Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
28 Mans 1968 CUMHURÎTET SAHİFE ÜÇ Bir yılda 56 Amerikan tesisi tecavüze uğradı WASHINGTON, («.a.) ankee evine dön» sözlerini yıllardan beri duyan Amerikalılar, bir yıl içinde yabancı ülkelerdeki Amerikan tesislerinden 566 sına hücum edildiğini gönnüşlerdir. 1966 yılında 12 Amerikan teıisine karşı girişilen hareketler 4.506 dolarlık hasara yolaçmıştır. 1967 de kaydedılen 56 şiddet hareketi ise toplam olarak 188,755 dolarlık hasar doğurmuştur. Temsüciler Meclisi Ödenekler Kayhan SA&UMER AH Komisyonunda sözalan Amerikan Istihbarat Ajansı (USİA) Mudürü Leonard Marks, 2 Mart 196729 Şubat 1968 tarihleri arasında dış ülkelerdeki Amerikan tesislerine karşı girişilen şiddet KOPENHAG, (a.a.) hareketleriyle ilgili istatistikleri animarkantn 28 yasındaki açıklamıştır. Velibatı Prenses Margrethtilâller ya da FransadakiGenellikle yabancı ülkelerde] f ne benzer sosyal patlama ki Amerikan aleyhtarı gosteri ğnnn he Kopenbag'ta ilk 4çocudünyaya getirmiştir. J I lar kazalar gibi görünmez lerden, Amerikan lstihbarat A 100 gram agirlıgindaki erkekkilo çocinsten değildir. Rastgele, I jansının kütüphan ve kültür cuk ile annesinin saflık dnrnme talibsizlik sonuco meyda I merkezleri zarar görmektediir. lan iyidir. ~na gelmez. Sebebiyet verilir. GeGeçen yıl kaydedılen olaylar, Doğan çocuk asrımızda dünyanellikle geciken reformlar yüIskenderiye'dekı USİA kütüpya gelen ve bir gün Danimarka zünden karşımıza çıkar. hanesinin kulanılmaz hal e getiKıralı olacak ilk Danimarka Fransada Parlâmento içi ve rılmesinden Trıvandrumdaki Prensidir. Yeni doğan Prensten dışı solcu mubalefet, hattâ nü(Hindistan) USÎA tesisindeki bir önce dünyaya gelen son prens fuzlu «Le monde» gazetesi Geçıçek saksısının nümayişçiler ta1899 da olan şimdiki Danimarka neral De GAULLE'ün istifasını rafından kınlmasına kadar deKıralı Frederick IX dur. istemektedir. Son trajediden ğişmektedir. sadece Generali sorumlu tutYeni doğan Prens, Danimarka Paristeki Benjamin Franklin mak, hatadır. Ancak ilgisi ültahtı üzerinde, Kıral olan bukütüpbanesinin geniş cam kapıkesinin içinden çok dışına döyukbabası ile annesi Prenses sına is e bir nümayisç.i içindeki nük De GAULLE, zamanında Margrethe'den sonra hak sahifasulyalarla birlikte bir konserharekete geçip gerekli tedbirlebidir. Kıral Frederick IX'dan ve kutusu fırlatmıştır. ri almakta âciz kaldıgı için suçsonra tahta Prenses Margrethe'Wellington'da ise (Yeni Zelanabilir. nin geçmesi beklenmektedir. landa» kimlikleri bilinmeyen kiGeneral iş işten geçtikten sonşiler USİA binasının camlarını ra, ancak öğrenciler ile işçiler I kırmışlardır. Pencerelere fırla• SAGCILAR Batı Berlin' ve çiftçilerin çektikleri ültima I tılan tuğlaların sarılı olduğu kâde iktidardaki Sosyal Demokrat tomdan sonra uyanabilmiştir. . ğıtlarda, el yazısıyla şunlar kayPartinin s«çilen yeni Yönetim Hüner kastalığa ihtilâflar baş | dedilmişti: «Neden savaşlarınız lamadann önc e teşhis koyabilKnrnlnna sadece 3 solcu girebilmantıga uygnn defil? tstenmemektir. miştir. diginiz yerde kalmayın» De GAULLE ültimatomu ce I vaplandırma görevini tek başı | na omuzlamamıştır. Haziranda düzenlenecek referandumla kıs I men halka devretmiştir. Hükü • met. işveren ve işçi temsilcileri . ırasında başlayan Yuvarlak Ma I sa müzakereleri ilk safhadadır ve sreviere son verme hedefine yö I nelmiştir. Hükümet hem taraf, ' hem de arabnlucu rolündedir. Işçiler ilk iki günde önemli madi\ tavizler koparmışlardır. Asgari ücret üçte bir arttırılmıştır. Bütün işçilere ortalama •• 10 / cam yapılması kabul edilmiştir. Gündemin ciddi görüş ayrılıklarının çıktığı çalışma şartlan ve mesai süresinin kısaltılması, ış bulma, sendikal haklar, sosyal güvenlik ve vergilerde reform gibi öteki madelerinde uzlasmanın kolay olmayacağı anlafibyor. De GAULLE'ün gecikmlş reİ v formları hayli ileridir. Başbai "' kan POMPIDOU'ya g&re, referandum kanun tasansı iştirak fikrine kelimenin en geniş anlamıyla yer verecektir. öğrenciler ve profesörler üniversitede, ücretliler de iktisadî ve sosyal alanda yönetim yetkilerine iştirak ettirileceklerdir. Bölgeler düzryinde «ademi merkeziyetçiliğin sağlanması için de gayret sarfedilecektir. Sendika, toplum ve meslek teşekküllert, ka1 Nisan 1968'den itibaren haftada iki defa," nnn tasansı haîk tarafından onaylanırsa oygulama metinleriSalı ve Cuma günleri Köln'e ulaşmak ni hazırlamağa istirake davet imkânına sahipsiniz. edileceklerdir. I Görülüyor ki referandnma e • Almanya'nın en merkezi şchri Köln'e bir sas cevabı Fransızlar verecek Sabena bileti almakla iki avantaja daha tir. Ama henüz sesi duyulma I mış, genellikle tutncn köylüler ' sahip olacaksınız. Köln Wahn havaalanına ve bnrjnva sınıfı. tnce hesaplar . vardığınız anda Batı Almanya'nın başkenadamı De GAULLE, referan ı ti Bonn'a 20 km. ve Düsseldorf şehrine dnmla bn çok güvendiği muha ( fazakâr güce konuşma. fikrini 41 km. mesafcdcsiniz. Köln'den bu iki açıklamak fırsatı vermektedir. I mcrkezc geçmck bir an meselesidir. Kannn tasansı nuhalif siya ' si partileri, özellikle solcnları Yetkili seyahat acenteniz veya SABENA tatminden nzak kalmıştır. De GAULLE'ün toplumsal ve iktisize her türlü bilgiyi vermeğe hazırdır. sadî hayata sokmak istediği iş . tirak fikrini referandnmdan ön I ce siyasî hayata da teşmil etmesini şart koşmaktadırlar. Yani Beşinei Cnmhnriyet rejiminin otoriter niteliğinin de terkedilmesini istemektedirler ki, Generalin razı olabileceği düşünülemez. Dolayısıyla Yuvarlak Masa müzakereleri işçilerin isteklerini karşılasa bile grev ve sokak çösterileri ya da başka türlü karısıklıklar referanduma kadar. hattâ daha sonra da devam edebilir. Bütün mesele mubalif si\asj partilerin kendi isteklerinin karşılanması dâvasmda işçi ve BELÇIKA HAVA YOLLARl öğrenci knruluşları üzerinde ne I ölçnde etkili olabileceğine bağ • lıdır. . Ilânalık: 6448/5854 BASINDAN alen Fransayı sarsmakta olan buhran karşısında yabancılann tepkisi bir tek kelime ile ifade edilebilir: Şaşkınlık. Üç hafta öncesine kadar ülkemizdeki huzuru hiçbir şeyin bozamıyacağı sanılırdı. İç karışıkUklarla çalkalanan Almanya, Belçika, Çekolovakya, Polonya, Ispanya, Mısır ve Amerika gibi ülkelerin karşısında Fransa bir birlik ve denge örneği olarak duruyordu. Manşın karşı kıyısındaki Ingilterenin ise, dünyanın en güçlü ülkelerinden biri iken, elli yıl içinde Avrupanın hasta adamı dunımıma düşmesini biraz acıma, biraz da gurur ile seyrediyorduk. Bugün ise Avrupanın asıl hasta adamınm Descartes'ların ve Victor Hugo'lann vatanı olduğunda kimsenin şüphesl kalmamıştır. Ingiliz îşçi Partisi milletvekillerinden Shinwell Parlâmentoda yaptığı konuşmasında alaylı bir biçimde, «Fransa iç durumunu düzeltmezse, Ingiltere Ortak Pazara girmeji kabul edemez» demesi, itiraf etmelidir ki, çok yerinde bir lâftı. Bununla birlikte ülkemizdeki buhran ciddileştikçe, bazı çevrelerin ilk zamanlardaki memnuniyetinin yerini endişenin aldıgı görülmektedir. Şimdilik yalmz Kızıl Çin, komünist fikirlerin etkilediğine inandığı ayaklanmayı dışardan körüklemeye çabalamaktadır. On gün kadar önce Bükreşte, Kızü Çin Büyükelçisinin aracılığı ile, Mao Çe Tung'a selâmlarını ve dostluğunu ileten De Gaulle'ün resmi salı günü Kanton'da yakılmıştır. Doğu Avrupa ülkelerinin, Fransa'daki son olaylar karşısındaki tutumlannın gayet ihtiyatlı olmasına karşüık, Pekin bir yandan bu ülkelerin yumuşak davranışlanna yermekte, öte yanda hadiseler arasmda «Basın» ımıza daîr eçen hafta Gazeteciler Cemiyetinde dört gün süren bir seminer toplandı. Seminerin oğraşacağı konu, «basının kendi kendini kontrolu» mevzuu idi. Cniversite, basın, baro, siyasi partiler gibi alâkah müesseselerden temsilciler ve şahsen çağınlmış ilim ve meslek adamlanndan başka Almaıı Basın Konseyi Genel Sekreterl Baron Von Maucbenheim ve Guardian gazetesi yazarlarından Mr. Thomas da yabancı tebliğci olarak hazır bulundnlar.. Misafirlerimizden bu konu üzerinde çok şey öğrendik.. Bizim derdimiz ne idi?.. Türkiyede basın hürriyeti alabildiğine mevcuttur. Türkiyedo basın mesleğine girmek ve çAmak hiç bir kayıt ve şarta bağlı değildir; serbesttir. Bu hürriyet ve serbestlik iyi kuUamlmamaktadır. Yalmz kanuni suçlar bakımmdan değil, hasının edep erkân ve ahlâkı ba> kımından kendimize bir çeki düzen vermek, bir kısım basın men suplariyle 'asın dışı çe\Te!erde basının her istediğini yazabileceği ve bir sorumluluk tevcih edilemiyeceği yolundaki yanlış inancın yarattığı sorumsuzluk atmosferinin basma yayılmasına mâni olmak, böylece eldeki hürriyetin, tarihimizde ve dünya tarihinde gördüğümüz gibi tahdide uğrama> sının önüne geçmek idi.. İstiyorduk ki; bir gazete, hele Tfirkçe gazete öğretici, terbiye edici, doçnı haber verici ve iyi fikir yapıcı olsun. Unlü imza sahipleri birbirlerinin annelerinin namusu haickında ve kendilerinin fikir ve kanaatlerinin kıymetleri hakkında kötü neşriyat yaparak basının ter biyesi hakkında okuyucuya kötü örnekler vermesin. Hulâsa doğrn düriist gazete çıksın, doğnı hab^r versin ve kimse kimsenin matırem hayatına ilişmesin, örf ve ahlâk dışı neşriyat olmasın. Basıa başka çıkarlara âlet edilmesin.. şantaj olmasın, iftira olmasın, millet ve memleket zaranna sorumsuz neşriyat yapılmasın... Çok güzel fikirler ileri süriildü; fakat hastalık tam mânasiyle ele alınamadı.. bunu seminer süresinin kısalığına olduğu kadar gündemin noksanına . ırmak lâzımdır. Bir de seminere iştirak etmi? olanlar, hep bu işin felsefesini, tahlilini yaptılar.. Bu seminere okurlan temsil etmek üzere de okulaile birliklerinden, aUe kadınlanndan, ve halktan devsirilmiş delegeler de çelse idi. Onlar bize şikâyetlerini daha açık söy. lerler, biz de ona cöre çare aramak yoluna Rİrerdik.. bu olamadr, ama basının mutlaka bir düzene girmesi üzerinde ittifaka vanldı. Bu da büyük bir adımdır. Böylece bir takım lüzumsuz malıkumiyetlerin, faydastz çekişmelsrin ve zararlı neşriyatın zamanla önüne geçebliecek bfr basın konseyinin kurulması üzerinde birleşildi. Ve böylece basına bir hıfzıssıhha sistemi knmlması kararlaştı. Benim gibi 50 senelik gazeteciler için olduğu kadar bütün hakikî gazeteciler için bu fimit ve ferah verici bir hâdise oldu. Müzakereler sirasında gerek bizim ilim adamUnnuz, gerekse yabancı misafir tebliğciler böyle yüksek vasıflı bir konseyin çok zaman öğretici hizmetleri de olacağını ileri sürdüler. Teknoloji sahasındaki ilerlemsler baskı sanayiinde büyük yenilikler getirdiğine ve dünya okus> lan âleminde de büyük gelişmeler ve titizlikler belirdiğine görs basımmızm da Iıer an yeni yeıti şeyler düşünmesine ve öğrenmesine ihtiyaç olduğu aşikârdır. Bu münasebetle size Milletlerarası Gazeteciler Federasyonunun resmî dergisınde «Gazetecilik düi» başlığı altında bu Federasyonun icra kurulu üyelerinden MalezyaU Mr. N.T.R. Singam'ın yazdığı kısa bir yazıdan bazı parçalar nakledeceğim: Hem gazetecilerin, hem okurlann işine yarar (İstaııbul Üniversitesi Gazetecilik Enstitüsündeki derslerlmde 16 sene bep bunları anlattığımı talebelerimiz hatırlarlar.) «Bir gazeteye yazılan yazının üç vasfı olmalıdır: Üslfip açık, sade ve canlı. Kelimeler, cümleler ve parağraflar kısa. Bir parağrafta ortalama olarak 20 25 den fazla kelime olmamalıdır. Orta bir okuyucu vasati olarak 7000 kelime 'bilir. (Malezyada her halde okıuna yazma ve seviye bizdekinden yüksek. Bizde orta halli bir okuyucu 4000 den fazla kelime bilmez). Binaenaleyh bir fikri ifade ederken kısa ve herkesçe alışılmış kelimeleri kullanmaya dikkat etmeli. Lord Northcliffe gazeteden bahsederken «acele işi olan kimse için» yapümış olduğunu söyler. Okuvucu haberleri mümkün olduğu kadar çabuk ve kolay öğrenmek ister. Bu sebeple bu lüzumsuz ve «gayri me'nus = Kullanü mıyan» kelimeîeri vazarak adamm fazla zamanım almamalı, bir gaze tenin üslubu «çevik» olmalıdır. Tünes gazetesi yazarlarından Mr. Stead şöyle 1er: «Bir takım cümleler dızmekle vakıt geçırmeyin! Doğrudan dogruya konunun Içınt giriniz. Yazınızı yazdıgını? zaman parasını kendiniz vererek Avustralyaya tel grafla bildireceginizi düşünün >'e öyle yazınız. Fazla kelimelen atınız. Bilhassa lüzumsuz «sıfat» lalan. Ve lüzumsuz kelime kalmadığını gördükten sonra yazınıa sekretere veriniz. y yazı yazmanm başlıca vasıflan, dosdoŞru, veciz ve açık kalblt yanl samıml olmaktır. Kelime kullanmak hususunda büyük bir ekonorru tatbik etmeve çahşılmalıdır. Cümle yapısınm sa de olmasma dikkat ediniz. Üslubunuz ü>erinde fazla çalışmayınız. Kendiliğinden kalemirüze gelen kelimeleri yazınız.» Sonunda şöyle diyor: «tyi makaleler bal pitj kayar, kötü yazılar insanın midesine otu rnr.» H Fransa ve dünya Y BUGÜN BAKIŞ ÇEKİŞMESİ İhtilâller ve kazalar Danimarka veliahlı bir prens doğurdu D "Hanoi ve Vietkong zafere K ulaşıyor,, Amerikan ve Kuzey Vietnam heyetlerî 5 incî defa buluştular DIŞ HABERLER SERVİSİ PARİS Kuzey Vietnam ve Amerikan temsilcileri, dün beşinei defa buluşmuşlar ve karşılıkh banş şartlarını tekrarlamışlardır. Bu arada, Paris görüşmelerindekl Güney Vietnam gözlemcileri Amerlka Birleşik Devletleri Büyük Elçiliğinde Amerikan heyeti başka nı Averell Harriman ile yaptıklan görüşme konusunda bir gey söylemek istemeraişlerdir. Bu gözlemcilerden biri: •Averell Harriman yapacağı konuşmanm ana hatlanndan söz etti. Bunun hakkında önceden konuşaımyacağımızı takdir ederslniı» demistir. Güney Vietnam gözlemciler heyeti başkanı ve Güney Vietnam'ın Washington Büyük Elçisi Bui Diem, henüz Washington'da bulunmaktadır ve bugün Paris'e gelmek üzere Washington'dan hareket ede cektir. SAYGON Saygon'un Gla Dmh mahallesinde girişilen temizük ha rekâtmın bilânçosu, hepsi Vietkong olmak üzere 30 ölü ve 8 esirdlr. Başkentin güneyinde ise, bazı ku çük Vietkong birlikleri dün sabah erken saatlerde sekizinci bölümde çevTİlmişlerdir. Cumartesiyi pazara bağlayan gece, Dak To yakınında, yaylalarda yeni bir savaş başlarken. çok şiddetli topçu ateşi de gece başkentlileri uyutraamıştır. Bir Vietkong taburu, Başkanlık sarayınm 9 km. Kuzeybatısında, Şolon yakınlannda bir Amerikan me\ziine saldırmıştır. Saldın saat 23.05'de başlamış, Vietkong zırhlı araçlara rağmen, savunma hattını geçmeyi başarmıştır. Saldırganlar. beş saat süren çarpışma sonunda ölü ve yarahlarını birlikte alarak çekilmişlerdir. Bu çatışmada Amerikalılar 5 ölü ve 11 yaralı vermişlerdir. Sabah saat 9'de Amerikan topçusu hâlâ Vietkong'un çekilme yolla nnı bombalamaktaydı. ile sürüklenebileceğini söylemiştir. ••••••••••••••••••••••• • • • • • • » • • • • • • • » • » • • • • < • • • • • • •• • • • • • • •» •• • • • • HANOÎ, (a.a. Radyolar) nzey Vietnam Başbakanı Fam Van Dong tarafından, Ulusal Meclise sunulan rapor, Knzey Vietnam Hükumetinin siyasetinin bir bilânçosu oldnğu kadar, hem Kuzey ve hem de Güney Vietnam'ın meselelerini kapsıyan bir nitelik taşımaktadır. Hukumet Başkanı bu raporunda, Vietnam'ın bir bütün halinde, «kesin zafere» ulaşmak üzere birleşik halde ilerlemekte olduğu belirtilmektedir. Dong bu konuda şunlan söylemiştir: «Ulusumuz hiçbir zaman şimdiki kadar birleşik ve yekvücut bir manzara göstermemişti. Bunnn sebebi, Amerikan saldınsına karsı kaynaşmıs bir kitle halinde karşı koymak zornnda olm&mızdır.» Güney Vietnam savaşlan konusunda Fam Van Dong şöyle konuşmuştur: «Silâhlı ve siyasi knvveitlerimiz, kısa zamanda sayı ve kalite itibariyle çok gttclü hale geldiler. Ancak bu sayede, düsmana her zaman ve nerede olursa olsun, darbelerimizden kurtulamıyacağı kadar kesinlikle saldırma imkânına kavuştuk». da «Fransız Revizyonistleri» diye adlandırdığı Fransız Komünist Partisini, burjuvalann çıkarları için, proleterya sırufına ihanet etmekle suçlamaktadır. Rusyaya gelince: Bu ülkenin, Fransadaki son oluşumlardan pek büyük kıvanç duydugu iddia edilemez. Bir süreden berı barış içinde birlikte yaşama ilkelerini öne süriip, silâhlı dünya ihtilalı teorisini geriye atmış olan Sovyetler BirUği, De Gaulle rejimine, Generalin, Rus dış poUtika do'ktrinini tam olmamakla birlikte hatın sayılır biçimde desteklemesinden ötürü, gittikçe alışmakta idi. Şüphesiz Fransada ıktidara Waldeck Rochet'nin grupunun önderliğinde bir sol koalisyon hükumetinin gelmesınden Ruslar şikâyetçi olmazlar; Ne var ki, böyle bir oluşumun buhranı kesinlikle sona erdireceğini de kimse garanti edemez. Her halü kâroa, şimdilik Fransayı çalkalayan buhranın, yetkililer tarafından acele bir çözüm şekli bulunmadığı takdirde, çok yakın bir gelecekte sınırlanmızı aşacağı muhakkaktır. Kanımıza göre bu buhranın iki büyük özelliği vardır: İlk olarak buhran, sadece milli bir kriz olmaktan daha öteye gitmektedir. tkinci olarak da bu kanşıklıklar, yurdundaki gençliği ihmal edip, tüm dikkat ve çabasını, dünya po htikası konusunda yoğunlaştıran bir devlet başkanının hesaplannda ne feci bir biçimde yanıldığını bütün dünyanın gözleri önüne sermiştir. Fabrikalar ve fakültelerin üstünde dalgalanan siyah ve kızü bayraklar ise, işaret ettiğimiz ilk noktayı, yani buhranı körükleyen evrensel ideolojileri ortaya koymaktadır. Nitekim bu ortara içinde Cohn Bendit'in bir Fransız olmadığı kimsenin aklına gelmemektedir. «LE MONDE» UNIVERSITE GİRIŞ İMTİHANLARINA HAZIRLAMA TEST KURSLARIMIZ ÖZELLİKLE DİŞÇİLİK, ECZACIUK, TiP, KİMYA MÜHENDİSLI6I Fakültelerine hazırlayıa ve başarı kazandırıcı mahiyettedir. Kurslarımızda test mevzuunda Türkıyenin en yetkili asistan ve öğretmenleri ders vermektedir. Müessesemizi ziyaret ederseniz hem öğretim kadromuza ismen, hem ders programlarımızı matbu olarak ve 11 Mayısta başlayan bir devre kursumuzun çalışmalarını yakından görebilirsiniz. 12 Haziranda başlayacak 2. ve son kursumuza mahdut miktarda öğrenci alınacaktır. Dersler Cumartesi, Çarşamba günleri öğleden sonra saat 15.00 de, Pazar günleri saat 10.00 da başlar. 60 saat sürecek bu fevkalâde başarıh kursa mutlaka iştirak ediniz. Başarıruz için bu şarttır. Kayitlar yapılmaktadır. Müracaat: BERLİTZ DERSHANESİ Beyoğlu İstiklâl Cad. 300/7 Tel: 44 02 51 mektupla bilgi için PJC. 773 Karaköy/İstanbul adresine yazınız. NOT : Cumartesi Pazar günlerinde kayıt yapılmaktadır. •••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••••• Sonuç: 77/5878 1 NİSAN 1968'DEN İTİBAREN HAFTADA İKİ GÜN GEHCEK BİH CİCEK BAHCESİ "Çiçekler, tabıatm insana verdiği huzurun A belki de en büyük kaynağıdırlar. Onların, ^ g tabiatta mevcut IX bütün tonları tam fi bir safiyetle aksettiren renkleri in SABENA, yolcuya en fazla yardım eden havayoludur. Thalidemide dâvası dün başladı ALSDORF (Almanya) (aa.) ıp alanında «asnn dâvası» sayılan Thalidomide sanıkları dun mahkeme huzuruna çıkmıslardır. Chemıe Grenenthal' in bilimsel araştırmalar bölümü baskanı Dr. Heinrich Mueckter, yedi yardımcısı ile birlikte duruşmalar için kiralanan bir dans salonunda yargılanacaktır. Dâva, genişliği, yolaçtığı masraflar ve muhtemel duruşma süresi yüzunden nazi savaş suçlularının dâvasına benzetilmektedir. I SABENA Kayhan SAĞLAMER | Kısaca. • TAKMA CİGER 15 mayısta Edinboorg Kıraliyet Hastanesinde bir akciğer ameliyatı çeçiren 15 yasındaki Alex Smitb' in sağbk daramn doktorlan endişelendirmektedir. Hastanenin bir sözcüsü, bastanın nefes almasının biraz güçleştiğini ve endişe verici bir bal aldığını akşam açıklamıştır. • MASARYK <Der Spiegel» dergisınde yayınlanan ve Çek basınının da iktibas ettiği «Jan Masaryk'in katli» başlıklı makalenın yazarı Benno Weigl, cLidova Demokracıe» adlı Çek gazetesının yazdığına göre, elindeki belgeleri Prag makamlarına vermeye hazırdır. Bununla birlikte, gazetenın Loncfra muhabirine verdığı demeçte Benno Weigl, belgeleri vermek için bir şart koşmuştur: oturmakta olduğu Londra'dakı Çek Büyükelçiliği, bundan birkaç av önce yayınladığı bir bildirıde kendisi hakkmda kullandıgı h^\rlut ve dalaverecı» deyımlennı geri al MUHTEREM DOKTOR VE ECZACILARA VASOPUN (Xanthinol nicotlnate) HEMOKİNATÖR TABLETAMPUL ECZA DEPOLARINA TEVZİ EDİLMİŞTİR 150 mgr. 6 0 tablet tupte perakende satış fiatı 10. TL. 300 mgr. 2 cc. 10 ampul kutuda perakende satış fiatı 7.75 TL şelendirir. Sadosan da tıpRi çiçek m gibi, t t dinlendirici ve neşelendiricidir. Zarif ve £•$ modern 48 0 renk içinden hoşunuza gideni seçip, ^ jJ8| evinizi bir çiçek bahçesine benzetebilirsiniz. Jjk •^ Sadosan haricî tesirlere karşı dayanıklıdır. 20 dakikada <r kurur. Kokusuzdur, ^ kolay yıkanabilir. Evinizi Sadosan'la boyayınız! sanı dinlendirirjftA^*ve fifi ne Sadosan dijO MAMULDDDR MAT PLÂSTIK BOYA