03 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHÎFE DÖRT Subat 1969 Cl'MHllRftET BALTIK'TAN ADRİYATİK'E 6u ulkelerden bazı rakamlar vermek istıyorum sızlere son bılgıler olarak... Altı ulkeyi içıne alan Çekoslovakya, Polonya, Macaristan, Doğu Almanya, Yugoslavya ve Türkiye... Rakamların değerlendirilmesini de sıze bırakıyorum... îlk ornek «Kişi başına düşen tdusal çelir» ler ıle ılgılı olacak. Bu ulkelerin yetkihlerınden aldığım rakamlara dayalı... Ülkeler Dolar Doğu Almanya 1000 Çekoslovakya 800 Polonya 775 Macaristan 610 Yugoslavya 590 Turkıye 300 1967 yılına göre değerlendırebılırsıniz bu verıleri.. Ikıncı örnek, sanayi alanından kişilerin bır yılda kullandıkları komur enerjisı miktan.. (1965 yılı) tlkeler KUo Çekoslovakya 5676 Doğu Almanya 5460 Polonya 3504 Macaristan 2812 Yugoslavya 1192 Türkıye 348 Türkiye Dördüncü ve son örnek de kültürel alandan .. Ben de burada «Deveknşu» gibi hareket edip okuma yazma oranlan yerine bır başka ornegi verecefım. Bu ülkelerde «Her bln kisiye dü«ıen radvo ahcı» sayısını... 1938 den 1965 e olan gelişmeler ıle bırhkte: Ülkeler 1938 1965 Doğu Almanya 168 342 Çekoslovakya 73 263 42 Macaristan 245 Polonya 26 179 Yugoslavya 9 143 Türkıye 3 76 Söylediğim gibl bu rakamların değerlendirilmesini i size bırakıyorum. Sayın Dışişleri Bakanı thsan Sabri Çağlayangil'den bir dileğim var... Çok iyi bilirsiniz ki Türkiye'deki bu ulkelerin Büyük Elçilikle rınde Türkçe konuşan pek çok dıp lomat vardır. Bunun türlü neden lerıni de bilirsiniz... Buna karşıhk bu gıttiğim ülkelerın biri istisna edilecek olursa, Buyuk Elçiliklerimizde o ülkenin dilini bılen ne bir meslek, ne de bir idarî memura rastladun. İyi Ingilizce ya da Fransızca bilen yerli kişiler çahştırılıyordu. Elbette bu gıbilerden de yararlanıla Üçüncü örnek tanm sektörüncaktır. Ancak bir Türkün, o ülke den olacak... Hektar başına buğnm dilini bılen bir Türkün çalış day verımini anlatacak bu tab maları ise çok farklı olacaktır ka •(.) (n^î 9961) :oı nısındayım. Acaba, Dıl Tarih Coğrafya Fa Kilo Ülkeler kultesinde bu ulkelerin dillerinde 3130 Doğu Almanya eğıtim gorraüş gençlere Bakanlı2670 Çekoslovakya ğınız kadrolarmda yer verme ola 2520 Yugoslavya nağını arasanız nasıl olur? Bakan 2160 lık çalışmalarına, güvenliğe hizMacaristan met edilmiş ve bu gençlere de ış 2150 Polonya alanları açılmış olunmaz mı? 1200 Gerçek sokagın nabzında sokaktaki SONRASI adamdadır Dil Tarih mezunları sını yabancı gazetecilerin gözlükleri ardından seyretmiştir eski dünyamızda olup bıtenleri, özellikle sosyalist ülkelerdekini... Bır değişrnenin, bır evrimin içindedır Turk basını .. Bır hipermetrop, bir miyobun gozluğunu ya da bir miyop, bır hıpermetrobun gözluğünü nasıl kullanamazsa, bır Türk de, ister gazeteci, ister diplomat, ister ya şu ya bu olsun, bir Amerikalının, bir Rus'un, bir Fransız'ın, bir