19 Mayıs 2024 Pazar English Abone Ol Giriş Yap

Katalog

Aylar
Günler
Sayfalar
SAHİFE İKİ 6 Kastm 1968 CUMHURÎYET •••••••••••••••a çizdiği loblo yt vrnp» Ekonomlk Toplulngnn» ginneye **• hazırlanan aday adayı Türkiye, Anlaşmada SngSrülen bes yıllık chanrlık dönemi» nin M>DHn» 1 Aralık 1969 da gelmiş olacaktır. Bn tarihte blr yandan Türkiye, diğer yandan Topluluk oInmla bir karara varırlarsa ikinei dSneme yani «Geçiş Dönemi» ne başlanacaktır. Geçiş döneminın başlaması, Türk ekonomisi ve Tiirk sanayii flzerinde bazırlık dönemiyle kıyaslanmıyacak biçirade ciddî etkilerin de hissedilmesi demek olacaktır. Bn durumn gözönünde tutan ll^ililer Istanbul Sanayi Odasında bir toplantt düzenlemislerdir. Toplantıda Sayın Ziya Müezzinoğla lle Avrupa Toplalukları Komisyonn Sanayi Işleri Genel Mndürfi Sayın Robert Tonlemon konnşmuşlardır. Toplantı sorulara açık tutuldufu halde, nedense, nispi bir sesıizUk lçinde gecmiştir. Oysa Sayın Tonlemon, konnsmasında çok önemli konnlara değinmiş ve «sanayileşmemizi büyuk ölçude etkiliyecek» temel faktörler ile ilgili (örüflerini açıklamıstır. Roberf Toulemon'un Dı. Mehh TUMER dlği, fdmdiye kadarki tecrfibe Ue sabit olosnstnr. Orteklıktakl işletmelerin füzyon eğilimleri her ne kadar firmalann yatar ve dikey entegrasyonlara gitmeye başladıklannı göstermekte ise de bu eğilimin Türkiyeye bir sermaye akımı yaratacağını var saymak çok gnçtür. Çünkü endüstriler «temerküz oyunu»nu kurallara göre oynıyacaklardır (1) «Temerküz oyunu»nun işlemediği, mahal li kalmıya mahkum endüstrilerde ise (ekmek imalâtı, dondurma lmalâtı, gazoz tmalâtı, bazı inşaat malzemesi imalâtı v.b. gibi) yabaneı lermayenin gelişi mümkün olacak, fakat bn da ya mevcudn yıkarak ya da yönetimi ele geçirip onunla sermaye ortaklıgına giderek gerçeklesecektir. Birleşme ve temerküz yoluyla büvfimüş optimal seviyedeki Ortaklık firmalan bngünkü seviyesinden tedricfn de olsa asagı inmiye başlıyacak olan gümrük duvarlan karsısında Türkiyeye sermaye yatırmaktan çok, kaliteli ve ucuı mamüllerini göndermeyi tercih edeceklerdir (2). Bn durumda ise hangi kurulu sanayiimizin nasıl yasıyacagi, terkedeceğimizi sandığımız himaye tedbirlerinin tekrar bir ihtiyaç o!arak canlamp canlannuyacagını şimdiden kestirmek ancak kâğıt üzerinde mümkündür. Pratikte de bu mümkün olsa idi «tNFANT tNDDSTRY» veya «İNVALİD ÎNDUSTRY» (emekleme çağındaki endüstri veya tutarsız endüstri)gibi tâbirler eko nomi literatürünü doldurmaz ve bu nitelikteki endüstrilerin «BÜYL"Mt'Ş» sayılmalan veya «SIHHATLİ» addedilmeleri için hangi şartlar altında ne kadar zaman geçeceği matematik olarak hesaplanabilirdi. ••*• •••• •••• •••• • ••• •••• Zamanımızın Toi Yazan ; • ••• •«•• •••• • ••• • ••• • ••• •••• •••• • •>• • ••• • ••• Anatole MARTCHENKO 'Hep birlikte hücrey e inmeyi mi istersiniz^ ayanacak gücüm kalmadıgı bir sırada, Vlademir günleri sona erdi ve cezamın son losmını çekeceğim 2 numaralı kampa nakledildim. iMğerleri Ue kıyaslayınca, burada hayat bir daha rahat, bir daha baskaydı, 2 numaralı kampta, çalışmanın yanı sıra, politik eğitim glbi saçmalıklar da yer alıyordu.. Politika derslerine ginneyi red etttğim ilk gün, bas gardiyanın bana verdiği gözdağı şu oldu: Bana bak Martohenko, Vlademir'den geleli daha pabucnnnn tozu gitmedi, yoksa tekrar oraya dönmek mi isterdin? Çaresiz başımı eğdim, ancak bu derslere katılmak istemeyen tek kişi deglldim kampta, gardiyanlar. dershaneye adam toplamakta oldukça güçlilk çekiyorlardı. Onlan uğraştırmak da, tatlı bir zevk veriyordu biz mahkumlara. Bir defa dershaneye toplandık mı, biz de kendi ölçü ve cesaretimize göre, dersi verenlerle gırgınmızı geçiyor ve hocayı da havaya sokarsak, ciddi ciddi tartışıyorduk. ÜH iiil •••* •••• •••• D Faktörler anayi îşlerl Genel Müdürfl, Mnayileşmetnizi etkileyecek faktörleri baslıca dört konn altında toplamutır : £ Isifücü faktörfi, G Sermaye faktörü, Q Altyapı yatınmlan faktörü, O Yönetim ve organizasyon faktörü. Çizilen tablo kısaca şöyledir: Türkiye büyük bir işgücü kaynagına sahiptir. Türk isçisi Toplnlnk •anayi çevrelerinde begenilmektedir. îşçilerimiz dışarda kaldıklan sürece bazı temel battâ ileri derecedeki yetiştirilme şartlarından faydalanmaktadırlar. Bn egitim, Türk sanayii için yararlıdır. DSviı gellrleri bakımından Sdemeler dengesi için de yararlıdır. Sermaye faktörünün etkilerine gelince; bn fiç ySnlfi bir gelisme «österecektir. Bir yandan Avrnpa Yatınmlar Bankaıının nygun görülecek tanayi yatırım projeleri ile altyapı yatırım projelerinln finansmanı artacak, öte yandan Tiirk Hükâmetlerinin uygulayacaklan ilave tedbirierle yabaneı sermaye akımı gelisecektir. N'ihayet rümrük birlifi. ihracat gelirlerinj de artıracaktır. Altyapı yatırıralarımn i»e «Türkiyede yerleşmek Istiyen mil1! ve yabaneı firmalar için ek kolaylıklar sağlama yolunda. önemi açıktır. Bn hakımdan ulastırma için gerekli kara ve su yollarının. enerji kaynaklannın gelistiriimesi gerekir. «Eski bir rüya olan» Avrnpayı Asyaya birleştirtcek lstanbnl Köprüsü gibi cesur projelerin gerçefc'« gme•i lizımdır. Son faktör olarak TSnetim ve Organizasyon konnsnnda önemli kararlar almak lcap etmektedir. Zira. Ortak Pazar ülkelerinde moda olmus deyimi ile, «Managerial Gap» bugün Amerika İle Ortaklık ülkeleri arasında mevent olduğn gibi Türkiye ile Ortaklık fllkeleri arasında fazlasiyle hüküm gfirmektrdir. «Managerial Gap» denilen lşletmelerln ySnetim anlayıs ve teknikleri ile organizasyonlan arasındaki farklılıktır. Bnçiin cörülmüs ve anlasılmıştır ki, bn farktan yararlanan Amerika, Avrnpa ekonomisini âdrta eline geçirmiş. ona bâkim olmuştur. Türkiyenin bn yönetim açıjını kapatması için Sayın Tonlemon, esas olarak, aşagıdaki tavsiyelerde bnlnnmaktadır: (a) Aşın bir sekilde himaye edilen küçük blr piyasada isletmelerin idare metotlannı geHştirmelerfne imkân yoktnr.' Bunun için yerli «anaviin feimsyesi • tedricen • kaldınlmahdır. (b) Aym f«MIyet kolnnda verimlf olmns baska işletmelerle işbirligine gidilmelidlr. Bn Işbirligi birleşme ve temerküz • yalmz yerli firmalar arasında degil fiye fllkeler flrmalan lle de olmalıdır. Toplnlnk Sanayi îşleri Genel Müdürflnün eizdîgi tablo ana çlzgfleriyle bndur. Bn tablo, millî ekonomimizin, Ortaklıja girmekle alacagı sekil hakkında oldukça açık blr fikir vereeek unsurlan kapsamaktadır. Slmdi bn nnsnrlara kısara değinelira. • ••• •••• derhal Prezidynma yazarak, affınız gerekti|ini, dosyalarınızın tekrar ineelenmesini istiyeceğiz» diyerek, mahkumlan biraz olsun yatıstırdılar. Ama bunun bir türlü arkası gelmedi, ünlü KruçeT düşmanları bile »ahverilmediler, bunlardan pek çoğu, Kruçev aleyhine yazılar yazmaya zorlanıp, ancak ondan sonra serbest bırakıldılar, yeni yöneticilerin arzularını yerine getirmeyenler de, kamplardakl hayatlanna devam edip gittiler. mm nasıl bir bflyük yalancı oltagunu anlattım sakin sakln, sonra da kitabı şömineye attp yalrtım, hepsi bu kadar işte. Kıımaadamn sözlerine, Rodiguine'den gelen tepki, kısa, acı ve gerçekti. «Kitabı ateşe, bizleri hücreye atabilirsiniı ve atıyorsunuz da, ancak kızlannızı kandırabiliyor musunuz?» demekle yetindl Rodigulne. ozgurlugun bedeli ikir ve düşünce özgürlUğünün kıtlıŞı, pek çok ymzann yolunu. benim jseçti&im yollardan geçiriyordu. Yöneticilerin düşüncelerine aylnn, rejime karşı bir kaç satır yetiyordu bu Mşileri yıllarca demir duvarlann, tel örgülerin ardına tıkmaya. Bunlann genellikle gizli duruşmalan da blr baska ftlem oluyordu. Dinleyld sıralannı asık suratlanyla dolduran gizli polisler, rollerini İyice ezberlemlş hâJdmler ve ellerine tutuşturulacak bildiriyi alıp blr an önce işini bitirmek istiytn gazeteciler arasmda, kâh beş yıla, kâh on vıla mahkum oluveriyordu tlerici yazarlan ülkenin. Bunlardan pek çoğu lle arkadaş oldum, mahpusluV yıllanm boyun ca. Hepsi aydm, iyi yetişmiş ki?ilerdj.. gerek kamp ^erelc mahpusane yöneticileri, önce bunlara tekliflerde bulunur, yönetimln istediği yönde, mahkumlar arasında propoganda yapma.n kabul ettlkleri takdirde, gUnlerinin rahat ve verimli geçecegini vaad ederlerdl. Böyle klrli teklifleri kabul edenler, genellikle kütüphane memurluğu gibi bir ise konup, oldukça rahat ve keyifli bir mahpusluk hayatı sürerlerdi. Al si halde, işlerin en agın beklerdi bunlan, kömür çekmek, odun yarmak, bulaşıkçıhk Kibi işlerde. günde 16, 18 saat kadar çalışmak zorunda kalırlardı ve pek çogu. kendllerini satmaitansa, bu agır işlerin lçinde eriyip yok olmayı tercilı ederdi. S Kandırabilmek ampa, zaman zaman konuşmacılar gelip, hep bilinen konular üzerind"e bize konferanslar verirlerdi. Böyle konuşmacılann gelişlerinde, kamp yöneticileri, fazla okumuş'.ann, salona alınmamasina özel bir dikkat sarfederlerdi. Ancak bir defasında, kampın en çok okumuş mahkumlanndan iki eski subay Krivtsov ve Rodiguine, her nasılsa hücrelerine kapatılmamışiar ve toplantıya katılmanın yolunu bulmuşlardı. konuşmacı, alışık olduğumuz tarzı ile her şeyi rejimin nimetlerine bağlıyarak, son yazarlar koneresini anlatıyordu.. Bir ara, Krivtsov, konuşmacıdan izin alarak. kendisine soru yöneltip, «Peki ama, neden bu kongrelerinizde, hiç ilerici yazariara söz hakkı verilraiyor. neden Solyenitsine gihiler konuştnrul mnyor?» Ortahk bir anda kanşıverdi, toplantıda hazır bulunan gizll polis şeflerinden kumandan Postntkov, homurtuyla ve hiddetle yerinden dogruldu, «O da yazar mı sanki, bütün yazdıkları, yazarlık meslegi için bir ntanç belgesidir» diye bağırdı. K F Ya ihracat artışı? nanistan'm rekabeti de düşünülürse, ihracat gelirlerinde önemli artışlar beklememiz mümkün degildir. Geriye kalan imkinlar, agaç mamfilleri, deri mamfilleri, eıda maddeleri ile pamuktan yapılan sınai mamuller ve madenleTdir. Bunlann ham maddeleri Toplulukta halen en düşük şekilde gümrük verrisine tâbl tutulmuş, mamuller ise çok daha yüksek olarak vergilendirilmiştir. Açıktır ki. bam madde üzerinden alınan zaten düşük gümrük resmini nispî ve mutlak olarak biraz daha indirmek sözü edilen mallann ham madde ihracatında bize Ortaklık dışı ülkelere nazaran çok büyük bir avantaj saglamıyacaktır. Mamul ihracatı bakımından ise Türk sınai mamulleri Ortaklık içindeki diğer gelişmemiş endüstrilerin daha iyi kalitedeki, daha ncuz ve nakliye maUyeti daha düşük mamulleri ile rekabet eder durnma geleceklerdir. Fakat Türkiyenin madenlerine Ortaklık ülkeleri muhakkak büyük bir ilgi gösterecekler ve mevcut kannn «DAHA LİBERE» bir hale tetirilecektir. ürkiyenin gelenekse! olan tflTtttn, kunı üzüm, knnı ihrac malları için, Yuincir, fmdık •••• •••• •••• •••• ••*• •••• •••• 50 rubla Yönetim açığı kapanır mı? tedir. Bn handikaplardan bir tanesl dc geri kalmış ülkelerin maliyetlne katlandıklan patent, royalty ırfbl gayn maddî haklar ile yabaneı teknisyen ve personel İçin fidedikleri yüksek flcretlerdlr. Üretim tekniklerinl seçmenin, ithal edilea makineleri monte etmenin, işgücünü eğitmenin pahalı bedelleridir bnnlar. Çagımızda lşletmelerin yönetim teknikleri o kadar hızlı bir gelişme göstenniştir ki, ynkarda değindigimlz ribl Toplulngun İleri sanayi fllkeleri bile kendi yönetim metodlannın Amerikadan daha demode olduğnnn görmüşlerdir. O halde yabaneı mamullerle rekabet edecek ve ihracata vönelecek geri kalmış Blkeler endBstrilerinin de modern yönetici açıgını kapatmalan ve bnnnn da maiiyetlne katlanmalan gerekecektir. Bu açık nasıl giderilecektir? Yönetici ithal ederek mi, yönetici yetl«tirerek ml, yoksa sermaye ortaklıklan kurulduğu zaman yönetimi terketmekle mi?.. Buşrün Ortak Pazar, Amerika ile arasındaki açıgı, eğrtime yönelerek kapatmakla meşguldür. Büyük firmalar yetişmiş idarecilerini Amerikan tş tdaresi Üniversitelerine kısa süreli ejHtünlere göndermektedirler. Ortak Pazar'a girsek de Hrmesek de Türkiyenin yönetici açıgını kapatacak tedbirleri gecikmeden alması kacınılmaz bir zorunluktnr. < ellşmekte olan ülkelerde endüstrilerin zaten C*'çeşitli handikaplarla çahştıkları bllinmek İşçi dövizleri azalacak mı ? dngn «üphesizdir. Türk işçisi disiplini, çalışma gflcfi ve asgari fierete nza göstennesi ile Ortakhk Olkeleri için iyi bir kaynaktır. tsbdlümü • itatisaslaşrna • ve makineleşme dereeeleri bizden çok yüksek olan Ortaklık nlkelerine giden Türk işçileri ö^retilen belirli bir operasyonn başan lle yapmaktadırlar. Fakat. ibtisaslasma ve makineleşme seviyesi aynı olmadıgı için ögrendiklertni burada nygnlamalan mümkün oimamaktadır. Üstelik 12 yıl ya da 2! yıl veya daha nznn bir süre içinde Ortaklık filkelerindeki Işletmeler füzyonlar (birleşmeler) ve genişliyen pazarlar dolayısiyle gittikçe daha fazla sermaye yofun ÜTTtün teknilderi (otomasyon) uygulayacaklar ve bunnn lonucu olarak da düz isçi talepleri iyiden iyiye azalacaktır. Bn bakımdan ıızun vâdede bir kaynak olarak işçi dövizlerinin artmasını degil azalmasını beklemek daha mâknldür. Eğer yine nznn sürede Türkiyede yatırımların artış hızı, çalisan ve çalışabilecek dnrnmda olan nüfnsnn artış hızından yavas olnrsa işsizlifin de artmasını beklemek çerekecektir. (Tahnt doğnm kontrolünün çofalmasını veya Avnstralya ve Teni Zelanda'ya insan ibracatınm artmasını). Görülüyor ki. istücü faktörü nzun videde Türk halkının lehine olmıyacaktır. Kısa vâdede ise Ortaklık ülkelerinin çıkarlanna taroamiyle nygnndnr. O halde Ortaklıja katılmakla Türkiyenin çıkarlan «ıbhatli bir sanayileşme programı nygnlamasında mı olacaktır? Sanayiimize ve yatınmlanmıza nasıl bir y5n verilmesi düşünülmektedir? BOGAZ KÖPRÜSÜ VE CESUR PROJELER: Sayın Tonlemon konnsmasında «Botaz Köprü«ü» ıribi bngün için kaynak tahsisi yapılması çok tartısmalı olan yatınm teşebbuslerini «cesur projeler» olarak adlandınp destekledifine göre Ortaklık kredilerinin de hançi kriterlere g5re isliyecegi iyice anlaşılmaktadır. Oysa bir altyapı yatınmı olan «Boğaz Köprüsü» Türk ekonomisinin gelismesi ve sanayileşmesi bakımından, bnerün için, öncelik alacak sırada dejtildlr ve binleree alternatif proje fikri ortada dsrnrken böyle «cesnr» (!) projelerin Tiirk halkının yaranna olmıyacatı muhakkaktır. abaneı sermaye yatırurJannın artmasına gelince; yabaneı sermayenin Tnrkiyeye ancak tiunrük duvarlarını asmak maksadıyla gelrtak kalifiye olO mıyanPazar ülkelerinin, bngün, ihtiyaeı olisler için ncnz isgücüne olia Youssupov adlı bir mahkum arkadaşım, saf görünüsünden yararianarak, ortaya attığı konular, sık sık sıkıntıya düşürüyordu hocalan. Kolia, sanki hiçbir art düsUncesl yokmus:::: casına, atıhveriyordu ortaya, «Peki peki, hepsi ırüzel, ama ayda • ••a • ••• eline 50 ruble (yaklaşık olarak 500 Türk lirası) geçen bir aile nasıl geçinebilir?» diyerek. Bu garip görünUslU soru karşısında hoca, önce kızanp, hafif •••• •••• *••• terlivor sonra da su cevabı veri• ••r yordu: Youssupov, sen politikadan hiçbir şey anlamıyorsun çerçekten, cok munferid ve geçicl konular iistünde duruyornın. Ben atılıyordum bu defa ortaya: Sözünü ettiginiz geçicilijHn bir süresi var mıdır acaba? Hepimiz biliyoruz ki, örneğin »ansür tedbiri de geçici olarak konmuş•Sr. tn kamınlanmıza, ama aradan 50 : : Til geçti sansür olduğa yerde du:: ruyor.. ... Vs hoca patlayıveriyordu §1nirleri boşanarak: Buraya bakın Marichenko, bana kalırsa size pek hafif ceza vermişler ve slz diğerleri kesin bu gülmeyi, yoksa bep hirlikte hücreye inmeyi mi istersiniz*. ••«• Sonra hep birlikte bsğınrdık, •••• •••• «Yok yok, blıi ikna ettiniz, bizi ikna ettiniz» diye.. Ders d« böylece sona ererdi. •••r K Solyenitsine, Stalin devrindekl toplama kamplannı «tvan Denissovitch'in bir günU» adlı kitabında anlattığından beri, azgın bo»alan andıran gizli polis için, kırmırı bir pelerinden farksızdı. YUzü al al olmuş kumandan Postnikov, yerinden kalkıp sahneye geldi ve konusmacıyı bir yana iterek, ilerici yazan yermeye devam etti: Bu yazar bozuntusu, gercekleri değiştintekte, kitap yanyorum diye yalan sıralamaktadır. Bu adamın kitabmı okuyan iki kızım var benim, onlara günlerce ada Y A R I N : «Sen bu fikirlerle bizi çok ziyaret edersin» 22 Ekim 1962de Amerika Küba'yı abluka altına aldı. Ve bütün askeri kuvvetlerine «Hazır ol» emrini verdi. Bir V2 casus uçağının çektiği fotoğraflarda Rusların Küba adasında fnze üsleri kurduğu göriilmüştü. Kennedy bunun üzerine ada'ya silâh taşıyan bütün gemilerin geri çevrileceğini açıkladı. VVashington ile Moskova blrbirlerini »tom savasıyla tehdide başladılar. Küba'ya doğru yol alan dört Rus gemisüıln «dur> ihtanna kulak asmazsa batınlacağı bildirildi. Dünya atom harbbıin eşiğüıdeydi. Ve bu harpte ilk iki hedeften biri Rus füzelerinin bnlundn|u Küba, öteki Amerikan füzelerinin bulunduğu Türkiye idi. Küba'da 1«M kilometre menzilli Sovyet fuzelerl bulunuyordu. Anadoluda 10M küometre menzilli Amerikan jüpiter füzeleri vardı. Ruslar kurnaz bir davranışla ve gizliden gizliye Küba adasına füze üsleri knrarken elbette Anadolu'daki Jüpiter'leri düşünüyorlardı. 1962 Ekiminde dünya büyük korkular geçirmişti, Türkiye ilk elde topyekun yok olmak tehlikednin esiğindeydi. Ne var kl bn tehlikenin farkına varacak bir şnur Türk karau oyunda yoktu. Uzak kıyılardakl bir buhran yüzünden koskoca blr milletin yok olması ne demekti? Anadoluda Hirosima'lar meydana gelecekti. Babıâli basını gafletin kuyusunda VVashington'a dümtek tutuyordu. Iste o buhranlı ve karanlık günlerin gizli yanları geçenlerde öldürülen Robert Kennedy'nin hâtıralannda açıklanmıştır. Bir Istanbul gazetesinde bazı parçaları yaymlanan Robert Kennedy'nin anılan «13 gün» adını taşunaktadır. Telif hakkı 10 OO dolâra satılan bu eserde Türkiye üs.O . M tüne RİzIİ pazarlıklan izlemek bize uyancı dersler verecektir: 1962 Amerikasında Adalet Bakanı Robert Kennedy, ağabeyinla sag koludur. Bir sabah John Kennedy kardesine telefon eder: Hemen Beyaz Saray'a gel, başımız büyük bir derde girdi. İS Ekim 1962 günüdür. Beyaz Saraya giden Küçük Kennedy V2 easui uçağının Küba'dan çektiği fotoğraflarda yeni kurulan Sovyet füze rampalarmı görür. Cumhurbaşkanı. doğrudan doğruya Amerikanın güvpnliğinl tehdit eden bu füzeleri Küba'dan kaldırmak gerektiğine inanmaktadır. Bir toplantı yapılır. Beyaz Saray'ın en akıllı fikirli adamlan ikiye ayrılırlar. Birinciler. Derhal Küba'yı bombalayıp, havadan indirme yapalım.. derler. ikinei grup daha temkinlidir: Adayı abluka altına alalım. Başkan iktnci teklife yanasır. Bir yandan da Moskova lle VVaahingto n arasında konuşmalar başlar. Kruçef, Küba'daki füze rampalanna karşılık Anadolu'daklleri pazarlık masasma sürer. Bu pazarlık esnasında Kennedy'nin Türkiye konımındakl düşünccleri çok ilgi çekici ve nyarıcıdır. Robert Kennedy'nin açtkladığına göre Dean Rusk (o zaman A.B.D. Dışişleri Bakanı) Jüpiterleri sokmek gerektiğinj vaktiyle bizimkilere söylemiştir. Ama o zamanki Ankara bu teklife Itiraz etmiştir. Robert Kennedy diyor ki: « Baskan, Amerikanın ve insanlığın Türkiyede arrflkalaşmış ve faydasız füze üsleri yüzünden felâket dolu bir savaşa sijrüklenmesini istemiyordu. Türkiyedeki füzeler yüzünden pazarlıktaki * durumumuz »ayıflamıs ve başımıza yeni bir dert açılmıştı. Denizden abluka. beklediğimİ7 sonucu vermez ve Küba'daki füzeleri havadan tahrtp edip adayı işgale bsslarsaV, Sovyetler de Türkiyeye karşı bir misilleme hareketine Rİrişebilirlerdi.» Pek uyancı olan bu sözlerden sonra kör gözlerimizi artık açtnası eereken şu satırlan da okuyunuz. Robert Kennedy devam ettiyor: « Küba'ya saldmrsak Türkiye ne olacaktı? Küba'ya saldınrsak ve Ruslar da Türkiyeye saldırarak bir misillemeye girişirlerse Türkiyedeki fiizelerimiz ateşlenecek miydi? Ateşlenmeli miydi? Baskan derhal Türkiyedeki Jüpiter füzelerinin atom başlıklarıntn çıkarılmasmı ve kendisi şahsen emir vermedikçe kullanılmamalarını emretti.» Robert Kennedy'nin hâtıralannda okunan şn satırlar, hiç kuşkuya yer vernıiyecek kadar kesinlikle belirtiyor: 1 Dünyanın en uzak denizlerinde çıkan blr Amerika Sovyet lhtllâfı yiizünden Türkiyenin Uk hedef olarak millt variığı tehllkeye düsmektedir. 2 Türkiyedeki Amerikan üslerinin kullanılman yüzde yüz Amerikan Cumhurbaşkanınm İki dudağı arasmdadır. 3 Anadoludaki Amerikan örgütleri, Türkiye hesabına. ama Türkiyenin haberi olmadan, Amerikan çıkarlan uğruna pazarlık masasma yatırılmaktadır. Gerçekte bu pazarlık, Türk deviet ve milletinin variığı üstüne olmaktadır. *** Bn an tablonun blr de daha acı yanı var. 1962'nln Bajbakam îsmet Pasa'ya bu pazarlıktan haberi olup olmadıgı sorulmus ve Paja: « Küba anlaşmasmın bir karsıhğı olarak Türkiye üstüne pazarlık edılmışse, bize bundan haber verilmemiş olacaktır, ve zamanında jüphemiz üstüoe tamamiyleakfsi söylenmiştir» diy« cevap, vermiştlr. Demek ki Washington, Moskova ile Türklye fistiw>« bir pazarlığı Türkiyenin haberi olmmitB yürütüyor». İste budur dostluk ve irtifak dediği fey Amerikamn. Törkiye'nin kaderi üstüne gizli pazarlıklar... İİİİ İİİİ » DENİZ KUV^TTLERİ ROMUTANLIGI Seyir ve Hidrogr?fi nairesi Başkanlıfından bildirilmiştir. DENtZCtLERE VE IIAVAriLARA 123 SAYILI BİLDtRt 13 ilâ 15 Kas;m 1068 tarihlerinde 09 00 ile 17.00 saatleri arasında a$a£idaki noktalan birleştiren saha içinde seyretme. dem.rleme. avlanma ve bu sahanvn 3100 .netreye kadar olar> yüksekligi can ve mal emniyeti bakımından tehlikelidir. KARADENtZ İSTANBCL BOftAZI ÖNLERt K 8 ve K 9 SAHALARI 1 inci nokta : E. 5332 No. lu Şile fenerinden 002 derece ve 18.5 mil mesafede enlemi 41 derece 28 dakika Kuzey, Boylomı 29 derece 38 dakika Doğu. 2 nci nokta : Enlemi 41 derece 50 dakika Kuzey Boylamı 29 derece 38 dakika Dogu 3 üncü nokta : Fnlen*.i 41 derece 50 dakika Kuzey Boylamı 30 derece 58 dakika Dogu 4 üncö nokta : Fnlemı 41 derece 28 dakika Kuzey Boylamı 30 derece 58 dakika Doğu. DENtZCtLERE VE H»V\CILARArtNEMLEDUTURULUR(Basm: 27082/13435) GAYRİMENKULÜN AÇIK ARTIRMA İLÂNI Kartal İcra Memurluğundan: Dosya No. 1968/1042 T. Şu>uunun izalesi suretiyle: Satılmasma karar verilen gayrimenkulUn cinsi, kıymeti. adedt, evsafı Kartal Şeyhli köyü 1 pafta. 482 parsel numaralı 3800 M2. miktannda işbu köyün afıl mevkiinde kain tarla halindeki gayrimenkul şuyuunun izalesi suretiyle tcra ve tflâs Kanunu hükümleri dairesinde satılacaktır. İMAR DURUMU: tstanbul Belediyesi tmar Müdürlütünün 17.11.1967 tarih ve 464 sayılı imar yazısmda bu Gayrimenkul'ün 108 nci maddeye göre avan projeye göre aynk inşaat nizamı Kurtköy sanayi sahası içinde olduğu bildirilmiştir. Gayrimenkulün kıymeti: Halen tarla halinde oldugundan tamarnına (7600) yedibinaltıyüz lira kıymet takdir edilmiştir. SATIS ŞARTLARI: 1 Satış 7.12.1968 Cumartesi günü saat 9'dan 9,30'a kadar Kaj^ tal îcra Dairesinde açık artırma suretiyle yapılacaktır. Bu artırmada tahmin edilen kıymetin % 75'ini ve rüçhanlı alacaklüar varsa alacaklan mecmuunj ve satış masraflannı geçmek şartı ile ihale olunur. Böyle bir bedelle alıcı çıkmazsa en çok artıranın taahhüdü bâki kalmak şartiyle 17.12.1968 Salı günli Kartal îcra Dairesinde saat 99,30'da ikinei artırmaya çıkanlacaktır. Bu artırmada da rüçhanlı alacaklılann alacafmı ve satış masraflannı geçmesi şartiyle en çok artırana ihale olunur. 2 Artırmaya iştirak edeceklerin tahmin edilen kıymetin •« 10"u / nispetinde pey akçesi veya bu miktar milll bir bankanm teminat mektubunu vermeleri lâzamdır. Satış peşin para iledir, alıcı istediğindeı 20 günü geçmemek üzere mehil verilebilir. Dellâliye resmi, ihale pu!u, tapu harc ve masraflan alıcıya aittir. Birikmiş vergiler satış bedelinden ödenir. 3 Ipotek sahibi alacaklılarla diğer ügililerin, (ilgiUler tâbirine irtifak hakkı sahipleri de dahildir) bu gayrimenkul üzerindeki haklannı hususiyle faiz ve masrafa dair olan iddialarını dayanağı belgeler ile onbeş gün içinde dairemize bildirmeleri lâzımdır; aksi takdirde hakları tapu sicili ile sabit olmadıkça paylaşmadan hariç bırakılacaklardır. 4 Saüş bedeli hemen veya verilen mühlet içinde ödenmezse îcra ve îflâs Kanununun 133. maddesi gereğince ihale feshedilir. îkl ihale arasmdaki farktan ve % 10 faizden alıcı ve kefilleri mesul tutulacak ve hiç bir hükme hacet kalmadan kendilerinden tahsil edilecektir. 5 Şartname. ilân tarihinden itibaren herkesin görern'Unesi İçin daırede açık olup masrafı verilchği takdirde isteyen alıcıya bir örneâi gönderilebilir. 6 Satışa iştirak edenlerin şartnameyi görmüş ve münderecatım kabul etmiş sayılacakları, başkaca bilgi almak isteyenlerin 968/1042 T. sayıb dosya numarasiyle memurluğumuza başvurmalan ilân olunur. (lc. îf. K. 126) 16/10/1968 îcra Memuru Mühür ve tmza 29 Ekim 1968 tarihindr Ankara'da ebediyete intikal eden sevgili aile reisimiz, TEŞEKKÜR İİİİ aym Toulemon, konnşmasmm sonunda, «Benl Türkiye ve Ortak Pazar arasındaki bağlann kuvvetlendlrilmesi ümidi içinde, sanayileşmeniz şartlan konusunda çok iyimser bir tab'.o çizmekle suçlamıyacağınızı ümid ederim» demistir. Buna da sanayicilerimiz susarak cevap vermişlerdir. Gerçekten, optimal cesametteki firmalann geniş ve yüksek gelir seviyesindeki bir pazar İçinde «H1ZLA» çofalarak Sovyetler ve A.B.D. karsısında üçüncu büyük ekonomik ve politik güç teşkil etmeleri gerçekleşirken, marjinal isletmeleri ve henüz feodal olan tanmsal yapısı ile Türkiyenin bu tophıraga «YAVAS YAVAS» katılma karan alması, ivimserliün de ötesinde bir «PEStN TESLtMtYET» tir (3). Katılma kararının temelindeki ekonomik sonuclan gSremeyen ya da eörmemezlikten gelerek, bunu hir «POLtTÎK TERCtH» olarak vorumlavanlar Türk tarihi önünde Türk halkına karşı büyük bir sorumluluk vüklendiklerini bilmive mecburdurlar (1) Kural şudur: Endüstriler gelıştikçe mamulleri için yeni pazarlar ararlar. Pazann genişlemesi ise endüstrileri temerküze götürür. Ekonomi tarihinde gelismiş endüstrilerin geri kalmıs ülkelerde dikey temerküzlere gittikleri görülmüştür. Diger bir deyişle o ülkelerin demirini, kauçuğunu. petrolünü, madenlerini daha ucuz ve daha emin temin etmek için. (2) Nitekim Bay Toulemon da makine ve yatınm mallan ithalâtından alınan ve Brükse'deki hesaplara göre, CtF bedelin yüzde 60'ını bulan gümrük vergilerinin indirilmesini ve makine ve yedek parça imalâtını yerli yap mak yerine bunlann İthal edilmesini salık vernektedir. (3) Prof. Ayriın Yalçın 3 Ekhn 1968 tarihli Milliyet'te şöyle yazıyordu: «Avrupa kafasma uyan bir yaratıcılık ve bulu« kabiliyetl içinde bizim özel şartlanmıza uyan bir mcıdel geliştirilecektir..» S on uç zü, 2 numaralı kamyöneticileri kendilerini pek garip bir durum içinde buldular bir sabah. Kruçev, görevinden uzaklaştırılrnış, yüksek yönetidler, Kruçev' in bütün izlerinın silinmesini istemişlerdi. lsteklerin ilk kısmı kolaylıkla yerine getiri'di. bas köşelerden indirilen resimler yakıldı, oraya buraya yazılı isimlerin üstüne taze boya çekildi. Ama iki numaralı kampta mesele bununla çözümlenmiyordu. Kruçev'e küfretmekten, Kruçev' in kaşını begenmemekten, Kruçev'in düşüncelerine kusur bulmaktan hüküm giymiş yüzlerce kişi vartfı bu kampta. Haber duyulur duyulmaz. bu mahkumlar, artık kapıların açı'masını İ94iyorlar, «Simdi düsman kesildiniz ama, düne kadar Krnçev'i methedivordunnz, biz ona daha ilk trününden karsı çıkmak yürrklilijini gösterdik. yajfma yok, sizier elinizi kolunuzu sallavıp dolasırken. bizleri içeride tutamazsınız» dive baSırıyorlardı Mahkumlann bu sert çıkışlarına, kamp yöneticileri, tepki göstermek bir yana, oldukça yumuşak davrandılar. Onlar da durumlaııncfan pek emin deöillerdi anlaşılan. Ne olur, ne olmaz düşüncesiyle. idareye çalışıyorlardı. Sonunda. «Sizlerin dnnımnnn. için Ankara'da yapılan tören ile Istanbul'daki cenaze merasimine bizzat iştirak etmek, çelenk göndermek, telefon ve telgrafla acımizı paylaşmak lutfunda bulunan akraba, dost ve muhterem zevat ile teşekküllere minnet Te şükranlanmızi arz ederiz. SELEN AİLESİ Prof. Dr. Hamit Sadi SELEN Reklâmcıhk: 4387/13460 BÜYÜK BİR 0T0 KAMYON AGENTESİ tyi Ingilizce bilen bir tecrubeli YEDEK PARÇA SATIŞ ŞEFİ ARAMAKTADIR. Müracaat: P. K. 43 LEVENT Uâncılık: 9584/13473 Asansör ialerinde yetiştirilmek üzere askerliğinl İngilizce bilen aranıyor. Mflr: Asansör Müessesesi Karaköy Kemeralta CadNo. 51/2 Telefon: 49 31 89 Cumhuriyet 13442 .Bayındırlık Bakanlığı Karayollan Genel Müdürlüğii 1. Bölge Müdürlüğünden Eksiltmeye konulan iş: Malkara Şahin yolu klm. 017 arası sanst yapılan ve müteferrik işler olup keşif bedeli 210.000.00 liradır. Eksiltmesi 20 Kasım 1968 Çarşamba günu saat 11.00 de İstanbul Küçükyaü'daki Bölge Müdürlügünde kapalı zarf usulü Ue yapılacaktır Eksiltme evrakı Ankara'da Karayollan Genel Mödürlüğö Malzeme Müdürlüğünde İstanbul'da Bölge Müdürlüğünde görülebilir. Eksiltmeye girebümek için: a) îsteklilerin 1968 yıüna ait Ticaret veya Sanayi Odası belgesi ile usulü gereğince 11750.00 liralık geçici teminat venneleri. b) Yeterlik belgesi almak için isteklilerin en geç 14 Kasım 1968 Perşembe günü saat 16.00 ya kadar bir dilekçe Ue Karayollan 1. Bölge Müdarlüğüne müracaat etmeleri müracaatta genel evrak kaydı tarihi muteberdir. Dilekçelerine en az bu işin k"<!İf bedeli kadar buna benzer bir iş yaptığına dair belge eklenmesi lâzımdır. Telgrafta müracaatlar kabul edilmiz. îsteklilerin 2490 sayılı kanuna göre hazırlayacakları teklif mektuplannı en geç ihale saatinden bir saat evveüne kadar Komisyon Başkanlığına vermelfiri lâzımdır Postada vâki gecikmeler nazan itibare fdınmaz (Basın: 26894/13438) Elektrik veya Makina Mühendisi SEKRETER : • ••• •••• •«•« • ••• • ••• ••• 1 2 3 4 Y muhaberat için araruyor. Mür: KaraköyKemeraltı Cad. 51/2. Tel: 49 31 89 Cumhuriyet 13443 Almanca Himbüs 5 (Basm: 7567/13433)
Abone Ol Giriş Yap
Anasayfa Abonelik Paketleri Yayınlar Yardım İletişim English
x
Aşağıdaki yayınlardan bul
Tümünü seç
|
Tümünü temizle
Aşağıdaki tarih aralığında yayınlanmış makaleleri bul
Aşağıdaki yöntemler yoluyla kelimeleri içeren makaleleri bul
ve ve
ve ve
Temizle