Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHtFE ÎKİ 16 Anüık 1988 •••••••••••••••••i ANAYASAMIZA GORE LAİKLİK Baha ARIKAN lı yazımızda, objektif olarak lâik devlet konusunn ele almıs, faakikî mânasiyle lâik devletin nitelitini açıklamaya çalısmıştık (1). Adı geçen yazımızda, gerek Anavasa'da, gerekse Ceza Kannnnnda lâiklik tarifinin yapılmamış olduŞunn •Sylemiş, Anayasanın 2. ve 19 uncn maddeleri rerekçelerinin ışığı altında lâikliğin kendi görus açımızdan bir tarifini yapmıs idik. Bu tarifi, bn yazımızda lekrar belirtmek, konıınnn anlaşılabilmesi için, lüzumlu görülmektedir. ısa 5nce sütunlarda çıK kan blr zaman Töndenyine bnDevlet> baslık«Hukukî Lâik gından korknlmalıdır. tşte bn kontrol bakımından, Diyanet tşleri ve din egitimi müesseselerinin Anayasada, lâiklik esasına nygnn olmasalar da, yer almaları lâzım gelmektedir. Aynı konn, yine o celselerde konnşan temsilci bir profesör tarafından da ele alınmaktadır. Talnız bn sayın profesSr, Anayasa Komiv yonn sözcüsü kadar açık konnsmamakta, lâiklik prensibinin vüzde doksanı alınarak, onnnnn bırakildı|ını söylememekte, Diyanet isleri ve din efitimi konnlarının Anavasada yer almasım daha hafiften alarak : «Diyanet tşleri Başkanlığı, ne bir din devleti teşkilâtının, ne bir din organizasyonunun lfadesi, ne de toplumu tesiri altında bulundurmak istiven bir dinin, bu teMrini eld'e etmesi vasıtasıdır. Yaptıgı iş, ancak ve ancak dağınık ve düzensiz kalmıs olan dini vasıftaki bazı işleri bir düzene bağ'amaktan ibarettir. 19 uncu maddedeki dinî eğitlme Eelince. hurafelere boğulmus bir tslâm dini vardır. Bir de akla ve mantıga uymavan bir din egitim sistemi vardır. Şimdi bu hurafelere boğulmus îslâm dinini, bu hurafelerden ve akla uymavan alaturka eğitim sisteminden kurtarmak ve bunun yerine dini, saf prensipleri içinde. isteyenlerin çocuklarına göstermek, lâiklik pren>;iplerine aykın değildir» demektedir (3). esmî R maya betgeiere dayanmak snretiyle yapçalıstıfımız bn açıklamadan anlasıl Kapitalizmi öğrenmek... liirlı \ııl(irıııılii yabancı fırtınalar Doç. Dr. A. Haluk ÜLMAN olmayan devletlere bu denlze çıkarabilecekleri gemiler için sıkı toovyetlerin Akdeniz'de giderek naj ve nitelik kaytlamalan konulbüyüyen bir deniz gücü kur makta, bu gemilenn Karadeniz'ds sınırlanmaktadır.. malan karşısında iylce kıznu kalış süreleri şa benzeyen BirleşUc Amerika'nın Buna karşılık, Karadeniz'e kıyısı da Karadeniz'e sava? gemileri olan devletler, Türkiyeye önceden çıkarmaya baalaması üzerine, haber vermek ve bazı geçiş kayıtTürk Boğazlanıun dunnnu yeni lanna uymak şartıyla, genis bir hürlüğe sahiptirler. tngilterenin den günün konnsu oldu. o zamanlar bugün Batmın hiç işiTUrkiye, Karadeniz ile Akdeniz ne gelmeyen bu geniş hürlüğe razı arasındaki bağlantı yolu olan Bo olmasında Almanya'nuı çıkarabileğazlar kendi topraklan lçinde bu ceğl bir Avrupa savaşında Sovyetlunduğuna göre, dısında kalama ler Birliği'nin deniz gücünü kendi yacağı bu devler çabsmasuu en yanında görmek umudunun büyük dlşe ile izlemektedir. payı olsa gerektir. Oysa bugün bizün içln gerekli Ancak, kendi si için Lausanne olan endişe değil, dlkkattir; dik Sözleşmesinden daha elverişli olkatli blr Boğazla. politikasıdır. masma rağmen, Sovyetler Birliği Bu dlkkatll Boğazlar politikası başlangıçta Montreur düzenini de da. pek sevememiştir. Çünkü, biraz yukanda da sörlediğimiz gibi, • Bogazlardan g«çiş1 dfizenSovyetlerin bir amacı Boğazlan leyen Montreu Sözleşmesinin hükümlerine çok ya kendi savas gemilerine açmaksa, öteki amacı da 'aadenlz'e kıyısı tandaa uyrrak , olmavan devletlerin gemilerine ka• ... Ve, bn hükümlerin açık pamaktı. Bu bakımdan, Montreolmadıği, ya da Sng5rmedi us'de kurulan yeni düzenin Bofi durnmlarda, yani Sözlesğazlan Karadeniz'e kıyısı olmamenin yornmlanmasi gere* yan devletlerin savaş gemilerine Hnce, bn yonmın Sovyetbütün bütüne kapayamaması, Sovler BirUgi'nl endiselendire yet güvensizliğinin devamına yol cek ySnde yaptnamak açmıştır. Bu güvensizliğe, Türkidlye özetleneblUr. ye'nin tkinci Dünya Savaşı lçinde Alman savaş gemilerinin Boğazla*An . ne var ki. bu konuda yaldan geçişi konusunda gösterdigl nız TUrkiye'ye görev düşmüyor. dikkatsizlik de eklenince, ortaya Bizim bu dikkmtli poliükayı uySovyetler Birliği'nin 19451946 71gulayabilmemiz Için, şu sırada, 1 bize savunma bağlantüanyla bag lındaki istekler çıkmıştır. lı bulunan bazı doştlanmızın 'ia anlayışlı davranmalan ve ortaya, ikide birde, TUrkiye"yi Sovyetİer Birliği karşısında gUç tfurumlara tlüşürebilecek geçiş isteklerile çıkmamalan gerekmektedir. Tabil, eğer gerçekten dostsalar.. ontreıut düzeninin Karadenis devletleri vîranna değiştirilmesi, yani Boğazlann Karadeniz'e kıyısı olmayan devletlerin savaş gemilerine kapatüması ve Sovyetler Birliği'ne deniz ve kara Usleri verilmesi yolundaki Sovyet isteği, Birleşik Amerika'nm önüaradeniz'e çıkan Amerikan ge ne, ilk kez, daha savaş sonundaki mileri konusundaki yakınma Amerikan Sovyet balayımn delan ne olursâ olsun, Sovyet vam ettiği bir sırada, Postdam İer Birliği'nin bugün Montreux Konferansı'nda CTemmua AğusSözleşmeslnden büyUU bir hoşnut tos, 1945) gelmiştir. suzluk duyduğu söylenerneg. Şpee b, ^ ^ ^ S ^ ^ l Bfrtfçfrrfn asıl ertt. ffkks't, sonnidarc S Tarifi T alMifi Urif ederken demis idik ki, lâik •'devlet, bütün vatandaşlann dini fikidelerine hürmet eden, fakat hiçbir dini diğerlerine tercih etmiyen, her dine karsı aynı muameleyi yapan bir devlettir. Böyle bir devlet, din ve itikat sahasını ferdin hususî isi telâkki ettiği için, dinî zümrelerin din islerine hiçbir snretle karışmaz. Hiçbir dini menetmediği gibi, hiçbir dine de, ne snretle olursa olsnn, maddi ve mânevi hiçbir sekilde mnavenet etmez. Bütün dinlere karsı tarafsızdır. Devlet, bütün dinlere karşı nasıl tarafsız kalıyorsa, o dinlerin sâliklerinin de, devletin kananlariyle tesis etmiş oldugn âmme düzenini ihlâle hakları yoktnr. Bn tarif, objektif olarak, hakikî lâikliğin ne demek oldnfnnn, oldnkça net bir snrette töstermektedir. Ancak, yürürlükte bninnan bugünkfl Anavuamız tetkik olnndnğu takdirde, 2 nd maddesinde mntlak olarak kabnl edilmiş bnlnnan ve Türkiye Ccmhuriveti Devletinin esaslı nnsnrlarından birisi olarak gösterilen lâikliitin. tam ve mntlak olarak ele alınmamıs olduğu eörülmektedir. Çünkü 19 nncn maddesinde, kisilerin kendi isteğine bağlı olarak da ol»a. din eiitimini kabnl etmekte, 154 iincü maddesivle de, Diyanet tşleri müessesesine genel idare içerisinde yer vermektedir. Hiçbir dini diğerlerine tercih etmiven. her dlne karsı avnı mnamelevi yapan, dinî zümrelerin dinî islerine hiçbir snretle karısmayan, hiçbir dine maddi mânevi yardımda bnlnnmayan, hötün dinlere karsı tarafsız olan lâik bir devletin, yalnız tslâm dini için dini tedrisat nrensibini esas itibarivle kabnl etmesi ve vine tslSm dini için, renel idare icerisinde ver almıs olan bir Diyanet îsleri mfiessesesi teskilâtı kurması. o devletin Anayasasiyle kabnl ettiği lâiklik prensibini, mntlak olarak kabnl etmedifini eösteren knvvetli delilierdir. bir kannnnn açıklanması, mfiphem tsraflarının ısığa kavnştnrnlması için, kannnun metninde yeter derecede izahat voksa, kannnnn gerekçesine bakılmak, orada da aranılan sarahat bnlnnamazsa. kannnnn müzakeresi sırasında komisyon sözcülerinin sözlerine itibar olnnmak, kannnlann tefsir ve şerbinde takip olunan vollardan birisidir. Anavasa, lâikliği devletin esas unsurlarından birisi olarak kabnl ettiği halde, tarifini Drapmamısv «ereheesini de vnvarlak kellmelerle feçistirmisti*, Nitskim be bnsus, Anayasavı müzakere ve kabnl eden Temsilciler IVfecIîsinde esaalı bir snrette bahis konnsn olmnş. Anayaga metnini hazirlayan koroisyondan, dflsfincesi sorolmnştnr. Anavasa koraisyonn sözeüsü, 2 nci maddenin mntlak olarak devlet nnrnra olarak ele aldığı lâiklifin. mntlak mSnada lSikItk olmadığını açıkça ifade etmektedir. SSzefi, kannnnn kabnl etmiş olduğu lâiklik hakkında : «Ancak bu alanda tamamen fark'ı sosval ve siyasi gelisme ve şartlara sahip olan Batı âlemindeki lâiklik kavramı, bi?de yüzde yüz ksbul edilirse müspet değil, tamamen menfi bir sonuca ulasır. Devletle dinin birbirinden tamamiyle ayrılması Batıda. lâikliğin hedefine ulaşması içln kâfldir. Fakat bizde asla gayeve hizmet edemez. Din, teşkilât'andığı zaman bile. devletin kontrolü dışında kalırsa, bizdeki özelliklerden tfolayı din, siyasi bir kuvvet haline gelebilir ve zaman zaman eelmiştir. Nihayet genel oy'un kabul edildigi. fakat okuyup vazma bilen ıe tahsil görenler nispetinin çok düsük olduğu bir memlekette. halkın bir an için gaflet göstermesinden faydalamlarak, teokratik devlet hede'ine bile ulasılabilir. Yani neticede vicdan hüriyeti ve lâiklik tamamen sona erebilir» demekiedir. Sözcfl. ISik devlet mefhnnınnnn vflzde dokanının kabnl edilmis oldnğnnu ifade etmekte, re yÜ7de onnnnn bırakilmıs olduğunu açıklanaktadır. Divor ki: «Bizim lâiklik anlayışımiz îudur. Bu yüzda on degisiklik de Türk toplu•nunun bu alandaki özelliSinden dolayı geri kaan vüzde doksam koruyabilmek içindir » (2) özcS bn hnsnsn çok nznn bir sekilde açıklarnakta. özel olarak snnn demek istemekedir: Batıda. lâiklik prensibi tam ve hakiki nânasivle kabnl edilmis olan memleketlerde, Mn islerini cemaatler eörmekte. hn cemaatlerin levletle bir alâkalan bnlnnmamaktadir. NSfnnmnznn biivîîk hir cojnnlnfn Mü«Iüman olan nemleketimizde. tslâm dinini, tslâm din eiitinlni bn snretle cemaatler tesekkülnne bırakaak, devletin kontrolü altından çıkardıfımıs akdirde, hn cemaatlerin knvvetli teskilât soıncnnda devlete hâkim olmaianndan. netlee tibariyle, teokratik devletin meydana çıkaca ler ve çekirdekll denge BatihUn Earadeniz'e tirmekten alako?arken, Sovyetler Birliği bu sSzleşme sayesinde kendi savaş gemilerini Akdeniz'e indirebilmektedir. Hattâ, geUştirdiği açıkta demirleme alanlan sayesinde ve Snriye ile Mısır llmanlanndan da vararlanarak, burada Amerikan Altmcı Fllosu'nun karşismda hiç de küçümsenemeyecek bir deniz gflcfl bile kurmnştur. Bugün eger ortada Montreuı Sozlesmesinden memnun olmayan biri varsa, o da. oovyetler BirliSi Akdeniz'de büyük bir deniz gücü kurarken Karadeniz kapılannın kendisine yan kapalı olduğunu gören Birleşik Amerika'dır. Amao ve araç öyle olmakla birltkte, Birleşik Amerika'nın bugünkU amacı Montreur Sözleşmesinin kendisine yan kapalı tuttuğu Karadeniz kapılannı zorlamak değildir. Çünkü Washington, bu yolda yapılacak blr zorlamanın eninde sonunda Montreuıc'nün değişmesine ulaşacağını, bu degişikliğin de bir anarşiden başka hiçbirşey yaratmayacağtnı rek iyi biliyor olmalıdır. Bu bakımdan. bize kalırsa, nasıl Sovyetler Birliği Akdeniz'de büyük bir deniz gücü kurarken strateiik değil. fakat yalın bir kuvvet gösterisi gibi taktik bir amaç peşindeyse. Birleşik Amerika da. Karadenİ7'e zaman zaman savaş gemilerini sokarken Sovyetler Birliğine bir karşı • gösteri yapmaktan öteye birşey düsünmemektedir. maktadır ki, Anayasadaki lâiklik raefhnmn, bize geçerken tam ve mntlak mânasını kaybetmis bnlnnmaktadır. Sözcülerin ifadesinden anlasıldıfına göre, Diyanet İsleri müessesesinin knrnlns zayesi, dini teskilStın ve dinî eğitimin, devletin kontrolü dısında kalmamasını temine matnftnr. Halbnki, Diyanet tşlerinin bugünkü teskilâtı ve din eğitimi müesseselerinin bngünkü manzarası ile bn gayenin tahakknk etmiş oldugnnn iddia etmek güçtür. Çünkü, lâik devlet esaslanndan birisi de, âmme hizmetlerinin din adamlarına verilemiveceği kaidesidir. Dinî terbiye ile ynğrnlmns, her zaman için içine sinmiş olan dinî âkidelere kavması, mnhtemel değil hattâ mnhakkak olan bir din adamının, aynı din müessesesini kontrolundan bir faide nmnlamadıgı gibi, nmulamıvacagı da basında her rün yeni bir örnegi görülen olaylarla sabit bnlnnmaktadır. Bn açıdan mesele ele alındığı takdirde, Anayasanın müzakeresi sırasında ileri süriilen ve mntlak olan lâiklik anlamına verilen tâvizin fizerine eğilmek icap etmektedir. nayasa Komisyonn A müessesesinin genelsözcüsü, Diyanet idarede yer almasmı, B Arasıra bazı toplantılarda, dost ahbap meclisinde, iyi niyetll, veya çofu zaman arka niyetli • birisi elinde kadeh yanıma yaklasır: İlhan bey, sizi okurum, yazdıklannn; dognıdnr amt, şn so«yalizmi anlatıversenize bana. Böyle zamanlarda sosyalizmi anlatmaya kalkışmak boşunadır, bunun içindir ki: Ben sosvalist değil kapitalistim.. diye cevap verirbn. Nasıl olur? Basbayağı olnr milll oldufu nisbette özel tesebbüsu desteklerim. Gerçek mi? Evet gerçek. Ama, gayri millî olduğn nisbette 5zel teşebbOsun karşısındayım. Siz gayri millî özel teşebbüsu tutar mısınız? Hiç kimse böyle bir soruya olumlu cevap veremiyecejH İçin konuşma tutarlı bir noktadan baslamıs olur. Mütevazı bir Türk vatandaşı, sosyaliztne değçin hicbir fikri bulunmasa da gaynmilll 5zel teşebbnse karşı durmak bilincindedir. Bu diişüncede hulustuktan sonra ortaklık başlamış demektlr. Ve konuşmava ancak bu noktadan baslanabilir. Çünkü sosvalizm bir çeşit anka kuşudur. Herbirimizin kafasmda bir ayrı çaenşım yaratmıştır; vaktiyle yanlış bilçilerle Jonanmış yalan propagandanm baskısı altında kalmışızdır. Bu kötü mirası silkeleyip hemen bir fîkir blrliğîne (firebilmek çok zordur. Bu yüzden şimdiye kadar belH yüz bin kere: Sosvalizm nedir? sorusuyla karsı karşıya kaldığım halde hiç Idmse çıkıp: Kapitalizm nedir? dive sormamıştır. Oysa kapitalizmin ne olduğunu bilmeden sosyalizmi de bflmeye imkân yoktnr. Tiirk toplumuna bueün kapitalizm uvgulanıyor. Ama, öv lesine bir üç kâğıtçılık hükiim sürmektedir ki kapitalist partilerin liderleri bile köseye sıkıstıkları zaman: Biz kapitalist değiliz... detip işin içinden çıkmaktadırlar. tçinde binlerce isci çalısan bir fabrikava bir veya birkaç insanm sahip olmasını kahul etmek kapitalist felsefevi benimsemek demektir. Bizim Türkiyede bunur beteri var: içinde binlerce işçl çalışan bir fabrika birkaç ki«;inindir: ama bu birkaç kişi iistelik Türk değil, Amerikalıdır. Böylece Türkiyede kapitalizm, gavnmillî niteliktf gün geçtikçe boy atmaktadır. Bir memleketin fahrikalan yabancılann elinde bnlunursa, o memleket sömüreeleşir. tkinci Dünya Savaşı'ndan bu yana Türkiye vabancı kapitalistin çiftliği haline getirilmek isteniyor. Bu durumda önce yabancı kapitalisti kapı dışan etmek gerekir. Çünkü bankasma. fabrikasına. yeraltı kaynaklanna. yabancmın el koydnğn bir vatan da yaşamak bepimiz için utanç vericidlr. Bn noktada hemen bir sorn çıkar karşımiza: Peki Fransa'da. Almanya'da, tnngiltere'de yabancı kapltallstler yok mndur? onlar vabanrılara kucak açarken biz neden istemiyoruz? Bunun cevabı basittir: Almanya, Fransa, tngiltere gibi ülkeler sanayi devriminl tamarnlamış ülkeler niteliğindedirler. Almanya'mn, Fransa'nın. tngiltere'nin kapitalistleri, az gelişmiş ülkeleri sarmıştır. Türkiyevi bir dolaşsanız her yanda bu yahancı ülkelerin kumpanyalarını görürsünüz. Fransayı, Almanya'yı. tngiltere'yi. Amerika'vı dolaştığınız zaman Türk kumpanyası göremezsiniz. Türkiye henüz az gelişmiş bir ülke olduğundan, tek taraflı pazar olarak açılıyor Avrupaya... Ve tabiî sömürgeleşiyor. Görüldüğü gibi biz sosvnlizrrün ne mene bir şev olduğnnu konnsacağımıza, kapitalizm üstüne kafr yorsak dahi nasıl sömürüldüğümüzfi anlarız. Bunun içindir ki vatandaşlanmız kendi kendilerine: Sosyalizm nedir? diye sormadan önce: Kapitalizm nedir? diye sormalıdırlar. Bn soruya cevap bulduklan zaman, sosyalizmln ne olduğu kendiliğinden ortaya çıkacavtir. Kapitalist yolda kalkınmaya çalışmanın milletimizi yabancılara köle etmekten başka bir sonuç vermiyeceğini ancak kapitalizmi öğrenmekle nnl:vacağız. Gerçekten milliyetçi olanlar yabancılann ve vabancılarl» kader birliği yapmıs olanların Türkiyede büyük fabrikalar, bankalar, şirketler kurarak Türldyeyi güdümleri altına aldıklannı kısa sürede kavnyacak ve bilinçleneceklerdir. Türkiyede siyasi partilere devlet bütçesinden pars verilir. Adalet Partisi gpçen devrede aşağı yukan beş milyon, Halk Partisi iki milyondan fazla alnustır. Siyasî partinin para demek olduğu, bu bakundan kanunlarca onaylanmış detaektir. Peld, siyasi partüerin bir de ba$ka kaynakjan var; v ^ i*^^ 7 ' "Tür&getle yabâ^ı'" trtınnıanyartr'fljft'taklıktan milyonlar ve ^»Byarlarto «ynarken •*an|ti aiyasi pa«BiWJBi<anın ağnnı sçıyorlar? Sorunun cevabı bellidir. Yabancı kapitalizm, ülkemizi uydulaştırmakla ve sömürmelde kalmıyor, Anayasa rejimini yozlaştınyor, seçimlerin içine yabancı nüfuzu giriyor. Böylesine pıyrunillî bir kapitaliane kfan «EVET» diyebüirT :::: •••• •••• •*•• •••> :::• •••• Boğazlar •••« •••• ••• ve Amerika velevki isteyenler için olsnn, din eğitiminin 19. maddede babis konnsn edilmesini, dini teskilâtın kontrolsüz kalarak ileride devlete tahakküm edememesi sebebine baglamaktadır. Kontrol, esasen âmme düzeninin kornnması bakımından, Diyanet isleri müessesesi Anayasada yer almamış olsa bile, devletin vazifeleri arasında bulnnmaktadır. Devlet bn isi, Diyanet isİTİ müessesesi olmaksızın da vapmak mecbnriyetindedir. Çünkü âmme düzeninin kornyncnsn devlet oldngn için, dini bir tesekkülün sınırları asarak devlete tafaakküm etmesine, battâ. bn isl teokratik devlet esaslaruıı bnnlmsemeye kadar eötürmesine, demokratik, lâik, sosyal bir bnknk devletinin snsmasına Imkân ve ihtimal verilemez. Şn halde, Diyanet İşleri müessesesinin, devlete alt olan bn kontrol vszifesini, devlet adına vürütecek bir organ olmasi iktiza etmektedir. Halbnki, biraz Snce de isaret ettigimiz fibi, tamamivle din adamlanndan knrnln böyle bir tesekkülün kontrolânden faide beklemeve imkSn yoktnr. Bn. aynen dini bir tesekkülün bizzat kendi kendisinl kontrol etmesinden farkı olmavan blr mnrakabe sistemidir. Nitekim camilerdeki vaızlar, din adına cihada ça(irma1ar, halife hasreti çekmeler. soka&a kadar dSkfllen saldınlar, her çfln örneklerinl basında c5rdSğümüz din istismarcısı olaviar. bftyle bir kontrolfin yapilmadıdm ve yapılamıyacaginı sçıkra föstermektedir. Dinî eHtim için de mesele bSvledir, Mnhtelif adlar altındaki din efitimi müesseselerinin, aşın sat tohnmlannm atıldıîı bir mihrak haline reldikleri, bnrfin İçin, inkâr edilemiyecek hakikatlerdendir. Boğazlar N ••«• •••• :::: •••• •••• ve Rnsya • ••• •«•• •••• • ••• •••• :::: u:: •asa K blr 3 Sonuç belirtmek Istiyomz kt. Anavavamızin maddesinde mntlak birraefhnmolanc| rak ele alınmıs bnlnnan lâiklik prensibi. yine avnı kannndakl tlvizle bütünlüSüna zedelemls bnlnnmaktadır. Bn bütnnlSM mnhafaza etmek, hir nimaz^a Anavasanın rnhnna sadık bir hale eetirmek ise, dinî teskilâtı kontrol etmek vazifesivle mfikellef oldnfn kannn sÖTcBriiniin bevanivle anlasılan Diyanet isleri m8e«sese«inin. tinkı diîer devlet orranlan eihi. din adaml»"ndan knrnln olmavan tarafsi7 ellere tevdl edilme«4nl lcap rttirmekteıHr. Bn"'»'ibT<' »âib'ik nrensîbinin imkSn ni«uetlnde bfltflnlfiSii «atlanacak. hic olmazsa tarafsız bir kontrola Imkân rerilecektir. fl) Cumhuriyet, 12 kasım 1968. (2) Tem«ilciler Meclisi Tutanafı. Cilt: S, S : 122124 (3) Temsileiler Meelisl Tutanagı. Cllt: 3, S : 114. Bu hususta faala bilgi için aynı cildin 92 ilâ 160 mcı sahifelerine basvurulması. n n raya kıyısı olmayan devletlerln savas gemilerine kaparken, öteyandan, Akdeniz'e geçişi kendisine devamlı olarak açk tutmaktır. Nitekim. Lausanne Konferansı'nda Boğazlar konusu görUşUlUrken ve Montreuz Konferansı'nda hep bu görlişü savunmuş: Bogazlardan geçişin yalnızca Karadeniz'e kıyısı olan devletlerin sirunu olduğunu, bu bakımdan Boğazlar rejlminm yalnızca bu devletler tarafmdan dtizenlenmesi gerektiğini ileri sürmüştür. Pakat Akdeniz dengesinde söz sahibi olan öt^eki büyük devletler, Ozellikle tngütere, bu zörüşün karşısına dikilmişler ve bir yandan Sovyetler Birliğl'nin Akdeniz'e lniştni sınırlarken, öteyandan kendilerinin Karadentz'e çık.şlannı kolaylaştırmak istemişlerdir. Bu yüzdendir ki, hem 1923 Lausanne, hem d1 1936 Montreu* Boğazlar Sözlesmeleri bu iki eörüş arasuıda birer ortalama çözlim olmaktan öteye giiememişlerdlr. Leusanne'da konferans masası başına oturuldu" zaman, Sovyetler Birliği kendisini çok güçsüz buluyordu. Bu yüzden, Boğazlar Sözleşmesine tnglltere'nin isteğine uygun olarak geçlş hürlüğü ilkesinin konulmasına karşı direnememiştir. Pakat, llk fırsatta bu geçiî hürlUğünU kendi işine gelecek blçimde değiştirmeyi de aklma koynıustur. ontreur Sözleşmeslnin Sovyetler Birliği bakıımndan daha elverişli olduğuna hiç şüphe yok... ÇttnîrU, bu Sözleşme, Lausanne Sözleşmestnden değişik olarak, Karadeniz'e kıyısı olan devletlerle olmayan devletler arasında açık bir aynm yapmaktadır. tlke olarak gene ">unlann hepsine Boğazlardan geçis hürlüğü tanmmaktadır ama, Karadeniz'e kıyısı dan Amerikan strateji uzmanlannm uyarmalan üzerine olsa gerek, Montreux düzeninde büyük değlşiklikler yapılmasuu sakmcalı bulmaya başlamıştır. Böyle bulduğu için de. 1945 yılında Sovyet görüşlerine yakın bir tavır takındığı halde, 1946 nlmdan ltfbaren Boğazlar düzeninde Tüı eğemenliğlni zedeleyecek ve Karadeniz'e kıyısı olmayan devletlerin Montreux'de sağladıklan haklan kısıtlayacak, ya da ortadan kaldıracak her türlü isteğin karşısında durum almıştır. Birleşik Amerika'nn bu tutumu üzerine. Sovyetler Birliği Montreux düzenini değiştirmeyi başaramamıştır. Ve uzun bir süre. Birleşik Amerika'nm Panama, tngiltere'nin de Süveyş Kanallannda yararlandıklan hak ve ayncalıklan kendisine Boğazlarda çok gördüKlerinden yakınmıştır. Ancak, bu yakınmalar uzun sürmemiştir. îşin üzüntü verid yani, bu gösteri ve karşı gösteri için kullanılan aracm, Türk Boğazlan olmasıdır Haydi Sovyetler Birliği ile <a svunma bağlantılanmı yok, illşteilerimiz karşıt bloklar içinde yürümektedir. Pakat Birleşik Amerika için durum b3vle degildir. Ve bu vüzden de, TUrkiye'nin, aynı savunma düzenleri içinde bulunBirleşik Amerika'dan, SovyeieT BirliSi'ne bir •k*ryr*i|(fsT«ri 'Wpftrk#A herfiDldp ''O^V^^V *J Tf İ ? lt İyi seçmesini, kendisini kuzey komşusuyla karsı karşıya bırakacak davranışlardan kaçınmasını lstemeye hakkı olmslıdır YARÎN RUSYA HAKLI MI ? Yazan : Sezal ORKUNT TÎPTE ÇACRI VAR İLKE YOK! MUZAFFER ERDOST'un yeni bir incelemesi Osmanlı Feodal Devleti demokratik devrim ve karşıdevrim BİR TÜRK SOLU ALINIZ Babıâli cad. N o : 29 Cağaloğlu lst. Abone 40 TL (Cumhuriyet 15443) £•»•*•••>••••• « • * • • • • «H • •• • • • • Değisen roller : • ontreıa Sözleşmesinde öngftrülen yirmi yıllık süre 1956 Kasım'ındâ sona eriyordu. Fakat Sovyetler Birliği o zamandan buyana bu Sözleşmenin degistirilmesini istemiş değüdir. Çünkü, yazunızın başlannda da söylediğimiz gibi, şimdi Karadeniz'e çıkan Amerikan gemileri konusundaki yakmmalan ne olursa olsun, Sovyetler Birliği artık Montreuz Sözleşmesinden büyük bir hoşnutsuzluk duymamaktadır. Bunun nedenlerini kısaca şöyle özetleyebillriz: (\) tM dünya savaşı arasmdaM dönemde ve o zamanU savaş gemilerinin durumu gözonüne ahnarak Imzalanan Montr«;ux Sözleşmesmde, Karadeniz'e kıyısı olmayan devletlerin Bopaılardan geçirebiiecekleri 5ngörülen tonaj bugün artık çok nfak kaldığı çibl, bn gemiler için öngörulen (silâh biçimleri ve top caplan gibi) nitelikler de çok eskimiştir. Bu kayıtlara nyulduğu takdirde, Karadeniz'deki Sovyet savaş gemileri bunlaria kolayca başa çıkabilecekttr. (5) Teknolojfl tfellsmeler sonunda, trtık Bogazlardan Karadeniz'e Sovyet gttvenliğinl tehdit edecek genişlikte ve göçte yabancı savaş <remflerini gizlice sızdırmak Dlasılıf. da ortadan kalkmıştır. Sovyetlerin, artık, bir baskından korkup Boğazlarda bunu Snlemek bahanesiyle 5 istemek olanağı kalmannştır. (3) Sovyetler Birliği bugfin çuvenligini sağlamak için her şeyden çok çekirdekli dengeye dayamnakta ve bu denre kornndnkça Batılilann Karadeniz'de Sovvet eüvenliğini tehlikeve dfişurebilecek davranışlara ırlrisemeveceklerini dfişflnmektedir. Cumhuriyet 15447 TEŞEKKÜR Akdğer ameliyatunı büyük bir ütizlik ve başanyla yapan îst. Göğtis 'Terrahl Merkezi Doktorlanndan sayın, Doçent Dr TÜRKtYE KIZILflY OERNEÖİ GENEL MEREEZİNDEN: 1969 yılı şubat ayı içinde yapılacak Kızılay Şube Kongrelerine katılarak seçmek ve seçilmek hakkına sahip olmak için 1968 yılının son gününe kadar eski üyelerin aidatlannı yatırmalan ve yeni kaydolacaklann da mahalli şubelerimizde asli fîye kaydını yaptırmak suretiyle yıllık aıdatım yatırmalan gereklidlr. Keyfiyetı yardımsever yurttaşlanmızın bilgilerine sunanz. (Cumhuriyet 15436) M M ERSEK'e tMMMMMIMIMIMMMMMMMHMMMMMMMMMMMMHIMMI T. Öğretmenler Bankası Genel Müdürlüğünden Müfettiş Muavini Alınacaktır 1 Bankamıza sınavla ve aşağıda belirtilen sartlarla yeteri kadar müfettiş muavini alınacaktır. Isteklılerın : a) tktısadi ve Tıcar! tlımler Akademilerl, tktisat, Siyasal Bilgiler, Hukuk Fakülteleri ile Orta Doğu Teknık Ünıversitesi'nın tdari Bölümler tşletmecilik, tktisat ve îstatlstik Bölümleri, Robert Kolejının Idarî flımler kısmı veya Millî Eğitim Bakanlığınca bunlara eşitliği onanmış Türk ve yabancı fakulte veva yüksek okulu bıtirmiş olmalan, \ MEVLÂN TAKVİMİ A L I NI Z Gelirl, yüksek öğrenim yapan • faklr öğrencilere «ittir. Cumhuriyet 15441 VEFAT Merhum Mustafa Seyfl Pasanın torunu re merhum Cin îzzet Pasa ve merhume Edft hanımm oğra, Şükran Cin'in eşi. Kerime, Edft. Suna, HUlya, Zeynep ve Nerman'ın babalan, Ekrem Tenel, Yüksel ETsüven. Galip Nişlioğlu ve Ülgen Anköktln kayınpederleri, Abdullah Köseoğlu'nun eniştesi, esM ts Bankası mensuplanndan, Operatör Dr. MEHMET ABUÇ'A OperatÖT Dr. İLHAN GÖKTATA Anst. Dr. tlhan özgökçe'ye, Op. Dr. Dlu Sungu"ya, Op. Dr. Ali Kaptanoğlu'na. Op. Dr. Nüzhet Sayman'a, Op. Dr. Ayhan Çaner'e ve hlzmetlerinl esirgemiyen, başhemsire Adviye Taştan'a, hemşire Aysel Ka raosmanoğlu'na, hemşire Zehra Gökyar'a, hemşire Gülseren Aydın'a, hemşire Pakize Oztok'a, hemşire Sıdıka Doğan'a, hemşire Netice Çetinkaya"ya, hemşire Ümmi Karcı*ya; gerek ameliyat öncesi, gerek amellyat sonrası bizzat gelerek veya telefonla şifa dileyen büyüklerime ve dostlanma yürekten teşekkür VÎ saygılanmı sunanm. Tsner rcumhuriyet: 15439) AR1VİN SAGLIK MÜDÜRLÜĞÜNDEN C t N8! tlâç Muvakkat teminat Muhammen bedeli tntan Miktan Ura kurus Ura Kr». 95 fcalem 102097 42 6354 88 1 Artvin Sağlık MUdürlUğünün 1968 mall yılı Dıtiyacı olan yukanda cins ve miktan yazılı 95 kalem 102^)97.42 llra muhammen bedelli Uâç 2490 sayılı kanunun 31 tnd maddesi gereğince kapalı zarf usulü Ue eksiltmeye çıkanlmiştır. 2 Kapalı zarf eksütmesi 25/12/1968 çarşamba günü saat 10 da Sağlık Müdürlüğü binasmda vapılacaktır. S Liste ve şartnameleri her gün mesai saatleri dahillnde Ankara, tstanbu^ ve Artvin Sağlık Müdürlüklerinde görülebilir. 4 tsteklüerin belli gün ve saatten blr saat öncesine kadar usulüne göre teklif mektuplannı Komlsyona vermeleri, postada vâki gecikmelertn nazarı ttibare alınmıyacağı. 5 Muvakkat teminat miktan 6354.88 liradır. Keyfiyet ilân olunur. 27 Kasım 1968 (Basın: 29032/15431) ' b) Askerliginı yapmış, otuz yasını geçmemis bulunmalan, c) Sağhk durumlarının Türkıve'nin her yerınde ve her türlu iklim şartlan altında gSrev yapmaya ve teftiş gezılenne çıkmaya elverişlı olduğu nu, tam teşekküllü hastane raporu Ue belirtmeleri, d) Memurın Kanununda belirtilen nitelikte bulunmalan, e) Yazılı ve sözlü sınavlan kazanmış bulunmalan lâzımdır. f) Herhansı bir hızmet taahhüdü altında bu lunmamalan, TEŞEKKÜR Anl ölümü ile bizi sonsuz acıîar içinde bırakarak, 7/Aralık/1968 günü aramızdan ebediyyen aynian, ailemizin en değerli varlığı. ömek insan. sevçili am^am tstanbul Tüccarlarmdan. is f2 Yazılı sınavlara tstanbul ve Ankara'da 27 Ocak 1969 günu başlanacak, yazılı sinavda ba• rajı aşan'arın sozlü sınavlan Ankara'da yapılacaktır. "' K İSMAİL EKREM CİN 15.12.1968 günü Hakkın rahmetine kavuşmuştur. Cenazesl 16.12.1968 Pazartesi günü (busün) Göztepe Camiinden öğle namazını müteaklp kaldınlarak îçerenköyü'ndeki aile kabristanma defnolunftcaktîr. A tLE 8 t (Cumbuıiyat; 1MOJ) İLVAS TÜRKALP'in Onbeşinci Hafta Spor Toto İkramiyesi Kazananlann Nazarı Dikkatine Onbeşinci hafta Spor Toto ikramiyesi ödemelerine devam edilmekte olup Başbayiliğimize bağlı bayilerden oynayıp ikramiye kazananlann 15 gün zarfında ilgili şubelerimiz (fişelerine müracaatla ikramiyelerini alınaları rica olunur. Taşra bayilerinden oynayanlann ikramiyeleri P.T.T. ve Zlraat Bankası vâsıtasile adreslerine gönderilmiştir. Türkiye Emlâk Kredi Bankası A. O. tstanbul Snbeleri Sınavı ka^ananlar arasında yabancı dilde üstünlük göstermek tercih nedeni sayılacaktır. 3 t<teklılerın ımtıhan konu ve gunlerinı, kendilerine ödenecek ücret miktarı ile sağlanacak •ilŞer sosval haklar ve kendılerınden alınacak taah hütname ömeğıni belirten şartnameyi Ankara'da Oenel Muriurluk Personel Müdürlüğünden, tstanbul'da BSlge Müdürlüğünden ve diğer şubelerimi'in bulunduğu verlerde bu şuhel»rımi?n*en 15 Ocak 1989 gününe kadar slmalan ve bu tarihe kadar m99999m (Cumhurlyrtt • 1S4Î7) Vlhavel Mnntrpu» Sflllmı cenaze törentne iştirak eden, evimize gelen, telgraf, telefon ve mektupla sonsuz acılanmızı paylaşan akraba, dost ve vakmlanmıza candan teşekkürlerimizi iletiriz. TORKALP Ailesi adma, vegeni Av. Berrin TÜRKALP (Cunıhurivet 154401 (Basın: 28373) 15432