Polonyalınm ya da bır Isviçrelinin gozlüğünü kullanamaz. Oysa bugüne değin «Made in We*tern» (Batı Malı) damgalı gözlükler kullanılmaktaydı basınımızda... lşte, Turk basını bu yönde bir değısmenin içındedır, kendi gozluğunu kullanma yolundadır... îki Almanya sorunu, Berlın' deki duvar, hep yabancı gozlukler ardından seyredilmiştır Turkıye'de. Batı Almanya'nın gozluğüyle .. Bu olayda denemek zorundaydım Doğu Almanya gozlüğünü... Madalyonun ıkincı yuzunü de gostermek için Turk okuyucusuna . Değerlendırmesını iki yuzu de gordukten sonra daha tarafsız yapabilirdi artık Tuık okuyucusu .. Türkiye'nin bu ulkelerden nasıl gorunduğunu anlatmak uzere zaman zaman bu ulkelerin gozluklerıni ben de kullandım aynı amaçla.. işin otekı yuzünu daha iyi gorebılmek ıçın.. Bu gibi zorunlu bırkaç ola\ dışında daima kendı gozluğümuzu, yani Türkiye'nin çıkarları gozluğunu kullanmaya çaba gostermısımdir... ÖZGEN ACAR Derler ki: « Bir gazeteci herhangi bir yabancı ülkeden trenle transit gecse, o ülke hakkında kocarnan bir roman yazabilir O ülkede bir yıl kalacak olsa yazabileceği ancak bir makale olur . » Bu beş ülkedeki gezim toplam olarak 41 gün surdü. Ortalama sekizer gün eder Bu süre yuitarıdaki tanımlamaya göre ancak bır röportaj için yeterli olabilecektir h e r halde? Son zamanlara kadar Turk ba Türlü göılükler Dişi Botıd MODESTY BLAISE Sokaktaki aiam sokağın nabzı . bu gezimde her şeyden oncelık tanıdığım amaç olmuştur bana . Resmi kışıler ile goru^mek için de çaba gosterdim. Fakat ağırlık ve öncelik sokağın yaşantıları, duşuncelerı, davranışları ve sorunlarıydı... Yoneticiler ya da resmi masaların ardında duranlann konusmaları ikinci plânda kalmıştı gezimde. Türkiye'ye gelen bir yabancı gazeteci sadece ıktidar ıle konuşup gıtse. herhalde «Türkiye gttllük gülistanhk bir ülke» dır. Muhalefetle konuşsa «karamgar bir kanıyla» donecektır ülkesindekı o*aktılosunun başına... Oysa gerçek, sokağın nabzında. sokaktaki adamdadır... «Bir işgal sonran» bu açılardan ele alındı «Baltık'tan AdriBRANDENBURG KAPISI Alman militarizminin yüzyıllar boyu anıtı olan «Brandenburyatik'e» kadar ger Thor» un Dofu kesimindeyiz. Paris'teki Zafer Anıtının BerUn'deki eşi. Ama «Zafer» SON (•) Statistical Pocket Book Yugoslavia 1968 Sokaktaki adam ve gerçek Açıklamalar «Baltık'tan Adriyatik'e bir işgal sonrası» ile ılgili olarak bazı mektuplar aldım. türlu açılan kapsayan.. Bu arada bunlardan bır kaçına yer vermek durumundayım konuya aydınlık getırebılmek amacıyla. Polonya Buyukelçısi Başkâtibı Sayın Strulak'ın mektubu ajnen şöyle: • Muîıterem efendim, Bay Ozgen Acar'm Polonya gezısı ile ılgili röportajlannı^ gerçek bir ılgiyTe okudum.* Turk okurlan, Polonya ile ilgıli haberlen bırinci kaynaktan okuma ve öfrenme imkânına büyuk ölçüde sahıp degüler. Bu nedenle, Bay Özgen Acar' m yazılarında pek çok yenı haber bulacaklardır sanryorum. Yuzyıllardan beri süre gelen geleneksel Türkiye Polonya dostluğunun, karşılıklı olarak daha da güçlenmesı ve iki ülke arasındakı işbirhğinin genislemesı, hem Polonya ve Türkiye uluslarının yararına, hem de Avrupa'da barışın ve yumuşamanın sürdüriılmesıne yardımcı olacaktır. Bu nedenle, o kadar ilgili ropörtajlannı okudugumdan çok memnun oldum. Cumhurıyet gazetesinde Bay özgen Acar'ın yazılanndan, kısa bir sure kaldığı Polonya'nın genel bir portresini okurlanna ıletmek amacında olduğunu anhyonım. Ne var ki, Poionya da kısa bir süre kalması 8 gün çızdigi portrenın bazı boluınlennin doğru olmamasını, bazı bolümlerinın ise yeten kadar geniş ve doyurucu olmamasını getirdi kendısıyle birlikte. Eunun bir başka nedenı de, Polonyadaki günlük yaşama sorunlanna bakarken, Bay Özgen Acar'ın orijmal bakış açısı ile Polonyalıların bakış açıları arasındaki farkm varlığı olabılir. Benım göruşüme gore, bazt dogru olmayan haberlere göre, değerlendirdığıni sandoğım birkaç sorun yanlıştır ve Polonya halkının zararına olmaktadır. Gorth tikacılar Yahudi Saygı duynlan önemli kişilerin çofu Yahadi> dıyor yazılarında. Bu düşünceyi bır fantezi olarak kabul edebiliriz. Polonya kulturunun çok eski (1000 yıllık) bir tarihi vardır. Bu külturun en onemlı özelliklerınden biri otekl ulkelerin kültur ve dinine, bütün insanlara, Yahudiler dahil, gerekli çağdaş toleransı göstermesidir. Polonya, bütün bunlardan dolayı Yahudi sanatçı, politikacı v.b. kısüere, öteki butün insanlara verdıği değerl ve saygıyı aynı •»deıacede vermekt«dir. Polonya ulusunun bu saygısını fiyonızm yanında bır savgı olarak kabul etmek bütünuyle yanlış olur. Polonyalıların saygısı, ulusları ve insanlan daha yüksek bir uygarlığa goturen duşünce ve eylemlerdir. nerede? Sütunların ötesl Batı. İlk plândaki erkek ile kadın tatlı bir yarenliğe dalmışlardı. Acaba umurlannda mı ikiye bolünmüş. Almanya? fark yoktur» diye yaz;yor KusuBay özgen Acar, Polonya'da düşmanlarına karşı çıktığı gibi ra bakmayınız ama, bu sozu bü«ünlü yazarlar, sanatçılar, poliYahudi nasyonalıst sıyonistletünüyle yanlıştır. Çarlık Rusyasu re de karşı çıkmıştır. Polonya Başbakanı, Josef Cyrankiewicz'e gore: «Sosyalist Polonya'nın emperyalıst Israil'e de yakınhk ve samımıyet göstermesi olanak dışıdır • Bunun yanı sıra, îsrail ile ilışkılerinı sürdürmek ıstiyen kişilere ve oraya goç etmek ısteyen lere gereken bütün kolayhk gos terilmektedır. Polonya yı kendi yurdu olarak kabul eden ve Polonya'da 3'aşamak, çahşmak ısteyen Yahudi kökenli Polonya vatandaşlan bütün Polonva lılar için geçerli olan hakları kullanmaktadırlar. Bu hakların içinde. kendi ulusal v kültür ayrılıkları hakkı da vardır. Yahudi kökenli Polonyalılarla ilgili hıçtıir sorun yoktur. Bu durum ne haziran 1967'de, ne de mart 1968'de değişmemiştir. Ayrıca Polonya'da «durumun böyle tersine donmesi bu ülkelerdeki politik uygulama nm garip bir sonucu» sözlerı de gerçeklere uymamaktadır. «Savaş yıllarmda beni Almanlardan sak layan Polonyahlara santaj yaparak» sozleriyle biten şaka. butü nüyle gerçek dışı ve samimiyetten uzaktır. Bu şakayı bay Özgen Acar, Israil ve bütün dünya siyonistleri tarafından yönetilen kişi lerinden duymuş olmalıdır: Bugünkü Polonya'da, Polonvah ları Nazi Almanlardan kurtaran Yahudilerle ilgili kitaplar yazılır ve dığer bütün yürekli ve nâmus lu kişilere gösterilen saygı, Yahudi kökenli Polonyahlara da gos terilir. Bir şey daha. . Bay Özgen Acar yazüarından birinde «Polonyalılar içm Çarlık Rusya ile bugün kü Rusya arasında büyük bır Avusturj'a ve Almanya ile birlikte Polonya'yı parçplamıştır. ''una karşıhk genç Sovyetler Birlıği. devrımden hemen sonra U9181 Po lonya'nın bağımsızlığı için butün gücuyle çalışmıştır. Eğer bu konuda küçuk bir şüphe varsa, son, 200 yıllık Polonva tarihini okumasını sâlık verivorum. Her Polonyalı kendi tarihi ile yaşamaktadır Bugun ve yarın için tarihi mizden doğru bilgi almaya son derece onem vermekteyız. Derin saygılarımla Tadeusz Strulak Polonya Büyiikelçiliği Başkâtibi ~' Bir kaç nokta : Yifffony Jones TIFFANY JONES Polonya'daki • Siyonizm sorunu»nu haziran 1967 yılında îsrail'ın Araplara karşı giriştiği hareketin, Polonya halkı tarafından nasıl bır tepkiyle karşılandığını anlatarak açıklamak daha doğru olur. Siyonistlerin Israil saldırısı nı haklı gosterme çabalarına. Po lonya ulusunun ve hükumetinın çıkması daha sonra siyonistlerin Polonyahlara düşman olmasına yol açmıştır. Polonya hükumet ve halkının aldığı bu doğru tutum ve karar, siyonistlerı, Polonya'da mart 1968 yılında ülkemize karşı olan karşı devrim öğrenci gösterılerini desteklemeye, hattâ giderek onların yanında yer almaya götürmüştür. Gayet tabii ki Polonya Halk Cumhuriyeti, bütun Sayın Strnlak'ı üzen «Polonyalıların damarlannda kan Jeğil alkol dolaşır» sözünün vine kendi \atandaslannca bana soylenmiş bir «benzetme», bir «şaka» olduğnna bilmesi gerekirdi kanısındayım. «Polonya'daki Ya hudi sorunu» konusnnda ise şunları söylemekle yetineceğim. Ben bu yazılarda pek çok noktaya yer yokluğundan >er veremedim. örneğin, Polonya Dcv let Başkanı Gomulka'nın eşinin Yahudiliği sorunu da bu arada düşünülebilir. Bayan Gomu!fca'nın Yahudi oluşundaıı Ttüru bay Go^ulka'ya yoneltilsn ithamları bir söylenti olarak kabul ettiğimden değinmcmiştinı. Bir nokta da 2. Diiaya Savaşı başında Çarlık Rusyası mı, vuksa "PIIC Rus>a mı, hançerlemisti Polonyalıları arkadan? 1936 olaylaruu belirtmiyonım burada ayrıca. İHTİYflR 1 OFNCLİK 1 69 Bunu ona duyurunca, Hazretın büyük üzüntülere, yazıklanmalara kapılacağını sanmıştı, çocuk. Acraıasız bır sevgıyle, ona karşı bu oyunu oynuyor, son kozunu kullanıyordu. Ne ki, erkek olanın boyle ufak tefek şeylerden üzuntülere kapılmayacağını, kapılsa bile bunu gostermeyeceğıni (Dıyorum ki ona: Ben olayım hey, yana yana'), ayrıhkların da kainjşmalar kadar doğal bır şey olduğunu ve onun derste. Kor Nazmiye'nin ağlamasını fırsat bilip, «Hayatta acı çek, isterse bütün dostların seni yüzüstü kosun. sen goz yaşı dokme ve «Of..« demeden öl!» dediğıni unutmustu. Hazret, «Zarar yok Hazret..» deyınce aklına geldı bunlar. Ona: Zarar yok Hazret1 dedi Hazret. tnsan nereye gıtse gene kendıni gotürür. Buradan kendini götür meyecek misin? Eh, okuyacaklannı arayıp bulur, gideceğin o yerde okursun. Annen üvey miydi senin? Öyledır. Okuması yazması var mıdır? Az bır şey eski Turkçe bilır. Pekı, baban nasıldır. baban? Duydum ki, sert adammış çok, vurucu kırıcıymış, hırpalarmış seni. Geçen yıl. biz Sıvas Ögretmen Okulundan buraya sürgiın edılmeden bnce. sınıfta bir yaramazlık etmişsm Okuldan bildırmişler. o da dövdükten sonra sokağa atmış, gidıp bir arkadaşının evınde yatmışsın. Çocuk, bu peygamberliğe. bu ermişliğe, bu bilgilerin nasıl olup da edınıldığine şaşıp, ağzı açık kalarak: 131 Fikret'in evine gittim.. diye anlattı. Sabaho kadar «Sodom ve Gomore»yi okuduk. Ebesi bize tar hana pişirdı, içtik. Bir de güzel pişirmişti ki.. Bak Hazret, dinle. Sen yarın öbürsü gün ki' leleri çekip çevireceksin. Şiirlerin dillerde, hikâyelerin ellerde dolaşacak. Dar. kişisel kabuklann kırıp, öbur insanlann dünyaiarına doğru açılacak sın. Bir bilgisiz ana ile bir sinirli babayı. sulanngıdip yatıştıramazsan, çekip çeviremezsen ayıp ol maz mı sana? Çocuk gözlerini hızlı hızlı açıp kapadı ve için den, dua eder gibi sessiz, aynı sozleri geçirdi: «Ben yarın öbürsu gun yığınları çekip çevıreceğım. Şiirle rim dillerde, hıkâyelerim ellerde dolaşacak. Bir biı gisiz uvey anayla sinirleri bozuk babayı, sularınp gidip yatıştıramazsam, çekip çeviremezsem. ayıp ol maz mı sana?> Hazrete neler dediğini. yanından nasıl aynldığını, yere mı göğe mi bastığını, nerelerde dolaştığmı bılemıyordu çocuk. Geç saatlerde eve geldı. Anne onu böyle gördü: Nedir, sarhoş musun? diye sordu. Bır kere mi, iki kere mi. daha once gene sormuştu. Ama bu seferki öbürlerine benzemiyordu. Çocuk: Bilmiyorum, dedi. Şifayı kapmıştı. Kafayı vurdu. Yıldızlar ne güzel uçuşuyordu gözlerini yumdu ğu zaman. Göz kapaklarının altında, kuyruklu yıldızlar akıyordu. Ateşi yükseldikçe sayıları ve parlaklıkları çoğalıyor, indikçe azalıyordu yıldızların. KujTukları siliniyor, kendileri de soluyordu. Dört buçuk günlük Bayram, bir haftalığma ko vulmayı 11 buçuk güne çıkarmıstı. Kara İsmail, 149 Kalender Necmi, Kıynak Hüseyin ve Kalubelâ Cemıl, bir hafta içinde onu hemen hemen hiç yalnız bırakmadılardı. Orhan bir gün geldi, ertesi gün v« daha ertesi günler gelmez, aramaz, sormaz oldu. Neden, dedi, nerede Orhan? Sustular. Sözü değiştirdıler. başka yerlere ba« kar oldular. Bir gün Kara îsmail asıyorsa, bir gün Kalender Necmi, bir gun Kıynak Hüseyin asıyordu okulu. Kardeşim, yeğenim.. Sen git, kalma okuldan. Boş ver heyri, gıdip duruyoruz da n'oluyor? Gene o günlerdeydi, sıkı fıkı dost olduklan Kara İsmail'in, babasmın imbiğinden şişelere doldurduğu, onları bir turlu tam sarhoş etmeyen, ancak Antalya'yı andırasıya olura olmaza kıkır kıkır güldüren rakılar soğuk, açık havada gezinirken çok ışlerine yaradı. Altucu keyiftir; kimi, rakıyı kavrulrnuş tuzlu leblebiyle, bademle, beyaz peynir ve kavunla, kimi zeytin yağlı. sarmısakh cacıkla, önce göz doygunluğu arayıp, sofrayı donatıp, çeşitli mezelerlo •çer; onlarsa, kırlarda, açık havada, öğleden sonra iki. iki buçuk sulannda ve ceplerine doldurdukları razakı üzümüyle içiyorlardı. Kara ismail'in bulup getirebildiği buysa, ne yapsnnlar.. Okul şapkalarım az geriye, enseye yıkıp, ahnlannı açık tutuyorlardı. Sonra da, durup dinlenme bilmeden türküler, jar kılar soylüyorlardı. Kıynak'taki ses de sesti. Kulak zarı patlatan borazanhğı Osman Beyin dersine özgüymuş. Elini sağ kulak arkasına koyup bir gazel çekti mi. Niyazi'nin çektiği gazeller kaç para eder? Gazelin durak yerlerınde Kara ismail nârayı patlattı rrı. bomboş ova, taşlar topraklar inım inim in» liyordu. (Arkx«T ! V İ € l l i C O C ? O g l t İ I k o " u veresim: AYHAN BAŞOĞLU g JNTİKAM YEMİNİ Bu cm<s bır \üı*5İÜBif buruna Alkol içme sorunu i VcirU s a n 4v oZun uzun Vcaçıyoryad Gayet tabıî kı, Polonya'da da ozellikle bazı gruplar içkı ıçmektedır. Bav Özgen Acar, Polonya halkı ıle ilgıh, duyduğu ve daha sonra kabullendıği «Polonyalıların damarlannda kan değil alkol dolasır» sozu cîoğru değildir. Ve ayrıca bu soz Polonyalıları gerçekten son derece uzmustur. Polonyalılar, soylendiğı gibi surekli olarak alkollü olsalardı bu kadar kısa bır zamanda boylesine buyük bir gelişmeyi yapabilir, savas sonrasının tamamen yıkık polonyasmı yenıden kurabılir mıydı? Ayrıca Polonya'nın bu, yenıden kurulus olayını Bay Özgen Acar da vazılarında butün açıkhğıyle yazmıstı ve bütun bu islerı yapan eller ve beyinler çalısabılır mı\dı° ö t e %andan «Avrupada en çok içki Içen insanlar Polonyalılardır» sozunu istatistikler butünüyle y^lanlamaktadır. Polonya'da siyonizm Sımdı de «çarip bir soru, Polonya'da siyonizm» sorunu ile ilgili birkaç söz söyleyeceğim: «Polonya'ya komünizmi bn ülkenin Yahndileri getirmistir» sozu doğru ö*eğildır. Polonva işçi hareketinın çok eskı (100 seneye kadar) bir tanhi vardır ve birçok ünlü çalıskan eylem adamı bu hareketten çıkmıştır. Iki. dunya savaşı arasında faaliyette bulunan Polonya Komünıst Partiji Polonya proleterinin partisiydı. Bay özgen Acar'ın «Savastan sonra Partinin üyelerinin çogn Tahndilerdi» seklinde yazdığı «özü de doğru değildır.
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle