07 Mayıs 2024 Salı English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
CUMHÜRÎYET 16 Arahk 19«9 SAHİFE BEŞ Aşk daima önde Fınn işçisi Zekeriya, nikâhsu kansı Nazmiye ile sinemadan dönüyordu. Acıklı bir film seyretmişler, ikisinin de içi . allak bullak olmuştu. Fakir insanların hali "böyledir, kendl yaşantılanna benzer hayat hikâyelerine dayanamazlar; bu onlara, bir yarantn üzerine bastırmak gibi, aeüı bir zerk ve< rir. Evleri, çehrln dışında, Ir«nler denilen yerdeydi. GUzel bir •onbahar gecestydi. Serta v« sydınlık. Yol usızdı. Ba?kası olsa ürpeıirdl ama onlar alı»ıktılar. Konu?madan hızlı hızlı yürüyorlardı. Zekeriya ara sıra esniyordu, bir yandan da yat&ğı düşülüyordu. Fümdelö gibi bir avrat olmalıydı »imdi M.. Yarunda yurüyeo nikahsıs kanlına baktı. Karanhkta bir gölge Zekeriya, hey Zekeriya Ne var kız? Şurda btri ıni var, ne? Kadm Urktü. Hakkı da yok degil hanl, Allahın bu ıssıa yolunda.. Zekeriya da hafif irkildi. ama bozmadı. Seslendi: Kimsin? Yolun kenanndaM karaltıy» doğru birkaç adım daha attılar. Zekeriya, «Blr kanymı?» diye rahatladı. Nediyon burads b*y teyce? Garibim, kimsesizim, gideeek yatacak yerim yok. Kimin kimsen yok tnu? Yok! Sokakt» mı k&Jdınî He .. Burah değü misin? Çok uzaktan, Trabzondan. Nasıl düştün buraıara? Fakirlik uyyy! Dilenci misin teyze? Hayır saaplanmn verdigi İle geç.ninm.. Kalk hadl, kalki Zekeriyanın sadaka verecek haiı yoktu ama, yüreği ezümişti birden. Fümden mi ola? Yoksa ihtiyar anasını, ya da kendı ihtıyarüğını mı düşündü birden? Kalk, biz« gideceğiz. îhtiyar dilenci kadm ağlamağa başladı birden. Rutubetten azmış romatizmalarının sızısı ile Inleyerek doğruldu, dualar okumağa başladı. Kan koca ko luna gırdiler yaşlı kadının, ktndi fakjr evlerine götürdiüer, yalın kat bir döşek serdiîer. kapınm yanına. Dilenct Fadims cennet rüyalan gördü. Gece yarısı sokakta buldukları kadına, önce, "gei blzde kal,, diyecek kadar insanlık gösterdiler... Sonra şeytan girdi düşüncelerine... insanlığı süîdüremiyecek kadar fakirdiler. Ns blliyon? Görüyom lân. Her aksam evde parasını sayıyo. Bi dolu. Kâgıt paralar, nıkeller.. Inanroazsan Nazmiyeye sor. Ee? Bak benim aklıma bir ükir geldı? Ne geldiT Ne edecek bu kan bu kadar parayı? Kimim kimsem yok deyip duruyor. Yanı sana mı versm? Yerır mi lân? Kanda o göz yok. Gizli gizli sayıp koynunda saklıyo cadı? Netçen peki? Bi piânım var, önce sana danışayım dedıro. He dersen.. Iki kardeş konu üzennde bir süre daha konuştular, sonunda Mevlut, Zekeriyanm plânına •he» dedi. Plân üzerine, 16 Ekım 1966 günü gecesi hep beraber sinemaya gidildi; Zekeriya, nikâhsız karısı Nazraiye, dilenci Fadimo ve amele Mevlut.. /OJL£ GÜLE OTUCYEUI Hınzır şeytan! Böylece dilenci kadın, fınn lşçısi Zekeriyanın ev halkından oldu. Kadın yine sabahlan dilenmeğe çıkıyor, akşamlan eve dömince de, titrek elleriyle paralan istif ediyordu. Kâğıt paraları kırmızı bir çaputa sanp özenle koynuna yerleştiriyorchı. Bozuk paraları da boynuna asıh bir keseye doldurup, porsük göğüsleri arasma sarkıtıyordu. Aradan bir hafta on gün geçti. Bir gün Zekeriya, ağabeyi Mevlut'u kahvede aradı. «Dışarıya gel biraz, seninle konuşacaklanm var» dedi. lkl kardes, kahveden çıkıp yürürneğe basladılar. Zekeriya Mevlut'a ihtiyar dilenciden söz açtı. Çok parası var, dedi. Plân uygulamyor Smemada iki iilm vardı o ge ce. Birincisi bitince Zekeriya «gidelim» dedi. Sancılanmıştı. duramıyacaktı. Kalktılar. Fadime kadından başka herkes bu kalkışın plân geregince oldugunu biliyordu. Sinemanın dagılmasını beklerlerse yollar ıstedıkieri kadar ıssız olmazdı. Daha sonra, faytoncu Osman Kaya, sorgu hâkimine şu ifadeyi verdi: Gece yazıhane önünde müş teri beklerken burüar geldi. Erenler köyüne gbtürür müsün dediler. Beş kâğıda an!aştık. Erenler sapağına gelince, şose mn bitiminde «Burada irelim, ust tarafmı yüriırüz» deyip, indıler. Ücreti bu Zekeriya dediklerı verdi. îklsi kadın, ikisi erkekti. Hâdiseyi, herkes gıbl ben de bir hafta sonra duydum. Ust tarafını Zekeriya'dan din leyelim. Mahkemede hiç bir şeyi gizlemeden anlatıyor: Biraz daha para toplasın dıye Cumaya kadar bekledik. Bız bu işi Cuma günü yapacaktık, ama olmadı, işim çıktı, sinemaya ondan birkaç gün sonra gıttik. Paytondan ındikten sonra tenha yolda yurumeğe baş!adık. Nazm:ye ile Fadıme önden yürüyorlardı, biz Mevlut la geriden geliyorduk. Kadınlar yorulup bir ağacın dibine oturdul&r. Tam tırsatı dedım. Fırında çalışırken giydiğim iş önlüğümü yanımda getir miştim. Onu üstiime geçirdim. Karanlıkta hortlak çıkmış gıbi hareketler yaparak kadının üstüne vardım. Sesimi degiştirerek, Nazmiyeye «Sen buradan aynl bakalım!» dedim. Tam o sırada Mevlut da kadının üzerine atıldı. Yere yiktı. Hesapça kadın bizi tanımayacaktı. Oysa tanıdı. Dilenci Fadime'nin 230 lirası DOSYA 9 : Sakarya iline bağlı Akyazı kazasının Kanlıçay köyü 48 hane, 34/67 cllt ve sahife numarasında nüfusa kayıtlı Nuri oğlu, Sel finaz'dan doğma 1927 Şavşat doğumlu Mevlut Balcı ile; Sakarya iiinin Erenler köyü 581 hane, 88/107 cilt ve sahife numarasında nüfusa kayıtlı Nuri oğlu, Selfinaz'dan doğma 1939 Şavşat doğumlu Zekeriya Balcı'nın ÖLÜM CEZASI hak kuıda yalvanyordu. Zekeriya: «Bu biz) UnıAS birakırsak Ridip şikâyet eder, gel biz bunu boğabm» dedi. Kadının başında, sinemaya giderken Nazmiye'nin verdiği beyaz başörtüsü vardı. Onu boynuna dolayıp, ikimiz, iki ucundan çekmeğe başladık. Depreşmesin diye de ayağımla başına bastım. Öldü. Kaldınp yol kenanndaki top dikenlerin altına attık. Daha önce boynundaM keseyl ve koynundaki paralan çekip almıştık. Ne kadar para çıktı? Hâkimin bu sorusuna Zekeriya ezile büzüle şu cevabı verdi: 230 lira çıktı hâkim beyim. İkiyüz kayme kâğıt, gerisi de bozuk. Eve gelirken paralann hepsi bendeydi. Mevlut'a bozukluklan verdım, kâgıt paralar da bu kadar, dedim. Sonra ne yaptınız? Mevlut gitti. Ben de parayı karıma verdim. Daha önce de birikmiş elli liramız vardı. Bir aksilik olur, para üzerimizde çıkar diye düşünüp, ertesi gün, bütün paramızi mahallemizdeki bakkal Süleyman Ateş'e götürdüm. Bu parayı sen sakla Süleyman elendi, son ra senden alınm dedim. Şahit Süleyman Ateş! Ne dedi Zekeriya parayı sana verirken? Çaldmnm diye korkuycv nıra, sen sakla, aybaşında tlınm dedi, ikiyüz elli lira para verdi. Ben de sakladım. Sonra jandarmalar geldi, parayı istediler. varmıştı. Bir iyilik etmek istemişti dilencinin birin», sonra da şeytM tıkriae'tgrip of bu işlerl yaptırmışh. Yaptıktari şey suç değilmiş gibi anlatıyorlardı iki kardeş de mahkemede ve ilk sorguda. On ay sürdü dâva. Duruşmalar ilerledikçe, cezaevindeki tecrübeli mahkumlar akıl vermeğe başladllar. «Ulan siz selâmsız sabahsu ipe gideTSİni» bu akılla enayiler» dediler. Akıl öğrettiler. Derken Zekeriy» Balcı ve Mevlut Balcı imzalı dilekçeler verilmeğe başlandı Sav cılığa. Ruhl ve akll bozukluk iddialan ve muayene istekleri biribirini kovaladı. Fakat ne ru hl, ne aklî bir bozukluk buldu doktorlar her iklsinde de. Turp gibi çıktılar. Aslmda bir başka dılekçe daha yazmalan gerekirdi ve «sevgili kardeşlerim» diye tüm halkın yüksek katına sunulmalıydı. Bu Vadar cahil bırakılmasaydık ve bu kadar fakir olmasaydık biz de namuslu insan lar gibi yaşamamızı sürdürürdük filân diye başlamalıydı... Ne yaparsın ki kanunlar insanlan insanca bir yaçam içinde tutmaktan çok, şaşıranlanrı başına inen bir cehennem topuzu gibi işletiliyor. 15 Ağustos 1967 günü, Zekeriya ve Mevlut, Sakarya Ağır Cezasımn huzuruna son defa çıkarıldılar ve yüz lerine karşı hüküm okundu. Ertesi yıhn Mayıs ayında da Temyız'den T«.SDİK geldi Bir yaz, bir foş, arkasmdan bıı bahar, bir yaz, bir kış daha. Ölümü iyıce öğrendi BALCI kardeşler. Yaşamağ: öğrenselerdi! Yazık. Hesapta olmayan Mevlut anlatıyor: Kadını yıktık. «Sizin Allahınız yok mu?» dlye bağırmağa başladı. «Size ellişer lira vereyim de beni bırakın» diye 1 L AN Istanbul Tekel Başmüdürlüğünden Bbs: 458715018 TEŞEKKÜR Oğlum Tolga'mn dünyay» gellşLnd* lsabetli teşhis ve seri operasyonu ile hayat veren Dr. Vedat Yeğinsu'ya Anestezist Dr. Baha Onal'a; Dr, Erdoğan Çine'ye; asistan Dr Nural Evgin ile doğınn servisi hemşire ve dı£er personeline minnet ve sükranlarımızı »rzederiz. tnel ve Selçnk Ronm Amerikan Hast. Cumhuriyet 150 H SUBEMİZ POLHTL TEŞEKKÜR Kaza neticesl yaralanarak hurdahaş vaziyette getirildiğim Sosyal Sigortalar Kururau Ankara Hastahanesi Ortopedi Travmatoloji Kliniğlnde ameliyatla bayata kavusruran $e{ Bir hafta sonra.. Olay ancak bir haîta sonra meydana çıktı. 23 Ekim günü, avcılar Erenler köyü civannda avlanırlarken, yol kenanndaki top dikenlerin bulunduğu yere hamle eden ve havlayan köpeklerin izini sürüp, cesedi buldular. Kadının üzerinden bir fakirlik kâğıdı çıktı ve hüviyeti anlaşıldı. Derken ortaya Mus tafa ve Recep Dzun adlı iki kardeş çıktı. öldürülen dilenci kadının kardeşleri idiler, kardeşlerinin hakkını anyorlardı. Tahkikat gelişti, gelişti, lırın işçisi Zekeriya'nın Erenler köyündeki fakir evine gelip dayandı. cNe yaptın kadnu?» dediler, kem kürn etti Zekeriya; bir vandan da, şu Jandarmaların gecenin köründe işlenmış bir cinayeti nasıl olup da meydana çıkardıManna şaşü. SakariTi Ağır Ceza Mahkemesinin huzuruna çıkarıldığı zaman, bu şaşkınlık devara ediyordu. İş nasıl başlamış, nereye YARIN : Onu vurup beni almazsın! 16 Aralık Şevval 6 c a J V, 1 e SUNGUR GÜLTEKÎN . • O İ s 11e Dr. Uğurtan Baysan: Olpun Bakırburç'a; yardımlarını esirgemeyen diğer klinik p^^cnîline teşckkurü borc oilinra. 14.29 16.42118.201 2 3817.28 9 48 12.001 1J912.51 E. 1 parayüt S^retnıeni Herlfl Reklâm 237515009 DENİZGİLİK BANKASI T.A.O. Hastane Başlabibliğinden: 1 Genel Şirurji ve 2 Dahüiye Asistan Tabibi alınacaktır. Taliplerin belgeleriyle Hastane Başhekimliğine müracaatlan rica olunur. (Basın: 26921/14980) 1 Istanbul Bira Fabrikamızdan alınacak şartaamede yazılı • « 25 nisbellerine kadar eksılip artabilecek mikdarlardaki biralaruı, Jstanbul Şehrinin (Anadolu yakası ve Adalar hâriç olmak üzere) Belediye hududu içinde Kı'.yos dahil Boğazın Rumeli yakası, Istanbul bölgesinde Gaziosmanpaşa, Sağmalcılar, Bahçelievler, Soğuksu, Büyükçekmece'nin başlangıç ve bitiş noktaları arasında kalan sahii şeridi, Büyükçekmecç bıtiminden Kumburgaz bajlangıcına kadar devam eden asfalt yolun hemen sağ ve sol devamı ile Kumburgaz sahil şeridinin 47 nci kilometresine kadar olan saha içinde, Idaremiz görevlisinin tevziat yapacağı mahallere nakli işi (iki yıl müddetli olarak) ihaleye çıkarılmıştır. 2 Bu işe ait şartlan belirten şartname ile mukavele tasanları tâiıplere Istanbul Başmüdürlüğümüzce bedelsiz olarak verilebileceği gıbi i?tekliler bu konuda her türlü izahat ve bilgiyi adı g«çen BaşmüdürlUkten talep edebilirler. 3 Nakliyeciliğe tâlip olanlann en geç 25.12.1969 Perşembe günü saat 17'ye kadar Başmüdürlüğümüze müracaat ederek bu gibi nakliye işlerini yapmıya yeter'i olduklanna veya nakliyeciliği meslek edindiklerine dair Ticaret Odası veya diğer bir ilgili mercün belgesini ve işi yapmıya ehil olduklarım belirten vesikayı t«vdi «ttneleri ve dilekçelerinde: iş tutumları ve ticarî itibarları bakımlarmdan haklannda hangi Banka ve Müesse=clerden malümat alınabileceği hususunu ve icabında kendisine tebligat yapılmak üzere kanuni ikâmetgâhmı açıklarraları lâzımdır. Bu konuda vukanda gösteriîen tarihten sonra yapılacak müracaatlar kabul edilmiyecektir. 4 Müddeti içinde müracaatta bulunan istekülerden bu işi başarabilecek ehlijet ve kabiliyette olduklanna kanaat geürilenler kendılerine yapılacak iadeli tsahhütlü tebligatta gösterilecek gün ve saatte Başmüdürlüğümüz Satınalma Komisyonunda yapılacak pazarhğa iştirak edecekîerdir. Ancak. kendisine ihaleye girebilecekleri tebliğ olunacak isteklilerin kapah bir zarf içine koyacaklan fiat tekliflerine, 50.000. lira geçici 'tenı'nEtı Başımüdürlüğümüz Vezr.esine yatırdıklanna dair olan makbuzun tarih ve numarasım ve işi şartname ve sözleşme tasarılarındaki şartlara tamamen uygun olarak yapmağa tâlip oldukla nnı kaydetmeleri ve bu kapalı zarfları ihale gün ve saatinden evvel Komisyona makbuz mukabilinde tevdi etmeleri gereklidir. 5 Tekliflerini bildirecek iîteklilerin kapalı zarflarım verme. den evvel (50.000.) liralık geçici teminatlarını Başmüdürlüğümür Veznesine tevdi etmiş olmaları lâzıındır. 6 Idaremiz, tekliflerden en müsait telâkki ettiğini seçmekte ve ihaleyi yapıp yapmarnakta sprbesttir. (Basın: 26895) 14982 Kralay, kara gün dostunuzdur. KAYrP tesinden Sebeker.u 3. (Basın: A. 1903626986/15003) tT.Ü. Kimya F«kül. aldığım 60258 numar»ll kaybettım. HuVtümsuıdur. sınıf; 5. som 7320 İ. Ersan Kalafatoiln Cumhuriyet 151)08 Bundan tam 90 sene evvel ilk ehktrik ampulünü icad eden Thomos EDISON, ijiklandırma alanmda bütün dünyada bir çığır oçm»şt/r. , Bugün Türkiyecfe aynı him ahında, en son tekm'k imkânlala, uzun ömür/ü, fevkalâde bol ı\ık\ı ve ax sarfiyot/ı ampuller imâl edilmtktedir. EOISON f EDISON'DAN BU YANA ( / f t r t \) AMPULDE TEK MAPKA \J. U l I sjf : 6481/14995
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle