22 Mayıs 2024 Çarşamba English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE DÖRT 28 Mans 1968 CTTMHTTRtYET Beyhude kuşkuyla kafa yormar run ne lüzumu vardı? Gelen, Fırka Kumandanlığı kapısına çete kılığında dayanmış bir guikastçi olabilecek degildi ya? «Gelsin bakalım!» dedim. Fakat kapı açılıp da. geldiği haber verilen «çete Hamdi» içeriyo girince, hem kocaman bir hayret, hem de kocaman bir sevinçle yerimden fırlayıvermişim! Kendisi ile oclanın ortasinda, uzun bir aynlıktan sonra büoırine kavuşmuş iki kardeş gibi kucaklaştığımız bu ziyaretçi, o sı rada Edremit Kaymakamı bulunan Köprülülü Hamdi Beydi... Karşımda onu görür görmez nlçm o kadar büyük bir sevince, va niçin o kadar büyük bir hayrete kapıldığımı anhyabilmeniz için, ileride de bahsini edeceğim bu Hamdi Beyi size de dilimin dön*bileceği kadar tanıtmam lâzım... Hayır, yanlış söyledim. Zira sade niçin benim o kadar büyül: bir sevince, ve niçin o kadar büyük bir hayrete kapıldığımı an'amanız için değil fakat asıl Hamdi Beyi iyi tammamz, ve nsteceic kuşaklara lâyıkiyle takdim edebilmeniz için tanıtmam '«ım... Siz Naci Sadullah Bey: Madem ki İstiklâl Savaşımızı zafır zafer yaratmış olan sihirleşmiş ruhu, gelecek kuşaklaruı körpe vüreklerine promete ateşinden blr alev gibi üflemek istiyorsunaî, o halde bu Hamdi Beyin hayatın», nefesinin kudretine erişi'nıez bir körük gibi sanlmız... Bir büyük kahraman rorranı yaratabilmek, şüphesiz bir bü>ük hayal ister... Fakat o Hamdi Beyin hayatı, bir büyük kanraman romanı olabilmek için sa'iece oldugu gibi yazılmak ister.,. Isterseniz evvelâ lutfen, tstiklâl Savaşımızın, Maarif Basanh ğmca resmen yayınlantms tarılılne bakın. Bakm ne diyor şu fihristte: Akbaş deposundaki silâh ve sep hanenin Anadoluya nakli. Tarth: 27 Şubat 1920! Hamdi, Köprülülü Koca Hamdi, işte bu tarihimize geçirilmiş (5nemli olaym adeta efsanevi sayılabilecek kahramanıdır. SflVnSIHIZIN İLK N1SIL KURULDU? Anlatan. KÂZlMÖZALP Yazan: « Bir şeyler yapacaksın her halde değil mi?..» dedim. O, yüzüma bakarak gülumsedi ve: « Bir şeyler değll, inşaUah çok şeyler yapacağım Paşam!..» diye cevap verdi (1). Ben de zaten mevcut bulunduğu asikâr azmini takviye lçin ilâve ettim: « Bizden, yapabileceğimia hsr yardımı istiyebilirsin:» O, da bundan emin olduğunu, bize güvendiğini söyliyerek teşek kür etti!» Ben de, Cevat Paşaya çok sevindiğimi tekrar söyliyerek irnlni isteyince ayağa kalktı, yanıma geldi. Ben de ayağa kalkmıştım. Ellmi sıkarak: « Ben lâzım gelen emirlert derhal vereceğim. Sen, şimdiden, kendini 61 Inci Fırkaya Kumandan tâyin olunmuş bilerek davranabilirsin!..» Kapıdan çıkarken gUlerek blr de lâtiîe yapU: « Ya bizden, senl gerl çekmentizi Isterlerse?..» dedl. Ben de giildüm: « Emir veriyoruz, dinlemiyor. tJstüne kuvvet gönderip durdu run!..» dersiniz Paşam!..» Oradan, çok elverişsiz şartlar lçinde ölüm kalım kavgası yapmaya giden bir asker dur'endişli ği içinde değil, zafer kazanmış bir kumandan sevind içinde ay(1) Bn mnfaaverenin haklk&te tam nygunluğunu Mustafa Kemal Pasa da tasdife eder. (Enver Bebnan Şapolyo) nun «Kemal Atatürk ve MilU Mücadele Tarihl» Isimli eseri: Sabite 300, 301. "Silâh başma,, Bir taraftan kumandaru bulundufum fırkanm, öte taraftan da Menemenden itibaren, bir an evvel kurulmalarıru sağlamaya ç ı lıştığım sivil kuvvetlerin, silâhlı milis kuvvetlerimizin gelismelerini ve harekâtını tanzlm v« idare etmek... Bu işlerde, Mmbillr ne tamana kadar, ne kimseden emir alacak. ne de kimseden emir bekliyecek değildim. Üstelik bana vorilebilecek ve milll hareketimizi:ı zaranna olabilecek herhangi bir emri, dinlememek hususunda d» elbette ki kararlı idim. îşte bu şartlar lçinde, ve her kafadan bambaşka sesler yükselcn o ana, baba günleri ortasında, göstereceğim her davranısm hattlan ve sevaplan hakkında hüküm verebilecek tek merci olarak, ortalıkta sadece, sesini an cak çok zaman sonra yükseltebllecek olan «tarü» kalıyordu! «Ölürsem kat'iyen mesuliyet g»bul itmem gumandamm!» diyen Mehmetciğinkinden çok farklı, ve onunla kıyaslanamıyacak kadar başka bir durumdu bu. Zira aldıgı herhangi bir emri yerine getiremeden şehit düşürüldüğü için, Mehmetciği hlç kimse sorumlu tu tamazdı. Ama buna karşüık, hele böyle bir millet hayatmın ka deri ile ilgili davranışlarda emir verici, sevk ve idare edici durum da yapyalnız kalanlan, düşebilecekleri hatâlann sorumluluğundan ölüm bile kurtaramazdı. Zira atacağın her adırmn, emrindekilere attıracağın her adımın hesabuu bizzat kendin vereceksin. Üstelik de bu hesabı, şu diinya kurulahdanberi, hüküm lerinden asla taviz vermemekta ftdeta gaddarcasına merhametslz davranmıs olan tarihe karşı ve> receksin!.. O halde bu alabildiğine kritiK durumda evvelâ ne yapmalı? Harekete geçmeye nereden b^aşlamah? Bu hususta herhangi blr karnra varmadan evvel, bilmem 14zım gelen her şeyi iyice öğrenmem gerekiyordu. Başına geçtiğim fırka, bu havalinin nerelerine, hangi hesaplarla dagıtılmıştı? Geçirilmiş nice vartalardan son ra, bu fırkanın elbette ki havll hırpalanmış, örselenmiş olacak kadrolan ne halde bulunuyordu? En hayati ihtiyaçlan, en acil lstekleri nelerdi? Sonra ötekiler, sivil vatandaslar, ben gittikten sonra geçmiş olan kısa zaman içinde neler yapmışlardı, verdikleri sözleri ne ds Nâci Sadullah ( • Emir veriyoruz dinlemiyor: üstüne kuvvet gönderip durdurun,, dersiniz Paşam nlmıştım... Doğrusu, Mustafa Kemal Paşv nın da bu işe girmiş bulunduğunu öğrenmekle, milletime, ve milletimin askeri gücüne olan büyük inan ve güvenimin yanma büyük bir kudret daha katılmıştı. Sanki Mustafa Kemalin nlce bü yük meziyetler ve hasletlerle tepeden tırnağa donanmış heybetli sahsiyeti ile düşmanın karşısına tek başına bir ordu dikilmişti! Kendi kendime: « Haydi bakahm silâh başına!..» dedim, ve ertesi günü ak şamı, tstanbuldan Bandırmaya, 61 inci Fırka KumandanUğıru resmen Uzerime almış olarak hareket ettim!.. 61 İnci Pırka Kumandaru olarak Bandırmaya gelince ben, Bau dırma ile tzmir arasındakl havaliye dagılmış bUtün askeri kuvvet lerimizin başı mevkiine geçm'.ş. ve bu suretle de omuzlanma teş bihte hatâ olmazsa, iki gözü de aynı ağırlıkta mesuliyetlerle tıka basa dolu bir heybetli heybe yüklenmlşttm. Kâzım Özalp ^ Cumhuriyetin ilk yıllarında receye kadar tutabilmişlerdl, o anda nasıl bir durumdaydılar, na ler yapmaktaydılar, ya, da nelîr düşünmekte, neler yapmayı tasarlamaktaydılar? Ve daha sonra düşman... Hele asıl o rael'un, o ana kadar ne hatlar etmisti, ve o anda ne ha'.tlar etmekteydi? Bütün bunlann da ötesinde, bir de benim fırkanm bağlı bulunduğu kolordu vardı. Merkezi Tekirdağında bulunan Ondorduncü Kolordu!.. Bu kolordunun başında Yusuf İzzet Paşa bulunuyordu. Fırka karargâhının Kumandanlık odasında çalışırken içeriye giren posta neferi, Hamdi admda bir çetenin beni gönnek istediğini söyledi... Gayri ihtiyarl: « Ne çetesiymiş o?» dedim. di. adı Hamdi imiş!» O anda çok dalgın bulunan zihnimle. geldigi btldirilen «çete H»n di» nin şu dünyada tanıdığım «Hamdi» lerden hangisi olabılı»Posta neferi: « BUemiyom gumanaanun, ae ceğini bırden kestirememiştim. Posta neferine: « Peki, sen adamın çeteligini nerden çıkardın? Kendisi mi sö'y ledi?» dedim. Saf Mehmetçlk, bana her zaman alabildiğine sevimli gelmiş olan masum ve çocuksu samimiyetiyle cevap verdi: « Kendisi bir şey dimedi gumandamm. Gılıgına bakanda ben öyle hökmettim!» Yani, kılığına bakınca, adamın bir «çete» oldugu kanısına var. mış! YARIN «Köprülü'lü Koca Hamdi efsanevî bir kahramandır» Dişi Bond MODESTY BLAISE İSTANBUL 06 25 0630 07.00 07.05 07.30 07.45 07.50 08.00 08 15 08.45 09.00 09.15 09.35 0930 10 00 10.05 10.20 10.40 1100 11.45 1200 12.05 12 25 12.40 13.00 13.15 13 ?.O 14.00 14.15 14.30 14.45 15.00 15 05 15 20 1800 16.15 16/.5 1655 17 00 17.45 17.50 ıS.OO 19.30 19.35 Î1.00 21.10 21.45 22.00 22.45 23.00 23.55 CLMŞKA. E G H O OLAcıhs. nroeram Günavdın I Köve haberler Günavdın II Haberler ve hava durumu I'iUnbulda busiın İlenlar ve h&til müzik Hafif Batı müziji Beraber v e eolo sarkılar Tanaolar Türküler Ev lcin Ptvano sololan Ovun havaları Ara haberler Cesitli ülkelerden müzik Y. Eıoeludan sarkılar Arka*ı varın Sabah konseri B. Dikencikten sarkılar Aro haberler. ilsnlar M. Kemertastan türküUr Darvas ve arkadasları S. Filizden sarkılar Haberler. R.G. de bueün inci Cavırlıdan sarkılar Reklsm Droeramları S. Pavraz ve arkadaslan O. Senerden sarkılar Y. DoŞulu orkestrası Divan BaSîama Curadan ovun havaları Ara haberler Cocuk bahccsl Yaz okulu Radvo ile fransızca (T.derı) Radvo senfoni orkestrası Hafif müzik Ara haberler 17.45 Secim konnsmalan rinlavısivle Ankatı Radyoııı ile ortak vayın Hafif müzik Reklâm oroeramları Haberler v e havn durumu Kiîcük ilânlar 21.09 Secim konusmalart rlnlaMsivlc Ankara Radvosu ile ortak v a v ı n ?4 saatin olavlar». İlânlar Plâklar arasında Bilinı v e fen Reklâm Droeramlan Haberler Caz müziâl Özetler. rjroeram. kaoanıs 123456789 soru edatı, ıslak vücude degdigl YDKARIDAN AŞAĞIYA: 1 Soğutup buz haline geti zaman leke bırakan bir çeşit rüagâr, nota. 8 ren. 2 Bir şeyin içini kaZıyıp «Başkanı mevçıkarırken. 3 Tersi bir ilıtiyacut» manasına cın tiryakisi olup onu tatmin etiki söz. 9 meyi alışkanhk haline koyrauş «Tek sayıda oolan, seciye ve karakter yeni telan ve kasaplar rim. 4 Alafranga bir içki, bir tarafından bıerkek adı. 5 Erkek hizmetçi, çak bUemekts İstanbul iline bağlı küçük idare kullamlan abölümlerimizden biri. 6 «Kır,mızı renkteki bir çeşit kadın baş DOnktl balmtıcaoıo raç» karşıhğı 1 örtüsü» karşılığı iki söz. 7 Bir halledllmls «ekll ki söz. 5 SOLDAN SAĞA: 1 Tarih boyunca kadın avcısı olarak tamnmış romanlara ve piyeslere kahraman olarak alınmış kişi (asalet ünvanı ve adı). 2 Eski hammlarımızın bas yemenısi yeni hanımlarımızın da elbise süsü olarak kullandıkları tezyinatın çalışmalan (iki söz ve çoğul). 3 Tersi «kenar taraftan» deraektir (bir söz ve bir takı), kahraman Mehrnetçigin rütbesi. 4 Bir cins yünlü kumaş, küçük bölge ve çevre. 5 Düğün (Divan Edebiyatında), ev ve büro e?yajından. 6 Nota, vaktiyle Osmanlı devletinin bir devrinde piyasaya çıkarılmıs bir çeşit altın paraya o zaman verılmış olan ad. 7 Bu tekilde ses çıkaran mutlaka eşektir. anayurdun iki başı. 8 «Harfler ve sayılarla bir çeşit lala bak!» karşılı^ı iki sözlü bir emir. 9 Bir erkek adı, güzel sanat. i l ? rr 2 X / • T"T[ 3 m T T •T 3 •• • + X I X | ı rS •• i + X X t DÜNKÜ BULMACANLN HALLEDÎLMtŞ ŞEKLİ Tiffany Jones TIFFANY JONES BU2 B E NASIL HALLEDİLECEK î u k a n d a H rakamb bnlmacada «adece 4 tane anantar (ipucu) ve 8 t*n« tonoç r»rdu. Bof kalan Vf karenin içine 1 den 9 a kadar uygna birer rakam koyarak ve toplama, çarpma, çıkartma, bölme işaretlerine dikkat ederek sotdao sağa ve ynkarıdan aşağiya bulmarada jösierilen «onuçlan bulunuı. Biraı vaktinizi aJUr ama, boj raktinizi hoşça geçlrmi^ olursnnuz. A N KA R A 06.25 0G.30 07.00 07.05 07.30 07.45 0P 00 01.05 08.10 03.40 09.00 09.20 09.40 10.00 10.05 10.25 10.55 11.15 11 30 12.00 12.05 12.20 12 25 12 30 Acılıs. nroeram Günavdın I Köve haberler. Günavdın II • Haberler ve hav» durumu Sabah müziei Ankarada buffün . Kücük ilânlar Sabah türküleri F. Kozınoeludan nrkllar Kv itin Sabah konseri Arkası varın Ara haberler. ilânlır O. Türenden türküler Albümlerden secmeler K. Ötıcsndan sarkılar Cocuk bahcefii Balete caSrı Ara haberler. flanltr Ovun havalan Kıbrıs saati Kvicük ilânlar M. Güver ve M. Brsesten sarkilar 13.00 Haberler. R.G. de bugün 13.15 Hafif müzik 13.30 Reklâm Droeramları 14.00 F. Türkândan türküler 14.15 Cesitli müzik 14.40 S. Tekmenden varkılar 14.40 S. Tekmenden ilânlar 15.05 Maklar arasmda 15.25 H. Sözeriden türküler 15.40 G. Tecerden sarkılar 18.00 Yaz okulu 16 40 Radvo ile fransızca (7.ders) 16.55 Ara haberler, ilânlar Aokara İstanbul. İzmir. Erznrum ve Cııkurova Radvolan 17.00 Hafif müzik 17.05 Secim konusması (TtP) 17.15 Ara müidâi 17.20 Seçim konuşmMi (MP) 17.30 Ara müziei 17.35 Secirn konusması (AP> 17.45 Hafif müzik 17.50 Reklâm programlan 19.00 Habürler ve hava durumu 19.30 Küçük ilânlar Ankara. İstanbul İzmir. Erzurum ve Cııkurova Radvoları 19.35 Cesitli müzik 19.50 Secim konusması (BP> 20.00 Ara müziei 2005 Stcim konusm»»ı (YTP^ 20.15 Ara müziei 20.20 Secim konusması (CHP) 20.30 Ara müziâi 20.35 Secim konusmatı 20.45 Ara müziil 20.50 Secim konusmaffl fGPl 21.00 Hafif müzik 21.05 Bir varmıs. blr votanuj 21.10 24 saatin olayları, İlânlar 21.30 TanıdıSım meshurlar Î1.35 Klâsik Türk M. topluluju 22 05 Cesitli müzik 22.45 Haberler 23.00 Her hafta blr vorumeu 2343 Gece vnrismff dotrv 24.00 Özütler Dro^ram. kaoanıl "PREIORİfl ATUSI,, ıo Hunt piposunu masanın kenanna vurarak temizledi. James alayla: Güzel Polonyah tabil o ayıyı yerine oturtmadı.. Işini bilen bir insan olduğuna göre, karşısına çıkanm maddi durumu hakkında derhal bilgi edinmiştir. Tahmin «ttiğinlz gibi dostum. Jacobus Halvan'ın muazzam bir serveti olduğunu öğrenmişü. Pırlantadan bir denizde yüzdüğünü, ve «De Beers» in en büyük rakibi olduğunu büiyordu. Dahs fazlasına lüzum yoktu. Tereddüt etmeden bu ilk randevuyu kabul etti. Güzelliği öylesine tepki yaratmıjtı M, ertesi «kşam, dâvetli olduğu Operaya gitmeden önce üç orkide ile beraber, kvrmızı kadife bir mabiaza içinde elli kırathk pırlanta bir kolye ve bir kaç satır alıyordu: «Tanmça boynunuza takmak lçin bu küçük hâtırayı kabul etınek lutfunda bulunun. En derin hajrranhğımla, Jacobus Halvan.» Lutfedip kabul etti. Yoluna yağmur gibi pırlantalar dökülmesine alışık bir kaduı gibi de, yarım ağızla teşekkür etti. Aslında bu adamla gün geçtikçe daha çok ilgileniyordu. Onu geçmişi üzerine sorguya çekti. On yıldır. New York'ta bulduğu bir Amerikah dansözle evli olduğunu, öğren di. Tabiî Mrs. Halvan New York'u bırakarak Güney Afrikaya kapanmağa heves etmemişti. Boşanmatnı? olmakla beraber, karı koca »yn yaşıyor lardı. Anicia durumdan memnun kaldı. Aşk oyunlannı çok iyi bildiginden, nasü hareket edeceğinl derhal kararlaştırdı. üç haftahk sıkı blr iltifattan sonra Halvan daha yakmlaşmak arzusunda olduğunu ona anlattığı zaman, en tath, en çekici tebessümü ile, Anicia, boşandıktan sonra istediğini elde edebileceğini fısıldadı. Ons saygısı çok büyüktü. Onlan yaklaştıran bu temiz hissi basit bir satıcı kız gibi hareket ederek küçültmek istemediğini enlattu Böylece, resmen boşanmadıkça. Halvan karşılıksıj âşık rolünü oynamağa mahkum edildl. Her ne hal ise, Anicia pırlantalarla bilya oynayan bu birkaç kere milyoner adamın yakın arkadaşı, belki de müstakbel kansı olark tanınmakta.. See Point'taki evinde bir kraliçe gibi misafirlerini ağarlar. Sa lonianndan h o | kaduılar da B5r"'ür. VUkl ve cin durmadan akar.. Eğer canmız ijı.yorsa siz de gelebi'irsiniz. James, büyUV blr ilgl İle genç fcnriınm hayat hik&yeaini dialerrmti. I Yonnı: MAURICE DEKOBRA Annc Mariei Memnuniyetle, diye cevap verdi. Savaşa takbel karısı olarak tarunmakta See Point'taki yok zaten.. Holânda tipinde eski ve yayık bir evdi. Beyaz cephesinde yüksek pencereleri, kıpkuTnızı kiremitten darm vardı. En değişik renkli çiçeklerle donaülmış muezzam bir park, Anicia Sandra'nın Capetovvn'da bulunduğu zaman oturduğu evi, seyrediyordu. Bütün koloni onun dâvetlerinden bahsederdi. Yejim renkli hafif çekik gbzlü. esrarlı tebessumlü, güzel giyinen, bir balerin kadar zarif, bir prenses kadar pwlantah olan bu esmer kadın, nasıl kabul edileceğini biliyer ve misafirlerinin hayranlığını kazanıyordu. Politikacı, asker, diplomat, salonlarına giren bütün erkekler, beğenildiklerini sanıyorlardı. Tatlı kelimeleri, komplimanlan ile onların gururlannı okşuyor, işleri ve gayelerinden haberli görünüyordu. Herkesi ilgilendiren konuyu buluyor, ve karşısındakini yoracak şekilde hiçbir zaman konuşmuyordu. Her birinin zaafını tanıyor, ondan faydalanıyordu. Bütün bunlan da incelik ve diplomaüıkla yapabiliyordu. Misafirlerinin bir çoğu, bu elmas kıralının, bu sert ve bayağı adamın sevgisinin, onun gibi bir kadını nasl tatmin edeceğini merak ediyordu. Daha ileri gidenler, kraüarıri mucizeler yaratabileceğini. büyük bir servetin de, bazı gariplikleri ho3 gördürecegini söylüyorlardı. Ehlileşmiş bir zulu olan zenci metrdotel Hunt ve teğmen Mackenzie'ye yol gösterdi. Anicia onlan her zamanki nezaketi ile karşıladı. İki erkek kalabalık arasına girdüer. Hunt arkadaşuıa rengârenk çiçekleri gösterirken yavaşca: Söyleyin bakalım.. Capetown'un perisini na»ıl buldunuz? diye sordu. James tereddüt etmeden: Harikulâde.. dedi. Alman ve Holândalı ev hanımlarını hatırlatan bu Afrikans'ların arasında papatj'a tarlasmda bir orkide gibi duruyor.. Ikisi de, güzel Anicia'nın etkisinde kaimışlardı. Konuşarak evden biraz uzak, Okyanusa bakan bir taraçaya gelmişlerdi. Altlarında ay ışığında parlayan dalgalar, uzakta yanıp sönenbir fener görünüyordu. Tafltan parmaklığa dayanan James alçak bir sesle: Dojrusu ev sahibesi şahlne., Gecmiçini bilmeyenler onun gercekten bir hanımefcndi olduğunu kabul edebilirler. dedi O koca zenein. ne zamandan beri yanında iç cekmekte? (Arkası var) ELEMAN ARANIYOR SEKRETER : Çok iyi İngilizce bilen, Steno daktilo ve asgarî 5 senelik iş tecrübesi olan; MÜTERCİM : İngilizce'dan Türkçeye ve Türkeeden İngilizceye bihakkın tercüme yapabilecek, asgarf 3 «eneük iş tecrübesi bulunan; tercilıan yiiksek tahsilli veya Wo!ej mezunu ilgililerin mesaî saatleri dahilinde (İzmitTütünçifUik) mevkiindeki İPRAŞ Rafinerisi Personel şubesine bizzat müracaat etmeleri, ücretler tatminkârdır. İlâncılık: 6945/5853 Diyarbakır Valiliğinden an»i Tahmini keştf bedeli Lira kr. Muv. Temhıatı t h ı l e n l n Llra k r . Tarihl Saati Şekll 11.805 Ton Sun'i Gübre Naklettirilecektir. YARIMCA Gübre Fabrikasından alınarak muhtelii teşkillerimize 11.805 ton Süperfusfat sevkedilecektir. Bu işe ait nakliye şartnameleri Ankara, Antalya, Eskiaehir, Sakarya Bölge Müdürlüklerimiz, Çorlu Şube Müdürlüğümüz ve Tekirdağ, Edirne Ajans Şefliklerimiz ile İstanbul'da Galata Rıhtım Cad. No. 7 de Yollama Servisimizden temin edilebilir. Teklif verme müddeti 31/5/1968 cuma günü aaat U • kadardır. Kurum 2490 sayılı kanuna tâbi olmadığından ihaleyi yapıp yapmamakta veya diledigine yapmakta serbesttir. TÜKKİYE ZİRAİ DONATIM KURUMÜ İstanbul Bölge Müdürlüğü 3750 00 10.6.1968 11.00 Kapall Onanm 50000 00 10.00 Açık 277 50 Buz dolabı "700 00 Diyarbakır Ortaokulunun yukanda yazılı onanm ve bir adet buz dolabı ihaley«! çıkarılmıştır. thale belli edilen gün ve saatte Diyarbakır Ortaokulu MUdürlüğünde yapüacaktır. Şartnarneler tatü günleri hariç mesai saatleri dahilinde her gtin okulda görulebüir. tsteklilerin 1968 yıh ticaret odası vesikalan, yeterlik belgeleri, muvakkat teminat veya makbuzları, 2490 sajilı kanun hükümleri gereğince hazırlıyacaklan teklll mektuplannı ihale saatinden bir saat evvelin* kadar Komisyona vennelert Uin olunur. Postadaki gecikmeler nazara alınmaz. O D. 3301*421/58691 İstanbul Yiiksek Teknik Okulu Müdüriüğunden: (YILDIZ) Okulumuz Matematik, Rzik ve Meslek Dersleri için •sistan almacaktır. Matemstik, Fizik asistanlıklarına müracaat edeceklerin lisan» ögrenltni, meftlek dersleri asistanlıklarına müracaat edeceklerin yüksek mühendislik öğrenimi görmüf ve »skerlik hizmeüermi yapmış olmalan gerekir. İsteklilerin 10 Haziran 1968 günün» kadar bir dilekç» ile Okul Miidürlüğüne ba»vurmal*n duyurulur. Fazla bilgi Okul Miidürlü&ünden alınabUir VBtfmı İTMS/MTI) (Baııı: 18340/5873)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle