17 Mayıs 2024 Cuma English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ 19 Nisan 1968 CUMHTJRtTET ••••••••••••••••••••• ÇALIŞANLARIN SAG1IGI Dr. Erdal ATABEK TÜRK TABİPLERJ BÎRLİĞ1 BAŞKAN1 ahşanlann, çalışma hayatıyla ilgili sağhk Ç tedbirleri, özellikle ülkemiz gibi, ilerlemek rulduğunu ve bu hizmetin Kurmn tanfmdan yapıldığnn ileri sünnektedir. Bu, bilerek veya bilmeyerek yapılan büyük bir hatadır. Çünkü Sosyal Sigortalar Kurumu tedavi edici sağlık hizmetiyle görevlidir. işyeri hekimliği ise işyerinde yapılan ve koruyucu nitelikte hizmettir. Meslek hastalıklannı, iş kazalannı önleyici, isçinin iş yerindeki beslenmesinden işine uymasında giiçlük olup olmadığına kadar sağlığıyla ilgili berseyin denetünini yapacak olan işyeri hekimidir. 1593 sayılı «l'mnmî Hıfzısıhha Kanunu»nun 180. maddesine göre «Devamlı olarak en az elli işçi çalıştıran bütün iş sahipleri, işçilerinin sılıhi ahvaiine bakmak fizere, bir veya müteaddit tabibin sıhhi murakabesLni temine ve hastalannı tedaviye mecburdur. Büyük müessesatta veya kaza ihtimali çok olan işlerde tabip daimi olarak iş mahallerinde veya civannda bulunur. Hastanesi ohnayan mahaHerde veya şehirler ve kasabalar haricinde buiunan yerlerdeki iş müesseseleri bir hasta odası ve ilk yardım vasıtalarmı ihzar ederler. Yüzden beş yüze kadar daimi amelesi olan müesseseler bir revir mahalli ve beş yüzden yukan amelesi olanlar yüz kişiye bir yatak hesabiyle hastane açmaya mecburdurlar. 1930 yılında yapümış olan kanunun eksiklikler gösterdiği açıktır. Hizmetin tanımı yetersiz ve kanşıktır. cfşçUerin sıhhî ahvaiine bakmak» ve «hastalannı tedavi etmek» işyeri hakimliği bakımından eksik ve yanlıştır. Elli işçiden az kisinin çalıştığı kurumlar dflşünulmemiştir. Hismette t«davi edici nitelik ön plâna alınmıştır. 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanunu çıktığıncU teda\i edici bütün hizmetler Sosyal Sigortalar Kunununa verilmiş, fakat 114. maddesi Ue 1593 sayılı kanunun 180. maddesinde yazılı koruyucu hekimlikle ilgili yönleri saklı tutulmuştur. Fakat işyerleri sahjp veya yöneÜcUeri bu hususu çoğımlukla görmemezliğe gelmiş ve hizmetlerin Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından yapıidığını öne sürerek hekim sağlamak gereğini duymamış veya bu hizmeti gülünç derecede düşük ücretlprle ek görev olarak safhunış görünme yoluna sapmıslardır. İşyeri hekfanliğinin önemini anlayan ve bu hizmeti tam süreli çalışar. hekimlerle yüriitmek gereğini duyan eiddî işyerleri de vardır, rakat annhktsdır. lin: Şimdi nelerin yapüman gerektigini inceUyeNİSAN, 194O'ta köy çocuklan tarafından temelleri atılmaya başlanan KÖY ENSTİTÜLERİ'nin 28. yıldönümujür.. O mutlu başlangıç ve geçmişte kalan o yıllar artık birer anı oldular... Fakat, Köy Enstitüleri adlı büyuk eğıtim denemesi; yurdumuzun bundan sonraki eğitim çabalarına, kalkmma hareketlerine Ve köyün uyanışına ışık tutan bir anJam ve değer tasımaktadır. Bu kanı; eğıtımden anlayanların dun de, bugun de dile getirdiklerı bir gerçektir. «Köy Enstitüleri fikrinin orijinal ve tetnei bir bulns olarak, e*itim tarihimisde yerini alaca|ı mnhakkaktır. Çünkü, tarihin hiçbir devrinde bn çapto bir ilköğretim anlayışına varılamamış ve bSylesine bir ise girisilememistir. "llköğretimi yiizde yüz gerçekleştirmek* gibi büyük bir amaç tasıyan bn kntsal dfivanın çıkış noktasi ancak KÖY olabilirdi.» «Köy Enstitaieri, knraluf bakımından ileri bir fikrin ve millet çapında bir ihtlyaeın eesaretle ortaya kenalmasından dogmustur. Bu fikirde tarih boyunca geri kalmıs, tükenmiş ve çökmüs Türk köylerini canlandırmak; Türk köylüsünü ileri ve üstün bir hayat seviyesine yükseltmek amacı hâkimdirj» (*) ve kalkınmak zorunda olan ülkeler için büyük ve özel bir önem taşımaktadır. Çünkü kalkınmak için zonınlu olan işgücü aocak beden ve ruh sağlığı içinde bulunursa faydalı olur. Hastalıklardan ve kazalardan koranma tedbirleri tam olarak alınan isçilerin verimi daha yüksek olur. Hastalandığı zaman tedavi gören işçinin bem morali yüksek olacaktır, bem de görülen hizmetin aksama süresi kısalaoaktır. Bütün bu konular, tilkemizdeki genel sağlık hizmetlerinin büyük eksikliği karşısında daha özel bir önem taşımaktadır. Bugün işçi sağlığı denince. hastalan işçinin tedavisini yapan Sosyal Sigortalar Kurumu sağlık nizmetieri akla gelmektedir. Oyss kona «igortaulann tedavi edici sağlık hizmetlerinin çok daha üstönde bir kapsam taşımaktadır. Bfitün çalışanların koruyucu ve tedavi edici sağlık hizmeUerinin tam olarak sağlanması. işyerierinde kazaları ve hastalıklan önleyici tedbirlerin aünması, işyeri hekimliğinin veterli oranda knrulması hastalıklan çalışmalarına engel obnayan veya sakat işçilerin ise alıştınlmalan (rehabılitasyon) ve çalışmalarının mfimkün kdımnaıa gibi çözüm bekleyen sorunlar, konunun kapsam ve önemini belirtmeye yeterlidir. Kaldı ki, iş fizyolojisi, isçinin çalıştığı işe uyumunun bedensel ve ruhsal yönleri, isçilerin hastalıklan ile çalıy.tıklan yerler ve işler arasındaki Uişkiler başlıbaşına arastınlmalan gerekli tıbbî konnlardır. Köy 28. yıl gönilmemiş bir hızla devam ettirilen köy okullan inşaat çalışmalan, bu çahşmalann yardımlaşma geleneğine ve amacına bağlı «köy imeeesi» ile beraber yürütülmesi, böylesine bir isbirliğinin politik istismar konusu olması; kuruculara karşı duyulan kıskançhk ve tepkileri; mezunlann köy yönetimi ve yaşamındaki sorunlarla çatışması; günümüzde de kişilere, kurumlara yapıldığı biçimde haksız suçlamalara ve ıftiralara girisilmesi ve daha baska nedenler Köy Enstitüleri için birer darbe oldu.. Sayılan çoğalmadan ve gelişimi tamamlanmadan eğitim tarihine maloldular... Gerçek olan nedir? «Köy»ü ve «Köy Enstitüleri» ni birbirini tamamlayıcı bir «butün» içinde görmek ve öyle değerlendirmek gerekir. Köy Enstitülerinın talıhsızhği ve kaden, köylerinkine benremektedır Uyanıştan korkulmuştur denebiİir. Köy Enstitüleri, Turk köylerınin uyanması ve toplum kalkinması için iyi düşünülmüş bir bulustur. Köye dönük bir eğitim amacı gözetilmiştir. «Köyden alıp yetistirmek ve yine köye vermek», bu yeni buluşun temel ılkesiydi. Şimdi öyle görünüyor ki. «köye dönük bir eğitim düzeni» nin anlamı ve bilinci daha iyi kavranmaktadır; belki de yakın bir gelecekte bu kaynaktan jarsrlanma yolları aranscaktır. tir. Gerçi Tarun Bakanlığı halıcılık kurslan açtırmakta ise de bu kursa iştirak pek az olmalct» ve tek tük eleman yetismekte, bunlar da sermayesiiükten İs yapamamaktadırlar. Her orman köyünde bir halıcıhk kooperatifinin kurulması mecburi olmalıdır. Sümerbank veya dığer bankalardan biriyle Tanm Bakanlığı veya Orman Genel Müdurlugu ortaklaşa kbylüye sermaye sağlarlar. Yün iplik hazır olarak kbylüye verilir. Tezgâhlan sağlanır. O takdirde 10 yaşından 80 yaşına kadar herkes halı dokuyacaktır. Aldıklan ücretle de rahat rahat yaşıyarak ormana verecekleri zarar ytizde 2030 a düsecektir. Yoksa avukat ücretini indirmekle orman köylüsü kurtanlamaz. Esasen orman suçu işleyen köylüye mahkemelerin takdir ettikleri avukat ücretlerini orman kanunu tesbit ve tayın etmez. Barolar her beş senede bir defa avukatlara ait Ucretlerin levhasını yaparlar. Adalet Bakanlığma verirler. Bakanhk onaylar, Resmi gazete ile ilân eder. Sulh Ceza Mahkemelerinde görülen dâvalann avukat ücreti belirli olarak 250 liradır. Orman suçlanna Sulh Ceza Mahkemeleri baktığından her dâvada 250 üra vekâlet Ucreti hüküm edılir. Bunu kanun teklifi ile önlemek mümlriln olmaz. Bugünkü hayat şartlan karşısında Sulh Ceza Mahkemesinde dâva kabul eden bir avukata 250 liradan aşağı ücret takdir edilemez. Sosyalist mi kâfirdir, kapitalist mi? Babıâli'de Islâmcı gazeteler var. Bunlan bazan acıma, bazan gfilme duygnları içinde izlerim. Bu gazetelerden hafız kurslanna, imam okullanna, ve camilerdeki vaazlara nzayan politika kandırmacası içinde çırpınır yoksul halkımız... Alfabesiz v e topraksıı köylümüz sâf vicdanında sömürülür önce, ve sonra tefecilerin, çıkarcılann sermayecilerin boyunduruğnna vurulur. Babıâlinin sözde Islâmcı gazetelerinin diiinde «««»yalist = Mflr» dir. İlk bakışta pek gülünç gelen bu fîkir her cuma Türkiyenin on binlerce eamiinde işleniyor, solculukla küfrün bir oldnğnna yemini billâh ile fetva veriliyor. Şimdi köylumüzün, işçimizin, emekçi halkımızın seçimlere doğm bu isin esasını iyice anlaması gerekir. Din tüccarlan, sosyalistlerin kâfir oldağunn söyleyince onlara yöneltilecek soru şndnr : Peki sosyalistler kâfirdir diyelim, kapitalistler nedir? Acaba eevap ne olacaktır : Sosyalistler kâfirdir, ama kapitalistler Müslfimandır. «iyecekler midir bizim din bezirgânları. Adalet Partisi kapitalist bir partidir. Süleyman Demirel kapttalisttir. Mehmet Tnrguttan Refet Sezgin'e, Faruk Süksn'a, Cihat Bilgehan'a kadar tüm A.P. yönetieileri kapitalisttirler. Adanadan Aydına, tstanbuldan Erzuruma ve Trabzondan Antepe kadar A.P." yi destekliyen «engin mütegallibe ve isadamlannın cfimlesi kapitalisttirler. Emekçi halkımız bilmelidir ki Hazreti Muhammet, tslftm dlnini yaymaya basladığı vakit, yani 1300 yıl önce yeryüzflnde kapitalizm yoktn. Bnharın kesfi, makinelerin icadı, fabrika nygarlığının gelişmesi, kısa deyisle sanayi devriminin eerçekleşmesi ve kapitalist toplnma geçis 19*nncn yüıyıl işidir. Bn kesimde sermayenin bazı özel ellerde birikmesi, bir kisinin veya bir ailenin bir sürü fafcrikaya sahip olnp on binlerce işçiyi kendi hesıbına çalıştırması üzerine ortaya bir teklif atıldı : Fabrika, bir kisinin veya bir ailenin olmasm, halkın olsnn.. Bugün yeryüzünde üretim araçlan, ve en basta fabrikalann özel ellerde olmasını istiyenler kapitalist, balkın olmasını istiyenler sosvalisttir. 1968'de Turkiyede hiçbir vatandas kalkıp : Ben ne kapitalistim, ne sosyalistlm, ben Müslümanım» diyemez, derse gülünç olur. Çünkö Tflrkivede fabrikalar, büvâk çiftlikler, petrol rafinerileri, elektrik gantralleri vardır v e daha olacaktır. tste bn üretim araçlannın hanei ellerde bnlnnması gerektiğine bir Miislümanın karar vermesi gerekir : Üretim araçlan öıel ellerde kalsın.. diyenler kapitalisttirler. Bnnnn vanısıra bazı Möslümanlar : Olmaz öyle sey! Üretim araçlannın sabibi halk olmalı, ve bunlar halk iktidanvla yönetilmeli... derlerse sosyalisttirler, «Ben ne sagcıvım, ne solcuyum: ben sağa da sola da karşıyım» demek ne denli bir saçma Ififsa, «Ben ne kapitalistim, ne sosyalistim; ben Müslümanım» demek o denli saçma bir Ififtır. E|er bfiyük topraklann bir tek kişi elinde kalmasını, fabrikalann. bankalann, petnıl rafinerilerinin, petrol boru hatlannın, elektrik »antrallerinin Szel ellerde kslmasını istiyor<san hanei dinde olnrsaa ol kapitalistsin! Efer tersini «avunnvorsan sosyalistsin. Dnmm bn kadar acık iken Türkivede kapitalistlerfn hizmetine tirmis hezirgânların dini politikaya âlet etmeleri ve sosyalistieri kâfir ilSn etmeleri valan dolanla secim kazanmak çayretkeslitin. den baska sey deSildir. tslâmı Türkivede kanitalizmin hizmetine fcoşmak nfanmaziıiında sampivnn din tüccarlan yetistirdik. Anadoluda camilerde vürütülen «sosvalistler kâfirdir» politikasının karsısına çıkmak gerekir. Eğer imam efendi böyle bir sey söylerse kendisine «ormalı : Peki hoca efendi! Sen sosyalizm! kStfilfiyorsnn, kapltaliımden yana mısın* tmam efendi : Ben kapitalizmden yana da defilim.. derie eehaletl ortaya çıkmış olacaktır. Gerçekte tslâm ilkelerinde «sn, ates, toprak» kamn malıdır, yanl halkındır. Gölleri kapatmak, nehir snlarına el koymak, büyük tonraklann üstüne otump halkı topraksız bırakmak tslâma aykındır. tslâm dünyası içinde Mısır, Cezayir. Suriye gibi filkeler tslâm sosralizmini kabnl etmislerdir. Buna dayanarak «Sosyalistler kâfirdir» diyenlere somlaeak bir soru da sndnr : Şimdi oraiarda yasıyan milyonlarca Müslümsn kâflr ml oldnlar?. Camileri « n ticarermdfn komrnâk devTetin gBrevJdlr, ama hoirünkü UOİdar oy goygoyculuğund» «rarla (rrîea tsrrtcetinf himaye etmekte, din ticaretinde oy sandıfi «Ttrmava bakmaktadır. :•:•: •«•a • *•• Bugünkü durum nedir? T T Ikemlzde çalışanlann sayısı ve çahştikları ^~^ aektörler bakımından dağılımı şemada görülmefctedir ( 1 ) : Sektörler Tarun Sanayi İnşaat Ticaret Ulaştırma Hlnnetler Toplam 1955 9.446.100 803.200 200.200 341.000 189.800 496.300 11.478.600 196347 dönemi gelişmesi «o 2J2 9.94O.0OO 1.423.900 «o 3 5 8 472.000 • o 47.9 498.000 »o 193 339.000 1.066.000 •o 4 0 4 13.738.900 • 9.1 • ' 1967 Köy Enstitüleri için söylenenler? ov Enstıtülerının kurucuları, vcneticileri, öğretmenleri ve o kaynaktan yetişen köy çocukları için şimdiye kadar çok key söylenmiş ve yazılmıştır. Daha da çok sey söylenecek Ve yazılacaktır. Gün oidu, Köy Enstitüleri için övgü üstüne övgü kurdular; gün geldi, salyalı ağızlar sövgü üstüne sövgü dizdiler ve saldırdılar ona'.. Köv En<;titülerinin dostu da çok dusmanı da! Yıllardan beri Köy Enstitüleri hakkıncfa söyleyen ve yazanları su bes grupta toplayabiliriz: O Köyü ve Köy Enstitfllerini hiç bilmeyenier ve anlamayanlar (Ban cahiller, yurt efrçeklerinden haberaizler) •*H KörB ve Köy Enstitnlerini bilenler, fakat günün eğilimlerine göre bilmez görünenler (Bazı çıkarcılar) O Köyü ve Köy Enstitülerinl söyle böyle bilenler, ya da yetesiye bilmiyenler (Bazı aydın geçinenler) O Köyü ve Köy Enstitölerlnl kasıtlı olarak yerenler (Sömürüefiler, onnn gerçek düsmanları) Günümüze bakış Sonuç vukatlara tajcdır edilen rekâlet ücretinin yiizde yetmişi orman avukatına aittir. Bundan gelir vergisi ve tasarruf tonosu kesilerek kalanı avukata verilir. Orman köylüsünün tek kurtuluş çaresi, bir an evvel miiletvekillerinin her orman köyünde bir balıcılık kooperatifinin kurulmasına dair olan kanun teklifini yaparak gerçekleştirmeleridlr. 11 milyon orman köylüsünün üçte biri halı dokusa rahat rahat geçinirler. Ha lılanmız da dünya pazarlannda aranır. Av. Rifat GÖZÜBÜYÜK K Çalışan 14 milyona yakın kişinin en bfiyük bölümfi t a n m sektöründedir. Tarun sektörfinde çalışanlann sağlığıyla çalışma hayatlan bakımından konıyucu ve tedavi edici hizmetlerle ilgili hiçbir özel tedbir alınmamıştır. Sanayi sektöründe çalışanlann konıyucu sağlık tedbirleri gerek hizmet gerekse örgüt bakımından çok jetersizdir. Buna karşılık Sosysl Sigortalar Kuruno sağlık hizmetleri oldukça yeterlj tedavi edici hizmet sağiamaktadır. Ancak bu hizmetten faydalanan işçi sayısı yaklaşık olarak bir milyun civarmdadır. Bu hizmetin .tapsamının artabilmesi için Sosyal Sigortalar Kurumu sağlık hi«metlerinin daha çok sayıda eleman ve tesisle genişlemesi zorunludur. Işyerlerinde koruyucu sağlık tedbirlerinin alımnayışı bem can ve sağlık kaybma yol »çmakta h e m d e kaybolan 'şgücfi ve zorlanan tedavi masraflan ile ekonomik zararlara sebep olmaktadır. Turkiyede bir kısım işyerlerinde ı ş kazası oranı A.BD.'nin 78 mislidir. Bazı işye>°lerinde işçilerin • 60 kadarı pnömokonyoz ve • ' süikoza müptelâdır. 19591963 dönemi olan drirt yıllık bölümde i ş kazası ve neslek hastalığı vak'a sayısı 330.100'dür. Bunlardan 2.300 işçi ölmüş, 9.421 kişi sakat kalmıstır. Bu devreüe 5.445.000 i« gücü kaybolmustur ve bn kaybm ekunomik değeri 1 milyar T.L. civarmdadır. YUıe ayni devrede Sosyal Sigortalar Kurumu tarafından i ş kazası ve meslek hastalıklan tedavisi ve tazminatma 243.400.000 üra harcamıstır (2). III. S osyal Sigortalar Kurumuleinde tlmi Kongresinde yapılan «Toplum Yaşlüık So Nelerin yapılması zorunludur? (T) önce bugünkü anlayışın degişmesi w> nınludur. İşyeri nekhnliği, isçinin muayene ve tedavisi demek değildir. İşyeri hekimliği işçiyi, çalışırken tam bir beden ve ruh sağlığı içinde tutma görpvidir. Bu da isçinin beslenmesinden, çalışma sıçasında sağüJda il|ül batön tedbirlerin tam olarak abnmast va işçilerin işle ilgili ruhsal tepkilerine kadar bütfin konulann bekim denetimi ve gözetimi altında bolnnmasıyla sağlamr. Sağlık Bakanlıfı, Çalışma Bakanlığı. ij verenler, isçiler ve beUanler araamtU ortak bir görüşe vanlmahdır. (3) Egitim: Üniversite Tıp Fakülteleri bfinyc lerinde «İş ve İşçi Sağlığı» kürsüleri knrulmnlı ve yetişen hekfanlere verilen bilgi arttınlmalıdır. Aynca konu Ue ilgili bütün yönleri inceleyecek «İş ve İşçi Sağlığı Enstitüleri» yine Tıp Fakülteleri bBnyelerinde knrulmalıdır. İlgili Bakanlıklar ve Universiteler «işçi Sağlığı» uzmanlannın yetişmesl konuranda gerekli tedbirleri almaIıdırlar. (3) tşçi Sağlığı Kanunu: Gerek 1593 sayılı «Umumî Hıfzısıhha Kanunu» nun 180. maddesi gerekse 506 sayılı Sosyal Sigortalar Kanununun 114. maddesi, gerekse yeni İş Kanunu işçi sağiığını sağlamaya yeterli değildir. Yeni bir kanunla çalışan bütün işçilerin koruyucu sağlığı güvrn altına almmalıdır. Daimi olarak 50 ve daha fazla işçi çalıştıran işyerleri ile meslek hastalığı ve iş kazalan bakımından özel bakımı gerektiren çalışma yerlerinde tam süreli çalışan bir veya birkac hekimin işyeri heldmi olarak görevlendirihncsi sağlanmahdır. 50 den az sayıda işçi çalıştıran verler, gene benzer ölçü içinde, birkaç işyeri birlcşerek bir hekimin ek görevli olarak denetimi altına veribnelidir. Bütün işyerlerinde ilk yardım araçlan ve gereçleri bulunmah, bunlann knllamlışı konusunda işçiler de efitilmelidir. (î) Türk Tabipleri BirUgtae yetkl verümelidir: Türk Tabipleri Birliği organlan iş ve isçi sağ lığı alanmda da yetkili kılınmalıdır. Bir ek gii rev yönetmeliği hazırlanmaktadır. Ek görevlerde asgari ücret tesbit edilecektir. İşyerlerinde hekim çalışmalan ve işyerlerinin sağlık bakımından kategorilere aynlması konusunda, aynca hekimlerin çabşma saatleri, şekli ve ficretleri hususlannda Türk Tabipleri Birliğine yetki verilmeUdir. :::: • ••• •••a • ••• • ••• • ••• •••• •••• •••• «••• •••• •••• •••* •••• •••• Köıü ve Köy EnstilüJerini iyi bilenler ve tanıyanlar (Yurtseverler, onnn gerçek dostları) Hemen şuna işaret edelım ki, bu beş kumede ve hele bazılarında eğıtımcilerden daha zıyade pohtıkacılar ve politıkacı geçinenler görunmektedır 0 ugun, Köy Enstitüleri bazılarına göre kapatılmış, bazılarına göre de ad* değişikliği yoluyla devam ettiriliyor gibi yorumlanmaktadır. Gerçekte ise, bu kuruluşların eski yerlerinde yine bınalan bulunmakla beraber 1946'dan beri çalışma düzenleri, birkaç defa yasalar, yönetmelikler ve öğretim programlan gereğince değişikliğe uğramış ve sonunda adı da «tlköğretmen Okulu» na çevrilmiştir. Ancak bugünkü ilköğretmen okulları, yurdumuzun gerçekleri ve koşullan yönünden yeterli bir yetiştirme düzenine kavuşturulmuş değildirler. Batılı eğitimciler ve yazarlar Türkiye'deki eğitim hareketleri ve halkın uyantsı yönündjftn baslıca iki örnek flcsieriyorlar: Halkevleri ve Köy Enstitüleri.. Yabancıların bu görüşlerinde elbette önemli bir anlam ve değer olsa gerektir. Hem d e büyük bir T anlam... Şimdi, Köy Enstitüsü çıkışlısı yirmi bine yakın yetişmis köy çocuğu, yurdun dört bucağında öğretmen olarak, yönetici eleman olarak, yazar olarak ve hattâ mılletvekili olarak görevlerıni basanyla yerine getirmektedir ler. Gerek kendilerinin, gerek«e köylerin uyanışında Köy Enstitülerinin payı büyüktür. Bu düşünce ve duygularla 17 Nisan'lar her yıl veni bir özlemle amlacaktır. Kemal CSTÜN Koy Enstitüleri eski Müdürlennden B A Türkiye^de emeklilik runu» panelinde panelistlerden sayın Dr. Aziı Uluçöl bu konnda ilgi çekici Hlgiler vermiştir. Verilen bilgiye göre 1965 yılında en fazla i ş kazası inşaat işçilerinde olmuştur. Kaza sayısı 14.855'dir. BunUrın 143'ö ölümle, 275'i i ş gönnezlikle sonuçlanmıştır. Bu çeşit kazalar düşme veya yıkılan malzemenin altında kalma sonucu ekseriya yaralanma ve kınkla sonuçlanmaktadır. Bundan sonra kömür madeni i ş kazaları gelmektedir. Yekun 13.701 olup bunlardan 279u ölüra ve 1.145'i i ş görememezlikle sonuçlanmıştır. Dokuma sanayiinde d e kazalar çoktur. Bunda e n önemli sebep otomatik makinelere adapte olamamaktadır. İ ş kazalannın çalışmanın ilk ikl saatinde daha çok olduğn görulmüştür. İstatıstikler ölümle sonlanan yaralanmalarda '/• 10' unun hemen, ' 1 20'sinin ise ilk dört saatte öldiığünü göstermiştir. Yerinde ve çabuk yapüacak ilk yardımla işçiyi ölümden veya ağır sakatlıklardan kurtarabilmek mümkmı olabilir. İş kazalannın kişilerle ilgili sebeplerinin haşında, işe kabiliyetli olmayış gelir. Sonra işitme ve görme kabiliyetlerinin azalması, zekâ gerilifi gibi nedenler olabilir ve bu eksiklikleri kapatmak, iş şartlarına uyabilmek için isçinin sarfettiği aşın gayret onu yorgunluğa ve dikkat eksikliğine sürükler, bu da i ş kazalanna istidat yaratır. İsçinin kişisel üzüntüleri ve dertleri de dikkat azaltan ve i ş kazalanna yol açan faktörler arasmdadır. Kuruluş güçlükleri ve darbeler •••• •••• >•«• •••• • ••• •••• Sonuç s:: •••• Y ukarda belirtilen tedbirlerin alınması re çalışanlann koruvucu ve tedavi edici saelıklannm tam bir güveniik altına alınması bü yük bir sosyal güveniik unsurudur. Tarun işçîlerinin de kornyncn ve tedavi edici sağiık hizmetleri sağlanmalıdır. Yurdumuzun 14 milyon çalışan insanının bu hizmetlere kavnşması ile, ölümler ve sakathklar önlenebilecek, işgücü kaybı ve bu yolla çok büyük ekonomik kayıp önlenecek ve kalkıntnamı» gerçekleşebilecektir. (1) Kalkmma Plânı, îldnci Bes Tıl, 1968 1972 sayfa 128 (2) tkinci Beş Yıllık Kalkmma Plânı, Sağlık Sekiörfl özel Komisyon raporu, sayfa 54. îş yeri hekimliği birçok işveren işyeri hekimliğinden B ugünaçıldığı »a**"* , Sosyal Sigortalann kusöz l n öy Enstıtülerı, bilındıği üzere, 1940tan ve hattâ daha dncelerden başlayan bazı çalışma ve denemelerden sonra benımsenen, bizim kosullarımıza ozgü, yeni ve ilerı bir eğitim hareketidır. 17 Nısan 1940 tarihinde B.M.M 'nce kabul edîlen bir yasa ile yurdumuzun (21) kö>îesinde, köyler yanında, her bıri 60 70 ve daha fazla «yapı» dan kurulu, modenı bırer köy görünüsüyle kısa zamanda geliştiler. Yine bilindıği üzere, Köy Enstitülennın kuruluş yıllan, tkinci Dünya Savaşının yurdumuzu da etkisi altına alan sıkıntılı ve dar dönemine rasladı. Çadırdan işe baslayarak kendi tesislerini yine kendileri kuran köy çocuklan. araç ve gereç yokluklan, beslenme yetersizlikleri içinde; o zamana kadar görülmemis, işitılraemiş bir özveri, inanç ve hızla gece güntfüz demeden büyük çaba harcadılar: Yeni köylerine j'ol yaptılar, su getirdıler, tarlalan ekip biçtiler, çevrelerini ağaçlandırdılar, meyva bahçelerı kurdular; köylerde ilk elektrik ısığını onlar yaktılar; uygulamah eğitim ve öğretim öncülüğünü yine onlar yaptılar... Ve başarıya ulaştılar. Amma! Evet, amma.. 1945 46 yıllarında çok partili yeni bir düzene geçilmesi; o yıllar yine K (•) Yazann «Köy Enstitülerinin Dünü, Bugunü ve Yannı» başlıklı yazısından. öğretmen Dergısı Ankara, 1950 Ormana fecavüz önlenebılir mi? ürkıye nüfusunun takrıben üçte biri orman içinde y:ışamaktadır. Nüfus giinden gune artmaktadır. Orman içinde yaşamakta olan köylülerin üçte ikisi zor geçinmektedir. Bir çoklan işçilik yapmak üzere evlennı terfc etmek zorunda kalmaktadırlar. Fakir köylünün bır inegi, 1 2 koyunu olsa otlatacak yeri voktur. Ormana giren hayvandan dolayı para cezası almır. Ormana zarar verir endisesiyle köy hayvanlarına ormandan intifa hakkı tanınmamaktacbr. Ormandan tarla açanlara verilen ceza üç ay hapistir. Müebbed hapis cezası dahi tayin edilse, ormana tecavüz önlenemez. Zira köylü geçimini sağlamak için ormanı açmaktadır. O halde orman içindeki köylüyü kur tarmarun ikl yolu vardır: A Toprağı bol olan yere yerieştirflnıeleri, O Her orman köyünde bir halı kooperatifinin kurulması. Nüfusumuzun üçte biri açlıkla mücadele ederken her yıl göçmen kabul ediyor ve onlan yerleştirmeğe uğraşıyoruz. Göçmene toprak temininde bin müşkilât çekilirken orman köylüsünü toprağa kavuşturmak imkânsızdır. Tek ça re köyde haücıhğj yerleştirmek f ayın Burhan Pelek'in (Türldyede emeklilik) başlıklı yazılarını tlikkatle okudum. Bu konuyu ele almalanndan ötüril'Kendilerine TUrkiye emeklileri adına teşekkürü çok yerinde bir borç sayıyorum. • Her memurun yaşama hakJan | dan, bütün lstek ve arzulanndan ömrü boyunca kısıtlayıp bir ev sahibi olabilmesi de bugün İçin artık bir hayal olmuştur. Çünkü haCumhuriyet yat pahalılığı ve gayrimenkuller onun erisemıyeceği bir oranla yükAnsiklopedisinin Tarsus eşrafından selmistir. Son zamanlarda bir «neŞuberî zadelerden başansı murun rüyalannı süsleyen bu heZAHİT AYDIN def artık bir rüya olmuştur. YüzCumhuriyet Ansıklopedisi'nin de 26 gelir vergisini sağlamak şöy 15/4/1968 tanhınde Şisli'deki yayımlanması büyük ilgi ve takle dursun; eğer geleneğe uyup bir dirle karşılandı. Kâğıdı, baskısı evinde ânı bir kalb krizi sokat sahibi olmak isterse evlâtlan bastanbaşa renkli resimleri, en nunda vefat etmıştir. na ömür boyunca ödiyemediği yeni bilgileriyle Türkiye'nın en Büvük acımıza ıstirak için borçlannı miras bırakacaktır. Sayeni ve en büyük ansiklopedhi bizzat evimıze gelen, cenaze yın yazann deyımi ile (bu güzel olan Cumhuriyet Ansiklopedisi' töreninde buiunan, telgraf, emeklilik sigortasO Turkiyede arnin fasıkülleri kısa zamanda tümektup gönderen akraba ve tık ışlemez hale gelmiştir. kendı. dostlara ayn ayn teşekkürBizde sosyal adalet düşünülürArkın Kitabevi bu büyük ilgi lerimizi arz ederiz. ken daha nice tablolar hayret veve sürekli ıstek karşısında ilk Esi : Firdevs Aydın ricidır. Sırası gelmişken bunlardan 5 fasikülü her türlü zorlukları Çocuklan : Mehmet bir tekını de biz ele alalını. yenerek tekrar bastı. Bu suretGörer ve Demet Aydın le, 1 5 fasiküllerı edınernıyenler Bizim «hazınenin» ötedenberi al Gelini : Sıdıka Aydın bu hafta çıkan ikinci baskı satm tavuk kesmek ftdetidir sözünüyesinde bu çok önemli esere sa(Cumhuriyet 4003) zü bir misalle doğrulayalım: hip olacaklardır. Cumhuriyet Diyelim ki: Kan, koca memu'Ansiklopedisi ile Türk kültür hadur, öğretmendır, subaydır. tkisi yatına yeni ve büyük hizmete KAYIP Sebekemi kaybetde ayn ayn çalışıp dıdinerek bir emek harcarlar. Bunlardan biri başhyan Arkın Kitabevi'ni bu tım. Hukümsuzdür. basarısı için tebrık ederiz. nin ömrü vefa etmezse diğerine Felsefe 1230 eşinin yegâne mirası olan dullu> Abdullah Şentürk emekli aylıgı hakkı tanınmaz. Bu (îlâncıhk: .../4011) da sosyal adaleti bir yana bıraka(Cumhunyet • 4019) lım, hizmetlinin âdeta bir sosyal cezasıdır. öyle ya! Çalışmıyan bir dul eşinin maaşımn bir kısmuıa hak kazanıyorsa, çalışan bu baktan neden yoksun kalsın?.. Bir vazife, bir meslek aşkı veya çoluğunun, çocugunun daha rahat yaşaması uğruna gösterilen çaba böyle hazm bir sonuca mı varmaü?.. ötedenberi düsünürüm. Ne hesaba kitaba uymıyan bir haksızhktırr bu.. Bartın Çimento Fabrikasmdan İstanbul'a takriben 35000 Sayın milletvekillerimlzden bu ton çımento naJcledüecektir. Bu . işe ait şartnameler Ankahaksızlığı giderece' bir kanun tara'da Kavaklıdere'cteki Gene] Müdürlüğümüz Ticaret Müsansının Meclıse sunulmasını didürlüğünden, Ütenbul'da Per^mbe Pazan Yağ Kapanı İslerim. kelesinde Bartın'da Bartm Çimento Fabrikası Ticaret SerMelâhat TANGOR visinden temin edilecektir. E. öğretmen Son teklif verme ta.ihi 29/4/1968 giLıü saat 17 ye kadar olup postada vâki gecikmelerden sorumluluk kabul edilmez, rartısma böliunune (oodertŞırketimiz 2490 sayıh kanuna tâbi olmadığından ihalen razılann aiömkünK dakleyi yapıp yapmamakta veva ışı dilediğine vermekte sertilo edilmesinl tou kelüneri bestHr <şmama<ıını *e faurları de*il (Basm: 14456/4006) tarfuı azerine crartı«ma> ümuzu ranlarak Yazı Islerlıe postalanmastm rles ederi? S Vefat ve UşekkVr Türkiye Gimento Sanayii T A.Ş. İsfanbul Alım ve Satım MüdürlSğünden. Cimenfo Noklertirilecektir NOT: SOSYAL SİGORTALAR KURUMU > • •• » • • • •••• • • » •• • • 19 NİSANDAN İTİBAREN Gedikpaşa Dispanseri Başhekimliğinden: ."" ^spanserimizin bir yıllık ihtiyacı bulunan muhtelif cins gözlüh camlan idarî ve evsaf şartnameleri esaslan dahilinde kapalı zarf tısuiü ile satın alınacaktır. 2 Ihale 29/4/1968 günü saat 15.00 de Sultanahmet'te bulunan Dispanscrırniz Satınalma Komisyonıında yapılacak olup, şartnameler Dispanserimizden temin cdilebilir. 3 Idarî şartnamemize göre hazırlanarak kapalı zarflann engc; ihalecıen 1 saat öncesine kadar Komisyonumuza verilmiş olması veva bu saatten önce Komisvonda olmak üzere iadeli taahhntlü posta ılp KönderilmPsi sarttır Postadaki gerıkme'.T kabu! edilmez. 4 D'spansprimiz ihale kunununa tâbi olmayıp ihaleyi yapıp yapmamnktîi veva diWli?ır.e vapmakta s«>rbesttir. (Basm: 2602/4008) 1 Başbakan ve Uşağı |i ; MİTHATPAŞA TİYATROSUNDA Yazan: B. Fekete (Komedi 3 Perde) Çeyiren: Yöneten: A. Öymcn Yalın Tolga BUetler satışa çıktı. Adr^s: Mithatpaşa Cad 51 Tel: 17 09 70 Herif: 1221/39Ü9
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle