20 Mayıs 2024 Pazartesi English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHfFE ÎKf 2 Eyiül 1968 CUMHURÎYET •«••••••••••••••• Askerlerde emeklilik ve psikolojik durum Amiral Sezai ORKUNT ilahlı Kuvvetlerde general ve amiral mahnıtunun dolmuş olması hasebile bu yıl terfilerde ciddi bir tıkanıkukla karşılaşıldı. DolayıBiyla mevcut kadrolarda bekleme sürelerini dolduranlar arasında yaş haddi beklenmeden seçim ve tercih yolu ile emeklilik işleminin yapılmasına imkân vermek üzere, kanunda tadilât istiyen bir teklifin hazırlandığını basın haberlerinden öğrenmiş bulunuyoruz. ı Bilindiği üzere, 926 sayüı Askeri Personel Kanununun geçici ikinci maddesi, özellikle emeklilik işlemi bakımından, iki yıl süreyle kanunu vürürlükten alıkoymaktadır. Bununla beraber, 1967 de Yüksek Askeri Şura, yanlış bir tefsirle, adı geçen kanunun 49. maddesinin esprisine uyarak ve kendisini Yüksek Seçim Kurulu addederek seeün ve tercih yolu Ue bir kısım general ve amirali yaş haddine bakılmaksızın, sicil almalanna ragraen kadrosuzluk nedeniyle emekliye sevketmis, ancak Danıştay nezdinde yapılan bir kısun itirazlar haklı bulunarak Yüksek Askeri Şura kararlannın iptali cihetine gidilmiştir. S mesai paylaşmış olan subay, astsubay ve erlerine veda imkânını bulamaz. İçinde bulunduğu rub haIeti ile ancak kuru bir veda mesajı yayınlıyabilir. Böylece, asgari 30 yıllık, bir çok acı ve Utü hatıralarla dolu ve şerefli olması lâzım gelen lıir hizmet birden anormal bir şekilde sona erer. Sevilen bir komutan ise, bu anî neticeye hazırlıklı olmayan kıtada garip bir küskünlük havası eser. İleriye iimitli genç subay, daha önünde yıgılı olan uzun yıllar sonunda kendisini de bekliyen bu çağ dışı sona bakarak kanaat ve gayretlerinde sarsıntı geçirir, zamansız kürkünlüklere kapılır. "Ornek sistem Atatürkçülüktür,, v.: f nsanlık, hürriyetsiz bir sos* yalizm ile eşitliksiz bir hür. riyetçilığin acılannı tatmıştır. Bir çıkuj ve kurtuluş yolu aramaktadır« Örnek Sistem Atatürkçülüktür, başlıkh yazısında böyle diyor sayın Ord. Prof. Dr. Sadi Irmak. Ve Atatürkçülük prensiplerinin «ilk öz»lerini asın uçlardan tecrit ederek izah ediyor. AUtürkün. devletçilik ile Halkçılık, suııfsız millet ile özgiirlük anlayıjı arasındaki kaynaştırmanın raraimî bir üslupla anlatılması yanında, Sayın Profesörümüzün yazısının sonunda: •Asırlarla ya Doğudan. ya Batıdan fikir kopya edip dururken büyük Türkün Batı için de orijinal bir sistem yaratmış olması, tarihimizin serefidlr. GelgeleIim onu gereği gibi değerlendirdiğimizi, yeni kuşaklara aşıladığımı zı, ne yank söyleyemiyeceğiz» demesi, zihnimizde bir takım «acaba lar» yaratmaktadır. Görüşlerimizl de bu noktadan belirteceğiz. Cumhuriyetin ilânından bugüne kadar, yapılan ve yapılmak istenen devrimler, bir yanda «Eski dü zen özlemcileri». öte yanda 1917 Ih tılâh ile Rusyada tatbik edılmesıne baslanmış bulunan Sosyalizm doktrini hayranları tarafından engellenmi; veya devrimcilik ruhu kendi görüş açılarmdan savunulmaya baslanmıştır. İlk bakışta, yek nesaklık içinde •milli hüviyeUe sahip bulunan bu devrimlerin koruyuculuğu ve aşılanma ameliyesi geli?tirilmiş gibi görünmekte idiyse de, Atatürkçü güçlerin içinde eziHp azınhkta kalmıs olan aşm uç temsilcilerinin de kendi görüşle rini savunmaktan geri kalmadığı, meydana gelen olaylarla ortaya çık mışür. Zahirî şekilde, Atatürk inkılâplannı savunup, gerçek fikirlerini aşılamayı esas telâkki eden zih niyet; inküâbın ilk yıllanndan itibaren, devTimlerin <öz>ünün kaybolmasında büyük rol oynamıştır. Inkılâplarm ve yenilesme ruhunun böylesine değişik bir ortamda halka benimsetilebilmesi elbette ko layhkla başanlacak bir i? değildi. DevTİmcüik ruhunuu «İlk öz>ünden ayrılmadan halka inebilen, onlarda hâdiselerin izahmdan sonra yeni bir ruh yaratma gücüne sahip olan 1ar yanmda, gerçekleri ya değiştirip, ya da inkâr edecek kadar âciz leşerek halka inenler, durgun akan ilk öz ruhu bulandırmayı başarabilmişlerdir... Bugün de devam eden .ve hâlâ «Gerçek devrimcilik dısmda» gavunnten; çeşftli fikir akımlan tarafından paravana halıne getirilmiî bulunan hakikatleri ortaya çıkarıp gerek halka, gerekse yeni yetişecek nesillerle gençliğe öğretmenin zorunlu oldugu or tadadır. înkılâp dâvası yeni kıymetlerin eski kıymetlere karsı zaferi demektir. Görünüşte inkılfipçı vasfı taşıyan, fakat ruhunda ondan eser bulunmayanlan iyi teşhis etmek gerekecektir. Zira, sübjektif fikirlerini genelleîtirenler, daima hakikatleri doğmatik bir ortamda göstermek ısterler. Hele halkın büyük çoğunluğunun Eğitime ihtiyacı» oldugu bir ülkede bu mesele daha büyük önem taşır. însanlann ve fikirlerinin daima gelişme gösterdigi tabiîdir. Bu nedenle elbette değişen fîkirler hakikatin aranmasında, demokrasi kanunlanna uygun bir şekilde çarpışacaktır. Ama bu fikri çarpışma ger çek hüviyetini yitirince bu gerçeklerden ve ne de inküâplardan söz etme ünkânı kalıyor... îşte mevcut durumumuz bu.. se, konuya demagoji karıştırıhr veya hakıkatleri değıştirme yoluna gi dilirse, gençliğın geleceğınden kuj kulanmamaya imkân yoktur. Yeni şekillenmeye başlayan yavrularımızı Turk toplumunun aktıf bir ferdi olarak yetiştirmeyı gerekli görup, eğitime en uygun imkânlarla büyük değerler verilirken onlara «Atatürkçülük Ruhu da kaybedilmeyecek ve sonradan değişmiyecek şekilde aşılamrsa bugünkü içinde bulunduğumuz «Demokrasinin yerleşmesinde meydana gelen olumsuz aşamalar» ortadan kalkacak, yepyeni bir ruha sahip. bütün fikirlere saygılı, fikirlere fıkırle ce vap verebilen Atatürk gençlıği, hem toplumumuzun gelişmesinde üzerine aldığı gö'revi yerine getırecek, hem de «Cumhuriyeti koruma» görevini kendi «Öz»ünden aldığı bilinçle gerçekleştirmiş olacaktır. Mesut ÖZGEN A. U. Eğitım Fakültesi Öğrenci Derneği Başkanı kanı dökülmüştü. Tüm bunlaruı nedenı MUlî Mücadele boyunca şerıatçılığın yaygın oluşu ve de guçlu bulunşuydu. Sayın Mustafa Baydar, «MÎLLİ MÜCADELEDE KONYA AYAKLANMASI» ijaşlıklı yaasında irtica ve şeriatuı durumunu vermış açık olarak: O zamanlar hocalar ve şenatçılık kışkırtmalan üçe bölünmüş. Bir kısmı tstanbulda Halıfe ile berabCTnis, örneğın bugünkülerin iktidarla olan ilişkilen gibi. Bir kısmı Ankara'da Mustafa Kemal ile berabermiş, şimdi böyle hocalar ve şeriatçılar yok. Tüm Atatürk düsmanıdır bunlar. Bir kısmı da tngiliz ve YunanUlar'm emrindeymiş, yani vatan haini, vurdu satma düşünüsü içinde gafüler... Bu üç grubun da ortaklasa dâvalan yenılik hareketlerini baltalamakmış. Şlmdikilerin üçüncü grubu da Amerikayla birlik. Gençlik Amerika'ya karşı çıkarken onlar gençliğe saldınyor ve ayaklanıyorlar. Milli Mücadelede iç ayakianmalarm nedenlerini 14 maddede toplamış sayın Mustafa Baydar yazılarında. 23. Temmuz. 1968 aksamı saat 18.30 da Konya'da patlak veren olaylann nedenleri içine, o zamanın nedenlerinden 5. 6. 7. 9. madde ler biraz değistirilerek katllabilir. 2. Ekim 15. Kasım. 1920 tarihle rindeki Konya ayaklanması nasıl düzenlenmis, isyancılar kimlermiş, nerelere dek yayılmış ayaklanma, nasıl bastınlmış, isyancılann sonu ne olmuş? Bunlan sayın Baydann yazılarından okuyoruz ve aydınlanıyoruz. Son Konya olaylarmın da toplumun bilgisine, aydınlanmasına junulmasmı dileriz. Neden toplumcu v e devrimci öÇretmenler saldınya uğradı, T. Ö.S. subesi yerle bir edîldı, Yeni Konya gazetesi. T.Î.P. tl Merkezi v e kitabevleri neden tahrip edildi. Nedenler, Milli Mücadele sıralarındaki «yaklanmalann nedenlerinden çok farklı olsa gerek. 1 Eylül... Bo sene yaz, yazlığını bilmeden gecti. Kimi zaman yağmur, Hml zaman soğuk. derken mevsim sıcağı Ağustosun sonuna doğru vurdu Istanbnla... Birkaç gündür sıcak mı sıcak. Yıl 1968, ve Eylul'un bir'ini kopanyonım takvim yaprağından. Pencereraden görünen birkaç tembel ağacm tepesinde sallanıyot güneş. Çocukluğumda «günese bakabilir miyim« diye arada sırada meraka düştüğüm olurdu. Her cocuk bu yolda birkaç kere sınamıştır kendisini. Güneşe bakınca gözleri karanr insanın.. Zamanın ve mekânın dışma kayar birden... Geliniz sizinle şu sıcak gün güneşe bakalun biraz. 19S8 yıluıdan kayıp gecmişte bugünlere doğru uzanalım. Zira 1922 yılı da yaşandı bu topraklarda... O yılların bugünlerinde Türk ordusu yalın kıhç Ege'ye doğrn uzanıyordu. Büyük darbe vurulmustu emper>alizme. Ve bundan kırk altı yıl önce 1 Eylul'de. Gazi Mustafa Kemal, kazanılan zaferi Türk milletine şöyle duynrmuştu: «Büyük ve asil Türk milleti! Garp Cephesinde 26 Ağustos 1922'den beri başlıyan taarruz hareketlerimiz, Afyon Karahisar, Altmtaş. DumlUpınar arasında, büyük bir meydan muharebesi halınde. beş gün beş gece devam etti. (....) Zâlım ve mağrur duşman ordusunun asli unsurlan, akıllara dahşet verecek kat'ıyeüe imha edildi TE5KİLÂT ve TEÇHİZAT1 GIBÎ, GELENEK ve ZAFERLERİ ve İSMİ, YALNIZ MİLLETIMİZtN SUURUN DAN, EZELÎ VE EBEDt İMAN1NDAN VÜCUT BULAN ORDULAR1MIZI. fedakârlıklara lâyık olarak sizlere takdim ediyorum. (...) Milletimizin irtikbali emindir. Ve vâdolunan nusratı ordulanmızuı istihsal etmesi muhakkaktır. Büyük Millet Meclisi Reisi Başkumandan Mustafa Kemal» Bilmem gözlerinizi kamaştırdı mı güneş.. Kırk altı yıl önce bugunler gene böyle sıcak mıydı E>lül'un l'i? Bilemeyiz. Bildiğimiz fey, Gazi Mustafa Kemal'in Turk ordusunun değişmez siannı apaçık ilân etmesidir 1 Eylul l»2?'de: « Teşkilât ve teçhizatı gibi, gelenek ve zaferleri ve ismi, yalnız milletimizin şuurunda, ezeh ve ebedı ımanından vücut bulan ordularımız...» 1 Eylul 19?2'de Türk milleti Mustafa Kemal Pasa ağzından ordu«unun tanunını böylece işitti. 1 Eylulde L'şak kurtuldu; 4 Eylul'de Alaşehir, Buldan. Kula, Soğut! 5 Eylul'de Bilecik, Bozüyük, Simav, Demirci. Ödemiş, Salihli: S Eylul'de Akhisar. Balıkesir: ve 7 Eylul'de Aydın kurtanldı düşmandan... İlkokulun birinci sınıfını Aydın 7 Eylul mekteblnde okudum ben... Hoşuma giderdl 7 Eylul adı. Şimdi ne zaman 7 Eylul dense, mektehin solgfun vıizii yüreğime Hazan yaprağı gibi düser. Bir hocamız vardı "Vlelâhat hanım. sarısındı. Yaşıyorsa apak olmujtıır saçları. O zaman güneşe hakardım arasıra, Ve gözlerim kararırdı. Goremeıdim o günden bugünleıl... Ama bugünden o günleri goruyonım. Manisanın kurtuluş tarihinin 8 Eylul 1922 oldugunu blliyornm, İzmir kurtuldn 9 Eylul'de. Türk ordulan İzmire girdiğinde körfezde bulunuyordu emperyalizmin donanması... Atatürk bu donanma hakkında 13 Ekim 1918 günü kararını vermişti. 35 gemi İstanbul Boğannda yatarken ve İstanbul satılmışlarm sevinç çığlıklanyla altust olurken, emperyalizmin zırhlılanna bakıp: « Geldikleri gibi giderler.. demiştl. Nltekim geldikleri gibi gittiler. Onları geldikleri gibi götüren Türk ordusunun 1 Eylfll'de Gad Mustafa Kemal Paşa diliyle çizilen karakteridir: Atatürk mlUete gnrurla takdim ediyordu ordusunu: « Teşkilât ve teçhizatı gibi, gelenek ve zaferleri ve ismi, yalnıı milletimizin suurundan, ezeli ebedi ımanından vücut bulan ordumuzu sıze takdim ediyorum» diyordu. Atatürk'ün bütun sözleri gibi altı çizilerek oknnmabdır bu töıler; üstüııde uzun uzun durulmalıdır. Çünkü Gazi'nin askerlik ve ordu anlayısı bu sözlerde belirlr. Yabancı devletlerle ordu, ve yabancı ordularİH silâhlı kuvvetlor ilişkilerini düzenlerken, eğer AtatürkçüIiikten söz ediyorsak Gazi'nin sözlerine kulak vermeliyir. Çünkü Bafkumandan Mustafa Kemal, gecmişten alman tarihî derslere dayanarak ordusunu nitelemiştir. Daha önce Enver Paşa kumandasudakl Türk ordusu Alman hayranlığının doruğunda âcizlerin eline dusmüstü. Ve Atatürk ordusunun butun gizli noktalanyla Almanlar ellne tesllnı edilişi konnsunda şunları söyluyordn: • Türk milletini ve ordusunu gayn tabii vaziyete düşürmüşlerdi. Bu gayrı tabii vaziyet ordunun yabancı bir askeri heyet eline terk ve tevdi edilmesidir.» fste Atatürkün Türk milleti ve ordusu hakkındaki kesfaı hükmU.1 Eylul 1968'de bu hukümlerden alacağımız dersler vardır. Ordumuzu yüzde 9SJ5 hesabıyla bir Amerikan kumandanı emrine veren, ve yabancı filolann Zafer Bayramlarında İzmire dayanması karjısmda bir protesto sesi bile yükseltemiyen kişilerin Atatürk'ün aziı adını ve Atatürkçülük kelimesini ağızlarma almaya haklan yoktur. Bugün 1 Eylul... Ben bu satırları 1 SyMMe yan.TOranı. Türk ordulan Dumlupmardan Batıya akıyordu bugün.. Teşldlâtı gibi gelenek ve zaferleri ve itmi milletin suurundan \iicut bularai.. örnek bu olmalı vsaki, Orduya uzun yıllar hizmet etmiş bir komutan, neş'e ve güler yüzle kıtasının karsısına çıkacak, onlara gayrete getirici bir veda konuşması yapacak, herkese «Allahaısmarladık» diyecek vakti bulacak, yerinl alan komutana k». tayı tanıtacak ve ona emanet edecek, tören fcıtasını da son bir defa teftis ederek gıpta verecek bir şekilde ayrüacak ve uğurlanacaktır. Orduva girdiği zamanki şevk ve heyecanlan daha da olgunlaşmış ve görevini yapmış olanlann inancı ilo yeni hayatma başlıyacak ve içinde son günde bir acılık meydana gelmemiş olacaktır. Ama, ne çara H, cari sistem bn huzurlu sona imkân vennemektedir. Tam bir soğukkanlılık içinde. sanki hiçbir sey olmamış da, bir kıtadan yeni bir kıt'aya »tanmış gibi normal bir aynlıs yapmayı şartlar herkese müyesser kılmaz. Hele beraberinde ailesl ve çocuklan bulnnursa, ki ekseriyetle böyledir, durum onlar için daha da ağır kabul edilir. Bu şartlar içinde emekli olan zat, 24 saatte, kafasında bir takım hoş olmayan düşünce ve hisleri de taşıyarak kıt'adan aynlır. Tasvirine çalıştığım bu emeklilik ruh haleti görulüyor ki o kadar basit bir olay değildir. Yeni tasan dolayısıyle general ve amiralleri misil olarak aldım. Yoksa durum butün subaylar için aynıdır. Şimdi, bu geçici ikinci maddenin, yeni hir kanun teklifi ile tadil suretiyle, kanunun yalnız general ve amiraUer için yürürlüğe sokularak bu yıl karşılaşılacak olan tıkanıklığa bir çare arandığı anlaşılmaktadır. Bn girişi yapmakla beraber, kanunun belirli bir maddesini ve cari hazırlıklannı eleştirecric degilim. Deginmek istediğim nokta, emeklilik işleminin hemen başında doğan psikolojik yönden lararlı bir hususa temastan ibarettir. Askeri kanun tasanlarını hazırlıvan ve lnceliyenler, emeklilik ruh haletini bilmediklerinden olacak, uvgulamada yeniliklere gidememekte ve bu yolda bazı düşünceler belirse bile üzerinde fazla durmamaktadırlar. Gayem, bu konularda çalışanlarla, karar merdlerinin yann kendilerini de bekliyen aynı manevi burukluğu izale edici hükümleri tasarılars itkal için dikkatlerinj çekmektir. Yeni Hiikuk Fakültesi | stanbul Hukuk Fakültesi D«I kanı Sayın Reha Poroy, Istan1 bulda yeni bir Hukuk Fakültasi tesısi için çalışıldığını, kısa bir süre önce umuml efk&ra açıkladılar. Projenin tahakkuku Oniverslteler Kanununun 2. maddesinin 11. fıkrasma göre tstanbul Üıüversitesi Senatosunun teklifi ve Mllll Eğiüm Bakanmm onayına bağlıdır. Oniversite İçinde yeni blr fakülte açilması veya kapatılması memleket ihtiyaçlannm, objektif olarak değerlendirilmesi sonucuna bağlıdır. Ajmca Anayasamıan 129. Md. f.l. göre «tktisadl ve sosyal alanlarda oldugu gibi kültür alanmda da kalkınma plâna bağlanacak ve bu plâna göre çerçekleştirilecektir.» Böyle bir «n çalışma yapılmıs mıdır? Hangl memleket zaruretleri yeni bir hukuk fakültesi açılmasını gerektirmektedir? tkincl bes yıllık kalkınma planı devresinde öngörülen, ekonomik bünye degişikliglnde yeni bir hukuk fakültesinin fonksiyonu ne olacaktır?.. Bu hususlar blzün için karanlık kalmaktadır. Ancak kanaatimizce yeni bir hukuk fakültesi teslsinde takip edilen gaye: a tstanbul Hukuk Fakülteslnde, ögretim üyesi fazlahğı; ve fa» la ögretim Uvelerine yeni İş saha•ı açmak. b tkincl olarak da bir kısım lise mezunlanmn daha Universlteye girmelerini sağlamak •••• mmm (••• !••• •• • •• !••• >••> !••• Uygulamanın p8İkolojik etkİ8İ rdnda emeklilik, dognm tarihleri belli olanlar icin. bulunıılan yılın 30. Agustosundan ge çerlidir. Emeklilik kararı. usulen aynı ay içinde yapılan Yüksek Askeri Sura toplantılannda gizll olarak alınır ve ancak 28 4ğustos tarihinde Hgililere tebliğ olunur. Tebliçatı alan zat da en geç 30 Ağustos günü görevinden ayrılır. Şimdi, gelelim bu uygulamanın psikolojik etUsine: Lise eagında olan bir genç, o yaşlann bazı heyecan ve arzularıyla, Silâhlı Kuvvetlerin seçtigi üç sınıfından birine girer. Büyük ümitlerle subay olur. Renkli bir kıt'a hayatı geçirir. Bir tusmı gayret gösterir, arzu eder, Akademi tahsill yapar, ileri komuta kademelerine kendinl hazırlar. tçte ve dışta eeçirilmiş uzun tecrübeler sonunda. alman kıdemlere göre asgari 25 yıllık bir hizmetten sonra general veya amiral olur. Üst kademe müstakil birliklerin, rütbesine muadil komutasını, otorite ve sorumluluğunu yüklenir. Bdylece asgari 30 hizmet yılı dolar. Vaktiyle kendisinin yükselmek için beslediği fimit,ieri taştyan trnçJere önder ve misal olacak bir mevkie gelmiştir. Genç subaylar da, vaktiyle kendisinin hissettifi gibi, bu şerefli rütbe ve mevkilere ulaşmanın yanşı içindedirler. Fakat, fülen asgari 30 yıl hizmet eden general veya amirali bir kaç yıl sonra yeni bir husus rtüşündürmeye başlar. Ne zaman emekli olacagım bilmez. Çağdaş ordularda oldugu gibi, şahıslara emekli olacağı tarih bir yıl evvelinden tebliğ edilmedigi için, her yıl Ağustos yaklaşırken bir huzursuzluk duymaya başlar. Zira emeklilik hir şans meselesi haline gelmlştir. Son giine karfar durumunu bilmediği için, emekli olduktan sonra yerleşeceği yeri, eşyasinın naklini, çocuklannı okutacagı okuları, kendisine yeni bir iş bulup bulmamayı kararlaştıramaz. Bu da, onu ciddi surette rahatsız eder. Ne zaman emekli olacagım bilmediği dhetle, birlik komutanı olarak ne krtasını hazırhyabilir, ne de kıt'a mensaplan duruma kendilerini adapte edebilirler. Bu gizli hisler, kıtayı Ağustosa y v kın aylarda, gayri ihtiyarî bir hizmet depresyonuna sevkeder. Ekseriyetle, beklemediği bir yılın 28 Agustostnv da emekliye sevkedildiğini radyo yayınından öğrenir. Arkasından mesajla tebligat alır. O andan itibaren kıt'» ile resmi Oişkisi kesUmiş demektir. Yerine yeni komutan gelmemiştir. Aletocele, bîrliğinde kendisinden sonra gelen şahsa komutayı devreder. Emekliliği 30 Ağustos tarihinden geçerli olduğundan ve o gün de Zafer Bayramı töreni yapılacağından fazla kalmasına imkln yoktur. Durum, görev teslimi ile bulunduğu lojman usulen tahliye zorunluğu arasında geçen resmi ve özel işlerin ikmali ile en geç 29 Ağustos akşamı aynlmasını gerektirir. Birliklerini dolasarak kendisi Ue uzun aylar ımmm !••• önceden bilinmeli halde, neden dflzeltUmes bn usul... HaHkatta, bu tarz uygulama çağ dışı eski bir alıskanlığın sonucudur. İleri tt'.kelerin ordulannda bu tarz ilkel usuller artık mevcut degildir. Elbette ki, bir asker muayyen bir hizmet devresinden sonra aldıjh rütbelerle mahrutun üst kademelerine geldigi zaman, ekseriyetle yaş haddine gelmeden emekli edilecektir. Hiç bir kimse, hizmet süresini şu veya bu sebeplerle uzatmak vetki ve hakkma sahip deçildir. İstemekle de, lstenildigl kadar kalınamaz. Aksine bir uygulama, orduya girmemesi lâzım gelen bir bencilliğin kötü misaltni verir. En üst mevkilerde bulunanlar bile, her hal ve şart içinde iki ve nihayet dört yıl görevlermde kalabUirler. Durum bövle olduğuna göre, yüksek bir Askeri Seçim Kurulu tarafından üst rütbeye terfl tercihi dışında kalanlara, bııakalım bir yılı, asgari üç ay evvel emekliye sevk olunacaguıi bıldiren bir usul kolavlıkla getirilebilir. Kararlarda âdil olunduğu müddetçe bu şekil kolayca işler. Bu suretle; şahıs da, kıta da bn neticeyi evveldon bilir. Böyle bir neticeyi bilmenin, «Hizmeti ak8atacağı» gibi bir düşünceye yer vereceği kati surette kabul edilemez. Emekli durumuna gete> cek kadar zaman ve tecrübe geçirmiş bir insan, hizmetin aksatılmasına imkân vermiyecek kadar olgunlaşmıştır. Bu şekilde hazırlıklı bir son Ue ayrılış, her türlü hissî bunalım ve karışıklıkları ortadan kaldırmış olur. Şahıs, yeni yuvasmı hazırlamak, eşyasını zamanında nakletmek, en önemlisi anî olaylarda ailenin geçireceği manevî sarsıntıyı 5nlemek, çocuklannm okul problemlerini halletmek, yeni bir iş hayatma atılıp atılmama kararını vermek imkânlarım rahatça bulur. Bütün bunlan, bu basiti hal için sadece bir tek şeye, eskimis alışkanlıklardan kurtularak (ZİHNİYET) te bir aşamaya ihtiyaç vardır. Biz Türklerin, terk edemedikleri tarihsel garip bir yükleri vardır. O !••• Sonuç D u gidışle Türkiye Delıbas* * lardan kurtulamıyacak ve zaman zaman ayaklanma haberleri gazetelerde iri iri mansetlerle verilecek. öğretmenler gene saldınya ugrayacak. Ama görevlerini yapmağa yin« de devam edecektir Atatürk'ün öğretmenleri. Şeriat özlemcileri ko gole yoğurt mayalamayla uğrasadursunlar. Nasreddin Hoca'nm gölü mayalanır v e yoğurt olur ama seriat mayası bozuktur, tutmaz... Nedlm ORTA !••• !«•• !»•• )•!• !••• •••• •••• •••• I ••••••»,• Mevcut durum alen memleketlmlzde İM adet Hukuk Fakültesi vardır. Esasen piyasada mevcut hulcukçu sayısı, daha yıllarca memleket lhtiyaçlannı karşılıyncak kapasttededır. Üstelik hâkun olmak ıçm sıra bekliyen aday sayısı bir hayli ka» banktır. San"a mevcut mezTonlar ve halen hukuk 'akültelerinde bulunan ögrenciler yurt Ihtiyacına kâfi gelmiyonnuş gib' alelacele yeni bir hukuk faküitesi tesısine hanrlanmak en azmdan miiteşebbislerin agır mftnevi sorumlulugunu mucip olacaktır. Sokaklan dıplomalı işsiz hukukçulann doldurmasını öyle zannediyoruz ki, en a» bizim kadar oıuhterem hocalanmız da istemiyeceklerdir. ' ATLAS SİNEMASINDA Bugün Maünelerden İtibaren Fevkalâde Western, Renkli . İngilizce Sinemaskop H j TEŞEKKÜR Mühim ameliyatımı başan ile neticelendıren ve Hastanede kaldığım müddetçe alâkalarını esırgemeyen Göîcük Deniz Hastanesi Op. Jinekolog Dr. AI. întikam Gecesi (Ride Boyond Vengeance) CHUCK CONNORS MICHAEL RENNIE Seanslar: 12.00 2.15 4.30 6.45 9 1 5 Sonuç " abancı ülkelerdeki bir çok yeniliklerl, onlan taklit ederek getirirler de, aym şeyleri çok evrelden düşünmelerine rağmen nygulamalara kendiliklerinden gidemezler. Bizi üerletecek olan hususlarm başında bu sebeple zihniyette aşama problemi gelir. Bunu yapabildiğimir, otnuz silkip gecmediğimiz gün bir çok imkânlar önümüze serilecektir. Bu itibarla. 926 sayüı Askeri Personel Kanununda emeklilik işlerini sür'atlendirmek Istiyen tasan yazarlanna ve kanun yapıcılanna bu emeklilik psikolojisini de dikkat nazanna almalannı tavsiye ederim. Bir çoklannuz tarafından duyulan, fakat tesrih olunmayan bir noktaya parmak basmaya çaIıstun. Herhalde Ugililerce, azerine eğilmeye deger bir konudur. :: :: •••• •»•• :::: Nejad ALPER'c ve Dr. Yb. Narkozıter Tâlha SERHATLI'ya, Dr. Bnb. tzzettin BARI$'a, Ebe Gülseren CANER'e, Ebe • Hemsıre Sabiha KARASABAN'a, Ast. Sb. tbrahim DİNÇ'e, Ast. Sb. Erdinç KEKLÎK'e, Hem . sıre Zerrın CANTÜRK'e, Has " tabakıcı Ahser CENGÎZ'e, Zühre AKBABA ve Er Celâl PEHLÎVAN'a şükran v e tesekkürlerimi arz ederim. Perihan SÖZER [ Cumhunyet 1C218 ANKARA MEYDAN SAHXESİ DÜNYA SİNEMASINDA Cumhuriyet 10220 OOKTOB •IMIIMMMMIM i Radar Reklâm: 839 10191 !••••••• ssss :: :: •••• • ••a a*aa • •>• •III •••• • ••• asaa • ••• • III aaaı İ L N Sonuç izmeye çalıştığımız kısa panaromadan sonra şu soru ile karşı karşıya kalıyoruz: Mevcut durum hilâ devam edecek midir? Atatürk çülük prensipleri ilk özüne bağlı ka lınarak yeni nesillere ne şekilde aşı lanacaktır? Bu ayrı bir tartışma konusu olabilir. Ancak şunu belirtmeliyiz ki; bu ülkenin yarınları için hazırlanan yeni nesillere •Inkılâbın eğitimi» etkin olarak işlenmez Ç Sonuç atı ülkelerinde genış ölçüde bukuk satnsında thtisaslaşma söz konusudur. Mademkı tstanbul Hukuk Fakültesınde ögretim üyesi fazlalığı vardır, lisans bğretiminı takiben ıstıyenlenn devam edebileceğı, ihtısas enstitülerinin teşkili bizde de genıs ölçüde fayda temüı edecektir. Bugün bir hukuk mezunu, bir sahada uzman olmadığı ıçın âdeta her şeyin avukatı; her şeyin nâklmi durumundadır. Pıyasaya bol sayıda hukuic"u sürümü kalite düşüklügune yo) açmaktadır. fierçekten de her sahada uzmanlaşmaya alabıldiğine zaruret hıssedildıği bu devirdeyiı. Yeni tir hukuk 'akültesi yerine, tstanbul Hukuk Fakültesine bağü olarak kurulacak ihtısas enstitüleri sayılamıyacak faydalar temin edecektir. İmroz Atatürk İlk öğretmen Okulu Müdürlüğiinden Cinsi Miktan Fiatı Tntan Geçiel teminat KesUmiş meşe odunu 120 Ton 175 00 21000 00 1575 00 Linyit kömürii300 Ton 210 00 63000 00 4400 00 Motorin (mazot) 37 Ton 1150 00 42550 00 3191 25 Haricî elbise dikiml 525 Tak. 75 00 39375 00 2953 15 1 Okulumuzun 1968 malî yılı ihtiyacı olup, yukarıda müfredatı gösterilen maddeler kapalı zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. Eksiltme, 27.91968 Cuma günü saat 16.00 da okulumuzda toplanacak komısyonca yapılacaktır. 2 1968 yıh Ticaret Odası vesikası ve geçici teminat makbuzlarını tîa ihtiva eden kapah zarflann ihale saatinden bir saat evvel (saat 15 00 de) kadar komisyon başkanlığına makbuz mukabilinde verilmesi gerekir. 3 Geç gelen mektuplar, telle yapılan müracaatUr kabul edilmez. 4 îstekliler her madde için ayrı a y n fiat teklif edeceklerdir. Heyetı umumıyesı üzerinden yapılacak teklifler kabul edilmıyecektır. 5 Şartnamelerin her gün okulda mesai saatleri içinrfe bedelsiz olarak gorulebıleceğı ılân olunur. (Basın 236631Ü2U0) tııı ••>• aaaa • ••• • ••• • ••• •«•• •*•• • ••• •*•• B Himbiis 1UBRESERVICE Tarık Z. KiRBAKAN Uert 8a« t« Hastaiıklan Matetıaam* UttuâJ Caa Ktumajutapı Ma n ru: M ı« n Gazanfer GÜNLER (Huk. Fak. son smıf ögr.) M. Mücadelede Konva ayaklanması M Kasfamonu Devlet Hastanesi Bastabibliğinden 1 Hastahanemizın 25 000 00 lira keşif bedelli ve 1875.00 lira geçici teminatlı mustahdem vatakhane onarımı işi 2490 sayılı kanunun hükümlerine gore sartnamesı dahilinde kapah zarf usulü ile eksiltmeye konulmuştur. 2 Eksütme Kastamnnıı Devlet Hastahanesinde 24.9 1968 salı günü saat 10.3d'da Komisyon mârifetiyle yapılacaktır. 3 Eksiltme şartname=i ve diğer evraklar her gün mesai saatlerinde mezkur yprde görülebihr. 4 Tâliplerin 1968 yıhna ait Tıcaret Odası belgesini ve en az keşif bedeli kadar iş yapmış olduğuna dair belgelerini dilekçeye bağlıyarak 19 91968 perşembe gunü akşamına kadar müracaatla ihaleye iştirak belgesi almaları. 5 Teklif mektuplan 24.9.1%g günü ihale saatinden bir saat evve'.ıne kadar Komisvon Başkanlığına vermeleri. t Telgrafla müracaat ve postada vâki gecikmeler kabul edilmeı. (Basın: 23759) 1020« Kartal Maltepe Askerî Satmalma Komisyon Başkanlığuıdan Aşağıda cıns, miktar, muhammen bedeli v e geçici teminatı yazıh 60000 kılo kuru soğan 18 Eylul 1968 günü saat 15.30 da Maltepe'de bulunan eski Belediye bınası karşısındaki komisyonumuzda kapalı zarf usulü ile satın alınacaktır. Evsaf ve şartnameler bu komısyonda, Ankara ve Izmir Levazım Âmtrlıklennde görülebUır. Teklif mektuplarının ihale saatinden bir saat öncesıne kadar komisyona verilmesi çarttır. Postada vakı gecikmeler kabul edılmez. Miktarı Kilo 60000 Muhammen bedeli Lira Geçlei teminatı tlıalenin Lira Gün ve SaaH Cinsi Kuru soğan 66000 4550 18 Eylul 1968 15 30 (Basın 2377710308) llî Mücadele yıllannda Türk Ulusu zorlu bir sınav geçiriyordu. Var olmak, ya da yok olmak üzenne ovnanan bir kumar da denilebilirdi buna. Var olmak istıyorduk. Türk olarak düşmana üstün gelmemiz bir hiçti o şahlanışla, o kükreyişle. Ama gel gelelim ıç düsman dıs düşmandan kötüydü. Mustafa Kemal Pasa ve arkadaşlan yurdumuzu kusatan Yunan kuvvetleriyle ugrasırken iç ayaklanmalara da büyük güç ayırmak zorunlulugunu duvuyorlar ve bu ugraşınm Yunan kuvvetlenyle olan uğraşıya denk olduğu. daha da kötü oldugu kanısıyla iki ateş arasında kalmıs olarak savaşmak gerektığinl biliyorlardı. Dıs düsman üzerine gönderilen Ulusal knvvetler kadarmı da tçimtedeki düşman yok etme tutkusu lçindeydı İç ayaklanmalar Yunanlılar'ın ekmeğıne tereyag sürmüs oluvordu kl. Ankar» yörelerine dek sokulmustu Yun»r,hi»rj «onr» öylosü» kardaf Neşriyatımız Föyvo/anJ şekîinde tertip edilmiş olup metinİerdeki deği şiklikler yerlerine konulmuş ve metinlerin eski şekilleri sahife altlannda aynca gösterîlmiştir. Sonraki değişiklik ve ilâveler zamanında gönderilecek yeni föylerin ciltlere klâse edflmesi suretiyle mevzuat daima ajur bulundurulur. • • • • İŞ ve SOSYAL SİGORTA MEVZUATI (36 cilt) KAMBİYO MEVZUATI (2 Genig 1 dar cilt) VERGİ KANUNLARI, TEBLİĞLER ve KARARLAR (22 eüt) DIŞ TİCARET MEVZUATI ve ANLAŞMALAR (7 geniş cilt) LEBİB YALKIN YAVfMLARI Karaköv Taviloğlu Han Kat 6 (Vapur iskelesi karşısl) ' . K 32 Karaköv İstanbul Tel: 44 78 67 Kurdoğlu: 11 10215
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle