Katalog
Yayınlar
- Anneler Günü
- Atatürk Kitapları
- Babalar Günü
- Bilgisayar
- Bilim Teknik
- Cumhuriyet
- Cumhuriyet 19 Mayıs
- Cumhuriyet 23 Nisan
- Cumhuriyet Akademi
- Cumhuriyet Akdeniz
- Cumhuriyet Alışveriş
- Cumhuriyet Almanya
- Cumhuriyet Anadolu
- Cumhuriyet Ankara
- Cumhuriyet Büyük Taaruz
- Cumhuriyet Cumartesi
- Cumhuriyet Çevre
- Cumhuriyet Ege
- Cumhuriyet Eğitim
- Cumhuriyet Emlak
- Cumhuriyet Enerji
- Cumhuriyet Festival
- Cumhuriyet Gezi
- Cumhuriyet Gurme
- Cumhuriyet Haftasonu
- Cumhuriyet İzmir
- Cumhuriyet Le Monde Diplomatique
- Cumhuriyet Marmara
- Cumhuriyet Okulöncesi alışveriş
- Cumhuriyet Oto
- Cumhuriyet Özel Ekler
- Cumhuriyet Pazar
- Cumhuriyet Sağlıklı Beslenme
- Cumhuriyet Sokak
- Cumhuriyet Spor
- Cumhuriyet Strateji
- Cumhuriyet Tarım
- Cumhuriyet Yılbaşı
- Çerçeve Eki
- Çocuk Kitap
- Dergi Eki
- Ekonomi Eki
- Eskişehir
- Evleniyoruz
- Güney Dogu
- Kitap Eki
- Özel Ekler
- Özel Okullar
- Sevgililer Günü
- Siyaset Eki
- Sürdürülebilir yaşam
- Turizm Eki
- Yerel Yönetimler
Yıllar
- 2024
- 2023
- 2022
- 2021
- 2020
- 2019
- 2018
- 2017
- 2016
- 2015
- 2014
- 2013
- 2012
- 2011
- 2010
- 2009
- 2008
- 2007
- 2006
- 2005
- 2004
- 2003
- 2002
- 2001
- 2000
- 1999
- 1998
- 1997
- 1996
- 1995
- 1994
- 1993
- 1992
- 1991
- 1990
- 1989
- 1988
- 1987
- 1986
- 1985
- 1984
- 1983
- 1982
- 1981
- 1980
- 1979
- 1978
- 1977
- 1976
- 1975
- 1974
- 1973
- 1972
- 1971
- 1970
- 1969
- 1968
- 1967
- 1966
- 1965
- 1964
- 1963
- 1962
- 1961
- 1960
- 1959
- 1958
- 1957
- 1956
- 1955
- 1954
- 1953
- 1952
- 1951
- 1950
- 1949
- 1948
- 1947
- 1946
- 1945
- 1944
- 1943
- 1942
- 1941
- 1940
- 1939
- 1938
- 1937
- 1936
- 1935
- 1934
- 1933
- 1932
- 1931
- 1930
Abonelerimiz Orijinal Sayfayı Giriş Yapıp Okuyabilir
Üye Olup Tüm Arşivi Okumak İstiyorum
Sayfayı Satın Almak İstiyorum
SAHÎFE ÎKt 26 Kasım 1968 CUMHURİYET HUKONErierin ACZ'İ Prof. Dr. ilhan ARSEL W V emokratik fllkelerd* Iktidar'ın sadece ~ • * »mesru» olması, yani halkın nza ve mn• vafakati \e çoŞunluğun oylan ile isba?ına gelmiş olması yeterli değildir; tktidar'ın aynı zamanda «etkili» olması, «kuvvetli» olması, ve daha dofrusu «acz» içerisinde kıvranmaması gerektir. Ancak bu takdirdedir ki tktidar, demokratik bir ülkeve yarasır nitelikte savılır; ve ancak bu nitelikte bir Iktidar memlekete yararlı olabilir ve\a hiç olmazsa zarar verici olmaktan nzak kalabilir. Memleketimizin sn son 18 vıllık Anayasa havatı elestirilecek olnrsa çörülür ki, klâsik demokrasinin önçördügü «mesrn iktidar» ilkesi ve onunla hirlikte Batı'nın bazı ülkelerinin ve meselâ 1958'e kadar Fransa'nın • nzun yıllar hasrctini çektiji «istikrarh hükumet» sistemi biıim tatbikatımızda var olmos. ve fakat bnna mnkabil asıl var olması gereken nnsurlar. vani «ku\ vetli hiikfimet» ve «etkili hükumet» esasları çn*n zaman «ajlanamamıstır. hiçbir otorite knramaz, ve her iki halde de memlekette anarsiye vesile yaratır olmuslardır. Genellikle «acz» içerisinde kalmıslardır diyornz : Zir», söylemege hacet yoktur ki, eğer bir memlekette iktidarda bulnnan hükumet, istikrarlı ve çok knvvetli bir çoğunlnkla parlâmento karSisında yer almıs olmakla beraber «sokağa» hâkim olamıvor veya vatandasa kendi polisini, kendi jandarmasını, zabıtasını ve bekçisini saydırtamıyor ise; e|er bn memlekette polis veya zabıta, kannn ve nizamlan tatbik maksadiyle ceza kesemivecek ve mfieyyide nj enlayamıyacak dnrumda ise; effr kannnsnz olarak greve kalksn isçisini, bn hükumet, bundan vaıgeçiremiyor. kanuna aykırı olarak ormandan afaç kesen kövlüsünü vakalavıp adalete teslim edemiyor. trafik kaidelerini dünyanın hiçbir yerinde olmadıeı kadar fütnrsnzca çiğnevip hem sehir trafiçini aksatan ve hem de milli ser^eti baltalavan soförüne üçbes liralık cezavı dahi kesmekten kaçınıvor, ve Trafik Kannnnnn nyenlamak sövle dursnn klâkson vasağını dahi tnüevyidelerle dejKl yalvarmalarla savdırtnaçı düsünüyor ise; eter yine bn aynı hükumet. memleketin kaderinl azgın sokağın galevanlarına karsı kornvamıvor ve birkaç yüz kisinin meydanlara dökülmesivle millî iraderi bn zannedip memleketin savas nçnramlarının kenarına kadar geltnesine mâni olamıvor: devrim kannnlannı hice layip çöl kannnlanm «ASIL» telâkkl eden din adamını hizaya «etiremiyor ve camilerde dini siyasete âlet eden vaizine söz dinletemiyor. veya Atatürk büstünfl «kıble istikametindedir» safsatalarivle yer degistirtenlere «Evet» demekten baska çare ç5remivor. veva «Protesto namazları kılınacaktır» diverekten Devlet Baskanına raeydan oknyan müftüsünü azledemtyor, veya vatandası hasta eden hoparlörlerle ezan eürültülerini önlevemiyor ise; ve nihayet en elimi, gfinlök havatın medenî bir düzen içerisinde ve devlet havsiyetine nygnn bir tarzda cereyanım sailamak hnsnsnnda bir varlık rösteremiyor ve göstermekten cekinivor ve hülâsa devlet otoritesivle her an alay edenlere karsı acs İçerisinde bocalıyor ise; bövle bir hükumete «knvvetli» ve «etkili» hükumet demek verçekten zor olnr. Daba başka bir deyimle, bir hnkumet ki, ne sözü, ne ksrarları ve ne de davranıslariyle ciddive alınmaz ve hattâ kendisine oy veren ve kendisine hayranhk besleyen milyonlann dahi sevgisine ragmen «gtlvenine» mazhar değildir; bir hükumet ki, bir vandan tçisleri Bakanınm ajfziyle: « Ne yapalım tahrik edilmişlerdir Kabahat cnlan tahrık eden ^olrulardad:r» şeklinde bevanlar vererek kendi elindeki devlet knvvetleriyle altetmrkten âoiz kaldıfı asın sol zorbalıiinın. ondan cok daha asırı «aî robarının milvonlarca liral'k tahrih»tına yol aran kaha knvvet ve vandalizm eö«terîl»cvle ezilmesini beklerken, diier vandan da Basbakan'ın: • . KenHısini kabadavı «anan'ar «ınu hicrıir zaman akıllanndan çıkarma«ınlar ki. bu milletin smesinde on'ardan çok daha kabadayılar varrîır. » şeklindekl beyaniarivle sokak kahadavısından medet nmar, ve her iki halde de ton'nmn hnznr ve snkuna kavnstnrmak icin kendi otoritesino davanacak jrr*» arfsrjiay dente" «trasetfne ySnellr. " Bir hükfimet ki, Atatflrk'e karsı düsmanlık ve savnsızlık fiillerini takin etmez ve sucluian varm orçantnın önüne eötürmeı ve sonra da bn fiillerin savısının evvelki vıllara nisoetle »7aldıfını sövleverek memlekette «Atatörk dıismanhtı voktnr» sekiind» kendisjnin de pek inanmsdıJı ifî»ıieler!e Atatürkcü Ordn'vn ve zinde knvvet mihrak'annı telkin vollarını arar; Bir htikumet ki, «Seriat özlemrileri mpvcnt de*ilflfr» flerken. hir vandan adımbs" esplanan <eriat özlemc'sine f»6z kırpar. ve hir vandan da devlet resroî oknllannda B<riat ö^reHmi ve eSltimi vapaTak, avdın din ?damı vetistirme babanesivle milvoniann OVTI irin Temin ham»'sr: B'r hükumet ki. veter«iz otoritesi ilp eirlermeSe mnvaffak olamıvîi'"«*ından em'n hTilundtıihı *narsfvi mphalefet lirterinin •arihî aihrlıtı saveıcinde eecistirmek ister. vr heie hn lider lutfeArr de a»nn(l»n mes«>lâ «R^vkot'ar sona rrmelidir» «örünü cıkararak. sihirbaz deSne*! mis»H. borkotian vera henzerî hareketleri eücsÜT bıraH'rır dlve bekler ve filhal bn olnnca da rahatlar Evet böyle bir hükumete, parlâmentoda ve seçmenler nezdinde ne kadar çeniş ve ne kadar istikrarlr bir çofunlnsa sahip olnrsa olsun, KVVVETLt HÜKtMET adını vermek jfülünç olur. \ YENi BİR SERUM BULUNDU : •••• •••• :::: •••• Organ naklinden sonra hasta normale dönüyor Hazırlayan: Vecdi KIZILDEMİR hicago Üniversıtesi bilim adamlan, kaJb naklinden sonra hastanın normal sağlığını kazanmasma yardımcı olacak yenl bır serum bulmuşlardır. Fareler üzennde lâboratuarda yapılan araştırmalar sonıında elde edilen serum, vücudun, yeni konulan organı red etmesini onlediği gibi, vucudun, mikrop ve hastalıklara karşı da mukavemetıni artırmaktadır. Bu başan geçen gün Chicago Üniversıtesi Pritzker Tıp Fakültesi patolog ve operatorleri tarafından açıklanmıştır. Bu çaîışmalar, Amerika Millî Sağlık Enstitüsünün de desteğile sekiz yıl surmuştür. Kalb, böbrek ve ciğer nakll yapılan hastalar başanlı ameliyattan birkaç hafta veya blr ay sonra. zatürne ve buna benzer mıkroplu hastalıklara kolaylıkla yakalandıklan veya vücutları bu yabancı organları red ettıgı içın öluyorlardı. Guney Afrikalı Dr. Blaiberg, 2 ocaktaki kalb naklinden sonra en uzun sure yaşayan hastadır. Organın vıicut tarafmdan reddedılmesıni örüemek ıçın kelü aralıklarda çok knvvetli bir ılAç olan antılymphoctic globulm enjeksiyonlarına tâbi tutulan hasta, yine de ameliyattan evvelki durumuna nazaran hastalıklara karşı çok hassastır. Antılymphoctic Globulm, kandan elde edilen bir Uâçtır ve naklı yapılan organ için savasan beyaz kürelerin meydana gelmesini kontrol etmektedır.. Bu ılâç son beş seneden beri Birleşık Amerika'da böbrek nakli vapılan hastalarda ve son zamanlarda da kalb nskünde kullnılmaktadır. İ Once ahıâk terazisine | göre bir değerlendirme... • C İstikrarlı Hükumetler crtk Birinci Cumhuriyet (19241960) ve eerek tkinci Cumhurlyet (1961 ? ) devirlerinin «Meeli» Hükumet» iliskileri bakımından genel bilânçosu yapılacak olnrsa çörülür ki. memleketimizde. Batı'nın «musibet» diye kabnl ede?eldi£i •hükumet Jstikrarsııhtı» durumlan pek mevcut olmamıgtır. Fühakik», bilindigi *ıhi, 1 inci Camhnrivetin 36 yıllık devresi içerHnde 14 hükumet isbaşına eelmis re bn 11 hükumet 10 Basbakanın HderliSinde gSrrv ifa etmistir. Bövlece bn devre hükumetlerinin ortslama iiçer yıllık ömürler» olmustur. Bn «onno i«<iiîrarlı hnkumet sigteminin kıstasıdır. AtatürViin ve daha sonra tnönıVnün Devlet P<karı biıbındnklan tek pjırti devirlerinde siinhesİT ki hükumet Ktikrarsi7lı*ından bah»edilemezHî. Bn devirler betn «istikrarlı», hetn «knvvrtlN %e hem de «etkili» hukumetler dev. ridir. Bunn takin eden çok nartili sivasi htvatıırızın (19501960) dahi hükumct istikrarsıılıklanna sahne olmavısını ileinç bir olav olarak sikretmeft eerekir. Fakat 195.0 den Snceki «kuv. vetli ve etklli hüknmet* anlavıgı, 1950'den sonra f"klı ölcü kalıbma «okulmustur. * > nci Cumhurivet devrine gelince: Bu dev**" ri. %eni Anayasamızın ve ona göre kuralan nrganların islemefe basladıgı Ekim 1961'den basiatacak nlursak. o tarihten bn yana 7 hiikumct knrulmu* olmasına, vani şn dnrnma töre 7 \ıll.k bir MÎP icerisinde 7 hükumet deSisikli*i vnku bulmus olmasına ra^men vine de hükumet istikrarsızlıfcından bahcetmek mümkün dojildir zi™ bn hiiknmetlerden ilk dördü hep avnı «absın haskanlıÇında knrnlan ve avnı etkilerc ba*!ı olarak is çören hükitmeUer olmnv tnr. Son ikisîni de avnı niteliklere sokabiliriz. Ancak ne \ar ki. 1%1'den gonra istikrarlı hükumrtlrre rajmen istikrarlı «siva«et» lerin takip edildijini \e «knvvetli» ve «etkili» hüknmetlerin knruldnSnnn sövlemek kolay de(ildir. Bir kere ilk 4 yıl bovnnea »iyasi partileTden hirbiri yeter bir coînnlnkla Meclis'e çirememi«stir: bn vüıdeı»dir kt, b« sttre esnasınd» hifbir parti tek basına hükumet teskil edememistir. Milîet Meclisinde yeter çoennlnk sağlanamavısı sebebi^le basvnrnlan koalisvon tesebbfisleri de her zaman normal nsnllere nygnn düsmemi?, ve daha dofrnsn «tsmet Paşa'sız» hükumet knrma ihtimallerinin korkunç sonnçlar do|nrabileceŞi vehmiyle hareket edilmistir. Bnnnnla beIirtmek istedigimiz sey şudar ki, hükumet tesVtili bah^inde çözönünde tutulan veeâne hnsns MiHet Mecli^indeki çoSunluk kombinezonlan değil. fakat dogrudan doirnya «ORDU» olmus ve istenmistir ki, Ordu'nnn hosuna gitmiyecek bir sahıs Basbakan olarak milletin karsisına çıkmasın. Bnnunla beraber 4 üncü tnönü hökumeti'nin (1) diisürülmesinden sonra tnönü'lüz hükumet kurulabiieceti inancma zemin hazırlayan bir durum ortava çıkmış ve tarafsız bir Basbakanın (2) baskanlıgında koalisyon hükumeti teskil olunmnstur. TC^akat hemen söylemek gerekir ki. ister ko* alısjon bünvesinde knrulmns olsnn, isterse azınlık şeklinde. bu çesit hükumetler hiçbir zaman etkili ve gerçekten yararlı bir siyaset takip edememisler ve memlekette istikrar sağlayamamıslar, ve millî menfaatlerimizi ne tümü itibarijie ve ne de uzun \âde esasına gdre kollayamamıslardır. Koalisyona dahil partiler birbirlerine \erdikleri tavızlerle memleketin öz çıkarlarını ihmal etmisier, bilmemezlikten şelmişlerdir. tnönü'nün 4 üncü defa korduğu azınlık hııkumeti ıçın dahı durum bn olmustur; azınlık hükumeti, kendisini destekler görünen küçük bir partinin Kaprislerine bovun eğmek zornnlu^unda kalmıstır. Bütün bunlardan dolayıdır ki, 2 nci Cumhnriyet'in ilk 4 yıllık siyasi tatbikatı boMinca hiçbir hükumet memleket için nzan vâdelı, etkili ve kamu ovnna sayei ve şüvenlik telkin eder bir siyaset takibi imkanlarını bulamamıstır. $ı kullanılan llâçlan kalb nakliyatı yapılan hastalara uygulamaktadırlar. Chicagolu doktorlann bulduğu serumun, şımdıye kadar kullanılan ılâçlardan üstun olduğu ılen surülmektedlr. Çünku serum hem vucudun yeni organı red etmesini onlüyor ve hem de vücudun hastalıklara karşı normal clarak savunmasını yapmasmı sağlıyor. Chicago serum'u, farelerden tlde edilmekte ve bu serum organlan deglştirilen farelere verilerek vucutlarının dışardan alabılecekleri enfeksıyonlara karşı mukavemet kazanması sağlanmaktadır. Ünıversıtenln bıldirdigme gcre, «Organ nakll yapılan fareye, serum verilmekte, buna Oâveten ayn bir tedaviye ihtiyaç gorülmemektedir.» Chicago Ünıversıtesimn ılgililennı nbehrttiğine gore, farelere takılan yenl bir böbrek, suresız ve normal olarak çalısmaya başlamaktadır. Şımdıye kadar bu şekılde tedavı edilen 19 fareden hıçbırı yeni bobreğı red etmemıstır ve bu hay\anlar bır seneden berı normal sağhklarına sahip olarak yaşamaktadırlar. elırtildığine göre, eğer bu tedavi sıstemı ınsana uygulanırsa, «Bes sene için çok knvvetli ve tehlikcli ilâçlann yardımına lüzum olmadan kalb, böbrek ve ciğer nakli yapılmıs hasta normal ha>atına ka\usahilir.» Serumun bulunmasmda Patoîog olan Donald A. Ro.vley ve Frank W. Fıtch araştırmaların esas çalışmalarını yapmışlardır. Operatör olan Dr. Frank P. Stuart ve Dr. Tatsuo Saitoh da bu serumu fareler üzenne uygıılayan cerrahlardır. ! ! ! j ] | | i ! | ! ! ! ! ! | | | | ! î { ! B Blaiberg'i kurtardı merika'nın en başanlı kalb nakli amelıyatını yapan Texaslı operatör Dr. Denton Cooley, Dr. Blaiberg'e Globuhn kullanmasını tavsiye etmistir ve Elaiberg* ' ln hayatınm bu sayede" kurtarılmış oldugu soylenmektedlr. A :ıst Buçünkü Batı demokrasisi, kapitalistlerle sosyalistlerin parlâmento çatısı altında birlikte ya$ama!arı, tartısmaları, seçim yolundan iktidara geçmeye çalışmaları demektir. En sağdan en sola kadar bütün partiler yasaların kanatları altındadır. Batı demokrasilerine .burjuva demokrasılerı» ismı de verilir. Sol ve sosyahst partiler bu rejimlerin ayrılmaz parçasıdır. Batı insanı, sosyalist partilerin iticî mnhalefetini toplumun ilerlemesi içın çerekli sayan anlavıstadır. Bunun içindir ki, Türkivede «Batı demokrasisi» sözünfl a^zından düşürmiven. ama sos\alist partisini tasfi>e etmek isteyen kışiler. en hafif deyimivle, «iki yüzlü» sıfatına lâyıktırlar. Bu soy kisilerin Türkiye için özledikleri rejim, Amerikan güdümünde cok partili «Fılıpm demokrasisi» dir. Clkemizde sosyalist sıfatını benimseyen tek parti, Işçi Partisıdir. 1968 Türkiyesinde her namuslu aydın, tsci Partisinin Anajasa çerçe\esindeki verini kabul eder. T.t.P.'in çok partili düzendekı \arlı*ını ve gereğini kabnl etmek içın sosyalist olma>a lüzum ^oktnr. Batı demokrasilerini kendine model belliyen her kişi eğer fikir ahlâkından biraz nasibi varsa Isçi Partisinin teminatı gibidir. Ve bu tabiî mantıfcın sonucundadır ki, Bülent Ecevit ve Ismet Paşa gibi isimler, T.l.P.'i Adalet Partisi karşısında zaman zaman savunmuslardır. Ve bu olayda sasılacak bir nokta voktur. Bnçün Türk toplnmnnda Işçi Partisi'nin sigortası, parti dı^ındaki güclerin varlıfında bulanmaktadır, • Meselenin bn yanını noktaladıktan sonra gelelim ikincl yanına : Son günlerde Babıâli basını Türkiye Isçi Partisine deggin garip haberler ve demeçlerle dolup tasmaktadır. Parti yöneticilerı birbirlerine girmislerdir. Ve öyle sözler sarfedilmistir ki, yöneticiler arasında bütün köprüler atılmıstır; teskilât saskına db'nmüştür; parti iflâsın esigindedir. Herkesin gözleri önünde acı olduçu kadar gülünç bir dram sahneye konmuş. Demirel'in beceremediğıni partinin başında bnlunan «dortdortlük» sosyalistler başarmış ve T.t.P.'i çöküntüye sürüklemişlerdir. Hemen söyliyelim ki, bn dramm temelinde parti ySnetlcilerinln yıllardan beri sürdürdükleri yanlıs bir stratejinin iflâsı yatmaktadır. Ama biz bn yazımızda tsçi Partisinde kopan fırtınanın temel nedenlerine yönelecek degiliz. Şimdi Anadolunnn uzak köşelerinde nice devrimci, olaylan üzüntttyle izliyor; sosyalist flkirlere içtenlikle sarılmıs insanlar : Ne olnvornz, hangi taraf haklı? diye sornyor. Ne yazık ki, tsçi Partisindeki çatışmayı ele alırken cHangi taraf hakla?» dive sormak vakti de artık geçmistir. Eger konn, bir fikir tartısması niteliğinde kalsa «hançi taraf haklı?» diye sorabilirdik. Bir sosyalist partisi içinde ve dısında, sosvalistler, çeşitli fikirler ileri siirebilirler; partinin stratcjisini tartışabilirler; birbirlerine sert sözler söylivebilir, kırıcı polemiklere kayabilirler; darılabilirler, barısabilirler.. kisisel hırslar çatışmalan keskinleştirebilir .. Bütün bnnlar olağandır. OIa|an sayılmıyacak sey, tartışmalann belirll ahlSk ve namns knrallannı biçe sayacak kadar yozlaşmasıdır. Bir sosyalist partisinin yöneticisl, yıllardan beri birlikte çalıştıgı arkadasını gerçekligi süpheli bir belgeyle «Rusçu, Moskofçu» diye jnrnallayıp koltn|unda otnramaz .. Hele «Rusçu, Moskofçu» dive nitelediği insanla aynı yürütme knrnlnnda hiçbir sey olmamıs gibi çalıgmaya devam edemez. Sosyalist partisinin yöneticileri Kendilerine karşı çıkatı parti Oyelerini, işlerine geldifi vakit : Moskofçu.. ve işlerine geldigi vakit : Amerikan ajanı.. diye suçlayamazlar. Bu soy davranış en bafif tâbirivle ahlâka aykırı bir davranıştır. Koltnkta kalmak için jnrnal ve iftiravı mübah görenlerin yönetimindeki bir partiye kimsenin güveni kalmaz. Jnrnal ve iftirayı koltnk kavgasında araç edinen kisilerin yönetimden tasfiyesi çerekir. Ahlâk knrallanna sırt çevirmi? yöneticilerle sosyalist partisi olmaz. Ne vazık ki. tsçi Partisi vöneticileri bn partive içtenlikle sarılmıs nice namnsln insanı hayal kınklığına ngrattılar. Partivi çökertmek için birbirleriyle yans ettiler. Buçün öylesine bir açmaza sarmıs, ve öylesine bir çıkmaza girmislerdir kl, eger Türk sosializmine hizmet etmek istivorlarsa lâyık olmadıkları parti teskilâtına karsı yapacaklan en hayırlı iş, çekilmek, ve kendilerinden sonra eelecek gençlere koltuklannı teslim etmektir. tsçi Partisi önce ahlâk terazisine çöre bir dejerlendirmenin tasfivesine muhtartır. Partiyi ilgilendiren Tıer mesele ancak bundan sonra konnsulabilir. ' ' ŞlŞIRİLMtŞ EMNİYET YASTIĞI İLE KOLTCfiUNA EDİLMtŞ BtR VÇAK ÎOLCLSÜ TESBIT Plâstik koruyucu uçak kazalarında ölümü önleyecek ünya üzerindeki çeşitli hava alanlarından her sanıye birkaç tane uçak kalkmaktadır. Uşaklarla seyahat eden yolcuların sayıları her yıl muntazaman °o 15 oranmda artmaktadır. Bu keşıf uçak ve yolcu trafiği karşısında bile hâlâ insanlarda 20 nci asrın bu modem vasıtasına karşı bır çekıngenlik devam etmektedır. Hakikaten kazaya uğrayan bir uçaktan kurtulmak son derece guç olmaktadır. Fakat butun bunlara karsılık, her yıl trafik kazalarında da olen yüzbinlerle ınsanın janında Eon 14 yıl içinde uçakla seyahat eden yolcular arasındaki olum nısbetı yuz mılyonda bırdır. Bu nisbeti şovle değ»rlendirebihnz: «S0 yıl hiç inmeden devamlı olarak uçacak olan bir insan, ancak bu muddetin sonunda kazaya uğrayabüecektir.» •••••••••••••••••a •••••• Şimdiye kadar hiç bir yerde yayınlanmamış bir vesika TIP Merkez Haysıyet Dıvanı eski Başkanı ÜZEYİR BABA'NIN ÖLMEDEN ÖNCE YAZDIĞI AYBAR VE KLİĞİNİ UYARAN MEKTLBU TtRK SOLIT'NUN 54. SAYISINDA BUGÜN Ç I K T I Abone adresi: Bâbıâlı Cad. 29 Cagaloğlu îst. YıUık Abone 40 TL. Cumhurıyst 14453 D plâstıkten yapılan bu yastıktan bajka yolcunun yuz kısmını koruyacak maskeler üzerinde de çalı§ılmaktadır. Maskeler çağm yere çakılmasmdan sonra, herhangı bır şekılde çıkacak olan \angın sebebı ile yolcunun boğulmamasını sağlayaeak olan mas keler de sıcağı geçırmemekte ve yan mamaktadır. U S o n uç UVVETLÎ HÜKÛMET demek, her şeyden önce, hukuk hissine ba|lı ve oy kajbetme endisesiyle atalete kapılmayan; kanun ve nizamları nyguiama bakımından sözünü geçirebilen; demagojiye ve taviz politikasına tevessül etmeven veya bn çesit içgüdülere mukavemet edebilen; Atatürk devrimlerine el kaldırtmayan \ e kaldıranlan takipten kaçınmayan; din adamına. memlekete kötülük etme fırsatlannı asla vermeyen; ye kısacası, bilerek veya bilmeyerek, milletin gerçek menfaatleri nğrnna iktidan kaybetmekten korkmayan hükumet demektir. Bu anlamda knvvetli bir hükumet, seçmenlerin büyük çoğunlngnnun oylanna ve sempatisine mazhar olmayabilir; hattâ parlâmentoda istikrarlı bir destege dahi sahip bulunmayabilir. fakat vine de «hükumet etme» havsiyetiyle bağdasır bir otoriteyl elinde tntmasını bilir. 1964 seçimlerinden sonra, Ingiltere'de, fevkalâde zayıf bir parlâmento çoğnnlugn ile iktidara gelen WÎLSON hükumetinin, içerde ve dısarda, ne kadar azimli ve saglam bir otoriteye ve sahsiyete sahip oldnğu hatırlardadır. Basta tntiltere olmak üzere Batı'nın pek çok ülkeleri bnnnn örnekleriyle dolndnr. I LA N îstanbul Santrallarına ilâveler dolayısiyle telefon talebınde bulunup da mukavele yapmak üzere dâvet mektubu alan talep sahıplerının mukavelelen Sırkecı Büyük Postahane karşısında Genel Sigorta Hanı binasımn zemm katında yapılmaktadır. Devır, nakıl vs. ışlemler eskıden olduğu gibi Büyük Postahane bınasının 2 nci katındakı servıslerımizde yapılacaktır. Keyfıyet sayın ügüılere duyurulur. İSTANBUL TELEFON BAŞMÜDÜRLÜĞÜ K ««•• lstikrara rağmen acz!.. seçitnleri sonncn iktidara gelen parti, nispî temsil sisteminin küçük partilere prim veren en kötü seklfne rafmen Mecliste, tek basına, çok büyük bir çognnluk sağlayabilmistir. 1965'ten ben de bn istikrarlı çoğnnlnğn muhafaza edebilmistir. Sn hale çöre 1965'ten sonra da memleketimizde istikrarlı hükumetler is ştörmüstür. Ancak çarip ve anlasılmaz çibi görünen cihet sudur ki, böyle knvvetli ve istikrarlı bir çoçunlnça dayanan hükumetler «knvvetlı ve etkili» hükumet nitelieini arzedememislerdir. Edememislerdir. çünkü halka raçmen ve fakat halkın da gerçek yararına olmak üzere memleketi yönetme cesaret ve kodretini kendilerinde bulamamıslardır: Ya yersiz yere \e lüzumundan fazla şiddet yollarma basvnrarak terör havası varatma heves ve eğiümine kapılmıslar. vevahut da aksine, ve genellikle, «acz» içerisinde hiçbir sey yapamaz, Uzay anteni ve radyo vericisi hastalar için kullanılıyor oğaz ameliyatı geçiren bu dört yaşındaki yavru, California'daki bir hastahanede minyatür bir anten ile hastaya tıbbî müdahale gerektiğl zaman alarm çalan bir radyo vericisi taşımaktadır. Bu cihazlar, AmerikaIı ilim adamları tarafından uzay araştırraalarında cisimlerin fiziki etkilerini ölçmek amacıyla geliştirilmiştir. Tıp alanmda da başanyla ktıllanılan cihaz. nefes ahş ve verişleri sırasındaki ısı farklannı ölçmekte ve nefes darlığı basçösterdiği anları UgilUere a larm çalarak haber vermektedir. Hastahane ilgilileri cihaz sayesinde. hastalara daha büvük bir itina ve güvenlilUe bakılabileceğini sÖTİemektedirler. Amerikada ve dığer memleketlerde bazı doktorlar kansere kar Kaza nisbeti yıhnda uçakla seyahat eden 134,1 milyon yolcudan ancak 0,23'u kazaya uğramıştır. Bu rakkam 1958 yıhnda 0^8 idi. Uçuş saatleri ile bir mukayese yapıldığında da kaza nisbetlerinin her 100" bin saat uçuşta 2,6 olduğu göriilmektedir. Uçaklarda kaza nisbetinin bu kadar düsük olmasına rağmen. insanlar arasındaki yaygın çekingenliği onlemek için geniş çapta çalıjmalar yapılmaktadır. Bunlardan en ö'nemlisi uçak yere çarptığmda veya mecburi inışlerde yolcuların çarpma veya şok neticetinde olmelerinin önüne geçecek oîan sistemdır. Bu sıstemde, her yolcur.un onundekı koltuğun içinde bulur.an bır hava yastığı emniyeti sağ lamaktadır. Tehüke ânında pilot tarafından basılan bir düğme bütün yastıklan bir anda şişirmekte ve yol cuyu koltuğuna âdeta gömmektedir. Hava yastığı yolcunun bütün vücudunu emniyet altına almakta ve her tur'ü şoktan korumaktadır. Yanmaz B (Basın: 28432/144501 • • • « •••• Ankara Üniversifesi Tıp Fakülfesi Dekanhğından: TÜZÜ ATEŞTEN KORUYAN MASKE ÂLEV MAKİNESt tLE DENENİRKEN Bu iki keşif de herhangi b:r kaza halınde yolcunun yaralanmasını veya yanmasını önleyecektir. Fakat gene de kesin bir koruyucu olamıyacaktır. Bunların yanında mecburi inislerde uçağm govdesini korumak için de şişirılmiş yastıklardan istifade edılmesi duşünülmektedır. Fakültemizde münhal bulunan O50> lira aslî kadroya BAŞHEKİM MUAVİNİ alınacaktır. İsteklilerin Memurın Kanununun 4. maddesmde yazılı şartlara haiz bulunmaları lâzımdır İsteklilerin 14121968 Cumartesi günü saat 13.00 e kadar haltercümelen ile birlikte bir dilekçe ile müracaatlan rica olunur. (1) Bu bir azınlık hükumeti idi, ve C.H.P.'nin Y T.P. desteğıyle kurduğu bir hükumet olarak is görmüştür. (2) Suat Hayri Ürguplü Hükumeti. !••• (Basın: A. 1554428191/14435) İ L N Nimbüs İskenderun Malmüdürlüğünden Beher kilosu 125 kuruşt^ 18 ton mıktanndaki 5 mm. lik yeşil mercımeğin kapalı zarf usulüyle 10/12/1968 Salı güna saat 11 de ihalesi yapılacaktır. Şartname mesal saatlerinde Malmüdürlügünde görülebilir, gazete iian masraîı hariç dığer masraflar alıcıya aittir. tsteklilerin 1700 lıra teminat makbuzu ile tekliî mektuplannı saat 10 a kadar İskenderun Malmfldürlüğünde teşekkül edecek Komisyona verilmesi, postadaki gecikmelerin nazara alınamayacağı ilftn olunur. 15/11/1968 tskendenTn Malmüdürfl Buca Belediyesinden 1 Beledıyemız Otobüs ve Su İşletmelerı. Su İşletmesi Müdürlüğünün ihtıyacı olan 2000 metre 1/2 inç. 4000 metre 1 1/2 inç galvanızli su borusu 2490 sayılı kanun uyannca kapalı zarf usulü ile ıhale olunacaktır. 2 Tümünün muhrvmmen bedeli 63 080. Tümünün muvakkat teminatı 4.404 3 îhale 10 Araük 1968 günü saat 15 de Belediyemiz Daimî Encümeni hnz nda yapılacaktır. Bu Işe ait şartname Otobüs ve Su İşletmeleri Saymanüğından teaıin edilir. 5 thaleye iştirak etmek isteyenler teklif mektuplannı Belediyemiz Yazı tşlerine en geç saat 14 de muvakkat teminat makbuzlan ile birlikte teslim et•miş olacaklardır (Basın î 535528179'144311 (Basın: 2801S/144361