gerek) diye şehrin öz tiyatrosunu yine Tepebafma mı dahdahlıyacaklar? İstanbul'nn ttyatrosu yine Dıral dedenin düdfüğü gibi yangın yerlnde ml ötecek? Bu arada üzüiecek sey; en büyük eserini g6 remeden bu nankör dünyadan göçen Doktor Lfitfi KIRDAR'm. raeydanda bekliyen kaideye çtkanlmamasidır. (4) Egprik B Pısınk anlamma kullanılır. I::: Üzüntü kaynaklan iinyada resml istatlstiklerle caşanılan hayat arasında, blîimkl kadar zıtlıklarla dolu, bir başka divar var mıdır, bilmiyorum. Pek zannetmem kl olsun. Ankara Tıp Fakültesı Blokimya Etostitüsü bir rapor hazırlamıs. Buna gbre beş nüfuslu bir işçi ailesinın günlük gıda masrafı, en az 25 lira 50 kuruş olması lâzım. Yam 25,5 lira Bu da yalnız yemek masratı. Daha kırası var, ısınması var, çocuklann okul masrafı var, giyinmesı var, hastalıgı var, hulâsa var oglu var. En az bir o kadar ds bunlar İçin koyarsanız, eder sıze 51 lira. Bu da eder. ayda 1530 lira. Vergısız, net, halk deyimiyle temız para 1530 lira. Kadmlar derken bu «burun m«selesı» erkeklere ae sirayet etmış. Şimdi erkekler de (aralannda meşhur sporcular da var) doktorlara gidıp burunlanna, şöyle veya böyle, bir başka şekil verdıriyorlarmış. Düşünün ki, yalnız, operatör üstad Halit Ziya Konuralp, şlmdıye kadar, ikl bin burunun bıçımini değıştirmiş. L D M •• •• :::::• •••• •••• •••• •••• ••«• ••«• •••• Klâksonlara gellncs. O konuda da bir acayıp durum çıktı ortaya. Bıliyorsunuz F.K.G. Ustadımız bu klâkson çalmayı yasa1:lamıştı O gün bupün iş bir hayM aksadı. Ama, ne de olsa, yasaga uyan şoforler de bütün bütün yok değıl. Bunlardan blrlnin başmdan g»çem, geçen gün. anlattılar Bır taksi şoförü. Normal süratle gıderken, duran bir otobüsün arkasmdan, ansızın önüne blri fırlamış. Fren miren ama şoför adama, bereket versin. hafifçe çarpmamn önünü alamamış Mahkemeye vermişler Hâkim Neden klâkson çalmadınız? Genç ve sevımlı doktorumuz Erdoğan Konuk, bir ara, bizim M'J cap Ofluoglu'nun burnuna rjek merak sardıvdı. îllâ blraz yukan kaldırmak isterdi de Mücap (dün aksam «Oteki Adam» a basladı) b:r türlü razı olmazdı Sonuna kadar da olmadı zaten. Mısır tarihmin leshur tarallçesi Kleopa'ra için FTansız filo zofu Pascal «Burnu bır parça daha küçiik olsaydı, dünyamn manzarası değışirdı» demiş. Degişirdi de nasıl olurdu bllmem ama, her halde, bugünlln pis dünyası olmazdı galiba. Yazık ki o zamanlar (Mllattan evvel 7 nc: asır) şımdiki gibi, burunlarla oynananuyordu. ITTİHAT ve TERAKKI 29 MART'TAN İTİBAREN Ortak yapımı sunar F< Başta Uevlet BaDanın sendısl olmak Uzere ne verebıliyor memlekette işçılere? Düşünllnce insan bir fena oluyor. Başka hirld imkânlar sağlanıncaya kadar, barı, bu ceşit lstatistikler vayınlanmasa. Çünkü, nasıl olsa, insanı ü * mekten başka hlç oir i?e yaramıyor. DÜNYA SİNEMASINDA Yalnız 10 Hafta için Oynıyanlar alîabetık sıra Ue **• Derlenip toparlanamıyonız Ifik r* Mrhmrt bula yeni gelmis, blr Amerlkan Konsolosuyla yemek yerken adam sormuştn: Ben bütfin Akdenlri MHrtm. Bnraya da ttalvadan gelryortım. Hlç bir verde. sizin balıklannu kadar, çeşitll ve lezzetli balık yemedlm. Bnnl?n neden thraç et B ir tarihte, o zamanlar Istauv Kuları KADRtYTnla dofumunu akraba *• doıtların* mü]d«l«rl«r. Suleymanly* M.irX.Mt »tınnmıııttifiı r •• izzet Kaldam'ın vefatı dolayısıyle acırruzı payla^an akraba, dost ve yakınlanmıza teşekkür ederiz. AtLESÎ 0m « • • • « » « • • • «•• 14 Mart 1969 günü aramızdan ebediyen aynlan TEŞEKKUR TEŞEKKUR Çlrketimlz kuruculanndan, vefatı dolayısiyle acımızı paylaşan sayın bankalar, mOşterüeriruiz Te dostlanmıza teşekkur ederiz. Î95* İZZET KALDAM'ın DtNKAL gANAYÎ VE TtCARET T.A.Ş. ÎD4RE MECLtSt Rekiarncılık: 1120/»8S TEŞEKKUR Şlrketimiz kuruculanndan, îdare MedW flyemiz vefatı dolayısiyle acımızı paylaşan sayın bankalar, müşterilerimiz ve dostlanmıza teşekiür ederiz. A KSU ÎPLtK DOKFMA VE BOY\ APRF FABRIKASI T.A.Ş. tDARE MECI.tSt Ahmet Mekin Aliye Rona Arif Erkin Aydemir Akbaş Aykut Üray Baha Targün Cahit Irgat Ege Emart Engin Cezzar Engin Köprücü Erol Keskin Erhan Yurtbilir Fikri Çcze Hasan Kuruyazıcı İsmali Biret Mehmet Akan Metin Serezli Salih Güney Sevim Oral Şefik Döğen Turgut Borah Zafer Önen Zeynep Erer Cemal Paşa T. Paşanın anncsi Mustafa Nrccip Kara Kemal Aiithat Şükrii Fransız sözcüsü Vangelhayra Abdülhamit Enver Paşa Şerif Hüseyin Talât Paşa Gazeteci Hüsnü Efendi Rus sözcüsü Cahit Bey Derviş Vahdetî Yakup Cemil Ömer Naci Zişan Hamm Miralay Sadık Sultan Reşat Casus Lavvrens Naciye Sultan İZZET KALDAM'ın BeidâmcüUt; 114 kısilık dans ekıbı ve 20 f ıgüran I : • Yazan Sahneye koyan Dekor Kos tüm Dans Yönetmeni Müzik Yönetmeni GUNGÖR DİLMEN ENGİN CEZZAR M. Deniz M. Akan Arif Erkin Biletler SBtısa cıkanlmiştır Cumrmnyet 295S »«kiftmcılılt. 1121/.2984 KAT1P Enunrru'dt HukÛmıttMİÛı 3Ö3 No. lu Paaaportumu S c m i l OAM
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle