Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAYFA: İKİ Cumhuriyet 16 Kasun 1969 Fetva S ÜLTAN Hamld'l talrttan todlreo îetvayı Şeyhullslam Ziyaettin efendinin verdiğlnl herkes bülr, ama bunun blr gulünç tarah da vardıı ki, tarihlere geçmemışür. Şöyle ki. Talât Pa«», Şeyhulislam efendl hazretlerini bu Ls Için «orlar, Ziyaettin efendı. «H&stayım, Idranmı tatamıyornm» diy» öxür dilerse de para etmez. Pa9a, «Bu ls tra hale gelmisken •eni «orla göturecefis, altını ktrletseo de, donnna l$e«en de g*tür«oefcbj» dly» onu MecllM •• fetvayı rerdlrir. » Tarihten .YARENLIK Ellf XACI o Rehtndekt saat Yazan: AŞLI bir adamdı babam... Emekll bir as ker. Hep karşısında oturmanu isterdL.. Konuşmak, derdini dökmek için. Mutsuz bir insandı muhakkak. Ybneldlği hedeîe vatamamış kişilerin tarifsiz sıkıntılan onn iyice hırçınlaçtırmıştL Küçük vcsüeleri büyütür, mesele haline getirirdi. Seyyar satıcılara düşmandı... Çok bağınyorlar diye. B a a politikacılara fena bozulur, söverdL Fakat terbiyesiz değildi küftirlert En nazik kelimelerle sövüyordu. Adnan TAHİR para kazanıyordum. Kerrat eetvellnl blle lnadına öğrenmemiş hovarda delüamlının blriydlm. Paranıa gelmeslyle gltmesi blr oluyor, »ikıştıkç» babamdaD borç alıyordum. Evet, o gün aevgUlınle buluşaoaktıi. Yangın glbl blr »eydl bu ku. Beraberken kemlklerlmln eridlginl, damarlarmun tutuştuğunu pekâl» farkedlyor «Yahu » dedi «senl bnnc« yıl oknttuk... Bir stirü m » raf ettlk Ne öğrendin şlmdlye kadar?» Ne billrsin sen b»kalıtn?..» «Sayenlzde blraz italysnca, blraz fransızca...» «Başk»?..» «Biras telseîe, blraı tarlh.. îdebiyat, sosyolojl fU&n W*n İ9te . > «Rfttita büdlklerin bundma Tahhnda ölü, mezannda diri podişoiı ıldınm B*yazıt'm Tlmur'ı esir olâuktaa »ı tonra oluv«rmesl uzerine Osmanlı devletl çocuklanmo. ellnda ptrçalanma tehlıketi geçirmlşti. Nlhayet bunlardan Mehmct Çelebl bednci Padiçah olarak tahta çılttı vt ı«kix *en« lonra da 43 yasmda olduğu balde Edırnede oldü. Ijln kStüıü, oğlu Murat 18 yafinda, şarkta bulunuyordu. ölum habert kendisıne ulgjıp da Bursa'y» gellnceye kadar aradan geçecek xaman zarfında Anadoluda kaynayan ıhtıraslardan Osmanlı tahtım korumak kolay olmayacaktı Veıirlerden Beyaııt ve îbrahım paşalar dirayet goatererek Padllahm Bldügür.u halktan. takladılar. Ve.. »luyü gıydırip, kuşatıp Edlrn» aarayında tahtında oturttular, arkasında Ikl iç oğlanı Padi?ahın başını »e kollannı oynatblar, Vezırler her lamankı gıbi kar?ı»ında hürmetle ığllıyorlardı. Aıker, «arayın onunden geçerken Padıjthın sag olduğuna inandı. Şehzadt Muıat, B u m ' y ı geUncey* kadar, 41 gun Çelebi Suhan M«hm«t ölü olarak tahtında eturdo. Y PolHika S ADRAZAM t s e t P&s*, topu topu 23 jUnlüfc blr rezirliği yardır ım» tarlh bu mtlddet içinda dünya çapında flü büyük hadia» taydeder. B V rl me^ttor Mondoroa mütarekeHnin imaaaı, ötekl de Talât, Xnver TO Cemal paçal&nn AlmanyB'ya kaçıslan. Bunlardaa blr çeyler anlatacak deglll». Yalmı tarlhln boş blr nükteeint kaydetmekte yettaecefcis. îzzet Y 6 Pasa t&drasam olunca Babıaüye geüyor, blr müddet beklettiktea sonra pas» gazetectleri k&bul •diyor, yenl kablnenln programırn ogreomek lstedtkleri caman Iraet Pasaaın furt*eilere T«rdlgl cerv&p fudur: Ben ı*ker adamun, biltnista ki, aakerlar «lyaaetle etcUm Blrlnci Mahmudun harln macerasına» SeUı yatında kafaM konınuş, 27 »an* mahnuniyatt«a sonra 35 yaşında oldugu halde tahta {ıkmıştı. Zaton kendld yaradı)ı?ında ç«llmtiı, oldukça çtrkin vt blraz da kamburdu Ama 24 ıen« patırtım, ıınltııu ı»kln bir «altanatı vardı. Son Skt, »enttl hastahkla (cçmlftir. Boyl* olduğu halde 1754 d» Ayasotyı'da bır Cuma namanndan dbnerken at üıtünd* oldd Türbeslne gbmchıler. O gece baçır.da kuran okuyan haftı efandi merardan inütıler duymaz mı? Anlaşıhyordu kı Padışah blmedıği halde, bir kriz, bir fenalık geçırmı? ve oldu sanılarak gömülmuî Hafıı efendl, buyük bır mu]de glbl ko»a kosa saraya gellp tahta yenl çıkmıı üçüneü O»man'ı gece yansı uyandırarak eskı Padi?ahiB olmediğinı haber vermiş, o uçuncu Oıtnan ki butun hayatı 56 yafina kadar kaleste geçmiı, «lbctta ( A m n n« lvi, gctlrta ısraya o yln* otUTtas tahtına, ben d« mahbertma döneyım) diyecek değll ya... Annemla de sık sji k&vg* ettlglnl hatırhyorum. O çaglards ben annsmln iaratım tutardım. Oysa slmdl aksıne... ÇünkU a&lıyorum, babam haklıymış. Çeşltll mezıyetlerl vardı: TV Us, muntazarn, dürüst ve prenaip saiılbl. ömrü boyunca kimseden bcrç alrnarm?, buna m,uk»bll T»rdlgl borçlann tttmü bfttmıçtı. GUnUa blıind» bUabtltUn çCktfl. Cepheden cepheye, göretden görere, amırdan sınıra ve kurjun yagmuru aitmcia geçon »orumluluk yıllan blrünnl^, blrikrais, çax«sl> blr hastalık çekIlnde yakasına yapıçnuçtt. Merbamet5lzc« larsıyordu yeterslı bünyeyl. Günün blrtnd» da ölüp gitti babam . Blzs sadeco ikt şey bırakarak: Ahşap blr er ve de na mus. Blr vBf daha biTakmıjtı OMIllkle bana . Ne ml bıraimıştı? dum. Kttl yıCım b*üna ıwtlrralşü berü. Tok gözlU ve taırümlydl nmt ben, kazandığım parayla gellrglder durumunu dengallyemlyordum blr türlU. Randevu gtlnU yin« paxler« başTurmalc gerekmljtl. Karşısuv da oturm\ış, borç l«temels zorunda kalaıüann aptallaçan durgunl'uğu ila «osuyonlum. Bir araük: •deceglnl, »fta gellml toplumumusun aimdikl en sancılı konuiarından birinl, Almanya 1» goçü Ile bu dönüşün sarsınUlarını onun y&z&cağuu umanm; onun yasnasını lsterd m. Bu umuda yenl bir üzüntuden gidiyorum. Kaleroia «er kulfetino bu kadar borçlanmamasıru; TUrklye'deı adebiyatm bu kadar dolaylı yollardan okuyucu aramamasını lsterdim. Or han Kemal'in bu yu çıkan ron.anlan (Kötü Tol, SokaUardan Blr Kız, Mnrtaca), onui) başarısına blr jay eklemlyor. Çahşkanhğının bu yenl Urunl» rl, Yeşılçam'daH, guete telrika sUtunlartnda& dolaşank ki\ab» geltrken, yazarının adını da «edeliyor ••nınm. Tersine oyunları lse, kendl eserlne yenıden gö« atmanın, onlan Tenl blr sunuşun dlkkatlnda degerlendirmenln yonımuyla etkilenl?or. Batan ne... Baraya haberl getİT«n hafıt rfendlnln ıaraydan pktığınv g&T«a olraamif. Va boylee* blrlnd Mahmat, dlrl diri metannda Inl«y« lnl«y« tesliral ruh «ttnlf. O GÜÎT, ievdlğlm taıla buhv «•caktılc Ben hem okuyor, hem da bazı dergi TB gazeteler» tercüme yaparak liç otus mı Ibaret oflum'.ji «Hayır, çok iyl bir »ey daha var.. » »Neymlş?..» »Ben haddiroi billrün baba haddîml > Çok seyrek gülen, kıyasıys, ça tık k&$lı blr adamdı. Bastı kaiıkabayı bu cevap üzerina... Menv nun olmuştu besbelli. Fırsat bu fırsat dlye kahka)mjtimn ucunu yakaladım'. «Ban da blr ser »ormak la tiyorum müsaade ederseniz?..> cSor...» «Şey... Paranu var uu blraı acaba?..» «Yıne borç muî.» Çehre haüan gerilmi?, her zaroanM sert adam oluvermişti tekrardarL «Evet. » diye mmldandırn genizden gelen mahçup bır sesle.. Benden yana baktı. . Bir »Ure düşundü. Ben ulalıyox, yok oluyordum. «Ne yapacaksm parayıT..» «Randevu ..» diye kekeledlm. «O kızla rru?..» O kızı tanıyoıdu. Evo getlr»iş, elini öptılrmuştüm bır kere. Beğenmış, iltıfat etmışU çeneainı okşayarak Ertesl gun de. «Senl gerçekten seviyor ve •ana guvemyorsa yank bu kıza* uemişti. Arkadaş babaydı, ılert goruşluydü va dogru söylüyordu. «Evet, o kızla» diye içiml çektlm. Başbaşa geçirecegımiz saatlerin duşüncesiyle bağnma blr ateştir düşmüştü yine. «Kaç para lânm?..» «Onbeş Üracık..^ O devirde onbeş lira büyük paraydı. «Vermeslne verellm ama odemiyorsun borçlanm evlât» dedi. Sesinde de yüıünde da öfke yoktu artık. «Ba defa aft*.. ödeyeoafln»...» «Hep aynı ltf... Ama neUce »ıfır oluyor... Bu kaçıncı böyleî..» «Sfad temin ederlm.. » «Lafla teminat olroaa... Ifl •ağlama baglayalım...» Kıa burnumda tütüyordu.. Buluşma saati de enlkonu yaklaşmıştı. Daha tra? olacak, gomlek değıştırecektım. «Nasıl emredersenlı.» 8enet bnzalayayım, rehln vereyim » «Senedl geç bl kalem* dedi adetft alay ederek. «Rehln varecek neyin var? » Bir cep saati almıştım llk ka«andıgım para ıle... Yedl buçuk lıraya tncecik, zarlf, pırıl pırü bır saattı. Bayıldıyordum Gec«lerı yastığırrun altına koyar, gunduzjen en gereksız anlard» büe çıkarır bakardıra. Babartun Ü& «Enfiye kutusu» dediğı bu saate zaaf duydugunu bılıyordum. «Saat.» dedlm elimi pantalonun şu özel cebine atarak. Kolunu uzattı, avucuna aldı, gozlüğünU taktı, dikkatle bakU: «Doğru gldlyor muî..» «Hiç şaşmasa bile onbeş llra etmez bu...» «Eder baba. Şu tnceUg*, çu cerafete bakın.» çekışe çekışe pazarlığa glrlfmıştık. Nıhayet raa oldu. Saa'ın değeri alt tarafı yedı buçuk Lıraydı. Karşılıgında onbeş iıra alacak, o kızla benzersiz bır gun daha geçlrecektlm. Hayalım dekl sahneler şakaklarur.da zonklama, kalbimde çarpıntı ha lıne gellyordu. Feda olsundu bayıldığım ccp saati.. Borcumu odemesem de rehinl geri alamasam da vu gelirdl. TLAR aylan, yılîAr da yılları kovaiadı. O kız gıttı.iıra başka kızlara ggldı . Bırbırınden güzel, bırbınnden cıUeli kızlar.. Saati rehın ettığımde 17 jaşındaydım.. Aradaa 13 sene geçmışti g6z açıp kaparcasına. Otuzuma gelmts, fakat aaati kurtaramamıştım Sonra blr gacenin yarısında babam uzun •üredir çektıgi hastahğa yenlldl... Gançlığmd* cephelerde dilpnan!», lhttyBJİıgmda oa küşestade eceüe savaşmıştı.. Erkekça v« şıkâyet etmeksiztn. Böylece karşıhgını ödemedigim halde rehindeld emanet yl ne benim oluyordu. Aradan 19 yıl uaha geçti . Şımdı şu incecüt, şu larıl, şu pırıl pınl saati arasıra kuruyor, kulağıma götürılyorum .. Nasıl da işliyor bir duysanıa, Bütün blr geçmişl canlandıran hunzır tiktaklannı her defasında uzun uzun dinUyorum.. tb. retle, saygı Ile, »evgi ile ve ag> layarak. A 1969 Hikâye ödülü Orlıaıı Kemal Rauf MUTLUAY «Utm KiUplar» Yayınevi'nln Fikir Kitaplan aeriıiiM dahü olarak aatışa „ çıkardıfı ". eacrln kapafi. Mesleğin her türlü çilesini çeken mnatcı yat kavfastnda. sandığııruz bu rahathk. Orhan Kemal'ln çalışmalanaa., keodlsınin de lhtlyaç duydugu o tir tizlık va özenl getireblleoektlr belki «önce Ekmek» tekl hıkayeler, sozgelımı «Ekmek Kavjası» (1949) kitabındakl llk hıkâyelerden ayn bir yolda değll; glttıkçe ustalaşılmış o aynı yöntemın yadırganmaz ömeklsrl. «Orhan Kemal Hikayesi» dıve nıtPİenebüen DU özgun yapmın özellütlenni şoyle ozetleyebılınz Enşilme» blr konuşturma \ıstahğı; en az tasvirle tiplerı canlandırma yeteneği; toplumun her katından, her yaşm dan kışıler almada gozlem genışlığl, küçük Insanlann ana sorunlannı olumlu blr gerçekçılıkle belirtme gücü; lyi bulunmuş, doğal, vurucu etkide konular seçlml; canlı, etkılı, çok yatkın bır konuşma dılı özentlslz arihkta, zorlamasız özleşmede sıcak bir TUrkçe, toplumcu blr «anatçıhk sorum ORHAN KEMAL S eaaiz v yarüası» blr ortam da bu yıl rastlanması gUg bır dunun doğdu. Mayıs ayında «öoce Ekmek» kitabı ila Saıt Failc Hikaye armagaıura Faık, Baysalın «Sancı Meydanı» Ue paylaşan Orhan Kernal, a T Btapla E>1U1 ayında >U da Turk Dıl Kurumunun hikâye odülünü kazandı. (önc* Ekmek, Veditep» Yayınlan, tstar»bul 1963, 116 •a.yla, 17 blkâye, 6 Ura). TOPLAMI: ukarda «Odül alan başarı, Orhan Kemal binkimıdir» dedlm. Edeblyatımızın blr özelligi bu. TUrk yazanrun eseri okuruna çabuk ulaşamaz. Bln türlü yayın guçlüklen, ucuz; piyasa, okur azlıgı, basım yayun lşlnden yazara düşen son derece küçük pay, çeviri eser duşkünlüğu . Turk şilrlnl, hikâyesıni, romanını çogunlukla yalnız, etkisiz, suskun ve esersiz bırakır. Son yıllarda hemen bütün yazarlann oyun denemeleri bundan, belkl yalnız başanlı tlyatro eserleri, yazar emegtce onurlu bir ödem© getirmektedir. Korl Marx'ın fikir dünyası S tm yül&ıda yurdumuzda, Marx çı duşunce alanında belirli blr gelişmeya tanık olduk. Bu gelişme Batı dıllerinden yapılan çevınler aracüığı ıle sağlanıyor; daha çok da Fransız Marx çılannın kitaplan agır basıyor. Bazı yayımevıerinın bu soy kltaplardan başkasını yayunlamadıkları, muhalazakâr bılmen yayımevlerinın bile bu «Çeviri salguu* ndan kurtulanvadıkları hesaba katılırsa, Marx çı yayımcılıgın ne ölçüde bir geçerlüık sagladıguu anlamak daha kolay olur. Oysa bu durum, bir bakıma sığ olduğu olçude tehlıkeli bır kultur tutarsızlığma kapüanmaktan başka bır şey değıldır. Çevnlecek kıtaplarda uyguladıkları oncelıkler, tıcarî amaçlarla tepetaklak edılmış, ve tam bır kultur çıkmazına gırılmıştır. Marx'm felsefe alanındakı görüşlennin gereğınce anlaşılabılmesl, Batı felselesi geleneğinin ana yapıtlarınon incelenmesine baglıaır. Doğrusu Kant'ın «Kritik» lerıntn, ya da Hegel'ın «Mantık» ve «Fenomenoloji» sinın çevrılmedıği sığ bır kultur duzemnde Marx'ın nesnelleşme (objectıvation) Ue yabancılaşma (alienation) arasında öngördügu kesın ayrımdan söz açan blr araştırmanın ne ölçüde anlaşılabüeceğıni kestirmekte güç lük çeklyorum. Dil bilmeyen bir okurun H«gel'i, Garaudy'nin gUdümlü yazılanndan yanm yamalak. beilemesı, bağnaz olroayan bır kültür düzeni adma gerçekten umut kırıcıdır. Oysa, bjszat Garaudynın de belırttiğı gibl, «Marksist materyalizmin en büyuk meziyeti, materyalizml, sanki Kant, Flchte ve Hegcl joklarmış gibl Incelememiş olmasıdır.» (Sayfa: 125). Roger Garaudy'nin «Karl Marx'ın Fikir Diinyası» adıyla çevrilen kitabı, Mars'çı düşunjeyı her türlü revızyonusmin «mıznıızlığınâan» kurtarma amacı taşı>or. Garaudy, tarihsel maddecüıgi, kaynağmı Descartes'da bulan Fransız materyali*muıın «Bilimsel aldamş» mdan ve Ingılız amplrizrninın «Dogmatik aldanıs» ından kurtarrnak iddıasındadır. Mars'çı bilgı teorısmm îelsefe tutamaklannın idealıst ve rasyonalist bilgı teorılerıyle hesaplaşmasmda Garaudy nın tarafsız davranmasını beklemek saldıllık olur elbet Bır kere Garaudy Fransız Komurust Partısm n >onetıcıler kadro^uRjn onde gelen aydınla'mdan b n partın.n merkez ko Y Karl Marx'ın Fikir Dünyası, yazan: Rogea Garaudy, dilimize çeviren: Adnan Cemgil Altm Kitaplar Yayınevi, 1969. Fiyatı: 12.50 T.L. mitesl Oyesidir. Mant'çı düşüncenın «\ ulgarisation» u alanında bırçok kitap yazznıs, bunlardan bır bölugü Türkçeye çevrünuştır. (Bunlar arasında en dıkkate değer olanı, «Jean Paul Sartre ve Marxisme» adıyla Selahattın Hilav taraiından dllımıze çevrüenıdir). Üstelık Garaudy, «Karl Marx* m Fikir Dünyaaı» adlı kitabmda da, bır tur «derlemecilik» yapmıştır Sozgellrr.i, Hegel m emek yabanolaşması konusun da öne surdugu tarihsel \aoan cılaşma b'çımını, ınsan emegı nın «Ebedî ve biricık nesnellestırilmesi (objectivation) biçimi» olarak kabullenışı, oysa emegn «Başka sosyal şartlarda pekalâ yabancılaşmayabileceği* kor.u sunda one surdugu goruşler (sayîa: 84), daha once Jean Hyppolltte gibl Manc'çı olma yan düşünürler tarafından vanlmıs görüşlerdır (Bu konuda, Hyppolıtte'ln Loglque et Eıiatence adlı kıtabının son bolümune bakuabüir). Kıtabın çevlricisl Adnan Cemgıl'ın de dılde büyuk bir tîtızlık gozetmedıgıni soylemeliyım. Kitapta bazı felsele dej ımleri, anlamlan Baptınlaralc jer almıştır. örnek olarak, Manc'ın Teuerbach üstüne 1, 'ez'ımn çevırısl gosterılebılır. Cemgıl burada almanca metınde (Gegenstand) olarak geçen sozcuğu de, (objekt) olaratî geçen sozcugu de «nesne» o4aralc çevırmıştır. O^sa bu tez'ın gerek ingüızce ve gerekse franSLzca çevinlennde bır kavram karışıklıgını onlemek içın, çevrilen Kelımenın yanına, almanca asıllannm da yazıldıgı gorülecektir. Bunda çevırıcının sorumluluğundan çok, türkçede fel sele deyımlennın karşılıklarının bulunmayışuun payı buyuktür elbet. Orhan Keroal Talk Baysal •başansuun seçlmi, hlkâyeye emek veren bazı genç yazarlarda ortak bır tepkl yaratmış, «Teni Dergı» de yayırüanan bır soruşturmarun cevaplan, umutları kı T^an jenı sarvatçılardakı kırgınlık; ve kusktınluğu dJe getırmıştı (Sayı 57, Hazıran 19o9). Yer yer jargıcılar kurulunu suçiarraya kadar varan bu tolntuler bıl:>orum iu, her yıl tekrar lanacak. Kım kazanırsa kazansın, sanat alanında eksıksız bır onayın gonul rahatlığı beklenmez hıçbır zaman. Ustelık paylaşılan ödüller bu kadar az, edebıyatçmm emeğınl ödeyecek okur ılgısi bu kadar darsa. ÖNCE EKMEK ki odülü birden almak, «önce Ekmek» te çok Özgün bır başan toplarru, hem öteki hiKdie yazarlannda, hem Orhan Kemal m başka kıtaplannda bulunmayan yeni bır ozellık bulundutunu sandırabılır Oysa bır emek zengınlığının değerlen dırılmesıdır soz konusu. Tuzukler ne derse desın her yargıcının duşunmeden edemedığı yan, bır eserı tek başına değıl yazannın emek. zincıri içmdekl >erme gore deferlendırmektır Bcvlece seçılen \e odülle onavlanan başarı, yalnız «önce Ekmek» kitabı değıl, Orhan Kemfl adında toplanan bayük bırıkımdır Sanırım her armagan1 da boyledır bu 19») Nobel i de Samuel Beckett'm herhangl blr esenne değıl, 63 yaşındaki yazarm otuz jıllık sanat hayaüna sunulmustur. Y\rmı yılaan beri hikâye roman t.ja'ro turlennde çok doğurgan bır yazarhğın değişık urunlennl veren Orhan Kemrl, durut) dınlenmez bır sanat ugraşm n karşıhgını almakta hangı yollarla olursa olsun, h?k!ıdır Yırmıbeş romanla 13 hıkt>\e kitabı, ı>ı sahnelerde tiyaırolaşan dort ayn ojıın mce senaryo çalısması ıle henuz kıtapiişmamış mce teîrıka Bu emek zensm ıg n yazarını nang' havat duzeyıne şetırmelıjdı'' Son yılla'dak1 başarılı ovunlarınm, halkm çok trttuğu, çok ctkı pndıgı. çok ı^tedığı oyutıta jınn \edı^ı o'anaklar b^ikı yalnı? t v?tro rnse<iinın ^ı?desı lııraz soluk aldırabüir ona ha I ORHAN KEMAL, KENAR SEMT KAHVELERtNDEN BtRtNDE ÇAY1NI ZEVKLE ÎUDtrMLARKEN. luluğuyla tutarlı blr dttnya gönışiı; insanlara Bevgiyle, Ugiyle, saygıyla yaklaşma tutumu; kısaca kendısinm degll yurdunun, TürMye'nln yacan otmak büiod B{ özeUlklerlyle Orhan Kemal, blzim en yerli, en canlı, en usta yazarlanmızdan blrldlr; benzerleri de çok degıl. Onun içm tarn blr özgürlük \e rahathk içinde tanat çabasır.a Okurun dillnde, anısmda, billnclnde, bellegınde ve seçımınde yaşamak içın bir yazar çok, pek çok eser yazmalı bızde Bu, ıik blrıkırndir' Adını tekrarlatan, duyuran, yaygınlaştıran ilk aşama. îklncl bınkım, ancak çok ve surekll çaUşanlarda bulunan, çok yazma alışkanhğından gelen ustahk birıkımıdır. Dılde, teknikte, etki gucunde, anlatun yumuşaklığında belli olur, sıkmaz, sürükler, rahat gehr, okuvucuyu itmez, usandır maz, avucuna alır. üçüncü bınkım, bir yazann, yazdıklan arasından yenl seçmeler yapabılme, onlan yenıden yorumlayıp genışletme, yeni bıleşimlerde zengınleştırme olanağınm birtkımıdır. Bır hikâyeden blr roman, blr rotnandan yepyenl güçte bir oyun çıkanlabUır, gölgeds kalan bir dbnem, jeniden canlamp etkllenebillr. Yararlık çüesinin bütün aşamalanndan ge^en Orhan Kemal de bu binkimlerin hepsl birden vardır. ömeğin 1954 Un hlkâyesl «72. Koğtış», 1962'nin romanı «EsHci ve Ogullan», 1952 de hikâye olan «Murtaıa» »on yıllarm en etklU ovunları olarak şlmdl de sahnededlr. Bu ömekleri daha da uzatabiliriz Böylece okurunu bulan, ona ken dıni aratan vazar, emeginin kendlnce iyl deferlenmemı? her dıliminden bir eserle yeniden ortay» çıkabüir. Bu birlklmler topîamıyla Orhan Keraal'in karçısmda durabllecek ancak blr ild TUrk yazan buhmabUlr belkl. Ama benlm asıl istediğim şey, eserlerının bütünü içinden Orhan Kemal'in, kendlslnin seçlmiyle gerçekleşecek son ve asıl kulhyatı hazırlamasıdır. Belkl bırkaçım a>ıkla\arak, bel k' bırkaçı usturie kendı^ınm d" ozledıgı son çdli}man vapa ralt. ve onlarda. • My life with Martin Luther Klng, Jr. Yazan; Coretta King (geçen yıl bldurulen zencl Bnderin eşi). 372 savfa. Holt, Rinehart and VVinston Yayunevince basümış. $ 6 95 • The Waterfail îngıllz kadın yaaan Margaret Drabble'in cinsel bunalrmlan işleyen romanı. 290 sayfa. Alfred A. Knopf yajimevlnce basümış $ 5 95 FRANS\T)A : • La Prison( (cezaevl). Yazan : Adolf Hoffmelster. Çekoslovak yazan Hoffmeister'in solcu blr burJuva avdınının kendi geçnüşi Ue hesaplaşmasuu dile getiren romanı. Çek dilinden fransızcaya Dominique Grandmont tarafından çevrilmlş ve Oallimard yayımevince ba»ılmı«. 180 aayfa, 14 frank. • Roumame D'aujourd'hui (Bugünkü Romanya). Nobel ödülü kazanmış olan (1967) Guatemalalı yazar ve devlet adanu M. A. Asturias'm gezi düşünceleri. İspanyolcadan Fransızcaya Claude Bourguıgnon tarafından çevrilmiş ve Albin Mlchel yayunevince basılmış. 260 sayfa, 29 frank. İNGILTEREDE: 0 The love . girl and the irmocent. Yazan: Alesandre Solzhenitsvn. «tlk çember» ve «Kanser koguşu» gibi guçlü romanlanvla bilinen Sovyet vazannın 4 perdellk bir ojunu. Bodley Head yayunevince basılmış. Fivatı 31 şilin. • The Crisis of eonî.dence Yazan: Arthur M. Schlesınger Başkan Kennedy nın yakın is arkadaşlanndan bıri olan tanhçi Schlesinger'in düşünceleri. Andre Deutsch yayımevuıce basılmış 36 şilin. Edebiyat ödülleri ÎRÇOK niteüği yanısıra yenl devlet, »09val yardun ve sanatı esirgeme Ue de »ynlır eski devletten. Çağdaş bir toplum çatışması İçinde sanatçı, öıgurluğunü biraz da bu yolla koruyabiür, kamu yaranna adayabiUr ç»bas»u. Insalsız piyasa kurallarına bovun eğmeden doğrunun yanında olmak, kendıni satmadan direnmek, sanatın yüceliklerine erişme yolunda uğraşmak, emeğınin bütununu eserine bağUmak Bir turlu ulak,ıbjaaımş ortak bir oılemdir. Bu özlemin dilçgi de rinlük polıtikanın etkilemediğı bir devlet sanat ödülleri yasası tonetmengidır. Mimarlık alanında bazı proje yarışmalan, Deılet ResımHejkel serçisi, Devlet TiyatTOsunun odediği telıf hakları gibi ikî dar dvlim dışında yazık ki >oksunuı bundan. Sanatın başarılarını değerlendirmevi amaç edinen çalışmalar »anıldıçından azdır ülkemizde \e tnilsonlarca liralık ikramivelerle halka varanmak isteien nicc kurum, en (terekli yollardan birıni, edebivatı ve sanatı değerlendirerek onun onurundan vararlanma volunu duşünmeı hiç. Hem emeijini odevecek okur ilçısinden uıakta, hem cabasını destekVevecek ÖT.gür yanşlardan vok B ran Türk edebiyatçısi, yülardır ekmeğim ka yollarda kaıanıp »anatını kurtarmayı dü«ünur durur. Yalnız adı kalan «Yedltepe Şiir Armağanıı, blr defa düzenlenmiî olan «Habip Edıp Törehan», bir tkl defa dnyulan «Ataç» armağaru, söıunü dediğince tutnuyan «Doğan Kardeş Çocuk Romanı Yarışması» gibi nnutulmuş olanlar dışında her yü tekrarlanan yalmı iki edebiyat ödülü var şimdi: Her yılın 26 Eylulünde açıklanan, çeşitll türlerdekl dil ve sanat aeğerlerine verilen Türk Dıl Kurumu ödül leri; servetinl Danışşafaka Cemiyetı'ne bırakırken oğlamın adına bir hlkâve armağanmın dağitunını şart koşan Makbule \basıyanık'ın vasivetme uyularak ber yıl 11 Mavıs'ta açıklanan «Sait Faık Abasıyanık H kâye Armağani)' Kuruculannın adlanna ve anılanna iki büyük gaıetenln, Cumhurivetle MUliyet'in duzenledıkleri «VUNTJS NADλ ve «KARACAN» armaçanları lse, her yıl değışen konulamla gittıkçe edebivatın uzağına duşmekte; edebivatı yavan ve van«ıtan gazete organı ise çok 7aman edebiva'tan avn kalmaktadır zorunlulukla.